|
|
|
Erdoğan: Askerle sıkıntı yok |
Başbakan Erdoğan, gazetecilerin “Sayın Büyükanıt ile görüştünüz, bilgilendirme konusundaki sıkıntıyı aştınız mı?” sorusunu cevaplandırırken, “Değerli arkadaşlar, böyle bir sıkıntı filan söz konusu değil. Bunlarla ilgili gelişmeler hepsi gayet güzel bir şekilde devam ediyor” dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, bir soru üzerine hükümet ile Genelkurmay Başkanı Büyükanıt arasında bir sıkıntı olmadığını söyledi.
Başbakan Erdoğan, AKP genel merkezine gelişinde gazetecilerin sorularını cevapladı. Erdoğan, bir gazetecinin ‘’Sayın Büyükanıt ile görüştünüz, bilgilendirme konusundaki sıkıntıyı aştınız mı?’’ sorusunu ise şöyle cevapladı: “Değerli arkadaşlar, böyle bir sıkıntı filan söz konusu değil. Bunlarla ilgili gelişmeler hepsi gayet güzel bir şekilde devam ediyor. Böyle bir sıkıntı filan söz konusu değil. Sizler de sürekli olarak, lütfen sıkıntı yaratmanın gayreti içinde olmayın. Tam aksine ‘ülkeye biz nasıl yardımcı oluruz’, bunun gayreti içinde olun. Yani, dünyada gelişmiş ülkelerde medya bunu yapıyor. Piyasaları olumsuz şekilde etkileyecek bir şeyler üretelim, çıkaralım, bunun gayreti içine girmez. Lütfen ben de sizlerden bunu rica ediyorum.’’
ANAYASANIN AMİR
HÜKÜMLERİ ORTADA
Erdoğan, Cumhurbaşkanı seçimi konusunda, Anayasa’nın amir hükmünün ortada olduğunu belirterek, İşimize geldiği zaman Anayasa’nın amir hükmü, hukuk devletiyiz, işimize geldiği zaman hukuk tanımayalım, bunu şuraya çekelim, bunu buraya çekelim. Meclis’te sıkıntılı bir yapı yok’’ dedi. Erdoğan, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’e atfen, ‘’Cumhurbaşkanın açıklaması oldu, Nisan’da erken seçim yapılması gerektiğini vurguluyor nasıl değerlendiriyorsunuz?’’, sorusuna ‘’Nerede olmuş?’’ karşılığını verdi ve şöyle devam etti:’’Ben duymadım, Sayın Cumhurbaşkanı’nın kendisinden böyle bir şey duymadıktan sonra bunlara inanmam. Kusura bakmayın, medya aracılığı ile de bunları değerlendirmem.’’
Bazı gazetelerin ‘’Cumhurbaşkanı seçiminin yeni bir parlamentoyla yapılmasına’’ ilişkin haberleri hatırlatılması üzerine, Erdoğan, ‘’Bu parlamento Cumhurbaşkanlığı seçimini zamanında yapacaktır. Genel seçim de zamanında yapılacaktır’’ dedi.
ESKİ ALIŞKANLIKLAR TARİHTE KALDI
Başbakan Erdoğan, bir gazetecinin,’’Cumhurbaşkanlığına adaylığınızı koymadan bir erken seçime gitmeyi düşünüyor musunuz?’’ sorusuna da, ‘’Nereden çıktı bu. Nisan’dan önce böyle bir şey duymayacaksınız’’ dedi.’’Bu ifadeler Sezer’in ağzından alınmış ifadeler, MHP kaynaklarından da doğrulattık’’ denmesi üzerine, Erdoğan, şöyle konuştu:’’Ben, her hafta Sayın cumhurbaşkanımızla görüşüyorum. Böyle bir şey olduğu zaman zaten bunları bizzat kendisinden duymuş olurum. Kaldı ki, bu konuda Anayasanın amir hükmü ortadadır ve bu amir hükme göre hareketle mükellefiz. İşimize geldiği zaman Anayasa’nın amir hükmü, hukuk devletiyiz; işimize geldiği zaman hukuk tanımayalım, bunu şuraya çekelim, bunu buraya çekelim. Meclis’te sıkıntılı bir yapı yok. Meclis’te şu anda 355 milletvekiline sahip olan bir iktidar partisi var. Dolayısıyla, böyle bir sıkıntı olacaksa, parlamento içinde varsa böyle bir sıkıntı bunun adımını atma noktasında karar verebilecek bir güce bu iktidar partisi sahiptir. Şu anda piyasalara olumsuz şekilde etkileyebilecek bir adımı atmayı da asla düşünmüyoruz.
Başka hesaplar içinde girmek suretiyle ülkeyi tekrar o eski alışkanlıklarına döndürmek isteyenler var. Biz o eski alışkanlıklar içerisine de asla girmeyiz. Böyle bir hesabımız da yok. O eski alışkanlıklar artık tarihte kaldı.’’
KÖŞKTE “KIBRIS” ZİRVESİ
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne (AB) sunduğu Kıbrıs ile ilgili öneri paketi ve sonrasında yaşanan gelişmelerle ilgili Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’e yarın bilgi vereceğini söyledi.
Türkiye’nin son Kıbrıs hamlesinin ardından hükümet, Köşk ve Genelkurmay arasında patlak veren “bilgilendirme” krizinin ardından Cumhurbaşkanı Sezer ve Başbakan Erdoğan ilk kez bugün biraraya gelecek. Bir süredir Çankaya Köşkü’ne çıkmayan Başbakan Erdoğan, bugün haftalık olağan görüşmesini yapmak üzere Cumhurbaşkanı Sezer’i ziyaret edecek. Sezer-Erdoğan görüşmesinin en önemli gündem maddesini “Avrupa Birliği” ve “Kıbrıs” oluşturacak. Başbakan Erdoğan, AB’ye yaptığı “liman” teklifi ve sonrasında yaşanan süreçle ilgili Cumhurbaşkanı Sezer’e bilgi verecek.
Başbakan Erdoğan, partisinin önceki gece gerçekleştirilen Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısında, “Sayın Cumhurbaşkanımızı haftalık görüşmemizde bilgilendireceğim. Yüzyüze yapacağımız görüşmede durumu anlatacağım” dedi.
|
/ ANKARA
14.12.2006
|
|
|
ULUSAL BİRLİK HAREKETİ |
Türkiye Kamu-Sen Genel Merkezinde 41 sendika, dernek ve vakıf tarafından oluşturulan “Ulusal Birlik Hareketi Platformu”na tepkiler sürerken, Memur-Sen Genel Merkez Yönetim Kurulu tarafından yapılan açıklamada “Sivil toplum örgütleri, antidemokratik hareketlerden ve demokrasiye zarar verici söylemlerden uzak durmalıdır” denilerek, “STK’lar adı üzerinde sivil inisiyatif ruhunu oluşturur, bunun aksine davranışlarda bulunulmamalıdır” uyarısı yapıldı.
Türkiye Kamu-Sen Genel Merkezi’nde 41 sendika, dernek ve vakıf tarafından oluşturulan “Ulusal Birlik Hareketi Platformu”na tepkiler sürüyor. Memur-Sen Genel Merkez Yönetim Kurulu yaptığı yazılı açıklamada, “Sivil toplum örgütleri, antidemokratik hareketlerden ve demokrasiye zarar verici söylemlerden uzak durmalıdır” denildi.
İktidarların el değiştirmesinin ancak demokratik yollarla olması, toplum adına karar alma sürecinde yer alacak kişilerinde seçimle işbaşına geleceği vurgulanan açıklamada, “Demokrasiler özgürlük ve hür iradeleri ortaya koyma rejimidir. Bununla birlikte özgürlükler Anayasa’da yer almış ve sınırlandırılması da yasalarla mümkün kılınmıştır. Ülkemizde de demokrasi rejimi aksaklık ve sorunlara rağmen ilerlemekte olup buna herkesin saygı duyması gerekir” denildi.
BU OYUNLARI 10 YIL ÖNCE DE GÖRMÜŞTÜK
Sivil toplum örgütlerinin antidemokratik hareketlerden ve demokrasiye zarar verici söylemlerden uzak durması gerektiği vurgulanan açıklamada şöyle denildi: “STK’ların halkın meşru oylarıyla gelen siyasî partileri parlamentodan atmak ve meşru hükümetleri devirmek görevi yoktur. STK’lar adı üzerinde sivil inisiyatif ruhunu oluşturur, bunun aksine davranışlarda bulunulmamalıdır. Son aylarda oynanmaya çalışılan oyunları Türkiye bundan 10 yıl önce de görmüştür. Son on yıl önce gerçekleştirilmeye çalışılan anti demokratik hareket ülkemizde demokratik sürece zarar verdiği gibi, bu dönemde hortumlanan, kaçırılan meblağ faizleri ve etkileriyle birlikte 140 milyar dolara mal olmuştur. Binlerce memur sürgün edilmiş veya görevine son verilmiştir.”
Son aylarda medyada ve kamuoyunda demokrasiyi kesintiye uğratacak oluşumlar memurları rahatsız ettiği ve fevkalade tedirginlik duyulduğu belirtilen açıklamada, “Hükümetlerin STK’ların düşüncelerini göz önünde bulundurma görevinin yanında STK’larında ülkenin anti demokratik yapıya sürüklenmesini engelleme görevi vardır… Bu itibarla ülkemizdeki demokratik süreci kesintiye uğratacak, halkın seçtiği parlamentonun oluşturduğu kuruma zarar verecek eylem ve söylemleri STK ve sendikacılık anlayışı içinde bağdaştırmadığımızı, bunun yanlış olduğunu ve tarihi sorumluluktan kimsenin kurtulamayacağını kamuoyuna duyuruyoruz.” denildi.
|
Fatih KARAGÖZ
/ ANKARA
14.12.2006
|
|
|
AKP'lilere “mikrofon” talimatı |
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne (AB) sunduğu Kıbrıs teklifiyle ilgili tartışmalar üzerine milletvekillerini uyardı. AKP’nin birinci ligdeki bir parti olduğunu belirten Başbakan Erdoğan, “Öyle uzatılan her mikrofona konuşmayın. Üçüncü ligdeki televizyon kanallarına çıkmayın. Vakarımızı korumalıyız” dedi.
AKP TBMM Grup Toplantısı’nın basına kapalı bölümünde konuşan Başbakan Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, milletvekillerini özellikle AB ve Kıbrıs gibi hassas konularda dikkatli olmaya çağırdı. Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül, hükümetin Kıbrıs davasını ‘milli bir dava’ olarak kabul ettiğini belirterek, “Bu davayı zayıflatmamızı kimse bizden beklemesin. Bilgi ve belge olmadan hiçbir milletvekili arkadaşımız konuşmamalı. Dışişleri Bakanlığı yetkilileri ile görüşerek basına demeç verin” dedi.
Başbakan Erdoğan ise yaşanan sürecin “sıkıntılı” bir süreç olduğuna dikkati çekerek, milletvekillerinden hassas davranmalarını istedi. “AK Parti olarak birinci ligde bir partiyiz” diyen Başbakan Erdoğan, tüm milletvekillerinin buna yakışır şekilde hareket etmesi gerektiğini vurguladı. Erdoğan, televizyon ekranlarında yorum yapan milletvekillerini uyararak, “Bunlar sıkıntılı konular. Arkadaşlarımız öyle her uzatılan mikrofona konuşmasın. Biz iktidar partisiyiz, birinci ligdeyiz. İktidar vakarına uygun davranmalıyız. Öyle ikinci, üçüncü ligdeki televizyon kanallarına çıkmayın. Çıkacaksanız birinci ligdekilere çıkın. Onda da donanımlı, birikimli olun. Merkez Yürütme Kurulu’ndaki arkadaşlarımızla, Abdullah Bey’le, Ali Babacan Bey’le görüşün ve konunuza iyi hazırlanın” talimatını verdi.
|
/ ANKARA
14.12.2006
|
|
|
Meclis’e kimse talimat veremez |
Türkiye Sağlık İşçileri Sendikası Genel Başkanı Mustafa Başoğlu, bazı sivil toplum örgütlerinin “ulusalcı” kimlikle bir araya gelerek Cumhurbaşkanlığı seçimi için TBMM üzerinde baskı oluşturmayı hedeflediğini hatırlatarak,”Kimse ‘Şunu seçmeyin, bunu seçin’ diye parlamentoya talimat veremezler” dedi.
Mustafa Başoğlu yaptığı yazılı açıklamada, aralarında Atatürkçü Düşünce Derneği, Türkiye Kamu-Sen ve TESK’in de bulunduğu bazı sivil toplum örgütlerinin “ulusalcı” adı ile bir araya gelerek Cumhurbaşkanlığı seçimi için milletvekillerine baskı yapma arzularını “demokratik talep değildir” şeklinde yorumladı.
Başoğlu, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt’ın, TBMM Başkanı Bülent Arınç’ın kendisini ziyareti sebiyle basına yansıyan açıklamasında “Türk askerinin demokrasiyi korumaya yemin ettiği” yönündeki sözlerinin son derece rahatlatıcı ve askerleri bazı olaylarla kendi çıkarlarına kullanmak isteyenlerin önünü kesici bir açıklama olduğunu belirtti. Bu gibi kuruluşların olsa olsa medyada yer bulabilmek için böyle bir yol seçmiş olabileceklerini ifade eden Başoğlu, “Bunlar TBMM üzerinde baskı kuramazlar. Ancak bazı isteklerinin yerine getirilmesi için TBMM’den talepte bulunabilirler, ülke sorunlarının ve meslekî sorunların çözünü isteyebilirler ama ‘Şunu seçmeyin, bunu seçin’ diye parlamentoya talimat veremezler” dedi. Recep Gören
|
Recep GÖREN
/ ANKARA
14.12.2006
|
|
|
AKP yine kampa girecek |
AKP’nin Kızılcahamam’da yapacağı kampın tarihi belli oldu. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 19-20-21 Ocak tarihleri arasında milletvekillerini kampa alacak. Erdoğan, Köşk seçimi öncesinde milletvekillerinin nabzını tutacak
AKP’nin kamp tarihi belli oldu. AK Parti Merkez Yürütme Kurulu’nda (MYK) alınan karara göre, milletvekilleri 19-20-21 Ocak 2007 tarihleri arasında Kızılcahamam Asya Termal Tesisler’de kampa girecek. Kampın en önemli gündem maddesini Köşk seçimleri oluşturacak.
Başbakan Erdoğan, sık sık “final yılı” olarak nitelendirdiği 2007 yılının ilk ayında milletvekillerini kampa alacak. Milletvekilleriyle geçmişin muhasebesini yapacak olan Erdoğan, hem Köşk hem milletvekili genel seçimleri öncesinde strateji belirleyecek. Tüm milletvekilleri, bakanlar, parti kurucuları ile Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK) üyelerinin katılacağı kampta, partinin politikaları gözden geçirilecek. Erdoğan, seçime dönük politikaların masaya yatırılacağı kampta “Köşk” için milletvekillerinin nabzını tutacak.
Kampta, milletvekillerinin Başbakan Erdoğan’a Cumhurbaşkanı adayı olup olmaması konusundaki telkinlerini iletmesi bekleniyor. Vekillerin eğilimlerini alacak Erdoğan, milletvekillerine genel seçimlere ilişkin taktik de verecek.
|
/ ANKARA
14.12.2006
|
|
|
Ağar: Seçimler Nisan'da yapılsın |
DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar, 2007 Nisan’ında yapılacak bir seçimi erken seçim olarak görmenin mümkün olmadığını, bunun “zamanında seçim” olacağını dile getirdi
Parti genel merkezinde Türk Müteahhitler Birliği Başkanı Erdal Eren ve beraberindeki heyeti kabulünün ardından gazetecilerin soruları cevaplandıran Mehmet Ağar, “Barajlar konusu girişimi biraz zor. Anayasa’nın bir senelik süreyi kısıtlayan maddesinde değişiklik yapılabilir. Bizim bunu şu aşamada söylememiz doğru değil. Geç kalındı. Bu baraj meselesini aşacak Türkiye milletvekilliği meselesi çıkarılabilirdi. Onların hiç birisi yapılmadı” diye konuştu. Bir yenilenme ve değişimin gerektiğini söyleyen Ağar şöyle konuştu:“2002 yılındaki mevcut iradeyi temsil eden meclisin geçen 4 yıllık zaman zarfında bu iradenin aşılmış olduğu meclisin üçüncü kanaldan görünen manzaralarıyla da boş sıralarda ortaya koyulan tablonun da hükümetin, iktidar partisinin takatinin tükendiğini göstermektedir. Türkiye’nin ciddi problemleri var. Bu problemlerle karar alacak bir hükümete, bir iktidara ihtiyacı var. Dolayısıyla seçim artık milletin dilinde dolaşan bir taleptir. Bu talep artarak devam edecektir. Doğru iş ilk bahar aylarında seçime gitmektir.”
|
Ahmet TERZİ
/ ANKARA
14.12.2006
|
|
|
AB çıkmazı aşabilir |
Türkiye AB ilişkilerini başyazısında değerlendiren İngiliz gazetesi Independent, ilişkilerin bir çıkmaza girdiğini, ancak bunun aşılmasının imkânsız olmadığını yazdı.
Türkiye’nin limanlarını Rum kesimine açmamasına ve Türkiye’deki reformlarda yavaşlamaya işaret eden rapor gibi gerçek sorunların bulunduğuna dikkat çekilen Independent’in başyazısında, müzakerelerdeki sorunların ele alınış biçiminin, meselenin tam üyeliğin şartları değil, Müslüman bir ülkenin Hristiyan bir topluluğa alınması fikri olduğuna işaret ettiği bildirildi.
Türkiye’nin kendisini böyle bir durumda haklı olarak rencide edilmiş hissettiği ifade edilen yazıda, Türkiye’nin iyi niyetle AB’ye üyelik başvurusu yaptığı ve bu başvurunun AB liderleri tarafından kabul edildiği hatırlatıldı. Türkiye’nin her şartta önüne konulan şartları yerine getirmek için önemli adımlar attığına da dikkat çekilen makalede, Rum kesiminin, Kıbrıs’ta çözüm olmadan birliğe üye yapılmasının yarattığı güçlüğe işaret edildi.
Rum kesiminin Türkiye’den limanlarını açmasını istediği, Türkiye’nin de KKTC üzerindeki izolasyonların kaldırılması şartını koştuğu hatırlatılan yazıda, Kıbrıslı Türklerin fedakarlıklarına karşılık hiçbir şey elde edememelerinin yanlış olacağı vurgulandı.
Durumun bütün bu sebeperle içinden çıkılmaz göründüğü, ama imkansız olmadığı belirtilen başyazıda, AB liderlerinin, cuma günü yapacakları zirvede Türkiye’nin üyelik müzakerelerinin tam üyelikle sonuçlanması ve buna yardımcı olunması gerektiği konusunda istekli olduklarını tekrarlamaları gerektiği bildirildi.
AB’nin samimiyeti konusunda kuşku duyulursa ilerleme sağlanamayacağı da vurgulanan başyazıda, Kıbrıs’ta bir çözüm için de gerçek ve ortak bir çaba harcanması gerektiği bildirildi.
AB’nin güçlü üyelerinin, Atina ve Rum kesimine, bütün birliğin bu bölgesel sorun tarafından rehin tutulmasını kabul etmeyeceklerini vurgulaması gerektiği belirtilen başyazıda, AB’nin sadece belli başlıklarda müzakereleri askıya alarak, kapıları Türkiye’ye açık tuttuğuna dikkat çekildi.
|
/ LONDRA
14.12.2006
|
|
|
İmam hatiplilerin Viyana başarısı |
ÖNDER’in desteğiyle Viyana’da okuyan imam hatipli öğrenciler, eğitim hayatlarına başarılar ekleyerek yollarına devam ediyor. Fatih Karaman, Dr. Şeyma Betül Yüksel ve Adem Faal okullarını iyi dereceyle bitirerek diplomalarını aldılar.
Bakırköy İmam Hatip Lisesi mezunu Fatih Karaman, Sincan İmam Hatip Lisesi mezunu Şeyma Betül Yüksel ve Ağrı İHL mezunu Adem Faal, kendilerine destek verenlerin yüzlerini ağarttı. Her üç öğrenci de okullarını iyi derece ile bitirdi. ÖNDER Genel Başkanı Yusuf Ziyaettin Sula, WONDER Genel Başkanı Yusuf Kara ve Yardımcısı Nadire Kara’nın da hazır bulunduğu mezuniyet törenlerinde sevinç ve coşku yaşandı.
BAŞARILI ÖĞRENCİLER
Fatih Karaman Bakırköy İHL mezunu. Bilgi üniversitesi İletişim Fakültesi’ne ÖNDER’in bursuyla başladı. 2001 krizi yüzünden özel üniversitelerin ücretleri problem olunca ve başörtüsü krizi yüzünden kız arkadaşları okullarını bırakmak zorunda kalınca, onlarla birlikte Viyana’ya gitmeyi tercih etti. Okula yaptığı başvurusu kabul olan Fatih Karaman kısa zamanda İngilizce ve Almancayı öğrenerek 2006 Haziran’ında Viyana Üniversitesini yüksek lisanslı olarak bitirdi.
BAŞARI ÜSTÜNE BAŞARI
Şeyma Betül Yüksel, beş yaşında ilkokula başladı, ortaokul ve liseyi de Sincan İmam Hatip Lisesi’nde okudu. Üniversite sınavına ilk girdiği sene Konya Selçuk Tıp Fakültesi’ni kazandı. Tıpta ilk iki senelik eğitimi problemsiz geçti, fakat üçüncü senenin başında okul yönetiminin çıkardığı başörtüsü yasağıyla karşı karşıya kaldı. Derslere devam edemedi, fakat buna rağmen sınıf geçmek için tanınan sınav hakkını da çok iyi değerlendirerek, okulun puan anlamındaki onur listesine girmeyi basardı ve dördüncü sınıfa geçti. Daha sonrasında okul yönetimi başörtüsü yasağı konusunda ısrar edince Şeyma Betül Yüksel, derslere devam edemediği için okuldan atıldı.
Okulu bitirmek için çareler ararken, bir yıllık aradan sonra 2001 yılında Viyana’ya gitti. Almanca kursundan sonra 2002 yılında Viyana Tıp Üniversitesi’nde eğitime başladı. 2006 yaz döneminde bitirdiği tıp eğitiminden sonra Türkiye’ye döndü. Yüksel’in mezuniyet töreni de görkemli oldu.
AĞRI’DAN VİYANA’YA
Adem Faal Ağrı İHL mezunu. O da ÖNDER bursuyla Beykent Üniversitesi’nde İşletme okumaya başladı. Aynı gerekçelerle Viyana’ya gitti. Viyana Wirtschaft (ekonomi) Üniversitesini başarıyla bitirdi. Yüksek lisans tez konusu Türkiye-Avusturya arası ticaretle ilgili. Adem Faal da gösterdiği üstün başarılardan dolayı okulunu erken bitiren Türk öğrencileri kervanına katıldı. Ağrı’dan başlayıp Viyana’da devam eden öğrencilik hayatında hep başarılı bir grafik çizen Faal’i de sevenleri yalnız bırakmadı.
|
Yeni Asya
/ VİYANA
14.12.2006
|
|
|
Türkiye’ye açık mesaj gönderdik |
AB Komisyonunun genişlemeden sorumlu üyesi Olli Rehn, AB’nin önceki gün aldığı kararla, Ankara protokolüyle ilgili sorumluluklarını yerine getirmediği için Türkiye açık bir mesaj verdiğini söyledi.
Avrupa Parlamentosu genel kurul oturumunda bu sabah, Dışişleri Komisyonu Başkanı Alman Hristiyan Demokrat Elmar Brok’un “Genişleme stratejisi” ve Alexander Stubb’un “AB’nin yeni ülkeleri hazmetmesi” konularında hazırladıkları raporlar tartışıldı.
Olli Rehn, genel kurulda yaptığı konuşmada, AB dışişleri bakanlarının kararının memnuniyet verici olduğunu belirterek, “AB, Türkiye gibi hassas bir konuda, büyük bir krize yol açmadan çözüm bulabileceğini gösterdi. Bunun herkes tarafından takdir edilmesi gerekir” dedi. Rehn, bu kararla Türkiye ve AB arasında bir tren kazasının da engellenmiş olduğunu iddia etti.
AB dönem başkanı Finlandiya’nın Dış Ticaret Bakanı Paula Lehtomaki, “ülkesinin, Türkiye ve AB arasındaki müzakerelerin kesilmemesi için elinden geleni yaptığını” söyledi. Finli bakan, AB bakanlarının kararıyla olası tren kazasının engellendiğini sözlerine ekledi.
Tartışmada söz alan Avrupalı parlamenterlerin büyük bir kısmı, AB bakanlarının Türkiye ile ilgili aldığı karara destek veren konuşmalar yaptı. Bu arada Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu Eşbaşkanı Joost Lagendijk, “AB bakanlarının, ilkbahar aylarında, Kıbrıslı Türkler üzerindeki izolasyonların kaldırılmasını tekrar gözden geçirecek olmasının sevindirici” olduğunu söyledi.
|
/ STRASBOURG
14.12.2006
|
|
|
Müzakereleri durdurma büyük hata |
AB´nin Türkiye ile 35 başlıkta sürdürülen müzakereleri durdurma kararını değerlendiren Türkiye Araştırmalar Merkezi (TAM) Direktörü Prof. Dr. Faruk Şen, alınan kararı büyük bir hata ve öngörüsüzlük örneği olarak niteledi.
Kuzey Kıbrıs´ın izolasyonu kaldırılmaksızın Türkiye´yi Güney Kıbrıs´a limanlarını açmaya zorlamak üzere AB´nin aldığı sekiz başlıkta müzakereleri durdurma kararını açık bir adaletsizlik ve politik öngörüsüzlük örneği olarak niteleyen TAM Direktörü Prof. Dr. Faruk Şen, „Adada birleşme amacıyla gerçekleştirilen referandumda birleşme yönünde oy kullanan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti halkının izolasyonunun kaldırılması yönünde atması gereken adımları geciktiren AB´nin böyle bir talepte bulunması ciddiyet ve sorumluluktan mahrum bir dış politikadır“ diye konuştu.
|
Yeni Asya
/ İSTANBUL
14.12.2006
|
|
|
Manisalı: AB, Türkiye’yi baskı altında tutacak |
Prof. Dr. Erol Manisalı, AB’nin Genel İşler Konseyinin aldığı kararla Türkiye’yi elinden kaçırmadan baskı altında tutacak mekanizmaları çalıştırdığını söyledi.
AB Genel İşler Konseyinin önceki gün aldığı kararı değerlendiren Prof. Dr. Erol Manisalı, “AB’nin görüşmeleri askıya almadan, Türkiye üzerindeki baskı kapılarını aralık tuttuğunu” ifade etti. AB’nin kendi açısından alacaklarını aldığını belirten Prof. Dr. Manisalı, şunları söyledi:”Böylece AB’nin Türkiye’ye önümüzdeki süreçte de yaptırım yapma olanağı bulunuyor. AB hiçbir zaman Türkiye ile ilişkileri askıya almayı düşünmez. Bu hatayı en son 1999 Lüksemburg zirvesinde yaptı. Daha sonra hatasını düzeltmek için 2 yıl uğraşmak zorunda kaldı.” Prof. Dr. Manisalı, Türkiye ve AB arasındaki mevcut ilişkilerden daha çok AB’nin yararlandığı kaydedetti.
|
/ ANKARA
14.12.2006
|
|
|
Özdoğan: Kamu hastaneleri yok ediliyor |
Anavatan Partisi Erzurum Milletvekili İbrahim Özdoğan, ‘’Sağlık Bakanı, çok bilinçli bir biçimde kamu hastanelerini yok etmeyi amaçlamaktadır’’ dedi.
Özdoğan, Parlamentoda düzenlediği basın toplantısında, devlet hastanelerinde karşılaşılan sorunları gündeme getirdi. Devlet hastanelerinde, kan alımı sonrası damar çıkışına yapıştırılacak Flaster’in esirgendiğini öne süren Özdoğan, kan verenlerin kağıt mendille damarlarından sızan kanı temizlediğini ileri sürdü. Özdoğan, hastalar için sayıca yeterli ve temiz tuvalet bulunmadığını da savundu. ‘’Sağlık Bakanı, çok bilinçli bir biçimde kamu hastanelerini yok etmeyi amaçlamaktadır’’ diyen İbrahim Özdoğan, şöyle devam etti:’’Hiçbir ülke, milli varlığın temeli olan kamu hastaneciliğini yok edemez. Tıbbın gelişmiş ve yüksek teknoloji imkanlarından sadece parası yeterli olan ve özel sağlık bakımını finanse edebilen vatandaşların değil, bunun için yeterli parası olmayan vatandaşların da kamu yoluyla istifade edebiliyor olması, bir ülke açısından saygın ve uluslararası planda kabul edilir olmanın temel koşullarındandır.’’
|
/ ANKARA
14.12.2006
|
|
|
Günday'ın maaşı Meclis gündeminde |
AKP Trabzon Milletvekili Asım Aykan, Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Derviş Günday’ın aldığı maaşı TBMM gündemine taşıdı.
Aykan, Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun’un cevaplaması istemiyle TBMM Başkanlığına sunduğu yazılı soru önergesinde, Günday’ın TESK Genel Başkanlığından 119 bin YTL, TŞOF Başkanlığından 117 bin YTL, federasyona bağlı Trafik Araç ve
Gereçleri İmalatı Şirketinin Danışma Kurulu Başkanlığından da 68 bin YTL olmak üzere 2005 yılında 304 bin YTL ücret aldığı yolundaki haberleri hatırlattı. Konunun açıklığa kavuşturulması için Sanayi ve Ticaret Bakanlığının bir çalışma başlatıp başlatmadığını öğrenmek isteyen Asım Aykan, bir inceleme veya denetim yapılıp yapılmayacağı sorusunu yöneltti.
AKP’li Aykan, TESK Başkanı Günday’ın maaşı konusunda yeni bir yasal düzenleme yapılıp yapılmayacağının da açıklanmasını istedi.
|
/ ANKARA
14.12.2006
|
|
|
Köprü ve otoyollarda iş yavaşlatma eylemi |
Yapı-Yol Sen, dün oto-yollar ve Fatih Köprüsü’nde başlattığı iş yavaşlatma eylemini bugün de sürdürecek. Saat 14.30’dan itibaren gerçekleştirilecek eylemler, saat 19.00’a kadar sürecek.
Diğer işyerlerinde de iş bırakma eylemi yapan Yapı-Yol Sen, Bayındırlık ve İskan Bakanlığı’nın hazırladığı Ek Ödeme Yasa Taslağı’nın yasalaşmasını, “fiili hizmet” talebinin uygulanmasını ve “otoyollar ve köprülerin ücretsiz” olmasını istiyor.
|
/ İSTANBUL
14.12.2006
|
|
|
Kadın kurban kesebilir |
Bursa İl Müftüsü Mahmut Gündüz, kadınların kurban kesmelerinde asla bir sakınca, dini bir mahsur bulunmadığını bildirdi.
Kurban Bayramı’nda kadınların da kurban kesip kesemeyecekleri yönündeki soruyu cevaplayan Gündüz, kadınların kurban kesemeyeceklerine ilişkin ellerinde dini bir bilgi bulunmadığına dikkati çekerek, şunları kaydetti: ‘’Dolayısıyla hanımlar, bayanlar kurban kesebilirler, ama işte erkeklerin kesmesi gelenek olmuştur, adet olmuştur. Yani meseleyi ‘sen kesersin, ben keserim’e götürmemek lazım ama gayet net, açıkça söylüyorum; kadınların kurban kesmelerinde asla bir sakınca yoktur, dini bir mahsur yoktur.’’ Bu arada, Diyanet İşleri Başkanlığının internet sitesindeki ‘’Dini Sorular’’ bölümünde, ‘’Kadın kurban kesebilir mi?’’ yönündeki soru, ‘’Hayvan kesiminde, bu işlemi yapacak kişinin akıl ve temyiz gücüne sahip, Müslüman olmasının dışında bir şart bulunmamaktadır Bu şartları taşıyan kişi kadın olsun, erkek olsun kurban kesebilir’’ şeklinde cevaplanıyor.
|
/ BURSA
14.12.2006
|
|
|
“Namazdaki hareketler sağlık için de faydalı” |
Malezya’nın önde gelen üniversitelerinden Universiti Malaya, namaz kılarken yapılan hareketlerin önemli fiziksel faydaları olduğunu tespit etti.
Üniversitenin biyomedikal mühendislik bölümünün yaptığı araştırmada, namaz kılarken yapılan hareketlerin kalp ve omurgaya çok faydası olduğu, ayrıca namazın insanlarda hafıza ve dikkat üzerinde olumlu tesirleri olduğu belirlendi. Başbakan Abdullah Ahmed Badavi, araştırmanın, ibadetlerin insan hayatındaki gücünü teyid ettiğini söyledi. Abdullah, namazın öncelikle manevi açıdan Müslümanlar için önemli olduğunu fakat aynı zamanda namazın biyolojik ve tıbbi faydaları olduğunun da tesbit edilmesinin güzel olduğunu ifade etti.
|
/ KUALA LUMPUR
14.12.2006
|
|
|
İnsan büyük bir mucizedir |
Risâle-i Nur Enstitüsü Ankara Şubesinde düzenlenen “Hücreden İnsana” konulu seminerde konuşan Prof. Dr. Alpaslan Özyazıcı, insanın yaratılışının tümüyle mucize olduğunu söyledi.
Risâle-i Nur Enstitüsü Ankara Şubesi tarafından düzenlenen programa katılan Prof. Dr. Alpaslan Özyazıcı “Hücreden İnsana” konulu bir seminer sundu.
İnsanın yaratılışının tümüyle mucize olduğunu ifade eden Özyazıcı, Kur’ân-ı Kerim’in bir çok ayetinde insanın yaratılışı ile ilgili bölümler olduğuna dikkat çekti.
Özyazıcı seminerde şunları söyledi: “Döllenme olayının sonsuz bir ilim sahibinin müdahalesi olmadan gerçekleşmesi mümkün değildir. Çünkü bu bilmece O’nsuz, O’nun bilgisi olmadan asla çözülemez. Eğer yumurta hücresi, kendinde olan bir yapıyı taşıyan spermi seçecek olursa, üç kulaklı ya da iki başı hilkat garibelerinin çok acayip varlıkların ortaya çıkması kaçınılmazdır. Zaten hilkat garibeleri de bu ince sırrı bize açıklayan İlâhî birer ders örnekleridir.
“Kur’ân-ı Kerimde bir çok ayette insanın yaratılışı ile ilgili bölümler vardır. Bunlardan biri de Yasin Suresi’ndeki ‘İnsan, Bizim kendisini bir damla sudan yarattığımızı görmüyor mu? Şimdi o, apaçık bir düşman kesilmiştir. Kendi yaratılışını unutarak Bize bir örnek verdi; dedi ki: ‘çürümüş bozulmuşken, bu kemikleri kim diriltecekmiş?’ De ki; Onları, ilk defa yaratıp inşa eden diriltecek. O, her yaratmayı bilir’ ayetidir.
“Merak ilmin hocasıdır. Eğer insana merak verilmeseydi, ilim diye bir şey olmazdı. İnsanın mahiyeti kıymettar cihazlardan müteşekkildir. Bu mahiyetiyle insan, yeryüzündeki bütün elektronik eşyanın tamamından daha hassas bir yapıya sahiptir. Gözü harika bir kamera, kulağı bir anten, hafızası bir arşiv, beyni en kompleks bir santral gibidir. İnsan ahsen-i takvimde yaratılmıştır.”
|
Yeni Asya
/ ANKARA
14.12.2006
|
|
|
Havalar, göçmen kuşları da şaşırttı |
Tüm dünyayı tehdit eden küresel ısınmanın sebep olduğu yalancı bahar, göçmen kuşları bile şaşırttı. Ağustos ayında Afrika’ya göç etmesi gereken bir leylek, kışın sert geçtiği Bingöl’de küresel ısınma sebebiyle son zamanlarda devam eden sıcak havalara aldanıp göç etmedi.
Ot ve balık bolluğundan tercih edilen Bingöl’ün Genç ilçesindeki Murat Nehri platosuna her yıl gelen yüzlerce leylekten biri, bu yıl binlerce yol kat edip Afrika’ya göç etme yerine havaların sıcak olduğu Bingöl’de kalmayı tercih etti. Murat Nehri platosunda balıkçılar tarafından fark edilen Leyleğin, Aralık ayında halen burada olması hayretle karşılandı. Günün büyük bir bölümünü Murat Nehri kıyısında tüneyen martılarla geçiren leylek, sabah ve akşam vakitlerinde sığ sularda balık avlayıp ot yemenin ardından gökyüzünde bir süre süzülerek nehir kenarında geceliyor.
|
/ BİNGÖL
14.12.2006
|
|
|
Develi cıvıklısı AB yolunda |
Kayseri’nin Develi İlçesi’nde yaygın olarak yapılan Develi cıvıklısının standartlarının alınabilmesi için Develi Belediye Başkanlığı’nın yaptığı proje teklifi, Avrupa Birliği’nden kabul gördü.
Develi Belediyesi’nin geçtiğimiz aylarda Develi İlçesi’nin meşhur pidesi cıvıklı için AB’ye yaptığı başvuru kabul edildi. Kayseri’nin Develi İlçesi’nde yaygın olarak bilinen ve Konya etli ekmeğine benzeyen cıvıklı pide için, Avrupa Birliği 75 bin euro ödenek ayırdı. Koyun etinden yapılan ve çifte bıçakla doğranmış özel bir etle hazırlanan cıvıklıda, peynir de kullanılıyor.
|
/ KAYSERİ
14.12.2006
|
|
|
Karadeniz, İç Anadolu’ya kavuşuyor |
125 yıldır tamamlanamayan Karadeniz ile İç Anadolu arasında direkt ulaşımı sağlayacak ‘Dereyolu’ projesinde sona yaklaşıldı. Bu güne kadar 170 trilyon harcanan Dereyolu ile yol güvenliği artacak, trafik kazaları azalacak. Bölgede sosyal ve ekonomik hareketlilik artacak.
Asırlık proje ‘Dereyolu’nun hikayesi 125 yıl önce Sultan Abdülaziz döneminde başladı. 125 yıldır tamamlanamayan projede sona yaklaşıldı. Devlet Su İşleri tarafından yürütülen proje; yol ve tünel işlemlerinin tamamlanmasının ardından Karayolları Genel Müdürlüğü’ne devredilecek. Temmuz 2007’de ulaşıma açılacak Dereyolu, Ordu ile Sivas arasında direkt bağlantı sağlayacak. Böylece, Karadeniz, İç Anadolu, Doğu Anadolu ve Akdeniz Bölgeleri’ne kavuşacak. Toplam uzunluğu 22 km olan Dereyolu projesinde, uzunluğu 150 ile 2200 metre arasında değişen toplam 6640 metre uzunluğundaki 13 tünel bulunuyor. Yüzde 90’ı tamamlanan Dereyolu denizden 650 metre yükseklikte başlayarak, 200 metrede bitiyor.
Bu güne kadar 170 trilyon harcanan Dereyolu ile yol güvenliği artacak, trafik kazaları azalacak. Bölgede sosyal ve ekonomik hareketlilik artacak.
|
Yeni Asya
/ ORDU
14.12.2006
|
|
|
|