|
|
|
Selâhaddin Eyyübi’nin minberi yenilendi |
Müslümanların “ilk kıblesi” olan Kudüs’teki El Aksa Camisinin, 1969 yılında bir Avusturyalı Protestan tarafından yakılan tarihi minberi, 9 Türk san'atçısının da katılımıyla, aslına uygun olarak yeniden yapıldı ve camideki yerine konulmak üzere Kudüs’e getirildi. Ürdün ile İsrail sınırı arasındaki Alenbi köprüsünden kamyonlarla Eski Kent içindeki El Aksa Camisine taşınan minber parçalarının montajına başlandı.
Minberin yeniden yapılması projesinin başkanı Mahmud Bilbeysi, orijinaliyle aynı olan minberin yeniden yapılması sırasında çalıştıkları Türk ustaları övdü. Bunlardan ikisinin montajda da çalışacağını belirten Bilbeysi, “Büyük iş başardılar. Onlardan vazgeçmeyeceğim. Başka projelerimizde de birlikte olacağız” dedi. Kudüs’ün 1187’de Haçlılardan kurtarılması sırasında, Selahaddin Eyyübi tarafından Halep’ten Kudüs’e getirilen ve Selahaddin Minberi olarak anılan minber, 21 Haziran 1969 tarihinde camiyi gezen Michael Denis Ruhan adlı bir Avusturyalı fanatik tarafından, “Mesih’in bir an önce gelmesini sağlamak amacıyla” ateşe verilmişti. Ruhan, camide, etrafında kimsenin olmadığı bir anı kollayarak, beraberinde getirdiği yanıcı maddeleri, ahşap minbere ve etrafındaki halılara dökerek ateşe vermiş; bir anda alev alan minber tamamıyla harap olmuştu. Ruhan ise tutuklanmış, ancak akli dengesinin yerinde olmadığı gerekçesiyle ceza almadan İsrail’den sınır dışı edilmişti. Ürdün Krallığı tarafından masrafları üstlenilen minberin yapımı 1,5 milyon dolara mal oldu. 6 kamyonla getirilen parçalar, İsrail polislerinin olağanüstü güvenlik tedbirleri altında camiye nakledildi. Polis parçaların gelişi sırasında Eski Kent’in cami yakınlarındaki tüm kapılarını kontrol altına aldı, giriş yollarını trafiğe kapadı. Projenin başkanlığını yapan Ürdünlü Mahmud Bilbeysi, AA muhabirine yaptığı açıklamada, minberin yakılmasından sonra Ürdün yanı sıra Suriye ve Mısır gibi ülkelerin minberi yeniden yapmak istediğini, ancak o tarihlerde bunun gerçekleşemediğini anlattı. Orijinal minberin yapımının çok zorlu ve değişik bir çalışma olduğunu ifade eden Bilbeysi, 1993 yılında şimdiki Ürdün Kralı Abdullah’ın babası, o zamanki Kral Hüseyin’in verdiği talimatla minberin yeniden yapılması için çalışmalara başlandığını aktardı.
Bu amaçla El Balka Üniversitesi bünyesindeki İslâm San'atları Enstitüsünün birçok araştırma yaptığını, Kudüs’ten, Londra’da minberin fotoğraflarının bulunduğu müzeden belgeler, fotoğraflar sağlandığını ve bunları çizimlerde kullandıklarını belirten Bilbeysi, minberin yapımında Türkiye, Endonezya, Ürdün ve Mısır’dan özel olarak araştırılıp getirilen 30 usta çalıştığını ifade etti ve çalışmanın 4 yılı aşkın zaman aldığını kaydetti. Minberin yapımında kullanılan ceviz ağaçları bağış olarak Türkiye tarafından gönderildi, fildişi malzemeler Sudan’dan temin edildi.
Amman’daki çalışmalarda, Türkiye’nin son birkaç kündekari ustasından biri olan Mevlut Çiller’in de aralarında bulunduğu 9 seçilmiş zanaatkar çalıştı. Bu ustalardan Mehmet Ali Uçar ile Recep Elitok’un yanı sıra 2 Endonezyalı, 4 Ürdünlü usta da montajı yapmak üzere Mahmud Bilbeysi ile birlikte Kudüs’e geldi. Kündekari, tutkal ya da benzeri yapıştırıcılar veya çivi kullanılmaksızın, ahşabın birbirine tutturulması sanatı olarak tanımlanıyor.
”Büyük iş başardılar”
Proje başkanı Bilbeysi, Türk ustaların çalışmalarını överken, “Büyük iş başardılar” dedi. Kudüs’e gelen iki Türk kündekari ustasını bundan sonra bırakmayı düşünmediğini de ifade eden Bilbeysi, “Elimizde daha pek çok proje var. Bunlardan hemen üçü hazır. Amman’daki Kral Hüseyin Camisi ile Mekke ve Medine’de de birer cami işimiz var. Her iki ustayla da daha uzun yıllar birlikte çalışacağa benziyoruz” diye konuştu. Mehmet Ali Uçar ile Recep Elitok ise yaptıkları işin kendilerine büyük gurur verdiğini ve işlerini çok severek yaptıklarını belirtti. Uçar, “Çıraklıktan yetişme bir kündekariciyim” derken, minberin kündekari işi yanı sıra mukarnaslarını, kakmalarını ve iskeletini Türk ustaların yaptığını, Endonezyalı ustalarınsa oyma işlerini gerçekleştirdiğini anlattı. Recep Elitok da Amman’da çok yoğun bir çalışma yaptıklarını anlatırken, “Gündüz atölyede çalıştım, mukarnasları gece evimde yaptım. Güzel bir iş çıkardık. Çok mutluyum” diye konuştu. El Aksa’nın 16 bin 500 parçadan oluşan yeni minberi, yaklaşık 6 metre boyunda. Montaj çalışmalarına başlayan ekip, çalışmalarını yaklaşık bir hafta sürdürmesi ve şubat ayının ilk cuma namazına kadar minberin eski yerine yerleştirilmesi bekleniyor.
|
/ KUDÜS
26.01.2007
|
|
|
Olmert: Katsav çekilsin |
İsrail Cumhurbaşkanı Moşe Katsav, İsrail Başsavcılığı tarafından “tecavüz” başta olmak üzere bir dizi cinsel taciz suçlamasıyla hakkında suç duyurusu yapılacağının ortaya çıkmasının ardından, “suçsuz” olduğunu ve bir medya lincine maruz kaldığını savunarak, “Ancak Başsavcı hakkımda bir suç duyurusu yaparsa istifa ederim” dedi.
İsrail Başbakanı Ehud Olmert de, Cumhurbaşkanı Katsav’ın bu şartlarda görevinde kalamayacağını söyledi.
|
26.01.2007
|
|
|
Bush’a Demokrat engeli |
ABD Başkanı Bush’un yeni Irak stratejisinin bir ayağını oluşturan Irak’a 20 binden fazla ABD askeri daha gönderilmesine karşı Demokratlar tarafından ABD Senatosuna getirilen tasarı kabul edildi.
Bağlayıcılığı olmayan tasarı 9’a karşı 12 evet oyuyla kabul edildi.
|
26.01.2007
|
|
|
Kongre’ye meydan okudu |
ABD Başkan Yardımcısı Dick Cheney, “Kongre’nin direnmesi, yeni Irak planının uygulanmasını engellemez” dedi.
Senato Dışişleri Komisyonunun, Başkan Bush’un yeni planını “ulusal çıkarlara aykırı” bulan tasarıyı kabul etmesinden sonra CNN’de konuşan Cheney, “Bu bizi durdurmaz. Bu, askerî birlikler açısından da sakıncalı” dedi.
|
26.01.2007
|
|
|
Irwing: Gaz odası yalan |
Avusturya’da yayımlanan kitabında yahudi soykırımını kuşkuyla karşıladığı gerekçesiyle hapse mahkûm edilen ingiliz tarihçi David Irving, Nazilerin ünlü Auschwitz toplama kampında gaz odaları bulunmadığını ileri sürdü.
Irving, İtalya’nın Sky TG24 haber kanalında bugün yer alan açıklamasında, “Nazilerin milyonlarca Yahudiyi öldürdükleri kuşkusuz. Ancak bu Auschwitz’de olmadı” görüşünü savundu. Irving, Nazilerin en korkunç kampı olarak bilinen Auschwitz’de gaz odaları bulunmadığını, en azından, “gaz odaları olduğuna dair tatmin edici bir ipucunun ortada olmadığını” söyledi. Avusturya’da geçen yıl Şubat ayında hapse mahkum edilen Irving, geçen ay bırakılmıştı.
|
/ ROMA
26.01.2007
|
|
|
‘Irak’ın işgali aptalca bir karar’ |
Irak’ın Şiî Devlet Başkan Yardımcısı Adil Abdülmehdi, Irak’ın 2003’ten beri İngiliz-Amerikan koalisyon birliklerince işgal edilmiş olmasının “aptalca bir karar” olduğunun ortaya çıktığını söyledi.
Abdülmehdi, Davos’taki Dünya Ekonomik Forumu toplantılarındaki bir oturumda, “Iraklılar ve Irak işgal edildi, bu aptalca bir karardı” ifadesini kullandı. Mart 2003’teki müdahaleden sonraki dönemde Irak’ın siyasi durumu hakkında değerlendirmelerde bulunan Abdülmehdi, “Biz büyük hatalar yaptık. ABD de ülkedeki şiddeti körükleyen birçok hata yaptı. Bu hatalardan birçoğu ve şiddet olaylarının bir kısmı önlenebilirdi” dedi. Iraklıların yaptığı hatalar arasında, bakanlıkların farklı mezheplere göre dağılımını sayan Abdülmehdi, bunun ülkedeki Kürtler, Şiiler ve Sünniler arasında bölünmeyi hızlandırdığını söyledi. Ülkenin geleceğiyle ilgili olarak da Irak ile 6 komşusu arasında partnerlikten yana olduğunu ifade eden Abdülmehdi, “Irak’taki şiddetin unsurlarından biri bölgesel ortamdır. Bütün ülkelerin partner olduğu bir bölgesel ortam lâzımdır” dedi. İran ve Suriye dahil bütün komşuların katılımıyla, sadece Irak için değil bütün bölge için küresel bir vizyonun ele alınacağı bir yuvarlak masa toplantısına sıcak baktığını söyleyen Abdülmehdi, “Böyle bir oluşum, komşularına katılmak istemesi halinde İran’a daha rahat bir ortam sunacaktır” dedi.
Irak’ta sükûnet ortamına geri dönüş için iyimser olduğunu da ifade eden Abdülmehdi, bunun “Bağdat’a girişlerin denetiminden sorumlu olacak Iraklı birliklerin başkente gelişi ve buradaki birliklerin güçlenmesiyle mümkün olacağını” kaydetti. Başta Şii milisler olmak üzere milislerin silahtan arındırılması için çalışacağına söz veren Abdülmehdi, “Başka türlü başaramayız, devlet elinde silah bulunduran tek merci olmalı. Başka hiçbir örgüt silâha sahip olmamalı” dedi.
|
/ DAVOS
26.01.2007
|
|
|
ABD: İran’ın Irak’a müdahalesi belgelendi |
Amerikan yönetimi, İran’ın Irak’a müdahalesine ilişkin delillere sahip olduğunu, bu konuda daha fazla ayrıntının yakında açıklanabileceğini bildirdi.
ABD Dıişişleri Bakanlığı sözcüsü Sean McCormack, ‘’bazı İranlı ajanların Irak’taki bazı kişi ve gruplarla çalıştığına ve İran hükümeti tarafından gönderildiklerine dair sağlam delillere sahip olduklarını’’ söyledi.
McCormack, gazetecilere yaptığı açıklamada, bu konuya ilişkin ayrıntıların yakında açıklanabileceğini ifade etti. Amerikan ordusu, 11 Ocakta Bağdat’ın kuzeyindeki Erbil şehrinde, Iranlı yetkililerce irtibat bürosu olduğu belirtilen bir binaya baskın düzenlemiş ve 5 İranlıyı tutuklamıştı. McCormack, daha önce yaptığı açıklamada tutuklanan kişilerin, diplomatik pasaport taşımadıklarını söylemiş, Amerikan ordusunun baskınına uğrayan binanın diplomatik statüsü bulunmadığını belirterek ‘’Irak topraklarında, İranlıların kullandığı, oturduğu bir binaydı, resmi, diplomatik bir statüsü yoktu’’ diye konuşmuştu. İran’ı, Iraklı Şii milislere para, teçhizat ve teknoloji yardımı yapmakla suçlayan ABD, tutuklanan İranlıların, Devrim Muhafızları ile bağlantılı olduğunu iler sürmüştü.
|
/ WASHİNGTON
26.01.2007
|
|
|
Bağdat’ta sokaklar silâhlardan arındırılacak |
Bağdat’ın Sadr semtinin belediye başkanı, sokakları silâhlardan arındırmak için siyasi ve dini gruplarla anlaşmaya vardıklarını açıkladı. Rahim El Darraci, anlaşmayı Amerikan ordusu ve Irak hükümetine geçen hafta sunduklarını söyledi.
El Darraci’nin açıklamasının, Amerikan ve Irak askerlerinin bölgede yapmayı planladıkları askeri operasyonun önüne geçmeyi amaçladığı belirtiliyor.
El Darraci, anlaşma çerçevesinde, Şii lideri Mukteda Sadr’ın Mehdi Ordusu milislerinin merkezi olan Sadr’daki güvenlikten Irak askerlerinin sorumlu olacağını söyledi. Mehdi Ordusu milislerinin silah taşımamayı kabul eden gruplar arasında olup olmadığının sorulması üzerine El Darraci, “İstisnasız tüm gruplar’’ dedi.
|
/ BAĞDAT
26.01.2007
|
|
|
Taha Yasin Ramazan’ın kararı ertelendi |
İdamla yargılanan eski Irak Devlet Başkanı Yardımcısı Taha Yasin Ramazan hakkındaki karar 12 Şubat’a ertelendi. Mahkemenin, temyiz mahkemesinin daha önce ömür boyu hapis olan Ramazan’ın cezasının idama çevrilmesi isteği konusunda karar vermesi bekleniyordu.
Ramazan, Kasım ayında Saddam Hüseyin ve eski rejimin diğer üst düzey yetkilileriyle birlikte Duceyl katliâmı sebebiyle yargılandığı mahkemede, insanlığa karşı suç işlemekten ömür boyu hapis cezasına çarptırılmıştı. Aynı davadan yargılanan Saddam Hüseyin ve iki sanık idam edildi.
|
/ BAĞDAT
26.01.2007
|
|
|
|