|
|
|
Bağdat’ta tarihî buluşma |
İran ve ABD’nin Bağdat büyükelçileri Irak Başbakanı Nuri el Maliki’nin konutunda bir araya geldi. Görüşme, 1979’daki devrimin ardından Tahran’ın Washington’la kurduğu ilk üst düzey temas olma özelliğini taşıyor. Başşehir Bağdat’ta çok iyi korunan Yeşil Bölge’deki görüşmede İran’ı Büyükelçi Hasan Kazımi Kumi, ABD’yi ise Ryan Crocker temsil ediyor.
Başbakan Maliki tarafından karşılanan büyükelçiler el sıkıştıktan sonra görüşme masasına oturdu. Kısa bir konuşma yapan Maliki daha sonra toplantı salonundan ayrıldı. Toplantıda Irak’ı Ulusal Güvenlik Danışmanı Muvaffak El Rubai temsil ediyor.
ABD ve İranlı yetkililer, görüşmelerde yalnızca Irak’taki güvenlik durumunun ele alınacağını açıklamışlardı. Washington, Irak’taki grupları silâhlandırmakla suçladığı Tahran’dan buna son vermesini istiyor. Tahran ise, Irak’taki istikrarsızığın asıl kaynağının ‘işgal’ olduğunu savunarak Amerikan askerlerinin Irak’tan çekilmesini talep ediyor. İki ülke arasında İran’ın nükleer programı ve ABD’nin Tahran’daki rejimi içten ya da dıştan devirmeye yönelik faaliyetleri problem oluşturuyor. Washington, İran’ın bölgede artan etkinliği ve İsrail’e yönelik düşmanlığından da endişe duyuyor. Tarihi görüşme Amerikan savaş gemilerinin Körfez’de pozisyon aldığı bir sırada gerçekleştiriliyor.
Öte yandan, Irak Başbakanı Nuri El Maliki, 1980’den sonra ilk kez resmî doğrudan görüşmeler için bir araya gelen İran ve ABD’ye, yabancı güçlerin ve bölgesel müdahalelerin olmadığı istikrarlı bir ülke istediklerini söyledi. ABD önderliğindeki yabancı güçlerin Irak’ta sadece ordu ve polis gücünün oluşturulmasına yardımcı olmak için bulunduğunu vurgulayan El Maliki, ülkesinin, ABD’nin komşu bir ülkeye saldırma merkezi olarak kullanılmayacağını kaydetti. El Maliki, açıklamasından sonra toplantı salonunundan ayrıldı.
Bu arada İran Dışişleri Bakanı Manuçehr Mutteki de Tahran’da yaptığı açıklamada, görüşmelerin gelecekte de bir araya gelinmesini sağlayabileceğini, ancak bunun Washington yönetiminin, Orta Doğu politikasının başarılı olmadığını itiraf etmesine bağlı olduğunu belirtti.
Bağdat’taki görüşmelerde, Washington ve Tahran yönetimlerinin, Irak’taki mezhepler arası şiddeti kontrol altına almak için ayrı ayrı ya da birlikte neler yapabilecekleri konusuna yoğunlaşılması bekleniyor.
Bu arada, İran Dışişleri Bakanı Menuçehr Muttaki, Irak ve bölgedeki askerlerini çekme konusunda ABD’ye yardım edebileceklerini söyledi. İran Dışişleri Bakanı Muttaki, bugün Tahran’da düzenlenen 7. Uluslararası Fars Körfezi Konferansı’nın açılış töreninde yaptığı konuşmada, “ABD’nin mevcut politikalarını değiştirmesi halinde, Irak ve bölgedeki askerlerini çekme konusunda bu ülkeye yardım etmeye hazırız. Bu, bölgedeki bütün ülkelerin ve milletlerin yararınadır” dedi.
İRAN’IN DÖRT TALEBİ
İran’ın toplantıya dört somut taleple geldiği öğrenildi. Birincisi, İran rejimine yönelik istikrarsızlaştırma çabalarına son verilmesi. İkincisi, Halkın Mücahidlerinin Irak’tan kovulması. Üçüncüsü, Erbil’de gözaltına alınan İranlı yetkililerin salıverilmesi. İran’lı Şiî din adamlarının Irak’a giriş çıkışlarındaki sınırlandırmaların kaldırılması.
|
/ BAĞDAT
29.05.2007
|
|
|
Wolfowitz: Beni medya yıktı |
Dünya Bankasının görevinden ayrılmak zorunda kalan Başkanı Paul Wolfowitz, kuruluştaki ve medyadaki “aşırı sıcak” atmosferin kendisini istifa etmek zorunda bıraktığını söyledi.
Dünya Bankasında çalışan sevgilisinin maaş artışı için torpil yaptığı suçlamasının ardından istifa etmek zorunda kalan Wolfowitz, İngiliz yayın kuruluşu BBC’ye yaptığı açıklamada, yönetim kurulunun sonunda kendisine teşekkür ettiğini, etik ve iyi niyetli davrandığını kabullendiğini belirtti.
İstifası 30 Haziranda yürürlüğe girecek olan Paul Wolfowitz, kendi davranışlarının, görevinden ayrılmasına sebep olmadığını savunarak, “Dünya Bankasında duyguların aşırı sıcak hale geldiğini, gerçekten önemsediği insanlar için yapmak istediklerini yaptığına inanmadığını” söyledi. Kendisine karşı duyulan kişisel antipatinin istifa kararına katkısı olmadığına inandığını da belirten Wolfowitz, Dünya Bankasından çok medyanın tutumunun istifa kararına yol açtığını savundu.
Paul Wolfowitz, Dünya Bankasının başında geçirdiği iki yıl süreyle yaptıklarından gurur duyduğunu da söyleyerek, “olup bitenlerden biraz da olsa pişmanlık duyduğunu, ancak şu anda kendini çok iyi hissettiğini” belirtti. Wolfowitz, geleneksel olarak Amerikalıların başında bulundukları Dünya Bankasında daha fazla Afrikalı temsilci görmek istediğini sözlerine ekledi.
Sevgilisini kayırmakla suçlanan Dünya Bankası Başkanı Paul Wolfowitz, hakkındaki iddiaları araştırmak üzere kurulan özel kurul tarafından yayımlanan raporda, bankanın kurallarını ihlâl etmekten resmen suçlu bulunmuştu.
Daha önceki görevi olan ABD Savunma Bakan Yardımcılığı sırasındaki çalışmalarıyla Irak savaşının mimarlarından biri olarak tanınan ve kalkınma ekonomisi konusunda deneyimli olmayan Wolfowitz, bu sebeplerle Dünya Bankası başkanlığı döneminin en başından itibaren kurum personelinin tepkisiyle karşılaşmıştı.
Wolfowitz’in Dünya Bankasına Pentagon’daki bazı çalışma arkadaşlarını getirmesi de eleştirilmişti.
|
/ ANKARA
29.05.2007
|
|
|
Vatikan yeniden diyaloğa yöneliyor |
Vatikan, Papalık Dinlerarası Diyalog Kurulu’nu yeniden müstakil bir birim haline getirmeyi kararlaştırdı. Vatikan Devlet Sekreteri (Başbakan) Kardinal Tarcisio Bertone, “Bu değişiklik devlet sekreterliği olarak dinlerarası diyaloğa ne kadar önem verdiğimizi göstermektedir” dedi.
Vatikan Devlet Sekreteri Kardinal Tarcisio Bertone, bir konferans sırasında yaptığı açıklamada, Alman Papa 16. Benediktus döneminde PDKK’nın Papalık Kültür Kurulu’na bağlı bir birime dönüştürülmesi biçimindeki uygulamanın son bulacağını, PDKK’nın yeniden başlıbaşına bir birim haline geleceğini duyurdu. Kardinal Bertone, “Bu değişiklik de devlet sekreterliği olarak dinler arası diyaloğa ne kadar önem verdiğimizi göstermektedir” dedi.
Papa 16. Benediktus, Papa olmasının hemen ardından 11 Mart 2006’da Vatikan’da yaptığı ilk kurumsal değişiklikte, PDKK’yı Kardinal Paul Poupard başkanlığındaki kurula bağlı bir birim haline getirmişti.
PAPA TEPKİ ÇEKMİŞTİ
Dönemin PDKK Başkanı Başpiskopos Michael Fitzgerald’ın görevinden uzaklaştırılarak, Mısır’a Vatikan Büyükelçisi olarak atanması ise 16. Benediktus’un dinler arası diyalogdan ziyade kültürler arası ilişkilere önem vereceğinin göstergesi olarak yorumlanmıştı.
PDKK’nın müstakil bir birim olmasına son veren gelişme, dinler arası diyalog yanlısı çevrelerin Vatikan’a yönelik eleştirilerini de beraberinde getirmişti.
Vatikan yetkilileri özellikle Papa 16. Benediktus’un Regensburg’daki konuşmasıyla İslâm dünyasında tepkileri üzerine çekmesinin ardından, bozulan imajı düzeltme amacıyla, dinler arası diyalog konusunu yeniden ön plana çıkarma eğilimi sergiliyorlar. Vatikan bürokrasisinde yapılan düzeltme bu eğilimin bir uzantısı olarak değerlendiriliyor.
|
/ VATİKAN
29.05.2007
|
|
|
Çin’den, ABD’ye büyük tepki |
Çin ABD’nin yayınladığı Çin’in askerî gücü adlı rapordan büyük memnuniyetsizlik duyduğunu ve karşı olduklarını açıkladı. Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Jiang Yu yaptığı açıklamada, Amerika’nın yayınladığı raporda Çin’in askerî harcamalarını abarttığını iddia etti.
ABD’nin bu şekilde ‘Çin Tehdidi’ tezini yayarak uluslar arası hukuk kurallarını ihlâl ettiğini de savunan Yu, ABD’yi bu yolla Çin’in iç işlerine karışmakla suçladı.
Yu Çin’in barışı destekleyen ve ‘barışçıl yükseliş’ politikası yürüten bir devlet olduğunu, politikalarının savunmayı ilk planda tuttuğunu kaydetti. Ülkeyi savunmanın ve bölünmez kılmanın bütün devletlerin en tabiî hakkı olduğunu ekleyen Sözcü, bu bağlamda Taiwan’ın da kesinlikle Çin’e ait bir parça olduğunu ve hiçbir devletin iç meselelerine karışmasına izin vermeyeceklerini söyledi. ‘Bir ülke iki sistem’ tezinin çok iyi bir şekilde işlediğini iddia eden Yu, ABD’nin kendi toprakları olan Taiwan’a artık silâh satmaktan vazgeçmesi gerektiğini söyledi.
|
/ PEKİN
29.05.2007
|
|
|
İslâm ülkelerinden dayanışma çağrısı |
Dünya İslam Ekonomik Forumuna katılan bazı ülkelerin liderleri, “yeni bir İslam altın çağı” oluşturulması için Müslüman ülkelere birlikte çaba gösterme çağrısında bulundu.
Kuala Lumpur’da yapılan forumda konuşan Malezya Başbakanı Abdullah Bedevi, ümmet olarak bir kavşak noktasında bulunduklarını belirtti. Batının küresel hakimiyetinin tadını çıkarırken, İslam ülkelerinin “Üçüncü Dünya” olarak nitelendirildiğini belirten Abdullah, dünya nüfusunun yüzde 21’ini oluşturan İslam Konferansı Teşkilatı ülkelerinin 2005’te dünyanın gayri safi hasılasının sadece yüzde 5’ine sahip olduğunu hatırlattı.
Abdullah, İslam ülkelerinin eğitime yatırım yapmak için ciddi tedbirler alması gerektiğini söyledi. Endonezya Devlet Başkanı Susilo Yudhoyono da İslam ülkelerinin kalkınmasını sağlamak için “kolektif bir güç olarak” çalışmaları gerektiğini söyledi.
Yudhoyono, “İslam ümmeti olarak aramızda hakiki bir dayanışma sağlayabilir ve İslam’ın altın çağındaki itibarı yeniden elde edebiliriz” diye konuştu.
Endonezya lideri, İslam ülkelerinin aralarındaki ticari engelleri kaldırmalarını ve turizmi geliştirmelerini önerdi. Kuveyt Başbakanı Şeyh Nasır El Muhammed El Sabah da, İslam ülkelerinin diğer ülkelerle diyaloğu geliştirmesi gerektiğini söyledi. Birleşik Arap Emirliklerinin Ras El Hayme Emirliği Veliaht Prensi Şeyh Suud Bin Sakr El Kasımi de, diğer ülkelerle bağları geliştirme çabalarının gerekli olduğunu, çünkü “İslam dünyasının bir ada olmadığını, dünyanın bir parçası olduğunu” belirtti.
|
/ KUALA LUMPUR
29.05.2007
|
|
|
Royal: Sarkozy, geri adım atmak zorunda |
Fransa’da cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci turunu kaybeden Sosyalist aday Segolene Royal, yeni Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy’nin, Türkiye konusunda geri adım atmak zorunda olduğunu söyledi.
Genel seçimler öncesi La Rochelle şehrinde düzenlenen seçim kampanyasında konuşan Royal, Sarkozy’nin cumhurbaşkanlığı seçim öncesi seçmenlerine söz verdiği gibi Türkiye ile AB arasında yürütülen müzakereleri durduramayacağını belirtti. ‘’Avrupa düzeyinde Sarkozy geri adım atmak zorunda, çünkü gerçekler ortada, daha önceki cumhurbaşkanı bazı konularda taahhüt altına girdi’’ diyen Royal, Türkiye dışındaki konularda Sarkozy’yi, seçmenleri kandırmakla suçladı.
Bu arada Fransa’da iktidar partisi UMP’nin etkili isimlerinden Patrick Devedjian, Fransız 3 tv kanalında katıldığı bir programda Sarkozy’nin Türkiye ile ilgili ne yapacağını görmek için 22 Haziran’ı beklemek gerektiğini söyledi. Sarkozy’nin Türkiye konusunda görüşünün açık ve net olduğunu savunan Devedjian, ’Sson Brüksel seyahatinde de bunu dile getirdi. Sarkozy, Türkiye’nin AB üyeliğine karşı. Bu çerçevede Türkiye ile ilgili nasıl hareket edeceğini görmek için 22 haziran’ı (21-22 Haziran’da Brüksel’de yapılacak AB Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi) beklemek lazım’’ diye konuştu.
|
/ PARİS
29.05.2007
|
|
|
15 Şiî rehin alındı |
Irak’ın başşehri Bağdat’ta Sünnî direnişçilerin, iki otobüste seyahat eden 15 Şii yolcuyu kaçırdığı, çıkan çatışmada 3 polisin öldüğü bildirildi.
Polis, kentin merkezindeki Bab El Müzam durağından kalkan otobüslerin Fazıl mahallesinden geçtiği sırada kimliği belirsiz kişilerin bulunduğu 3 araçla yolunun kesildiğini belirtti. Bir polis yetkilisi, Şiî mahallelerine gitmekte olan yolcuların yakınlardaki bir boş binaya götürüldüğünü, olay yerine gelen Irak güvenlik güçleriyle direnişçiler arasında çatışma çıktığını söyledi. Çatışmada 3 polisin öldüğü, 4’ü olay yerinden geçen 8 kişinin yaralandığı, 9 direnişçinin ise gözaltına alındığı kaydedildi.
|
/ BAĞDAT
29.05.2007
|
|
|
Beşşar’ın referandumunun sonuçları ertelendi |
Suriye’de Devlet Başkanı Beşşar Esad’ın 2. dönem başkanlığı için yapılan referandumun sonuçlarının açıklanması bir gün ertelendi. Sonuçlar Salı günü açıklanacak.
Resmî haber ajansı SANA, ertelemeye referanduma katılımın çok olmasını gerekçe gösterdi. Katılımın fazla olması dolayısıyla oy verme işlemi 3 saat uzamıştı. SANA, referandum sonucunun bugün sabah İçişleri Bakanı Bessam Abdülmecid tarafından açıklanacağını bildirdi. Muhalefet yapılan referandumu boykot etti. Esad, babası Hafız Esad’ın ölümünden sonra 2000’de Devlet Başkanı olmuştu.
|
/ ŞAM
29.05.2007
|
|
|
Nazarbayev’in damadı kırmızı bültenle aranıyor |
Nazarbayev’in damadı ve Kazakistan’ın Avusturya eski Büyükelçisi Rahat Aliyev hakkında suç örgütü kurduğu gerekçesiyle uluslar arası arama emri çıkartıldı.
Kazakistan İçişleri Bakanı Bağdad Kocamkulov’un basın sözcüsü aracılığıyla yaptığı açıklamaya göre Rahat Aliyev’in suç örgütü kurduğu belirlendi. Suç örgütünün şantaj ve güç kullanarak gayrimenkul sahibi olduğu belirtilen açıklamada Aliyev adam kaçırmakla da suçlandı. Bakanlığın açıklamasına göre Avusturya’nın başşehri Viyana’da bulunan Aliyev hakkında arama emri çıkarılırken, Interpol Nazarbayev’in damadını tutuklamak için harekete geçti. Geçtiğimiz hafta Rahat Aliyev büyükelçilik görevine Nazarbayev tarafından son verilmişti.
|
/ ASTANA
29.05.2007
|
|
|
İngilterede alkoliklere sağlık uyarısı geliyor |
İngiltere’de hükümet ve teklifi gönüllü kabul eden alkollü içecek endüstrisi arasında yapılan anlaşma uyarınca, 2008 yılı sonu itibarıyla içki şişelerinin üzerine sigara paketlerindeki gibi sağlık uyarıları konulacağı açıklandı.
Kamu sağlığından sorumlu Sağlık Bakan Yardımcısı Caroline Flint, içki şişelerindeki sağlık uyarılarının ne olacağına dair henüz kesin olarak karar verilmediğini, ancak uyarıların sigara paketlerinin üzerindeki “sigara öldürür” ifadesi kadar güçlü olmayacağını söyledi.
Bu arada, içki şişelerinin üzerine uyarı konulması fikrinin ilk olarak üç yıl önce tıp çevreleri tarafından ortaya atıldığı, ancak hükümetle içki sanayi arasındaki görüşmelerin ancak sonuçlanabildiği belirtildi. İngiliz basını, uygulama dışında kalan üretici sayısının fazla olması halinde hükümetin bunu yasal zorunluluk haline getirmekte de kararlı olduğunu duyurdu.
|
/ LONDRA
29.05.2007
|
|
|
En şahinleri İşçi Partisi lideri olacak |
İsrail’in Lübnan’a bu yaz da saldırmaya hazırlandığı iddiaları tazeleğini korurken, solcu İşçi Partisi’nin başkanlık seçimlerinde ‘savaşı en iyi ben yönetirim” mesajı veriliyor. Seçimin favorisi olarak eski Başbakan Ehud Barak ile eski istihbarat şefi Ami Ayalon gösteriliyor.
Seçimin güçlü adaylarından eski Başbakan Ehud Barak, savaş zamanlarında İsrail’i en iyi kendisinin yöneteceğini ve sağcı Likud lideri Benjamin Netanyahu’yu yenecek adayın yalnızca kendisi olduğunu ifade etti. Geniş askerî tecrübesine vurgu yapan Barak, “Bu dönemde yalnızca iki konuya odaklanmalıyız. Birincisi, savaş zamanında kimi istersiniz; ana konu bu. İkincisi ise Bibi’yi (Netanyahu) yenebilecek tek aday benim” diye konuştu. Ehud Barak, seçilmesi durumunda partisinin koalisyon ortağı Başbakan Ehud Olmert’i istifaya zorlayacağını belirtiyor. Barak, erken seçimlere kadar hükümetten ayrılmayacağını ifade ediyor.
|
/ TEL AVİV
29.05.2007
|
|
|
|