Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 03 Şubat 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Kariyer

Bugün burada ya yarın?

Bir seyahate çıkmak, hele ülke dışına çıkmak ve “Acaba oralarda ne var?” düşüncesiyle alışılmış bir ortamdan başka ortamlara gitmek, merak duygularını deştiği kadar haz da verir insana. Öyle ya, insan monotonluktan kurtuluyor ve seyahat etmenin insan ruhuna kazandırdığı o enginliği tadıyor.

Seyahatin iki hazzı var. Biri seyahat esnasında tadılır ve diğeri ise seyahatten sonra yakınlarının yanına döndüğünde.

Seyahat esnasında görmediği yerleri görür insan, hiç karşılaşmadığı insanlarla karşılaşır; gördüklerinin hepsinin kendisine ne kadar benzediğine ve yine beyazı-siyahıyla hepsinin kendi duygularını yaşadığına şahit olur.

Dünyanın bir ucu ile diğer ucu arasında o kadar da fark yokmuş. Ha Anadolu’nun bağrında ömür tüketenler, ha denizden birkaç metre düşük bataklıkla kaplı Nederland’ın deltasında kalanlar… Hepsi bu dünyanın insanları; biz onlar gibi ve onlar bizim gibi…

Büyük Peygamber, “Seyahat ediniz ki, sıhhat bulasınız” buyurmaktadır. Dünyayı bilmek ve tanımak, kendini tanımak anlamına gelmez mi bir bakıma? Çevre ile ne kadar iletişim içine girerse insan, o kadar kendini tanıma fırsatını yakalar. Kendisi gibileri ona bir ufuk olurlar. Onlarda gördüğü güzellikleri üzerinde uygulamayı dener. Bir değişikliğin içine girer ister istemez, sevinir bir artı kazandığı için.

Alpler’in iki bin dokuz yüz altmış iki metrelik yüksekliğine çıkınca, sanki dünyaya üstten bakmış gibi bir duyguya kapıldım. Avusturya’nın “Tıroler Zugspıtzbahn” a teleferikle çıkarken her zaman bir arada bulunduğumuz insanlardan farklı bir konum özelliğine sahip olma duygusunu duymamak mümkün değil. Tam zirveye çıkınca, başkalarına çok yüksekte olan dağlar tamamen altımızdaydı. Biz bu zirvenin üstünde. Aşağıdan bakmanın ne olduğunu bilenler çok; ama yukarıdan bakmanın hazzına erenler ise çok az.

“Herkes dağa tırmanır. Ama dağa çıkan ancak Musa olur.” Tırmanma zahmetine katlanmayanlar hangi duyguyu yaşar acaba?

Dünyanın bir ucundan diğer ucuna gidip oraları inceleyenler, bir dünya kadar zenginliklere sahip olurlar elbet. Bütün tehlikelere rağmen bir tekneyle dünya turuna çıkanlar, bu duyguyu mu beslerler içlerinde.

Seyahatin anlamlılığı böyle kısır ifadelerle ortaya konulmaz elbette. Herkesin bundan yararlanması da değişik. Biri düz ovadan hoşlanıyorsa bir diğeri yükseklerin cazibesine daha çok kapılır. Yüksekler bazılarının midesine dokunur. Biri cemal yoğunluklu manzaralardan hoşlanıyorsa ve diğeri ise celâl yüklü manzaralardan… Anlayacağınız, dünyada kaç milyar insan varsa, o kadar çeşniler var yeryüzünün gezilerinde. Dünya da herkese cevap verecek nitelik ve zenginlikte.

Gelelim seyahatten sonraki hazza. Dünyanın bir köy haline gelmediği eski zamanlarda daha çok yaşanır ve hissedilirdi. Biri gurbetten mi geldi, doluşulurdu etrafına. Artık o onlara göre bir bilge insandı. Bilmediklerini bilmiş ve görmediklerini görmüştür çünkü. Onlarda olmayan bir artısı vardır çünkü. Yine eskiden ya gurbet saikiyle ya da bir savaş esiri olmaktan uzun yıllar doğduğu yere dönemeyip sonra bir fırsatını bularak çoluk çocuğunun yanına dönenler, köy ve kasabalarında fikir danışılır insan konumunda tutulurlardı.

Benim dinlemekten son derece yorulduğum asker ve gurbet hikâyelerini anlatanların aldığı hazda bu öz yatmaktadır.

Şimdi ise, bu gezileri daha entelektüel ve daha kültürel yönü ağır basan şekle sokabiliriz. Sıradan bile olsa, bir yerden bir yere gidilen yerlerde bu gözle bakılırsa, söz konusu olan hazzı derinden hissetmemek mümkün değil.

Dünyanın bir köy haline gelmesinin, yani herkesin gidip geleceği kadar küçülmesinin bir avantajı olmalı bizde. Artık Yaratıcının Celâl ve Cemal sıfatlarını ve daha bir dizi sıfatlarının tecellilerini yakından ve değişik türde görmek mümkün.

Evet, dün nerde idik ve bugün nerdeyiz ve birkaç dakika sonra bilinmez ki nerde olacağız!...

03.02.2007

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Başlıklar

  “Duygusal zekâ ve mükemmellik vizyonu”

  Dürüstlük hazineden değerlidir

  İhmalleri ve zorlukları aşmak

  Bugün burada ya yarın?

  Sömestr Tatili Eğitim Seminerleri

  ZEKÂ KIRINTISI


 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004