Eski İstanbul MİT Bölge Başkanı ve Tüm Özel Güvenlik Dernekleri Federasyonu Başkanı Nuri Gündeş, devletin kendini korumak adına örtülü iç ve dış operasyonlar yapabileceğini savundu.
NTV’de sunuculuğunu Can Dündar’ın yaptığı "Derin Devlet" konulu “Neden” adlı programa katılan Eski MİT'çi Nuri Gündeş, Harp Okulundan mezun olurken Türk bayrağı üzerine konmuş Kur’an-ı Kerim ve silahlar üzerine kutsal devlet için yemin ettiklerini belirterek, “Ben onun için devletin yanına tanrıya şirk koşar gibi ikinci bir devlet fikrine tahammül edemi-yorum. 5-6 kişinin sözde devleti kurtarma amacıyla yapmış olduğu çeteleşmenin bir devlet erki olarak ortaya atılması beni üzüyor, bir asker olarak” dedi.
Devletin ulaşamadığı zamanlarda kendine özgü bazı yasal düzenlemeler getirerek savaşın içine de girebileceğini söyleyen Gündeş, ASALA operasyonu devletin, ne polisinin, ne de jandarmasının askerinin ulaşamayacağı menzillerde savaş veren insanlar olarak oralara gidildiğini söyledi.
Gündeş, yurtdışında operasyonlar yapıldığını belirterek şöyle devam etti:
“Bir insanı oraya göndereceksiniz, cebinde 180 lira para olacak. Ondan sonra kör gözüne parmağı gidecek bir kahvede oturacak, kendisini belli edecek. Bunu aptallar yapmaz. Şimdi bir organize operasyonu nasıl yapacağını bilmek lâzım. Şimdi bakın bizim yaptığımız operasyonlarda tenkit edildi, şu kullanılıyor, bu kullanılıyor diye. Bir operasyon icra eden adamın motifinin uygun olması lazım. Motif nedir? Ya milliyetçidir, ya kin nefret motifidir, ya maddidir. Kin, nefret motifi de izafidir yani şimdiki tabirle görecelidir, geçebilir zamanla. Onun yanında oraya gittiğin zaman hem faaliyet maskesi müsait olacak, hem de yerel müsait olacak. Değilse kabak gibi ortaya çıkar. Burada yapılacak şeyde eğer bir devlet varsa arkasında orada Türk devletinin veya herhangi bir devletin terörist devlet sınıfına girmemesi için de itina gösterilecek.”
Gündeş, daha çok devletin bu operas-yonlarda görevlendirdiği insanların aslında kanun kaçakları ve daha önceki suçlular olmasının çok tartışıldığının belirtilmesi üzerine de “Bizim esas görevlendirdiğimiz insanlar başka devletin vatandaşı olarak Türk insanlar, Türktü öz Türktü” dedi.
Nuri Gündeş, “bu kişilerin suçlu olmadığını, suçlu olan gibi addedilenlerin kendiliğinden bu işe katılanlar olduğunu söyledi.
Devletin kendini korumak adına örtülü iç ve dış operasyonlar yapabileceğini savunan Nuri Gündeş, “Gizli servislerde en önemli unsur devletin milli güvenlik politikası esasları dahilinde, temel cari ve ihtimal istihbaratı alıp devlete vermek. Dünyanın her yerinde gizli servisler devletin doğrudan doğruya bekaasıyla ilgili icrayı içerisine alan bazı faaliyetler verebilir. Biz devletin kademelerinin aldığı tepeden aşağıya kadar kararları ben de buna derin devlet demiyorum ve derin devlet tabiri yerine inşallah arkadaşlar daha güzel bir tabir bulurlar. Bunu da derin devlet demiyorum yani” diye konuştu.
Gündeş, ASALA ile yaptıkları mücadeleden örnekler verirken, Abdullah Çatlı ve Alaattin Çakıcı gibi isimlerden yararlandıkları imasında da bulundu. Çatlı’dan bahsederken Abdullah diye sözeden Gündeş şunları söyledi:
“Şimdi demin söylediği gibi devlet bazen kendisini korur. Şimdi bir de gelelim şeye, Abdullah meselesine. Bir gün ben ima yoluyla söyledim. Dedim ki; bir yerde bulunan kişiler yangın varken 4 kovada ben su atayım derse buna, ya atma mı diyeceğiz. Bir mecmuada benden bir beyanat istediler. Alaattin Çakıcı’yı sordular, dedim ki ben Alaattin Çakıcı için; ben devlete böyle sonradan sıkıntı olacak kişi-lerle pek iş yapmadım dedim. Bana mek-tup yazdı hapishaneden. Şimdi dinliyorsa beni yanaklarından öperim devlete eğer hizmeti varsa.”
|