Peygamberimizin aile fertlerini ve onun neslinden gelenleri sevmek, imanın bir gereğidir. Hicrî takvimin ilk ayı olan muharrem ayı geldiğinde, Ehl-i Beytin çektiği ıztıraplar hatırlanır ve çeşitli faaliyetlerle onlar anılırlar. Kendisi de Ehl-i Beytten olan Somuncu Baba’nın adını taşıyan dergi de Şubat 2007 (76.) sayısında Ehli Beyt Sevgisini konu alan bir dosyayla bu anma faaliyetlerine bir katkıda bulunmuş.
Kapağı bu gülleri sembolize eden bir resim çalışmasıyla tezyin edilen dergide, Genel Yayın Yönetmeni İsmail Palakoğlu, Darendeli Hulûsi Efendi’nin Ehl-i Beyti öven eşsiz şiirlerinden örnekler sunmuş.
“Selâm Olsun Peygambere ve Âline” başlıklı makalesinde Prof. Dr. Ali Akpınar; Namazlarda salâvat duâlarını okumayı tavsiye eden, kendi âline duâ etmeyi öğreten Peygamberimiz’in şefkat ve merhamet dolu yüce şahsiyetinden bahsediyor.
Doç. Dr. Kadir Özköse ise yazısında Hz. Ali’nin tarihî kişiliğine işaret ederek şunları yazıyor: “Fütüvvet teşkilâtı, adını Hz. Ali’nin yiğitlik dürüstlük ve güvenilirliğinden almıştır. Hizmette en öne, dünyevî mükâfat söz konusu olunca ise kendini en arkaya almada en güzel örneklerden biridir Hz. Ali. Ancak O, gençliğini, yiğitliğini ve Hz. Peygambere yakınlığını asla istismar etmemiştir.”
Sadık Yalsızuçanlar’ın Tuğrul İnançer ile yaptığı röportajda İnançer; “Kâinatta hem temiz hem de temizleyici olan iki şey vardır. Biri su, biri Ehl-i Beyt-i Mustafa. Hem temiz, hem temizleyicidirler. Ayrıca saygı bir davranış biçimidir. Sevgi ise bir gönül meselesidir. Resulullah’ı ve ailesini saymak mümkündür. Terbiyeli insanlar bunu yaparlar. Sevmek ise, yüksek gönül sahibi olan insanlara mahsustur” gibi tesbitlerini aktarıyor.
|