Kültür-Sanat

Çocuk edebiyatımız dünyaya açılıyor

Çocuk Vakfından yapılan açıklamaya göre, Türk çocuk ve gençlik edebiyatının seçkin örneklerinin dünya çocuklarıyla buluşturulması amacıyla gerçekleştirilen projeye, yaşayan yazarlar kitaplarını önerebilecek, ölen yazarların kitaplarını ise ‘’Değerlendirme Kurulu’’ belirleyecek.

Kitaplar ilk aşamada 42 dünya diline çevrilecek. Çevrilecek diller arasında ‘’İngilizce, Fransızca, Almanca, Çekçe, Panjabi, Arapça, Rusça, Bengalce, Çince, Farsça, İtalyanca, İspanyolca, Japonca, Yunanca, Makedonca, Bulgarca, Tamilce, Rumence, Taylandça, Macarca, Boşnakça, Sırpça, Javaca, Korece, Urduca, Portekizce, Kazakça, Özbekçe, Türkmence, Azerice, Gürcüce, Çingenece, Fince, Ukraynaca, Flamanca, Lehçe, Malayca ve Vietnamca’’ yer alıyor.

Proje kapsamında, ilgili ülkelerin tanınmış çocuk ve gençlik yayın evleri, te'lif ajansları, yazar ve yayıncı örgütleri, çocuk ve gençlik edebiyatı araştırma merkezleri ve Türkçe’den çeviri yapacak Türkologlarla ortak çalışmalar yapılacak.

Proje, Kültür ve Turizm Bakanlığının yürütmekte olduğu Türk Edebiyatının Dışa Açılma Projesi ile ilişkilendirilecek.

Bu arada proje çerçevesinde Değerlendirme Kurulu, hayatta olmayan yazarlardan Eflatun Cem Güney, Oğuz Tansel, Orhan Veli Kanık, Kemalettin Tuğcu, Rıfat Ilgaz, Cahit Zarifoğlu, Fikret Arıt, Sulhi Dölek, Cahit Uçuk, Necati Zekeriya ve Necati Cumalı’nın kitaplarını önerecek.

Projeye kitaplarını öneren 26 yazar arasında Gülten Dayıoğlu, Muzaffer İzgü, Mustafa Ruhi Şirin, Refik Durbaş, Yalvaç Ural, Fazıl Hüsnü Dağlarca da bulunuyor.

“Türk Çocuk ve Gençlik Edebiyatının Dünya Dillerine Çevrilmesi Projesi” Türkiye Editörü Mustafa Ruhi Şirin de yaptığı açıklamada, projenin öncelikli amacının seçkin çocuk ve gençlik kitabı örneklerinin dünya dillerine çevrilmesi, yayınlanması, tanıtılması ve çocuklarla buluşmasına katkı sağlamak’’ olduğunu bildirdi.

26.01.2007

En büyük cihat nefisle olandır

Risale-i Nur Enstitüsü Ankara Şubesi tarafından düzenlenen programda “Risâle-i Nur’a Göre Cihat” konulu bir seminer veren Ali Vapurlu en büyük cihadın nefisle olan mücadele olduğunu, nefsini ıslâh edemeyenin başkasını ıslâh edemeyeceğini söyledi.

Ali Vapurlu seminerde şunları söyledi:

“En küçük dairede en büyük vazife, en büyük dairede en küçük vazife var. Daire küçük diye niye ihmal ediliyor? Büyük daire daha cazip geldiği için. Nefis, taktik uyguluyor. Vazifenin az olduğu sahada insanı meşgul ediyor. Kalbin gıdası verilmeyince nefis galip geliyor. Ebedî bir dünyayı kazanmak veya kaybetmek meselesi başımıza açılmış. Bu dâvânın en büyük vekili ise Risâle-i Nur’dur.

“İttibâ-ı sünnet; farzları işlemek, günahları terk etmek, özellikle namazı tâdil-i erkân ile kılmak, namazın arkasındaki tesbihâtı yapmanın yanında günde en az 5-10 dakika bile olsa Risâle-i Nur okumak bizi talebe-i ulum dairesine dahil ediyor. Ve neticede imanla kabre girmesine yol açıyor.

“Büyük cihadda yani nefisle olan cihatta Allah’a iltica etmek gerekiyor. Peygamberimiz (asm) günde 100 defa istiğfar ediyordu. Peygamber olduğu halde Allah’a sığınması nefsin ne kadar tehlikeli olduğunu gösteriyor. İşte cihadı ekber bu.

“Nefisle olan mücadele ve mücahede farzdır. Hayatımızı zamanın olumsuzlukları ve şerrinden muhafaza etmemiz lazım. Bediüzzaman insanların cihadı ekberle vazifeli olduğunu söyler.

“Küçük cihad harici ve dahili olarak ikiye ayrılmaktadır. Dahili ise maddî ve manevî olarak ikiye ayrılmaktadır. Harici cihad düşmanlarla yapılan savaştır. Geçmişte Kurtuluş savaşında olduğu gibi.

“Dahildeki maddî cihadı Bediüzzaman tasvip etmiyor. “Kur’ân bizi menetmiş” diyor. Dahilde silâhlı bir mücadeleye karşı çıkıyor. “Vazifemiz müsbet hareket etmektir. Kuvvetimizi memleketin asayişini muhafaza için kullanıyoruz” demektedir. Şeyh Said’i bu mânâda ikaz etmiş ve onu yapacağı hareketten men etmeye çalışmıştır.

“En büyük cihad nefisle olan mücadeledir. Nefsini ıslâh edemeyen başkasını ıslâh edemez. Cihadın en önemli noktası budur.”

YENİ ASYA / ANKARA

26.01.2007

‘Edebiyat ve Bursa’ ödülleri sahiplerini buldu

Osmangazi Belediyesi ve Osmangazi Yerel Gündem 21 tarafından edebiyatçı Ahmet Hamdi Tanpınar’ın adını yaşatmak ve Bursa üzerine oluşturulmuş edebiyat eserlerine yenilerini eklemek amacıyla düzenlenen ‘Edebiyat ve Bursa’ konulu araştırma-inceleme yarışmasında dereceye girenlere ödülleri düzenlenen törenle verildi.

Ödül töreni restorasyonu kısa süre önce tamamlanan tarihi Gökdere Medresesi’nde yapıldı. Yarışmaya 13’ü Bursa’dan, 25’i de Konya, Kars, Amasya, İstanbul, Bolu, İzmir, Kayseri, Tekirdağ, Niğde, Tokat, Adana, Diyarbakır, Ordu, Sakarya ve Antalya’dan toplam 38 eser katıldı. Şair Hilmi Yavuz, Yazar Mustafa Armağan, Gazeteci-Yazar Beşir Ayvazoğlu, Yazar Nevzat Çalıkuşu ve Akademisyen Sadettin Eğri’den oluşan seçiçi kurul, yarışmaya İzmir’den katılan Ali Osman Dönmez’i ‘Tanpınar’ın Şiir Estetiği ve Bursa Algısı Işığında Bursa’da Zaman Şiirini Okuma Denemesi’ adlı eseriyle birinciliğe, Adana’dan katılan Ersun Çıplak’ı ‘Ahmet Hamdi Tanpınar ve Bursa’da Zaman’ adlı eseriyle ikinciliğe, İstanbul’dan katılan Yeşim Dinçer’i de ‘Gelenekten Beslenen Yenilikçi: Ahmet Vefik Paşa’ adlı eseriyle üçüncülüğe lâyık gördü. Yarışmanın mansiyon ödülleriniyse ‘Bursa’da Zaman’ın Söz Dizimi Açısından İncelenmesi ve Dil Bilgisi’ adlı eseriyle Bolu’dan Fatma Aksoy ve ‘Ahmet Hamdi Tanpınar’da Devam Ederek Değişmek’ adlı eseriyle Niğde’den Kibar Ayaydın aldı. Seçici kurul, yarışmaya Kayseri’den katılan Dilek Çetindaş’ı da ‘Tarihi Karakterleri, Aitlikleri ile Gönülden Gönüle ve Bursa’ adlı eseriyle özendirme ödülüne lâyık buldu.

Yarışmada dereceye girenlerden birinciye 3 bin 500 YTL, ikinciye 2 bin 750 YTL, üçüncüye de 2 bin YTL verildi. Mansiyon ile özendirme ödüllerini alanlarsa biner YTL’nin sahibi oldu. Birinciye ödülünü Osmangazi Belediye Başkanı Recep Altepe, ikinciye Gazeteci-Yazar Beşir Ayvazoğlu, üçüncüye de Yazar Mustafa Armağan verdi.

Yarışmaya başvurular 28 Ağustos 2006 tarihinde başlamış, 1 Aralık 2006 tarihinde de sona ermişti.

26.01.2007

Galata Surları yeniden incelenecek

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, Galata Surları’nın tarihi geçmişinin, taşıma sırasında malzemeler üzerinde yapılacak inceleme ile yeniden tesbit edileceğini söyledi.

Topbaş, basın mensuplarına yaptığı açıklamada, metronun Haliç geçişi için yapılacak köprü güzergâhındaki Galata Surları’nın taşınmasına 2 No’lu Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nun karar verdiğini, kendilerinden de taşınma yöntemlerine ilişkin proje hazırlamalarını istediğini hatırlattı.

Surların taşınmasına ilişkin hazırlık yaptıklarını kaydeden Topbaş, yöntemlere ilişkin hazırlayacakları projeyi daha sonra basına da açıklayacaklarını söyledi.

Topbaş, ancak duvarların taşınmasına ilişkin farklı değerlendirmeler yapıldığını ve bundan büyük üzüntü duyduğunu dile getirerek, ‘’Bu duvarların taşınmasını bir Süleymaniye ile eşdeğer tutmanın ne kadar bilimsel yaklaşım olduğunu anlamak mümkün değil. Süleymaniye’yi taşımakla onu bir tutarsanız, o zaman dünyada taşınmış olan diğer eserleri nasıl izah edersiniz’’ dedi.

26.01.2007

“Haliç Medeniyetinde Yolculuk”

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür A.Ş Genel Müdürlüğü’nce, Haliç’i kültürel açıdan canlandırmak, İstanbullular’a tarihî ve kültürel duyarlılık kazandırmak’’ amacıyla ‘’ Haliç Medeniyetinde Yolculuk’’ projesi düzenleyecek.

Konuyla ilgili yapılan yazılı açıklamada, proje kapsamında, büyük teknelerle tarihî ve sanatsal ağırlıklı Haliç Kültür Gezileri’nin gerçekleştirileceği kaydedildi.

Açıklamada, Prof. Dr. İskender Pala ve Prof. Dr. Haluk Dursun’un katılımları ile düzenlenecek olan gezilere İstanbullular ücretsiz olarak katılabilecekleri belirtilerek, geziler sırasında san'atçı Mehmet Güntekin’in de çeşitli eserleri seslendireceği ifade edildi.

Haliç Kültür Gezileri’nin 28 Ocak Pazar günü başlayacağı ve her hafta düzenli olarak gerçekleştirileceği ifade edilen açıklamada, gezilere katılmak isteyenlerin ‘’www.kultursanat.org’’ internet sitesinden ücretsiz kayıt yaptırılabilecekleri bildirildi.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş da yaptığı açıklamada, Kültür A.Ş’nin önemli bir projeye imza attığını belirterek, Haliç’in ‘’Altın Boynuz’’ olarak adlandırıldığını hatırlattı.

Topbaş, Haliç kıyılarında farklı medeniyetlerin izlerinin görülebileceğini dile getirerek, Bizans sarayları, surları, mahzenleri ve kapılarının, Osmanlı köşkleri, kasırları, imarethaneleri ve hamamlarının bu bölgede bulunduğunu kaydetti.

26.01.2007

İzmir’de öykü günleri

14 -17 Şubat 2007 tarihleri arasında, İzmir Konak Belediyesi, Edebiyatçılar Derneği ve Ege Kültür Vakfı’nın ortaklaşa düzenlediği 6. İzmir Öykü Günleri gerçekleştirilecektir.

4 gün sürecek bu izlencede ilişik listede de görüleceği üzere Türkiye’nin önde gelen edebiyatçıları, yazarları, eleştirmenleri, dergicileri yer alacak.

26.01.2007

Diyarbakır’da “İnsan ve sanat” semineri

Diyarbakır Eğitim Grubu tarafından ‘İnsan ve San'at’ konulu seminer düzenlendi. Seminerin sunumu Güzel Sanatlar Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Ali Osman Alakuş tarafından yapıldı.

Katılımcıların çoğunluğunu lisans öğrencileri oluştururken, sunum sinevizyon gösterisi eşliğinde gerçekleştirildi. San'atın insanla ilişkisinin ele alındığı seminerde, san'atın İslâm ve dünya tarihindeki yeri hakkında da bilgi verildi. Kâinatta zerreden seyyarelere kadar her şeyde mükemmel bir san'atın var olduğunu belirten Alakuş, insanların ise bu san'atı ancak taklit edebildiklerini açıkladı. Hat, ebru, minyatür gibi san'atların diğer ülkelerdeki san'atseverlerin beğenisine sunulduğu zaman olumlu tepkiler alındığını kaydeden Alakuş, İslâm medeniyetinde varolan bu san'atların modern san'atlarla da kaynaştığından bahsetti. Seminer, katılımcıların sordukları soruların cevaplanıp tartışılmasının ardından son buldu.

Osman SOLMAZ / DİYARBAKIR

26.01.2007

Bütün haberler