Yargıtay’ın Şemdinli davasını görüşeceğini dünkü yazımda hatırlatarak şöyle demiştim: ‘Biliyorsunuz Van Ağır Ceza Mahkemesi iki astsubaya 39’ar yıl ağır hapis cezası vermişti.
Orada da daha ileri bir noktaya gidilemedi.
Ama mahkeme gerekçeli kararında ‘bunların bir amiri yok mu, bunlara bu emri kim verdi’ diye de sordu. Şimdi bugün ne olacak ?
Yargıtay ne yapacak?
Kararı bozacak ve astsubayları serbest mi bırakacak?
Daha kapsamlı bir araştırma yapılarak daha ileri noktalara gidilmesini mi isteyecek?
Trabzon’daki bomba, Yargıtay içtihatına dayanılarak ‘bomba kapsamına’ alınmamıştı.
Bakalım Şemdinli’deki bombalar için ne söylenecek...’
***
Yargıtay dün ne yaptı?
Görevsizlik kararı verdi. Biliyorsunuz,Yargıtay’da bir sürü daire var.
Görevsizlik kararı veren hangisi? Birinci Ceza Dairesi. Ne dedi?
18 Ocak’ta görüşmeye başladığı bu temyiz davasında kendini yetkili görmedi.
Peki, 1. Ceza Dairesi’ne dosyayı gönderen kim? Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı? O bunu bilmiyor muydu? Bilmiyormuş zahir..
***
1.Ceza Dairesi’ne göre bu davaya bakmakla yetkili olabilecek daire hangisi?
9. Daire...
9. Daire neye bakar? Örgütlü suçlara.
Halbuki Yargıtay Başsavcılığı ne demişti? Şemdinli’nin örgüt olmadığını iddia etmişti.
Allah Allah.
***
Ben tecrübeli bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyım... Van Mahkemesi’nin kararından beş ay sonra bu kararı yorumlarken... ‘Oh, nihayet örgüt olduğu anlaşıldı’ diyemiyorum. Bu dosyanın Birinci Daire’ye gitmemesi gerekiyormuş. Peki niye gitti?
Yargıtay, hangi suçun nerede görüşüleceğini bilemiyor mu? Peki, o halde neler oluyor?
***
Dün CNN Türk sitesi Şemdinli’de olanları şöyle anlatıyordu: ‘Şemdinli’de 9 Kasım 2005’te eski PKK’li Seferi Yılmaz’a ait kitabevi bombalanmış, patlamada Mehmet Zahit Korkmaz adlı bir kişi hayatını kaybetmişti.
Bombayı attığı öne sürülen bir kişinin sığındığı otomobil halk tarafından durdurulmuş ve içindeki üç kişi (PKK itirafçısı Veysel Ateş ile astsubaylar Ali Kaya ve Özcan İldeniz) tartaklanarak polise teslim edilmişti.
Aynı gün otomobilde keşif yapan savcı ve Hakkari Milletvekili Esat Canan’ın üzerine de ateş açılmış, bir kişi de burada ölmüştü. Ateş açan kişinin Uzman Çavuş Tanju Çavuş, olayda ölen kişinin de Ali Yılmaz olduğu belirlenmişti. Keşif sırasında, astsubaylara ait olduğu belirtilen sivil arabanın bagajında üç kalaşnikof, el bombaları, resmi evrak ve Hakkari ile ilçelerinin haritası ve bir isim listesi bulunmuştu. Listede bombanın patladığı kitabevinin üzerinin kırmızı kalemle çizildiği belirlenmişti.
Olaydan bir gün sonra PKK itirafçısı Veysel Ateş kitabevine bomba attığı gerekçesiyle tutuklanıp cezaevine konurken, astsubaylar tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmıştı.’
Bunları yazıyorum ama herkes bunların tümünü zaten televizyonda gördü.. Ben de gördüm..
***
Tecrübeli vatandaşlığım burada devreye giriyor.. Birileri top çeviriyor.. Galiba, o bizim televizyonlarda gördüğümüz korkunç görüntüleri bize elbirliğiyle unutturacaklar. Ve araya manzara resmi koyacaklar.
Star, 2 Şubat 2007
|