|
|
|
Ordunun bankası olmaz |
OYAK Genel Müdürü Coşkun Ulusoy, OYAK Bank’ın ‘’askerin bankası’’ olmadığını, askeriyede çalışan personelin emeklilik fonu olarak kurulmuş bir kuruluşun yatırım yaptığı bir iştirak olduğunu belirtti.
Ulusoy, OYAKbank’ın Hollandalı ING’ye satılması ile ilgili düzenlenen basın toplantısında gazetecilerin, bankanın ‘’askerin bankası’’ olarak nitelendirildiği yönündeki soruları üzerine, askerin bankası tabirinin yanlış olduğunu düşündüklerini söyledi. OYAK Bank’ın askerin bankası değil askeriyede çalışan personelin emeklilik fonu olarak kurulmuş bir kuruluşun yatırım yaptığı iştirak olduğunu ifade eden Ulusoy, ‘’Bütün iştirakler gibi ihtiyaca, stratejilere bağlı olarak alınır ve satılabilir. Ayrıca Türkiye’de 70 tane banka vardır. Bir Tüpraş, bir Telekom, bir Erdemir için bunları söyleyemeyiz ve söylemedik de...’’ diye konuştu. Coşkun Ulusoy, OYAK Bank’ın Türkiye’de kanunlara göre kurulmuş bir banka olduğunu ve yatırım unsuru olarak OYAK Grubu tarafından değerlendirilmiş bir kuruluş niteliğini taşıdığını ifade ederek, ‘’Ordunun bankası olmaz. Ordu ticaret yapmaz, yapmamalıdır. Ordu bütün, hepimizin ortak göz bebeği olarak kanunda belirlenen görevleri yapar. Ticaret ordunun işi değildir. Ama bu insanlar maaşlarını kazandıktan sona kanunlar çerçevesinde bunu bir yerlere koyup ‘biz emekli olduğumuz zaman bize emekli maaşı ver’ diyorlarsa bunu yapıyor olmamızın yanlış olduğunu düşünmüyoruz. Aynı şeyi emekli sandığı da yapıyor ordu ile bizim bir alakamız yok. Askerin bankası demenin doğru olmadığını düşünüyorum’’ dedi.
|
/ İSTANBUL
21.06.2007
|
|
|
Açıklama yine internet sitesinden |
Genelkurmay, ABD’deki Hudson Enstitüsünde yapılan ve Türkiye ile ilgili felâket senaryosunun konuşulduğu toplantıya yönelik eleştirilerle ilgili suskunluğunu bozdu. Askerî görevlilerin toplantıya Genelkurmayın izniyle katıldıkları belirtilen açıklamada, konunun TSK ile ilişkilendirilmesi maksatlı bulundu. Açıklamada, kurumların yıpratılmak istendiği savunularak haberi kamuoyuna duyuran Yasemin Çongar isim verilmeden suçlandı. Daha önce, Washington’daki düşünce kuruluşu Hudson Institute’un Başkanı Ken Weinstein, kapalı bir toplantının basına sızdırılmasından üzüntü duyduklarını belirtmiş ve gündeme gelen felâket senaryolarının konuşulmasının normal olduğunu söylemişti. Ardından bir açıklama yapan Hudson Enstitüsü Türkiye uzmanı Zeyno Baran ise konuşulduğu belirtilen bütün senaryoları yalanlamıştı.
Genelkurmay Başkanlığı, ABD’deki Hudson Enstitüsü’nde yapılan ve Türkiye ile ilgili felaket senaryosunun konuşulduğu toplantıyla ilgili eleştirilere yönelik suskunluğunu bozdu. Askerî görevlilerin toplantıya Genelkurmayın izniyle katıldıkları belirtilen açıklamada, konunun TSK ile ilişkilendirilmesi maksatlı bulundu. Açıklamada, kurumların yıpratılmak istendiği savunularak haberi kamuoyuna duyuran gazeteci Yasemin Çongar isim verilmeden suçlandı.
Genelkurmay Başkanlığı’nın internet sitesinde yer alan basın açıklamasında, 13 Haziran 2007 tarihinde ABD’de, bir düşünce kuruluşunda yapılan bir çalışmada ortaya konulduğu iddia edilen bir senaryonun, Türkiye’de geniş şekilde tartışıldığının, toplantıda TSK personelinin de bulunmuş olması öne çıkarılarak, senaryonun TSK ile ilişkilendirilmeye çalışıldığının ibretle ve üzüntüyle izlendiği belirtildi. Açıklamada, şunlar kaydedildi:
‘’Genelkurmay Başkanlığınca, bu tartışmaların boyutlarını ayrıntılı olarak saptamak ve yaratılan bu ortamın arkasındaki aktörlerin gerçek yüzlerini ve niyetlerini ortaya çıkarmak maksadıyla, özellikle başlangıçta bir açıklama yapılmamış, beklenilmiş ve olayın yeteri kadar tartışıldığı sonucuna varılarak bir açıklama yapılmasına karar verilmiştir. Konu tüm ayrıntıları ile araştırılmış ve aşağıdaki sonuçlara varılmıştır:
4 Haziran 2001 tarihinde kurulmuş olan Genelkurmay Stratejik Araştırmalar ve Etüd Merkezi (SAREM) Başkanı, diğer ülkelerdeki benzerlerinin yaptığı gibi bazı düşünce kuruluşlarının yapısı ve çalışma yöntemleriyle ilgili bilgi alışverişinde bulunmak amaçlı olarak, çok daha önceden planlı bir ziyaret çerçevesinde 11-16 Haziran 2007 tarihleri arasında ABD’de bulunmuştur. Bu ülkedeki beş ayrı düşünce kuruluşunu ziyaret kapsamında, anılan düşünce kuruluşu da ziyaret edilmiştir. Ancak bu ziyaret kesinlikle yapılan toplantı ile ilgili değildir. Önemli bir gazetenin ABD muhabirliğini yapan ve bu konuda yeterli tecrübesi olması gereken bir muhabirin bu olayı saptırır tarzda haberler yapması, TV kanallarında yanlış yorumlarda bulunması maksatlı bir girişim olarak görülmüştür. ABD’yi ziyaret eden SAREM heyeti, diğer düşünce kuruluşlarına yaptığı planlı ziyaretler nedeniyle, anılan kuruluşa öğle yemeğine yakın bir zamanda gidebilmişler ve söz konusu toplantının yemekten önceki son kısmına çok kısa süreli olarak ve izlemek amacıyla katılabilmişlerdir. Bu süre içinde, habere konu olan senaryo ile ilgili hiçbir konuşma olmamış ve ziyaretçi durumunda olan SAREM üyeleri hiçbir yorumda bulunmamışlardır. Daha sonra yemeğe geçilmiş, yemek ve sonrasında iki düşünce kuruluşunun çalışma şekilleri üzerinde bilgi alışverişinde bulunulmuştur.
SAREM heyetinin ABD’ye yapacağı ziyaret kapsamında diğer düşünce kuruluşlarıyla olduğu gibi bu kuruluşla da temas kurularak genel anlamda ziyaret programı üzerinde mutabakat sağlanmış, ancak hiçbir şekilde söz konusu toplantı için, senaryoyu da içeren bir davet alınmamıştır.
Ayrıca anılan toplantıda bir Kürt grubun liderinin oğlunun da bulunması tamamen bir tesadüf olup, SAREM Heyetinin bu kişiyle hiçbir şekilde teması olmamıştır.
Wasington Silahlı Kuvvetler Ataşesi, yapılan toplantıya şifahi bir şekilde davet edilmiştir. Ataşeliğe toplantı öncesi senaryo ile hiçbir bilgi ve belge verilmemiştir. Ataşe bu toplantıya Genelkurmay Başkanlığının izni ile katılmıştır. Bu katılım, ataşelerin doğal görevlerinden biridir ve toplantı sonuçları Genelkurmay Başkanlığına raporla bildirilmiştir.
Toplantının asıl tartışılacak kısmı olan; ‘Irak’a Yapılacak Müdahaleye Muhtemel Tepkiler’ konulu çalışma iki saat süre ile devam etmiş, bu süre boyunca askeri ataşemiz, Türkiye’nin Irak’a yönelik bilinen görüşleri dışında hiçbir ifade kullanmamıştır. Toplantıyı gündeme taşıyan basın mensubu tarafından iddia edilen: ‘Türkiye’ye teslim edilmesi düşünülen teröristlerle ilgili haber’ tamamen hayal ürünü olup, yalanı yalanla örtme ve hedef saptırarak kurumları karalama amacını taşımaktadır. O nedenle bu konu, söz konusu gazetecinin açıklık getirmesi gereken bir husus olarak görülmektedir.
Yukarıda özetlenen gelişmeler, Hudson Düşünce Kuruluşu yetkilileri tarafından yapılan müteaddit açıklamalarla da doğrulanmıştır. Ancak, toplantıda ele alınan asıl konunun değil de söz konusu hayali senaryonun geniş şekilde tartışılması, bu olayın bazı odaklar tarafından bilinçli olarak tırmandırıldığı izlenimini vermektedir. Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından da kabul edilmesi mümkün olmayacak böyle bir senaryodan yola çıkılarak yapılan açıklama ve yorumların hangi amaca hizmet ettiği, üzerinde düşünülmesi gereken bir husus olarak değerlendirilmektedir.’’
ÖNCE KABUL, SONRA YALANLAMA
Daha önce, Washington’daki düşünce kuruluşu Hudson Institute’un Başkanı Ken Weinstein, kapalı bir toplantının basına sızdırılmasından üzüntü duyduğunu belirtmiş ve gündeme gelen felâket senaryolarının konuşulmasının normal olduğunu söylemişti. Ardından bir açıklama yapan Hudson Enstitüsü Türkiye uzmanı Zeyno Baran ise konuşulduğu belirtilen bütün senaryoları yalanlamıştı. Başbakan Erdoğan’ın “Deli saçması” diyerek geçiştirdiği toplantıyı ilk duyuran gazeteci Yasemin Çongar aktardığı bilgilerin doğru olduğunda ısrarcı.
Dâvetiye ekinde senaryo ayrıntıları
Hudson Enstitüsü’nün Türkiye uzmanı Zeyno Baran, basına sızan senar-yoların tartışılmadığını açıklamasına rağmen davetiyenin eki olarak gönderi-len metinde senaryoların ayrıntılarıyla özetlendiği görülüyor, Tülay Tuğcu’nun ismi dikkat çekiyor.
Cnn Türk’ün internet sitesindeki habere göre, davetiyeye eklenen metinde, bu senaryolara tam da basına yansıdığı şekilde ayrıntılarıyla yer verildiği görülüyor.
Olaydan 6 gün sonra 24 Haziran'da eski Anayasa Mahkemesi Başkanı Tülay Tuğcu'ya suikast düzenleniyor. Tuğcu ağır yaralanıyor, daha sonra hastanede hayatını kaybediyor.
|
/ ANKARA
21.06.2007
|
|
|
Şırnak’a askerî sevkiyat sürüyor |
Şırnak’ta askeri birliklere mühimmat ve askeri araç sevkiyatı sürüyor. Zırhlı araçların eşliğindeki askeri personel ve mühimmat taşıyan konvoy, Şırnak’ın Cizre ilçesindeki tank taburundan sabah saatlerinde hareket etti.
Cudi Dağı çevresindeki bazı noktalarda konuşlandırılan zırhlı araçların namlularının dağlara çevrilmiş olması dikkati çekiyor. Öte yandan, Cizre-Silopi kara yolundan Aşağıkonak köyü üzerinden Cudi Dağı’na giden yola konulan levhada ‘’Soğukpınar, Çavuşdede ve Atatürk Burnu Tepesi bölgesi Nisan 2007-Mayıs 2008 tarihlerinde askeri güvenlik bölgesi kapsamına alınmıştır.Bölgeye giriş can güvenliği açısından tehlikeli ve yasaktır’’ uyarısı yer alırken, dağın Şırnak tarafından yapılan girişinde ise ‘’Kemerli, Boyunyaka ve Anılmış Bölgesi’ne girişler yasaktır’’ uyarısı bulunuyor.
|
/ CİZRE
21.06.2007
|
|
|
Türk uçaklarına Yunan tacizi |
Genelkurmay Başkanlığı, Yunanistan’a ait uçakların önceki gün 3 defa, Ege Denizi’nin uluslararası hava sahasında eğitim uçuşu yapan Türk uçaklarına önleme yaptığını bildirdi.
Genelkurmay Başkanlığı’nın internet sitesinde yer alan eğitim ve tatbikat uçuşlarına müdahalelere ilişkin duyuruda, Yunan F-16 uçakları tarafından Ege Denizi’nin uluslararası hava sahasında eğitim uçuşu icra eden Türk F-16 kollarına önceki gün Rodos Adasının güneyinde 1, Sakız Adasının batısı ve güneybatısında da 2 önleme yapıldığı kaydedildi.
|
/ ANKARA
21.06.2007
|
|
|
Kerinçsiz emekli yüzbaşıyı savundu |
Büyük Hukukçular Birliği Başkanı Avukat Kemal Kerinçsiz, emekli Yüzbaşı Muzaffer T’nin tutuklanmasına ilişkin, ‘’Önce suçu oluşturdular, sonra faili buldular. Hukuksuzluk örneği gösterdiler’’ dedi.
İstanbul nöbetçi 9. Ağır Ceza Mahkemesince tutuklanan Muzaffer T. ile Mahmut Ö, adliyenin hakim ve savcıların kullandığı kapısından çıkartılarak, polis aracıyla Bayrampaşa Cezaevine gönderildi. Bu sırada adliyenin dışında bekleyen kalabalık grup alkışlarla Muzaffer T’ye destek verirken, ‘’Türküz, güçlüyüz, Atatürkçüyüz’’ şeklinde sloganlar atıldı. Gruptan bir kişinin, ‘’Komutan sen güçlü ol’’, bir başka kişinin de ‘’Komutan, hainlere karşı gerekirse terör oluruz, bu iş burada bitmedi’’ diye bağırdığı duyuldu. Bu arada, gazetecilerin sorularını cevaplayan Büyük Hukukçular Birliği Başkanı Avukat Kemal Kerinçsiz, ‘’Önce suçu oluşturdular, sonra faili buldular. Hukuksuzluk örneği gösterdiler’’ dedi. Kerinçsiz, gizli belgeleri ele geçirme iddialarının doğru olmadığını öne sürdü.
|
/ İSTANBUL
21.06.2007
|
|
|
Türkler AB’yi istiyor |
AB’nin kamuoyu yoklamalarından sorumlu kurumu Eurobarometre’nin, üye ve aday ülkelerde yapılan son kapsamlı araştırmasının dün açıklanan sonuçlarına göre, Türklerin yüzde 52’si Türkiye’nin AB’ye katılımından yana görüş bildiriyor.
AB genelinde, ülkelerinin AB üyesi olmasını olumlu değerlendirenlerin oranı yüzde 57. Bu oran Hollanda’da yüzde 77’ye, İrlanda’da yüzde 76’ya, Lüksemburg’da yüzde 74’e çıkarken, Hırvatistan’da yüzde 29’a, Avusturya’da yüzde 36’ya, Letonya ve Macaristan’da yüzde 37’ye, İngiltere’de yüzde 39’a, Kıbrıs Rum kesiminde yüzde 44’e, İtalya’da yüzde 51’e, Fransa’da yüzde 52’ye, Yunanistan’da ise yüzde 55’e düşüyor.
Araştırma sonuçları, Türklerin sadece yüzde 36’sının ulusal ekonomik durumdan memnun olduğunu gösteriyor. AB vatandaşlarının ortalama yüzde 52’si ülkelerinde ekonomik durumun iyi olduğunu savunurken, bunun aksini düşünenlerin oranı yüzde 44 olarak belirlendi. Ulusal ekonomik durumdan en memnun olan AB’liler Danimarkalılar (yüzde 99), Hollandalılar (yüzde 93), Finlandiyalılar ve İsveçliler (yüzde 92) ile İrlandalılar (yüzde 89). Memnun olmayanların başında ise Macarlar (yüzde 9), Bulgarlar ve Portekizliler (yüzde 10), Yunanlar (yüzde 22) ve Fransızlar (yüzde 26) bulunuyor. AB’nin “pozitif bir imaj” sahibi olduğunu düşünenlerin oranı yüzde 52’de kalırken, bu oranın Türkiye’de yüzde 53 olduğu bildirildi. “AB’nin geleceği” konusunda iyimser olanların oranı yüzde 69 olarak belirlenirken, bu konuda en kötümserlerin yüzde 52 ile Türkler olduğu gözlemleniyor. Türkleri, yüzde 53 ile Hırvatlar ve Avusturyalılar izliyor.
AB’nin yürütme organı olan Komisyona güven yitirenlerin başında Türkler geliyor. Bu oranın, son 1 yılda yüzde 32’den yüzde 22’ye düştüğü görülüyor.
TÜRKİYE’DE AB KURUMLARINA
GÜVENSİZLİK VAR
AB Komisyonuna güven oranı AB genelinde yüzde 52 olarak belirlendi.
Avrupa Parlamentosuna güven AB genelinde yüzde 56’yı bulurken, bu oran Türkiye’de yüzde 24’e düşüyor.
AB kurumlarına en az güvenenlerin Türkler olduğu gözlemleniyor.
AB’lilerin yüzde 49’u AB’nin gelecekte genişlemesi gerektiğine inanıyor, yüzde 39’u buna karşı çıkıyor, yüzde 12’si ise bu konuda görüş bildirmiyor. Araştırma sonuçlarına göre Türklerin yüzde 50’si AB’nin genişlemesinden yana görüş bildiriyor. Bu oran Polonya’da yüzde 76’ya çıkarken, Lüksemburg’da yüzde 25’e, Avusturya’da yüzde 26’ya, Fransa’da yüzde 32’ye, Almanya’da yüzde 34’e düşüyor.
“TERÖRLE MÜCADELE AB ÇATISI
ALTINDA YAPILMALI”
AB’lilerin yüzde 81’i terörizme karşı ortak mücadelenin AB çatısı altında gerçekleşmesi gereğine inanırken, yüzde 69’u çevre sorunlarının, yüzde 62’si ortak savunmanın aynı çatıda ele alınmasını istiyor. AB’lilerin yüzde 66’sı bir “AB Anayasası” oluşturulması fikrine desek verirken, buna karşı çıkanların oranı yüzde 20’de kalıyor. Türklerin yüzde 42’si anayasadan yana tavır koyuyor.
AB bayrağının “iyi bir şey simgelediğini” düşünenlerin ortalama oranı yüzde 78 olarak gösteriliyor. Bu oran Türkiye’de yüzde 46’ya düşüyor.
AB genelinde kamuoyunu endişelendiren en öncelikli sorunlar işsizlik, güvensizlik ortamı ve ekonomik durumdaki olumsuz gelişmeler olarak belirleniyor.
|
/ BRÜKSEL
21.06.2007
|
|
|
Rehn: AB, Türkiye’ye verdiği sözü yerine getirmeli |
Avrupa Birliği Komisyonunun genişlemeden sorumlu temsilcisi Olli Rehn, AB’nin tam üyelik müzakereleri konusunda Türkiye’ye verdiği sözü yerine getirmesi gerektiğini’’ söyledi.
Strasbourg’da ‘’ENA’’ adlı Siyasal Bilgiler Fakültesinden konuşan Rehn, nüfusunun çoğunluğu Müslüman olan Türkiye’nin, AB için çok önemli bir ortak olduğunu belirterek, AB’nin Türkiye’nin tam üye olabilme hakkını 1963 yılında tanıdığını hatırlattı. Rehn, ‘’Türkiye’ye verdiğimiz sözlere sadık kalarak adil olmamız gerekir. Tam üyelik süreciyle devam eden reformlar, Türkiye gibi büyük bir ülkede önemli değişikliklere yol açıyor’’ dedi.
AB zirvesi başlıyor
Öte yandan AB devlet ve hükümet başkanları, bugün başlayacak ve 2 gün sürecek zirvede Fransa ve Hollanda’daki referandumlarda AB anayasasının reddedilmesiyle başlayan kurumsal krizi sona erdirecek yeni AB anlaşması için yol haritası üzerinde uzlaşmaya çalışacak.
|
/ STRASBOURG
21.06.2007
|
|
|
Büyükelçi Cuntz: Almanya, üç faslın açılması hedefini koruyor |
AB dönem başkanı Almanya’nın Ankara Büyükelçisi Eckart Cuntz, Türkiye ile üç müzakere başlığının açılması hedefini koruduklarını söyledi.
AB dönem başkanı Almanya’nın Ankara Büyükelçisi başkanlığında, Almanya Büyükelçiliğinde son kez Ankara’daki AB üyesi ülkelerin büyükelçileriyle toplantı düzenlendi. Her ay yapılan toplantıların ardından verilen yemeğin son konuğu ise Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ oldu. Toplantıdan sonra AB Büyükelçileriyle toplu fotoğraf çektiren Büyükelçi Cuntz, konuk TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ’la birlikte gazetecilerin sorularını cevapladı. “Ekonomik ve parasal politika” müzakere başlığı konusunda kaygılar olduğu hatırlatılarak, Almanya dönem başkanlığının bu faslı açıp açamayacağı sorulması üzerine Büyükelçi Cuntz, “Almanya, üç faslın açılması hedefini koruyor. Almanya Dışişleri Bakanı Frank Walter Steinmeier’in geçen hafta verdiği demeci belki okumuşsunuzdur. Amacın sadece teknik müzakereler olmadığını, üç faslın açılması olduğunu ve sadece bir faslın açılmasının kabul edilemeyeceğini bildirdi” dedi.
|
/ ANKARA
21.06.2007
|
|
|
Ağar: Amacımız milletin rızasını almak |
Demokrat Parti (DP) Genel Başkanı Mehmet Ağar, siyasette amaçlarının milletin rızasını almak olduğunu söyledi.
Partisinin dün düzenlediği mitingi için Antalya’ya gelen Ağar, DP’nin Merkez Seçim Bürosunu ziyaret etti. Ağar burada partililere hitaben yaptığı kısa konuşmada, Türkiye’de mevcut siyaset anlayışının milletin arasında ‘’tefrikayı’’ geliştireceğini kaydederek, ‘’Buna mani olmak hepimiz için görevdir. Bizim işimiz; Kutuplaşan, zıtlaşan değil, kucaklaşan, bütünleşen Türkiye’dir. Yüce Allah bu yolda bahtımızı açık edecektir. Buna yürekten inanıyoruz’’ dedi.
Siyasette amaçlarının milletin rızasını almak olduğunu ifade eden Ağar, ülkenin geleceğinde kan ve gözyaşı bulunmasın diye siyaset yaptıklarını söyledi.
|
/ ANTALYA
21.06.2007
|
|
|
Bütünleşme tabanda gerçekleşiyor |
Meydanlarla birlikte havalar da ısındı. Havaların ısınması miting meydanlarını olumsuz etkiliyor. Bunun en bariz örneği DP’nin önceki gün ilk mitingini düzenlediği Aydın’da yaşandı.
Miting, güneşin en yakıcı saatinde, memurların mesaide, çifçilerin tarlada olduğu bir saatte düzenlenmesine rağmen, Ağar’ın gelişi ile birlikte alan doldu. Bu faktörler göz önüne alınsaydı, Aydın mitinginin çok daha kalabalık gerçekleşeceği katılımcılar tarafından açıkça ifade ediliyordu.
DP’nin Aydın’dan sonraki durağı Antalya oldu. Parti Antalya’ya özel bir önem veriyor. Miting programları belli olduğunda ilk sırada Antalya vardı. Çünkü Antalya’nın gövde gösterisi için iyi bir yer olduğu hesaplanmıştı. Ancak Adnan Menderes’in memleketi olan Aydın teşkilatından gelen yoğun talep üzerine seçim startı Ege kentinde verildi. Bu arada DP’li yetkililerin Aydın’dan “en az iki milletvekilliği” beklediğini de ekleyelim.
**
Antalya programı saat 18’de başlayacağı için bu satırlar yazıldığında miting daha başlamamıştı. Ancak yerel gazeteler mitinge büyük bir katılımın olacağı haberlerini sayfalarına taşımıştı.
Yeni İleri gazetesi “Ağar Antalya’da” başlığıyla “DP’nin kalesi olarak bilinen Antalya’da yaklaşık 100 bin kişinin katılımı bekleniyor” haberini manşetine taşırken, Beyaz Akdeniz gazetesi mitinge katılımın yüksek olacağının beklendiğini sürmanşetine çekmişti.
Anavatan Partisi ile gerçekleşmeyen birleşmenin rüzgârı Antalya’da da kendini hissettiriyor. Ancak bu rüzgâr DP yönüne doğru esiyor. Kentte Anavatan Partili belediyelerin DP’ye geçeceği beklentisi var.
Özellikle geçen hafta Anavatan’dan istifa eden Kemer Belediye Başkanı Hasan Şeker ile birlikte yine Anavatan Partili Alanya Belediye Başkanı Hasan Sipahioğlu, Emişbelen Beldesi Belediye Başkanı Ali Balcı ve Yeşilköy Beldesi Belediye Başkanı Fahri Baysal’ın DP’ye geçmeye hazırlandığı yönünde beklentiler mevcut.
Hatta söz konusu isimlerin DP’ye katılımlarının miting sırasında düzenlenecek ek bir programla gerçekleşeceği ifade ediliyordu.
**
Antalya bir çok bilinen ismin aday olduğu bir şehir. Deniz Baykal CHP’nin, Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin Ak Parti’nin, Tunca Toskay MHP’nin listede birinci sıra adayları. DP’nin birinci sıra adayı ise Arif Ahmet Denizolgun.
Antalya’da 2002 seçimlerinde CHP 233 bin küsür oyla birinci parti oldu. AKP 160 bin oyla ikinciliği aldı. DYP’nin oy sayısı 110 binden fazla olmasına rağmen, barajı geçemediği için 13 kontenjanlık Antalya milletvekilliğinin 8’ini CHP, 5’ini AKP aldı.
**
DP’li yerel partililer bir önceki seçimlerde 68 bin oy alan Anavatan Partisinden de kendilerine büyük oranda destek geleceğini ve bunlarla birlikte DP’nin Antalya’da en azından ikinci parti olacağını hesaplıyor.
DP’lilerin diğer bir iddiası da tepede gerçekleşmeyen bütünleşmenin seçimle birlikte tabanda gerçekleşeceği, Anavatan seçmenlerinin büyük oranda DP’yi desteklediği yönünde.
|
Kemal BENEK
/ ANTALYA
21.06.2007
|
|
|
Yolcu uçağına asılsız bomba ihbarı |
Diyarbakır-İstanbul seferini yapan Onur Air uçağına bomba konulduğu yolundaki ihbar asılsız çıktı.
Alınan bilgiye göre, İstanbul’a gitmek üzere dün saat 09.25’te Diyarbakır’dan havalanan Onur Hava Yolları’na (Onur Air) ait yolcu uçağına, kalkışından 10 dakika sonra bomba konulduğu yönünde ihbarda bulunuldu. İhbar üzerine Diyarbakır’daki havaalanı yetkilileri, uçak mürettebatı ile irtibat kurarak uçağın muhtemel bir olumsuzluk yaşanmaması ve bomba araması yapılması için Ankara Esenboğa Havalimanı’na indirilmesini istedi. Bu sırada Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü ekipleri kısa sürede ihbarın nereden yapıldığını tespit etti. Polis ekipleri, ihbarı yapan kadın ve eşini gözaltına aldı.Çift, uçağın kalkışını geciktirmek için asılsız bomba ihbarında bulunduklarını belirtti.
Durumun anlaşılması üzerine Esenboğa Havalimanı’na indirilmesinden vazgeçilen uçak, normal rotasına girerek, saat 11.20’de İstanbul Atatürk Havalimanı’na indi. Yolcularının indirilmesinden sonra havaalanı görevlileri ile polislerce her ihtimale karşı uçakta yapılan aramada, herhangi bir patlayıcı maddeye rastlanmadı. Uçaktaki yolcuların, ihbardan haberdar olmadığı için herhangi bir endişe yaşamadıkları belirtildi.
|
/ DİYARBAKIR/İSTANBUL
21.06.2007
|
|
|
Erdoğan: Operasyon seçeneklerden biri |
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, sınır ötesi operasyonun masadaki seçeneklerden biri olduğunu söyledi.
"cnnturk.com"un haberine göre Erdoğan, PKK’nın terör eylemlerine daha fazla göz yumulamayacağını ifade etti. Gereken adımları atmaya hazır olduklarını dile getiren Erdoğan, Türk Silahlı Kuvvetleri ile alınacak önlemler konusundaki değerlendirmelerin sürdüğünü belirtti. Erdoğan talep edilmesi halinde, PKK’ya karşı sınır ötesi operasyona hükümetin izin vereceğini de tekrarladı.
|
/ İSTANBUL
21.06.2007
|
|
|
Şehit er gözyaşlarıyla defnedildi |
Gümüşhane merkeze bağlı Kırıklı köyü kırsalında, arazi aramasından dönen güvenlik güçlerine terör örgütü PKK üyelerinin ateş açması sonucu şehit düşen Komonda Er Basri Aslan Er Basri Aslan için Denizli'de askeri tören düzenlendi.
Şehit erin cenazenin 11. Piyade Tugayı Asker Hastanesinden törenin yapılacağı Yeni Cami’ye getirilmesiyle birlikte, Aslan ailesinin fertleri gözyaşlarına boğuldu. Anne Keziban Aslan, ‘’Bu çocuğa silah sıkılır mı? Kimselere zararı yoktu çocuğumun’’ diyerek ağıtlar yaktı. Aslan’ın nişanlısı Özlem Erdoğan da sürekli ağlayıp, teröristlere lanet yağdırdı. Şehit Komondo Er Aslan’ın erkek kardeşleri Rıdvan, Mehmet ve Kadir ise tabuta sarılıp fotoğrafını öptüler. Yeni Cami’deki İl Müftüsü Mehmet Köse’nin kıldırdığı cenaze namazının ardından şehidin cenazesi, alkışlar ve gözyaşlarıyla Çameli ilçesine bağlı Yaylanpınar köyüne götürülelerek burada toprağa verildi.
|
/ DENİZLİ
21.06.2007
|
|
|
Bardakoğlu: Şehide sahip çıkmanın yolu duâdır |
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Bardakoğlu, şehit cenazelerinde yaşanan protesto gösterilerini doğru bulmadığını söyleyerek, ‘’Şehide sahip çıkmanın en güzel yolu, cenaze merasimlerine katılmak cenaze namazını kılmak ve şehide dua etmektir’’ dedi.
Cenazelerinde yaşanan olaylara ilişkin soruları cevaplandıran Bardakoğlu, ‘’Her gün bir şehit haberi bizi üzmekte. Şehitler milletimizin şehitidir. Allah katında en yüce makamlardan bir tanesidir. Ancak camiler birer protesto yeri değildir’’ şeklinde konuştu.
|
/ ANKARA
21.06.2007
|
|
|
Şemdinli sanıklarına red |
Van 4. Ağır Ceza Mahkemesi, Şemdinli dâvâsı olayı sanık avukatlarının itirazını reddetti.
Hakkari’nin Şemdinli ilçesinde 9 Kasım 2005’te Umut Kitapevi’nin bombalanması olayına karıştıkları iddiasıyla tutuklanan başçavuşlar Ali Kaya ve Özcan İldeniz ile itirafçı Veysel Ateş’in yargılandığı davanın Van 3. Ağır Ceza Mahkemesinde 13 Haziranda yapılan duruşmasında, mahkeme heyetinin sanıkların tutukluluk halinin devamına karar vermesi ve duruşmayı eksik soruşturma yapıldığı gerekçesiyle ertelemesinin ardından sanık avukatları bir üst mahkeme olan Van 4. Ağır Ceza Mahkemesine itirazda bulundu. Sanık avukatlarının itirazı üzerine dava dosyası ve itiraz dilekçesini inceleyen 4. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti, yerel mahkeme, Yargıtay 9. Ceza Dairesi’nin bozma kararına uyma ya da direnme kararı vermediği için bu kararın her zaman alınabilecek olması nedeniyle dosyanın askıda kaldığını bildirdi.
Mahkeme, sanıkların tutukluluk halinin devamı konusunda da üzerlerine atılı suçların niteliği, kanunda öngörülen cezalarının alt ve üst sınırları ve delil durumu gözönüne alınarak, itirazın reddini kararlaştırdı.
|
/ VAN
21.06.2007
|
|
|
Sınav sahtekârları adliyede |
Öğrenci Seçme Sınavı’nda (ÖSS) başkalarının yerine para karşılığı sınava girdiği ileri sürülen Şanlıurfa merkezli çetenin yöneticileri ile sınavda sahtecilik yaptıkları iddiasıyla gözaltına alınan 48 kişiden 27’si, adliyeye sevk edildi.
Alınan bilgiye göre, Şanlıurfa Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şubesince ‘’Sistem’’ adıyla 4 ilde yürütülen planlı operasyon kapsamında, aralarında bir dershane sahibi ile aynı dershanede görevli bir öğretmen, Harran Üniversitesinin bir öğrencisi ve 2 kadının da bulunduğu 48 kişi hakkında ‘’suç işlemek için örgüt kurma, bu örgüte üye olma, haksız kazanç elde etme’’ iddiasıyla TCK’nin 220. maddesine muhalefetten işlem başlatıldı.
|
/ ŞANLIURFA
21.06.2007
|
|
|
2008’de ÖSS’ye başvurular azalacak |
Üniversite öğrencisi olmak isteyen adaylar, 2008’de yapılacak ÖSS’yi her yıldan farklı bir heyecanla bekliyor. Ortaöğretimin 4 yıla çıkarılmasıyla 2008’te genel liselerin mezun vermeyecek olması, sınava katılacakların sayısında düşüşe sebep olacak.
Başvurularda yüzde 25’lik bir azaltma yaratacak bu durum, yüzdelik dilimi ve puanı yüksek olmayan bölüm ve üniversitelere yerleşmek isteyen adaylar için önemli bir fırsat doğuracak. ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Ünal Yarımağan, gelecek yıl yapılacak ÖSS’nin, üniversite adayları için ‘’çok büyük bir avantaj sağlayacağını düşünmediğini’’ belirterek, kontenjanlarla ilgili yeni bir düzenlemenin de söz konusu olmadığını bildirdi. Yarımağan, ‘’başvuranların sayısı azalacak diye herkesin üniversiteli olmasının mümkün olmadığını’’ ifade ederek, gelecek yıl başvurularda yüzde 25’lik bir azalma olmasını beklediklerini kaydetti. Yarımağan, ‘’Sınava katılan son sınıf düzeyindeki öğrenci sayısı, 2006 yılında 720 bin kişiydi. Bu sayı 2007’de 801 bine yükseldi” dedi.
|
/ ANKARA
21.06.2007
|
|
|
Sınırda oy kullanma 25 Haziran’da başlayacak |
Sınır kapılarında genel seçimler için oy verme işlemi 25 Haziran Pazartesi günü başlıyor. Edirne Valisi Nusret Miroğlu, yaptığı açıklamada, sınır kapılarında başlayacak oy verme işlemi için her türlü tedbirin aldığını belirtti.
Edirne İl Seçim Kurulundan edinilen bilgiye göre, Kapıkule Sınır Kapısı giriş, çıkış ve gara konulacak 3 sandıkta, İpsala Sınır Kapısı’nda ise giriş ve çıkışlara konulacak 4 sandıkta oy verme işlemleri yapılacak. Her iki sınır kapısına konulacak sandıklarda yurt dışında ikamet eden ve 6 ay süreyle yurt dışında kalmış Türkiye’de seçmen kaydı bulunmayan vatandaşların oy kullanabileceğini ifade eden yetkililer, sandıklarda 24 saat oy verilebileceğini belirttiler. Edirne Valisi Nusret Miroğlu, yaptığı açıklamada, 25 Haziranda sınır kapılarında başlayacak oy verme işlemi için her türlü tedbirin aldığını belirtti.
|
/ EDİRNE
21.06.2007
|
|
|
Sürücülere sıcak uyarısı |
Adana Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği, Şoförler ve Otomobilciler Odası Başkanı Kazım Barışık, hava sıcaklığının önümüzdeki günlerde 40 derecenin üzerinde seyredeceğine dikkati çekerek, sürücülerin dikkatli olması gerektiğini bildirdi.
Barışık, yaptığı açıklamada, tatil mevsiminin başlaması sebebiyle karayollarındaki araç trafiğinin arttığını belirterek, sıcaklar ve araç yoğunluğunun bir araya gelmesiyle yaz aylarında trafik kazalarında artış görüldüğünü söyledi. Barışık, “Sıcak ve stres birleştiğinde, insanda fiziksel ve ruhsal dengenin bozulması sonucu algılama zorlaşmaktadır. Böyle olunca da trafik kazalarının artması kaçınılmaz hale gelmektedir” dedi.
|
/ ADANA
21.06.2007
|
|
|
Problemlerin kaynağı sevgisizlik |
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Gürkan Ergen, Almanya’daki Heidelberg Ruprecht-Karls-Üniversitesi Eğitim Bilimlerinde ‘’Eleştirel Bilinçli Sevgi Eğitimi’’ konusunda hazırladığı doktora tezinde ‘’sevgi’’yi ele aldı.
Yrd. Doç. Dr. Ergen, Bursa Uludağ Üniversitesi Eğitim Fakültesi Almanca Öğretmenliği Bölümü’nde 1995 yılında lisans öğrenimini tamamladığını, ardından Almanya’nın Heidelberg Ruprecht-Karls-Üniversitesi Eğitim Bilimlerinde ‘’Eleştirel Bilinçli Sevgi Eğitimi’’ konusunda 2005 yılında hazırladığı doktora tezinde ‘’sevgi’’yi araştırdığını söyledi.
Tezinin ‘’sevgi’’ konusunda dünyada tek olduğunu savunan Yrd. Doç. Dr. Ergen, küçük yaşlarda ailesinde ve çevresinde sevgi eksikliğini hissettiği için böyle bir araştırma yapmaya karar verdiğini bildirdi. Yrd. Doç. Dr. Ergen, 13-14 yaşlarındayken sevginin yanlış ifade edilmesi sebebiyle, çevresinde sayısız sevgisizlik ya da sevgi mağdurlarıyla tanıştığını, daha sonraki yıllarda yaptığı gözlemlerinde bu sorunu çocukların dolayısıyla da insanların yaşadığını fark ettiğini kaydetti.
“SEVGİ KONUSUNDA BİLİMSEL KAYNAK YOK”
Yrd. Doç. Dr. Ergen, tez çalışmasında toplumsal bütün sorunların temelinde sevgisizlikle, sevginin eksik ya da yanlış ifade edilmesinin yattığını tesbit ettiğini söyledi.
Yrd. Doç. Dr. Ergen, şöyle konuştu: “Yaptığım uluslar arası araştırmalarda, konuyla ilgili sadece çok genel yaklaşımla yazılmış bir iki kaynak dışında hiç bir şey bulamadım. Çeşitli kaynaklarda ve dinlerde sevgi anlatılıp ele alınıyor, ancak sevginin etkili bir biçimde insanlara kazandırılması, yani eğitimi konusunda tek bir kuramsal çalışmaya rastlamadım.’’
Doktora tezinin Almanca olarak basıldığını, 2008 yılında ise Türkçe olarak basılmasının planlandığını belirten Yrd. Doç. Dr. Ergen, “Sevgi, dünyadaki hiç bir okulda ya da üniversitede ders olarak okutulmuyor. Tezimin Türkçe basımının yapılmasıyla sevgi eğitiminin başta üniversiteler olmak üzere tüm eğitim öğretim kademelerinde rahatça verilebileceğini düşünüyorum’’ dedi.
|
/ ÇANAKKALE
21.06.2007
|
|
|
Yetimler Bursa’da da muhteşem program yaptı |
İstanbul’da gerçekleştiren 3. Çocuk Buluşması’nın ardından Bursa’ya geçen yetimler, yerel gösterilerini bu kez Bursalılar için sundu. Şehir sakinlerinin yoğun ilgi gösterdiği programda yetimler yine muhteşem bir performans sergiledi.
İHH İnsani Yardım Vakfı’nın davetlisi olarak Türkiye’de bulunan on yedi ülke yetimleri önceki gün Bursa’ya geldi. Bursa İnsan Hak ve Hürriyetleri İnsani Yardım Vakfı’nın evsahipliğinde Bursa’da bulunan yetimler şehir turunun ardından Çocuk Buluşması şölenini Bursalılar için tekrarladı.
Yıldırım Spor Kompleksi’nde gerçekleştirilen program Burkina Faso’lu yetimin okuduğu Kur’ân-ı Kerim’le başladı. Şölende açılış konuşmasını yapan Bursa İnsan Hak ve Hürriyetleri İnsani Yardım Vakfı Başkanı Hüseyin Kaptan, yetimleri Bursa’da ağırlamaktan büyük mutluluk duyduklarını dile getirdi. Kaptan, yetimlere bütün kamuoyunun sahip çıkmasını beklediklerini de söyledi.
Adapazarı, Çanakkale ve İzmir’den de izleyicilerin katıldığı şölende İHH İnsani Yardım Vakfı adına söz alan Yönetim Kurulu Üyesi Gülden Sönmez de, “Yetimleri hiçbir zaman unutmayın. Onları unutmayana Allah rahmetini vaadediyor” dedi.
Konuşmaların ardından misafir yetimler folklorik gösterilerini sergiledi. Kosova’dan Açe’ye, Çeçenistan’dan Etiyopya’ya kadar on yedi ülkenin çocukları sırayla yerel sunumlarını gerçekleştirdi. Şölen, Sanatçı Ömer Karaoğlu’nun konseri ve duâ ile son buldu.
|
Naciye KAYNAK
/ BURSA
21.06.2007
|
|
|
Teknotaksi İstanbul trafiğine çıkıyor |
‘’TeknoTaksi’’ projesiyle, taksilerin içinde bulunan özel bir mekanizma aracılığıyla, herhangi bir acil durum meydana geldiğinde taksi şoförü, Profesyonel Güvenlik İzleme Merkezi’nin taksiyi yakın takibe almasını sağlayacak.
Krom Teknoloji’den yapılan yazılı açıklamada, ‘’TeknoTaksi’’ projesiyle, İstanbul’daki 18 bin taksi, 36 bin taksici ve 200 bin kişiye ulaşan aileleri ile yaklaşık 250 bin kişinin trafikte daha rahat ve güvenli dolaşabilmesinin amaçlandığı belirtildi.
|
/ İSTANBUL
21.06.2007
|
|
|
Kan bağışıyla Guinness’e girecekler |
Türkiye Kızılay Derneği Samandıra Şubesi ve Samandıra Belediyesi’nin, 29 Ekim’de yapacağı ‘’kan bağışı kampanyası’’ ile Guinness Rekorlar Kitabı’na girmeyi planladıkları bildirildi.
Guinness Rekorlar Kitabı Eski Türkiye Fahri Temsilcisi Prof. Dr. Orhan Kural, Türkiye Kızılay Derneği Samandıra Şubesi ile Samandıra Belediyesi yetkililerinin kendisine gelerek dünyanın en büyük kan bağışı kampanyasını düzenleyerek rekorlar kitabına girme talebinde bulunduklarını söyledi.
Yetkililerin, 29 Ekim’de bu kampanyayı düzenlemeyi planladıklarını anlatan Kural, ‘’Yaptığımız araştırmada, bu alandaki rekorun 10 Ekim 2004’te Keşmir bölgesinin başkenti Sriganganagar’ın Bapuji kasabasında 12 saatte 17 bin 921 kişinin katıldığı kan bağışıyla gerçekleştiğini belirledik’’ dedi.
Kural, rekor denemesine yetkililerin çok iyi hazırlandıklarını dile getirerek, ‘’25 bin kişinin katılması planlanan kampanyanın ilk müracaatına Guinness’ten olumlu cevap geldi. 12 saatte mevcut rekor geçilmeye çalışılacak. Çok yararlı bir çalışma. Türkiye’nin tanıtımı için de ayrıca çok önemli’’ diye konuştu.
|
/ BURSA
21.06.2007
|
|
|
Boşanmaya ‘kurs’ tedbiri |
Hatay Halk Eğitim Merkezinde başlatılan ‘’Evliliğe Hazırlık’’ kursu ile evlenecek ya da evliliği düşünen adaylara, evlilikle ilgili her türlü konuda bilgi verildiği bildirildi.
Halk Eğitim Merkezi Müdürü Hidayet Şişkin, kursiyerlerden gelen yoğun talep üzerine ilkini geçen ay başlattıkları kursta 28 kadının eğitim aldığını, fazla ilgi nedeniyle kursu sürekli hale getireceklerini söyledi. Son yıllarda boşanmalarda çok fazla artış gözlemlediklerini ve bunu önlemek için kurs açmaya karar verdiklerini ifade eden Şişkin, yaptıkları detaylı araştırmada çiftlerin evlilikte umduklarını bulamadıklarını, hayal ettikleri evlilikleri yaşayamadıklarını tesbit ettiklerini vurguladı. Bunun üzerine evlenmeyi düşünen adaylara evlilikte uygun eş seçiminden, nişanlılık ve düğün öncesi oluşabilecek sorunlar ile ev ekonomisinde dikkat edilecek hususlara kadar uzmanlar tarafından dersler verilmeye başlandığını kaydeden Şişkin, psikolog, ekonomist, avukatlar tarafından hafta içi her gün verilen derslere daha çok ilköğretim ve lise mezunu kadınların geldiğini, erkeklerin ise hiç başvuru yapmadığını söyledi. Çift taraflı bir sorun olarak aslında nişanlı çiftlerin ya da sevgili olanların da kursa gelmelerinin yapacakları evliliğe büyük yararının olacağına dikkati çeken Şişkin, ‘’Kursu yaygınlaştıracağız. Bize gelip bilgilendirilmeden evlenen tek bir çiftimiz kalmayana kadar çalışacağız’’ diye konuştu.
|
/ HATAY
21.06.2007
|
|
|
YouTube yerel versiyonlar çıkardı |
İnternetin popüler video paylaşım sitesi YouTube, Brezilya, Fransa, İrlanda, İtalya, Japonya, Hollanda, Polonya, İspanya ve İngiltere’ye has sürümlerini kullanıma açtığını duyurdu.
Google’ın sahibi olduğu YouTube, 9 farklı ülkeye has yeni sitelerinin o ülkelerin dilinde yayın yapacağını ve aynı zamandan içeriğin, yorumların ve sıralamaların da bu ülkelere özgü olacağını kaydetti. YouTube’un kurucularından Chad Hurley, açıklamasında videonun küresel bir olgu olduğunu, fikirlere ve iletişime imkân sağladığını vurguladı. Hurley, amaçlarının “video yoluyla dünyayı eğlendirmek, bilgilendirmek ve güçlendirmek olduğunu” söyledi.
|
/ SEATTLE
21.06.2007
|
|
|
|