Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan, ‘’AB ile ilişkilerde reformları yavaşlatma gibi bir lüksümüz yok, aynı hızla devam edeceğiz’’ dedi.
Avrupa Birliği turu kapsamında Slovakya’nın Başşehri Bratislava’ya gelen Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Babacan, temasları öncesinde Türk gazetecilere yaptığı açıklamada, Merkel'in önerisi karşısında başta AB Komisyonu olmak üzere çok sayıda karşı görüşlerin olduğunu ve bu karşı görüşlerin çok ciddî bir şekilde Merkel'in önerisine karşı mücadele verdiğini söyledi. Avrupa Birliği Komisyonunun tavsiye kararında Merkel'in önerisine ilişkin herhangi bir ifadenin bulunmadığını belirten Babacan, şöyle devam etti:
"Merkel'in fikrine karşı çok ciddî bir mücadele var. Başta Komisyon buna karşı çıkıyor. Karşı çıkanlar, Türkiye'ye böyle bir tarih verilmesinin yeniden sıkıntılara yol açabileceğinden hareketle bu görüşe karşı çıkıyorlar. Zaten bu önerinin karara bağlanması için AB'de bir oy birliği gerekiyor."
AB Liderler Zirvesi’nin önemli olduğunu ve hükümet olarak Zirvenin ardından çıkacak karara göre bir tutum belirleyeceklerini belirten Babacan, Liderler Zirvesinin ardından alınacak karara ilişkin olarak çok olumsuz bir sonuç beklemediklerini kaydetti. Babacan, ‘’Çok olumsuz bir tablo ile karşı karşıya kalacağımızı düşünmüyoruz’’ dedi.
REFORMLARDA YAVAŞLAMA OLMAYACAK
Türkiye’nin AB katılım sürecinde reformları hızlı bir şekilde kabul ederek uygulamaya başladığının altını çizen Babacan, ‘’AB ile ilişkilerde reformları yavaşlatma gibi bir lüksümüz yok, aynı hızla devam edeceğiz’’ diye konuştu.
Türkiye’nin reform yorgunu olduğuna ilişkin iddialara katılmadığına işaret eden Babacan, belki uygulama alanında biraz yavaşlama olduğunu ifade etti. Babacan, gelecek yıl seçim yılı olsa da hükümetin hiçbir reformu yavaşlatmayacağını ve AB ile ilişkilerin aynı hızda devam edeceğini kaydetti.
AB ile ilişkilerde soruna sebep olan Kıbrıs konusuna değinen Babacan, 301. madde değişse bile AB’deki bazı ülkelerin bu değişime bakmayacaklarını, çünkü Kıbrıs konusunun arkasına sığınma gibi bir tavırlarının bulunduğunu belirterek, özellikle son haftalarda Kıbrıs bahanesinin sıkça kullanılmaya başlandığını söyledi.
Babacan, Türkiye’nin yaşadığı bu süreci ise “AB’nin geleceğine ilişkin güç mücadelesi” şeklinde tanımladı.
|