Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 25 Eylül 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Haberler

 

Asker: Laiklikte tarafız

Kara Harp Okulu töreninde konuşan Kara Kuvvetleri Komutanı Org. İlker Başbuğ, “Laiklik cumhuriyetin temel değeridir. Laiklik konusu tartışmaların içerisine çekilmemelidir. TSK temel yapı ve değerlerin korunmasında taraftır” dedi.

Kara Harp Okulu’nda 2007-2008 Eğitim Öğretim Yılı, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Başbuğ’un katıldığı bir törenle başladı. Harbiyeliler, yeni eğitim ve öğretim yılının ilk dersini Orgeneral Başbuğ’dan aldılar. Konuşmasının konusunu ‘’Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş felsefesinin temel unsurlarını oluşturan ulus devlet, üniter devlet ve laik devlete yönelik tehdit ve risklerin değerlendirilmesi’’ olarak belirlediğini ifade eden Orgeneral Başbuğ, laiklik ilkesinin ulus devlet ve Atatürk milliyetçiliği anlayışının olmazsa olmaz koşulu olduğunu ifade ederek, Orgeneral Başbuğ, ‘’Anayasadaki laiklik ilkesine ilişkin işlevsel tanımlar tartışma konuları içerisine çekilmemelidir’’ diye konuştu.

Orgeneral Başbuğ, Cumhuriyetin temel nitelikleri olan demokratik, laik, sosyal ve hukuk devleti niteliklerine sahip çıkma ve koruma görevinin, ‘’kendisini Türk ulusunun bir ferdi olarak hisseden herkese’’ düşen bir görev olduğunu ifade ederek, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin de bu yapı ve niteliklerin korunmasında her zaman taraf olduğunu ve olmaya devam edeceğini söyledi.

/ ANKARA

25.09.2007


 

Yasak, ideolojikleştirir

Türkiye’de başörtülülerin potansiyel suçlu gibi gösterildiğini kaydeden Ermeni asıllı yazar Jaklin Çelik şu görüşleri dile getirdi: “Bu ülkede türban takmak isteyen insanlar var. Bana kalırsa bu bir tehlike değil, asıl bunu görmezden gelmek bir tehlike unsuru haline gelebilir. O zaman olay ideolojikleşir. İşte ondan korkulur! Ama bizde yasakçı bir zihniyet var. Her yasak bir süre sonra toplumsal travmaya dönüşüyor.”

Ermeni asıllı kadın yazar Jaklin Çelik, başörtüsü takmanın bir tehlike olmadığını vurgulayarak, asıl bunu görmezden gelmenin bir tehlike unsuru olduğunu kaydetti.

Akşam gazetesine konuşan Diyarbakır doğumlu Ermeni asıllı kadın yazar Jaklin Çelik, İsmail Türüt’ün seslendirdiği şarkıya yapılan klipte, Ermenilerin potansiyel suçlu gibi gösterildiğini ve rahatsızlık sebebi olduğunu belirterek, “Bunlar çok tehlikeli şeyler. Bunu türban meselesinde de görüyoruz” dedi.

Başörtülülerin de potansiyel suçlu gibi gösterildiğini kaydeden Ermeni yazar Çelik, şunları kayeddetti:

“Bu ülkede türban takmak isteyen insanlar var. Bana kalırsa bu bir tehlike değil, asıl bunu görmezden gelmek bir tehlike unsuru haline gelebilir. O zaman olay ideolojikleşir. İşte ondan korkulur! Ama bizde yasakçı bir zihniyet var. Her yasak bir süre sonra toplumsal travmaya dönüşüyor.”

KORKULARIN GELECEĞİNE

GÜVENMEMEK GEREKİR

Çelik, Türkiye’de hep bir İranlaşma korkusu olduğunu ifade ederek, “Korkuların geleceğine bu kadar güvenmemek gerekir. Önce izin vermek gerekir. İş rayından çıkarsa bakılır” diye konuştu.

Demokrasi çatısı altında başörtüsünün serbest kalması gerektiğini vurguluyan Jaklin Çelik, şöyle devam etti:

“İş rayından çıkarsa aynı çatı altında başka türlü formüller bulunur. Ama hep bir darbe miti var. Çünkü ordu var. Ama şunu da unutmamak gerekir ki Türkiye, yüzde 99’u Müslüman olan bir ülke. Çoğunluğun sesine kulak kabartmak, o seslerin taleplerini dinlemek gerektiğine inanıyorum. Türkiye Müslüman ama ibadete zorlamayan bir ülke. Oysa artık ibadet konusunda çevrenin baskı oluşturabileceğinden bahsediliyor. Bütün düşüncelerimizde toptancıyız. Farkındaysanız bütün korkularımız bahsedilir şeylerden öteye gitmiyor. Ama bir de gerçekler var. Biz herşeye İstanbul odaklı bakıyoruz. Bütün korkularımızda İstanbul merkezli bir huzurun yok olması üzerine şekilleniyor. hristiyan ülkelere baktığınızda oralarda da dominant dini öğeler var. Burada neden rahatsız ediyor? İslam’la ilgili bir problem olmasın? Ben dinden bu kadar uzak durmamak gerektiğini düşünüyorum. Bu anlamda da insanları ibadete zorlayan organize bir gücün olduğunu düşünmüyorum. Bazı şeylerle barışık yaşamayı bilmek gerekiyor.”

/ İSTANBUL

25.09.2007


 

Örtü yasağı emperyalizmin dayatması

İtalya’daki Romano Prodi merkez sol hükümetinin İçişleri Bakanı Giulio Amato “Başörtüsünü yasaklamak emperyalist bir ideolojidir” dedi. Hürriyet’in haberine göre, Floransa’da yapılan göç ve göçmenlerle ilgili konferansa katılan Bakan Amato başörtüsü konusunda dikkat çekici bir değerlendirme yaptı.

Hürriyet’in haberine göre, Floransa’da yapılan göç ve göçmenlerle ilgili konferansa katılan Bakan Amato başörtüsü konusunda şöyle konuştu:

“Son zamanlarda Avrupa’da başörtüsü gereğinden fazla tartışılmaktadır. Başörtüsünün yasaklanmasının gündeme gelmesi de Batı emperyalizminin, farklı ideoloji ve düşüncelere karşılık kendi düşüncesini zorla dayatmasından başka bir şey değildir.” Amato, “Başörtüsü bazı şartlarda doğrudan kadınlara, bazen de onların kimliklerini ifade tarzına karşı kullanılan simgesel bir araçtır” dedi.

/ ROMA

25.09.2007


 

Üniversiteler yine yasaklı başladı

Üniversiteler 2007-2008 eğitim yılına yine yasaklı başladı. Ankara Üniversitesi’nin açılışında Rektör Prof. Dr. Nusret Aras’ın yeni Anayasa’da başörtüsü serbestliği tanınmasına karşı çıktığını söylediği sırada başörtülü öğrenciler kampüse başlarını açarak girdi.

Ankara Üniversitesi 2007-2008 Akademik Yılı Açılış Töreni, üniversitenin Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi’nde yapıldı. Anayasa Mahkemesi eski başkanları Yekta Güngör Özden ve Mustafa Bumin’in katıldığı açılış töreninde konuşan Rektör Prof. Dr. Nusret Uras, yeni anayasa’da üniversitelerde kılık kıyafet serbestliğiyle ilgili değişiklik yapılmak istendiğinin açık bir şekilde belli olduğunu aktardı.

Öğrencilere başörtüsü serbestliği tanınmasının sakıncalı ve tartışmalar ortaya çıkaracak bir durum oluşturacağını iddia eden Prof. Dr. Uras, öğrencilerin başörtülüleriyle üniversitelere girebilmeleri durumunda başı örtülü olmayanlara baskı yapılabileceğini savundu.

Rektör Uras’ın başörtüsü serbestliğine karşı konuşma yaptığı sırada Dil Tarih Coğrafya Fakültesi önünde bekleyen bir grup başörtülü öğrenci kampus girişinde polislerin arkasında bekledi. Bir süre burada bekleyen öğrenciler daha sonra başlarını açarak giriş kapısındaki güvenlik görevlilerinin arasından kampüse girmek zorunda kaldı.

/ ANKARA

25.09.2007


 

Çiçek: Ciddî bir bilgi kirliliği yaşıyoruz

Başbakan Vekili Cemil Çiçek, son günlerin tartışması olan Anayasa değişikliği konusunda ciddi bir bilgi kirliliği yaşandığını belirtti.

Çiçek, Anayasa değişikliği konusunda herkesten pozitif katkı ve uygarca tartışma beklediklerini söyledi. Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Sinan Aygün ile yönetim kurulu üyeleri ve meclis üyelerinden oluşan bir heyet, Başbakan Vekili Cemil Çiçek’i makamında ziyaret ederek bir süre görüştü. Görüşmenin sonunda gazetecilere bir açıklama yapan Çiçek, hükümet olarak ilk çıkardıkları yasalardan birinin Bilgi Edinme Hakkı Kanunu olduğunu belirterek, bu konudaki düşüncelerini aktardı. Bilgiler eksik olursa değerlendirmelerin de eksik olacağına işaret eden Çiçek, bilgilerin sağlıklı kanallardan gelmemesi halinde tartışmaların da sağlıklı olamayacağını kaydetti. Türkiye’nin, bilgi kirliliğinin en çok yaşandığı ülkelerden biri olduğunu ifade eden Çiçek, ‘’Son günlerin tartışması olan Anayasa değişikliği konusunda da maalesef ciddi bir bilgi kirliliği yaşıyoruz’’ dedi.

Bu tartışmaların özüne girmeyeceğini kaydeden Çiçek, toplumda ön yargıların bulunduğuna işaret ederek, ‘’Zaten önümüzdeki en büyük engel, birbirimizle ilgili, birbirimizin belli değerlere, kurumlara, kavramlara sadakati konusunda bir endişeyi karşılıklı olarak taşımış olmamızdır. Bir çalışma yapılacaksa uzlaşmayla yapılıyor ve yapılacaktır. Bundan kimsenin tereddütü olmasın’’ diye konuştu.

/ ANKARA

25.09.2007


 

12 Eylülcüler yargılansın

Bursa Barosu Başkanı Avukat Asude Şenol, anayasa tartışmalarının sadece tek bir madde üzerinde yoğunlaşmasının yanlış olduğunu söyledi. Yeni hazırlanan anayasada12 Eylül yöneticilerinin yargılanmasın önünün açılması gerektiğini belirten Şenol, önümüzdeki hafta Bursa’da sivil toplum kuruluşları, meslek odaları, bilim adamları ve politikacılardan oluşan bir platformla yeni anayasayı tartışacaklarını kaydetti.

Baro Başkanı Şenol, anayasa taslağının tartışılması için platform hazırlıklarına başladıklarını, akademik odalar birliğiyle görüştüklerini, bu hafta günü bir toplantı yapacaklarını belirtti. Politikacılardan sokaktaki vatandaşa kadar herkesin düşüncesini açıklayacağı bir ortam amaçladıklarını anlatan Şenol, çalışmaların sadece başörtüsüne indirgenmemesini istedi. Şenol şöyle devam etti:

“Tek bir maddeye saplanılmasını doğru bulmuyorum. Her şeye yoğunlaşması gerekiyor. Biz yıllarca anayasanın değişmesi gerektiğini söyledik durduk. Gerçi zaman zaman paketler halinde anayasada demokratik adımlar atıldı; ama bunlar yetersiz kaldı. Öncelikle 12 Eylül anayasasının mutlak suretle değişmesi gerekir. 12 Eylül yöneticilerinin yargılanmasının önünü açacak bir anayasa istiyoruz. Bursa’da akademik odalarla, halkın buluşacağı bir platformda bütün bunları tartışıp bir sonuca varacağız. Çıkan sonucu da Başbakanlığa göndereceğiz. Özetle söylemek gerekirse; tek konuya takılıp kalmanın yanlış olduğunu vurguluyorum. Türkiye’nin tek sorunu başörtüsü değildir. Sorunların hepsinin birden ele alınması gerektiğini düşünüyorum. Yani diğer 130 küsur maddeyi silip sadece türbana odaklaşmak yanlış oluyor. Belki diğer tarafta daha büyük değişiklikler oluyor; ama onun frakında bile olamıyoruz. Tartışmanın anayasa üzerinde yaygınlaştırılmasında yarar var.”

/ BURSA

25.09.2007


 

Toptan: Hiç kimse endişeye kapılmasın

TBMM Başkanı Köksal Toptan, ‘’Hiç kimse endişeye kapılmamalıdır. Türkiye’nin, cumhuriyetin temel niteliklerinden bir adım geriye gitmeye ne niyeti olabilir, ne de böyle bir kararı almayı kimse düşünebilir’’ dedi.

TBMM Başkanı Toptan, İstanbul’da katıldığı Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ) 2007-2008 akademik yılı açılış töreninden ayrılırken, basın mensuplarının yeni hazırlanan anayasa taslağı ve gündemde olan türban tartışmalarına yönelik sorularını cevapladı. Ortada henüz üzerinde tartışma yapılacak bir anayasa metninin olmadığını dile getiren Toptan, şunları söyledi:

‘’Ortada bir metin yokken bu tartışmaları yanlış buluyorum. Burada önemli olan soru şu. Türkiye’nin yeni bir anayasaya ihtiyacı var mı, yok mu? Herkes kabul etmelidir ki Türkiye, yeni, modern ve sivil bir anayasa yapmalıdır. Bu konuda hazırlıklar da vardır. Üniversitelerimizin hazırlıklarının yanı sıra TÜSİAD’ın, Odalar Birliğinin, Barolar Birliğinin ve bazı siyasi partilerin de çalışması vardır. Hatta hazır, açıklanmış, üzerinde tartışmalar yapılmış metinler de vardır. O nedenle son zamanlarda yapılan tartışmaların belli bir noktaya inhisar ettirilerek, oraya yoğunlaştırılarak yapılmasını doğru bulmuyorum. TBMM’ye bu öneriler geldiği zaman Meclis bunun gereğini yapar. Hiç kimse endişeye kapılmamalıdır. Türkiye’nin, Cumhuriyetin temel niteliklerinden bir adım geriye gitmeye ne niyeti olabilir, ne de böyle bir kararı almayı kimse düşünebilir.’’ Toptan, bu tartışmaları olağan karşılamak gerektiğine de işaret ederek, ‘’Sonuç itibarıyla yeni bir anayasa yapılmak isteniyor. İddialı bir anayasa yapılmak isteniyor. Böyle iddialı bir anayasa yapımı söz konusu olduğu zaman, yapılan tartışmaları da doğal karşılamak lazım. Bundan üzüntüye kapılmamak lazım ama dediğim gibi henüz TBMM’ye intikal eden ne bir metin var, ne de henüz tam anlamıyla teklif haline getirilmiş bir metin söz konusu’’ diye konuştu. Toptan, beklemek gerektiğini, tüm tartışmaları sonunda değerlendirmenin doğru olacağını belirtti.

Güler Sabancı’ın “Laiklik bu ülkenin DNA’sına işlemiştir” yönündeki açıklamalarının hatırlatılması üzerine, Toptan, “Bu konular üzerinde halkın bir endişesi yok. Bu konuda kaygısı yok. O nedenle kaygıları yaratmaya da gerek yok” karşılığını verdi.

/ İSTANBUL

25.09.2007


 

Yazıcıoğlu: Özgür bir anayasa lâzım

BBP Genel Başkanı ve Sivas Milletvekili Muhsin Yazıcıoğlu, ‘’Hem ülkenin ihtiyaç duyduğu özgür bir anayasanın yapılması, hem de Türkiye’nin psikolojik olarak demokrasi açısından artık rahatlaması için bir anayasaya ihtiyaç vardır’’ dedi.

Sivas’ta bir restoranda düzenlenen iftar yemeğinde partililerle biraraya gelen Muhsin Yazıcıoğlu, bugünlerde Türkiye’nin gündemine anayasa konusunun girdiğini belirterek, ‘’Biz, parti olarak demokrasinin bütün kurum ve kurallarıyla bu ülkede yaşamasını istiyoruz’’ diye konuştu.

Herkesin evrensel insan haklarından yararlandığı ve inanç değerlerini korkusuzca yaşayabildiği bir Türkiye istediklerini kaydeden Yazıcıoğlu, partileri kurulduğundan beri bu çizgilerinin hiç değişmediğini bildirdi.

Türkiye’nin, gerçek anlamda kurum ve kurallarıyla tam demokrasiye geçmesini, herkesin insan haklarından yararlanmasını ve inanç özgürlüğünün tam olarak yaşanmasını istediklerini ifade eden Yazıcıoğulu, şöyle konuştu:

‘’Her insanımızın eğitim ve çalışma hakkından yararlanmasından yanayız. İnsanlarımız arasında ayrımcılık yapılmasına karşıyız. Kadınlarımız arasında kılık kıyafetinden ve inancından dolayı ayrımcılık yapılması ve belli kesimlere ülkenin kamusal alanlarının yasaklanmasına kesin olarak karşıyız. Türkiye, mutlak anlamda bu sorunları aşmak mecburiyetindedir. Bundan dolayı da Türkiye’nin sivil ve demokratik bir anayasaya ihtiyacı vardır. Mevcut anayasa, antidemokratik bir ortamda, darbe yöneticilerinin hazırlattığı ve sonra milletimize dayatmış olduğu bir anayasadır. Bu anayasa, toplumsal mutabakatı temsil etmiyor.’’

‘’Bir anayasa, darbeleri ve darbecileri heveslendirmez, onları korumaz, onları darbeye teşvik etmez’’ diyen Yazıcıoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

‘’Halbuki mevcut anayasa, darbe ve darbecileri korumakta, onları yüreklendirmekte, darbe yapanların yargılanmasını engellemektedir. Ve anayasa mantığı olarak yasakları esas alan, kendi içinde çelişkileri olan bir anayasadır. Hem ülkenin ihtiyaç duyduğu özgür bir anayasanın yapılması, hem de Türkiye’nin psikolojik olarak demokrasi açısından artık rahatlaması için bir anayasaya ihtiyaç vardır. Dolayısıyla sivil ve demokratik bir anayasanın yapılması hususundaki teşvikleri ve teşebbüsleri elbette benimsiyoruz.’’

/ SİVAS

25.09.2007


 

Anayasa Mahkemesi Başkanını seçemedi

Anayasa Mahkemesi Başkanlığı seçiminde dün gerçekleştirilen oylamalardan da sonuç alınamadı. Seçime yarın devam edilecek.

Tülay Tuğcu’nun Anayasa Mahkemesi başkanlığından yaş haddinden emekli olmasının ardından boşalan başkanlık için yapılan seçimin dün üçüncü tur oylamaları gerçekleştirildi. Oylamalardan sonuç alınamadı. Başkanlık seçimine yarın devam edileceği bildirildi. Seçimde, Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Haşim Kılıç ile üyeler Fulya Kantarcıoğlu, Ahmet Akyalçın ve Mehmet Erten yarışıyor.

/ ANKARA

25.09.2007


 

Köşk halka açılıyor

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün “köşkün halka açılacağı” sözü yerine getiriliyor. Bu amaçla köşk ilk önce gazetecilere tanıtıldı.

Cumhurbaşkanlığı Basın Başdanışmanı Ahmet Sever, İdari İşler Müdür Burhan Eryılmaz ve Basın Merkezi Müdürü Figen Türkvan tarafından tanıtılan köşkte Yeni Hizmet Binası, Pembe Köşk, Başyaverlik Binası, Camlı Köşk ve Sosyal Tesisler gezdirildi.

Cumhurbaşkanlığı Basın Başdanışmanı Ahmet Sever, köşk gezisi ile bir ilkin gerçekleştirildiğini söyledi. Sever, “Gazeteci olarak bir çok defa gelmemize rağmen köşkü bilmiyorduk. Duvarların arkasında nasıl bir yaşamın olduğunu merak ediyorduk. Kamuoyu da çok merak ediyordu. Bu merakı gidermek için bir ilki gerçekleştiriyoruz. Bu arada halka açma çalışmaları da sürüyor. Belli bir sisteme oturduktan sonra haftanın belirli günlerinde halka açılacak” dedi.

Sever, ziyaretçi kriterlerini mümkün olduğunca geniş tutacaklarını ifade etti.Yeni Hizmet Binası, cumhurbaşkanı ve ailesinin ikamet ettiği Pembe Köşk, Başyaverlik Binası, yabancı devlet başkanları ve heyetinin konakladığı Camlı Köşk ve Sosyal Tesis binaları ile resepsiyon salonları, basın toplantı salonu, MGK toplantısının yapıldığı salon, kabul salonu, çalışma odaları da tanıtıldı.

Kemal BENEK / ANKARA

25.09.2007


 

Yeni Yasama yılı 1 Ekim'de açılacak

TBMM’nin 23. Dönem 2. Yasama Yılı, 1 Ekim Pazartesi günü Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün açış konuşmasıyla başlayacak.

22 Temmuzda yapılan milletvekili genel seçimlerinden sonra oluşan 23. Dönem Parlamentosu, 4 Ağustos Cumartesi günü yapılan andiçme töreninin ardından resmen çalışmalarına başlamıştı. 3 Eylül Pazartesi günü AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında kurulan 60. Hükümetin programı üzerindeki görüşmelerin ardından, 5 Eylül Çarşamba günü güvenoylaması yapılmıştı. Hükümetin güvenoyu almasından sonra tatile giren TBMM, 23. Dönemin ilk yasama yılını bu şekilde tamamlamıştı.

23. Dönemin 2. Yasama Yılı ise 1 Ekim Pazartesi günü başlayacak. TBMM Başkanı Köksal Toptan ve beraberindeki heyet, saat 14.00’te Meclis Atatürk Anıtına çelenk koyacak, saygı duruşunda bulunacak ve ardından İstiklal Marşı’nı okuyacak.

TBMM Genel Kurulu da aynı gün Köksal Toptan başkanlığında saat 15.00’te özel gündemle toplanacak. Genel Kurulda İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, yeni yasama yılının açış konuşmasını yapacak.

TBMM Başkanı Toptan, saat 19.00’da da yasama yılının açılışı dolayısıyla kokteyl verecek.

/ ANKARA

25.09.2007


 

ALES başvuruları başladı

Akademik Personel ve Lisansüstü Eğitimi Giriş Sınavı (ALES), 2007-Sonbahar dönemi başvuruları dün başladı.

Adayların 10 Ekim Çarşamba gününe kadar başvurabilecekleri sınav, 18 Kasım Pazar günü yapılacak. Sözkonusu sınav için başvuracak adaylar, üniversite rektörlüklerinde bulunan başvuru merkezlerinden 2 YTL karşılığında 2007-ALES Sonbahar Kılavuzu’nu ve Başvurma Belgesi’ni alacaklar.

/ ANKARA

25.09.2007


 

Suudi Arabistan’da Türkiye atağı

Birkaç ay önce Suudi Arabistan’da Büyükelçi Naci Koru’nun onursal başkanlığında kurulan Suudi Arabistan Türk Konseyi, düzenlediği Genel Kurul’un ardından yeni yönetimini belirleyerek faaliyetlerine başladı.

Konsey, Suudi Arabistan’daki Türkleri tek çatı altında toplamayı hedeflerken, özellikle iki ülke arasındaki ticaretin artırılmasına katkıda bulunmayı hedefliyor. Gıda maddeleri ve tekstil ürünleri gibi birçok ihtiyacını dışarıdan alan Suudi Arabistan’daki bu pazarda Türkiye’nin payının sadece yüzde 1,2 olduğuna dikkat çeken yetkililer, bu rakamı daha da yukarılara çıkarmayı hedefliyor.

25.09.2007


 

Sonbahar operasyonuna havadan destek

Hareketli günler geçiren Güneydoğu’da, operasyonlar hız kesmiyor. Güvenlik güçlerinin terör örgütü PKK’ya yönelik başlattığı sonbahar operasyonuna Diyarbakır’dan havalanan F-16 uçakları da destek veriyor.

Güvenlik güçlerince, eylem hazırlığı içerisinde oldukları tespit edilen terör örgütü mensuplarına karşı operasyonlar genişleyerek sürüyor. Diyarbakır’daki İkinci Hava Taktik Kuvvet Komutanlığı’na bağlı uçaklar, sabahın ilk ışıklarıyla birlikte operasyona destek vermeye başladı. Sabahın ilk ışıklarıyla birlikte Diyarbakır’daki İkinci Hava Taktik Kuvvet Komutanlığı’nda ise hareketli saatler yaşanmaya başlandı. Diyarbakır’dan havalanan uçaklar, bölgede başlatılan operasyonlara havadan destek veriyor. Sınır boyunca denetim uçuşları da yapan F-16 uçaklar, teröristlerin saklandığı dağlık alanlardaki mağaraları bombalıyor.

Şırnak kırsalında yoğunlaşan operasyonlarda, zaman zaman teröristlerle sıcak temaslar sağlanıyor. Birebir çatışmak yerine vurkaç taktiğiyle mücadele eden teröristler, güvenlik güçlerine karşı özellikle geceleri saldırmayı tercih ediyor.

Genelkurmay Başkanlığı’nın terörle mücadele raporuna göre güvenlik güçleri, 16-22 Eylül tarihleri arasında 15 teröristi ölü, 3 teröristi sağ olmak üzere toplam 18 teröristi etkisiz hale getirdi.

/ DİYARBAKIR

25.09.2007


 

Gökova da beşik gibi

Gökova Körfezi’nde hafif şiddette 6 deprem meydana geldi.

Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsünden verilen bilgiye göre, merkez üssü Gökova Körfezi olan, saat 20.05’te 3.7, saat 20.09’da 3.4, saat 20.20’de 3.8, saat 23.44’te 3.2, saat 23.52’de 3.0 ve saat 04.55’te 3.1 büyüklüğünde 6 sarsıntı kaydedildi. Enstitü yetkilileri, bu tür sarsıntıların bölgede zaman zaman görüldüğünü ve öncü olarak nitelendirilemeyeceğini belirttiler.

/ İSTANBUL

25.09.2007


 

Prefabrikte ders başı

Kocaeli Üniversitesi (KOÜ) için depremde yapılan prefabrike dersliklerde öğrenciler eğitim almaya devam ediyor. Beş bin mühendis adayı prefabrikelerde ders alırken, yeni gelen öğrenciler modern kampüs yerine prefabrike sınıflarını görünce şok oldu.

Marmara depreminde hasar gören Kocaeli Üniversitesi binaları yerine depremden hemen sonra İzmit-Gölcük yolu üzerinde prefabrik derslikler yapıldı. Veziroğlu Yerleşkesi adı verilen bölge, geçici olarak kurulmasına rağmen kalıcı hale geldi. Öğrenciler 8 yıldır prefabrikelerde ders görüyor.

Rutubetli ve yağmur suyunu olduğu gibi içeri alan prefabrikelerde 8 bölümde 6 bin öğrenci bu ortamda aldıkları derslerle mühendis olacak. Yer sorunu sebebiyle öğrenciler, laboratuvarlardan da yeterince faydalanamıyor.

/ KOCAELİ

25.09.2007


 

Nüfusta kayıt dışı azaldı

Dar gelirli ailelere yönelik olarak uygulamaya konulan “Yeşil Kart” ile yapılan nakdi ve ayni yardımlar, nikahsız yaşayan çiftler ile nüfusa kaydettirilmeyen çocuk sayısını büyük ölçüde azalttı.

Gaziantep İl Nüfus ve Vatandaşlık Müdürü Ayten Bulunmazer, özellikle nüfusa kaydettirilmeyen çocukların oranında yüzde 90’lık azalma sağladığını belirtti. Kilis’te saklı nüfus oranının azaltılması çalışmaları devam ederken, devletin kişi başına 26 YTL’lik cezayı 2 yıl süreyle ertelemesi, nüfusa kayıtları hızlandırdı.

Şanlıurfa’nın Siverek ilçesi Kaymakamı Seddar Yavuz ise, Yeşil Kartlılara ilaç verilmesi uygulamasının, bölgede sadece sağlık alanında değil eğitim ve sosyal alanlarda da ciddi değişimlere sebep olduğunu söyledi.

İki yıldır bu konuda yoğun çalışmaları olduğunu belirten Diyarbakır Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Müdürü Cemal Okumuş da, “Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nın yardımları, Yeşil Kart ve bizim taramalarımız sayesinde kayıt dışı fazla kalmadı. Biz 2004 yılından bu yana her yıl bir ilçe nüfusu kadar kayıt yapıyoruz. Sadece merkezde 2005 yılında 27 bin kişi, geçen yıl da 26 bin kişi nüfusa kayıt yaptırdı” dedi.

/ ANKARA

25.09.2007


 

Mardin’de rekor öğretmen açığı

Mardin’de yeni eğitim öğretim yılında öğretmen açığı 2 bin 600, derslik ihtiyacı bin 500 olarak açıklandı.

Bakanlıktan öğretmen talebinde bulunan İl Müdürlüğü, en çok İngilizce, bilgisayar, Türkçe ve matematik branşlarında açık bulunduğunu bildirdi. Öğretmen açığını kapatmak için Milli Eğitim Bakanlığı ile görüşmelerinin devam ettiğini belirten İl Milli Eğitim Müdürü Abdulmenaf Bilgin, imkansızlıklara rağmen 2007-2008 eğitim öğretim yılında eğitim alanında birçok ilklere imza atacaklarını söyledi.

/ MARDİN

25.09.2007


 

Yaralı üçüz de vefat etti

Konya’daki hemzemin geçitte meydana gelen kazada 2’si ölen üçüzlerden yaralı olarak hastaneye kaldırılan bebek Cemile Dila Özdemir kurtarılamadı.

Osman Küçüktürk idaresindeki Adana-Konya seferini yapan yük treni, Konya-Karaman karayolu Çomaklı köyü girişinde Metin Özdemir’in kullandığı 34 DB 8027 plakalı minibüsle çarpışmış, kazada üçüz beklerden Halis Ziya Özdemir ve Müzeyyen Beza Özdemir ölmüş, Cemile Dila Özdemir ile sürücü Metin Özdemir, Huriye Özdemir ve Öznur Şamcı yaralanmıştı.

Kazada ağır yaralanarak hastaneye kaldırılan Cemile Dila Özdemir ise, Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde vefat etti.

/ KONYA

25.09.2007


 

Motosikletli sahur turu

Batman’da davulculuk yapan iki arkadaş, vatandaşları vaktinde sahura kaldırabilmek için pratik bir yöntem buldu.

Yaklaşık yedi yıldan bu yana Ramazan davulculuğu ile geçimlerini sağlayan Kemal Biçer, Yasin Gezici, mahalleleri motosikletle dolaşıyor.

Batman Fatih, Belde ve GAP mahallelerinde davulculuk yapma görevi alan Biçer ve Gezici, motorla saat 02.00’de başladıkları turları boyunca üç mahallede 250’ye yakın sokak ve caddeyi dolaşarak vatandaşları sahura kaldırmaya çalışıyor.

/ BATMAN

25.09.2007


 

Konya’da sağanak yağış

Konya’da önceki akşam başlayan ve dün sabaha kadar devam eden sağanak yağış hayatı olumsuz etkiledi.

Şehir merkezinde ve bazı ilçelerde etkisini gösteren sağanak yağış, sel felaketine ve yıldırım düşmesine sebep oldu. Kadınhanı ilçesinde birçok ev ve işyerinin zemin katları sular altında kalırken sel sularına kapılan 10 yaşındaki Mehmet Damar da vefat etti. Ayrıca, Konya’nın Karapınar Belediyesi Ömerhacı Yaylası’nda bir çardak üzerine yıldırım düştü. Boş çardak üzerine düşen yıldırım, herhangi bir can kaybına sebep olmadı. Çardakta çıkan yangın belediye itfaye ekiplerince söndürüldü. Öte yandan, Konya’nın Bozkır, Güneysınır gibi ilçelerine hiç yağış düşmediği öğrenildi. Metoroloji Müdürlüğü Konya’da önümüzdeki günlerde yağış beklenmediğini açıkladı.

/ KONYA

25.09.2007


 

Bebek koltuğu can kurtarabilir

Emniyet Genel Müdürlüğü Trafik Araştırma Merkezi Müdürlüğü yetkilileri, bebek ve çocukların kazalarda ölmesi ya da yaralanmasının, çocuk koltuğu ve emniyet kemeri kullanımıyla önlenebileceğini bildirdi.

Birçok ebeveynin koruma sistemlerini yanlış kullanarak çocuklarını riske attığını belirten yetkililer, çocuk koltuklarının yüzde 80’inden fazlasının araçlara yanlış monte edildiğinin belirtildiğini kaydetti.

Çocuk koltuklarının gerekli korumayı sağlayacak ekstra yapılarla tasarlandığını ifade eden yetkililer, “Doğru kullanılan çocuk koruma sistemleri, çarpma sonrası aracın durmasıyla aracın mevcut hızıyla ilerleyen çocuğun bedeninin de durmasını sağlar ve başka nesnelerle olabilecek teması engeller” dedi.

Araç çocuk koltuklarının, çarpma etkisini vücudun belli bir kısmına yönlendirmeyip, bu etkiyi vücudun daha güçlü bölgelerine (kalça kemiği, sırt ve omuz) dağıtarak çarpma etkisini azaltacağını da belirten yetkililer, bebek koltuklarının araçlara arkaya bakacak şekilde monte edilmesini tavsiye etti.

Bebek koltuğunu önemseyin

Selçuk Üniversitesi (SÜ) Kazaları Araştırma Önleme ve Uygulama Merkezi Başkanı Prof. Dr. Ömer Halis Tombaklar da, emniyet kemerinin büyük önem taşıdığını, bebek koltuklarının ise araçtaki emniyet kemeri aracılığıyla arka koltuğa hareket etmeyecek şekilde sabitlenmesi gerektiğini ifade etti.

/ KONYA

25.09.2007

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler


 Son Dakika Haberleri