Uluslararası yatırım bankası Morgan Stanley, sosyal güvenlik reformunun yürürlüğe girmesindeki gecikmenin, orta vadede ekonomik büyümeyi olumsuz etkileyerek, sosyo ekonomik şartları kötüleştirebileceği uyarısında bulundu.
Morgan Stanley’nin sosyal güvenlik reformu konusundaki analizinden derlenen bilgiye göre, reformun gecikmesi ya da uygulamaya geçirilememesi, Türkiye’nin mevcut ekonomik potansiyelini olumsuz etkileyecek. Türkiye’nin sürdürülemez bir sosyal güvenlik açığına sahip bulunduğunun vurgulandığı analizde, 1990 yılında, Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYH) temelinde yüzde 0,3 olan sosyal güvenlik finansman açığının, bu yıl, GSYH’nin yüzde 5’ine yükseldiği belirtildi.
Analizde, Türkiye’nin demografik olarak, sürdürülebilir bir sosyal güvenlik sistemi için halen avantaja sahip olduğu, ancak reformun uygulamasındaki gecikmenin, Türkiye’nin bu avantajını tersine çevirebileceği vurgulandı. Ortalama yaşın 26,5 olduğu ve çalışma çağındaki nüfusun gittikçe artış trendi içinde bulunduğu Türkiye gibi bir ülkenin bu avantajını sürdürülebilir sosyal güvenlik reformu için halen kullanma fırsatına sahip olduğu ifade edildi. Türkiye’deki sosyal güvenlik sisteminde her çalışana düşen emekli sayında gittikçe bir bozulmanın olduğunun belirtildiği analizde, ancak halen Avrupa’nın sahip olmadığı, genç bir nüfus gibi demografik bir avantajı kullanma imkanının bulunduğu kaydedildi. Analizde, Türkiye’nin şuandaki demografik avantajını kullanma konusundaki zamanın kısıtlı olduğu, çünkü nüfus artış hızının yavaşladığı, ortalama yaşam süresinin uzadığı, bu sebeplerle şimdiki genç nüfus avantajının uzun süre korunamayabileceği de vurgulandı. Analizde, norm ve standart birliği sağlayan sosyal güvenlik reformunun, çağdaş Türk toplumu için gerekli olduğu ifade edildi.
TÜRKİYE İLK KEZ POPÜLİST
OLMAYAN BİR ŞANS YAKALADI
Türkiye’nin, uzun yıllardan bu yana ilk kez popülist olmayan bir yaklaşımla sosyal güvenlik reformunu uygulama aşamasına geldiğinin hatırlatıldığı analizde, eski dönemlerdeki, modası geçmiş popülist yaklaşım ve kurumların tersine bu kez çağdaş bir reformun gerçekleştirilme şansının elde edildiği ve bu fırsatın mutlaka değerlendirilmesi gerektiği kaydedildi. Analizde, bu reformun çıkarılamamasının ya da çok gecikmesinin Türkiye’nin ekonomik potansiyeli ve mali sürdürülebilirliğine zarar vereceği, diğer kazanımları da olumsuz etkileyeceği ifade edildi.
|