Umut Vakfı Kurucu Başkanı Nazire Dedeman, Türkiye’de her yıl yaklaşık 3 bin kişinin bireysel silâhlardan çıkan kurşunlarla öldüğünü belirterek, ‘’MKEK’nin ‘’kredi kartına 10 ay taksitle silâh’’ kampanyasına tepki gösterdi.
Nazire Dedeman, silâh satış kampanyasına tepki göstererek, ‘’MKEK’nin düzenlediği bu kampanyadan ve milletvekillerinin açık alanlardaki düğünlerde silâh bulundurmaya izin veren tutum ve kararından, gelecek adına büyük kaygı duyduklarını’’ bildirdi. Dedeman, yazılı açıklamasında, ‘’kredi kartına 10 ay taksitle silâh’’ satılması için düzenlenen kampanyanın bireysel silâhlanmayı artıracağını vurguladı.
Türkiye’de 2,5 milyonu ruhsatlı olmak üzere 9 milyon bireysel silâh olduğunu ifade eden Dedeman, buna rağmen ‘’milletvekillerinin açık alanlardaki düğün, nişan gibi törenlerde silâh bulundurmayı ‘silâhı koyacak yer bulamazlar’ gerekçesiyle yasaklamadığını; MKEK’nin silâh edinmeyi teşvik eden bir kampanya başlattığını’’ belirtti.
“Her yıl yaklaşık 3 bin kişinin bireysel silâhlardan çıkan kurşunlarla öldüğü Türkiye’de, MKEK’nin düzenlediği bu kampanyadan ve milletvekillerinin açık alanlardaki düğünlerde silâh bulundurmaya izin veren tutum ve kararından gelecek adına büyük kaygı duyduklarını’’ bildiren Dedeman, bu çabaların yaşama hakkını ihlâl ettiğini dile getirdi.
ÖLDÜRÜCÜ KAMPANYA
Dedeman, açıklamasında şunları kaydetti: ‘’Milletvekillerinin ve MKEK gibi kurumların söz konusu çabaları, toplumdaki suç eğilimini ve korkusunu körükleyen insanın temel yaşam hakkını tehdit eden ve son derece kaygı uyandıran çabalardır. Kredi kartı mağduriyetinden, aşırı borçlanmadan veya hacizlerden dolaylı silâhlı intiharların yaşandığı ülkemizde MKEK’nin kredi kartıyla ‘taksitli silâh satışı’ son derece ironik bir girişimdir. MKEK, bu öldürücü kampanya ile silâh stoklarını eritmeye çalışırken, bu silâhların neden olduğu ölüm ve yaralamalardan da sorumlu olacaktır... İçişleri Komisyonu üyelerinin aldığı, açık alanlardaki düğünlerde silâh bulundurmaya izin veren kararı ile MKEK’nin ‘taksitli silâh satışı’ kampanyası, suç ve mağduriyetleri artıracak, sorumsuz ve duyarsız çabalardır. Umut Vakfı olarak kınıyoruz.’’
|