|
|
|
Erdoğan: Din üzerinden de, laiklik üzerinden de siyaset yapılamaz |
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ‘iki Türkiye var’ yorumu yapanları eleştirerek “Din üzerinden siyaset yapılamayacağı gibi laiklik üzerinden de siyaset yapılamaz” dedi. Başbakan Erdoğan Uluslararası Basın Enstitüsü Kongresi’nde yaptığı konuşmada, Türkiye artık bir istikrar ülkesi olduğunu ifade ederek, “Küresel sermayenin Türkiye’yi tercih etmesinin nedeni güven ortamıdır” dedi.
Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne üye olmakta kararlı olduğunu belirtin Erdoğan, “Bu reformaları Avrupa Birliği olmasa bile Türkiye yapmak zorundadır. Avrupa Birliği’ne katılım konusunda and içmiş durumdadır. Küresel barış için Türkiye’nin AB içinde olması şarttır” diye konuştu.
Başbakan Erdoğan, Albert Einstain’ın “Önyargıları kırmak atomu parçalamaktan zordur” sözünü de hatırlatarak, şunları söyledi:
“Einstain’ın sözlerinin ne kadar doğru olduğunu anlıyoruz. Türkiye ile ilgili yazılanlara bakınca bazen ‘hangi ülkeden bahsediliyor’ diye soruyorum. Kimse Fransa’daki yakıp yıkma olayına bakıp kaç Fransa var diye sormadı. Türkiye’de yapılan bir mitinge bakıp hemen ‘iki Türkiye var’ denildi. Din üzerinden siyaset yapmaya kesinlikle karşıyız. Siyaset ortak değerler üzerinden yapılamaz. Din üzerinden siyaset yapılamayacağı gibi laiklik üzerinden de siyaset yapılamaz. Son mitinglerdeki heterojen kitllelere bakılarak Türkiye’de kamplaşma olduğunu söylemek son derece yanlıştır. İnsanlar duvarların arkasına hapsedilmeye çalışılıyor. Psikolojik duvarları yıkmak engelleri kaldırmak herkesin görevidir. Küresellerin nimetlerinden eşit şekilde faydalanılmalıdır. Başvurduğumuz tek yol demokratik diplomasidir. Bu yolda çok koşuyoruz. Çok çabalıyoruz. Farklı inanç ve medeniyetlerin bir çatışma unsuru olacağına inanmıyoruz. Türkiye basit önyargılarla değerlendirmeyi haketmiyor. Türkiye’yi siyah ve beyaz diye ayırmak barındırdığı diğer renkleri görmezden gelmek demektir. Türkiye barındırlığı farklılıkla bir başarı hikayesidir. Türkiye’yi anlamak küresellik adına önemli bir katkı sağlayacaktır.”
|
/ İSTANBUL
16.05.2007
|
|
|
Seçmen listeleri askıda |
Yüksek Seçim Kurulu (YSK) Başkanı Muammer Aydın, herkesin muhtarlıklarda askıya çıkan seçmen kütüklerini 7 gün içinde kontrol etmesi, kaydı olmayanların muhtarlıklara başvurup kayıtlarını yaptırmaları gerektiğini belirterek, ‘’Herkes sandık başına gitsin, halkımızın iradesi sandıktan çıksın’’ dedi. Seçmen kütüğünün TC kimlik numarası ile adrese dayalı olarak belirlendiğini ifade eden Aydın, vatandaşın ikameti neredeyse orada oy kullanacağını söyledi. Seçmen sayısına ilişkin tartışmalarla ilgili olarak da konuşan Aydın, bütün seçmenlerin şu anda bilgisayar ortamına kayıtlı olduğunu, web tabanlı bir yazılımla herkesin bilgisayar ortamına geçirildiğini belirtti.
Aydın, TRT-2 Televizyonu’nda ‘’Büyüteç’’ programına katılarak canlı yayında soruları cevapladı. Seçmen kütüklerinin muhtarlıklarda askıya çıkarıldığını ve bir hafta askıda kalacağını belirten Aydın, bu süreçte vatandaşların kütükleri kontrol ederek itirazlarını muhtarlıklara yapabileceklerini kaydetti.
Seçmen kütüğünün TC kimlik numarası ile adrese dayalı olarak belirlendiğini ifade eden Aydın, vatandaşın ikameti neredeyse orada oy kullanacağını söyledi.
Seçim tarihinin yaz dönemine gelmesi sebebiyle tatile gidecek vatandaşların gittikleri yerde oy kullanıp kullanamayacaklarına ilişkin sorular üzerine Aydın, şöyle konuştu:
‘’Yasaya göre kural bu. 10-20 günlüğüne tatile giden kişinin kütüğünü oraya götürmesi mümkün değil. Gidilen yere nakil belgesi alacaksın, orada muhtara ‘ben buraya yerleşmek için geldim. Beni kütüğe yaz’ diyeceksin. Muhtar onay verirse seçmen kütüğüne kayıt yapılacak. ‘Yazları yazlığımda kalıyorum’ diyenler var. Asıl ikamet edilen yere bakmak gerekir. Bu kişi geçici olarak yazlığa giderse ve nakil işlemini yaptıktan sonra muhtarlar ikametgah belgesi verirse biz kaydetmek zorundayız. Kanuna göre seçmenin adres bildirme zorunluluğu var. Adresin olduğu yerde oy kullanmak zorunlu.’’
Adrese dayalı nüfus kayıt sayımının Türkiye genelinde yapıldığını hakırlatan Aydın, bu uygulama kesinleştikten sonra ikametgâhın gelişi güzel nakledilemeyeceğini söyledi. Aydın, ‘’Gerçekten taşınıyorsa adres değişiyorsa bu değişikliğin 2 ay içinde yapılması zorunlu’’ diye konuştu.
Seçmen sayısına ilişkin tartışmalarla ilgili sorular üzerine de Aydın, bütün seçmenlerin şu anda bilgisayar ortamına kayıtlı olduğunu, web tabanlı bir yazılımla herkesin bilgisayar ortamına geçirildiğini belirtti.
10 YIL ÖNCE ÖLEN
SEÇMENİN KÜTÜĞÜ DURUYOR
Askıya çıkan seçmen sayısının 41 milyon 295 bin 934 olduğunu bildiren Aydın, ‘’Birileri çıkıp ‘mükerrer oy var’ diyor. 2002 seçimlerinde 10 milyona yakın seçmen oy kullanmamış. Bunların arasında gelmeyenler var, mükerrer yazılanlar, ölenler var’’ dedi.
Aydın, geçmiş dönemlerde seçmen kütüğü oluşturulurken sokağa çıkma yasağının uygulandığını, en son 1997’de bu şekilde bir yazım yapıldığını ifade ederek, ‘’1997’den bu yana yazım yapmadık. Örneğin 97’de yazılan bir kişi 98’de öldü. Seçim dönemlerinde kayıtlı seçmen sayısını güncelleştirdik ama buna itiraz edenlerin olması lazım. 10 yıl önce ölen seçmenlerin kütüğü hâlâ duruyor. Biz kütükten 1 milyona yakın ölü seçmen çıkardık’’ diye konuştu.
Aydın, mükerrer veya ölümün yanı sıra askere giden seçmenlerin kaydının dondurulması gerektiğini, bu kişilerin askerden döndükten sonra bildirim yapmalarının zorunlu olduğunu söyledi.
“TARİHİ DEĞİL, SÜRECİ BELİRLEDİK”
Yaz döneminde seçim yapılmasına ilişkin eleştirileri de cevaplayan Aydın, mevcut yasalara göre YSK’ya seçim için 105 günlük süre verildiğini hatırlattı. Aydın, ‘’Seçim yasası bize günleri uzatma yetkisi vermemiş ama kısaltma yetkisi vermiş. Bize erken seçim için başvuruldu, biz de ‘80 günde yaparız’ dedik’’ şeklinde konuştu.
Erken seçim kararı alma yetkisinin TBMM’de olduğunu vurgulayan Aydın, 22 Temmuz tarihini YSK belirlemiş gibi bir izlenim oluştuğunu aktardı. Muammer Aydın, ‘’Tarihi belirlemek bizim yetkimizde değil. Biz sadece süreci belirledik. 80 günü kısaltamadık. TBMM 80 günü dikkate alarak seçimin başlangıç tarihini 4 Mayıs 2007 olarak belirledi. Üzerine 80 gün koyunca seçim tarihini 22 Temmuz olarak karar aldı. Biz de bunu uyguluyoruz’’ dedi. Vatandaşlara da seslenen Aydın, herkesin muhtarlıklarda askıya çıkan seçmen kütüklerini 7 gün içinde muhtara giderek veya internet kayıtlarına bakarak kontrol etmelerini istedi.
Kaydı olmayanların muhtarlıklara başvurup kayıtlarını yaptırmaları gerektiğini vurgulayan Aydın, ‘’Tüm seçmenlerin hangi partiye oy verirse versin mutlaka sandık başına gitmesini istiyorum. Herkes sandık başına gitsin halkımızın iradesi sandıktan çıksın’’ dedi.
|
/ ANKARA
16.05.2007
|
|
|
Ağar: DP tescilli marka |
DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar, “Demokrat Parti adıyla seçime gireceğiz. Demokrat Parti müseccel marka, Türkiye’nin en meşhur, en oturmuş partisi. Kıratın olduğu her yerde, herkes işareti alır” dedi.
DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar, “Demokrat Parti adıyla seçime gireceğiz. Demokrat Parti müseccel marka, Türkiye’nin en meşhur, en oturmuş partisi” dedi.
Emekli Emniyet Müdürü Rüştü Ünsal’ın cenazesine katılmak üzere İzmir’e gelen DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar, Adnan Menderes Havalimanı’nda kalabalık bir partili grub tarafından tezahüratlarla karşılandı. Havaalanında basın mensuplarının sorularını cevaplayan Ağar, Demokrat Parti’nin isim hakkının Ankara Büyükşehir Belediyesi’nde çalışan bir vatandaşa ait olmasının Melih Gökçek’in bir müdahalesi olabileceğini düşünüp düşünmediğine yönelik soruya, “Bunlar zor sorunlar değil, işin basit tarafı, o çözülür. Ama ben siyaset yapıyorum, dedektiflik yapmıyorum. Demokrat Parti adıyla seçime gireceğiz. Demokrat Parti kimsenin kafasını karıştırmaz. Demokrat Parti müseccel marka, Türkiye’nin en meşhur, en oturmuş partisi. Kıratın olduğu her yerde, herkes işareti alır” şeklinde cevap verdi. Mehmet Ağar, Mehmet Ali Bayar ile bir anlaşma sağlanıp sağlanmadığı sorusu üzerine de “Sayın Bayar ile bir anlaşma sağlanması gerekmiyor ki. Mehmet Ali Bayar partimizin üyesi. Her gazete haberine bakarsak, siyaset yapamaz hale geliriz. Bayar İzmir’den aday olacak” dedi.
Ağar, DYP ve ANAVATAN’ın birleşmesinde bir pazarlığın yapılamayacağını, halkın istediği adayların öne çıkarılacağını ifade ederek, “Ben o pazarlıkların içinde olmam. Siyaset eşe dosta koltuk sağlama alanı değil. Milletin isteklerini millete verme alanı” diye konuştu.
DYP lideri Ağar, İzmir’de düzenlenen Cumhuriyet Mitingi ile ilgili olarak ise, kendilerinin organize etmediği bir mitinge katılmalarının mümkün olamayacağını ifade etti.
|
/ İZMİR
16.05.2007
|
|
|
Seçim yasakları bakanlara iletildi |
üksek Seçim Kurulu’nun (YSK) belirlediği seçim yasakları bakan ve milletvekillerine tebliğ edildi. Bakanlar, 12 Temmuz’dan itibaren seçim gezilerinde makam araçlarını kullanamayacaklar.
YSK tarafından belirlenerek kamuoyuna duyurulan seçim yasakları, hükümet üyelerine de bir yazıyla iletildi. YSK tarafından Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve bakanlara gönderilen yazıda seçim propagandasının 12 Temmuz günü başlayacağı hatırlatılarak, bu tarihten seçimin yapılacağı 22 Temmuz’a kadar Başbakan, bakanlar ve milletvekillerinin yurt içinde yapacakları seçim gezilerinde makam otomobillerini ve resmî hizmete tahsis edilen araçları kullanamayacakları belirtildi. Seçim propagandası amacıyla yapılacak gezilerde protokol kurallarının uygulanamayacağı, karşılama ve uğurlama törenlerinin yapılmayacağı belirtilen yazıda, bakanların seçim propagandası amacıyla yaptıkları gezilere bu tarihten itibaren o bakanlıkta görev yapan memurların katılamayacağı da bildirildi.
YSK’nın bakanlara gönderdiği seçim yasaklarına ilişkin yazıya göre bakanlar, seçimlere 10 gün kala makam araçlarını kullanamayacak ve seçim gezilerine basın danışmanları ile yakın çalışma arkadaşlarını götüremeyecekler.
|
/ ANKARA
16.05.2007
|
|
|
25 yaşa son nokta: Aday olamayacaklar |
Yüksek Seçim Kurulu (YSK), 22 Temmuz’da yapılacak olan genel seçimlerde 25 yaşındakilerin milletvekilliği adaylıklarına son noktayı koydu. YSK Başkanı Muammer Aydın, “25 yaşındakiler 22 Temmuz’da yapılacak olan seçimlerde aday olamayacak” dedi.
YSK Başkanı Muammer Aydın YSK Binasına gelişinde uzun süredir kamuoyunun gündeminde olan 25 yaşında olanların seçimlerde milletvekili adaylıklarına ilişkin açıklama yaptı. Aydın, “Bugünkü yasal düzenlemeye göre aday olamayacaklar. 4 Kasım’da normal süresinde olsaydı aday olabileceklerdi” dedi.
Demokratik Toplum Partisi (DTP) Genel Başkanı Ahmet Türk’ün bağımsız milletvekillerinin oy pusulalarında yer almaması durumunda ‘Seçimleri kilitleriz’ yönündeki açıklamasının hatırlatılması üzerine ise, “Yasal koşulları sağlayan herkes bağımsız aday olabilir. Yasal olarak onu bizim sınırlama yetkimiz yok” diye cevap verdi. Bağımsız adayların oy pusulalarında yer alması ile ilgili olarak Aydın, “Aday sayısına göre oy pusulasını bastıracağız. Parti sayısı belli. Bağımsız aday sayısına göre oy pusulası uzun olur, kısa olur gereken yapılacak” diye konuştu.
|
/ ANKARA
16.05.2007
|
|
|
Solda birlik bilmecesi |
CHP-DSP ittifakı henüz netlik kazanamamışken, DSP’nin kurucu Genel Başkanı Rahşan Ecevit’in, “CHP ve DSP’nin güç birliği demek, TBMM’de bu iki partinin birlikte hareket etmeleri demektir” sözleri yeni soru işaretleri doğurdu.
DSP’nin kurucu genel başkanı Rahşan Ecevit, CHP ve DSP’in güç birliğinin mutlaka sağlanması gerektiğini ifade ederek, ‘’’CHP ve DSP’nin güç birliği demek, TBMM’de bu iki partinin birlikte hareket etmeleri demektir’’ dedi.
Rahşan Ecevit, yaptığı yazılı açıklamada, eşi Bülent Ecevit’in rahatsızlanmadan kısa bir süre önce, Türkiye’nin karşı karşıya bulunduğu tehditlerden ancak güçbirliği oluşturularak kurtulabileceği fikrini gündeme getirdiğine dikkati çekti. Rahşan Ecevit, açıklamasında şunları kaydetti:
‘’CHP ve DSP’nin güç birliği demek, TBMM’de bu iki partinin birlikte hareket etmeleri demektir. Gerek komisyonlarda, gerekse genel kurulda çalışmalarını iki ayrı grup olarak fikir birliği içinde yürütmeleri, parlamentoda sol kanadın etkisini ikiye katlar. Türkiye’de her zaman var olan ama eyleme geçmek için fırsat kollayan irticanın ve bölücülüğün de yolunu keser.
Ayrıca, bu sayede ülkemiz Avrupa Birliğinin ve Amerika’nın dayatmalarından kurtulur ve nüfusumuzun yarısına yakınını oluşturan işçilerimiz, çiftçilerimiz ve köylülerimiz rahat nefes alabilirler. Bu güç birliği Türkiye’yi bir çok konuda rahatlatacaktır.
Parti ya da şahısları ilgilendirebilecek çıkarlar üzerinde durmak, tartışmak, dayatmalarda bulunmak ve en önemlisi bu işi geciktirmek, Türkiye’nin geleceğini tehlikeye atar. Güç birliğinin sağlanması için halkımızın meydanlara taşıdığı kararlılığı takdir ve şükranla karşılıyorum. Bu düşüncelerimizi CHP ve DSP liderlerine de ulaştıracağım.’’
SEZER DE ÜMİTSİZ
DSP Genel Başkanı Zeki Sezer, CHP-DSP güç birliği için ‘’hakkaniyetin’’ önemli olduğunu vurgulayarak, ‘’Şunu bilsek ki biz bir sandalye bile almadan Türkiye’yi AK Parti’den kurtaracak sinerjiyi yaratacağız, herkesi sandıkta buluşturabileceğiz, bir tek DSP’li bile ‘ben illa da milletvekili olacağım’ demez. Biz o özveriyi en sade üyesinden genel başkanına kadar gösteririz’’ dedi.
|
/ ANKARA
16.05.2007
|
|
|
Şemdinli dâvâsında gözler Yargıtay’da |
Yargıtay 9. Ceza Dairesi, Şemdinli Dâvâsı ile ilgili kararı bugün açıklayacak. Van 3. Ağır Ceza Mahkemesi, sanıklar Ali Kaya ve Özcan İldeniz’i, Şemdinli’de Umut Kitabevi’nin bombalanması olayıyla ilgili davada, ‘’adam öldürmek, çete kurmak ve adam öldürmeye teşebbüs etmek’’ suçlarından 39 yıl 10 ay 27’şer gün hapis cezasına çarptırmıştı.
Astsubayların avukatları tarafından mahkeme kararının bozulması için Yargıtay’a başvurulmuştu. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı dâvânın cinayet olaylarına bakmakla yükümlü olan Yargıtay 1. Ağır Ceza Mahkemesi’ne göndermişti. Mahkeme yaptığı ilk duruşmanın ardından görevsizlik kararı vermişti. Yargıtay Başkanlar Kurulu davanın 9. Ceza Dairesi’nde görüşülmesine karar vermişti.Astsubayların avukalları, özel yetkili Van 3. Ağır Ceza Mahkemesinin sanıklar hakkında karar verdiğini, özel ağır ceza mahkemelerinin, özel yargılama yöntemleriyle yargılama yaptığını, bunun da savunma hakkının önemli ölçüde kısıtlanmasına yol açtığını ve yargılama sürecinde hukuka uygun taleplerinin bile dikkate alınmadığını öne sürerek, kararın bozulması yönünde talepte bulunmuşlardı. Astsubayların avukatı Vedat Gülşen, duruşmada patlama olayının meydana geldiği pasajın maketi üzerinde savunma yapmıştı. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı da sanıklar hakkındaki kararın, usul eksikliği, eksik soruşturma ve esastan bozulmasını istemişti.
|
/ ANKARA
16.05.2007
|
|
|
Ankara'da susuzluk alarmı |
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, Ankara’nın 6 aylık suyunun kaldığını, içme suyu sıkıntısını aşmak için tedbirler aldıklarını belirterek, “Hortumla araç yıkamak yasaklanıyor. Önlem yeterli olmazsa suya zam getirmeyi düşünüyoruz” dedi.
Gökçek, Belediye Meclisi toplantısında su sıkıntısıyla ilgili önerge üzerine Ankara’da su sıkıntısını aşmak için değişik formüller üzerinde durduklarını söyledi. Ankara’nın 6 aylık su rezervinin kaldığını belirten Melih Gökçek, “‘Su sıkıntısına çözüm bulmak amacıyla birtakım önlemler alacağız. Bu önlemlere uymayanlara büyük cezalar vereceğiz’’ dedi.
Belediye Meclisi toplantısında daha sonra Başkan Gökçek’in açıkladığı tedbirlere ilişkin önerge görüşüldü. Önerge, son şeklinin verilmesi amacıyla komisyonlara gönderildi. Gökçek ve Ankara Su ve Kanalizasyon İdaresi (ASKİ) Genel Müdürlüğü’nün getirdiği tedbirler ise şöyle:
*“ Büyükşehir Belediyesi, ilçe ve ilk kademe belediyelerinin park ve bahçelerini, ASKİ’den izin almak kaydıyla içme suyuna elverişli olmayan kuyulardan temin edeceği sularla ve su tankeriyle yapması, kesinlikle şebeke suyu kullanmaması,
*ASKİ’nin veya DSİ’nin müsaadesi olmadan yeni kuyu açımına, yeraltı sularının kesilmemesi için müsaade edilmemesi,
* Büyükşehir Belediyesi sınırları içindeki özel şahıs ve kuruluşlar ile bütün kamu kurum ve kuruluşlara ait bütün yeşil alanların tanker suları ile sulanması,
* Hortumla araç yıkamanın yasaklanması, ancak kova ile araba yıkanmasına müsaade edilmesi,
* Araba yıkama iş yerlerinin kuyu suyu veya tankerle getirecekleri kuyu suları ile araç yıkamalarına müsaade edilmesi, şebeke suyu kullanmalarının yasaklanması,
* ASKİ tarafından su tasarrufu konusunda halkı uyarıcı ilânlar yapılması, şehir içinde anons arabalarıyla uyarıda bulunulması.”
|
/ ANKARA
16.05.2007
|
|
|
Batıda yaz, Van'da kar |
Yurdun özellikle batı kısımlarında yaz sıcakları hüküm sürerken Van’ın Bahçesaray ilçesinin merkezle bağlantısını sağlayan 46 kilometrelik karayolunda yer yer 10 metreyi bulan kar, karayolları ekipleri tarafından temizlenmeye başlandı.
Alınan bilgiye göre, Bitlis’in Hizan İlçesi üzerinden Bahçesaray’a giden yolun açılmasıyla, ilçe halkı rahat bir nefes aldı. Geçmiş yıllarda yaz döneminde, kışlık ihtiyaçlarını alarak stok yapan Bahçesaraylılar, Hizan-Bahçesaray karayolunun sürekli açık tutulmasıyla özellikle giysi ve yiyecek stoku yapmaktan vazgeçti.
Bahçesaraylıların kısa yoldan ulaşımlarını sağlamak amacıyla Karayolları ekipleri, Çatak-Bahçesaray yolunu da ulaşıma açma çalışmalarına başladı.
Bahçesaray’ın Van merkez ile bağlantısını sağlayan 46 kilometrelik karayolu çetin kış şartları sebebiyle geçmiş yıllarda bazen yılın 8 ayı ulaşıma kapalı kalıyordu.
Karla mücadele ekipleri tarafından 8 gün önce yol açma çalışmalarına başladığını belirten Karayolları 11. Bölge Müdürlüğü 111. Şube Şefi Nejdet Keskin, Bahçesaray ilçesinin yollarının artık 365 gün açık olduğunu ve hiçbir engelin kalmadığını hatırlattı.
2 bin 900 rakımlı Karapet geçidi yakınlarında karla mücadele çalışmalarının sürdürüldüğünü ifade eden Keskin, şunları söyledi:
‘’Bitlis’in Hizan İlçesi üzerinden ilçeyle bağlantının sağlandığı yeni bir yol açıldı. Ancak karla kaplı bu yolun açılmasının nedeni ise ilçeye daha yakın olması ve yaz aylarında vatandaşların Van’a gitmek için bu yolu kullanmalarıdır.
Bu çalışmaları 5 personelle birlikte 1 dozer, 2 greyder ve 1 yükleyici kamyonla sürdürüyoruz. Yolun 26. kilometresini tamamladık. Önümüzde daha 20 kilometrelik bir yol var. Karın yoğunluğuna göre ekiplerimiz çalışmalarını devam ettiriyor. 10 gün içerisinde yolu tamamen kardan temizleyerek ulaşımı sağlamayı amaçlıyoruz.’’
Karla mücadele ekipleri, bölgedeki çığlar sebebiyle oluşan 3 ila 10 metre kar kalınlığı sebebiyle zaman zaman zorluk yaşadıklarını, bölgeden yaklaşık olarak 500 bin metreküp karın temizleneceğini belirttiler.
Ekipler, tamamen kardan kapalı bulunan yolu bulabilmek için kendilerince belirledikleri işaretlerle iz sürdürdüklerini ve bunun yıllara dayanan bir tecrübeden kaynaklandığını söylediler.
|
/ VAN
16.05.2007
|
|
|
Sınır kapılarını sel suları bastı |
Iğdır’da, Aras Nehri’nde yaşanan taşkın nedeniyle Azerbaycan’a bağlı Nahcivan Özerk Cumhuriyeti’ne ait Sederek Sınır Kapısı’ndaki hizmet binası ile Aralık ilçesindeki Dilucu Sınır Kapısı gümrük sahası zarar gördü.
Alınan bilgiye göre, Nahcivan Özerk Cumhuriyeti’ne ait Sederek Sınır Kapısı ve Aralık ilçesinde bulunan Dilucu Sınır Kapısı’nın yakınlarından geçen Aras Nehri’nde taşkın meydana geldi. Taşkın sonucunda Sederek Sınır Kapısı’ndaki hizmet binası zarar gördü, Dilucu Sınır Kapısı’na ait gümrük sahasını da su bastı. Iğdır Valisi Saffet Karahisarlı ve Belediye Başkanı Nurettin Aras, Sederek ve Dilucu sınır kapılarında incelemelerde bulundu.
|
/ IĞDIR
16.05.2007
|
|
|
Manyas Gölü alarm veriyor |
Balıkesir Valisi Selahattin Hatipoğlu, “Manyas Gölü’ndeki doluluk oranı ihtiyacın dörtte biri kadar. Bu nedenle bölgede çeltik üretimi yasaklandı” dedi.
Alınan bilgiye göre, Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü, Manyas Gölü’ndeki doluluk oranının yüzde 33 seviyesine düşmesi üzerine, 24 Nisan tarihi itibariyle Manyas ve Karacabey ovalarında çeltik ekimini yasakladı.
Vali Hatipoğlu, DSİ Genel Müdürlüğü ile DSİ 25. Bölge Müdürlüğünün, bölgedeki baraj ve göllerdeki doluluk oranlarının istenilen seviyelerde gerçekleşmemesi üzerine bir dizi tedbir aldığını belirtti.
Bu kurumların valiliğe gönderdikleri yazıyla, Manyas Gölündeki su seviyesinin az olması nedeniyle çeltik üretiminin yasaklanmasını istediklerini bildiren Hatipoğlu, “Manyas Gölü’ndeki doluluk oranı ihtiyacın dörtte biri kadar. Bu nedenle bölgede çeltik üretimi yasaklandı” diye konuştu.
|
/ BALIKESİR
16.05.2007
|
|
|
Kaybolan uçaktaki 2 kişi öldü |
Trabzon Valisi Nuri Okutan, İran’ın Tebriz şehrine gitmek üzere Trabzon Havalimanı’ndan havalandıktan sonra kaybolan özel uçağın enkazına ulaşıldığını, uçaktaki iki kişinin öldüğünü bildirdi.
Vali Okutan, önceki gün öğleden sonra Trabzon Havalimanı’ndan kalktıktan sonra Tebriz’e ulaşmadığı öğrenilen Sky Arrow 650T model uçağın bulunması için başlatılan çalışmalar sonucu, uçağın yerinin helikopterle tespit edildiğini hatırlattı.
Uçağın Köprübaşı ilçesine bağlı Beşköy beldesinin Vizera ve Sıcakoba yaylaları arasındaki yüksek bir kesimde düştüğünün belirlendiğini ifade eden Vali Okutan, “Uçağın yerini tesbit eden helikopterdeki ekipler, enkaz alanına indiler. Maalesef uçakta bulunan İngiltere vatandaşı Mihiael Newman ile Pakistan uyruklu B. Bhangoo’nun öldüğü tesbit edildi” dedi.
Vali Okutan, verilen koordinatlara göre sivil savunma ve jandarma ekiplerinin olay yerine hareket ettiklerini de sözlerine ekledi.
|
/ TRABZON
16.05.2007
|
|
|
Tren faciasında TCDD kusurlu bulundu |
Sakarya’nın Pamukova ilçesinde meydana gelen ve 40 kişinin ölümüyle sonuçlanan hızlandırılmış tren kazasıyla ilgili üçüncü bilirkişi heyeti de hazırladığı raporda TCDD’yi suçlu buldu.
Sakarya 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nce üçüncü bilirkişi olarak 6 ay önce görevlendirilen İstanbul Üniversitesi İnşaat Fakültesi Ulaştırma Anabilim Dalı’nda görevli Yrd. Doç. Dr. Kemal Selçuk Ögüt, araştırma görevlileri Yüksek Mühendis H. Onur Tezcan ile Ali Sercan Kesten’den oluşan heyet, bilirkişi raporunu tamamlayıp mahkemeye sundu. Bilirkişi heyeti hazırladığı raporda TCDD’yi ise 8’de 4 oranlarında kusurlu buldu. Raporda ayrıca birinci makinist Fikret Karabulut’a 8’de 3, ikinci makinist Recep Sönmez’e ise 8’de 1, oranında kusur verildi.
Bilirkişi heyeti hazırladığı raporda kazanın meydana gelmesinde hızın önemli bir etkisinin olduğu görüşünü bildirdi. Kazanın hızlandırılmış tren uygulamasının hemen sonrasında meydana gelmiş olmasının bu uygulama için gerekli ek tedbirlerin yeterli derecede alınmadığı kanaatini uyandırdığı belirtilen raporda alınmayan önlemler ise şöyle sıralandı: “Hız artırımı sonucu üst yapıda oluşabilecek hızlı bozulmalara karşı yeterli denetimin yapılmaması. Makinistlerin tarifeye uygun bir hızda gitmelerine yardımcı olacak otomatik ya da yarı otomatik sistem ya da donanımların olmaması.”
|
/ ANKARA
16.05.2007
|
|
|
Diyarbakır’da terör saldırısı: 2 şehit |
Diyarbakır’ın Dicle İlçesi’nde PKK’lı teröristlerin araziye döşediği mayına basan 1 asteğmen ile 1 uzman çavuş şehit oldu.
Dicle İlçesi kırsal kesiminde PKK’lı teröristlere yönelik sürdürülen operasyonlar sırasında teröristlerin araziye döşediği mayın patladı. Patlamada ilk bilgilere göre, 1 asteğmen ile 1 uzman çavuş şehit oldu. Güvenlik güçleri bölgede kapsamlı operasyon başlattı.
|
/ DİYARBAKIR-
16.05.2007
|
|
|
Eğitimcilerden örnek davranış |
Gönüllü Eğitimciler Derneği ve Yenimahalle Belediyesi iş birliğiyle düzenlenen “1000 Engelliye 1000 Bilgisayar” projesi kapsamında 2 engelliye, Yenimahalle Düğün Salonu’nda gerçekleştirilen törenle bilgisayar verildi. Diğer bilgisayarlar engellilerin evlerine teslim edilecek.
Düzenlenen törende konuşan Ankara İl Milli Eğitim Müdürü Murat Bey Balta, engellilerin normal insanların sahip olduğu hayat standardına ulaşması için Milli Eğitim Bakanlığının ve Ankara Büyükşehir Belediyesinin çok büyük bir destek sağladığını belirterek, “Sadece yönetimin katkı sağlaması yeterli değil. Sivil toplum kuruluşları da destek vermeli. Bilgisayar dağıtılan engelliler, iç dünyalarında kapalı kalmayacaklar. Bilgisayar sayesinde dış dünyaya entegre olacaklar’”diye konuştu.
Engellilere imkân sağlandığında sağlıklı insanlardan daha başarılı olabildiklerini vurgulayan Balta, herkesi, bu projeye destek olarak engellileri, bilgisayara kavuşturmaya çağırdı. Gönüllü Eğitimciler Derneği Başkanı İbrahim Erdoğan ise projenin devam ettiğini, bundan sonraki bilgisayarları, engellilerin evlerine giderek teslim edeceklerini bildirdi.
|
Recep GÖREN
/ ANKARA
16.05.2007
|
|
|
“Akıllı Kart"ta hazırlık sürüyor |
İstanbul Büyükşehir Belediyesi, ‘’smart-akıllı kart’’, ‘’dokun-geç’’, ‘’ekmekkart’’ gibi uygulamaları içeren çalışmaların henüz tamamlanmadığını bildirdi.
Büyükşehir Belediyesi’nce yapılan yazılı açıklamada, bazı basın organlarında Akbil’in yerini, ‘’smart-akıllı kart’’, ‘’dokun-geç’’, ‘’ekmekkart’’ın alacağı şeklinde haberlerin yer aldığı hatırlatıldı. Konuyla ilgili çalışmaların henüz sonuçlanmadığı belirtilen açıklamada, çalışmaların, sonuçlanmasının ardından Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş tarafından kamuoyuna açıklanacağı kaydedildi.
|
/ İSTANBUL
16.05.2007
|
|
|
Bireysel silâhlanmaya tepki |
Umut Vakfı Kurucu Başkanı Nazire Dedeman, Türkiye’de her yıl yaklaşık 3 bin kişinin bireysel silâhlardan çıkan kurşunlarla öldüğünü belirterek, ‘’MKEK’nin ‘’kredi kartına 10 ay taksitle silâh’’ kampanyasına tepki gösterdi.
Nazire Dedeman, silâh satış kampanyasına tepki göstererek, ‘’MKEK’nin düzenlediği bu kampanyadan ve milletvekillerinin açık alanlardaki düğünlerde silâh bulundurmaya izin veren tutum ve kararından, gelecek adına büyük kaygı duyduklarını’’ bildirdi. Dedeman, yazılı açıklamasında, ‘’kredi kartına 10 ay taksitle silâh’’ satılması için düzenlenen kampanyanın bireysel silâhlanmayı artıracağını vurguladı.
Türkiye’de 2,5 milyonu ruhsatlı olmak üzere 9 milyon bireysel silâh olduğunu ifade eden Dedeman, buna rağmen ‘’milletvekillerinin açık alanlardaki düğün, nişan gibi törenlerde silâh bulundurmayı ‘silâhı koyacak yer bulamazlar’ gerekçesiyle yasaklamadığını; MKEK’nin silâh edinmeyi teşvik eden bir kampanya başlattığını’’ belirtti.
“Her yıl yaklaşık 3 bin kişinin bireysel silâhlardan çıkan kurşunlarla öldüğü Türkiye’de, MKEK’nin düzenlediği bu kampanyadan ve milletvekillerinin açık alanlardaki düğünlerde silâh bulundurmaya izin veren tutum ve kararından gelecek adına büyük kaygı duyduklarını’’ bildiren Dedeman, bu çabaların yaşama hakkını ihlâl ettiğini dile getirdi.
ÖLDÜRÜCÜ KAMPANYA
Dedeman, açıklamasında şunları kaydetti: ‘’Milletvekillerinin ve MKEK gibi kurumların söz konusu çabaları, toplumdaki suç eğilimini ve korkusunu körükleyen insanın temel yaşam hakkını tehdit eden ve son derece kaygı uyandıran çabalardır. Kredi kartı mağduriyetinden, aşırı borçlanmadan veya hacizlerden dolaylı silâhlı intiharların yaşandığı ülkemizde MKEK’nin kredi kartıyla ‘taksitli silâh satışı’ son derece ironik bir girişimdir. MKEK, bu öldürücü kampanya ile silâh stoklarını eritmeye çalışırken, bu silâhların neden olduğu ölüm ve yaralamalardan da sorumlu olacaktır... İçişleri Komisyonu üyelerinin aldığı, açık alanlardaki düğünlerde silâh bulundurmaya izin veren kararı ile MKEK’nin ‘taksitli silâh satışı’ kampanyası, suç ve mağduriyetleri artıracak, sorumsuz ve duyarsız çabalardır. Umut Vakfı olarak kınıyoruz.’’
|
/ ANKARA
16.05.2007
|
|
|
Papa'ya İtalyanca Mesnevî |
Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek, yurt dışındaki bütün faaliyetlerde özellikle üst düzey yetkililere İtalyanca, Almanca, Fransızca, İngilizce ve Urduca Mesnevi hediye ettiklerini belirterek, “Papa’ya Mesnevi’nin İtalyanca tercümesi verilecek” dedi.
Vatikan Kültür Konseyi ve Türkiye’nin Vatikan Büyükelçiliğince “Dinler Arası Diyalog” kapsamında 5 Haziranda Vatikan’da düzenlenecek sema gösterisini, Papa 16. Benediktus ve kardinaller ile Vatikan ve İtalya’dan üst düzey bürokratların izleyeceği bildirildi.
Kültür ve Turizm Bakanlığına bağlı Konya Türk Tasavvuf Müziği Topluluğu Müdürü Ömer Faruk Belviranlı, Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Dışişleri Bakanlığı tarafından, 2007 Mevlânâ Yılı dolayısıyla yurt dışındaki organize edilen faaliyetlerin sürdüğünü söyledi.
Mevlânâ Yılı kapsamında bugüne kadar Pakistan, Hollanda ve Bosna Hersek’te sema gösterisi düzenlendiğini belirten Belviranlı, 5 Haziranda da “Dinler Arası Diyalog” çerçevesinde Vatikan’da gösteri sunacaklarını ifade etti. Belviranlı, “Bu etkinlikte, Papa 16. Benediktus’a İtalyanca Mesnevî hediye edeceğiz. Bu programın dünyada büyük ses getirmesini bekliyoruz. Çünkü dinler arası diyaloğun konuşulduğu bir dönemde bu somut adımın önemi çok büyük” dedi.
Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek ise belediye olarak yurt dışında birçok faaliyet düzenlediklerini, kendileri dışında Kültür ve Turizm Bakanlığının da çok sayıda faaliyet yaptığını söyledi.
Yurt dışındaki bütün faaliyetlerde özellikle üst düzey yetkililere belediye tarafından tercümesi yapılan İtalyanca, Almanca, Fransızca, İngilizce ve Urduca Mesnevî hediye ettiklerini belirten Akyürek, “Papa’ya Mesnevî’nin İtalyanca tercümesi verilecek. Tüm insanlığa hitap eden Mesnevî’den Papa’nın etkileneceğine inanıyorum” diye konuştu.
|
16.05.2007
|
|
|
Bilim Şenliğinde 100 proje sergileniyor |
Adana Milli Eğitim Müdürlüğü’nce düzenelenen 2. Bilim Şenliği ilköğretim ve ortaöğretim öğrencilerinin hazırladığı 100 projenin sergilenmesi ile başladı.
Çukurova Elektrik Endüstri Meslek Lisesi Spor Salonunda gerçekleşen sergi açılışı öncesi düzenlenen törende konuşan Adana Valisi İlhan Atış, bu tür etkinliklerin toplumun gelişimi için çok önemli olduğunu belirtti.
Atış, “Bundan 80 yıl öncesine kadar elektrik, bilgisayar ve bunun gibi birçok şey yoktu. Ancak bu gün geleceğimizi emanet edeceğimiz geçlerimiz her şeye sahip. Sahip olduğumuz değerlere, Türk milletinin azmi sayesinde ulaştık. Bu değerlere sahip çıkmaya devam ederseniz 15-20 yıl sonra dünyanın en önemli ülkelerinden birisi oluruz.’’ diye konuştu. Milli Eğitim Müdürü Atilla Gülsar da günümüzde bilim ve teknolojinin çok hızlı geliştiğini belirterek, amaçsız, araştırmayan, sorgulamayan, yorumlamayan, ezberci eğitimin hedefine ulaşamayacağını belirterek “Bu hedefi yakalamada biz eğitimcilere büyük görev düşüyor.” dedi. 100 projenin yer aldığı bilim şenliğinde sergiler bugün sona erecek. Sergiyi 5 bin öğrencinin ziyaret etmesi bekleniyor.
Şenliğin açılışına, Vali Yardımcısı Reşat Özdemir, Seyhan Kaymakamı İsmail Hakkı Develi, Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanı Kazım Barışık, Milli Eğitim Müdür Yardımcısı Muharrem Gelen ve çok sayıda davetli katıldı.
|
/ ADANA
16.05.2007
|
|
|
10 bine yakın hemşire alınacak |
Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Haziran ayı içerisinde yaklaşık 10 bin hemşire alacaklarını bildirdi.
Akdağ, Hemşireler Günü nedeniyle, Hacettepe Üniversitesi’nde düzenlenen konferansta yaptığı konuşmada, 2002 yılının sonunda görev yapan hemşire sayısının 44 bin olduğunu, bu rakamın bugün 64 bine çıktığını anlatarak, Haziran ayında 10 bine yakın hemşire almayı planladıklarını söyledi. Akdağ, “ÖSYM’ye gerekli başvurumuzu yaptık. Bu rakamla birlikte, Sağlık Bakanlığı’nda istihdam edilen hemşire sayısı 75 bine çıkmış olacak” dedi. Türkiye’deki hemşire sayısının yetersiz olduğunu belirten Akdağ, “Şimdi yeni hemşire alımı için kadro açıyoruz ancak korkarım ki, biz bu kadar hemşireyi bulamayacağız. Belki 7 binde kalacağız” diye konuştu.
|
/ ANKARA
16.05.2007
|
|
|
Anne sağlığında gerilerdeyiz |
‘’Save The Children’’ adlı uluslar arası bir sivil toplum kuruluşu tarafından hazırlanan ‘’Dünya Annelerinin Durumu’’ adlı rapora göre Türkiye, 88 ülkeyi kapsayan orta gelişmişlik düzeyindeki ülkeler kategorisinde, 46. sırayı Gabon ile paylaşıyor.
Merkezi Konya’da bulunan Toplum Sağlığı Araştırma ve Geliştirme Merkezi Müdürü Prof. Dr. Nazmi Zengin, ‘’Save The Children’’ adlı uluslar arası kuruluş tarafından bu yıl hazırlanan ‘’Dünya Annelerinin Durumu’’ adlı raporda, Türkiye’de annelerin durumuyla ilgili çarpıcı sonuçların yer aldığını söyledi.
Prof. Dr. Zengin, anne ölüm riski, bebek ölümleri, kadınların okula gittiği ortalama süre, temiz suya erişim gibi birçok kriter göz önünde bulundurularak hazırlanan raporda, Türkiye’nin 88 ülkenin bulunduğu orta grup ülkeler arasında incelendiğini belirtti.
Prof. Dr. Zengin, Türkiye’nin ‘’bebek ölümleri, hükümetteki kadın sayısının azlığı, annelerin bilinçsiz beslenmesi, modern doğum kontrol yöntemi kullanımının az olması’’ gibi eksiklikleri sebebiyle sıralamada birçok ülkenin gerisinde kaldığını bildirdi.
Türkiye’nin 2005 yılı verileri kısmında sağlık personeli yardımıyla doğum oranının yüzde 83 olduğunu ifade eden Prof. Dr. Zengin, şunları kaydetti: ‘’Aynı raporda 2005 verilerine göre modern doğum kontrolü yöntemi kullanımının yüzde 38’lerde kaldığı belirtilirken, 2005 verilerine göre 5 yaş altı ölüm oranının bin canlı doğumda 29 olduğu yer alıyor. Raporda ayrıca suya erişim oranının da yüzde 94 olduğu belirtiliyor. Aynı rapora göre, pek çok gelişmişlik kriterini içine alan anne indeksi sıralamasında Türkiye, 66 ülke arasında 46. sırada yer alırken, kadın indeksinde 54. çocuk indeksinde de 79 ülke arasında 21. sırada yer alıyor.’’
|
/ KONYA
16.05.2007
|
|
|
|