Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 09 Aralık 2006

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Kariyer

Başarıyı gölgeleyen bir olgu: Aşırı heyecan (panik atak)

Her şeyden önce şurası çok iyi bilinmelidir ki, ister yazılı isterse sözlü olsun tüm objektif sınavlar sağlıklı bir ruh haletiyle kazanılabilir. Psikolojik sıkıntıların hâkim olduğu bir atmosferde sınavlarda başarılı olmanın oldukça zor olduğu bilinen bir gerçektir. O halde öncelikle ruhsal açıdan engellerin kaldırılması ve bir huzur ortamında soruların çözülmesi çok önemli bir olgudur, diyebiliriz.

Heyecan gibi psikolojik sıkıntıların giderilmesi için, öncelikle bu sıkıntılar çok iyi teşhis edilmeli ve sonra tedavi edilmelidir. Heyecan bir problem haline gelmişse, modern anlamdaki “balık kılçığı” gibi analizler yapılarak; yani problemin sebepleri alt kategorilerle analiz edilerek, problem çok iyi teşhis edilmeli ve alternatif çözüm yolları sunularak bu problemin giderilmesi yoluna gidilmelidir.

Makul düzeyde olmayan aşırı heyecan olgusunu üreten sebeplerin başında “endişe ve ümitsizlik” hastalıkları gelmektedir. Bir insan başarıyı elde etmek için öncelikle endişe ve ümitsizlikten sıyrılarak “ümitli” olma yeteneğini kazanmalıdır. Bu yetenek yaratılıştan herkese verilmiştir. İnsanların yapması gereken şey ise, bu potansiyel gücü kinetiğe çevirmek veya kanalize etmektir. Öncelikle bir işe başlayan kişinin “ben bu işi Allah’ın izniyle yaparım ve başarırım” ümidini beslemesi, aksi halde daha başından başarısızlığı kabullenmesinin önemli bir düstur olduğu bilinmelidir. Bu konuda bir bilginin olayını ilâve etmekte fayda vardır sanırım: Köyden eğitim için büyük bir şehre giden bir kişi, çok çalışmasına rağmen başarılı olamayıp köyüne dönmek üzere yaya olarak yola koyulur. Yolda sağanak halinde bir yağmura tutulan şahıs, bir köprünün altına sığınır ve yağmurun dinmesini bekler. Bu arada gözü, damlayan su damlalarının oluşturduğu bir taş üzerindeki oyuğa takılır. Birden zihninde bir şimşek çakar ve kendine “damlalar, sert bir taş üzerinde böyle bir oyuk oluşturuyor da bana ne oluyor ki, bilgileri hafızama yerleştiremiyorum?” diyerek tekrar şehre geri döner ve azimle çalışarak zamanın önemli bir bilgini olur. Bu, her başarının altta yatan sebeplerinden birinin “ümit” ve “azim” olduğunu gösteren ibretli bir olaydır.

Heyecanı doğuran diğer bir hastalık “bıkkınlık” tır. Çalışmanın zevkini tadamayan insanlar, bu hastalığa sık sık yakalanırlar. En küçük bir sebebi öne sürerek çalışmayı bırakıp, yaptığı işten vazgeçerler. Bu durum sınava da yansır. Soru çözmekten bıkan bir öğrenci, soruları yetiştirmede güçlük çekebilir ve bu durum onda bir panik havası oluşturur. Bu panikle aşırı heyecana kapılan öğrenci baygınlık bile geçirebilir. Aşağıdaki haber bu vak'ayı doğrulamaktadır.

Oysa insanın başarılı olması için sürekli gayret sarf etmesi ve bıkkınlık göstermemesi, temel esaslardan biridir. Bu durum cep telefonunun şarj edilmesi gibidir. Nasıl ki en mükemmel bir cep telefonu bile şarj edilmezse yine deşarj olur, aynen öyle de bilginin muhafaza edilmesi için bıkmadan sürekli tekrar etme alışkanlığı kazanılmalıdır.

Dr. Kenan ÖREN

09.12.2006

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Başlıklar

  Başarıyı gölgeleyen bir olgu: Aşırı heyecan (panik atak)

  Zekâ gelişimi ve mizah

  Potansiyeline rehberlik etmek

  Diyalogdan kim korkar

  YASEM AJANDASI

  ZEKÂ KIRINTILARINDAN


 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004