Milli Güvenlik Kurulunun, PKK’nın sınır ötesindeki hareketlerini engelleyecek önlemler arasında Kuzey Irak’a ekonomik ambargo uygulanmasını da değerlendirmesini iyi düşünmek gerekiyor.
Kuzey Irak bölgesel Kürt yönetiminin, Türkiye’nin dostluğunu kaybetmenin nelere mal olabileceğini görmesinin elbette sayılamayacak kadar çok faydası var.
Barzani ve Talabani bilmeli ki, Türkiye’ye düşmanca tavırlarla yaklaştıkları sürece bu bölgede rahat ve huzur içinde yaşayamayacaklar, sahip oldukları ekonomik zenginlikleri kullanamayacaklar.
Ancak her ekonomik yaptırım gibi bunun da iki tarafı keskin bir bıçak olduğu gerçeğini de düşünmek gerekiyor.
Güneydoğu illerimizin ticaret ve sanayi odalarının başkanlarının demeçlerini dikkatle okuyunca bu endişe daha iyi anlaşılıyor.
Olası bir ambargonun, bölgenin zaten çok gelişmemiş ekonomisinde yaratabileceği tahribatı ihmal etmemek gerek.
Ve şunu da unutmamalıyız: PKK’nın terör için uygun bir zemin bulmasının ve insan kaynağı konusunda çok da fazla sıkıntı çekmemesinin bir nedeni de bölgenin ekonomik geriliği değil miydi?
Terör sorununun kesin çözümünün, bölgenin ekonomik gelişmesinin hızlanması ve işsizliğin azaltılmasında yattığı söylenmiyor muydu?
Ambargo konusunda soruna öfkeyle değil, akılla yaklaşmamız gerekiyor.
Hürriyet, 26 Ekim 2007
|