Şu haberi okuyalım: ‘Meclis Cumhurbaşkanı’nı halkın seçmesini de öngören paketi 10 günde çıkardı ama şimdi veto halinde izlenecek süreç tartışılıyor...
22 Temmuz’da iki sandık zor görünüyor. CHP lideri Deniz Baykal ise AK Parti’li bazı milletvekillerinin oylamaya katılmayacağı ve paketin düşeceği iddiasında.
Cumhurbaşkanı’nı halkın seçmesini de içeren Anayasa değişiklik paketi, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in önünde.
Sezer’in vetosu halinde AK Parti 1 Haziran’a kadar paketi aynen Meclis’ten geçirip Çankaya’ya göndermeyi hedefliyor.
Sezer’in ikinci kez veto hakkı yok ama isterse halk oylamasına götürebilecek. Referandum için en iyimser takvimse 120 gün sonra yani 7 Ekim Pazar günü.
AK Parti’nin, gerekirse halk oylamasıyla ilgili yasayı değiştirerek 120 günlük süreyi, 40 güne indirilebileceği belirtiliyor.
Tartışmalarla ilgili en ilginç iddia CHP lideri Deniz Baykal’dan geldi. Sezer’in değişikliği veto edeceğini söyleyen Baykal, AK Partinin bundan vazgeçeceğini öne sürdü.
Baykal, halk tarafından seçilmiş bir cumhurbaşkanı ile halkın seçtiği parlamentonun karşı karşıya kalabileceğini ve bunun milli egemenliği parçalayabileceğini söyledi.
Benzer görüşleri, YÖK Başkanı Prof. Erdoğan Teziç de dile getirdi. Teziç, ‘hem başkanlık hem yarı başkanlık sistemlerinin krize çok açık rejimler olduğunu, Türkiye koşullarında hiç önerilmemesi gerektiğini’ vurguladı ve ‘rejim krizine yol açabilir’ dedi.
Başkanlık sisteminin yalnızca ABD’de uygulanabildiğini söyleyen Teziç, ‘Latin Amerika ülkeleri bu sisteme özendikleri bir dönemde askeri darbelerden başlarını alamamışlardır.’ diye konuştu.’
***
Baykal ne demiş?
Sezer anayasa paketini veto edecek demiş...
Baykal ne demiş?
AK Parti anayasa değişikliğinden vazgeçecek demiş..
Herşeyi biliyor.. Sezer’in ne yapacağını da, AK Parti’nin ne yapacağını da.. CHP liderinin muhtıra sonrasında münecciğimliğinde kuvvetli bir artış gözlenmekte..
Aslında söylediklerinin tüm detayı haberde yok..
AK Parti’nin bir müdahakeden ürkerek bu değişikliğin düşmesine göz yumacağını söylüyor.. CHP Genel Başkanı maskeyi tamamen çıkararak halktan alamadığı oyu süngüyle gidermeye çalışıyor..
Parlementoya karşı geleneksel darbeci tavır ivme kazanarak devam ediyor..
İttihat ve Terakki de böyle değil miydi?
***
Okudukça durum netleşiyor..
Devam edelim..
Baykal ne demiş?
Halk tarafından seçilmiş bir cumhurbaşkanı ile halk tarafından seçilmiş bir parlementonun karşı karşıya geleceği...
Ve ‘bunun da milli egemenliği parçalıyacağını’ söylemiş..
Milli egemenliğin kaynağı ne? Halk..
Eğer o halk iki kere irade beyan ederse milli egemenlik neden parçalanıyor?
***
Haberlerin.. Analizlerin.. Demeçlerin..
Yorumların bir anlamı kalmadı..
Söylenen çok açık..
Özellikle de CHP Genel Başkanı’nın..
Baykal artık ‘silah karşısında oya dayalı çözümlerin kıymeti harbiyesi olmadığını’ ima etmekte.. Hatta ima bile değil açık açık vurgulamakta...
Siyasal iktidarın halk gücüne dayalı hiç bir yeni çözümü hayata geçiremiyeceğini, Türkiye’nin kaderine kendinin orkestra şafliği ettiği yeni bir 28 Şubat sürecinin mihmandarlık edeceğini belirtmekte..
***
Türkiyedeki siyaset çatısını darbeler kurar..
Darbenin kurduğu siyaset eğer normalleşme eğilimi gösterirse yeni bir darbe yer..
Yok siyaset kurumu normalleşmeyi önlediği için çıkmaza girmişse kaderi gene değişmez..
Bunun bir kez daha hayli müstehcen bir örneğini yaşıyoruz..
Sahaya tank girmiş..
Ama maç anlatmaya çalışan spiker anlamsızlığı gibi bir durum doğrusu...
Star, 13.5.2007
|