Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 26 Şubat 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Dünya

 

Belçika’da İslâm akademik olarak öğretilecek

Mart tarihinde başlayacak olan Katolik Leuven Üniversitesinin Fransızca eğitim yapan kurumlarına şimdiden 51 öğrencinin yazıldı.

Yetkililer, bu rakamın beklenenin iki katı olduğunu ifade ediyor. Bir yıllık eğitim planı dahilinde Kelâm, Fıkıh gibi İslâmî bilimler verileceği öğrenilirken, projenin koordinatörü Profesör Felice Dassetto verilecek eğitimin imam eğitimi olmadığının altının çizdi. Profesör Dassetto “Öğrencilere sunulacak akademik programın özünde Belçika gerçekleriyle örtüşen bir İslâmiyet anlayışı olacak. Bu bağlamda verilecek derslerin içerisinde mümkün mertebe Türk, Fas yada Pakistan İslâm anlayışından uzakta duracağız.” şeklinde konuştu. Belçika’daki Fransız toplumun 40 bin Euro ile destek verdiği pilot uygulamada öğrenci başına bir yıllık eğitim harcı olarak 230 Euro alınacağı belirtildi.

Öte yandan Belçika’da Müslümanları devlet nezdinden temsil eden kurum olan Belçika Müslüman Temsil Kurumu (Executif) Başkanı Coşkun Beyazgül, Cihan’a yaptığı açıklamada Katolik Leuven Üniversitesi’nin vereceği İslâm eğitimine sıcak bakmadıklarını belirtti. UCL’in akademik seviyede vereceği ilk İslâm eğitiminin ‘İslâm Fakültesi’ olarak değerlendirilmemesi gerektiğini ifade eden Beyazgül, imam-hatip yetiştirme ve atamanın sadece Executif yetkisinde bulunduğunu kaydetti. Lise eğitimi sonrasında herkese açık olacak olan UCL’nin İslâm eğitim programı neticesinde vereceği sertifikanın akademik değerinin olup olmadığı tartışmasına girmek istemediğini söyleyen Coşkun Beyazgül, Belçika Müslüman Temsil Kurumu olarak kendilerinin o sertifikayı tanımadıklarını da sözlerine ekledi.

Verilecek sertifikanın imam olarak atanmak için yeterli olmayacağını kaydeden Beyazgül, eğitim sonrasında elde edilecek sertifika ile farklı akademik kürsülerde bilimsel araştırmalar yapılabileceğini duyurdu. Katolik Leuven Üniversite’nin İslâm eğitimini İslâm Fakültesine doğru atılmış bir adım olarak değerlendiren Executif Başkanı Beyazgül, İslâm bilimlerini verecek öğretim üyelerinin Türkiye ya da Fas gibi Müslüman ülkeler yerine Fransa’nın özel üniversitelerinden çağrılan öğretim üyelerince verilecek olmasını eleştiriyor.

Coşkun Beyazgül öğretim üyelerinin seçimini “İşe göre adam yerine adama göre iş” olarak değerlendiriyor.

Katılımın beklenenden fazla olmasını ise Executif Başkanı Beyazgül, resmi tanınmış dinler arasında bulunan İslâmiyet’in ilk kez bu yıldan itibaren camilerin tanınacak ve imamların maaşa bağlanacak olmasına bağlıyor.

/ BRÜKSEL

26.02.2007


 

Gül: Herkesle görüşüyoruz

Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, İslâm Konferansı Örgütü (İKÖ)’nün 7 önde üye ülkesi dışişleri bakanları ile Filistin sorunu başta olmak üzere Ortadoğu’daki gelişmeleri ele almak üzere İslamabad’da bir araya geldi.

Gül ilk gün ki temaslarında İslamabad’daki Türkiye Büyükelçiliği’nde Mısır Dışişleri Bakanı Ahmet Ebul Geyt ile bir araya geldi. Mısır’ın, 2003 yılında Kıbrıs Rum Kesimi ile birlikte “münhasır ekonomik bölge” anlaşmasına imzalamasının ardından konu gündeme geldi ve Gül, görüşme sonrasında yaptığı açıklamada, “Bir heyet göndereceğiz, onlar da bir heyet gönderecek. Konuşacaklar” dedi. Diplomatik kaynaklardan edinilen bilgilere göre Mısırlı Bakan, Rumlarla imzalanan anlaşmayı kastederek, “Türkiye’ye karşı bir tutum değil. Bunu konuşalım” dedi.

Bu arada iki bakan görüşme sonrasında büyükelçiliğin bahçesinde bir süre yürüdü. Bu sırada Arap Ligi Genel Sekreteri Amr Musa ile cep telefonundan konuşan Mısır Dışişleri Bakanı Gül, telefonu Gül’e uzattı. Musa, Gül’ü, önümüzdeki hafta Mısır’ın başşehri Kahire’de yapılacak “Arap Ligi” toplantısına davet etti. Gül de, daveti kabul etti. Türkiye, Arap Ligi’nin “gözlemci” üyesi.

/ İSLAMABAD

26.02.2007


 

İran: Uzaya roket fırlattık

İran yönetimi, nükleer programından dolayı ABD ve İsrail ile arasında tansiyonun yüksek olduğu bir dönemde uzaya ilk roketini fırlatmayı başardığını duyurdu. İran devlet televizyonundan yapılan duyuruda “İlk uzay roketi başarılı bir şekilde uzaya gönderilmiştir” denildi.

Ancak haberde roketin ne zaman fırlatıldığı ve menzili konusunda bir bilgi verilmedi.

İran devlet televizyonuna konuşan İran Havacılık Araştırma Merkezi Başkanı Muhsin Bahrami, “Fırlatılan roket savunma ve bilim bakanlıkları tarafından araştırmaya yönelik geliştirilen bazı materyalleri taşıyor” dedi. Ancak Bahrami, bu materyaller konusunda bir bilgi vermedi.

İran’ın bu roketi fırlattığına yönelik iddiası, daha önce duyurduğu kendi yapımı uyduları uzaya yerleştirme hedefine yönelik ilk adım olarak görülüyor. İran, son birkaç yıldır kendi uzay programı konusunda oldukça ciddi bir çalışma içine girmişti.

Ekim 2005’te de İran-Rusya ortak yapımı bir uydu uzaya gönderilmişti. Sina - 1 isimli bu uydu İran’ın uzaya gönderdiği ilk ve tek uydu olurken, Tahran Sina - 1’in amacının da iletişim ve araştırma olduğunu duyurmuştu. İran, önümüzdeki 3 yıl içerisinde de kendi yapımı olan birkaç uydunun uzaya fırlatılmasının hedeflendiğini açıklamıştı.

Televizyona bir açıklama yapan Savunma Bakanı Mustafa Muhammed Necar da İran’a 1979’dan bu yana uygulanagelen ambargoların, kendilerini havacılık ve uzay sanayi konusunda kendi sanayilerini geliştirmeye yönelttiğini dile getirdi. Necar, şu an yeni uydular ve uzaya uydu gönderebilecek roketlerin inşası için çalıştıklarını dile getirdi.

/ TAHRAN

26.02.2007


 

Lahey’de Hocalı katliâmı konferansı

Iğdır Belediyesi, Hollanda’nın Lahey şehrinde “Hocalı Soykımı ve Yakın Tarihte Türklere Yapılan Katliâmlar” adı altında konferans düzenleyecek. Iğdır Belediyesi, 26 Şubat 1992 yılında Ermenilerin Azerbaycan’ın Hocalı bölgesinde yaptıkları katliama ilişkin konferans düzenleyecek.

Lahey’de düzenlenecek olan konferansa çok önemli isimler katılacak Emekli Büyükelçi Bilal Şimşir, emekli Orgeneral Necati Özgen, Prof. Dr. Yakup Mahmudov, Doç Dr, Kerim Şükürov, Araştırma Görevlisi Yalçın Sarıkaya, Prof. Dr. Osman Metin Öztürk, Prof. Dr. Havva Mehmedova, Öğretim Görevlisi Aslantürk Akyıldız ve Sefa Yörükel konferansta konuşma yapacak. Konferansa ilişkin açıklamada bulunan Iğdur Belediye Başkanı Nurettin Araz, “Uluslararası Adalet Divanı Lahey’de bulunduğu için sesimizi buradan duyurmak istiyoruz. Bu soykırımı, bu katliâmı tüm dünyaya duyuracağız” dedi. Konferansın Lahey’de düzenlenmesinin bir başka gerekçesinin Lahey’de 2 bine yakın Iğdırlı olmasına bağlayan Araz, Ermenilerin, konferansın Lahey’de yapılmasına karşı çıktığını iddia etti.

Araz, “26 Şubat 1996 tarihinde Ermeni askeri birlikleri tarafından Azerbaycan’ın Dağlık Karabağ bölgesindeki Hocalı şehrinde yaşayan Azerbaycan Türklerine karşı yapılmış, 613 insan hunharca katledilmişti. Olaylar sırasında 478 insan yaralandı. Bin 275 Azeri Türkü de esir alındı. 150 kişi ortadan kayboldu. Katledilenlerden 63’ü çocuk, 106’sı kadın, 70’i ise yaşlı insanlardı. 8 aile tamamen katledildi. 25 çocuk, hem anne, hem de babasını kaybetti. Esir olan çocuklar tecavüze uğradı. Bir çok savunmasız insan uzuvları diri diri kesilmek üzere akıl almaz işkencelere maruz bırakıldı. Esir alınmış 68 kadından ve 26 çocuktan bugüne kadar haber alınamadı.

/ LAHEY

26.02.2007


 

İsrail askerleri Nablus’a girdi

İsrail askerlerinin Batı Şeria’nın en büyük şehri Nablus’a girdiği ve şehir merkezinde sokağa çıkma yasağı ilân edildiği bildirildi. İsrail ordusu, militanları tutuklamak için başlatılan operasyonun başında şehirde bir patlayıcı fabrikasının ortaya çıkarıldığını, askerlere birkaç noktadan ateş açılması üzerine ateşe karşılık verildiğini açıkladı.

Çatışmalarda ölen ya da yaralanan olup olmadığı konusunda bilgi verilmedi. Görgü tanıkları, askerlerin buldozerlerle desteklenen 80 kadar askerî ciple şehre girdiğini, buldozerlerin geçişi engellemek için ana yollara moloz yığdığını söyledi. Kentin ana girişinin de İsrail askerlerince kapatıldığı belirtildi. Filistinli doktor Hasan Hamdan, askerî ciplerin şehirdeki büyük hastahanenin girişini kapattığını söyledi.

/ NABLUS

26.02.2007


 

‘İngiltere’ye yönelik tehdit had safhada’

İngiltere’de yayımlanan The Sunday Telegraph gazetesinin ele geçirdiği gizli bir raporda, İngiltere’ye yönelik tehdidin 11 Eylül saldırılarından bu yana en yüksek seviyeye ulaştığı bildirildi.

Gazetenin haberinde, istihbarat birimleri tarafından hazırlanan raporda, İngiltere’ye yönelik tehdidin El Kaide’nin İngiliz vatandaşlarından oluşan hücrelerinden kaynaklandığına işaret edildiği kaydedildi.

Bu hücrelerde görev yapan ve intihar eylemleri düzenlemeye hazır bekleyen aylamce sayısının da raporlarda 2 bin olarak geçtiği belirtilen haberde, raporda “saldırı tehdidinin eskiden düşünüldüğünden ve inanıldığından çok daha yüksek olduğu” uyarısında bulunulduğu bildirildi.

/ LONDRA

26.02.2007


 

Cheney’in uçağı arızalandı

Avustralya’yı ziyaretini tamamlayarak ABD’ye dönmek üzere yola çıkan ABD Başkan Yardımcısı Dick Cheney’i taşıyan uçağın, arıza sebebiyle Singapur’a indiği bildirildi.

Beyaz Saray’dan konuya ilişkin yapılan açıklamada, Cheney’in uçağında küçük bir mekanik arıza meydana geldiği ancak güvenlik kaygısı oluşturacak bir durum olmadığı belirtildi. Açıklamada, uçağın Singapur’a inerek yakıt ikmali yaptığı kaydedildi. Avustralya Başbakanı John Howard, söz konusu Beyaz Saray açıklamasından önce basın mensuplarına verdiği bilgide, Cheney’i taşıyan uçağın Singapur’a yönlendirildiğini, ancak bunun nedeninin ne olduğu hakkında bir fikrinin bulunmadığını söyledi.

/ WASHINGTON

26.02.2007


 

‘Kelly intihar etmedi, öldürüld

İngiltere’de silah denetçisi Dr. David Kelly’nin 2003 yılında intihar olduğu öne sürülen ölümünü soruşturan Liberal Demokrat Parti milletvekili Norman Baker, “Kelly’nin kesinlikle intihar etmediği, öldürüldüğü” sonucuna vardığını açıkladı.

BBC 2 televizyonunun “Canspiracy Files” adlı programına açıklamalarda bulunan Baker, Kelly’nin “başkaları tarafından planlı olarak öldürüldüğünü” söyledi. Kelly’nin kanındaki ağrı kesici ilacın ölüme yol açacak dozda olmadığını belirten Baker, elindeki kesin delilleri polise teslim edip soruşturmanın yeniden açılmasını sağlamayı düşündüğünü bildirdi.

Bu arada Kelly’nin eski meslektaşı Amerikalı silah uzmanı ve denetçisi Richard Spertzel, Kelly’nin Irak gizli servisi tarafından öldürülmüş olabileceği iddiasını ortaya attı. Kendisi ve diğer birçok silah uzmanı ve denetçisinin de Iraklıların ölüm listesinde olduğunu öne süren Spertzel, kendisinin listenin üçüncü sırasında bulunduğunu, Dr. Kelly’nin de kendisinin ardından listede yer aldığını iddia etti.

/ LONDRA

26.02.2007


 

Fetva ile gelen özgürlük

Endonezya'nın Açe bölgesinde 17. yüz yılda yaşayan dönemin şeyhulislamı Şah Kuala'nın, ''kadın sosyal yaşamın her yerinde bulunabilir'' şeklinde verdiği fetvayla birlikte, bölgedeki kadınlar geçmişten bugüne toplumsal hayatın her safhasında erkeklerle birlikte yer alıyor. Endonezya'nın Sumatra Adası'nın batısında yer alan ve 4.5 milyon nüfusa sahip olan Açe, kadının toplumsal yaşamın her alanında erkeklerden daha fazla ön plana çıkmasıyla dikkati çekiyor

Bölgede kadının 17. yüz yıldan itibaren ön planda yer aldığını ifade eden Açeli yetkililer, bunun da o dönemde Açe Sultanlığı'nda Şeyhulislam olarak görev yapan Şah Kuala'nın verdiği fetvadan kaynaklandığını kaydettiler.

17. yüz yılda Açe Sultanlığı'nda Şeyhulislam olan ve Açe'de adına üniversite bulunan Şah Kuala'nın, kadın haklarının korunması konusunda önemli çalışmalar yaptığı bildirildi.

Açe halkı tarafından çok sevilen Şah Kuala'nın tsunami felaketinde etkilenen ve yeniden düzenlenen mezarındaki kitabede, ''kadın haklarının koruyucusu, büyük alim'' yazısı yer alıyor.

Kur'an-ı Kerim'i Açe diline ilk çeviren kişi olarak da bilinen Şah Kuala'nın yaşadığı dönemde ''kadının sosyal yaşamın her yerinde yer alabileceği'' yönünde verdiği fetvanın ardından Açe'de 4 kadın sultanın tahta oturduğu belirtildi. Açe

Sultanlığı'nda ayrıca kadın ordu komutanı, kadın amiraller ve kadınlardan oluşan orduların da bulunduğunu belirten yetkililer, halen Açe'de kadınların birçok kamu kuruluşunda ve sivil toplum örgütlerinde üst düzey görevlerde yer aldıklarına dikkati çektiler.

İŞ YERLERİNİN SAHİPLERİ DE KADINLAR...

Ailede de kadının ön plana çıktığı Açe'de, geleneklere göre evlenen erkek kadının ailesinin yanına gidiyor. İlk çocuk olana kadar ailenin yanında kalan çiftler, daha sonra kendi evlerine geçebiliyorlar.

Açe'deki iş yerlerinde ve pazarlardaki tezgahların başında da erkeklerden çok kadınların bulunması dikkati çekiyor. Özel işletmelerin birçoğunun kadınlara ait olduğu Açe'de, kız çocukları eğitimde aktif rol alıyor. Şehirlerde ve kırsal kesimlerde erkek ve kız çocuklarının okutulması konusunda herhangi bir ayrımcılığın olmadığı Banda Açe bölgesinde, üniversitelerde de kadın öğretim görevlileri ve kız öğrencilerin yoğun olduğu gözleniyor.

Camilere de erkeklerle birlikte 5 vakit namaz kılmaya giden, boş vakitlerini burada kitap okuyarak ve sohbet ederek geçiren kadınlar, ayrıca haftanın belirli günlerinde camilerde din eğitimi alabiliyorlar.

Kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan kadınların kurduğu Vali eşlerinin başkanlık yaptığı Kadın Birlikleri Federasyonu ise Açe'de kadınların ekonomik anlamda gelişmesini sağlamak amacıyla proje geliştiriyor ve bu yönde çalışmalar yürütüyor.

/ BANDA AÇE

26.02.2007

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler


 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004