|
|
|
Rumsfeld'e Guantanamo davası |
Amerikan Sivil Özgürlükler Birliği (ACLU), ABD’nin Guantanamo üssünde tutsaklara yapılan kötü muamelede doğrudan rolü bulunduğu gerekçesiyle ABD’nin eski Savunma Bakanı Donald Rumsfeld aleyhine dâvâ açıyor. ACLU’nun dava açma kararı, ABD’nin Guantanamo askeri üssündeki tutuklulara yaptığı muameleye ilişkin Federal Soruşturma Bürosu FBI tarafından hazırlanan raporların açıklanmasından sonra ilân edildi.
FBI tarafından bu hafta açıklanan raporlarda, Kur’an okuduğu için Guantanamo’daki bir tutuklunun kafasının paket bandıyla sarıldığı, bir başkasının aşırı sıcak bir odada tutulmaktan çektiği acı yüzünden kendi saçlarını yolduğu gibi ayrıntılar yer alıyor. Raporlarda, kadın bir gardiyanın, tutukluların cinsel bölgelerine ve yüzlerine adet kanı sürdüğü, tutukluları sorgulayanlardan birinin Katolik bir rahip gibi giyinerek bir tutukluyu ‘’vaftiz ettiği’’ örneklerine yer verildi.
FBI ajanlarına bilgi veren bazı askerî yetkililer ve Pentagon’a sözleşmeli olarak iş yapan kuruluşların çalışanları, sorgulama tekniklerinin ABD Savunma Bakanlığı tarafından onaylandığını ve onaylayan isimlerin başında Rumsfeld’in de bulunduğunu söylediler. FBI’ın soruşturmasının sonuçları, ACLU tarafından talep edilmesinin ardından kamuoyuna açıklandı. ABD Savunma Bakanlığı Sözcüsü Joe Carpenter, FBI raporundaki unsurların yeni olmadığını, ancak yapılan değerlendirmelerde, sorgu sırasındaki tutumun işkence kapsamına girmediğinin tesbit edildiğini savundu. ABD Başkanı George W. Bush, Ekim 2006’da, agresif sorgulama taktiklerini onaylayan bir karara imza atmıştı. FBI’ın Guantanamo’da olanlara ilişkin kayıtları, FBI’ın 2004 yılında kendi içinde yaptığı bir araştırmanın sonuçları olarak toparlandı. FBI, 493 çalışanına, FBI’ın politikalarıyla tutarlı olmayacak derecede agresif muameleye şahit olup olmadıkları sorusunu yöneltti. 26 kişi, bu tip uygulamalara şahit olduğunu ifade etti. Raporda, bir FBI ajanının, bir tutuklunun İsrail bayrağı çekilmiş bir odada, aşırı yüksek sesli müzik ve yoğun ışık altında tutulduğunu gördüğü de yer aldı.
FBI raporunda, Guantanamo’da sorgu sırasındaki tutumun kanunlara karşı olup olmadığı yönünde bir ifade bulunmuyor. FBI Sözcüsü Richard Kolko, bütün bilgilerin Pentagon’u denetlemekle sorumlu müfettişe gönderildiğini kaydetti. Bir federal yargıç, ACLU’nun Rumsfeld’i dâvâ edip edemeyeceğine karar verecek. ABD’de hükümet görevlileri, yaptıkları işle ilgili davalara karşı korunuyor.
|
/ WASHINGTON
04.01.2007
|
|
|
Talabani idamda devre dışı |
Irak Devlet Başkanı Celal Talabani yasalar gereği, Irak’ın devrik lideri Saddam Hüseyin’in idamına müdahale etmediğini söyledi.
Saddam Hüseyin’in idamının ardından yaptığı ilk açıklamada Talabani, Yüksek Mahkeme’nin kararına müdahale etmediğini, içtüzüğün 27. maddesinde Yüksek Mahkeme’nin nihaî kararlarının temyizinin olmadığının belirtildiğini ifade etti.
Talabani’nin bürosundan yapılan açıklamada, ‘’Devlet Başkanı’nın idam cezasına karşı olduğunu yinelediği ancak bağımsız olan adaletin kararlarına müdahale etmediği’’ kaydedildi. Talabani, Saddam Hüseyin’in idamıyla ilgili kendisinin onayı ve infazın ne zaman yapılacağına dair bilgisinin olmadığını da ileri sürdü. Irak Cumhurbaşkanlığı Sözcülüğü’nden dün yapılan açıklamada, Cumhurbaşkanı Talabani’nin, devrik lider Saddam Hüseyin’in asılma tarihini bilmediği ileri sürüldü. Cumhurbaşkanı Sözcüsü, “Talabani ölüm cezasına karşı olduğunu tekrarladı, fakat mahkemenin bağımsızlığına, özellikle Saddam’ın dâvâsında zarar vermek istemediğini kaydetti. Çünkü mahkemenin verdiği kararda olduğu gibi, Saddam haklı değildi” dedi. Açıklamada, Cumhurbaşkanı Talabani’nin Saddam dâvâsıyla ilgili görüşünü hükümete mektup ile daha önce ilettiği de belirtildi.
ABD’lilerin Bağdat’ta kurdurduğu özel mahkemede yargılanan Saddam, 1980’lerde Duceyl köyünde 148 Şiî’nin öldürülmesinden sorumlu bulunarak 5 Kasım 2006’da idam cezasına mahkum edilmiş, 26 Aralık 2006’da Irak’ta temyiz mahkemesi konumundaki Yüksek Mahkeme, Duceyl dâvâsındaki kararı onamış ve idamın 30 gün içinde uygulanması gerektiğini bildirmişti.
Talabani’nin basın danışmanı, Devlet Başkanlığı sözcülerinden Hiva Osman, Saddam Hüseyin hakkındaki idam cezasının onandığı Yüksek Mahkeme kararının nihaî olduğunu ve devlet başkanlığı onayı gerektirmediğini söylemişti. Söz konusu 27. maddede Yüksek Mahkeme’nin verdiği cezaları Devlet Başkanı da dahil olmak üzere hiçbir makamın bağışlayamayacağı ya da indiremeyeceği belirtiliyor.
|
/ BAĞDAT
04.01.2007
|
|
|
Annan’ın halefinden idama destek |
Yeni BM Genel Sekreteri Ban Ki-Moon, ölüm cezasının her devletin kendisinin karar vereceği bir konu olduğunu söyledi.
BM’de resmen göreve başlamasının ilk gününde gazetecilerle konuşan Ban, Irak’ın devrik lideri Saddam Hüseyin’in idam edilmesiyle ilgili sorular üzerine, Saddam’ın Irak halkına karşı utanç verici suçlar işlediğini belirtti. Saddam Hüseyin’in işlediği suçların kurbanlarının hiçbir zaman unutulmaması gerektiğini kaydeden Ban, ‘’Ölüm cezası her devletin kendisinin karar vereceği
bir konudur. BM Genel Sekreteri olarak (suç işleyenlerin) cezadan muaf olmasına kesinlikle karşı çıktığım gibi, uluslararası toplum üyelerinin uluslar arası hukukun her yönüne gereken saygıyı göstermesi gerektiğini düşünüyorum’’ diye konuştu. Ban, Saddam’ın idam edilmesinin Irak’a istikrar getirip getirmeyeceği sorusuna ‘’Irak halkı ve hükümeti geçmişleriyle ilgili bir adım attı. Umarım uluslar arası toplum da hukukun üstünlüğünü hem ulusal hem de uluslar arası düzeyde yerleştirmeye çalışır’’ cevabını verdi.
Ban, Kuzey Kore’nin nükleer programıyla ilgili altılı görüşmelerin gündeminin en üst sıralarında olduğunu ve eski Güney Kore Dışişleri Bakanı olarak bu meseleyle başından beri kişisel olarak ilgilendiğini vurguladı. Ban, altılı görüşmelerde ilerleme kaydedilmesi için yoğun çaba sarf edeceğini belirtti.
Genel Sekreter, Darfur’la ilgili sorular üzerine de, BM Darfur özel temsilcisi Jan Eliasson ile bugün konuyu detaylı olarak görüşeceğini belirterek, bu ciddî krizin barışçıl bir biçimde çözülmesi için elinden geleni yapacağını belirtti.
|
/ BİRLEŞMİŞ MİLLETLER
04.01.2007
|
|
|
BM görevlilerine tecavüz suçlaması |
Somali’de görev yapan BM görevlilerinin çocuklara tecavüz ve cinsel tacizde bulunmak suçlamalarıyla karşı karşıya oldukları bildirildi.
İngiliz Daily Telegraph gazetesi, BM Çocuk Fonunun (UNICEF) iç yazışmaları ile tecavüz ve cinsel tacize uğramış çocuklarla yapılan söyleşilere dayanarak verdiği haberde, taciz iddialarının 2 yıl önce UNMIS adıyla bilinen Güney Lübnan’daki BM Misyonunun, 20 yıldan daha uzun süren iç savaşın ardından bölgeye ulaşmasıyla başladığını duyurdu.
Gazetenin internet sitesindeki haberde, ‘’Cinsel tacize ilişkin ilk işaretlere BM gücünün bölgeye varmasından birkaç ay sonra rastlandı ve Daily Telegraph, UNICEF’in Temmuz 2005’te kurum içinde bir araya getirdiği olayın ayrıntılarını anlatan raporlara ulaştı’’ bilgisi yer aldı. Gazete haberinde delillerin, UNMIS görevlilerinin cinsel tacize karışmış olabileceklerini gösterdiği bildirildi. Cincel tacize uğramış çocuklarla yapılan söyleşilere de yer verilen haberde, adı Jonas olarak açıklanan 14 yaşındaki bir erkek çocuğunun, “İlk kez olduğunda nehrin kıyısında oturuyordum’’ şeklindeki sözleri aktarıldı. Haberde, 13 yaşındaki başka bir erkek çocuğunun ise kendisini para vaadiyle kandırarak bir BM aracının içine çeken kişilerin, tacizde bulunduktan sonra yol kenarına attıklarını söylediği kaydedildi. Haberde halen 10 bin kadar BM görevlisinin bulunduğu bölgede suçlama yöneltilenler arasında barış korumu gücü askerleri, askeri polis ve sivil görevlilerin bulunduğu belirtildi. Gazetede çıkan haber üzerine basına açıklamada bulunan BM Genel Sekreteri’nin Barış Koruma İşlerinden Sorumlu Yardımcısı Jane Holl Lute, haberdeki iddiaların araştırıldığını söyledi.
|
/ LONDRA
04.01.2007
|
|
|
Kuzey Kore Dışişleri bakanı Paek öldü |
Kuzey Kore’nin hayatını kaybeden Dışişleri Bakanı Paek Nam Sun’un uzun süredir hasta olduğu belirtildi. Basında yer alan haberlerde, Paek’in bilinmeyen bir hastalığı olduğu kaydedilmişti.
78 yaşındaki Paek’in ölümünü kısa bir haberle duyuran resmî KCNA ajansı ise Dışişleri Bakanı’nın nerede ve nasıl öldüğü konusunda bilgi vermedi. 1998’den bu yana dışişleri bakanı olarak görev yapan Paek’in en son, 2006 temmuzda Malezya’nın başşehri Kuala Lumpur’da yapılan Asya dışişleri bakanları toplantısına katıldığı belirtildi.
|
/ SEUL
04.01.2007
|
|
|
Maliki: İkinci kez görevi kabul etmeyeceğim |
Irak Başbakanı Nuri El Maliki, başbakan olma kararının çok zor olduğunu ve ikinci kez başbakanlığı kabul etmeyeceğini söyledi.
Maliki, Wall Street Journal gazetesine yaptığı açıklamada, görevinin ilk 7 ayının en zor dönem olduğunu belirterek, başbakan olma kararının kendisini için çok ağır bir yük olduğunu kaydetti. İkinci kez başbakanlığı kabul edip edemeyeceğine ilişkin soru üzerine Maliki, ‘’İmkânsız’’ cevabını verdi.
|
/ WASHİNGTON
04.01.2007
|
|
|
Lübnan'ın faturası Halutz'a |
İsrail Genelkurmay Başkanı Dan Halutz, Güney Lübnan’la savaş sırasında yöneticilerin kusurlarını araştırmak için kurulan soruşturma komisyonunun bulgularının açıklanması öncesi istifa sinyali verdi.
Halutz, “Üstlerimin bana ayrıl dediklerini duymuş değilim ama, böyle bir çağrı gelirse ona o zaman yanıt veririm” demesine karşın, Şubat’ta açıklanması beklenen komisyon raporuna atıfta bulunarak, “Eğer komisyon farklı bir şey söylerse söyleneni yapacağım. Çünkü komisyonun kararları bağlayıcıdır” dedi. Halutz, düzenlediği basın toplantısında, “sorumluluğu üstlenmeyi seçtiğini” belirtti, ancak, “Sorumlu davranışı kaçış olarak yorumlayanlar da var. Soruşturmayı kabul etmeyi ve düzeltilmesi gerekenleri düzeltmeyi seçtim. Sorumluluk, bunu gerektirir” diye konuştu.
Halutz, Lübnan savaşı ile ilgili olarak İsrail üst komuta kademesinin en önemli hatalarından birinin, “savaş değil, rutin bir güvenlik operasyonu yapılıyor gibi davranması” olarak belirtti. Halutz, uzun ve orta menzilli füzelere verilen zararlar, Hizbullah’ın zarar görmesi ve militanlarının sınırdan uzaklaştırılmasının savaşın başarıları arasında olduğunu, ancak ateşkese kadar olan süreye kadar kısa menzilli füze saldırılarını önlemede başarısız olduklarını ifade etti.
|
/ KUDÜS
04.01.2007
|
|
|
Bush’u zor günler bekliyor |
İngiliz basınında etkin gazetelerden olan Guardian, Kasım’da seçilen yeni Amerikan Kongresi’nin bugün işbaşı yapacağını hatırlatarak hem Temsilciler Meclisi’nde hem de Senato’da çoğunluğu elde eden Demokratların yalnızca Irak konusunda değil, iç politikaya ilişkin önemli başlıklarda da Beyaz Saray’ı zorlamaya hazırlandıklarını yazdı.
Gazete şu bilgilere yer verdi: “Başkanlığının ilk döneminde Kongre’de geniş bir hareket özgürlüğüne sahip olan George Bush’u kalan iki yılında zor günler bekliyor. Gelecek hafta Irak’a ilişkin yeni stratejisi kapsamında asker sayısını arttırma kararı verdiğini açıklaması yaygın bir beklenti. Bunun yanısıra Başkan Bush’un Irak savaşı için savunma bütçesine ek 100 milyar dolar talep etme ihtimalinden söz ediliyor. İki konuda da Beyaz Saray’a güçlü bir muhalefet var. Ayrıca demokratlar, lobicilerin senatörlere ve temsilciler meclisi üyelerine hediye vermesinin yasaklanmasını öngören bir tasarı hazırlığında. Asgari saat ücretini de 5 dolar 15 sentten, 7 doların üzerine çıkarmak istiyor. Hazırlıklarını yürüttükleri tasarılar arasında Bush’un karşı çıktığı kök hücre çalışmalarına daha geniş olanaklar sağlanması ve öğrenci kredilerine faiz uygulamasına son verilmesi de var. Bush, şu ana kadar yalnızca asgari ücretin arttırılmasına sıcak bakacağı işareti verdi, o da belli şartlarlar’’.
|
/ LONDRA
04.01.2007
|
|
|
İran, doğalgazı kesti |
İran’ın, iç talebi karşılayamaması nedeniyle Türkiye’ye doğal gaz akışını durdurduğu bildirildi.
İran Petrol Bakanı Kazım Veziri Hamaneh, İRNA ajansına yaptığı açıklamada, şu anda Türkiye’ye hiç doğal gaz gönderilmediğini belirterek, ‘’İran ile Türkiye arasında doğal gaz ihracatı anlaşması bulunduğunu, ancak Tahran yönetiminin iç sorunları nedeniyle bu anlaşmayı yerine getirecek durumda olmadığını’’ söyledi.
İç talebi karşılayamadıkları için Türkiye’ye doğal gaz akışının durdurulduğunu kaydeden Hamaneh, İran’ın bazı bölümlerinde doğal gaz kesintisi olduğunu da ifade etti. İranlı Bakan, ‘’Vatandaşlarımız biraz daha tutumlu davranırlarsa, örneğin evlerinin tamamı yerine tek odasını ısıtırlarsa, ülkenin bazı bölgelerindeki doğal gaz kesintisi ve Türkiye’de doğal gaz gönderilmemesi sorunlarının çözüleceği konusunda güvence verebilirim’’ dedi. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler ile telefonda görüştüğünü söyleyen Hamaneh, Bakan Güler’e sorunla en hızlı şekilde ilgileneceklerine dair söz verdiğini kaydetti. İranlı Bakan, güneydeki Fars bölgesindeki tesisin hafta sonuna kadar faaliyete geçmesini ve doğal gaz ihracatının yeniden başlamasını umduklarını söyledi.
|
/ TAHRAN
04.01.2007
|
|
|
İdam görüntülerini sızdıranlar cezalandırılacak |
Irak Başbakanı Nuri El Maliki, Irak’ın devrik lideri Saddam Hüseyin’in idam görüntülerini internete sızdıranların cezalandırılacağını söyledi.
Adının açıklanmasını istemeyen Maliki’ye yakın Şiî bir milletvekili, Başbakan’ın bu konuyu çok ciddiye aldığını ve kim olursa olsun görüntüleri internete sızdıran kişi ya da kişileri cezalandırmak istediğini belirtti. Milletvekili, Maliki’nin görüntüleri sızdıran kişi ya da kişilerin kimliğini saptamak amacıyla resmî soruşturma başlatılmasını istediğini de kaydetti. Saddam’ın idamı sırasında orada bulunan Maliki’ye yakın Şiî milletvekillerinden Sami El Askari ise olayı araştıracak soruşturma komisyonunun 3 kişiden oluşacağını söyledi.
Başsavcı Munket El Farun dün El Cezire televizyonuna yaptığı açıklamada, idam sırasında orada bulunan 20 kişiden sadece ikisinin cep telefonunun olduğunu belirterek, “bu 2 kişinin üst düzey hükümet yetkilileri olduğunu’’ söylemiş ancak kimliklerini açıklamamıştı. Askari, idamı görüntülemediğini söylerken, konuya ilişkin bilgi almak üzere aranan Irak Ulusal Güvenlik Danışmanı Muvafak El Rubayi’ye ulaşılamadı.
|
/ BAĞDAT
04.01.2007
|
|
|
Sünnî aşiret lideri öldürüldü |
Irak’ta, ileri gelen aşiretlerden Tamin’in 75 yaşındaki Sünnî lideri Şeyh Hamid Muhammed Suheyl, bir cenaze töreninde silâhlı kişiler tarafından kaçırıldıktan sonra Bağdat’ta bir binanın çatısından atılarak öldürüldü.
Sünni ve Şiilerin karışık olduğu aşiretin liderinin bir yakını yaptığı açıklamada, Şeyh Suheyl’in 2 gün önce Ebu Garib yakınlarındaki Agarguff bölgesinde bir cenaze töreninde kaçırıldığını belirterek “Cenaze töreninden sürüklenerek Bağdat’taki Shuala bölgesine götürüldü. Sonra bir binanın çatısından atıldı” dedi. Shuala semtinde daha çok Iraklı Şii Müslümanlar yaşıyor.
Öldürülen Şeyh Suheyl’in yeğeni Şeyh Ali Suheyl el Tamimi, yaptığı açıklamada, Tamin kabilesinin 3’te 2’sinin Şii ve 3’te 1’inin Sünni olduğunu, Şeyh Suheyl’in ılımlı olduğunu ve Bağdat’ta savaşan taraflar arasında uzlaşma sağlamaya çalıştığını söyledi.
|
/ BAĞDAT
04.01.2007
|
|
|
Tatil İngilizlere yaramadı |
Uzun Noel ve yılbaşı tatilinin ardından önceki gün iş başı yapması gereken İngilizlerin çoğu hastalandı ve işe gitmedi, en kalabalık iş merkezleri boş kaldı.
İngiliz basınındaki haberlerde, ülkede ortalama bir günde 300 bin kişinin hastalık sebebiyle işe gitmediği, dün ise “hasta” olduğu gerekçesiyle işe gitmeyenlerin sayısının bunun en az 10 katı olduğu belirtildi.
Haberlere göre, dün işe gitmeyen çalışanların İngiliz ekonomisine maliyeti 250 milyon sterlin. Haberlerde, 10 günden uzun süren tatilin ardından normal iş hayatına ancak 8 Ocakta dönülebileceği, bunun da ekonomiye 2,5 milyar sterlin zarar vereceği kaydedildi.
“Tatil sonrası sendromunu”nun en çok kamu sektöründe görüldüğü, devlet dairelerinin dün neredeyse boş olduğu ifade edildi.
|
04.01.2007
|
|
|
|