|
|
|
Ekonomi ranta dayalı |
DİSK tarafından yapılan araştırmada, Türkiye’de ihracatın işsizliğin gerilemesine katkıda bulunmamasının asıl sebebinin ekonominin esasen ranta dayalı olması ve üretimin plansız ve dışa bağımlı seyri olduğu belirtildi.
Alınan bilgiye göre, DİSK-AR tarafından gerçekleştirilen araştırmada, ihracat ve işsizlik oranı arasındaki ilişki değerlendirildi. Türkiye’de işveren kuruluşları tarafından dile getirilen iddialardan birinin, rekabet gücü ile işsizlik arasındaki ters ilişki olduğuna işaret edilen araştırmada, bu iddiaya göre, Türkiye’de işsizliğin yüksek olmasının önemli sebebilerinden bir tanesinin uluslararası rekabet gücündeki gerilik olarak gösterildiği kaydedildi.
İHRACAT İŞSİZLİĞE ÇARE OLMUYOR
İşveren kuruluşlarının bu mantığının doğru olmadığı savunulan araştırmada, 2003-2007 yılları arasında Türkiye’de işsizlik oranının gelişimi, Türkiye’nin Dünya Rekabet Endeksi sıralamasındaki yeri ve bu dönemdeki ihracat miktarları arasındaki ilişkiye dikkat çekildi. Buna göre, işsizlik oranı ile rekabet gücü ve ihracat miktarı arasında anlamlı bir ilişki bulunmadığı belirtilen araştırmada, ‘’Son 5 yıl içinde Türkiye rekabet gücü sıralamasında 8 basamak yükselmesine ve dış satım miktarını neredeyse 2 kat arttırmasına rağmen işsizlik oranında herhangi bir değişim gözlenmiyor. İhracat işsizliğe çare olmuyor. Bir başka deyişle işveren kuruluşlarının mantığının işlediğini söylemek mümkün değildir’’ denildi.
Türkiye’nin 2000 yılı itibarıyla dünya rekabet sıralamasında 44. sırada iken dış satım miktarının 27 milyar dolar civarında olduğuna işaret edilen araştırmada, şu görüşlere yer verildi: ‘’2006 yılına gelindiğinde sıralamada geriye (51. sıraya) düşmemize rağmen dış satım miktarımız 85 milyar doların üzerine çıktı. Bu veriler bir defa daha rekabet gücü verilerinin Türkiye’de ekonomik verilerin ve sosyal verilerin açıklanmasında zayıf kaldığını göstermektedir. Kuşkusuz dış satım ile işsizlik arasında bir ilişki olmalıdır. Türkiye’de dış satımın işsizliğin gerilemesine katkıda bulunmamasının asıl sebebi, ekonominin esasen ranta dayalı olması ve üretimin plansız ve dışa bağımlı seyridir.’’
|
/ ANKARA
25.09.2007
|
|
|
Emlaktaki vergi kaçağına çözüm arayışı |
Vergi Konseyi, kira gelirlerinde indirim ve istisnalar kaldırılarak, düz oranlı vergileme uygulanabileceğini belirtti. Konsey ayrıca, Türkiye’de her bin kişiye 29 metre kare gayrimenkul düştüğünü ve bu oranın en az 10 kat arttırılması gerektiğini bildirdi.
Vergi Konseyi, yeni Gelir Vergisi Kanunu’nun yazılım çalışmaları kapsamında, bu vergiyle ilgili çeşitli gelir unsuru ve faaliyet alanlarıyla ilgili tespit ve değerlendirme çalışmasında bulundu. Vergi Konseyi Gelir Vergisi Kanunu Çalışma Grubu’nda, gayrimenkul sermaye iratlarıyla ilgili ortaya konan tesbit ve değerlendirmelerden bazıları şöyle:
Problem, mevzuattan çok, kira ve satış gelirlerindeki kayıtdışılıktan kaynaklanıyor. Emlak Komisyonculuğu Kanunu çerçevesinde, kontratın belli bir makamın onayından geçirilmesi gibi otokontrol tedbirlerinin uygulanması gerekmekte. İstanbul’un yüzde 52’si kaçak olduğundan envanter çıkartmak mümkün görülmemekte. Ayrıca hem hukuken, hem de uygulamada güçlükler bulunuyor.
Kiralık konut tespitinde, muhtarlık kayıtlarından yararlanabilir. Burada kira değerlerini belirlemek mümkün olmuyor. Ancak yine de öncelikle kiralık konutlar belirlenerek, kişilerin beyanname vermesi sağlanmalı. İndirim ve istisnalar kaldırılarak, düz oranlı olarak vergileme yapılabilir. Burada ticari ve konut farkı gözetilerek, dual sistem çerçevesinde yüzde 10 veya yüzde 15’lik vergi oranı üzerinde durulabilir.
Avrupa ortalamasına göre Türkiye’de her bin kişiye 29 metre kare gayrimenkul düşmekte. Bu rakam çok düşük ve en az 10 kat arttırılmalı
Kiracıyla ev sahibi arasındaki ihtilaflar konusunda Borçlar Kanunu’nda değişiklik yapılarak, beyan edilen tutarlar esas alınabilir. Bu şekilde beyan ettiğinden fazla kira tahsil edilmesi engellenebilir.
|
/ ANKARA
25.09.2007
|
|
|
İşsizlerin gözü Körfez’de |
Doğu Akdeniz’in doğusunda, Hatay ve Adana illeri arasında yer alan İskenderun Körfezi kıyılarında yapımı devam eden ve yeni yapılacak ‘’devasa’’ yatırımlar, binlerce işsizin de umut kapısı.
İskenderun körfezindeki devasa yatırımların, birkaç yıla kadar, istihdamdan bölge ekonomisine kadar olumlu etkilerini göstermesi bekleniyor. Mevcut haliyle İskenderun Körfezi, İskenderun Demir Çelik Fabrikaları (İSDEMİR), İSKEN Sugözü Termik Santrali, Botaş Limanı, Toros Gübre tesisleri ve limanı, Bakü-Tiflis-Ceyhan Ham Petrol Boru hattı ile Rus ortaklığıyla inşaatı devam eden demir çelik tesisleri gibi, dünyanın en büyük yatırımlarına ev sahipliği yapıyor.
|
/ İSKENDERUN
25.09.2007
|
|
|
Dolar eriyor, altın yükseliyor |
ABD Merkez Bankası’nın faizleri düşürmesinin ardından değer kaybı hızlanan doların, uluslararası ve yurt içi piyasada değer kaybı sürerken, altın fiyatları tırmanıyor.
Uluslararası piyasada Euro/dolar paritesi ise 1,4126’la rekor seviyeye yükseldi ve ABD doları euro karşısında tarihihin en düşük seviyeleri görmüş oldu. Yurt içinde ise dolar son altı yılın en düşük seviyelerini gördü.
Cuma günü serbest piyasada 1,2270 YTL’ye satılan dolar, haftaya değer kaybederek başladı. Dün öğle saatlerinde oların satış fiyatı 1,2240 YTL’ye, avronunki ise 1,7240 YTL’ye geriledi. Bankalararası piyasada dolar kotasyonlarında alışta en düşük fiyat 1,2200 YTL, en yüksek fiyat 1,2225 YTL, satışta en düşük fiyat 1,2235 YTL, en yüksek fiyat 1,2280 YTL düzeyinde bulunuyor.
A Yatırım Genel Müdür Yardımcısı Murat Salar, ‘’Yakın vadede eğer kurlar bir miktar daha gerilerse, muhtemeldir ki Merkez Bankası piyasadaki fazla arzı engellemek için alım ihalelerinde miktarı artırabilir’’ dedi. Piyasalara yapılacak ilk hamlenin bu olabileceğini dile getiren Salar, daha sonra yine Merkez Bankasının faiz indirimine gidebileceğini aktardı. Salar, piyasa direkt müdahalenin çok etkili olmayacağı görüşünü dile getirdi.
Altında yükseliş sürüyor
Uluslararası piyasalarda spot altın fiyatları, Cuma günü 730 dolar/ons direncinin geçilmesinin ardından yukarı hareketini sürdürüyor. Bugün Asya piyasalaranıda gerçekleşen işlemlerde spot altın fiyatı, 735.80 Dolar/ons seviyesine kadar yükseldi. Dolar’daki zayıflığın bu yükeslişte etkili olduğunu ifade eden analistler, bu hafta 750 Dolar/ons seviyesinin hedeflenmesini bekliyorlar.
|
/ İSTANBUL
25.09.2007
|
|
|
Elektrik fiyatları maliyetin altında |
Uluslararası yatırım bankası Morgan Stanley, Türkiye’de elektrik fiyatlarının, üretim maliyetlerinin altında kaldığını bildirdi.
Morgan Stanley, Türkiye’de 2003 yılında elektrik fiyatının yüzde 6.3 düşürülmesini ardından, son 4 yıldır hükümetin elektrik fiyatlarını değiştirmediğini, 2002 yılında 25.3 dolar olan petrol varil fiyatının, bu yıl 68.6 dolara çıkmasına karşın fiyatları sübvanse ettiğini belirtti. Bunun sonucu olarak elektrik fiyatının, üretim maliyetlerinin altında kaldığını belirten Morgan Stanley, bu ortamda fiyatlarda bir ayarlamanın gerekli olduğunu ancak bunun yapısal sorunları çözmeyeceğini vurguladı. Piyasa tabanlı bir fiyat politikası uygulanmadıkça, kamu sektörünün elektrik üretiminden büyük zararlar etmeye devam edeceğini ve özel sektörün gerekli yatırımları yapmayacağını savunan Morgan Stanley, fiyatların yeniden ayarlanmasının yapısal sorunlarla başa çıkmanın ilk adımı olabileceğini ifade etti. Türkiye’nin sürdürülebilir büyümeyi garanti altına almak için çok yönlü enerji stratejisine ihtiyacı olduğunu dile getiren Morgan Stanley, nükleer enerji ve bio yakıt gibi alternatif enerji sistemlerinin geliştirmesi gerektiğini vurguladı.
|
/ İSTANBUL
25.09.2007
|
|
|
Dünya Bankası’yla ortaklığa yükseldik |
Ekonomik gelişmesi sebebiyle, Türkiye ile Dünya Bankası arasındaki yeni dönem ilişkisi, ‘’ortaklık’’ statüsüne yükseldi.
Türkiye ile Dünya Bankası arasında, önümüzdeki dönemdeki ilişkiler, ‘’Yardım-Destek’’ statüsü yerine, ‘’Ortaklık’’ statüsü çerçevesinde gerçekleştirilecek. Yeni dönemde, Dünya Bankası, makro reformların yanı sıra ‘’mikro reformlara’’ da destek verecek ve Avrupu Birliği Katılım Müzakereleri sürecinde, Banka-Türkiye ilişkileri, müzakere kalemlerine teknik destek konusunda yoğunlaşacak. Yeni ‘’Ülke Ortaklık Stratejisi’’ kapsamında, ‘’ikinci kamu sektörü kalkınma politikası reform paketi’’ ile ‘’ikinci rekabet ve istihdam amaçlı kalkınma politikası reform paketi’’ üzerinde çalışmalar devam ederken, tüm bu reform paketleri için Dünya Bankası’ndan 6 milyar dolarlık finansman sağlanması planlanıyor.
|
/ ANKARA
25.09.2007
|
|
|
Hazine’nin borcu 258, alacağı 104 milyar YTL |
Hazine’nin iç borç stoku Ağustos sonu itibariyle 258 milyar YTL’ye ulaşırken, büyük bölümü TMSF’den olmak üzere alacak stokunun ise 103.8 milyar YTL ile bunun yarısına yaklaştığı belirlendi.
Hazine verilerine göre, merkezi yönetimin toplam borç stoku Ağustos sonu itibariyle 347 milyar 373 milyon YTL’ye ulaştı. Bunun da 258 milyar 109 milyonunu iç, 89 milyar 264 milyon YTL’sini dış borçlar oluşturdu. Yılın ilk sekiz ayında merkezi yönetimin dış borç stoku 4 milyar 316 milyon YTL azalırken, iç borç stoku 6 milyar 639 milyon YTL arttı, toplam borçta 2 milyar 323 milyon YTL’lik artış oldu.
|
/ ANKARA
25.09.2007
|
|
|
Ulusal Çay Konseyi isteği |
Rize Valisi Kasım Esen, Ulusal Çay Konseyinin kurulması ile ilgili çalışmaları tamamlayıp Tarım ve Köyişleri Bakanlığına sunduklarını söyledi.
Esen yaptığı açıklamada, çay sektörü ile ilgili bazı dönüşüm projeleri üzerinde çalıştıklarına dikkati çekerek, ‘’Dönüşüm çalışmalarını öngörüyorsak çağdaş bir yapılanma ve çağdaş bir yönetim da ortaya konulması lazım. Bunun için Ulusal Çay Konseyi kurulması önem taşıyor. Ulusal Çay Konseyinin kurulması ile ilgili çalışmaları tamamlayıp Tarım ve Köyişleri Bakanlığına sunduk. Şimdi bakanlığın konseyin kuruluşunu onaylamasını bekliyoruz’’ diye konuştu.Kentte çay borsası kurulmasının da geç kalınmış bir konu olduğuna değinen Esen, çay borsası kurulduğunda Rize’nin önemli bir ivme kazanacağını kaydetti.
|
/ RİZE
25.09.2007
|
|
|
Telekom’da grev bayramdan sonra |
Türk Telekom’da grev bayram sonrasına kaldı. Haber-İş Genel Başkanı Ali Akcan, Türk Telekom ile hala uzlaşma sağlayamadıklarını belirterek, vatandaşı mağdur etmemek için grevi bayramdan sonra yapmaya karar verdiklerini söyledi.
Haber-İş Genel Başkanı Ali Akcan yaptığı açıklamada Türk Telekom ile devam eden 7. Dönem toplu sözleşme görüşmelerinde uzlaşamadıklarını belirterek, yasal süreç sonrası yapılan görüşmelerde de anlaşma sağlayamadıklarını kaydetti. Grev kararını işyerlerinde astıklarını anımsatan Akcan, vatandaşların mağdur olmaması için grevi bayramdan sonra yapmaya karar verdiklerini ifade etti. Henüz grev tarihini belirlemediklerini söyleyen Akcan, uzlaşmazlığı grevle değil masada çözmek istediklerini vurguladı.
Türk Telekom, Haber-İş’e ilk ve ikinci yıl ücretlerde ve sosyal yardımlarda yüzde 4 zam teklif etmiş, Haber-İş ise ilk yıl yüzde 19, üçüncü ve dördüncü altı aylar için de enflasyon artı yüzde 5 refah payı ödenmesini istemişti.
|
/ ANKARA
25.09.2007
|
|
|
Ucuz şekere ve çikolataya kanmayın |
Ramazan Bayramı öncesi, şeker ve çikolata üretimi yapan firmalar ve piyasadaki satış fiyatlarını içeren bir piyasa araştırması yapan Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO), halkı ucuz şekerler konusunda uyardı.
MTSO Başkan Yardımcısı Faik Burakgazi şunları kaydetti; ‘’Kayıtlı çalışan şeker üreticilerinden elde etiğimiz bilgilere göre, bir kilo çikolatanın 12 YTL, bir kilo bayram şekerinin 5 YTL az olmaması gerekiyor. Çünkü, bunun altındaki fiyatlar maliyeti bile karşılamıyor. Oysa, piyasada kilosu 6-7 YTL’den çikolata, 2-3 YTL’den bayram şekeri bulmak mümkün. Ucuz ürün satanlar zararına satış yapmayacaklarına göre, hijyen kurallardan ve standartlardan uzak olduğu şüphesi ağır basıyor.’’
|
/ MERSİN
25.09.2007
|
|
|
Ezberleri bozalım, sınırları aşalım |
Katı sınırlar, kuruluşları yavaşlatır ve rakiplerine karşı başarılı olmalarını engeller. Kuruluşları hızlı, esnek ve yenilikçi olmaktan alıkoyan nedir? Çoğu şirket, ürün geliştirme çevrimini ve siparişten teslime kadar olan süreyi kısaltması gerektiğini bilir. Pazarda ve rakip şirketlerde yaşanan değişikliklere çabuk tepki verebilmek için çevik olması gerektiğinin de farkındadır. “Yeni”nin “aynı” olanı ezip geçeceğini anlamıştır.
Kuruluşları yavaşlatan ve onları yere mıhlayan katı sınırlardır. Genel Müdürü bilgisayar operatöründen uzak tutan, Satış Bölümü ile Pazarlama Bölümü arasında demir parmaklıklar koyan, şirket ile tedarikçi ve müşteri arasında duvar çeken, bir coğrafi alanı diğerinden koparan hep bu sınırlardır.
Kazanan şirketler sınırları gevşetmenin yolunu bulmuş olanlarıdır. Onların sınır çizgileri kesik kesiktir. Demir parmaklıkların arasında boşluklar bulunur. Duvarlarına kapılar ve pencereler açılmıştır. Bilgi bunları arasından kolayca geçer, müşteriyi tatmin edecek ve şirketin rakiplerinin önünde olmasını sağlayacak kaynaklar rahatça düzene konur ve bir araya getirilir.
Her aşamada oluşan değişikliklere yön veren ise, iş dünyasının somut gerçekleridir. Ya daha fazla müşteri edinirsin ya da işi bırakırsın, ya mükemmel müşteri hizmeti verirsin ya da müşterilerini kaybedersin, ya bölge merkezlerinin maliyetlerini kısarsın ya da daha fazla bölge merkezi açarsın, ya küresel olursun ya da pazarının hercümerci içinde boğulur gidersin.
İşte tüm bu olumsuzlukları gidermek için diyoruz ki; haydi topu yuvarlayın!
Sınırsızlığı giden süreç bir kez başladıktan sonra hız ve güç kazınır. Topu yuvarlamaya şu yollarla başlayabilirsiniz:
1 - Hangi sınırları daha geçirgen hale getirdiklerinde şirkete ne büyük yararı sağlayacaklarını belirlemek.
2 - Ancak bir ya da daha fazla sınırın aşılması ile ulaşılabilecek, ölçülebilir bir “zor” hedef saptamak.
3 - Hedefe ulaşmak için sınırları aşma çalışmasını yürütecek bir ekip oluşturmak ve başarılı olması için gerek duyacağı yardım ve kaynakları vermek
4 - Deneyimlerden ders almak.
Yeni hız, esneklik, bütünleşme ve yenileme düzeylerine erişme işi bu şekilde birlikte çalışmaya alışık olmayan insanların kısa sürede başarabilecekleri, ölçülebilir iş sonuçlarını hedefleyen tek bir proje ile başlatılmalıdır. Bu sırada oluşacak öğrenme ve sonuçları görmenin verdiği keyif, üstün performansın önünde duran duvarları yıkmaya yetecek motivasyonu ve enerjiyi sağlayacaktır.
|
Mücahit YILDIZ
25.09.2007
|
|
|
|