Kültür-Sanat

Hoca’nın müzesi de fıkra gibi

Konya’nın Akşehir ilçesinde tarihî Rüştü Bey Konağı’nın restore edilmesiyle oluşturulan Nasreddin Hoca Arkeoloji ve Etnografya Müzesinin, personel eksikliği sebebiyle açılamadığı bildirildi. Ulu Cami Caddesi’nde Akşehir Sorgu Hakimi Rüştü Bey tarafından 1914 yılında yaptırılan tarihî konak, müze olarak kullanılmak üzere 1989 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığınca kamulaştırıldı.

Bunun üzerine 1992 yılında restorasyonuna başlanan Rüştü Bey Konağı’nda çalışmalar Ekim 2006’da tamamlandı. Ancak Nasreddin Hoca Arkeoloji ve Etnografya Müzesi adı verilen binanın açılışı, personel eksikliği sebebiyle yapılamadı.

Yetkililer, müzenin açılışının 5-10 Temmuz tarihleri arasında düzenlenecek ‘’48. Uluslararası Nasreddin Hoca Şenlikleri’’nin açılışına yetiştirilmek istendiğini söylediler.

Müzenin restorasyon çalışmalarının tamamlandığını ifade eden yetkililer, koruma, güvenlik ve temizlik işlerinde çalıştırılacak personel yetersizliği sebebiyle müzenin açılamadığını kaydettiler.

Öte yandan, müzenin teşhir tanzim planına göre, alt kat idarî bölüm ve eser depoları olarak kullanılacak.

Binanın birinci katında Neolitik dönemden itibaren kronolojik olarak kalkolitik, tunç, demir çağları ile antik dönemlere ait eserler ile sikkeler sergilenecek.

İkinci katta da etnografik malzemelerin yer aldığı oda, gelin odası, sıra yarenler odası ve Nasreddin Hoca fıkrasının canlandırıldığı oda hazırlanacak.

25.05.2007

Valilik makamında medeniyetlerin buluşması

Avrupa Birliği Socrates Comenius programı çerçevesinde ve okul ortaklıkları çalışmaları kapsamında Almanya koordinatörlüğünde Polonya ve Portekiz Devletlerinin katılımı ile Fatih Anadolu Lisesi Proje ortağı, okul öğrencileri Adıyaman’a gelerek, Fatih Anadolu Lisesi Müdürü Mehmet Altındal ile birlikte Adıyaman Valisi Halil Işık’ı makamında ziyaret ettiler.

Kendi ülkelerinde getirdikleri tanıtıcı yayınları Adıyaman Valisi Halil Işık’a sunan Almanya, Portekiz ve Polonyalı eğitimciler, Türkiye’de ve Adıyaman’da olmanın sevincini yaşadıklarını ifade ettiler. Yabancı eğitimciler, “Bu ziyaret ve proje Türkiye hakkında düşündüklerimizi tamamen değiştirdi. Türk insanını daha yakından tanımamıza fırsat tanımış oldu. Türkiye ve Adıyaman insanı çok misafirperver” dediler.

Avrupa Birliği Socrates Comenius Programı çerçevesinde Okul ortaklıkları proje çalışmalarının Almanya Devleti koordinatörlüğünde, Türkiye, Polonya ve Portekiz Devletlerinin katılımı ile gerçekleştirildiğini belirten Adıyaman Valisi Halil Işık, bu projenin her ülkenin ulusal ajansı tarafından onaylanarak finanse edildiğini ifade etti.

Vali Halil Işık, Socrates Comenius Projesi kapsamında Adıyaman’a gelen ve kendisini ziyaret eden öğrencilere Adıyaman’ı tanıtıcı yayınları ile Nemrut Heykellerinden birer set hediye etti.

Ali KARABİBER

25.05.2007

Ege’de Risâle-i Nur bilgi yarışması

Yeni Asya Manisa İl Temsilciliği ve YASEM tarafından Ege bölgesinde düzenlenen Risâle-i Nur Bilgi Yarışması Manisa Belediyesi Kültür Sitesi Lale Salonu’nda gerçekleştirildi. Yarışmaya İzmir, Bornova, Turgutlu, Demirci, Tire ve Manisa’dan ikişer kişilik gruplar katıldı.

İlköğretim ve üniversite kategorilerinde erkek ve bayan öğrencilerle ayrı ayrı yapılan yarışma yaklaşık 4 saat sürdü.

Risâle-i Nur ile ilgili 20 şer sorunun soruldu ve her kategorin yaklaşık bir saat sürdü.

Yarışmada, ilköğretim erkeklerde, Manisa, Tire ve Turgutlu; üniversite erkeklerde Demirci, Manisa, Bornova ve İzmir, Bayanlar ilköğretimde Demirci ve Turgutlu, üniversite bayanlarda ise İzmir, Bornova, Manisa ve Demirci dereceye girdi.

Dereceye giren öğrencilere, çeşitli hediyeler ve kitaplar verildi.

Furkan ÖZKAN / MANİSA

25.05.2007

Semerkant 2750 yaşında

Özbekistan’da, Semerkant şehrinin 2750. yılı kutlanıyor. Kutlamalar çerçevesinde, “Semerkant Şehrinin Dünya Medeniyeti Tarihindeki Rolü” konulu uluslar arası konferans başladı. Özbekistan hükümeti tarafından, BM Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü UNESCO himayesinde organize edilen ve 3 gün devam edecek konferansa, 16 ülkeden 40’a yakın bilim adamı ve uzman katılıyor.

Konferansın açılışında konuşan Özbekistan Başbakan Yardımcısı Abdulla Aripov, dünyanın en kadim ve kutsal şehirlerinden Semerkant’ın, dünya medeniyetindeki öneminin büyük olduğunu vurgulayarak, Semerkant’ın Doğu ile Batı’yı birbirine bağlayan bir şehir olduğunu belirtti.

Aripov, Semerkant’ın çeşitli kültür ve dinlerin birleştiği ve barındığı şehir olmakla birlikte dünya medeniyetine çok sayıda bilim adamı yetiştirdiğini ifade ederek, Doğu’da bilimin beşiği olduğunu kaydetti.

Aripov, Semerkant’ın İmam Maturudi, İmam Buhari, Alişir Nevai, Mirza Uluğbey, Ali Kuşçu gibi dünyaca ünlü bilim adamları ve bilginleri yetiştirdiğini ifade ederek, Semerkant’ın dünya medeniyetinde önemli rol oynayan Roma, Babil, Atina gibi şehirlerle yaşıt olduğunu belirtti.

25.05.2007

Mustafa Necati Sepetçioğlu anıldı

“Çağımızın Dede Korkut’u” olarak nitelendirilen Türk Edebiyatının Cumhuriyet dönemi romancılarından Mustafa Necati Sepetçioğlu, ölümünün birinci yılında bir sempozyumda anıldı.

AKM Başkanlığının düzenlediği “Ölümünün Birinci Yılında Mustafa Necati Sepetçioğlu Ulusal Sempozyumu” Başkent Öğretmenevi Konferans Salonu’nda yapıldı.

Sempozyumun başında, AKM tarafından hazırlanan “Sepetçioğlu belgeseli”nde, yazar “Çağımızın Dede Korkut’u” olarak nitelendirilerek, 50’ye yakın ölümsüz esere imza attığı belirtildi.

AKM Başkanı Prof. Dr. Osman Horata, açılış konuşmasında, Sepetçioğlu’nun hikâye, roman ve tiyatro eserleriyle Türk edebiyatı ve Türk kültürüne önemli katkılarda bulunduğunu ve AKM’nin de şeref üyesi olduğunu söyledi.

Sempozyumda, Pamukkale Üniversitesi’nden Prof. Dr. Önder Göçgün’ün “Duygu ve Düşünce Dünyası İçinde Mustafa Necati Sepetçioğlu” başlıklı bildiri sundu.

Prof. Dr. Kazım Yetiş ise “Sepetçioğlu’nun Romanlarında Türk Tarihinin Yorumu” başlıklı konuşmasında, yazarın tarihe bağlı kalarak yorum yaptığını, ama aynı zamanda bilim adamlarının çalışmalarını san'ata da taşıdığını dile getirdi.

Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nurullah Çetin de Sepetçioğlu’nun Cumhuriyet dönemi “Millî Tarih Romancıları”ndan olduğunu belirtti. Yazarın eserlerinde Batı’nın oryantalist söylemlerine karşı durduğunu ve kahraman yaratımında bu söylemi “kırdığını” aktaran Çetin, yazarın romanlarında popülerliğe de kaçmadığını, ideolojik kalıplar kullanmadığını ve kültür milliyetçiliğini telkin ettiğini söyledi.

Dokuz Eylül Üniversitesi’nden gelen Dr. Özlem Fedai ise yazarın “Çatı” ve “Kilit” romanlarında “ümmet içinde devlet olma, beyliğin halk için varlığı, devletin kültür, dil, din ile birlikte bir bütün olma, ilim ve kalem gücüyle kazanılmayan zaferlerin zafer sayılmadığı ile devletin daima ileriye doğru gitmesi” unsurlarının işlendiğini vurguladı.

25.05.2007

Bütün haberler