|
|
|
Baykal’dan çatışma mesajlarına devam |
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, hiçbir siyasî partinin şartları ve konjonktürü kullanarak cumhurbaşkanlığı konusunu kendi tekeline alma çabası içine girmemesi gerektiğini belirterek, ‘’Bu olmazsa Türkiye’de tekrar çatışma ve gerginlik dönemi başlar. Kurumlar arasında huzursuzluk ortaya çıkar, toplum kendi içinde tedirginliklere sürüklenir. Kimseyi, üzmek, tedirgin etmek istemiyorum. Ama herkesi akla ve mantığa çağırıyorum. Akıl ve mantık iktidara egemen olmalıdır’’ dedi.
Baykal, Parti Meclisi (PM) toplantısı öncesinde gazetecilere açıklamalarda bulundu. Cumhurbaşkanlığı seçimi konusunda partisinin tavrının değişmediğini vurgulayan Baykal, uzlaşmanın ve işbirliğinin temel alınması gerektiğini kaydetti.
Milletvekili genel seçimlerinin ardından siyasette yeni bir dönemin başlaması gerektiğini ifade eden Baykal, ‘’Yeni parlamento döneminin bir şans, bir başlangıç noktası olarak kullanılması gerektiğini düşünüyoruz. Geçen parlamento dönemindeki inatlaşmanın, kamplaşmanın bu parlamentoya yansıtılmaması gerekmektedir’’ diye konuştu.
Cumhurbaşkanlığı seçiminin bir partinin iç işi olamayacağını, bu konunun 72 milyonu ilgilendirdiğini bildiren Baykal, seçilecek kişinin parlamentoda yer alan bütün siyasî partilerin içine sindirebileceği bir kişi olması gerektiğini vurguladı.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığı seçimine ilişkin uzlaşmaya yönelik taahhütleri bulunduğunu hatırlatan Baykal, şöyle konuştu:’’Başbakan muhalefet partileriyle temas kuracağını söyledi. Biz bu temaslara hazırız. Eğer birlikte bir uzlaşma anlayışıyla cumhurbaşkanlığı seçimine katkı verme talebi gelirse bunu iyi niyetle değerlendireceğiz. Üzerimize düşeni yapacağız. Daha önce de benzer açıklamalar yapmıştım ve o dönem de değerlendirilmemişti. Şimdi tekrar ifade ediyorum. Bu defa değerlendirilsin. Bu çağrılarımıza kulak verilsin. Önerilerimizin değeri, önemi anlaşılsın. Bu Türkiye’nin beklentisidir, ihtiyacıdır’’
Baykal, hiçbir siyasi partinin cumhurbaşkanlığını kendi tekeline almaya kalkışmaması gerektiğini vurgulayarak, ‘’Hiçbir siyasi parti şartları, olanakları, konjonktürü kullanıp cumhurbaşkanlığını kendi tekeline alma çabası içine girmemelidir’’ diye konuştu.
Baykal, sözlerini şöyle sürdürdü: ‘’Bu olmazsa Türkiye’de tekrar çatışma ve gerginlik dönemi başlar. Kurumlar arasında huzursuzluk ortaya çıkar, toplum kendi içinde tedirginliklere sürüklenir. Kimseyi, üzmek, tedirgin etmek istemiyorum. Ama herkesi akla ve mantığa çağırıyorum. Akıl ve mantık iktidara egemen olmalıdır. Herkese egemen olmalıdır. Ama öncelikle iktidara akıl, mantık ve sağduyu egemen olmalıdır. İktidarlar gerektiğinde fedakarlık yapma durumunda olurlar. O fedakarlık yapılabilmelidir. Bunların yapılması onlara da Türkiyemize de yararlı olur. Şimdi dikkatler Başbakan’ın bu konuda atacağı adımdadır. Hepimiz onu bekliyoruz.’’
|
/ ANKARA
03.08.2007
|
|
|
VATANDAŞLARDAN YOĞUN İSTEK |
İstanbul Müftüsü Mustafa Çağrıcı, yaşanan kuraklık sebebiyle yağmur duâsı yapılması için il ve ilçe müftülüklerine her hafta yüzlerce e-mail, faks, telefon, dilekçe ve yüz yüze görüşmelerde talepler geldiğini ifade ederek, “Bir anlamda duâ programları organize etmemiz istenmektedir” diye konuştu.
Çağrıcı, yaşanan kuraklık sebebiyle yağmur duâsı yapılması için il ve ilçe müftülüklerine her hafta yüzlerce e-mail, faks, telefon, dilekçe ve yüz yüze görüşmelerde talepler geldiğini söyledi.
Su kıtlığı ve su tasarrufu konusunda İstanbul Müftülüğünün yaptığı çalışmalar hakkında bilgi veren Çağrıcı, küresel ısınma ve benzeri sebeplerle Türkiye’de ciddî bir kuraklık yaşandığına dikkat çekti. Özellikle İstanbul ve Ankara gibi nüfusu yoğun olan şehirlerde bunun önemli tesirlerinin olacağının görüldüğünü belirten Çağrıcı, kendilerinin de bazı kurum ve vatandaşlardan gelen talepleri dikkate alarak vaaz ve hutbelerde vatandaşlara suyu tasarruflu kullanmaları telkininde bulunduklarını ifade etti. Su tasarrufu ile ilgili birini kendisinin kaleme aldığı iki adet hutbenin camilerde çeşitli zamanlarda okunduğunu ve cemaatin bilgilendirildiğini söyleyen Çağrıcı, “Su tasarrufu konusunda yurttaşlarımızın özenli davranması hem toplumsal bir görev, hem de yüzlerce âyet ve hadisin gerektirdiği dinî bir ödevdir” dedi.
İslâm dininin tutumlu olmaya ve tasarruflu davranmaya büyük önem verdiğini hatırlatan Çağrıcı, “Peygamberimiz ‘Irmaktan abdest alıyor olsanız bile abdest suyunuzu ölçülü kullanın’ diyor. Bu bir zihniyet, tutum, nimete saygı meselesidir. ‘Ne kadar çok şey varsa kullanırım, harcarım’ anlayışı İslâmî edebe, ahlâka uygun değildir” şeklinde konuştu. Sıcak ve kurak havalar sürdükçe vatandaşların din görevlilerinden yağmur duâsı beklentilerinin arttığını da dile getiren Mustafa Çağrıcı, “Gerek İstanbul İl Müftülüğüne, gerekse ilçe müftülüklerine kuraklık sebebiyle yağmur duâsı yapılması yönünde vatandaşlardan çok sayıda talep geliyor. Bir anlamda duâ programları organize etmemiz istenmektedir. Zaten ilçe müftülüklerimize gelen talepler önemli ölçüde karşılanıyor” dedi.
Kulun her türlü ihtiyacını Allah’a arz etmesi, sıkıntılarını O’na sunması ve O’ndan yardımını, rahmetini, bereketini dilemesinin bir kulluk ödevi, Allah’a karşı edebi ve terbiyesi olduğuna da belirten Çağrıcı, duâ taleplerini ilçe müftülükleri kanalıyla yerine getirmeye çalıştıklarını söyledi. Çağrıcı bugün de bazı müftülükler tarafından yağmur duâları yapılacağını dile getirdi.
|
/ İSTANBUL
03.08.2007
|
|
|
Muzaffer Arslan vefat etti |
Bediüzzaman Said Nursî’nin talebelerinden Muzaffer Arslan (80), önceki gece saat 24.00’te Gaziantep Tıp Fakültesi Erişkin Yoğun-Bakım Ünitesi’nde vefat etti.
Uzun yıllar Risâle-i Nur neşriyat hizmetinde bulunan Muzaffer Arslan, bağırsak enfeksiyonu, sepsis ve böbrek-kalp yetmezliği ön teşhisleri ile Kahramanmaraş Özel Mostaş Hastanesi’nde tedavi altına alınmış, genel durumunun bozulması ve şuurunun kapanması üzerine Gaziantep Tıp Fakültesi Erişkin Yoğun-Bakım Ünitesi’ne sevk edilmişti.
Arslan’ın naaşı, bugün Gaziantep Ulu Camii’nde Cuma namazını müteakip kılınacak cenaze namazının ardından, vasiyeti gereği Gaziantep Asrî Mezarlığı’nda, Bediüzzaman’ın talebelerinden Nazım Gökçek’in yanıbaşına defnedilecek.
|
YENİ ASYA
/ GAZİANTEP
03.08.2007
|
|
|
ÖSS tercihinde son gün |
Devlet ve vakıf üniversiteleri ile KKTC ve yurt dışındaki üniversiteler ön lisans ve lisans programlarına toplam 433 bin 150 öğrenciyi almaya hazırlanırken, adayların tercih işlemleri bugün sona eriyor.
Tercihler, başvuru merkezlerine yapılabileceği gibi bireysel olarak ÖSYM’nin internet adresinden TC Kimlik Numarası ve ÖSYS şifresiyle de yapılabiliyor. Başvuru merkezleri aracılığıyla tercih yapacak adayların bu işlem için başvuru merkezinden randevu alması gerekiyor.
ÖSYM yetkilileri, tercihlerini internet üzerinden bireysel olarak gönderecek adayları, “Tercihleriniz sistem tarafından başarıyla kabul edilmiştir” uyarısını mutlaka görmeleri ve yazıcıdan “Tercih Listesi”ni almaları gerektiği konularında uyardı.
|
/ ANKARA
03.08.2007
|
|
|
İstanbul’un su sorunu yok |
Devlet Su İşleri eski Genel Müdürü ve AKP Milletvekili Veysel Eroğlu, “İstanbul’un su sıkıntısı yok, Ankara’nın ise sadece 2 aylık bir sıkıntısı var. Aralık’tan önce su kesintileri sona erer. Yani bu seneyi kurtardıktan sonra problem yok’’ dedi.
|
03.08.2007
|
|
|
İklim değişikliği küresel dert |
Türkiye’nin iklim değişikliğiyle mücadele için harcanan küresel çabalara katkıda bulunmaya hazır olduğu ve 2012'den sonra kurulacak yeni sistemin daha fazla ülkeyi kapsaması gerektiğine inandığı bildirildi.
|
03.08.2007
|
|
|
Tasarruf için 39 cezaevi kapatıldı |
Adalet Bakanlığı, büyük cezaevlerini yeniden yapılandırmasının ardından son 6 ay içinde Türkiye’nin farklı il ve ilçelelerindeki 39 ceza ve tutukevini kapattı.
Bakanlık, küçük kapasiteli ceza ve tevkif evlerinin, masrafları azaltmak, standartları düşük cezaevlerinin de mahkûmların daha iyi şartlardaki cezaevlerinde barınmalarını sağlamak amacıyla kapatıldığını bildirdi. Bu çerçevede büyük cezaevlerini yeniden yapılandıran, şartlarını iyileştiren bakanlık, ünlülerin ve terör suçundan hüküm giyenlerin kaldığı büyük cezaevleri için herakete geçti. Bu doğrultuda Ulucanlar, Bayrampaşa, Buca gibi meşhur cezaevleri kapatıldı. Adalet Bakanlığı, önümüzdeki 5 yıl içinde 458 olan ceza infaz kurumu sayısını yarı yarıya düşürmeyi planlıyor. Hürriyeti bağlayıcı cezaların infazından beklenen amacın, hükümlülerin ıslah edilerek topluma yeniden kazandırılması olduğuna dikkat çeken Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdür Yardımcısı Ekrem Bakır, “Bu çağdaş anlayış ancak tam donanımlı ceza infaz kurumlarında verilebilmektedir. Oysa küçük ilçe ceza infaz kurumlarının fiziki şartları ve düşük kapasiteleri sebebiyle eğitim ve iyileştirme imkanları ya hiç verilememekte, ya da çok sınırlı verilebilmektedir. Ayrıca bu ceza infaz kurumlarının işletilmesi ekonomik açıdan da büyük maliyetlere neden oluyor. Bu nedenle ilçelerdeki küçük ceza evlerinin hem tasarruf sağlamak hem de daha iyi şartlarda ceza infazı gerçekleştirebilmek amacıyla kapatılmıştır.” dedi.
Türkiye’de 4’ü kadın kapalı ve açık ceza infaz kurumu, 26’sı açık ceza evi, 5’i çocuk kapalı ve çocuk eğitim evi ve 423’ü de kapalı ceza evi olmak üzere toplam 458 cezaevi bulunuyordu. Cezaevlerinde kalan suçlu sayısının 2006 yılı verilerine göre 70 bin 477 olduğu belirtiliyor.
|
/ ANKARA
03.08.2007
|
|
|
Ankara’da konuşulan Çankaya senaryoları |
Milliyetçi Haraket Partisi (MHP), AKP’nin ‘uzlaşma’ aramadan cumhurbaşkanı adayı göstermesi durumunda, kendi adayını belirleyecek. MHP’nin adayı olarak iki kişinin adı geçiyor. MHP’nin adayı olarak Tunca Toskay ve Sebahattin Çakmakoğlu’nun adı geçiyor.
Oylamada Genel Kurul’a gireceklerini açıklayarak krizi engelleyen MHP, AKP’nin tek isim olarak Gül’ü önermesi durumunda, CHP gibi, bunun uzlaşma değil, dayatma olacağı görüşünü savunuyor. MHP bu durumda, cumhurbaşkanlığı seçiminin ilk oturumuna katılacak, AKP’nin adayına destek vermeyecek. MHP, AKP’nin “üzerinde tartışılmayacak, ” bir isim çıkarması durumunda ise karşısına aday çıkarmayacak. Bu arada Akşam gazetesinin haberine göre Çankaya için ‘uzlaşma ararım’ diyen Erdoğan, muhalefete Gül ile birlikte 4 isim götürecek. İddiaya göre alternatif adayların eşleri ‘başörtüsüz’ olacak. AKP’nin troykası olarak adlandırılan Başbakan Tayyip Erdoğan, TBMM Başkanı Bülent Arınç ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül, önceki gün yaptıkları üçlü zirvede gelecek dönemle ilgili yol haritasını belirledikleri ileri sürüldü.
Eski DTP Genel Başkanı, Mardin bağımsız milletvekili Ahmet Türk önceki gün CNN TÜRK’e yaptığı açıklamada cumhurbaşkanlığı için Abdullah Gül’ün adaylığı konusunda bir önyargıları olmadığını söylemişti.
|
03.08.2007
|
|
|
Talat: Papulyas’ın şartı kabul edilemez |
KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, Yunanistan Cumhurbaşkanı Karolas Papulyas’ın, Kıbrıs sorununun çözümünü Türkiye’ye baskı yapılması şartına bağlamasının kabul edilemez bir davranış olduğunu söyledi.
Mehmet Ali Talat, Türk Ajansı-Kıbrıs’a (TAK) yaptığı açıklamada, ‘’Bu düşünce şekli, bölgemizdeki diğer bazı sorunlar gibi, Kıbrıs sorununun neden hala çözümsüz beklediğini de izah etmektedir’’ dedi.
Yunanistan Cumhurbaşkanı Karolas Papulyas’ın, Kıbrıs Rum kesimini ziyareti sırasında yaptığı konuşmalarda, ‘’Türkiye’nin AB üyesi olmak istemesinin kendileri için bir dönüm noktası oluşturduğunu’’ belirterek, ‘’Avrupalı ortaklarımız er ya da geç Kıbrıs sorunuyla ilgilenmek zorundadırlar’’ ifadelerini kullandığını hatırlatan Talat, şunları kaydetti:’’Bu konuşmasıyla Papulyas, Rum-Yunan tarafının tutumunu bir kez daha açığa vurarak, Kıbrıs sorununa erken ve adil bir çözüm bulmak yerine sorunu zamana yaymayı ve AB üyelerinin Türkiye’ye baskı yapabilecekleri aşamaya kadar beklemeyi tercih ettiklerini ortaya koymuş oldu. Kıbrıslı Türk ve Kıbrıslı Rumlar’ın siyasi eşitliğine dayanan 1960 düzeninin garantörlerinden biri olan Yunanistan’ın, müzakereler yoluyla çözüm bulma çabalarına katılmayı reddeden Kıbrıslı Rum lider Papadopulos’a destek vermesi ve Türk-Yunan ilişkilerini geliştirmeyi bile Türkiye’ye Kıbrıs sorununu Kıbrıs Rum tarafının istediği şekilde çözümlemek için baskı yapılması koşuluna bağlaması kabul edilemez bir davranıştır.’’
|
/ LEFKOŞA
03.08.2007
|
|
|
MEB bilgi güvenliğine hazırlanıyor |
Millî Eğitim Bakanlığı (MEB) bilgi güvenliğini sağlamak için Türk Standardları Enstitüsü (TSE) ile işbirliği yapacak. Alınan bilgiye göre, Milli Eğitim Bakanlığı, bilişim altyapısındaki olası risklerin tanımlanması, değerlendirilmesi ve ortadan kaldırılması için yeniden yapılanma çalışması başlattı.
Bakanlık, bu çalışma kapsamında, Türk Standardları Enstitüsünden, TS ISO/EIC 270001- Bilgi Güvenliği Yönetim Sisteminin bünyesinde uygulanması için hizmet alacak. Türk Standardları Enstitüsü, Milli Eğitim Bakanlığı Bilişim Hizmetleri Daire Başkanlığında, sistemin kurulması için 30 gün sürecek uygulama eğitimi verecek. 7 günlük temel eğitim ise daha önceden tamamlandı. TSE, sistemin kurulmasının ardından Bakanlıkta yapılan çalışmaların bu standarda uygun olarak gerçekleştirildiğini belgeleyecek. Uluslararası kabul gören Bilgi Güvenliği Yönetim Sistemi, TS ISO/IEC 27001 standardı çerçevesinde oluşturuldu. Sistem, özel şirketler ile kamu kurum ve kuruluşlarının kendi bilgi ağlarıyla ilgili riskleri önceden belirleyip ortadan kaldıracak tedbirler almasını sağlayan bir sistem olarak tanımlanıyor.
|
/ ANKARA
03.08.2007
|
|
|
Basının dağlar gibi derdi var |
Konya Valisi Osman Aydın, basının dağlar gibi sorunu olduğunu belirterek, “Ancak bunlar el birliği ve dayanışmayla çözülecektir’’ dedi.
Türk basınında sansürün kaldırılışının 99. yıl dönümü ve Konya Gazeteciler Cemiyetinin kuruluşunun 57. yılı dolayısıyla Selçuk Üniversitesi Rektörlüğü bahçesinde kokteyl düzenlendi.
Konya Valisi Osman Aydın, burada yaptığı konuşmada, iki özel olayın kutlandığı bugünün tüm basın camiasına hayırlı olmasını diledi. Basında sansürün 1908 yılında İkinci Meşrûtiyet ile kaldırıldığını ifade eden Aydın, bu tarihin basın camiası için bir milat olduğunu söyledi.
Basının dağlar gibi sorunu olduğunu belirten Aydın, “Ancak bunlar el birliği ve dayanışmayla çözülecektir’’ dedi. Konya Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Sefa Özdemir ise iktidarların basına sansür uygulamaya devam ettiğini savunarak, ‘’Önemli olan bundan sonra ne yapılacağı. Basında sansürü gerçekten kaldırmak için ne yapılması gerekir, onu düşünmeliyiz’’ dedi.
|
/ KONYA
03.08.2007
|
|
|
Başörtüsü mezara kadar süren bir dinî vecibedir |
Türkiye Sağlık İşçileri Sendikası Genel Başkanı Mustafa Başoğlu, yaptığı yazılı açıklamada başörtüsünün TBMM’ye kadar değil, mezara kadar süren bir dini vecibe olduğunu söyledi.
Başkan Mustafa Başoğlu, Van milletvekili Gülşen Orhan’ın başını açıp başörtüsünü boynuna fular olarak takmasına değinerek seçmenin karşısına başörtüsüyle çıkıp rey isteyen bir milletvekilinin TBMM’ye girdikten sonra başını açmasının doğru bir davranış olmadığını belirtti. Başörtüsünü sulandıran, yozlaştıran bu gibi davranışlara rağmen kamuoyunda hâlâ yüzde 70’e yakın bir kesimin baş örtmeyi kabul ettiğinin altını çizen Başoğlu, “Türk seçmeni AKP’ye büyük bir güç vererek tek başına iktidar yapmıştır. AKP’nin baş örtmesi sebebiyle hak kaybına uğrayan bir çok kişinin sorununun kalıcı olarak bir sonuca ulaştırabileceğini ümit ediyoruz” dedi.
Başoğlu açıklamasının devamında şu ifadelere yer verdi: “İslâma inanan Müslüman kadınlar dinî vecibe olarak başlarını örterler. Ülkemizde başörtüsüne karşı olan bazı çevereler baş örtmeyi değil baş açtırmayı başarı sayıyor. Bu çevreler artık baş örtüsünün tartışma konusu olamayacağını bilmelidir. Çünkü toplumun başı açık olma ilkesini kabul ettiğini sevinçle ileriye sürmektedirler. Türk milleti ve Müslüman Türk kadınları baş örtmekten hiç bir zaman vazgeçmiş değillerdir. Sayın Gülşen Orhan’ın seçim propagandaları sırasında ‘eger milletvekili seçilirsem başımı açacağım’ dediğini kendisi açıklamıştır. Milletvekili seçildikten sonra diğer Van milletvekili ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik kendisine mecliste yol göstericiliği yapmıştır. Bazı başörtülülerin Gülşen Orhan gibi başlarını açmaları ve başörtülerini fular haline getirip boyunlarına asmaları başörtüsünü yozlaştırmaktadır.”
|
/ ANKARA
03.08.2007
|
|
|
Yeni Meclis'i yoğun bir dönem bekliyor |
TBMM, 87 yıllık tarihinde 24. başkanını seçmeye hazırlanıyor. 23 Nisan 1920’de açılan Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin ilk başkanı olan Mustafa Kemal Paşa, bu görevi 3 yıl 6 ay 5 gün sürdürdü. Atatürk’ün ardından Meclis Başkanlığına seçilen Fethi Okyar, 1 yıl 21 gün görev yaptı.
Meclis tarihinde en uzun süre başkanlık görev yapan isim, Abdülhalik Renda oldu. Renda 1 Mart 1935’te aldığı görevi 5 Ağustos 1946 yılına kadar sürdürdü ve 11 yıl 5 ay 4 gün ile en uzun süre Meclis başkanlığı yapan kişi unvanını aldı. Renda’yı, 10 yıl 4 ay 4 gün ile Kâzım Özalp, 10 yıl 5 gün ile Refik Koraltan izledi.
Meclis başkanlığı yapan isimler arasında milli mücadelenin önemli isimleri Kâzım Karabekir ve Fuat Cebesoy da bulunuyor. Karabekir 1 yıl 5 ay 21 gün, Cebesoy ise 10 ay 1 gün bu görevi yürüttü. Eski başbakanlardan Şükrü Saraçoğlu 1 yıl 6 ay 21 gün, Fuat Sürmen ise 3 yıl 11 ay 9 gün görev yaparken, 1960’lı yılların ikinci yarısında Meclis Başkanı olan Ferruh Bozbeyli, 5 yıl 1 ay 9 gün ile en uzun süreyle bu görevde bulunan 4. isim oldu.
Bozbeyli’den sonra Sabit Osman Avcı (2 yıl 11 ay 17 gün), Kemal Güven (3 yıl 6 ay 17 gün), Cahit Karakaş (2 yıl 10 ay 24 gün), Necmettin Karaduman (3 yıl 11 ay 25 gün), Yıldırım Akbulut (1 yıl 10 ay 15 gün), Kaya Erdem (1 yıl 10 ay 29 gün), Hüsamettin Cindoruk (3 yıl 10 ay 15 gün), bu görevi sürdürdü.
TBMM Başkanlığını 2 ay 7 gün yürüten İsmet Sezgin, 23 Meclis Başkanı arasında bu görevi en kısa süre yapan kişi oldu. Sezgin’in ardından bu göreve seçilen Mustafa Kalemli 1 yıl 8 ay 12 gün, Hikmet Çetin 1 yıl 7 ay 2 gün, Yıldırım Akbulut 1 yıl 4 ay 10 gün, Ömer İzgi ise 2 yıl 15 gün görev yaptı.
Son iki dönemden beri Meclis başkanlığı görevinde bulunan Bülent Arınç, 4 yıl 8.5 ay süreyle 1970 yılından beri bu görevi en uzun süre yapan isim oldu.
MECLİS , YOĞUN BİR DÖNEME GİRECEK
23. Dönem parlamentosunu oluşturan milletvekillerinin 4 Ağustos Cumartesi günü yemin etmesinin ardından Meclis yoğun bir döneme girecek. TBMM’nin yapacağı ilk iş Meclis Başkanını seçmek olacak. İçtüzüğe göre, Meclis başkanlığı için bir yasama döneminde iki kez seçim yapılıyor. İlk seçilenin görev süresi 2, ikinci devre için seçilenin görev süresi ise 3 yasama yılı oluyor.
Siyasî parti grupları, Meclis Başkanlığı için aday gösteremiyor. TBMM Başkan adayları, Meclis üyeleri içinden, Meclisin toplandığı günden itibaren 5 gün içinde Başkanlık Divanına bildiriliyor. Başkan seçimi gizli oyla yapılıyor.
İlk iki oylamada üye tamsayısının üçte ikisi, üçüncü oylamada üye tamsayısının salt çoğunluğu aranıyor. Üçüncü oylamada da salt çoğunluk sağlanamazsa, bu oylamada en çok oyu alan iki aday için dördüncü oylama yapılıyor. Dördüncü oylamada en fazla oy alan üye, Meclis Başkanı seçilmiş oluyor. Başkan seçimi aday gösterme süresinin bitiminden itibaren 5 gün içinde tamamlanıyor.
TBMM Başkanlığına adaylık başvurusu, 8 Ağustos Çarşamba günü saat 24.00’e kadar sürecek. 9 Ağustos Perşembe günü ise seçim turlarına başlanacak.
TBMM Başkanının seçiminden sonra Meclis Başkanlık Divanı oluşturulacak. Başkanlık Divanının seçiminin ardından, TBMM’de iki süreç başlayacak. Bunlardan biri 11. Cumhurbaşkanı seçimi, diğeri ise 60. Hükümetin programı ve güvenoylaması olacak.
|
/ ANKARA
03.08.2007
|
|
|
Vekiller, odalarına yerleşiyor |
23. Dönem milletvekilleri, dün kurayla belirlenen odalarına yerleşiyor.
En yaşlı üye sıfatıyla, CHP İstanbul Milletvekili Şükrü Elekdağ başkanlığında dün TBMM Geçici Başkanlık Divanında yapılan kura çekimiyle, milletvekillerinin odaları belirlendi. Kur’a çekiminde, milletvekillerinin 5 yıl boyunca çalışacakları odalar tesbit edildi. Bağımsız Milletvekilleri Mesut Yılmaz, Ufuk Uras ve Muhsin Yazıcıoğlu kur’aya tabi olmadı ve kendilerine büyük odalar tahsis edildi.
22 milletvekili ise boşta kaldı. Bakanlar Kurulu, Başkanlık Divanı ve komisyonların oluşturulmasından sonra da bu milletvekilleri için yeni bir kur’a çekilecek. Eski milletvekillerinin odalarını boşaltması ve önceki günkükur’ayla, 23. Dönem milletvekilleri de odalarına yerleşmeye başladı. Odalarının küçüklüğünden şikâyetçi olan, 22. Dönem milletvekili olup bu dönem yeniden seçilen milletvekillerinden 17’si kur’aya girerek, yeniden şanslarını denediler.
Kur’ada, AKP Samsun Milletvekili Suat Kılıç tek şanslı vekil oldu. Kur’a sonucunda, sadece Kılıç’a, daha geniş bir oda çıktı.
|
/ ANKARA
03.08.2007
|
|
|
Gözler, YAŞ’ta |
Yüksek Askeri Şûrâ, ikinci gün çalışmalarına Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın başkanlığında başladı.
Genelkurmay Başkanlığı Karargahı’ndaki Yüksek Askerî Şûrâ toplantısında, terfi sırasında bulunan albay, general ve amirallerin bir üst rütbeye yükseltilmesi, general ve amirallerin görev sürelerinin uzatılması ve emeklilik işlemleri ele alınıyor. Disiplinsizlik ve ahlaki durumları sebebiyle Türk Silahlı Kuvvetleri’nden ayrılacak personelin durumları da toplantıda değerlendiriliyor. Şûrâda, Türk Silahlı Kuvvetleri’ni ilgilendiren diğer konular da görüşülüyor. Toplantıya, Başbakan Erdoğan’ın yanı sıra Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, Millî Savunma Bakanı Vecdi Gönül, Kuvvetleri Komutanları ve diğer üst düzey komutanlar katılıyor. Yüksek Askerî Şûrâ’da alınan kararlar Cumartesi günü açıklanacak.
|
/ ANKARA
03.08.2007
|
|
|
Medya okur yazarlığı çocuklarımızı kurtarır |
Trakya Üniversitesi (TÜ) Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Süleyman Doğan, Millî Eğitim Bakanlığınca okullarda seçmeli olarak “Medya Okur, Yazarlığı Dersi’’nin konulmasının, çocukların televizyondan olumsuz etkilenmesinin önüne geçilmesi için iyi bir gelişme olduğunu söyledi.
Doç. Dr. Doğan, yaptığı açıklamada, araştırmalara göre, çocukların günde 3 saat televizyon izlediklerini ve televizyondan etkilenen çocukların zaman zaman kurgu ile gerçeği ayırt etmekte zorlandıklarını belirtti. Doç. Dr. Doğan, şöyle dedi: “Bunda ailelerinde etkisi var. Çoğu anne, ‘çocuğum uslu dursun’ diye, programları seçmeden izletiyor. Çocuk, seçmeden izlediği programların ardından neyin kurgu, neyin gerçek olduğunu ayırt edemiyor. İzlediği sihirli, büyülü dizilerin etkisinde kalıp, çoğu zaman onlar gibi davranıp düş kırıklığına uğruyorlar.’’
Doç. Dr. Doğan, izledikleri ya da kendilerince kahramanlaştırdıkları hayal kahramanlarını, kendilerine model alarak onlar gibi davranmaya başlayan çocukların, gerçek hayattan koptuklarını ve bunun da ileride aşılmaz sorunlar meydana getireceğini ifade etti.
Doç. Dr. Doğan, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) ile Milli Eğitim Bakanlığı arasında imzalanan protokol gereği, müfredata seçmeli olarak konulan ‘’Medya Okur Yazarlığı’’ dersinin çok yerinde bir karar olduğunu bildirdi.
|
/ EDİRNE
03.08.2007
|
|
|
Mağdur edilen çalışanlar yeni hükümeti bekliyor |
Bem-Bir-Sen Genel Başkanı Mürsel Turbay, “Yeni kurulacak hükümetin kamu çalışanları içinde en çok mağdur edilen yerel yönetim çalışanlarının sorunlarını çözüme kavuşturmasını bekliyoruz’’ dedi.
Turbay, Mola Otel’de düzenlediği basın toplantısında, Bem-Bir-Sen’in, geçen yıl olduğu gibi 2007 yılında da Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nca yerel yönetimler hizmet kolunda yetkili sendika olarak açıklandığını belirtti. Yerel yönetim çalışanlarının en zor şartlarda çalışmasına rağmen en çok mağdur edilen kesim olduğunu savunan Turbay, yeni kurulacak hükümetin yerel yönetim çalışanlarının sorunlarının çözümüne katkıda bulunmasını beklediklerini söyledi.
|
/ ANKARA
03.08.2007
|
|
|
OKS sonuçları açıklanıyor |
Ortaöğretim Kurumları Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Sınavı (OKS) sonuçları bugün açıklanıyor.
Tercih yapan adaylar, hangi okullara yerleştiklerini Millî Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) www.meb. gov.tr internet adresinden öğrenebilecekler. Yerleşmeye hak kazanan öğrenciler kayıtlarını 6-15 Ağustos 2007 tarihleri arasında yaptırabilecekler. Mülâkat/mülâkat ve beden yeterliliği sınavı ile öğrenci alan okulların ön kayıtları da 6-8 Ağustos 2007 tarihleri arasında yapılacak.
|
/ ANKARA
03.08.2007
|
|
|
Susuzluğa karşı seferberlik |
ATO Başkanı Sinan Aygün hükümetten su konusunda seferberlik ilân etmesini istedi. Su sorunuyla ilgili yazılı bir açıklama yapan Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Sinan Aygün, bu sorunun belediyelere bırakılamayacak boyutlara geldiğini belirterek hükümeti su konusunda seferberliğe dâvet etti.
Açıklamasında 17 Ağustos depremini örnek gösteren Aygün, “Depremde nasıl devlet yaraları sardıysa susuzluk konusunu da devlet meselesi görüp sahip çıkmalı” dedi.
|
/ ANKARA
03.08.2007
|
|
|
Çocuğa şiddet oranı yüzde 40 |
Kimi bölgelerde iki çocuktan birinin fiziksel istismara maruz kaldığına dikkat çeken Çocuk İstismarı ve İhmalini Önleme Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Gonca Yılmaz, “Başbakanlık Aile Araştırma Kurumunun verilerine göre, Türkiye’de ailelerin yüzde 40’ı çocuklarına hafif oranda şiddet uyguluyor” dedi.
Çocuklara yönelik şiddet ve istismarın hem fiziksel hem de duygusal boyutta olduğunu ifade eden Doç. Dr. Gonca Yılmaz, araştırma sonuçlarına göre, kimi bölgelerde iki çocuktan birinin fiziksel istismara maruz kaldığının belirlendiğini dile getirdi. Çocuklara yönelik duygusal istismarın ise yüzde 72 oranında olduğunu söyleyen Yılmaz, eğitimli ve yaş açısından tecrübeli annelerin şiddet uygulamaktan çekindiğini belirtti.
|
/ ANKARA
03.08.2007
|
|
|
Zonguldak’ı su bastı |
Zonguldak’ta önceki gece görülen sağanak yağış sebebiyle çok sayıda iş yeri ve evi su bastı, bazı araçlar trafikte mahsur kaldı. Yağış dolayısıyla il merkezinde su kanalları tıkandı ve kanalizasyon şebekesi taştı.
Bazı işyerleri ile bodrum ve birinci kattaki evleri de su ve kanalizasyon atığı bastı. Sağanak yağışın sebep olduğu tahribat ayrıca şehirde bir süre elektriğin kesilmesine, sabit ve cep telefonlarla iletişimin sağlanamamasına yol açtı. Sabaha kadar devam eden yağmur sebebiyle bazı kavşaklar su altında kalınca araçlar yolda kaldı. Kavaklık ve Filtepe mahallelerinde de bir çok ev ve işyerini su bastı. İtfaiye Müdürlüğü de su altında kalırken yolda kalan araçlar sürücülerin uzun uğraşları sonucu kurtarılabildi. Sağanak yağmur sebebiyle Pençes Deresi’ndeki su seviyesi yola kadar yükselirken, Devrek istikametinden baraja akan dere ile Kabasakal deresindeki su seviyesi de yükseldi. Karadeniz Ereğli için bereket vesilesi olan yağmurun olumsuz neticelerini unutturan kuraklığın kırılması vatandaşları memnun etti.
|
Süleyman BEYDİLLİ
/ ZONGULDAK
03.08.2007
|
|
|
Necaşi’nin ülkesine su kuyuları |
Türkiye, Necaşi’nin torunlarının su özlemini sona erdirmeye çalışıyor. Hayırsever Türk halkının yardımlarıyla Etiyopya’da geçtiğimiz günlerde 15 adet su kuyusu daha hizmete açıldı. Bunlarla beraber ülkede açılan kuyu sayısı 58’e ulaştı.
2000 yılından beri Afrika ülkeleriyle yoğun bir şekilde ilgilenen ve birçok projeye destek veren İHH İnsanî Yardım Vakfı, su hasreti çeken Etiyopyalıların yardımına koştu. Etiyopya’da yıllardır devam eden su kuyusu açma çalışmaları hızlanarak sürüyor.
KUYULAR SUYA HASRETİ SONA ERDİRDİ
Vakıf, geçtiğimiz günlerde Etiyopya’nın değişik bölgelerinde yaptırdığı 15 adet su kuyusunu hizmete açtı. Kofale, Woreda, Keballa ve Tullicha Qore bölgelerinde su kuyularının hizmete açılması büyük sevince yol açtı.
Söz konusu kuyulardan 9 adedi, Araştırma ve Kültür Vakfı’nın bağışlarıyla açıldı. Diğer 6 tanesi de Milli Gazete, Gülteks gibi kurumlar ve bazı hayırseverler tarafından yapılan bağışlarla hizmete açıldı. Şükür, Genç Öncüler, Umran, Pınar, Mualla, Fehime Türk Bayburtlu, Milli Gazete, Gülteks, Beyazgül, Gülder ve Çamoluk isimlerini taşıyan kuyulardan binlerce kişi faydalanacak.
ETİYOPYA’YA 58 ADET KUYU
Kuyuların hizmete açılışı sırasında ellerindeki bidonlarla su almaya gelen Etiyopyalılar, “Yıllardır çok zor şartlarda ve uzak yerlerden su temin ediyorduk. Yaşadığımız bölgeye kuyu açılmasına ve temiz suyun temin edilmesine aracı olan herkese yürekten teşekkür ediyoruz” dediler. Türkiyeli hayırseverlere sık sık duâ eden Etiyopyalılar, Osmanlı torunları olarak gördükleri Türkiye halkının kendilerine yardım eli uzatmasına ise çok sevindiklerini söylediler. Son olarak açılan 15 adet kuyu ile birlikte hayırseverlerin bağışlarıyla Etiyopya’da toplam 58 adet su kuyusu açılmış oldu. Yenilerinin açılması için de çalışmalar devam ediyor.
|
YENİ ASYA
03.08.2007
|
|
|
|