|
|
|
Erdoğan: Milletten korkuyorlar |
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “Bu ülkede ana muhalefet milletime gitmekten korkuyor. Milletime gitmekten kaçıyor. Bunların adında Cumhuriyetin olmasına aldanmayın. Bunların adında halk olmasına aldanmayın. Bunlar ne halktan yana ne de cumhuriyetten yanadır” dedi.
Seçim propagandasına Erzurum’dan başlayan Başbakan Erdoğan, TOKİ konutlarının anahtar teslim töreninde Erzurumlulara seslendi. Başbakan Erdoğanın konuştuğu meydan yağmurlu havaya rağmen doldu ve şehir Türk bayraklarıyla donandı. Konuşmasında CHP’yi eleştiren Başbakan Erdoğan, “Bu ülkede ana muhalefet milletime gitmekten korkuyor. Milletime gitmekten kaçıyor. Bunların adında cumhuriyetin olmasına aldanmayın bunların adında halk olmasına aldanmayın bunlar ne halktan yana ne de cumhuriyetten yanadır” dedi.
Başbakan Erdoğan, cumhurbaşkanlığı seçimi sürencinde yaşananları hatırlatarak, Atatürk’ten Sezer’e kadar var olan işleyişin Abdullah Gül’e gelince iptal edildiğini hatırlattı.
Erdoğan, “Cumhurbaşkanı seçimine ilişkin Atatürk de Özal da Demirel de Sezer de böyle seçildi. Sayın Gül’e gelince ‘olmaz’ dediler. Peki ne olur. Dedilerki ‘367 olur.’ Biz de dedikki ‘bunda samimi değilsiniz. Çünkü benim milletim bizi buraya 550 ile getirir ama siz ona da bir kılıf uydurursunuz.’ Meydanlarda bazıları diyor ki ‘sandık sadece yollardan bir tanesidir.’ Bu nedir millet senin önüne sandık koyuyorum ama bunun anlamı yoktur. Dünyada totoliter otoriter rejimler hariç böyle bir sistem olamaz. O zaman biz de bu işin sahibi millettir dedik. Millete gidiyoruz dedik.”
|
/ ERZURUM
13.05.2007
|
|
|
Miting öncesi patlama |
İzmir’in Bornova ilçesinde Özkanlar pazar yeri yakınında bisiklet üzerine yerleştirilen bombanın patlaması sonucu 1 kişi öldü, 14 kişi yaralandı. Yaralananların Ege Üniversitesinde tedavi altına alındığı, el ve ayaklarından hafif yaralanan 3 kişinin de olay yerindeki ambulanslarda ilk tedavilerinin yapıldığı belirtildi. Olay yerinde inceleme yapan İzmir Valisi Cahit Kıraç olayı lânetlediklerini belirtirken, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu olayın bugün yapılacak mitingle bir bağlantısının olmadığını söyledi. Patlama sonucu pazar yeri yakınlarında bulunun askerî lojmanların da camları kırıldı. Ara dönemler ve darbelerin şiddet olaylarından beslendiğini belirten uzmanlar, tarihimizde acı izler bırakan provokasyonlara dikkat çekiyorlar.
Edinilen bilgiye göre, Bornova ilçesindeki Özkanlar pazar yerinde bisiklet üzerine yerleştirilen parça tesirli bomba sabah saatlerinde patladı. Patlamada Hatem Kaval, Mustafa Önal, Ramazan Bayrak, İrfan Karagöl, Ela Akgül, Nadir Bayındır, Fikriye Ulucak, Şakir Kaplan, Mutlu Kaval, Erdoğan Berber, Orhan Karatay, Gökhan Karagöl, Çiğdem Özdemir, Veli Pinek, Devrim Osmanoğlu adlı vatandaşlar yaralandı. Yaralılardan Çiğdem Özdemir ile Devrim Osmanoğlu’nun Bornova Devlet Hastanesinde, diğerlerinin Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinde tedavi gördüğü bildirildi. Patlamada ağır yaralanan ve Tıp Fakültesi Hastanesinde Genel Cerrahi Servisinde tedavi gören Hatem Kaval, tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Ü Tıp Fakültesi Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Oktay Nazlı, yaralıların arasında çocuk bulunmadığını, çoğunun pazarcı esnafından oluştuğunu belirtti.
BAŞKAN AZİZ KOCAOĞLU:
MİTİNGLE BAĞLANTISI YOK
Patlamanın ardından, İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkanı Aziz Kocaoğlu da olay yerinde incelemelerde bulundu ve Ege Üniversitesi Hastanesindeki yaralıları ziyaret etti.
Kocaoğlu, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Acil Servisindeki yaralıları da ziyaretinde gazetecilere şu açıklamayı yaptı:
‘’Bir çoğunun hafif sıyrıklarla kurtulması sevindirici. Pazar yerinde gerçekleşen bu olay direkt insana yönelik, katliama yönelik bir saldırıdır. Böyle bir saldırının bir daha yaşanmamasını temenni ediyoruz. Cumhuriyet Mitingiyle birleştirmek ne derece doğru bilmiyorum, ikisi ayrı konu. Şahsi fikrim bağdaştırmamak gerektiği. Yarınki (bugünk) mitingle ilgili gerekli önlemler alınacak ve katılım sağlanacaktır. Hiç kimsenin gelmemezlik yapacağını sanmıyorum.’’
Polis ekiplerinin, bombayı koyan kişi veya kişilerin yakalanması için çalışmalarını sürdürdüğü bildirildi.
VALİ KIRAÇ: HALKIMIZ SAKİN OLSUN
İzmir Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın ile olay yerinde incelemelerde bulunan İzmir Valisi Cahit Kıraç, patlamanın insanlık dışı olduğunu ve lanetle kınadığını belirtti. Vali Kıraç, ‘’Bu saldırılarla devletin çalışması engellenemez. Halkımız sakin olsun’’ dedi.
PROVOKASYONLAR TARİHİ
Ara dönemler ve darbelerin şiddet olaylarından beslendiğini belirten uzmanlar, tarihimizde acı izler bırakan provokasyonlara dikkat çekiyorlar. İttihat Terakki’den başlayarak Menemen olayları, İzmir Suikasti, Selanik’te bulunan Atatürk’ün evine bomba atıldığı iddiasıyla tertiplenen 6-7 Eylül Olayları, 27 Mayıs öncesi DP’yi yıpratmaya dönük kampanyalar, bizzat olayların faillerinin itirafıyla 12 Mart Muhtırası giden yolda yapılan bombalama eylemleri, 1 Mayıs 1977'deki 34 kişinin öldüğü Taksim olayları, 2 Temmuz 1993'deki 37 kişinin öldüğü Sivas Madımak Oteli yangını, 12 Eylül darbesini ‘olgunlaştırmak‘ için girişilen kanlı tezgâh ve nihayet 28 Şubat sürecini meşru kılmaya dönük Acizmendiler tertipleri, Gazi olayları aynı senaryonun bir parçası olarak hafızalardaki yerini koruyor.
|
/ İZMİR
13.05.2007
|
|
|
Din adına cinayet işlenemez |
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Bardakoğlu, Trabzon’daki rahibin öldürülmesi ve Malatya’da yayın evindeki cinayetle ilgili olarak ‘’Hiçbir zaman, hiçbir cinayet ne adına işlenirse işlensin savunulamaz’’ dedi. Bardakoğlu, bu cinayetlerle, İslâm dini arasında hiçbir irtibat kurulamayacağını söyledi.
Adnan Menderes Camisi’nin açılışına katılmak üzere Aydın’a gelen ve Vali Mustafa Malay’ı ziyaret eden Bardakoğlu, dinin, iyi anlatıldığında, iyi hizmet verildiğinde, barışın, sevginin, kardeşliğin, birliğin ve beraberliğin çok temel bir unsuru olduğunu söyledi. Gazetecilerin, Trabzon’da rahibin öldürülmesi ve Malatya’da yayın evindeki cinayetle ilgili sorularını cevaplayan Bardakoğlu, bu cinayetlerle, İslâm dini arasında hiçbir irtibat kurulamayacağını kaydetti. Bardakoğlu, şöyle konuştu: “Hiç bir zaman, hiçbir cinayet, ne adına işlenirse işlensin savunulamaz. Tasvip edilemez. Bir insanı öldürmek, bütün bir insanlığı öldürmek gibi ağır bir günahtır, ağır bir vebaldır. Biz, (asırlardır, bu topraklarda barış içinde yaşadık. Farklı din mensuplarına hoşgörü ile sevgiyle, kardeşçe baktık) diyoruz. Bu tür münferit olaylar, Türk milletini ve İslâm dinini genel olarak itham etmek isteyenler için çok kolay bir malzeme teşkil ediyor. Bu bakımdan üzülüyoruz. Yoksa, bunlar bizim asırlardır koruduğumuz, geliştirdiğimiz geleneğimizi gölgeleyecek boyutta, yoğunlukta olaylar değil. Buna rağmen çok üzücü olaylardır. Masum insanlara yönelik bir saldırı ve cinayettir.’’
|
/ AYDIN
13.05.2007
|
|
|
Demokrasi vesayet altında |
Prof. Dr. Mehmet Bekâroğlu, Türkiye’de demokrasinin vesayet altında olduğunu ifade ederek, “27 Nisan’da bir anayasa suçu işlenmiştir. O suç hepimizin gözü önünde işlendiği halde kimse buna ses çıkaramıyor” dedi.
Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Rize Şubesi tarafından düzenlenen “Ülkemizde Demokrasi Kültürü, Sorunlar ve Çözüm Yolları” konulu konferansta konuşan Prof. Dr. Mehmet Bekâroğlu, Türkiye’de son iki Anayasa’nın silâh zoruyla hazırlandığını ve kabul ettirildiğini kaydetti. Bekaroğlu, şöyle konuştu:
“Oysa Anayasa toplumsal sözleşme demektir ve toplumsal mutabakatla hazırlanmalıdır. 1961 Anayasası ‘Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir ve millet bu egemenliği Anayasal kurumlar eliyle kullanır’ ibaresi getirilmiştir. Bu ibare 1982 Anayasası’nda aynen korunmuştur. Anayasa Mahkemesi TBMM tarafından çıkarılan yasaların Anayasa’ya uygunluğunu denetlemekle görevlidir. Ancak Anayasa’daki bu ibare bu kuruma TBMM’nin üzerine bir irade vehmetmektedir. Ülkemizde demokrasi bu şekilde vesayet altına alınıyor.”
Bekaroğlu, millî irade söylemiyle yola çıkanların geçmişten bugüne yüksek oranda oy aldıklarını ancak milleti fazla önemsemediklerini belirterek, “İktidara gelince gözlerini oy aldıkları millete değil, yerleşik devlet iktidarına çevirdiler. Oy alırken tesbit ettikleri sorunların çözümüne eğilmediler, bunları gözardı ettiler. Örneğin bundan yıllar önce yoğun bir şekilde tartışılan cumhurbaşkanının yetkilerinin kısıtlanmasıyla ilgilenmediler. Orayı ele geçirmeye heveslendiler. Bu bir tuzaktı ve o tuzağa düştüler” diye konuştu.
Hükümetin son dönemde Genelkurmay’ın bildirisine cevabının çok yerinde olduğunu belirten Prof. Dr. Mehmet Bekaroğlu, şöyle devam etti:
“Erken seçim kararı da son derece isabetli bir karardır. Buraya kadar tamam ama cumhurbaşkanını halkın seçmesi girişimi yanlıştır. Bu bir başka tuzaktır. Mesele cumhurbaşkanını kimin seçeceği meselesi değil, cumhurbaşkanının yetkileriyle ilgilidir. Demokrasi bir kültürdür. Bu kültürün temelinde ise ortak akıl yatar. Ortak akıl devreye sokulmadığı, böyle bir arayışa gidilmediği için milletimiz sürekli darbe yemektedir. Çözüm ortak akılda ve toplumsal mutabakat aranmasında yatmaktadır.”
|
/ RİZE
13.05.2007
|
|
|
Birleşme kongresi |
DYP, ANAVATAN’la birleşme kararı çerçevesinde isim ve amblem değişikliğini gerçekleştirmek üzere 2. Olağanüstü Büyük Kongresini 27 Mayıs’ta toplayacak.
DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar ve ANAVATAN Genel Başkanı Erkan Mumcu’nun 5 Mayıs’ta kamuoyuna açıkladıkları ve iki partinin birleşerek seçimlere Demokrat Parti adı altında girmelerini öngören protokol doğrultusunda ilk adım DYP kongresiyle atılacak.
DYP’nin 2. Olağanüstü Büyük Kongresi 27 Mayıs Pazar günü, Büyük Anadolu Oteli’nde toplanacak. Kongre gündemine göre, DYP’ye katılmak isteyen partilerin kabulüne ilişkin maddenin görüşülerek karara bağlanmasının ardından tüzük değişikliği yapılacak. Parti isim ve amblem değişikliğinin karara bağlanmasıyla kongre sona erecek.
Kongrede, ismi Demokrat Parti (DP) olarak değiştirilecek olan partinin ambleminin de Türkiye haritası üzerinde kırat figürü olması bekleniyor.
Anavatan Partisi de daha önce açıklandığı gibi 2 Haziran’da kongresini toplayacak ve DP’ye katılma kararı alacak.
|
/ ANKARA
13.05.2007
|
|
|
DYP-ANAVATAN’dan ortak faaliyet |
Anavatan Partisi ile DYP, 14 Mayısta ‘’Demokrasi Günü’’ etkinliği düzenleyecek.
Demokrat Parti çatısı altında bir araya gelme kararı alan ANAVATAN ve DYP, DP’nin iktidara gelişinin yıldönümünü ‘’Demokrasi Günü’’ adı altında düzenleyecekleri ortak etkinlikle kutlayacak.
Selim Sırrı Tarcan Spor Salonu’nda gerçekleştirilecek törene DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar ile ANAVATAN Genel Başkanı Erkan Mumcu’nın yanı sıra iki partinin yöneticileri de katılacak.
Faaliyette Ağar ve Mumcu konuşma yapacak, DP’nin tarihine ilişkin sinevizyon gösterimi sunulacak.
|
/ ANKARA
13.05.2007
|
|
|
Çağdaş Hukukçulardan Genelkurmay'a suç duyurusu |
Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) İzmir Şubesi, 27 Nisan tarihinde Genelkurmay Başkanlığı’nın resmî internet sitesinde yayınlanan bildiri hakkında, “Türkiye siyasetine, Cumhurbaşkanlığı seçimlerine ve yargıya hukuk dışı bir müdahalede bulunulduğu” gerekçesi ile suç duyurusunda bulundu.
ÇHD İzmir Şubesi’nden yapılan yazılı açıklamada, kamuoyunun Genelkurmay açıklamasını “muhtıra” veya “e-darbe” olarak kabul etmesine ve çeşitli kesimlerin bu açıklamanın suç oluşturduğunu dile getirilmesine rağmen, savcıların bildiriye ilişkin işlem yapmadığı kaydedildi. Açıklamada, “Savcılar askerî bürokrasinin teşebbüs ettiği suçları bu kez de kovuşturmaktan kaçındılar. Bugüne kadar Anayasayı ihlâle teşebbüsten binlerce insanı yargılayan, mahkum ve hatta idam eden adli mekanizmanın, askerî kuvvetlerin beşinci kez anayasayı ihlâline de sessiz kaldı” denildi.
Askerî bürokrasinin kendi yasal ve doğal sınırlarını aşan her eylem ve açıklamasının suç oluşturduğuna vurgu yapılan ÇHD açıklamasında, şu görüşlere yer verildi:
“Görmemezlikten gelmenin, bilmiyormuş gibi yapmanın ve sessiz kalmanın ‘işlenen suçu kabullenmek ve meşrûlaştırmak’ olduğunu biliyoruz. Hem hukukçu, hem de yurttaş kimliğimizle, kötü tarihin tekerrür etmemesi için üzerimize düştüğüne inandığımız sorumluluk gereğince Genelkurmay Başkanı Org. General Yaşar Büyükanıt hakkında adlî işlem yapılması için Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurduğumuzu bildiririz.”
|
/ İZMİR
13.05.2007
|
|
|
Bakan Koç: CHP sol parti değil |
Kültür ve Turizm Bakanı Atilla Koç Türkiye’de sol bir parti olmadığını belirterek, “Cumhuriyet Halk Partisi dahil bunların hiçbiri Sosyal Demokrat parti sayılmaz” dedi. Koç, “CHP, Avrupa Birliğinde ne diyecek? Üniversitelerde ne diyecek?” diye sordu.
Kültür ve Turizm Bakanı Atilla Koç, Türkiye’de seçim öncesinde yaşanan solda birlik arayışlarına değinerek, Türkiye’de sol bir partinin olmadığını söyledi. Ana muhalefet partisi olan CHP de dahil olmak üzere sosyal demokrat bir parti bulunmadığını vurgulayan Bakan Koç, sosyal demokrat bir partinin Avrupa Birliği, gelir dağılımı gibi konularda ne diyeceğini merak ettiğini dile getirdi. Koç, sosyal demokratın batıdaki sosyal demokrasi içinde bir problem olduğunu vurgulayarak, liberal sağ söylemlerini sosyalleştirerek tatbik etmenin sosyal bir demokrasi olmadığının altını çizdi. Fikri planda da sosyal demokrasinin bir kriz geçirdiğine dikkat çeken Koç, aynı krizin ikinci dünya savaşından sonra icat edilen Hıristiyan demokrat partileri içinde geçerli olduğunu belirtti.
Bakan Koç, Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde “Türkiye Başkanlık sistemine me gidiyor?” şeklindeki bir soru üzerine ise “1983 anayasası maalesef cumhurbaşkanına başkanlık sistemindeki kadar yetki vermiştir ama sorumluluk vermemiştir. Parlamenter sistemde olmasından daha fazla yetkilere sahip. Bazı hadiselerin temelinde bu yatıyor. Bizim bu işte kanunları çıkış gayelerine uygun olarak yorumlamakla çözülebilirdi. Neticede çözülemedi. Çözülemeyince halk seçsin” diye cevap verdi.
Cumhurbaşkanı’nın halk tarafından seçilmesi parlamenter sistemini kapatıp kapatmayacağının hatırlatılması üzerine ise Koç, bunun Türkiye’nin parlamenter sistem sayfasına kapatacağını anlamına gelmediğini söyledi. Bundan sonra hukuki alt yapının tamamlanması gerektiğini kaydeden Koç, “Cumhurbaşkanını halkın seçmesi ile doğrudan doğruya başkanlık ve yarı başkanlık sistemine geçilecektir” ifadelerinin anayasa açısından doğru bir laf olmadığını, Türkiye’nin halkın seçtiği bir sisteme doğru geçtiğini belirtti.
|
/ ANKARA
13.05.2007
|
|
|
MEB ‘durdurma’ya uyacak |
Millî Eğitim Bakanı (MEB) Hüseyin Çelik, Yönetici Atama Yönetmeliği’nin Danıştay tarafından yürürlüğü durdurulan maddeleri çerçevesinde herhangi bir işlem yapılmamasını istedi.
Bakan Çelik, 81 il valiliğine gönderilmek üzere ”Eğitim Kurumları Yönetici Atama Yönetmeliği’’ konulu bir genelge yayınladı. Genelgede Yönetici Atama Yönetmeliği’nin Danıştay tarafından azı maddeledir yürürlüğü durdurulduğu hatırlatılarak, “Söz konusu kararlar gereğince, yönetici atama yönetmeliğin yürürlüğü durdurulan maddeleri çerçevesinde herhangi bir işlem yapılmaması hususunda gereğini rica ederim’’ denildi. Yönetmeliğin Danıştayca iptal edilen maddelerinde yönetici atamaya ilişkin bazı yeni düzenlemeler getiriliyordu.
|
/ ANKARA
13.05.2007
|
|
|
DTP’den seçimi kilitleme tehditi |
Demokratik Toplum Partisi (DTP) Genel Başkanı Ahmet Türk, isterlerse ‘’seçimi yapılamaz hale getirme imkanları bulunduğunu’’ savunarak, ‘’5-10 bin bağımsız aday gösterdiğimizde oy pusulasını hangi zarfa, hangi sandığa koyacaksınız? İstersek seçimleri böyle kilitleyebiliriz’’ dedi.
Türk, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, ‘’bağımsız adaylarla seçime girme kararı almalarından bir gün sonra, TBMM’de bağımsız adayların birleşik oy pusulasında yer almasına yönelik bir düzenleme yapıldığını’’ söyledi. Bu düzenlemenin kendilerinin önünü kesmeye yönelik olduğunu savunan Türk, yıllardır birbiriyle kavga edenlerin, Meclis’te bir ittifak oluşturarak söz konusu Anayasa değişikliğine destek verdiklerini kaydetti. ‘’Adaletsiz ve dışlayıcı bir yaklaşımın ülkeye bir yarar getirmeyeceğini’’ anlatan Türk, ‘’Biz parlamentoya girmek istiyoruz. Başta Kürt sorunu olmak üzere Türkiye’nin tüm sorunlarına demokratik zeminde parlamenter sistem içinde tartışarak çözüm bulma arayışı içindeyiz’’ diye konuştu. Türk, ‘’Ötekileştirerek, dışlayarak, demokratik siyasetin önünü kapatarak ülkede kaosun sürmesini adeta isteyen bir tutum ve davranış sergilendiğini’’ öne sürerek, şunları söyledi:
‘’Biz istersek bu seçim iptal olabilir. Yarın Diyarbakır’dan, Mardin’den, Batman’dan, Siirt’ten binlerce adayla müracaat ettiğimiz zaman o birleşik oy pusulasını hangi zarfa, sandığa koyacaklar? Bunu nasıl becerecekler? İnanıyorum ki bu adil olmayan yaklaşımı Sayın Cumhurbaşkanı veto eder. Ancak böyle bir şey gerçekleştiği takdirde YSK da bunu görerek, ona göre değerlendirme yapmalıdır. Biz bir kaos, istikrarsızlık yaratmak, seçimi yapılamaz hale getirmek istemiyoruz. Ama bu imkanımız var. Bunu yapabiliriz.’’
Türk, ‘’istersek seçimi yapılamaz hale getirebiliriz’’ şeklindeki sözünün hatırlatılması üzerine, ‘’Diyarbakır’da 5-10 bin bağımsız aday gösterdiğimizde, o seçim pusulasını hangi zarfa, hangi sandığa koyarsınız? Vatandaş nasıl oy kullanacak? İstersek seçimleri böyle kilitleyebiliriz’’ cevabını verdi.
|
/ ANKARA
13.05.2007
|
|
|
Siyaset dışı gelişmeler notumuzu etkiliyor |
Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan, uluslararası kredi derelendirme kuruluşu Fitch’in raporunda ekonomiyle ilgili gelişmelere değil, siyaset dışı gelişmelere dikkat çekildiğini vurguladı.
Kanal 7’de İskele-Sancak programına konuk olan Bakan Babacan, ‘’Önemli olan AB hedefine Türkiye’nin ilerliyor olması. Yeniden tekerleği icat etmeye gerek yok. Türkiye’nin demokratik olarak devam etmesi için herkesin elinden geleni yapması lazım. Bu tür olaylar maalesef hafızalardan kolay silinmiyor’’ dedi.
Türkiye’nin hala yüksek faiz ödemekte olmasının altında da önceki hükümet döneminde uygulamaya getirilen geriye dönük vergi düzenlemesinin olabileceğini belirten Babacan, hiçbir şeyin unutulmadığını, belki de yatırımcının ya geriye dönük vergi koyarlarsa diye faizin üzerine risk primi koyduğunu anlattı.
Bu süreçten parti örgütünün de daha önce AKP’ye oy vermemiş seçmen vatandaşların da memnun olduğunu ve bu yönde tebrik mesajları aldıklarını anlatan Babacan, şöyle devam etti:
‘’Artık Türkiye içine kapalı bir ülke değil, dünya ülkeleri Türkiye’yi yakından takip ediyor. Almanya’da, Fransa’da seçimlerde konuşulan 10 önemli konu arasında Türkiye’nin üyeliği var, bu Türkiye’nin önemini gösterir. Avrupa’da şu açıkça görüldü. Türkiye Anayasa Mahkemesi kararıyla çıkmaza gidiyor. Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. Avrupa’da çok örnek var meclisin, halkın seçtiği örnekler var. Yetkilerle ilgili düzenlemeyi ayrıca yapmak mümkün. Bizim için en önemlisi Türkiye’yi kilitlenmiş noktadan bir an önce çıkartmak. En çok tartışma konusu olacak olan cumhurbaşkanı yetkileridir. 5 yıllığına seçilir, sonra oturulur konuşulur bunlar. Yeter ki herkes hukukun üstünlüğüne inansın. Anayasa’da her şey yazılı.’’
|
/ ANKARA
13.05.2007
|
|
|
Sözde değil, özde özgürlük |
Ankara İnanç Özgürlüğü Platformu, Abdi İpekçi Parkında düzenlediği “özgürlük eylemleri”nin dün 66.'sını gerçekleştirdi.
Eylemde konuşan İLKDER Başkanı Özden Sönmez, başörtüsü yasağının üzerinden 11 yıl geçtiğini hatırlatarak “Yeni nesil, üniversite kapılarının başörtülülere açık olduğu günleri hatırlamıyor bile. Ancak geçen yıllar, bizim başörtüsü mücadelemizi azaltmaya yetmedi. Çünkü biz, başörtülerimizi yasaklarla, baskılarla, emirlerle örtmedik. Ve hiçbir yasak, hiçbir baskı, hiçbir emir bizi ondan vazgeçiremeyecektir” şeklinde konuştu. Sönmez, bu haftanın Anneler Günü olması sebebiyle ayrı bir önem taşıdığını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Yarın yine bir tüketim şölenine dönüştürülen Anneler Gününü, medyanın çocukları alet ederek reklâm malzemesi yapması ve annelere verilen değeri küçücük ama cepleri yakacak hediyelerle anlatma propagandası arasında geçireceğiz. İnanç Özgürlüğü Platformu’ndaki Anneler olarak devletimizden küçücük bir Anneler Günü hediyesi talep ediyoruz: Sözde değil, özde hürriyet; sözde değil özde özgürlük!”
|
Ahmet İhsan KAYA
/ ANKARA
13.05.2007
|
|
|
TEM’de feci kaza: 4 ölü, 6 yaralı |
TEM Otoyolu’nun Pozantı-Tarsus bölümünde freni boşalan kamyonun 6 araca çarpması sonucu meydana gelen kazada 4 kişi hayatını kaybetti, 6 kişi de yaralandı.
Edinilen bilgiye göre, Ferhat Bektaşoğlu yönetimindeki 60 DS 706 plakalı kamyonun, TEM Otoyolu’nun Mersin’in Tarsus ilçesine bağlı Çamalan mevkii yakınlarında freni boşaldı.
Kontrolden çıkan kamyon, önünde seyreden Yusuf Kolubüyük idaresindeki 01 YD 161, Reşit Gül’ün kullandığı 01 EJ 245, Dede Işıklı idaresindeki 51 DF 312 ve İsmail Ateş idaresindeki 33 TK 215 plakalı otomobiller ile Cebrail Karslı’nın kullandığı 06 SEM 09 plakalı kamyonet ve Nihat Taşçı yönetimindeki 34 ZH 9004 plakalı yolcu otobüsüne çarptı.
Kazada, Huri Gül, Sevda Karslı ve Yusuf Kolubüyük, olay yerinde öldü. Yaralanan Necla Kolubüyük, Emrah Kolubüyük, Reşit Gül, Cebrail Karslı, Hülya Karslı, Dede Işıklı ve Ertan Demirağ ise Tarsus ve Adana’daki hastanelere kaldırılarak tedavi altına alındı.
Ağır yaralanan Cebrail Karslı, kaldırıldığı Tarsus 70. Yıl Devlet Hastanesinde kurtarılamadı.
|
/ TARSUS
13.05.2007
|
|
|
Hicaz Demiryolu, mayın temizliğini bekliyor |
Hicaz Demiryolu Projesi kapsamında, yaklaşık 95 yıl önce yapılan, ancak kullanım dışı kalan 56 kilometrelik Karkamış-Çobanbey hattının Türkiye bölümünün hizmete girebilmesi için mayınlı bölgenin temizlenmesi konusunda çalışmalar sürüyor.
TCDD 6. Bölge Müdürü Hasan Tahsin Köprülü, Eylül 2006’da inşaatı başlanan Karkamış-Çobanbey hattının Türkiye kısmının büyük oranda tamamlandığını, ancak, çalışmaların mayınlı bölgede aksadığını söyledi. Hattın kullanılmayan ve sınır bölgesinde kalan kesiminde mayınların bulunduğunu belirten Köprülü, çalışmaların sürdürülebilmesi için rayların çevresinin en az 10-15 metrelik kısmın patlayıcılardan arındırılması gerektiğini bildirdi.
Genelkurmay Başkanlığı’nın bir rapor hazırladığını ve yakında temizleme çalışmalarının başlayacağını anlatan Köprülü, demiryolunun açılmasının Nusaybin ve Meydan Ekbez hattını da rahatlatacağını dile getirdi. Türkiye kısmında istasyon binasının tamamlandığını vurgulayan Köprülü, Suriye’deki çalışmaların tamamlanmasıyla hattın yıl sonunda açılabileceğini söyledi.
|
/ ADANA
13.05.2007
|
|
|
Yağış müjdesi |
İç Anadolu’nun güneydoğusu, Güneydoğu Anadolu ve Doğu Anadolu bölgelerinde aralıklı olarak yağış bekleniyor.
Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğünden yapılan yazılı açıklamaya göre, Doğu Akdeniz’de devam eden yağışların İç Anadolu’nun güneydoğusu, Güneydoğu Anadolu ve Doğu Anadolu bölgelerinde etkili olması bekleniyor. Açıklamada, oluşabilecek sel, taşkın ve su baskını gibi olumsuz şartlara karşı yetkililer ve vatandaşlar uyarıldı.
|
/ ANKARA
13.05.2007
|
|
|
Patnos’ta su taşkını |
Ağrı’nın Patnos ilçesinde su taşkını sebebiyle evlerini boşaltan 4 aile, çadırlara yerleştirildi.
Alınan bilgiye göre, Dedeli beldesinin Değirmen Mahallesi’nden geçen derenin taşması sonucu bazı evler zarar gördü. Evleri zarar gören 4 aile, Dedeli Beldesi Belediye Başkanlığı tarafından tahsis edilen çadırlara yerleştirildi. Öte yandan derenin taşması sonucu tarım arazilerinin su altına kaldığı, bazı yollarda hasar oluştuğu bildirildi.
|
/ AĞRI
13.05.2007
|
|
|
Asayiş problemi terör kadar tehlikeli |
Ankara Ticaret Odası (ATO), 2002-2006 döneminde işlenen suçların bilançosunu çıkardı. ATO’nun Emniyet Genel Müdürlüğü rakamlarından yararlanarak hazırladığı ‘’Suç Terörünün Bilânçosu’’ raporu, Türkiye’nin asayiş sorununun terör kadar tehlikeli bir tehdit unsuruna dönüştüğünü ortaya koydu.
Rapora göre, sokaklar bir anlamda ‘’eşkıyaya teslim oldu’’. Hırsızlık, yankesicilik, kapkaççılık, darp, yaralama ve mala zarar verme son 5 yılda en çok işlenen 10 suç arasında yer alıyor. Son 5 yılda işlenen suç türlerine bakıldığında listenin başında hep aynı suçların yer aldığı görüldü. ‘’Evden hırsızlık’’, ‘’darp’’, ‘’iş yerinden hırsızlık’’, ‘’otodan hırsızlık’’ ve ‘’yaralama’’, suç sayıları itibariyle yerleri değişse de, suç listesinin değişmeyen ilk beş sırasında yer aldı. Rapor, Türkiye’de ‘’öfke patlaması’’ da yaşandığını gösteriyor. 2002 yılına kıyasla patlama yapan suçlar yüzde 718,5 ile ‘’mala zarar vermek’’, yüzde 660,2 ile ‘’hakaret ve sövme’’, yüzde 592,3 ile ‘’tehdit’’ oldu.
ATO Başkanı Sinan Aygün, rapora ilişkin olarak yaptığı değerlendirmede, Türkiye’nin asayiş bakımından en kötü dönemini yaşadığını ifade ederek, esnafı can ve mal güvenliği kaygısı sardığını, para kazanmanın üçüncü plana düştüğünü belirtti.
Ankara’da bir sitede pek çok kez polise başvurdukları halde organize gasp ve hırsızlık olaylarının önüne geçemeyen esnafın, güvenliği sağlamak için bir hırsız çetesi ile anlaştığını anlatan Aygün, açıklamasında, ‘’Esnaf, hırsızı maaşa bağlayarak, hırsızı hırsıza havale etti’’ sözlerine yer verdi.
|
/ ANKARA
13.05.2007
|
|
|
Papaz müftüden manevî destek istedi |
Alanya’da görevli Alman papaz Joachim Kusch, Alanya Müftüsü Ahmet Turan Akbaş’tan ilçeye kilise yapılması için destek istedi.
Eşi Johanna Kusch ve Alanya’da yaşayan Alman gazeteci Christin Keiner ile Müftü Akbaş’ı ziyaret eden papaz Kusch, Alanya’da çok sayıda yabancı yaşadığını, ancak bunların ibadethanelerinin bulunmadığını belirtti. İlçede bir kilise yapmak istediklerini, ancak bazı kesimlerin buna karşı çıktığını öne süren Kusch, müftüden bu konuda kendilerine manevî destek vermesini istedi. Almanya’da çok sayıda cami bulunduğunu ve kendilerinin de Alanya’da kilise yapmak istediklerini ifade eden Kusch'a Alanya Müftüsü Akbaş, tarafından Almanca ve Arapça Kur’ân hediye edildi.
|
/ ALANYA
13.05.2007
|
|
|
17 üniversite kurulacak |
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda, 17 ilde üniversite kurulmasını öngören kanun tasarısı kabul edildi.
AKP Afyonkarahisar Milletvekili Sait Açba’nın başkanlığında toplanan Komisyon, Karaman, Ağrı, Sinop, Siirt, Nevşehir, Karabük, Kilis, Çankırı, Artvin, Bilecik, Bitlis, Kırklareli, Osmaniye, Bingöl, Muş, Mardin ve Batman’da üniversite kurulmasına ilişkin tasarıyı kabul etti.
|
/ ANKARA
13.05.2007
|
|
|
‘Anne ölümleri önlenebilir’ |
Sağlık Bakanı Recep Akdağ, anne ölümlerinin önemli bir bölümünün düşük maliyetli müdahalelerle önlenebileceğini belirtti.
Sağlık Bakanı Recep Akdağ “Anneler Günü” dolayısıyla yaptığı açıklamada, anneliğin dünyanın en kutsal görevi ve en yüce duygusu olduğunu belirtti. Akdağ, Sağlık Bakanlığı’nın anne sağlığına özel önem verdiğini kaydederek, “Ülkemizde anne ölümlerini en aza indirmek ve tüm annelerin yaşamlarını sağlıklı olarak sürdürmelerini sağlamak temel önceliğimizdir” dedi.
Akdağ, yapılan çalışmalar sonucunda anne ve bebek ölüm oranlarında önemli düşüşler yaşandığını ifade ederek, gelişmekte olan ülkelerde, doğurganlık çağındaki kadınlar arasında gebelik ve doğumun başlıca ölüm sebebi olduğuna dikkat çekti. Bu ülkelerde ayrıca yenidoğan her 12 çocuktan birinin 5 yaşına gelmeden hayatını kaybettiğini ifade etti.
|
/ ANKARA
13.05.2007
|
|
|
KPSS için başvurular 14 Mayıs’ta |
Kamu Personeli Seçme Sınavı’na (KPSS) başvurular 14 Mayıs Pazartesi günü başlıyor.
2007 KPSS lisans düzeyinde, yalnızca A Grubu ve Öğretmenlik kadroları için ‘’Kamu Görevlerine İlk Defa Atanacaklar İçin Yapılacak Sınav Hakkında Genel Yönetmelik’’ hükümlerine göre 30 Haziran ve 1 Temmuz 2007 tarihlerinde yapılacak. Sınav sabah ve öğleden sonra olmak üzere 4 oturumda il merkezleri ile Lefkoşa’da gerçekleştirilecek. 2007 KPSS’ye sadece A grubu ve öğretmenlik kadrolarına atanmak isteyen lisans mezunları girebilecek.
|
/ ANKARA
13.05.2007
|
|
|
|