Türk-Yunan Dostluk Kültür ve Turizm Festivali için Yunanistan’dan Aksaray’ın Güzelyurt ilçesine gelen bir grup, Müslümanlar için de mukaddesl sayılan Mamas Baba Türbesi’nde mum ve tütsü yakıp duâ etti. Grup başkanı Kaplanisis Yusufidis, “Mamas Baba Türbesini Müslümanlar Cuma günleri cami, Hristiyanlar Pazar günleri kilise olarak kullanmış’’ dedi.
Türk-Yunan Dostluk Kültür ve Turizm Festivali için Yunanistan'dan Aksaray'ın Güzelyurt ilçesine gelen bir grup, Müslümanlar için de kutsal sayılan Mamas Baba Türbesi'nde mum ve tütsü yakıp dua etti.
Güzelyurt Belediyesince bu yıl 3'üncüsü düzenlenen festivale katılmak için Yunanistan'ın Kavala şehrine bağlı Nea Kalvari beldesinden gelen 25 Yunan konuk, Ihlara Vadisi'ni ve Selime beldesindeki kilise ve peri bacalarını gezdi.
Daha sonra Mamasın Barajı yakınındaki Gökçe köyünde bulunan Mamas Baba Türbesi'ne giden grup, burada mum ve tütsü yakıp dua etti.
Grubun başında bulunan Kaplanisis Yusufidis, yaptığı açıklamada, her yıl ziyaret ettikleri bu türbenin kendileri için çok büyük değeri bulunduğunu söyledi.
Mamas'ın Romalılar döneminde yaşadığını ve MS 280'lerde öldüğünü belirten Yusufidis, şunları kaydetti:
''Mamas, 12-13 yaşında bir çocukken Hristiyan olmuş. O dönemde Romalılar, Hristiyanlara baskı yapıyordu. Bu genç adam da bu yüzden dağlara kaçmış. Dağda yiyecek bulamayan bu gence, her akşamüstü gelen bir geyik sütünü vermiş. Bir gün Romalılar, bu genci yakalamışlar ve hapse atmışlar. Hapiste işkenceye maruz kalmış, dövülmüş ve Hristiyanlıktan vazgeçirilmeye çalışılmış. Ancak bu genç, dininden vazgeçmemiş ve 2 Eylülde ölmüş. Öldüğü gün ona süt veren geyik de cenazesinin yanına gelip yanı başında ölmüş. Bu geyiğin kemikleri de Mamas'ın yanındadır.''
CAMİ VE KİLİSE AYNI YER
Bu gencin ölürken ''mama, mama (anne)'' diye bağırması nedeniyle adının Mamas kaldığını ifade eden Yusufidis, ''Mezarındaki kemiklerden koku gelmesi üzerine onun aziz olduğu kabul edilmiştir. Daha sonra buraya gelen Müslümanlar da onu aziz olarak kabul etmişler ve onlar da dua etmişler'' dedi.
Mamas'ın türbesinin hem Müslümanlar hem de Hristiyanlar tarafından ibadethane olarak kullanıldığını vurgulayan Yusufidis, şöyle devam etti:
''Köyün yarısı Müslüman, yarısı da Hristiyanmış. Türbeyi Müslümanlar Cuma günü cami, Hristiyanlar ise pazar günü kilise olarak kullanmış. Dünyada bunun benzeri var mı bilmiyorum. Ama aynı yerin iki dinin de ortak ibadethanesi olması çok ilginç ve ders alınması gereken bir şey. Beraberce, kardeşlik duyguları içinde yaşayabilmek ve buna dini de eklemek dünyaya örnek gösterilecek bir tutumdur.''
Daha sonra Nevşehir'e giden grup, Ürgüp ve Göreme'yi gezdikten sonra Güzelyurt'a döndü.
Öte yandan, festivale gelenler, Güzelyurt'tan Yunanistan'a giden Rumların çocukları ve torunları. Güzelyurt'ta yaşayan Rumlar, 1924'te yapılan mübadeleyle Yunanistan'daki Kavala şehrine bağlı Nea Kalvari beldesine, Selanik'te yaşayan Türkler de Güzelyurt'a yerleştirilmişti.
|