Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 26 Haziran 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Haberler

 

Gümrüklerde oy verme başladı

Yurt dışında yaşayan Türk vatandaşları, 23. Dönem Milletvekili Genel Seçimleri için Yüksek Seçim Kurulu’nun kararıyla dün sabahtan itibaren Atatürk, Sabiha Gökçen, Esenboğa, Adnan Menderes, Antalya, Şakirpaşa ve Erkilet havalimanları ile Kapıkule, İpsala, Cilvegözü, Sarp, Habur karayolları, İzmir Çeşme ve Taşucu deniz limanları gümrük kapılarından yurda giriş ya da çıkış yaparken oy kullanabiliyorlar.

Gümrük kapılarında, Türkiye Cumhuriyeti pasaportuna sahip ve yalnızca bu pasaport ile oy kullanacak yurt dışındaki vatandaşların oy verme işlemleri, 22 Temmuz 2007 Pazar günü seçimin bitiş saatine kadar devam edecek. Gümrük kapılarında tatil günleri dahil 24 saat süre ile oy kullanılabilecek.

Gümrük kapılarında, Türkiye’de seçmen kütüğüne yazılı olmayan, yurt dışında 6 aydan fazla ikamet eden, oy verme günü olan 22 Temmuz 2007 tarihinde 18 yaşını doldurmuş olan, oy vereceği günde yurda giriş veya çıkış yapan, çifte vatandaş olup da Türkiye Cumhuriyeti pasaportunu ibraz eden Türk vatandaşları oy kullanabilecek.

Bu kapsamda Atatürk Havalimanı Dış Hatlar Terminali’nde kurulan 15 sandıkta da oy kullanma işlemi başladı.

Milletvekili genel seçimleri için Esenboğa Havalimanı’nda oy verme işlemi başladı.

Esenboğa Havalimanı dış hatlar terminali ‘’giden ve gelen yolcu’’ katında toplam 9 sandıkta oy kullanma işlemi 24 saat süresince yapılabilecek.

Ankara Vali Yardımcısı ve Esenboğa Havalimanı Mülki İdare Amiri Ali Bakoğlu, oy verme işleminin yapıldığı alanı gezerek, görevlilerle görüştü.

Seçim öncesi, seçim günleri ve seçim sonrası olmak üzere 3 aşamalı bir çalışma yürüttüklerini ifade eden Bakoğlu, ‘’Oy verme işleminin sağlıklı bir biçimde yapılabilmesi için gereken tüm önlemleri aldık’’ dedi.

Hatay’ın Reyhanlı ilçesinde Cilvegözü Sınır Kapısında, İlçe Seçim Müdürü Aslan Kamaoğlu ile 6 kişinin görev yaptığı, bir odanın seçim bürosu olarak düzenlendiği ve oy kullanma işlemine başlandığı belirtildi.

Hopa İlçe Seçim Kurulu tarafından Sarp Sınır Kapısına konulan 1 sandıkta da sabah saatlerinden itibaren oy veriliyor.

İlçe Seçim Kurulundan 3 kişinin görev yaptığı sandıkta, henüz 2 kişi oy kullandı.

Şırnak’ın Silopi ilçesi yakınlarındaki Habur Sınır Kapısında da oy verme işlemi başladı. Sabah saatlerinde Habur Sınır Kapısına giden Silopi İlçe Seçim Kurulunun görevli ekipleri, Habur Gümrükler Başmüdürlüğünün tahsis ettiği binada seçim sandıklarını kurdu.

Yetkililer, seçim gününe kadar 3 vardiyalı olarak görev yapılacağını belirttiler.

/ İSTANBUL

26.06.2007


 

Kanunsuz yasak ne olacak?

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın açıkladığı ‘seçim bildirisi’nde ekonomik konulardaki vaadler sıralanırken, milyonları ilgilendiren kanunsuz başörtüsü yasağından söz edilmemesi dikkati çekti. Diğer siyasî parti liderlerini ‘uçuk vaad’lerde bulunmakla suçlayan Erdoğan’ın, ayrıca seçim konuşmalarında halledeceklerini belirttiği YÖK reformu ile ilgili bir vaadde bulunmaması da ilgi çekici bulundu.

DEVAM MI EDECEK?

Sivil bir anayasa hazırlanacağını ilân edildiği beyannamede, başörtü yasağıyla ilgili düzenlemeye ver verilmezken, “Din” başlıklı bölümde, “Her din görevlisi en az dört yıllık fakülte mezunu olacak. Diyanet İşleri Başkanlığı yürütmekte olduğu din hizmetlerini toplumun ihtiyaçlarına etkili cevap verebilecek şekilde sürdürecek” denildi.

26.06.2007


 

Başörtüsü için kollarını kıpırdatmadılar

DP Genel Başkanı Mehmet Ağar, Başbakan Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Abdullah Gül’e Şanlıurfa ve Afyon’dan cevap verdi. Ağar, Erdoğan ve Gül’ün Çankaya seçimi için gösterdikleri gayretin onda birini başörtüsü ve imam hatipler için göstermesi halinde söz konusu meselelerin çözülmüş olacağını söyledi.

Ağar, “Bunlara gelince kolunuzu kıpırdatmıyorsunuz fakat şahsi meseleye gelince ortalığa dökülüyorsunuz. Allah’tan korkun” dedi.

Önceki gün Şanlıurfa Topçu Meydanı’nda halka seslenen Ağar şunları söyledi:

“Bunlar Elazığ meydanında erkeklikten bahsediyorlar. Ama siyaseti öyle yapamıyorlar. Milletin arasında dedikodu yayıyorlar. ‘Ağar iyi adamdı ama dindar bir cumhurbaşkanı seçimine mani oldu’ diyorlar. Devletin her kademesinde çalıştım. Mehmet Ağar’dan bir tane Müslüman zarar gördüm derse bütün bu görevleri yapmamış sayarım. Güzel bir söz var. Kibirliye kibir etmek sadakadır. Bunlara sadaka vermek zorunda kaldım. 4-5 adayla mı geldin bana? Bu politikaların arkasında entrikalar olduğunu gören arkadaşın bile başbakan yardımcılığını bıraktı evine gidiyor.

Söyleyecek sözün kalmamıştı. Abdullah Gül’ü de yanına alıp meydanlarda ağlıyorsun. Sana bu millet ne verecek ya. Sana 367 mebus verdi ama hakkını veremedin. Mağduriyet pijaması içinde ağlamaya devam ediyorsun. Başbakanlık mağduriyet yeri değildir. Asıl mağdur esnaf, çiftçi, memur, işçidir, millettir.

“MÜBAREK DİNİMİZİN ARKASINA SAKLANMAYIN”

Çankaya seçimi için gösterdiğin gayretin onda birini gösterseydin bugün başörtüsü meselesi, imam hatip meselesi çözülmüştü. Bunlara gelince kolunuzu kıpırdatmıyorsunuz fakat şahsi meseleye gelince ortalığa dökülüyorsunuz. Allah’tan korkun. Allah kimseyi nefsi için Allah diye bağırtmasın. Mübarek dinimizin arkasına saklanmayın. Camiye siyaset soktunuz şimdi cami avlusuna girmekten korkar hale geldiniz.

DP, 60 seneden bu yana milletimizin dinine de diyanetine de büyük bir saygı ve sadakat içerisinde hizmet yaptı. Bunun istismarını yapmadan yolumuza devam etmek bizim temel meselemizdir. Ebediyete kadar milli ve manevi değerleriyle, cumhuriyet değerleriyle kavga etmeden kardeşçe bir arada yaşayarak yoluna devam edecektir.”

Ağar, konuşmasında Dışişleri Bakanı Abdullah Gül’ün Türkiye’nin bugüne kadar gördüğü en düşük profilli dışişleri bakanı olduğunu da iddia etti.

Miting sonunda Halkın Yükselişi Partisi Şanlıurfa birinci sıra adayı Halil Sarraf ve ilçe başkanı DP’ye katıldı. Ağar, katılanların rozetini parti otobüsünün üzerinde taktı.

Milletin gönlündeki mihrapları yıktınız

DP lideri Mehmet Ağar, dün de Afyon mitinginde vatandaşlara seslendi. Ağar, hükümetin seçim beyannamesini eleştirdiği konuşmasında şunları söyledi: “2002 seçimlerinde seçim beyannamesine başörtüsünü yazdınız. Bugün ağzınıza almıyorsunuz. Sizin için 30 bin imam hatipli koştu. 2007 seçim beyannamesine YÖK’ü yazamıyorsunuz. Siyasette bunları istismar ettiniz. Kur’ân kurslarının binalarını yıktınız. Yaz tatilini bekleyemediniz. İktidar olmak için milletin gönlündeki mihrapları yıktınız. Niye o zaman geçen seçimde meydana çıkıp başörtüsü imam hatip dediniz?”

Konuşmasında anamuhalefet partisine de yüklenen DP lideri Ağar, “CHP’in üzerinde 1940’ların yansımaları var. Bir yerlere yaslanan tepeden bakan CHP, AKP ile hesaplaşamaz. Biz hesaplaşırız” diye konuştu.

Kemal BENEK / ŞANLIURFA/ AFYON

26.06.2007


 

Partilerin gündeminde depreme yer yok

TMMOB İnşaat Mühendisleri Odasından (İMO) yapılan açıklamada, 22 Temmuz seçimlerine hazırlanan ve ‘’barajı aşması muhtemel partilerin’’ seçim bildirilerinde, deprem ve depreme karşı alınacak önlemler ile ilgili uygulanabilir, kamuoyunu ikna edici önerilerin yer almadığı savunuldu.

İMO’dan yapılan yazılı açıklamada, kürsü konuşmalarına, seçim bildirilerinin kamuoyuna yansıma biçimine bakıldığında, Türkiye’nin en önemli problemlerinden biri olan depremin ‘’üvey evlat muamelesi’’ gördüğünün söylenebileceği belirtildi.

Açıklamada, ‘’22 Temmuz seçimlerine hazırlanan ve barajı aşması beklenen partilerin seçim bildirilerinde, bir başka deyişle vaatleri arasında ne yazık ki deprem ve depreme karşı alınacak önlemler ile ilgili uygulanabilir, kamuoyunu ikna edici öneriler yer almamaktadır. Bu durum partilerimizle birlikte kamuoyunun, halkın gerçek sorun ve ihtiyaçlarından ne kadar uzak olduğunun kanıtıdır’’ görüşlerine yer verildi.

Türkiye topraklarının tamamına yakınının deprem kuşağında bulunduğu kaydedilen açıklamada, depremlerin telafi edilemeyecek sonuçlar doğurduğu hatırlatıldı.

1999 depremlerinden sonra da yüzeysel değişikliklerle yetinildiği savunulan açıklamada, şunlar kaydedildi:

‘’Özellikle Marmara Bölgesi için acil önlem alınması gerektiğini ısrarla söyleyen üniversitelerin, bilim insanlarının, meslek odalarının görüşleri ve önerileri yok sayılmış, yapı denetim sistemi başta olmak üzere, mevzuat değişiklikleri hep bir başka bahara ertelenmiştir.

Partilerin seçim bildirileri, kamuoyu açısından, ‘başka baharın’ ilk habercisi sayılmaktadır. Sandıktan çıkacak iktidar programı, seçim bildirisi üzerinde şekillenecektir. Ne yazık ki pek çok vaadin tutulmayacağı, unutturulacağı şimdiden bellidir. Çünkü vaatlerin nasıl hayata geçirileceği ve bütçe karşılıkları için ikna edeci açıklamalara gerek dahi duyulmamaktadır.

Türkiye’nin en büyük sorunlarından birisi depremdir. Bütçe hazırlanması dahil tüm ekonomik tasarruflar ve toplumsal hayatın deprem ve depreme karşı alınacak önlemlere göre düzenlenmesi gerekirken, bu önemli konunun ‘vaat yağmurunun bir damlası’ gibi algılanması ne insan hayatının kutsallığı ile ne de devlet ciddiyetiyle bağdaşmaktadır.’’

/ ANKARA

26.06.2007


 

22. Dönemde Meclise ziyaretçi akını

22. Yasama Döneminde TBMM’yi 4 milyon 36 bin 13 kişi ziyaret etti. Yıllık ortalama 807 bin 200 kişinin ziyaret ettiği Meclise, günde ortalama 2 bin 690 vatandaş geldi.

TBMM 22. Dönemde ziyaretçi akınına uğradı. 5 yasama yılı süren dönemde, Meclise gelen vatandaşların sayısı 4 milyonu aştı. 22. Dönemde TBMM Ziyaretçi Kabul Salonundan 4 milyon 36 bin 13 vatandaş giriş yaptı. Yıllık ortalama 807 bin 200 vatandaş Meclisi ziyaret etti. Açık olduğu dönemlerde günlük ortalama 2 bin 690 vatandaş Meclise geldi.Geçtiğimiz yasama döneminde en yoğun ziyaret 2003 yılının Ocak ayında yapıldı. Bu ayda 145 bin 235 kişi Meclisi ziyaret etti. En az ziyaretin yapıldığı ay ise 2004 yılının Haziran ayı oldu. Bu ayda Meclisi 54 bin 544 vatandaş ziyaret etti.

22. Yasama Döneminde Millî Saraylara bağlı saray, köşk ve kasırlar da ziyaretçi akınına uğradı.

Bu dönemde yerli ve yabancı olmak üzere saray, köşk ve kasırları 2 milyon 932 bin 789 kişi gezdi. Millî Saraylar bu süre içinde 19 milyon 933 bin 241 YTL gelir elde etti.

/ ANKARA

26.06.2007


 

Babacan: AB korumacı politikaları terk etmeli

Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan, güçlü bir AB istediklerini belirterek, AB’nin rekabet gücünü oluşturmak zorunda, bunun için de korumacı politikaları terk etmek zorunda olduğunu, Türkiye’nin de AB rekabet gücüne artı değerler katacağını söyledi.

Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) ve Viyana Ekonomik Forumu’nun ‘’Türkiye’de Yatırım-Bölgede Yatırımı’’ toplantısında konuşan Babacan, Aralık 2004’ten bu yana bu reformları derinleştirmek için yoğun bir şekilde çalıştıklarını ve Türkiye’de ekonomik alanda ne yaparlarsa yapsınlar bu başarıların oturduğu zeminin demokrasi ve hukuk olduğunu vurguladı.

Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Babacan, AB’nin kendi çevresine kalın duvarlar, yüksek setler çekerek ‘küçük olsun benim olsun, genişleme artık buraya kadar, Avrupa budur’ dediği anda gerileme sürecinin başlayacağını ifada ederek, ‘’Ne zaman ki bu açık kapı politikası terk edilip ‘artık sınırlar budur’ denirse o tarih, tarih kitaplarına kaydedilecektir. AB genişleme, büyüme sürecinin bittiği, küçülmenin başladığı tarih olarak kaydedilecektir’’ diye konuştu.

Güçlü bir AB istediklerini kaydeden Babacan, AB’nin rekabet gücünü oluşturmak zorunda, bunun için de korumacı politikaları terk etmek zorunda olduğunu, Türkiye’nin de AB rekabet gücüne artı değerler katacağını söyledi. Babacan, AB’nin Orta Doğu, Kuzey Afrika, Kafkaslar ve Orta Asya’daki gelişmelere gözünü kapatamayacağını bildirdi.

Türkiye ve AB’yi çevreleyen kuşakta, Türkiye’nin reformlarını yakından takip eden ve bu reformlardan etkilenen pek çok ülke bulunduğunu ifade eden Babacan, konuşmasını şöyle tamamladı:

‘’Türkiye’nin AB üyeliğiyle ilgili bize verilmiş kesin bir tarih yok. 2007-2013 yıllarını kapsayan bir program hazırladık. Türkiye 200 kadar yasal düzenleme, 600 kadar da ikincil düzenleme yapacak. Çok hızlı bir tempoyla müktesebata uyum sağlayacağız ve ‘biz hazırız’ diyeceğiz. Ne zaman AB kendi öz güvenini tekrar kazanırsa, ne zaman kendi iç sıkıntılarını aşıp da artık daha vizyoner bir yaklaşımla geleceğe bakabilirse işte o gün, AB’de Türkiye ile ilgili üyelik konusunda olumlu bir bakışa sahne olacağı tarih olacaktır.’’

/ İSTANBUL

26.06.2007


 

2 başlıkta müzakereler açılacak

Türkiye ile bugün düzenlenecek Hükümetler Arası Konferans’ta istatistik ve malî kontrol fasıllarının müzakerelere açılması kesinleşirken, Fransa’nın itirazı sebebiyle ekonomik ve parasal politika faslı tıkandı.

AB üyesi ülkelerin genişlemeyle ilgili diplomatlarının katıldığı Genişleme Çalışma Grubu toplantısında bu yönde alınan karar AB Daimî Temsilciler Komitesi (COREPER), tarafından açılmasını onaylandı. Böylece bugünkü Hükümetler Arası Konferans’ta (HAK) Fransa’nın itiraz ettiği ekonomik ve parasal politika faslının açılmaması kesinlik kazandı. AB, Türkiye ile eşzamanlı olarak müzakerelere başlayan Hırvatistan ile ise yarın istatistik ve mali kontrol dahil olmak üzere 6 faslı açacak.

Eşzamanlı olarak müzarekerelere başlayan Hırvatistan ile geçen sürede 6 faslı açan AB, Türkiye ile açılıp kapanan bilim ve araştırmayla sadece açılan işletmeler ve sanayi politikası olmak üzere iki fasılda müzakereleri başlattı.

Türkiye ile Gümrük Birliğini ilgilendiren 8 fasılda (malların serbest dolaşımı, iş kurma hakkı ve hizmet sunumu serbestisi, mali hizmetler, tarım ve kırsal kalkınma, balıkçılık, taşımacılık politikası, gümrük birliği ve dış ilişkiler) müzakereler durdurulurken, Ek Protokol yükümlülükleri yerine getirilinceye kadar, müzakerelerin devam edeceği diğer fasılların kapatılmasının önüne geçiliyor.

/ BRÜKSEL

26.06.2007


 

KEİ’nin gündemi AB

KEİ 15. Yıl Zirvesi kapsamında düzenlenen KEİ Dışişleri Bakanları Toplantısında konuşan Azerbaycan Dışişleri Bakanı Elmar Memmedyarov, KEİ’nin ekonomi, bankacılık, finans, ulaştırma, akademik alanda çalışmalar yaptığını hatırlatarak, örgütün daha da geliştirilmesinde yeni zorluklarla mücadele edildiğini söyledi.

Bölgedeki gelişmenin ileriye götürülebilmesi için KEİ’nin daha da güçlendirilmesi gerektiğine işaret eden Memmedyarov, bölgesel etkiye sahip projelerin proje fonuyla hayata geçirilebileceğini vurguladı.

Memmedyarov, “Biz AB ile olan ilişkilerimizin stratejik önem taşıdığını düşünüyoruz. O nedenle her iki örgüt açısından çok daha ilerlemiş bir düzeyde işbirliğinin ve yakın diyaloğun tahsis edilmesinin büyük önem taşıdığını düşünüyoruz” dedi.

Avrupa Komisyonu ile KEİ arasında yaratılan sinerjinin bu yönde atılmış önemli bir adım olduğuna inandıklarını belirten Memmedyarov, iki örgüt arasındaki işbirliğinin ilerletilmesinin hem Karadeniz bölgesi, hem de AB bölgesinin gelişmesine katkıda bulunacağını söyledi.

Bu arada Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, Gürcistan Cumhurbaşkanı Mikhail Saakaşvili, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Sırbistan Cumhurbaşkanı Boris Tadiç, Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Vladimir Putin, BulgaristanCumhurbaşkanı Georgi Parvanov ile ikili bir görüşmeler yaptı.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ve Gürcistan Cumhurbaşkanı Mikhail Saakaşvili ile bir araya geldi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Yunanistan Başbakanı Kostas Karamanlis ile görüştü. Erdoğan; Kıbrıs’ta kalıcı adil bir çözümü birlikte destekliyoruz. İnanıyorum ki, önümüzdeki süreç çok daha başarılı bir süreç olacaktır’’dedi.

Karamanlis: ‘’Uluslararası hukuka uygun olmayan veya gerilimlere neden olabilecek olan faaliyetlerden kaçınmamız gerektiği üzerinde mutabakata vardık’’ diye konuştu.

Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül, uluslararası camianın Karadeniz bölgesine ilgisinin giderek arttığını belirterek, ‘’Artan uluslararası ilgiden yararlanarak KEİ’yi, bölgenin potansiyelini harekete geçirecek etkin bir uluslararası örgüte dönüştürmeye çalıştırmamız gerekmektedir’’ dedi.

Karadeniz Ekonomik İşbirliği (KEİ) Uluslararası Daimi Sekretaryası Genel Sekreteri Leonidas Chrysanthopoulos, Türkiye’nin dönem başkanlığının KEİ için çoğu faaliyet alanını kapsayan bir çalışma takvimi hazırladığını belirterek, bu faaliyetlerin kuruluşun hızlı ilerlemesini teşvik edeceğini bildirdi.

Ermenistan Dışişleri Bakanı Vartan Oskanyan, ‘’Karadeniz bizi yüzyıllar boyunca birleştirmiştir ve şimdi yine onun aracılığıyla birbirimizle temas içerisindeyiz. Ve biz bu fırsatı değerlendirmeliyiz. Ama bazen sular o kadar derin ki bazen düşünmeden kıyıda kalmayı tercih ediyoruz’’ dedi.

Yunanistan Dışişleri Bakanı Dora Bakoyanni, Avrupa Komisyonu ile yapılan ortak çalışmalar ve örgüt tarafından gerçekleştirilen reformların son dönemde zirvenin en önemli iki başarısı olarak ön plana çıktığını söyledi.

Sırbistan Dışişleri Bakanı Vuc Jeremic, ‘’Kosova’daki durum istikrarsız bir durumdur ve ihtilaf olarak düşünüldüğünde, temelde uluslararası sistemin istikrarı açısından da tehdit oluşturmaktadır’’ dedi.

/ İSTANBUL

26.06.2007


 

Orhan Doğan’ın beyin ölümü gerçekleşti

DTP eski Eşgenel Başkanı Aysel Tuğluk, önceki gün Ağrı’da kalp krizi geçiren Orhan Doğan’ın beyin ölümünün gerçekleştiğini söyledi.

Van’a gittiklerini dile getiren Tuğluk, doktorlarından Doğan’ın beyin ölümünün gerçekleştiği bilgisini aldıklarını, bu sebebiyle Van’a gitmek üzere yola çıktıklarını belirtti. Tuğluk, Doğan’ın durumuyla ilgili çok üzgün olduklarını da kaydetti.

DEP eski milletvekili Orhan Doğan Ağrı’nın Doğubeyazıt ilçesinde düzenlenen festivalde konuşma yaparken kalp krizi geçirmiş, önce Doğubeyazıt ve Iğdır Devlet Hastanesi’ne daha sonra Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Hastanesi’ne kaldırılmıştı.

/ DİYARBAKIR

26.06.2007


 

Sosyal Güvenlik’te adam kayırma bitti

Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) Genel Sağlık Sigortası Genel Müdürü Sami Türkoğlu, Sağlık Uygulama Tebliği’nden önceki sistemin, farklı sosyal sigorta rejimlerine tabi kişiler arasında sağlık hizmeti alımında ayrıma yol açtığına dikkati çekerek, ‘’Eski sistem adam kayırma üzerine kurulmuştu, adalete uymuyordu’’ dedi.

SGK Sağlık Uygulama Tebliği konusunda değerlendirmelerde bulunan Türkoğlu, tebliğ ile Emekli Sandığı, SSK ve Bağ-Kur’luların artık aynı prosedüre tabi olduklarını belirterek, ‘’Aynı hastanenin, aynı odasında yatan farklı sosyal güvenlik kurumlarına tabi vatandaşlar arasında ayrı kurallar olmayacak’’ dedi.

Sağlık hizmet sunucularının bilgi işlem konuları başta olmak üzere, yeni sisteme adaptasyonuyla ilgili zaman zaman bazı sıkıntılar yaşandığını anlatan Türkoğlu, ancak bunların ciddi olmadığını ve kısa sürede azalacağını ifade etti. Hastanelerin acil servislerine hastaymış gibi gittiğini ve vatandaşlarla konuştuğunu dile getiren Türkoğlu, yeni uygulamalar konusunda vatandaşlardan olumlu tepkiler aldığını söyledi.

Türkoğlu, bazı çevrelerin yeni uygulamayla ilgili olarak, ‘’Tamamen popülist ve sürdürülemez bir uygulamadır ve halkı aldatmadır’’ şeklinde eleştirilerde bulunduğunu hatırlatarak, şunları kaydetti: “Ne yaptık da halkı aldattık? 14 Haziran’da bir sistem vardı ve onu bozduk. Daha önceki sistem şuydu: Emekli Sandığı mensupları ve devlet memurları için sistem bugünkü gibiydi. SSK’lılar, 3. basamak Sağlık Bakanlığı hastanelerine direkt gidebiliyordu. Sadece üniversite hastanesine gidebilmek için Sağlık Bakanlığı hastanelerinden sevk alıyordu. Bağ-Kur’lular Sağlık Bakanlığı hastanelerine yine direkt gidebiliyordu. Üniversite hastanelerine ise gidiyordu, sonra bizden parayı almaya çalışıyordu. Eskiden sevk zinciri var mıydı?’’

Eski sistemde SSK ve Bağ-Kur’luların, sağlık hizmetlerine Emekli Sandığı mensupları ve memurlar kadar rahat ulaşamadıklarını ifade eden Türkoğlu, ‘’Eski sistem, adam kayırma üzerine kurulmuştu, adalete uymuyordu’’ diye konuştu.

Sağlık kuruluşlarına sevksiz başvuru imkânı getirilmesine ilişkin eleştirilerin hatırlatılması üzerine Türkoğlu, sevk zincirinin mutlaka oluşturulması gerektiğini söyledi. Ancak fizikî şartların ve personel yapısının buna uygun olması gerektiğini kaydeden Türkoğlu, ‘’Sevk zincirinin olması gerektiğini, kavram düzeyinde biz de kabul ediyoruz. Ama pratik olarak bunu uygulamanın imkânı yok’’ dedi. Vatandaşlardan katkı payı almayacak birçok özel hastane bulunduğunu ve yeni uygulamanın, ek maliyet getirmeyeceğini söyleyen Türkoğlu, anlaşma imzaladıkları özel hastane sayısının bini geçtiğini de sözlerine ekledi. Özel hastanelere başvuranların ödemeleri gereken katkı payı konusunda mutlaka önceden bilgilendirilmeleri gerektiğini kaydeden Türkoğlu, ‘’Özel hastaneler kendilerine başvuranlara ne kadar muayene ya da tetkik ücreti ödeyeceklerini önceden söylemek ve hastanın yazılı onayını almak zorundalar. Daha önce bildirim yapılıp onay alınmadığı halde muayene, tetkik veya operasyondan sonra kendilerinden ücret talep edilenler, bunu kesinlikle ödemek zorunda değil. Böyle bir şeyle karşılaşanlar, hemen bize başvursunlar’’ dedi.

Türkoğlu, üniversite hastanelerinin ise Sosyal Güvenlik Kurumu çatısı altındaki hiç bir hastadan, öğretim üyesi ücreti dışında mevzuat gereği hiçbir ek ücret talep edemeyeceğinin altını çizdi.

/ ANKARA

26.06.2007


 

Orman yangınları korkuttu

Antalya’da Kurşunlu Şelâlesi’nin bulunduğu orman alanında çıkan yangın kontrol altına alındı.Kurşunlu Şelalesi’nin bulunduğu ormanlık bölgede öğle saatlerinde başlayan yangın, Orman Bölge Müdürlüğü ekiplerinin müdahalesiyle kısa zamanda kontrol altına alındı.

Söndürme çalışmalarına 4 uçak, 2 helikopter ve 10 arazözün katıldığı yangında, yaklaşık 2 hektarlık kızıl çam ormanı ve anızlık alanın zarar gördüğü ve soğutma çalışmalarının sürdüğü öğrenildi.

ŞIRNAK’TA YANGIN

Bu arada Şırnak’ın Güçlükonak ilçesinde çıkan yangında yaklaşık 40 hektarlık ormanlık alan zarar gördü. Edinilen bilgiye göre, Güçlükonak ilçesinde, Kilis ve Gabar dağlarındaki Damlıca ve Fınık mevkilerinde henüz belirlenemeyen nedenle başlayan orman yangınları rüzgarın da etkisiyle büyüyerek devam ediyor. Yangınlarda şu ana kadar 40 hektarlık ormanlık alanın tahrip olduğu, söndürme çalışmalarının sürdüğü bildirildi.

/ ANTALYA

26.06.2007


 

Piknikçilere yangın uyarısı

Muğla Orman Bölge Müdürlüğü ekiplerin orman yangını riski taşıyan bölgelerde vatandaşları megafonla uyararak, orman yangın yangınları konusunda duyarlı olmaya davet ediyor.

Muğla’da son günlerde yaşanan orman yangınları sonrasında Muğla Valiliği bünyesinde oluşturulan ‘’Orman Yangınları ile Mücadele Komisyonu’’ nun aldığı karar doğrultusunda Muğla Orman Bölge Müdürlüğü bünyesinde oluşturulan 3’er kişilik timler piknik alanlarında sürekli devriye geziyorlar.

Muğla Orman Bölge Müdürlüğü tarafından oluşturulan timler Gökova-Ayyaka, Marmaris, Fethiye, Bodrum ve Datça’da orman yangını riski taşıyan piknik alanlarında piknik yapan vatandaşları megafonlarla, ‘’ yanan sadece ormanlarımız değil, Türkiye’nin geleceğidir. Orman içinde veya dışında her hangi bir ateş gördüğünüzde hemen ‘177 Alo Orman Yangını’ hattını arayın. Gök mavisi ile, dünya yeşili ile güzeldir. Yeşili siyaha döndürmeyelim. Orman yangınlarına sebep olmamak için dumansız piknik kampanyasına katılınız. Orman yangınlarına sebep olmamak için açık alanda ateş yakmayınız..’’ mesajlarını anons ederek orman yangınları konusunda duyarlı olmaya dâvet ediyorlar.

/ MUĞLA

26.06.2007


 

Anız yangını 10 evi yaktı

Adana’nın İmamaoğlu ilçesine bağlı Saygeçit köyünde anız yangını rüzgârla büyüyerek 10 evi ve ahırı yaktı.

Yangında 3 büyük, 2 küçükbaş hayvan telef oldu. Köylüler el birliği ile yanan ev içindeki eşyaları kurtarırken, bir kısım eşya ve ahırlarda bulunan samanlar kül oldu.

Saygeçit köyüne komşu Koyunevi köyünde buğday ekili tarlaların birinde anızların yakılmasıyla başladığı öne sürülen yangın rüzgârın etkisiyle hızla yayılarak çevre tarlalara sıçradı. Birbirine bitişik Hüyük, Camili ve Koyunevi köylülerine ait tarlalardaki anızları tutuşturan alevler daha sonra Saygeçit köyünün kenarındaki evleri sardı. Köylüler 10 evi ve bitişiğindeki ahırları etkisine alan yangını söndüremeyince içindeki değerli eşyaları kurtarmaya çalıştı.

Yangının söndürülmesine Adana Orman Bölge Müdürlüğü’ne ait bir helikopter havadan, Aladağ, Kozan ilçe orman ekipleri ile Adana Büyükşehir Belediyesi’ne ait itfaiye ekipleri de karadan müdahale etti. TEDAŞ ekipleri ise elektrikleri kesti.

/ ADANA

26.06.2007


 

Sıcak hava her yerde

Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü, Afrika üzerinden gelen ikinci sıcak hava dalgasının bugün ve yarın Marmara, Ege, Akdeniz, İç Anadolu ile Batı Karadeniz başta olmak üzere bütün yurtta etkili olmasının beklendiğini bildirdi.

Çevre ve Orman Bakanlığı Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü’nden yapılan yazılı açıklamada, atmosferin üst tabakalarındaki güneybatı rüzgâr akışları ile Kuzey Afrika üzerinden Türkiye’ye hareket eden sıcak hava dalgasının, hafta sonu yurdun güney, iç ve batı bölgelerinde etkili olduğu ifade edildi.

Açıklamada, sıcak hava dalgasına bağlı olarak günlük en yüksek hava sıcaklık değerlerinin gölgede Ege bölgesinde 41-44 (Aydın 44, Muğla 42, İzmir 41), Akdeniz bölgesinde 38-43 (Antalya 41, Mersin 40), Marmara bölgesinde 35-41 (Balıkesir 41, İstanbul 35, Bursa 38), İç Anadolu bölgesinde 35-37 (Ankara 36, Kırıkkale 37), Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde 38-39 (Diyarbakır 38, Şanlıurfa 39) olarak ölçüldüğü bildirildi.

Aydın’da önceki gün 44 dereceye ulaşan sıcaklığın, Haziran’da, bugüne kadar bu ilde ölçülen en yüksek değer olduğu belirtilen açıklamada, 1940-2007 arası sıcaklık verilerine göre Aydın için en yüksek sıcaklık değerinin 13 Haziran 2001 itibariyle 42.6 olduğu, dün ise 44 derecenin kaydedildiği ifade edildi.

Son meteorolojik analiz ve tahminlere göre Afrika üzerinden gelen ikinci sıcak hava dalgasının bugün ve yarın Marmara, Ege, Akdeniz, İç Anadolu ile Batı Karadeniz başta olmak üzere bütün yurtta etkili olmasının beklendiği kaydedildi.

Açıklamada, güney, iç ve batı bölgeler başta olmak üzere yurt genelinde beklenen yüksek sıcaklık değerlerinin oluşturacağı muhtemel sağlık problemleri ve orman yangınları gibi olumsuz şartlara karşı vatandaşların ve yetkililerin tedbirli olması istendi.

/ ANKARA

26.06.2007


 

Muğla’da çöl sıcakları

Bodrum, Fethiye, Marmaris ve Muğla’da, hava sıcaklığı 45 ile 50 derece arasında ölçüldü

Fethiye karayolunda eriyen asfaltın üzerine kazalara yol açmaması için kum döküldü. Muğla şehir merkezi ile Bodrum, Fethiye, Marmaris ve Datça ilçelerinde sıcak hava, günlük hayatı olumsuz etkiliyor.

Hava sıcaklığının 50 derece olarak ölçüldüğü Bodrum, Fethiye ve Marmaris’te, sahiller ve havuzlar serinlemeye çalışanlarla doldu. Hava sıcaklığının 45 dereceye ulaştığı Muğla, Datça ve Ortaca’da ise sıcaktan bunalan turistler, kovalarla taşınan buz ve sularla serinlemeye çalışıyorlar.

/ MUĞLA

26.06.2007


 

Mecbur kalmadıkça dışarı çıkılmasın

İstanbul Valiliği, kentte bugün ve yarın hava sıcaklığının 39-40 derece kadar yükseleceğinin tahmin edildiğini belirterek, vatandaşların mecbur kalmadıkça dışarı çıkmamalarını istedi.

Valilikten yapılan yazılı açıklamada, şehirde, meteoroloji hava tahmin raporuna göre, İstanbul’da yarın ve çarşamba günü hava sıcaklığının 39-40 dereceye kadar yükselebileceğinin tahmin edildiği hatırlatıldı.

Edirne Meteoroloji Müdürlüğü yetkilileri, ilde son 28 yılın en yüksek sıcaklığının yaşandığını belirttiler. Meteoroloji Müdürlüğü yetkililerinin verdiği bilgiye göre, en son 1979 yılının Haziran ayında 29 dereceyle en yüksek hava sıcaklığı yaşanan Edirne’de, bu yıl Haziran ayında sıcaklık 40 dereceye ulaştı.

/ İSTANBUL

26.06.2007


 

Sürücülere asfalt uyarısı

Konya Emniyet Müdürlüğü yetkilileri, eriyen asfaltın trafik kazalarına sebep olabileceğini belirterek, sürücüleri, otomobillerinde fazla aşınmamış lastik kullanmaları ve ani fren yapmaktan kaçınmaları konusunda uyardı.

İl Emniyet Müdürlüğü yetkilileri, yaptıkları açıklamada, okulların tatile girmesiyle tatil yolculuklarının arttığını belirtti. Birçok kişinin kendi aracıyla yolculuk yaptığı bu dönemde çöl sıcakları sebebiyle şehirlerarası yolların tehlikeli olabileceğini vurgulayan yetkililer, eriyen asfaltın kazalara dâvetiye çıkardığını kaydettiler.

/ KONYA

26.06.2007


 

Cami muslukları bir ayda 6 kez çalındı

Adana’da bir caminin muslukları bir ay içinde aynı kişiler tarafından 6 kez çalındı.

Güvenlik kameralarıyla donatılan camide hırsızlık yapan şahıslar polis tarafından yakalanıyor. Ancak yaşı küçük oldukları için Cumhuriyet Savcılığı’nda serbet bırakılıyor. Cami İmam-Hatibi Tarık Karadağ, hırsızlıklara karşı çaresiz hale düştü. Özdemir Sabancı Bulvarı, Yüreğir Belediyesi yanındaki Fet Ahmet Gülşen Camii’nin en son Pazartesi günü sabah namazı sonrası tuvalet ve şadırvanındaki 15 adet muslukları çalındı. 2 hırsız camiye yerleştirilen 4 adet güvenlik kamerasına takıldı. Olay Yeri İnceleme ekipleri tuvalet ve şadırvanda parmak izi alırken Çocuk Şube ekipleri kamera görüntülerini bilgisayardan izleyip, bir kopyasını aldı.

2002 yılında hizmete giren 2 bin kişilik Fet Ahmet Gülşen Camii İmam Hatibi Tarık Karadağ, hırsızlarla nasıl baş edeceğini bilemediğini söyledi

/ ADANA

26.06.2007


 

Nasreddin Hoca mayayı suyla çalacak

Konya’nın Akşehir ilçesinde 5-10 Temmuz arasında düzenlenen Uluslararası Nasreddin Hoca Şenlikleri kapsamında temsili Nasreddin Hoca, suyu çekilen Akşehir Gölü yerine Özsu Göleti’ne, küresel ısınmaya dikkat çekmek için mayayı yoğurtla değil suyla çalacak.

Akşehir Kaymakamı Kenan Çiftçi, Belediye Başkanı Mustafa Baloğlu, Nasreddin Hoca ve Turizm Derneği Başkanı Taner Serin, 5-10 Temmuz’da yapılacak Uluslararası Nasreddin Hoca Şenlikleri’ne dâvet etmek amacıyla Konya Valisi Osman Aydın’ı makamında ziyaret etti. Aydın’a belediyenin bahçesinde yetiştirilen Akşehir kirazı hediye eden Baloğlu, ‘’Şenliklerde sizi de aramızda görmek istiyoruz. Mesajlarımızı dünyaya Akşehir’den hep birlikte verelim’’ dedi.

Vali Aydın ise Nasreddin Hoca’nın, dünyanın tanıdığı bir değer olduğunu vurgulayarak, 48 yıldır adına festival ve şenliklerin düzenlenmesinin kültürel hazinelerimizin korunması açısından önemli olduğunu kaydetti.

Konya denilince Mevlânâ, Akşehir denilince Nasreddin Hoca’nın akla geldiğini belirten Aydın, ‘’Konya’yı bu açıdan çok şanslı görüyorum. Konya sınırlarında dünyanın tanıdığı 2 değerin olması, turizm açısından çok önemli. Şenliklere büyük bir aksilik olmazsa mutlaka katılacağım’’ diye konuştu.

AKŞEHİR GÖLÜ’NDE SU ÇEKİLİNCE

Ziyaretin ardından açıklama yapan Baloğlu, bu yıl temsili Nasreddin Hoca’nın Kadir Çöpdemir olacağını hatırlattı.

5 Temmuz’da başlayacak şenliklerde bu yıl küresel ısınma ve su kaynaklarının azalmasına dikkat çekileceğini vurgulayan Baloğlu, şunları kaydetti: ‘’Son yıllarda bilinçsiz tarımsal sulama ve küresel ısınmanın etkisiyle Akşehir Gölü’nde su iyice çekildi. Geçen yıl tamamen kuruyan gölde bu yıl kar ve yağmur suları sayesinde bir miktar su bulunuyor. Nasreddin Hoca ile özdeşleyen gölün bu hali ve ülkedeki diğer su kaynaklarının durumu bizi çok üzüyor. Bu nedenle bu yıl şenlik afişinde bile küresel ısınmaya dikkat çektik.’’

Baloğlu, suyun çekilmesi sebebiyle Akşehir Gölü’ne bu yıl yine maya çalınamayacağını ifade ederek ‘’Göl yerine Özsu Göleti’ne maya çalınacak. Ancak bu yıl farklı olarak temsili Hoca gölete mamayı yoğurt yerine suyla çalacak’’ dedi.

/ KONYA

26.06.2007


 

Tuzlu suyu arıtmak iklime zararlı

Tuzlu suyu arındırmak dünya iklimine zarar veriyor. Dünya Doğayı Koruma Vakfı WWF’in tuzlu su arıtma çalışmaları üzerine hazırladığı yeni raporda bu sonuca varıldı. Rapora göre, dünyada tabiî su kaynakları azalmaya devam ederken, tuzlu su arıtma çalışmalarında da patlama yaşanıyor ama bu durumun faturasını, yine iklim ödüyor.

Dünya nüfusunun beşte birini barındırmasına karşın, Çin, dünyadaki su kaynaklarının sadece yüzde 7’sine sahip. Daha fazla içme suyu elde etme çabası içindeki Çinliler, geçtiğimiz günlerde Şangay’ın güneyinde, deniz suyu arıtma tesisi kuracaklarını ilân ettiler. Ancak bu tür tesisler kuran sadece Çin değil. Dünyanın hemen her yerinde tuzlu su arıtma çalışmalarında patlama yaşanıyor.

Meselâ Körfez bölgesindeki temiz su ihtiyacının yüzde 60’ı bu yoldan karşılanıyor. İngiltere ve ABD de, tabiî su kaynakları yetersiz olan bölgelerdeki nüfusun hızla artması sebebiyle, tuzlu su arıtma tesislerini tercih eden ülkeler arasında.

Ancak Dünya Doğayı Koruma Vakfı’nun raporu, tuzlu su arıtma çalışmalarının pahalı olduğu, enerji tüketimine yol açtığı ve küresel ısınmayı büyük ölçüde etkilediği sonucuna varıyor. Raporda, kalkınmakta olan ülke hükümetlerinin, bu yöntemi benimsemeden önce, sürdürülebilir kaynakları yeğlemeleri gerektiği çağrısı yer alıyor.

Çözüm su talebini azaltmak

Kuruluşun küresel temiz su programını yöneten Jamie Pittock, kalkınmakta olan ülkelerde, tuzlu su arıtma tesislerine olan eğilime de direnilmesi gerektiği inancında.

Çin ve Hindistan gibi büyümekte olan ekonomilere sahip ülkelerde, tuz arıtma tesisi kurma yönünde bir eğilim gözlendiğini kaydeden Pittock, “Biz bu ülkelerde genellikle en iyi çözümün, su talebini azaltmaktan, atık suyu yeniden işleyip kullanışlı hale getirmekten ve işlemler sırasında oluşan su kaybını azaltmaktan geçtiğine inanıyoruz” diyor.

26.06.2007


 

Deprem riski tartışılıyor

Bayındırlık ve İskan Bakanlığınca düzenlenen ‘’Deprem bölgelerinde yapılacak binalar hakkında yönetmelik eğitimi’’ konulu toplantı Antalya’da başladı.

Antalya’nın Beldibi beldesinde başlayan toplantının açılışında konuşan Bayındırlık ve İskân Bakanlığı Müsteşarı Sabri Özkan Erbakan, dört gün sürecek toplantıya, bakanlığa bağlı çeşitli birimlerin genel müdürleri ile Bayındırlık ve İskân il müdürlerinin katıldığını bildirdi. Erbakan, son yıllarda kamu yönetiminde yeniden yapılanmaya gidildiğini, bu yapılanma sürecinde, kanun ve yönetmeliklerde çok çeşitli hukukî düzenlemeler yapıldığını belirtti.

/ ANTALYA

26.06.2007


 

Özfatura’dan Yeni Asya’ya ziyaret

Demokrat Parti (DP) İzmir Milletvekili adayı Burhan Özfatura gazetemizin Bornova Bürosu’nu ziyaret etti.

Daha önce İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı yapmış olan Özfatura, Bornova’da yeni yerine geçen büromuza nezaket ziyaretinde bulundu. Gazetemize yayın hayatında başarılar dileyen Özfatura, siyasete aktif olarak katılmak istemediğini ve köşesine çekildiğini ancak ülkenin içine düştüğü sıkıntılı durumu görünce DP’den aday olmaya karar verdiğini söyledi.

Yeni Asya Bornova Temsilcisi Salih Sütçüoğlu da gazetemizin hazırladığı 22 Temmuz’da yapılacak milletvekili seçimleri ile ilgili broşürden kendisine hediye ederek, hayırlı olmasını diledi.

Davut SÜTÇÜOĞLU / İZMİR

26.06.2007


 

Eğit-Bir 30’uncu yılını kutladı

Eğitimciler Birliği Vakfı (Eğit-Bir) yeni adıyla Yeni Eğitimciler Derneği kuruluşunun 30’uncu yılını İstanbul Boğazı’nda düzenlediği yat gezisi ile kutladı.

Geçtiğimiz Cumartesi günü gerçekleşen programda Avrupa Yakasından gelen üyeler Kabataş iskelesinden, Anadolu Yakasındaki üyeler de Beylerbeyi Camii iskelesinden geziye katıldı. Kur’ân-ı Kerim tilâvetiyle başlayan program da daha sonra Risâle-i Nur’dan kısa bir sohbet yapıldı.

Günün anlamı ile ilgili bir konuşma yapan Eğit-Bir İstanbul Şube Başkanı Naci Tepir, 30 yıldır faaliyetlerini sürdüren derneğin görünür veya görünmez pekçok hizmeti olduğunu söyledi. Derneğin gönüllü bir sivil toplum kuruluşu olarak başka bir dernek ve sendika ile mukayese edilemiyecek değerlere sahip olduğunu belirten Tepir, “Otuz yıldır demokrat eğitim misyonunu izleyen kuruluşun daha da genişlemesi için çalışmalıyız ve çalışacağız” dedi. Konuşmadan sonra, Eğit-Bir’in kuruluşundan bugünlere gelmesinde emeği geçen ve vefat eden, Kurucu Genel Başkan Kadir Eren, Mustafa Canelli, Mustafa Özsoy, Hayrettin Özsoy, Yusuf Çınar, Osman İnan ve diğer vefat eden üyeler için düzenlen 10 hatimin duâsı yapıldı.

Hatim duâsından sonra söz alan Eğit-Bir Genel Başkanı Hasan Tanrıverdi de, “Eğitimciler Birliği Vakfı 30 yıl önce kurulmuştur. Ölenlere rahmet diliyoruz. Kalanlara sağlık sıhhat ve afiyet ve hizmetlerde muvaffakiyet diliyoruz. Çağa ayak uydurmak zorundaydık. Eğitimciler Birliği Vakfı’nın kararıyla Eğitimciler Derneği haline dönüştük. Bazen ismi yanlış telâffuz ediliyor, yeni adı ve doğru adı Yeni Eğitimciler Derneği’dir. Öğretmenlerimizin yeni adresi olan Yeni Eğitimciler Derneği kuruluşunu tamamladı. Bir yıl içinde 5 ilde şube açtı. Üç yerde temsilcilik kurdu. Ve üye sayısı da bir hayli oldu. Elhamdülillah memnunuz, kültürel faaliyetlere devam ediyor.

“Eğer hedeflerinize sahip çıkıyorsanız varsınız. Sahip çıkmıyorsanız siz yoksunuz o zaman. Değerlerimize sahip çıkmaya devam edelim. Derneğimize sahip çıkalım. Sosyal kültürel faaliyetlerimize devam edelim. Bu gezi güzel, ama kısa bir gezi. Bir Avrupa turu düzenleyelim. Biz geçmişte Şam’a iki defa ziyaret düzenledik, Yeni Eğitimciler Derneği olarak. Şam’da 5 bin evliya yattığı söyleniyor. Gelin İstanbul buna merkez teşkil etsin. İstanbul Şubesi bize önderlik yapsın. Buradan Rumeliye, Avrupaya bir gezi yapalım. Balkanlara Kosova’ya, Viyana’ya ve bir de Şanlıurfa şubemizle Bursa şubemizle Güneye belki Hicaz’a kadar böyle bir gezi düzenleyelim inşaallah” diye konuştu.

Eğitimciler Birliği Vakfı’nın kurucuları arasında yer alan Hanefi Örnek te, derneğin kuruluşunu anlatarak, yaptıkları faaliyetler hakkında bilgi verdi. Eğitimcilerin her zaman hizmetin ön saflarında yer aldığını belirten Örnek, “Mustafa Sungur da eğitimciydi ve aramızdan ayrılan rahmetle andığımız Mehmet Emin Birinci Ağabey de eğitimciydi. Hizmetler okullar çevresinde gelişebiliyor. Genç nesile ancak okullar vesilesiyle ulaşabiliyoruz. Hizmetlerimize daha çok çalışarak yılmadan devam edeceğiz” şeklinde konuştu.

Programda daha sonra kuruluşunun 30’uncu yılında Eğit-Bir’e yaptığı hizmetlerden dolayı Hasan Tanrıverdi, Naci Tepir, Hanefi Örnek, Şaban Döğen, Nejat Eren, Bestami Said Çiftçi, Mustafa Güreldi, İslâm Yaşar, İsmetullah Güler’e birer teşekkür plaketi verildi. İşi sebebiyle programa katılamayan öğretmenlerin plaketi İstanbul Şube Başkanı Naci Tepir’e verilirken, Kurucu Başkan Kadir Eren’in plaketi ise oğlu Selim Eren’e takdim edildi.

Öğle vakti Karadeniz çıkışında Poyraz Köye varan tekne burada mola verdi. Öğle namazını Poyraz Köyü Camisinde kılan dernek üyelerine daha sonra teknede öğle yemeği ve meyve ikram edildi. Kabataş’a dönüş için yola çıkıldı. Boğazdan geçerken edebiyatçı yazar İslâm Yaşar, boğazdaki tarihî yapılar ve olaylar hakkında bilgi verdi.

Geziye katılanlara ayrıca dernek tarafından çeşitli kitaplar hediye edildi. Geziye aileleriyle iştirak eden dernek üyeleri güzel bir gün geçirdiler.

Ümit KIZILTEPE / İSTANBUL

26.06.2007


 

90 yaşında fakülte bitirdi

Eskişehir Anadolu Üniversitesi (AÜ) Açıköğretim Fakültesi (AÖF) İktisat Bölümü’nden mezun olan 90 yaşındaki Halis Beyhanoğlu, diplomasını kep giyerek katıldığı stadyumda düzenlenen törenle aldı.

Eskişehir Atatürk Stadyumu’nda organize edilen Anadolu Üniversitesi 2006-2007 öğretim yılı mezuniyet töreninde, 3 bin 500 mezun öğrenci arasında AÖF İktisat Bölümü’nü bitiren 90 yaşındaki emekli memur Halis Beyhanoğlu, tüm dikkatleri üzerine çekti. Mezun öğrencilerle birlikte aynı kıyafeti giyerek kep takan Beyhanoğlu’na diplomasını, Anadolu Üniversitesi Rektör Yardımcısı Ali Ekrem Özkul verdi. 2000 yılında Açıköğretim Fakültesi’nin 2 yıllık Yerel Yönetimler Bölümü’nden mezun olduktan sonra dikey geçiş yaptığı 4 yıllık İktisat Bölümü’nü de bitiren 2 çocuk, 5 torun sahibi Halis Beyhanoğlu, mezuniyetinin ardından Guinness Rekorlar Kitabı’na başvurmayı düşündüğünü söyledi.

/ ESKİŞEHİR

26.06.2007

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler


 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004