|
|
|
Faili meçhul kalmasın |
Dink’in öldürülmesine toplumun birçok kesiminden büyük tepki geldi, “Bu cinayet faili meçhul kalmamalı” çağrısı yapıldı. Mazlum-Der, “Dink cinayeti faili meçhul olarak kalmamalı” derken, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti de, devleti “Dink’in katil ya da katilleriyle arkasındaki güçleri en kısa sürede belirleyerek adalete teslim etmeye” çağırdı.
Toplumsal tepkinin gösterilmesi ile ilgili Yeni Asya’ya açıklamalarda bulunan sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, benzer olayların sadece şahıslara değil Türkiye’nin demokrasi, barış ve huzur ortamına yönelik olduğunu ifade ettiler.
SAĞDUYU TOPLUMSAL İRADEYE DÖNÜŞMELİ
Hrant Dink’in Türkiye’yi en az Türkler ve Müslümanlar kadar sevdiğini ifade eden Mazlumder Genel Başkanı Ayhan Bilgen, saldırıyı yaptıranların Türkiye’ye uluslararası çapta zarar verdiğini söyledi.
Toplumun tüm kesimlerinin tepkisini göstermesi gerektiğine dikkat çeken Bilgen, “Hükümet bugüne kadar Dink’i koruyamamakla büyük bir sorumluluk altındadır. Onlarca Hrant Dink’imiz yoktu. Toplum bu olaya sahip çıkmalı ve sağduyuyu toplumsal bir iradeye dönüştürebilmelidir. İspanya’da olduğu gibi yüz binlerce insan bir araya gelerek hakkına sahip çıkmalıdır. Toplumsal tepkinin oluşabilmesi için bu konuda girişimlerde bulunacağız” dedi.
Mazlumder’den yapılan açıklamada ise “Hrant Dink’in yaşamına kasteden faillerin ortaya çıkarılması yetmez, bu suikastlerin ardındaki karanlık güçlerin ve çetelerin de ortaya çıkarılması gerekir. Dink cinayeti faili meçhul olarak kalmamalı, kamuoyu vicdanı biran önce rahatlatılmalıdır” denildi.
SUSURLUK BENZERİ TEPKİ VERİLMELİ
Son zamanlarda ülkede başlayan hoşgörü ve tartışma ortamının karanlık odakları kaygıya ittiğini belirten İHD Genel Başkanı Yusuf Alataş, Türkiye’deki barış, kardeşlik ve insan hakları mücadelesini kimsenin engelleyemeyeceğini söyledi.
Susurluk olayında gösterilen toplumsal hassasiyetin daha organizeli bir şekilde gösterilmesi gerektiğine işaret eden Alataş, “Hepimizin, bütün sivil toplum kuruluşları, meslek kuruluşları, odaların, bu ülkede barıştan, demokrasiden, insan haklarından yana olan bütün kurum ve kuruluşların cinayet karşısında sessiz kalmaması ve dayanışma içerisinde tepkisini ortaya koyması son derece önemlidir. Bu yüzden de Susurluk olayında gösterilen toplumsal hassasiyetin daha da organize biçimde gösterilmesi gerekir. Aksi halde bu menfur cinayet korkarım ki son olmayacaktır. Sadece şahıslar değil bu ülkenin demokrasisi de tehdit altındadır” dedi.
TEPKİLER KALICI OLMALI
İnsan Hakları savunucusu Şanar Yurdatapan da benzeri olaylar üzerine sokaklara çıkıp protesto edildiğini ancak daha sonra bunun unutulduğunu açıkladı. İnsan hak ve hürriyetlerine yönelik saldırı ve ihlâllere karşı gösterilecek tepkilerin kalıcı hale gelmesi gerektiğini ifade eden Yurdatapan, “Sokaklara çıkıp sonra eve gidiyoruz. Bunu kalıcı hale getirmenin yollarını aramalıyız. Bunlardan biri de 301 ve benzeri konularda mahkemelerde davalar açtırmak. Bu şekildeki yoğun müracaatlar devletin başına bela olur. Bu konuda işlem yapılması zorunludur. Bu yoğunluk herhalde yetkililere bir şeyler anlatacaktır” şeklinde konuştu.
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nden yapılan açıklamada da saldırının, Dink’in kişiliğinde bir yanıyla Türkiye Cumhuriyeti’nin demokratik geleceğine, öbür yanıyla da ifade özgürlüğüne yönelik olduğu belirtilerek şöyle denildi: “1999 yılından bu yana yaşanan ilk ölümcül saldırı olması da yeniden geçmişe dönülebileceği kuşkusunu gündeme getirmiştir. Yetkilileri, Dink’in katil ya da katilleriyle arkasındaki güçleri en kısa sürede belirleyerek Adalete teslim etmeye çağırıyor, önceki benzerlerinde olduğu gibi faili meçhuller arasına katılmaması için gereken özenin gösterilmesini bekliyoruz.”
Agos Gazetesi yazarı ve Hrant Dink’in yakın arkadaşı Aydın Engin, Dink’in öldürülmesiyle barışa giden yolun dinamitlendiğini söyledi.
Türk Eczacıları Birliği Genel Başkanı Mehmet Domaç, ‘’Gazeteci Hrant Dink’e yapılan ve demokratik gelişimi tehdit eden bu hain saldırıyı şiddetle kınıyoruz’’ dedi.
Yükseköğretim Kurulu Başkanlığınca (YÖK), Dink’e yapılan saldırının ülkede barış ve kardeşliği hedef aldığı belirtilerek, ‘’Bu cinayet, Türkiye’yi uluslararası camiada güç duruma sürükleyen ağır bir darbedir’’ denildi.
Anavatan Partisi Genel Başkanı ve Hatay Milletvekili Züheyir Amber, ‘’Bu saldırı yalnız Ermenilere değil, Türkiye Cumhuriyetine karşı yapılan saldırıdır’’ dedi.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş cinayetin herkesi derinden etkilediğini belirterek, ‘’Millet olarak derinden sarsıldık, ama sağduyuyla bunun da üstesinden gelmeliyiz. Başta ailesi olmak üzere, tüm yakınlarına, Agos çalışanlarına başsağlığı diliyorum. Milletimizin başı sağolsun’’ dedi.
Hak İşçi Sendikaları Konfederasyonu Genel Başkanı Salim Uslu, gazeteci Hrant Dink’in öldürülmesini kınayarak, Dink’in şahsına yapılan menfur saldırının Türkiye’nin iç barışına, istikrarına ve uluslararası itibarına yapıldığını ifade etti.
TÜSİAD Başkanı Ömer Sabancı, ‘’Demokratik gelişimi dehdit eden bu olayı kınıyorum’’ dedi.
Türkiye Genç İşadamları Konfederasyonu (TÜGİK) Genel Başkanı Hazim Sesli, Hrant Dink’e yapılan saldırının, Dink’in şahsından ziyade, yolu barıştan geçen Türk vatandaşlarına yapıldığını bildirdi.
Tüketiciyi Koruma Derneği (TÜKODER) Genel Başkanı Ali Er, ‘’Bu olay, karanlık güçlerin en temel hak olan yaşama hakkına yaptıkları haince bir saldırıdır. Türkiye’de yaşayan tüm insanların barış içinde ‘Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşı’ olarak yaşamlarını sürdürmeleri karanlık güçleri rahatsız etmiş olmalı ki bu hain saldırıyı gerçekleştirmişlerdir’’ diye konuştu.
Memur Sendikaları Konfederasyonu (Memur Sen), TMMOB Makina Mühendisleri Odası ve Türkiye Gençlik Federasyonu da, gazeteci Dink’in öldürülmesini kınadı.
MÜSİAD Başkanı Ömer Bolat da , “Ülkemizde huzuru sağladığımız, istikrarı yakaladığımız ve dev adımlarla ilerlemeye çalışacağımız bu dönemlerde birileri ısrarla bu huzuru bozmaya çalışıyor. Huzurdan huzursuzluk duyanlar var. Türkiye, çok önemli ve yönetilmesi zor bir ülke. Bir kaç yıl huzurlu, istikrarlı geçtiği zaman hemen birileri düğmeye basıyor ve Türkiye lehine olaylar çıkarmaya başlıyor. Bu cinayetlerle Türkiye’nin özellikle batı dünyasındaki imajı bozulmak isteniyor. Böyle dönemlerde iktidarı, muhalefeti, medyası, sivil toplumu olarak tek vücut durmalıyız’’ dedi.
Uluslararası Af Örgütü, Hrant Dink suikastının üzücü olduğunu bildirdi ve ‘’tarafsız ve kapsamlı bir soruşturma’’ çağrısında bulundu.
Türkiye Sağlık İşçileri Sendikası Sağlık-İş) Genel Başkanı Mustafa Başoğlu, Hrant Dink cinayetini işleyenin Türk olamayacağını belirterek, "Bunu bir Türk'ün yaptığına inanamam, çünkü hiçbir Türk ülkesinin aleyhine bir davranış içine giremez" dedi
|
Kemal BENEK
/ ANKARA
21.01.2007
|
|
|
Çok amaçlı bir provokasyon |
Agos gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’e yönelik suikastın, geçen yıl gerçekleşen Danıştay saldırısı, Trabzon’daki rahip cinayeti ve İstanbul İsmailağa Camiindeki çitte cinayetlerin bir devamı olabileceği ve çok yönlü amaçları öngördüğü belirtilirken, AB sürecinin sabote edilmesi, cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde ortamın gerginleştirilmesi ve ülkenin istikrarsızlaştırılması, Ermeni soykırımı iddiaları karşısında Türkiye’nin daha da zora sokulması, bu amaçlardan ilk akla gelenler olarak ifade ediliyor.
Tertipleri boşa çıkarmak için...
Suikasta öngörülen muhtemel hedefleri boşa çıkarmak için, iki yılı aşkın bir süredir ara verilen AB reformlarının tekrar hızlandırılması ve bu çerçevede Dink’in de yargılanıp mahkûm edildiği 301 başta olmak üzere özgürlükleri engelleyen kanun maddelerinin kaldırılması; cumhurbaşkanlığı seçiminin daha sakin ve yapıcı bir ortamda yapılmasını sağlamak üzere siyasî iklimin yumuşatılması; Türk-Ermeni dostluğunu karşılıklı olarak onurlu bir zeminde pekiştirecek açılımların bir an önce gündeme getirilmesi isteniyor.
|
21.01.2007
|
|
|
Cinayet amacına ulaşamayacak |
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ‘’milletin daha çok kenetlenerek, özellikle değerlerinden gelen beraberliğine daha çok sahip çıkarak, Hrant Dink’i bağrına basarak, kanlı ellere en güzel cevabı vereceğini’’ vurguladı.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, gazeteci Hrant Dink’in öldürülmesiyle ilgili, ‘’Bu cinayet amacına ulaşamayacak, milletimizin üzerinde oynanan bu oyun mutlaka boşa çıkarılacaktır’’ dedi. Erdoğan, ‘’milletin daha çok kenetlenerek, özellikle değerlerinden gelen beraberliğine daha çok sahip çıkarak, Hrant Dink’i bağrına basarak, kanlı ellere en güzel cevabı vereceğini’’ vurguladı.
AKP Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Kızılcaham’da düzenlenen 8. İstişare ve değerlendirme toplantısında yaptığı konuşmada, gazeteci Hrant Dink’in silahlı saldırı sonucu öldürülmesine değindi. Erdoğan, ‘’Onu vuranlar, biz biliyoruz ki Türkiye’yi vurmuştur. Birlik ve beraberliğimize, demokrasimize, özgür düşünceye, huzur ve istikrarımıza kastedilmiştir. Ben kendisine bir kez daha rahmet, kederli ailesine, mensubu olduğu basın dünyamıza ve aziz milletimıze başsağlığı diliyorum’’ diye konuştu. Bu menfur cinayeti işleyenlerin adalete hesap vermekten kurtulamayacaklarını kaydeden Başbakan Erdoğan, ilgili bütün birimlerin seferber edildiğini, fail ya da faillerin, planlayan ya da azmettirenlerin en kısa sürede adalet önüne çıkarılması için ne gerekiyorsa yapıldığını kaydetti. Erdoğan, şöyle devam etti: ‘’Milletimizin tarihten gelen derin sağduyu ve basiretine inanıyorum. Bu cinayet amacına ulaşamayacak, milletimizin üzerinde oynanan bu oyun mutlaka boşa çıkarılacaktır. Aziz milletimiz daha çok kenetlenerek, bir birlik ve beraberliği ortaya koyarak, özellikle değerlerimizden gelen beraberliğimize daha çok sahip çıkarak, Hrant Dink’i bağrına basarak, kanlı ellere en güzel cevabı verecektir.’’
“GEREKSİZ KORKULARDAN
KURTULMALIYIZ’’
Başbakan Erdoğan, toplumsal yapıyı her türlü manipülasyon ve provokasyona açık olmaktan kurtarmak gerektiğini belirterek, ‘’Toplumsal yapımızda delikler, menfezler bırakarak geleceğe yürüyemeyeceğimiz açıktır. Türkiye o çok değerli enerjisini ve zamanını içerde tüketerek dışarda neler kaybettiğini görmek durumundadır’’ diye konuştu.
Bu süreçte herkese önemli sorumluluklar düştüğünü vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti: ‘’Öncelikle milletimizin ve Cumhuriyetimizin değerlerini toplumsal ihtilaf konusu olmaktan çıkarmalıyız. 83 yıl aradan sora kazanımlarımızı geriye çevirecek hiçbir güç yoktur, olamaz. Gereksiz korkulardan da kurtulmalıyız. İnanıyorum ki bizi zayıflatmaya kalkanlara karşı etnik yani ırkçı, dini, mezhepsel ya da felsefi inanç farklılıklarına bakmadan, kadın-erkek ayırmadan, kardeşlik bağlarımızı daha da sağlamlaştıracak vatandaşlık bilincimizi daha da yükselteceğiz.
Elbette toplumsal değişim, dönüşüm sürecimiz devam edecektir. Hiçbir kanlı provokasyon milletimizi özgürlük ve refah yolundan döndüremeyecektir. Demokratik gelişmemiz ve ekonomik kalkınmamız aynı hızla devam edecektir. Türkiye bunu başaracak imkan ve kabiliyete sahiptir.’’
|
/ KIZILCAHAMAM
21.01.2007
|
|
|
Aksu: Gözaltında kimse kalmadı |
İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu, Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in öldürülmesi olayına ilişkin gözaltında kimse bulunmadığını bildirdi.
Adalet Bakanı Cemil Çiçek ile geldiği İstanbul Emniyet Müdürlüğünde Vali Muammer Güler ve İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah ile bir süre görüşen Bakan Aksu, daha sonra buradan ayrıldı. Aksu, gözaltında bulunduğu bildirilen kişilerle ilgili bir soruya, gözaltında olduğu açıklanan 3 kişinin şüphe üzerine, olayla ilgisi olabilecekleri gerekçesiyle gözaltına alındığını bildirdi. Bir gazetecinin, ‘’Serbest mi bırakıldılar, gözaltında kaç kişi var?’’ sorusu üzerine de, ‘’Şu anda gözaltında kimse yok’’ cevabını verdi.
|
/ İSTANBUL
21.01.2007
|
|
|
İki buçuk yıldır tehdit ediliyordu |
Hrant Dink’in avukatı Erdal Doğan, Dink’in 2,5 yıldır tehdit aldığını söyledi. “Bu cinayet 2,5 yıldır ‘geliyorum’ diyordu” diyen Doğan, İstanbul’da bir vali yardımcısının makamında gerçekleştiği belirtilen görüşmenin ardından gazete binası önünde gösteri yapıldığına dikkat çekti.
Hrant Dink’in avukatı Erdal Doğan, Dink’in 2,5 yıldır tehdit aldığını söyledi. Şişli’deki Agos Gazetesi önünde basın mensuplarına yaptığı açıklamada Doğan, Hrant Dink ile en son 2 hafta önce yaptıkları toplantıda, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine gidiş sürecini ele aldıklarını söyledi. ‘’Bu cinayet 2,5 yıldır ‘geliyorum’ diyordu’’ diyen Doğan, İstanbul’da bir vali yardımcısının makamında gerçekleştiği iddia edilen görüşmenin ardından gazete binası önünde gösteri yapıldığını öne sürdü. Doğan, gösterinin ardından da Hrant Dink’in yargılandığı dava sürecinin başladığını savunarak, ‘’O hukuk cinayetinin işlendiği linç süreci de başlamış oldu. Bu linç süreci toplumsal bir linç hali değildi. Bir grup içerisinde organize bir olaydı. Bu sürece meslek cübbeleriyle de katılanlar oldu. Bunlar sokaktan insanlar değillerdi’’ dedi.
Avukat Doğan, Hrant Dink’in uzun süreden beri tehditler aldığını da belirterek, ‘’2,5 yıldır tehdit alıyordu. En çok tedirgin olduğu isim de Veli Küçük’tü. Çok kez kendisi bunu bana söyledi. Bu iftira değil, ‘Bu şahıs yaptı’ da demiyorum’’ diye konuştu.
|
21.01.2007
|
|
|
İşte katil zanlısı |
İstanbul Valisi Muammer Güler, Hrant Dink cinayeti zanlısının fotoğraflarını basına dağıttı. Güler, zanlıyı gören vatandaşların en kısa sürede kendilerine ulaşmalarını istedi ve halkı duyarlı olmaya çağırdı.
Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in öldürülmesi olayıyla ilgili şüphelenin görüntülerinin yer aldığı CD basına dağıtıldı. İstanbul Valisi Muammer Güler, Vatan Caddesi’ndeki İstanbul Emniyet Müdürlüğünde cinayete ilişkin açıklama yaptı. Şüpheliye ait görüntülerin CD’ye aktarıldığını ve basına dağıtıldığını belirten Güler, ‘’CD’de kişinin kaçarken, silahı beline koyarken elde edilen görüntüler var. Vatandaşların yardımcı olmasını istiyoruz. Elimizde başka bilgiler var ama bunu şu anda intikal ettirecek durumda değilim. Kimlik tesbiti yapmadık’’ dedi.
|
/ İSTANBUL
21.01.2007
|
|
|
İnsanlığa sıkılmış kurşun |
Demokrat Hukukçular Derneği Başkanı Avukat Halil Doğan da Türkiye’de fikir hürriyetinin gelişmesine fedakârlıklarıyla öncü olan gazeteci Hrant Dink'in, nefsinin ve karanlık güçlerin uşağı bir tetikçinin kurşunlarıyla hayatını kaybettiğini belirtti.
Doğan şöyle dedi: "Son yazısında bahsettiği gibi bu ülke insanı (kendini bilmez bir vatan haini değilse) güvercinlere dokunmaz. Tüm ülkenin yasta olması bunun ispatıdır. O artık özgür. Orda TCK, 301 yok, Türklüğe hakaret ettin iddiaları yok. Dink’e sıkılan kurşun sadece bu ülkenin istikrarına, huzuruna değil insanlığa sıkılmış bir kurşundur."
|
Yeni Asya
/ İSTANBUL
21.01.2007
|
|
|
Dink, Salı günü toprağa verilecek |
Gazeteci Hrant Dink, 23 Ocak Salı günü Kumkapı’daki Meryem Ana Kilisesi’nde düzenlenecek törenin ardından Balıklı Ermeni Mezarlığı’na defnedilecek.
Türkiye Ermenileri Patriği Mesrob II, Kumkapı’daki patrikhanede gazetecilere yaptığı açıklamada, Hrant Dink için 23 Ocak Salı günü saat 14.00’de Meryem Ana Ermeni Kilisesi’nde cenaze töreni düzenleneceğini bildirdi.
|
/ İSTANBUL
21.01.2007
|
|
|
Chirac’tan bayan Dink'e başsağlığı |
Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac, Hrant Dink’in eşi Rakel Dink’e başsağlığı mesajı gönderdi.
Fransa’nın Ankara Büyükelçiliğince kamuoyuna da duyurulan mesajında Chirac, “Dink’in 10 yıl önce kurmuş olduğu Agos gazetesinde ve her platformda hafıza çalışmasını ve Türk-Ermeni barışını savunduğuna ve telkin ettiğine” işaret ederek, “İzin verirseniz, bu zor ve acılı şartlarda size ve çocuklarınıza, ayrıca Agos’un tüm çalışanlarına başsağlığı dilemek istiyorum” ifadesini kullandı. Chirac, mesajını el yazısıyla “Yasta ve zor günlerde desteğimden emin olunuz” şeklinde bitirdi.
|
/ ANKARA
21.01.2007
|
|
|
Patriğe başsağlığı |
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Bardakoğlu, Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in öldürülmesiyle ilgili olarak Ermeni Patriği Mesrop Mutafyan’ı Konya’dan telefonla arayarak baş sağlığı diledi.
Bardakoğlu, Diyanet İşleri Başkanlığınca Konya’daki Diyanet İşleri mensuplarının katılımıyla, Mevlânâ Kültür Merkezi Kapalı Sema Alanı’nda düzenlenen bilgilendirme ve değerlendirme toplantısında, sözlerine, ‘’Asırlardır et tırnak gibi barış içinde yaşadığımız, yine barış içinde yaşamaya devam edeceğimiz Ermeni cemaatine ve bütün milletimize baş sağlığı diliyorum’’ diyerek başladı.
Bu sözünün ardından, salonda bulanan müftü, vaiz ve imamlardan büyük alkış alan Bardakoğlu, Türkiye’de barışa, birliğe, beraberliğe, farklılıklarla birlikte barış içinde yaşamaya ekmek, su kadar ihtiyaç olduğunu söyledi.
Bardakoğlu, bu sebeple, asırlardır oluşturulmaya çalışılan barış, huzur ve güven ortamına sıkılan her kurşunun, kendilerini derinden yaraladığını ve endişelendirdiğini bildirdi.
Bir gazetecinin, ‘’Konya Vali Yardımcısı Mehmet Mızrak’ın toplantının başında yaptığı konuşmada, toplantı öncesi sohbet ederken Ermeni Patriği’ni aradığınızı belirtti, bu konuda neler söylersiniz’’ şeklindeki sorusuna Bardakoğlu, ‘’Sayın Ermeni Patriği Mutafyan, bizim çok eskiden beri yakinen görüştüğümüz bir arkadaşımızdır. Kendisi de çok değerli bir insandır. Sabah arayıp baş sağlığı diledim. İstanbul’a gittiğimizde kendisini baş sağlığı için ziyaret edeceğim’’ cevabını verdi.
|
/ KONYA
21.01.2007
|
|
|
Verheugen: Türkiye devletinin tavrını tebrik ediyorum |
Avrupa Birliği Komisyonu Başkan Yardımcısı Günter Verheugen, Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in öldürülmesiyle ilgili olarak, ‘’Bu olayı şiddetle kınıyorum. Türkiye devletinin buna karşı olan tavrını tebrik ediyorum’’ dedi.
Verheugen, merkez Osmangazi İlçe Belediyesince yaptırılan ‘’Sokak Hayvanları Doğal Yaşam Merkezi’’ni ziyaret etmek üzere geldiği Bursa’da önce Osmangazi Belediye Başkanı Recep Altepe’nin Darüzziyafe’de onuruna verdiği öğle yemeğine katıldı.Yemek öncesinde gazetecilere açıklamalarda bulunan Verheugen, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile önceki gün Ankara’da görüştüğünü kaydederek, ‘’Biz ikimiz de aynı görüşteyiz ki; Türkiye çok başarılı bir şekilde Avrupa Birliği’ne giriş sürecine girdi ve umuyorum ki, aynı şekilde de başarılı bir şekilde tamamlayacaktır’’ diye konuştu.
Açıklamasının ardından gazetecilerin sorularını da cevapayan Verheugen, Gazeteci Hrant Dink’in öldürülmesiyle ilgili görüşünün sorulması üzerine şunları söyledi:
‘’Dün (önceki gün) Ankara’da bu konu hakkında açıklama yapmıştım. Ancak şunu söyleyebilirim: Bu olayı şiddetle kınıyorum. Türkiye devletinin buna karşı olan tavrını tebrik ediyorum. Çünkü, Türkiye’ye yapılmak istenen tüm kötülüklerin başarılı olmayacağına inanıyorum. Türkiye’nin bu durumun açığa kavuşması için elinden geleni yapacağına yürekten inanıyorum.’’
Verheugen, bir gazetecinin ‘’AB’nin, Türkiye’nin Kuzey Irak’a olası müdahalesiyle ilgili bakışının nasıl olduğu’’ yönündeki sorusunu da, ‘’Ben AB’nin dış işlerinden sorumlu bir kişisi olmadığım için bu konu hakkında bir yorumda bulunmak istemiyorum’’ şeklinde cevapladı.
|
/ BURSA
21.01.2007
|
|
|
Yazıdaki adres gerçek değil |
Gazeteci-yazar Hrant Dink’in bir yazısında yer verdiği ve savcılığa başvuruda bulunduğunu belirttiği Bursa’dan gönderildiği öne sürülen tehdit mektubundaki adresin “gerçekte var olmayan bir adres olduğu” bildirildi.
Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı yetkilileri, 10 Ocak’taki “Ruh Halimin Güvercin Tedirginliği” başlıklı yazısında “Bursa’dan gönderilen bir tehdit mektubu aldığını” belirten Dink’in, Şişli Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurduğunu söylediği mektupla ilgili Bursa Cumhuriyet Başsavcılığına şu ana kadar ulaşan belge ya da bilgi bulunmadığını kaydettiler. Bursa Emniyet Müdürlüğü yetkilileri de mektupta yer verildiği bildirilen ve Bursa’nın merkez Nilüfer İlçesi’nde olduğu iddia edilen adresi dün araştırdıklarını, ancak gerçekte o adresin bulunmadığını tespit ettiklerini kaydederek, “O adresi araştırdık, Bursa’da öyle bir adres yok” diye konuştular.
|
/ BURSA
21.01.2007
|
|
|
‘Terörle mücadelenin sınırları iyi çizilmeli’ |
Server Vakfı Başkanı ve Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Ali Bulut, terörle mücadelenin sınırlarının çok iyi çizilmesi gerektiğini belirtti.
Bulut, terörizm ve terörist kavramları üzerinde net bir tanımın yapılmadığını, bu yüzden “önleyici doktrinler” adı altında düşüncelerin, inançların, küresel statükonun dışındaki hayat tarzlarının yer yer terör kavramıyla ilişkilendirildiğini ve bunun sonucunda milyonlarca masum insanın haksız müdahale, ayrımcılık, işgal ve kötü muamelelere maruz kaldığını ifade etti. Bulut, terör kavramı üzerinden bir takım uluslar arası şiddet politikalarının da yürütüldüğünü ve bütün bunların “gerçek terörü” önleyemediğini de vurguladı.
|
Yeni Asya
/ ANKARA
21.01.2007
|
|
|
Vatandaş din görevlilerine güveniyor |
Aile danışma Merkezi Vaizesi Esma Oruç, “Neredeyse başı ağrıyan vatandaşımız bize geliyor. Bunun sebebi din görevlilerinin güvenilir portresidir” dedi.
Diyanet İşleri Başkanlığınca başlatılan proje kapsamında, Erzurum Müftülüğünde oluşturulan ‘’Aile Danışma Merkezi’’ne 45 uzman tarafından, başvuran vatandaşların sorunlarına çözüm öneriliyor.
Temelde dinî danışmanlık hizmeti verdiklerini anlatan Merkez Vaizesi Esma Oruç, şunları kaydetti: ‘’Neredeyse başı ağrıyan vatandaşımız bize geliyor. Bunun nedeni din görevlilerinin güvenilir portresidir. Vatandaşımızın din görevlisine duyduğu saygı, güven ve sevginin sonucunda farklı şikâyetlerle bize başvuru olabiliyor. Bazen sadece içini dökmek için gelip giden vatandaşlar bile oluyor. Onları, sıkıntılarına göre farklı kurumlara yönlendiriyoruz.’’
|
/ ERZURUM
21.01.2007
|
|
|
Terörü eğitim önler |
Polis Akademisi Öğretim üyesi Prof. Dr. Ali Şafak,“Eğitim olmadığı anda terör olayları meydana gelmektedir” dedi. Şafak, "Emperyalist güçler, terörün olduğu ülkelerde yaşayan insanları hasım haline getirmekte ve dolayısıyla birlik ve bütünlükleri bozmaktadır” diye konuştu.
Server Vakfının geleneksel Çarşamba Sohbetlerinde “terörizm” başlıklı konferans veren Polis Akademisi Öğretim üyesi Prof. Dr. Ali Şafak, “Günümüzde terörizm, küreselleşme ve globalleşme ortamında devletler birbirini yıpratmada, dışardan müdahale yerine, askerî müdahaleler yerine ülkenin kendi içinde bir kısım maşalar terörü meydana getirmektedir. Bu durum, askerî müdahalelerin getireceği masraftan daha az olmaktadır. Türkiye’nin sıkıntısı bundan ibarettir. Cezayir’de aynı şekildedir. Suriye’de de bir dönem bu sıkıntılar yaşanmıştır. Emperyalist güçler, terörün olduğu ülkelerde yaşayan insanları hasım haline getirmekte ve dolayısıyla birlik ve bütünlükleri bozmaktadır” diye konuştu.
KUR’ÂN TERÖRÜ YASAKLAR
11 Eylül saldırısından sonra Amerika’nın, El Kaide’nin cinayetlerini medya yoluyla halka göstererek, insanlarını İslâm’a düşman etmeye çalıştığını söyleyen Prof. Şafak, “Dolayısıyla Doğuda ve Batıda terör olayları medyaya yansımaktadır. Kur’ân-ı Kerim’de terör konusundaki âyette “Eğer iki toplum birbirleri içinde mücadele ediyorsa bunların arasını bulunuz...” denildiğini hatırlattı.
Türkiye’nin 1977 tarihli terörizmin önlenmesi amaçlı bir anlaşma imzaladığını, bu anlaşmanın 1. ve 2. maddelerinde; halkı bilinçlendirmek, eğitim düzeyini yükseltmek, ekonomik bakımdan istikrarı yakalamak olduğunu hatırlatan Prof. Şafak, “Eğitim olmadığı anda terör olayları meydana gelmektedir” dedi.
“TERÖR SUÇLARI SİYASÎ
AMAÇLA İŞLENMEKTEDİR”
Prof. Şafak, 1980’li yıllardan sonra Türkiye’de ilk defa kapsamı geniş tutulan 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu çıkartıldığını, ancak yasanın acele çıkartılmasından dolayı bazı yanlışlar yapıldığını ve İnsan Hakları Raporunda da anlaşmazlıklar oluştuğunu söyledi.
Prof. Dr. Ali Şafak şöyle devam etti. “Terör suçları siyasî amaçla işlenmektedir. Devleti zayıflatmak, tümünü veya bir kısmını yıkmak, kurulu düzeni bozmak gibi siyasî çıkar söz konusudur. Örgütlü suçlarda temel amaç ekonomik çıkardır. Devlet ayakta kalırsa kendi işi yürür. TCK’da çıkar amaçlı suçlar olarak da yer almaktadır. Biri devleti yıkmayı, diğeri ise devletin ayakta kalmasını hedeflemektedir. Terör konusunda malî ve finansal kaynaklar söz konusudur. Bu maksatla uyuşturucu ve silâh kaçakçılığına sıkça rastlanmaktadır.”
|
Fatih KARAGÖZ
/ ANKARA
21.01.2007
|
|
|
Çukurovalının duâsı kabul oldu |
Hava sıcaklıklarının mevsim normallerinin üzerinde seyrettiği Çukurova’ya 70 gün aradan sonra ilk yağmur düştü. Önceki gün akşam saatlerinde başlayan ve sabaha kadar aralıklarla devam eden yağış sonrası yöre çiftçileri başta olmak üzere bir çok insan sevindi.
Tarladaki ürünlerinin ellerinde kalmasına ve ekdikleri tohumun çürümesinden korkan çiftçiler rahat bir nefes aldı. Meteroloji Bölge Müdürlüğü’nden alınan bilgiye göre, metrekareye 10 kilogram düşmesi beklendiği açıklandı. Meteoroloji, söz konusu yağışın çiftçileri de rahatlatacağını kaydetti.
|
/ ADANA
21.01.2007
|
|
|
Kızılay’ın Filistin’e yardımı sürüyor |
Kızılay Mersin şube başkanı Selçuk Erdur, Kızılay’ın Filistin’e daha evvel de gönderdiği ekmeklik buğday unu yardımının gönderilmesine yeniden başlanacağını bildirdi.
Tamamı 10 ton olan yardımın, bir buçuk ton olan birinci partisinin Haziran 2006’da, ikinci partisi Kasım 2006’da dört buçuk ton olarak gönderildiğini hatırlatan Erdur, geriye kalan dört tonun da bugünlerde Mersin limanından gönderileceğini ifade etti. Yardımların Gazze ve Batı Şeria’da dağıtılacağını ifade eden Erdur, Kızılay’ın, Filistin’e, ilâç, gıda, giyecek ve kırtasiye şeklindeki yardımlarının da devam edeceğini sözlerine ekledi.
|
Yeni Asya
/ MERSİN
21.01.2007
|
|
|
Dünyanın ucuna bayrağımızı diktiler |
Hakan Kumuk ve Bengüç Özerdem, zorlu iklim şartlarına rağmen 88’inci paralelden 90’ıncı paralele 6 günde yürüyerek, hem Türk bayrağını hem de sponsorları Güral Porselen’in bayrağını sıfır noktasına dikerek Dünya’nın tabanına “Made in Turkey” imzasını atmayı başardılar.
Zaman zaman -55 derecelere varan hava sıcaklıklarında, Antartika buzullarını yürüyerek geçen Bengüç Özerdem ve Hakan Kumuk, Güney Kutbu’nda sıfır noktasına giden ve buraya Türk Bayrağı’nı diken ilk Türk olma ünvanını da almış oldular. Şu an Antartika’da, Amerikalılar’ın Patriot Hills Buz Kampı’nda kendilerini Şili’ye götürecek uçağın gelmesini bekleyen iki serüvenci şiddetli fırtına ve -60 derece soğukta, 3 gün çadırda mahsur kaldıktan sonra nihayet kara toprağa ayak bastılar. İki gazeteci önümüzdeki günlerde İstanbul’da olacak.
|
Yeni Asya
/ İSTANBUL
21.01.2007
|
|
|
Galata Köprüsü yarın gece kapatılacak |
Yeni Galata Köprüsü’nün, periyodik bakım ve yağlama çalışmaları sebebiyle 22 Ocak Pazartesi’yi 23 Ocak Salı’ya bağlayan gece yaya ve araç trafiğine kapatılacağı bildirildi.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nden yapılan yazılı açıklamada, köprünün söz konusu tarihte 01.00-04.30 saatleri arasında araç ve yaya trafiğine kapalı olacağı belirtildi.
Açıklamada, söz konusu saatler arasında Baskül Köprü’nün açılacağı, Belediye Deniz Hizmetleri Müdürlüğü tarafından mesnet, kiriş ve kilitlerin yağlanması gibi bakım hizmetlerinin gerçekleştirileceği ifade edildi.
|
/ İSTANBUL
21.01.2007
|
|
|
Darülaceze’yi 17 bin kişi ziyaret etti |
Kayışdağı Darülaceze sakinlerini 2006 yılında 17 bin 416 kişi ziyaret etti. Darülaceze Müdürlüğü, 2006 yılı faaliyetlerini kamuoyuna duyurdu.
Tesislere 2006 yılında 2 bin 615 ilk ve ortaöğretim öğrencisi, Kurumsal çalışmalarla kurulan iletişim çerçevesinde 854 kurumsal çalışan, 14 bin 62 kişi ise bireysel olarak Kayışdağı Darülaceze sakinlerinin misafiri oldu. Ramazan ve Kurban Bayramlarında ise İstanbulluların yalnız bırakmadığı Darülaceze sakinlerine iki bayram süresince toplam 7 bin 54 kişi misafir oldu.
|
Yeni Asya
/ İSTANBUL
21.01.2007
|
|
|
|