Dünya Bankası ve Türkiye arasında istihdamı arttırmaya yönelik program kapsamında hazırlanan taslak şekillendi. Yatırım ve iş ortamının düzenlenmesi ile maliyet ve bürokrasinin azaltılmasını öngören düzenlemelerin yaşama geçirilmesi 30 milyar dolara ulaşan cari açığa takıldı.
Devlet Bakanı Ali Babacan da, SSK priminde 5 puanlık düşüşün 1.8 milyar YTL yük getirdiği, mali disiplinin birinci öncelik olduğu yönündeki değerlendirmesiyle, “istihdamın arttırılması projesi”nin kısa vadede yaşama geçemeyeceği sinyalini verdi.
Dünya Bankası ve Türkiye arasında 2006 yılında başlayan istihdamı arttırma projesi ile işgücü piyasalarının esnekleştirilerek aktif işgücü programlarının güçlendirilmesi hedefleniyor. Bu kapsamda, bankalarla şirketler arasındaki ilişkilerin de arttırılması ve reel sektörün finansman kaynaklarına ulaşımının kolaylaştırılması da aynı proje hedefleri kapsamında yer alıyor. Projeye ilişkin taslağın tamamlandığı bildirilirken, işçilik maliyetlerinin de düşürülmesini öngören paketin seçim öncesi yaşama geçirilmesi zor görünüyor.
Ekonomiden sorumlu Devlet Bakanı Ali Babacan da, geçtiğimiz hafta İstanbul’da ekonomi yazarlarıyla yaptığı sohbette bunun sinyalini verdi. Babacan, “Dünya Bankası ile yürütülen bir program var. Ancak bazı konuların mali etkileri söz konusu. SSK priminde 5 puanlık düşüş 1.8 milyar YTL yük getiriyor. Bu az etki değil. Mali disiplin hâlâ birinci öncelik. Çünkü cari açık yüksek” değerlendirmesini yapmıştı.
ÇALIŞMA BAKANLIĞI DA MESAİDE
Bu arada Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı da, kayıt dışı istihdamın daraltılması ve işçilik maliyetlerinin azaltılması konusunda bir “sosyal paket” hazırlıyor. Bu paket kapsamında zorunlu istihdamın şartlarının değiştirilmesi öngörülürken, işsizlik sigortasının da etkin hale getirilmesi planlanıyor. İndirimli sigorta primi uygulamasının, Türkiye geneline yayılarak yeni istihdamın desteklenmesi öngörülüyor.
|