Dünyada son dönemlerin en çok tartışılan konularından biri olan küresel ısınma, firmaların gelecek planlarında radikal değişikliklere sebep olurken, insanların günlük hayatını da tahmin edilenden daha çok etkiliyor.
Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği (TGSD) Başkanı Aynur Bektaş da bu yıl manto, kaban ve mont gibi ağır hazır giyim ürünlerinin önceki yıllara göre çok satılamadığına değinerek, sektörün buna hazırlıksız yakalandığını ve iç piyasada stok mal tutan, koleksiyon mal yapanların ürünlerinin depolarda kaldığını ifade etti. Bektaş, bunun sonucunda üreticilerde yüzde 30 oranında sermaye kaybı yaşandığını söyledi.
Türkiye İnşaat Sanayicileri İşveren Sendikası Yönetim Kurulu Başkanı Şükrü Koçoğlu da ‘’Küresel ısınma ile birlikte eğer erozyon, çölleşme söz konusuysa bu ülke ekonomisine daha fazla maliyet demektir. Daha fazla maliyet de bir yerde fakirliğe sebebiyet verir. Bu nedenle daha az inşaat yapılacak, daha az ev satın alınacaktır. Kış kış gibi olmalı, yaz mevsimi de yaz gibi olmalı...’’ şeklinde konuştu.
İklim değişiklikleri sonucu ortaya çıkan küresel ısınma, gıda sektörünü de tehdit ediyor. Daha çok kış aylarında tüketilen salep, ıhlamur, meyve ve bitki çayları, pastırma, turşu ve kestane satışları önceki yıllara göre geriledi. Bu durumdan Mısır Çarşısı ve çevresindeki esnaf da tedirgin.
Türkiye Gıda ve İçecek Sanayii Dernekleri Federasyonu (TGDF) Başkanı Şemsi Kopuz da, kuraklığın devam etmesinin kışlık olarak ekilen tahılda yüzde 10 rekolte düşmesine sebep olacağına değinerek ‘’Her bir yüzde 10 rekolte düşmesinin, ekonomiye maliyeti yaklaşık 1 milyar 200 milyon YTL olacaktır. Bu da çiftçiyi zor günlerin beklediğinin habercisidir’’ görüşünü savundu.
Türkiye Süt, Et, Gıda Sanayicileri ve Üreticileri Birliği (SETBİR) Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan da kuraklığın, son yıllarda tarım ürünlerinin fiyatlarında olumsuz yönde spekülatif hareketlere açtığını, hedge fonların bu fırsatları görerek spekülatif oyunları tarım ürünleri üzerinde oynadığını savundu.
|