Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 03 Şubat 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Kariyer

İhmalleri ve zorlukları aşmak

Evin içini ihmal etmiş bir babadan hayır gelmeyeceğini, her aile ferdi bilir. İç problemleri görmezlikten gelen bir yöneticinin pupa yelken sağa sola açılması, marifetsiz bir duruştur. Çalışanların memnun olmadığı bir patron bunalımını yaşar. Bu halkaların her süreci uzlaşma ve ortaklıkla aşılabilir.

Hastahane hastaya, okul öğrenciye, devlet vatandaşa, işletme müşteriye, imam cemaate, cezaevi tutukluya doğru hizmet vermeli. Bunun tayin edici parametreleri beraber belirlenmeli.

Ahali, isteyendir. İdareci çözendir. Sorumlu olan yutkunmasını bilendir. Çarenin doğru adresi olmaya namzettir. Hizmet alan, tatmini zor kesimdir. Her defasında fazlasını ister. Bunu yadırgamadan, daha çok onlara hizmet sunmakla mükellef olanlar, yaptıklarının geçerliliğini test ederek, iyileştirme kanallarını çeşitlendirmelidir.

Öğrenciden şikâyet eden eğitimciyi anlamakta zorlanırım. Benzer şekilde çalışanından umutsuz vak’a olarak bahseden yöneticiyi de. Vatandaşı beğenmeyen ve cahil gören aydını da aynı sepete koyun. İşinden şikâyetçi çalışanı da yadırgarım. Ya beğenerek, heyecanla çalışıp sadakatle mutlu olmanın keyfini yaşayacaksınız, ya da yaşayacaksınız.

Fazla insafsız olmayalım. Buna rağmen memnun değilseniz iş değiştirin. Bu mümkün değilse, kanaat ve düşüncelerinizi değiştirin. Kendinize yeni bir çerçeve belirleyin. Ön yargılarınızı ve arka plan düşüncelerinizi gözden geçirin.

Ya da derhal yeni bir iş arayın. Yeteneğinizin, duygularınızın ve beyninizin en çok istediği ve bu güne kadar hep arzuladığınız isteğinize yönelin. Bu değişimin kolay olmayacağına inananlardansanız, daha ciddî düşünme şansınız var demektir.

Geçenlerde bir üst düzey yönetici ile görüşüyordum. Eğitim yöneticisi. Oldukça mustaripti. Eğitimde kalite konusundaki konuşmamıza muhalefet ediyordu. “Altyapı olmadan, fizikî şartlar oluşmadan mümkün değil” deyip, kesip attı. Arkasından ekledi “Çok zor” dedi. Ben de kararlı ve keyifli bir ciddiyetle,“Zor dediğiniz anda çözümün keyfini ve bana duyulan ihtiyacı fark ettim” dedim.

Gerçekten bir şey zorsa, ciddî insana ihtiyaç var demektir. Eğer siz tesbitinizde sabitseniz, zoru çözecek çözümü de bulmak zorundasınız.

Sevgili müdürümüz, bildik klasik reflekslerine sığınmak zorunda kaldı. “Ben bu işi biliyorum. Kesinlikle böyledir” demez mi? Alın size düşünmeyi dondurmuş bir yaklaşım. Danışma ve kendini yenilemeye düşman bir çerçeve.

“Her zaman bir çözüm vardır, beşerî aklın sınırları içinde” dediğimde, telefonda tanıştığımız müdür, bekledi “Haklısınız...” iltifatını(!) benden alamamıştı. Duraksaması bile zihni tepkiye hazırlandığını gösteriyordu ki, benim açımdan anlamlı bir sonuçtu.

Daha ilerisini de söyleyeyim. “Bizim alanımızla ilgili, dışardan destek almamız, kurumumuza ve mesleğimize hakarettir” demez mi? Doğrusu sakince dinlemeye devam ederek, açmazında direnen ve kendince makamın otoritesi ile rahatlamadığını yansıtan bir yetersizlik kurgusu ile davranması, benim sorumluluklarımın kat kat fazla olduğunu bana öğretmişti. Ancak yetkilimizin benzer şekilde öğrenmeye niyeti yoktu.

Sürekli öğrenme ve farklı bir şeyi algılamaya dönük bir sorgunun içinde değildi. Yine de konuşma seyri içinde beni dinlemeye başlamıştı. Farklı bir şey söylediğimi anlamıştı. Ezberi bozuluyordu. Görüşme isteği ile kısa tutmayı tercih etmiştim.

Düşündüm ki, yaptığı işin zorlukları altında ezilen ve çevresine çaresizlik öğreten bir yönetici, acaba ne işe yarar? Yaklaşımlarını değiştirerek yeni sonuçlara ulaşamaz mı? Acaba iki günlüğüne bir başka misafir yönetici bulsa da kendini sonuna kadar sorgulasa, aynada kendisini görmesine destek istese, saçı önüne dökülse bir şeylerin müzakere kapısı açılmaz mı?

Problem beşerî ise, çaresi de aklîdir. Sistem aklın ürünü ise değiştirilebilir, yargılanabilir, sorgulanabilir ve daha iyisine yol açacak bir büyümeye ve kendini aşmaya gidebilir. Yeter ki, biz yokken de hayatın, makamın ve sorumlulukların devam edeceğine inanalım. Başkasının da gerekliliğine samimiyetle sahip çıkalım.

İsmail BEREKET

03.02.2007

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Başlıklar

  “Duygusal zekâ ve mükemmellik vizyonu”

  Dürüstlük hazineden değerlidir

  İhmalleri ve zorlukları aşmak

  Bugün burada ya yarın?

  Sömestr Tatili Eğitim Seminerleri

  ZEKÂ KIRINTISI


 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004