TBMM Başkanı Bülent Arınç, yasama yetkilerine bazı kurumlar tarafından müdahale edilebildiğini, edilmek istendiğini ifade ederek, ‘’Keşke yasamaya bari tek başına başkalarının müdahalesi olmadan sahip olsak diye düşünüyorum’’ dedi.
Arınç, Kanal 7’de yayınlanan ‘’Başkent Kulisi’’ programında gündemdeki konulara ilişkin soruları cevapladı. Hrant Dink cinayetinin ‘’üzücü ve Türkiye için çok büyük bir kayıp olduğunu’’ ifade eden Arınç, Dink’e sıkılan kurşunun ‘’aynı zamanda Türkiye’nin huzuruna, geleceğine, barışına ve dış vizyonuna sıkıldığını’’ söyledi. Cinayeti, ‘’kimin, neden işlediği, arkasında kimlerin olduğu, derin devletin bulunup bulunmadığı, Türkiye’nin gücünün bölünmek mi istendiği yönünde kafalarda bir çok soru bulunduğuna’’ işaret eden Arınç, failin kısa sürede yakalanmasının sevindirici olduğunu söyledi. Arınç, olaydan sonra azmettirici, muhbir, çekilen fotoğraflar, sırt sıvazlamalar, teşvik edici ‘’aslanım, kaplanım’’ ifadelerinin ortaya çıktığını dile getirerek, bütün bunların cinayet kadar vahim, çirkin, düşündürücü olduğunu söyledi.
“BUNA KARŞI DURUYORUZ’’
Geçmişte de bu konularla ilgili komisyonlar kurulduğunu, ancak yaptırımın olmadığının belirtilmesi üzerine Arınç, TBMM’nin 40 yıl öncesine kadar egemenlik hakkını tek başına kullandığını hatırlattı. Son anayasayla birlikte egemenlik hakkının erkler arasında paylaşıldığını anlattı. Arınç, şöyle devam etti:
‘’Yasamayla ilgili bana soracağınız sorulara yeterli cevaplar verebilirim. Keşke yasamaya bari tek başına başkalarının müdahalesi olmadan sahip olsak diye de zaman zaman düşünürüm. Çünkü bu yetkimize bile bazı kurumlar tarafından müdahale edilebiliyor, edilmek isteniyor ve kuşatılmak arzu ediliyor. Buna karşı duruyoruz. Herkes kendi yetkisini kullanmalı. Kimse kimseye müdahale etmemeli. Yetkilerin paylaşımı konusunda anayasal kurallar dikkate alınmalı.’’
Arınç, Meclis Araştırma komisyonlarının çalışmalarında, önlerine ‘’devlet’’ ve ‘’ticari sır’’ kavramlarının engel olarak çıktığını belirterek, 4 yıldır bu ‘’sır’’ kavramına açıklık getirilmesini istediklerini söyledi. Arınç, ‘’ticari ve devlet sırrı duvarı’’na çarptıklarında bunun ilerisine geçemediklerini kaydetti.
“TAM BİR KLİNİK VAK'A”
Kuvayı Milliye Derneğinin açılışından önce tabancaya el konularak, ‘’ölmek de öldürmek de var’’ şeklinde yemin ettirilmesine ilişkin değerlendirmesinin istenmesi üzerine Arınç, olaydan sonra görüntüdeki kişilerin basın toplantısı düzenlediğini ve tam bir klinik vak'a olduğunu kaydetti. Arınç, görüntülerin ‘’korkunç ve iğrenç’’ olduğunu ifade etti.
‘’Laiklik din ve vicdan özgürlüğü değildir’’ sözünün yanlış olduğunu belirten Arınç, şöyle devam etti:
‘’Şöyle söylense, ‘laiklik sadece din ve vicdan özgürlüğü değildir’ denilirse, başka özgürlükler de içerdiğini söylemek anlamında onu kabul ederim. Ama din ve vicdan özgürlüğü, hatta fikir özgürlüğü laiklik için olmazsa olmaz şartlardan birisidir.’ Temel hak ve özgürlükler, laiklik açısından kısıtlanabilir’ buna da katılmak mümkün değil.”
CUMHURBAŞKANI AKP’DEN OLACAK
TBMM Başkanı Bülent Arınç, Cumhurbaşkanı seçimi için gerekli çoğunluğu elinde bulunduran AKP varken, hiçbir AKP’li milletvekilinin ‘’dışardan birini seçelim’’ diye düşünmeyeceğini belirterek, ‘’İçerden olacak, milletvekili olacak ve AK Parti’den olacak. Ben şimdi onların içinde milletvekili olsaydım öyle düşünürdüm, onların da böyle düşüneceğine eminim’’ dedi.
Cumhurbaşkanlığı adayları arasında kendisinin de isminin geçtiğinin belirtilmesi ve ‘’Bu sizi heyecanlandırıyor mu, ne tür duygular, düşünceler yaşıyorsunuz?’’ sorusu üzerine TBMM Başkanı Arınç, Cumhurbaşkanlığı adaylığının ‘’önemli bir konu’’ olduğunu belirtti.
Arınç, ‘’Birileri yakıştırıyor olabilir, bundan kimse şikâyetçi olmaz. Bunlara teşekkür edilir. Ama biz çoluk çocuk değiliz, bu konunun önemli olduğunu, seçecek olanın TBMM olduğunu biliyoruz. Gerçekçi dürüst ve samimi olmak lâzım’’ diye konuştu.
|