Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 05 Aralık 2006

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Haberler

 

Terörün sebebi din değil, zulüm

Belçika’da yayınlanan bir raporda, terörün en önemli kaynağının sanılanın aksine dini şiddet olmadığı belirtildi. Rapora göre terörün en önemli sebepleri arasında yoksulluk ve zulüm ilk sırada yer alıyor.

Geçtiğimiz yıl dünya çapında yaşanan terör saldırıları bir önceki yıla göre üçte bir oranda artış gösterirken, özellikle medya tarafından sıkça seslendirilen din endeksli terör olaylarının sanılandan çok daha az olduğu tesbit edildi. Almanların ünlü Bertelsman Vakfı tarafından yapılan ve Belçika’da yayınlanan din-terör ilişkisin ele alındığı raporda, dünya çapında dinî sebeplere dayanarak yapılan terör saldırıların aşırı sol grupların eylemlerine denk olduğu ifade edildi. Araştırmalar din motifli terör saldırların toplam terör eylemlerinin yüzde 26’sını oluşturduğunu ortaya koyarken, rapora göre dünya genelinde en çok ulusal ya da ayrılıkçı hareketler terörü silâh olarak kullanıyorlar. Yayınlanan raporda yoksulluk, etnik çatışma, devlet otoritesinin zayıflığı, gelişmiş politik sistemin olmaması ve dış müdahaleler siyasî şiddetin başlıca sebepleri olarak gösteriliyor. Din-terör ilişkisinin irdelendiği raporda sorunların üstesinden şiddet yanlısı çözümlerle gelinemeyeceği, terörün önüne ancak yoksullukla mücadele, demokrasinin güçlenmesi ve devlet mekanizmasının güçlü bir şekilde çalıştırılması ile mümkün olduğu ifade edildi.

/ BRÜKSEL

05.12.2006


 

Gazete nasıl öğrendi?

TCDD’ye, trenlerde namaz için bir yer ayrılmasına dair talebini ihtiva eden bir mail gönderdiğini belirten Özyazıcı, “Bu gazetecinin nereden haberi oldu?” diye sordu. Özyazıcı Yeni Asya’ya yaptığı değerlendirmede “Mescit istemek suçmuş gibi haber yapmışlar. Bunlar bir suç gibi takdim ediliyor. Bazılarına göre bizim gibi insanların Türkiye’de yaşamaması lâzım, ama yaşıyoruz” şeklinde konuştu.

Trenle yaptığı bir seyahatte namaz kılmak için uygun yer bulamayan Hacettepe Üniversitesi Histoloji ve Embriyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Alparslan Özyazıcı, seyahat sonunda Devlet Demiryolları’na “Acaba trende yemekli vagon olduğu gibi, bir vagonun beşte biri kadar bir yer namaz kılmak için, mescit mânâsında tahsis edilemez mi?” şeklinde gönderdiği mail dünkü Hürriyet gazetesine “Trene mescit istedi” başlığıyla manşet oldu. Özyazıcı, konuyla ilgili Yeni Asya’nın sorularını cevaplandırdı.

* Hakkınızdaki haber ile ilgili ne diyorsunuz?

Yazıldığı gibi.

* Haberde herhangi bir çarpıtma veya eksik bir şey var mı?

İşin ters tarafı şu. Ben şahsım hesabına TCDD’ye bir mail göndermişim. Bu gazetecinin nereden haberi oldu? En büyük terslik o. Birisi fitne tarzında veriyor. Bir de ben çocukluğumdan beri namazımı kılarım. Orucumu tutarım. Mümkün mertebe fakültede namazlarımı mescitte cemaatle kılarım. Yıllarca televizyonlarda dinî programlarımız oldu. Yeşilay Şube Başkanlığım oldu. Bunları da yazsalardı daha iyi olacaktı. Eğer mescit istemek suçsa, suç haneme bunları eksik yazmışlar. (Gülüyor)

Mescid istemek suçmuş gibi bir de haber yapmışlar. Bunlar bir suç gibi takdim ediliyor. Bazılarına göre bizim gibi insanların Türkiye’de yaşamaması lâzım ama yaşıyoruz.

* Haberle ilgili sizin görüşünüze müracaat edildi mi?

Evet aradılar. ‘Sizin bu mailden nereden haberiniz oldu’ diye kızdım açıkçası. ‘Şahsım adına yazdığım bir mesaj sizi ne alakâdar eder’ dedim. Muhabir, ‘Bana ulaştı, haber değeri var’ dedi. Fazla uzatmadım. Kapattım. Bir baktım bunu manşetten vermişler.

* Peki demiryolları ile irtibata geçtiniz mi? Bu mesajınızın gazeteye nasıl ulaştığını sorabildiniz mi?

Ben TCDD’ye e-mail yazdım. Oradan bana ‘Mesajınız alınmıştır. Sonra cevap verilecektir’ diye bir cevap geldi. Bugün o haber çıktı. Demiryollarından bunu kimin muhabire verdiği konusunda fikrim yok. Bu tam anlamıyla saygısızlık başlı başına.

UĞRAŞMAYA DEĞMEZ

* Herhangi bir girişimde bulunacak mısınız?

Hiçbir şey yapmayacağım. Suç mu işlemişim? Uğraşmaya değmez.

* Haberde alkolle savaş açtığınız şeklinde faaliyetleriniz de suç gibi verilmiş?

Onu yazdıkları iyi olmuş. Alkolle mücadelem devam edecek inşallah.

* Yurtdışında benzer bir isteğiniz olsa nasıl karşılanır?

Bir kere yurtdışına Lufhansa Hava Yolları ile seyahat ediyordum. Vakit çıkmak üzereydi. Hostesten bana uygun bir yer göstermesini rica ettim. Bu isteğimi büyük bir saygıyla karşıladı. Bana uçağın arka tarafından yer gösteri ve namazımı kıldım. Onlar bu tür istekleri takdirle karşılıyorlar. Benim laiklik anlayışım, “dinsizin dinsizliğine karışılmayacağı gibi dindarın da dindarlığına karışılmaması” şeklindedir. Ama Türkiye’deki bazılarına göre bizim yaşamamamız lâzım ama yaşıyoruz.

* TCDD Genel Müdürü’nün “Tren’de kıble tutmaz” açıklamasıyla ilgili ne diyorsunuz?

Peygamberimiz devenin üstünde namaz kılmıştır. Sadece ben değil bir çok insan otobüste, uçakta, trende namazını kılar. Kimi oturduğu yerde kimi namazı normal şekliyle kılar. Bu gibi taşıtlarda namazı kazaya bırakmaktansa böyle kılmak daha iyidir.

* Genel Müdürün “mescit isteyenlerin namazı kaza etme problemi varsa gitmesinler” şeklinde bir beyanı da var.

Eğer bunu demişse, haberde yazıldığı gibiyse haddini aşmıştır. İnsanların inançlarına, karışmaya, onları engellemeye kimsenin hakkı yoktur. TCDD devletin bir kurumudur. Millete hizmet etmek için kurulmuştur. Genel Müdürün de vazifesi millete hizmet etmektir.

Kemal BENEK

05.12.2006


 

Ağar: İmam hatipliler ve başörtülülere farklı bakılmasın

DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar, “Bu ülkenin imam hatipli çocukları, başörtülü kızları bizim evlîdımız. Onlara hiçbir kimsenin farklı gözle bakmasına müsaade etmemiz söz konusu değildir. Onların mağduriyeti, mazlumiyeti, hissiyatı üzerine siyaset yapılmasına asla müsaade etmeyiz. Sorunlarını da milletçe el birliğiyle çözeriz” dedi.

Ağar, partisinin Eskişehir İl Teşkilâtı tarafından düzenlenen ve şehirdeki sivil toplum kuruluşları ile oda temsilcilerinin katıldığı ‘’Son Ekonomik Gelişmeler’’ adlı toplantıda yaptığı konuşmada, Türk sanayisinin nitelikli eleman bulamadığını ve iktidarın 4 senedir meslekî teknik eğitim konusunda hiçbir çözüm üretmediğini söyledi Ağar, şunları kaydetti: ‘’Bir yandan da imam hatipli çocukların meseleleri halledilemedi. 20 senedir imam hatip, başörtüsü üzerine siyaset yaptınız. Allah nasip etti iktidara geldiniz. Bunu boş yere geçirdiniz. Yapmayın. Biz sokmuyoruz bu işi siyasetin içine. Biz istersek buradan sizin üzerinize geliriz, ama bizim işimiz insanların duygularını istismar ederek siyaset yapmak değil. Bütün iş, meseleleri demokratik haklar ve özgürlükler temelinde görmek suretiyle, mağdur insanların ideolojik bağlamda değil, demokratik haklar ve özgürlükler bağlamında meselelerini çözmektir. Bu ülkenin imam hatipli çocukları, başörtülü kızları evlâdımızdır. Onlara hiç kimsenin farklı bir gözle bakmasına müsaade etmemiz söz konusu değildir. Ancak, onların mağduriyeti, mazlûmiyeti ve hissiyatı üzerinden siyaset yapılmasına da asla müsaade etmeyiz. Sorunlarını el birliğiyle çözeriz.’’

AB’den vazgeçerek bir Benelüx modeli olmaz

DYP Genel Başkanı Ağar, parti genel merkezinde Çek Cumhuriyeti’nin Ankara Büyükelçisi Eva Filipi kabulü sırasında ise “AB perspektifi ve vizyonu içinde olacak bir tasavvur” dedi. Önerisinin AB’nin alternatifi olmadığını, AB’nin içinde, AB muhafaza edilmek kaydıyla olduğunu belirten Ağar, “AB’den vazgeçerek bir Benelux modeli olmaz. AB vizyonumuzun, AB kabulümüzün içindedir bu. Türkiye meselelerini asarak yoluna devam edecektir ve Türkiye kendi yakın coğrafyası içersinde güçlü birliktelikleri, beraberlikleri, ticarî, ekonomik kültürel anlamda kuran ve burada önderliği yasayan bir ülke olacaktır. Bu muhtemel gelişmesi, muhtemel olan olaylara karşı Türkiye’nin bir fikri hazırlığıdır, temel hazırlığıdır. Türkiye’de siyaset sadece sözlerin eleştirisi ile yapılmaya çalışıyor. Bizim yaptığımız Türkiye’ye çareler ortaya koyan, Türkiye’ye çözümler, Türkiye’ye muhtemel gelişmeler karşısında davranış biçimlerini geliştiren bir siyasetin var edilmesidir” diye konuştu.

/ ESKİŞEHİR

05.12.2006


 

Askıya alma hata olur

Norveç Meclis Başkanı Thorbjorn Jagland, bazı AB ülkelerinin Türkiye’nin çabaları konusunda adil davranmadığını belirterek, ‘’Türkiye ile müzakerelerin durdurulması veya askıya alınması gerçekten bir hata olacaktır’’ dedi.

Jagland, TBMM Başkanı Bülent Arınç’ı makamında ziyaret ederek, bir süre görüştü.

İki başkanın görüşmesinden sonra heyetler arası görüşmelere geçildi. Görüşme sırasında Arınç, Norveç Meclis Başkanı Jagland’i Türkiye’de görmekten duyduğu memnuniyeti dile getirerek, iki ülke arasındaki ilişkilerin giderek geliştiğini ifade etti.

Konuk Başkan Jagland de Norveç ve Türkiye’nin ortak çıkarlara sahip olduğunu belirterek, Türkiye ve Norveç’in NATO üyesi olduklarını; AB üyesi olmadıklarını hatırlattı. Türkiye’nin, AB’ye üyelik sürecini dikkatle takip ettiklerini kaydeden Jagland, şunları söyledi:

‘’AB Dışişleri Bakanları toplantısına daha bir kaç gün var. Bazı AB ülkeleri, Türkiye’nin çabaları konusunda adil davranmıyor. Türkiye ile müzakerelerin durdurulması veya askıya alınması gerçekten bir hata olacaktır. Çünkü Türkiye, Avrupa ve bölge için çok önemlidir. Ayrıca, Doğu ile Batı’yı birbirine bağlayan bir ülke olarak da çok önemli bir fonksiyonu yerine getirmektedir.’’

TBMM Başkanı Arınç, Jagland’e konuşması için teşekkür ederek, 1 Aralık’ta Atfenposten gazetesinde yayımlanan ‘’Türkiye, Avrupa İçinde Yer Almalı’’ başlıklı makalesini okuduğunu söyledi. Arınç, Başkan Jagland’ın, bu makalede Türkiye’nin konumunu çok iyi ortaya koyduğunu belirtti.

/ ANKARA

05.12.2006


 

Tavsiye kararı, AB kurallarına uymuyor

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, ‘’AB’nin yapmış olduğu tavsiye kararı, haksız ve adil olmayan bir karardır, AB kurallarına uygun değildir’’ dedi.

‘’4’üncü Uluslararası Finans Zirvesi’’nde konuşan Hisarcıklıoğlu, gazetecilerin AB sürecinde ilişkin soruları üzerine şunları söyledi: “AB’nin yapmış olduğu tavsiye kararı haksız ve adil olmayan bir karardır, AB kurallarına uygun değildir. AB’nin bu haksızlıkla ilgili düzeltmeyi yapacağı umudundayım. Askıya almış almamış, bunun teknik bir anlamı yok. Ama böyle bir muameleye tabii tutulmak insanı çileden çıkarıyor. Biz çileden çıkmayacağız. Bu yolda devam edeceğiz. Biz birinci ligde oynamak istiyoruz.’’ Hisarcıklıoğlu, Angela Merkel’in İstanbul’daki toplantıda ‘’Ahde Vefa’’ dediğini hatırlatarak, AB’nin şu anda ahde vefa ilkesini zedelediğini söyledi.

/ İSTANBUL

05.12.2006


 

CHP hâlâ tek tipçi mantığında

Belediye ve Özel İdare Çalışanları Sendikası (Ben-Bir-Sen) Genel Başkanı Mürsel Turbay, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ın, eşleri başörtülü olanların Cumhurbaşkanlığı adaylıkları için kullandığı “Anayasal ilkeleri içine sindirmiş biriyse bazı kusurları içimize sindirebiliriz” sözlerine tepki göstererek, “Bu söylem, tekelci ve tek tipçi bir mantığın ürünüdür” dedi.

Mürsel Turbay, yaptığı yazılı açıklamada, MGK eski Genel Sekreteri Tuncer Kılıç’ın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığına çıkması için eşinin başını açması gerektiği yönündeki sözleriyle başlayan ve TBMM Başkanı Bülent Arınç’ın konuyla ilgili tepkileriyle devam eden başörtüsü gündemine son olarak CHP lideri Baykal’ın, eşleri başörtülü olanların Cumhurbaşkanlığı adaylıkları için kullandığı “Anayasal ilkeleri içine sindirmiş biriyse bazı kusurları içimize sindirebiliriz” sözlerine tepki gösterdi. Deniz Baykal’ın sözlerini anti-demokratik ve haddini aşan sözler olarak değerlendiren Turbay, “Bu söylem, tekelci ve tek tipçi bir mantığın ürünüdür. İnsan temel hak ve özgürlüklerinin önündeki engellerin kaldırılması ve güvence altına alınmasının savunulduğu bir dönemde sayın Baykal bu sözleriyle, demokrasiyi hazmedemiş, yasakçı ve dayatmacı bir anlayışın günümüzdeki temsilcisi olarak tarihe geçecektir. Aksine kusurlu olan kendi düşünce yapısıdır” dedi.

Fatih KARAGÖZ / ANKARA

05.12.2006


 

Devlet göç krizini yönetemedi

İçişleri Bakanı Müsteşar Yardımcısı Zekeriya Şarbak, 90’lı yıllarda terör dolayısıyla Doğu ve Güneydoğu bölgelerinde yaşanan göçün insanların ve toplumun yararına yönlendirmenin mümkün olabilecekken bunun sağlanamadığına belirterek, “Bu bir kriz durumuydu. Ama devlet ve toplum olarak bu krizi yönetemedik” dedi.

Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etüdler Vakfı (TESEV) İstanbul’da uluslarası katılımcıların yer aldığı “Türkiye’de ve Dünyada Yerinden Edilme” konulu bir konferans düzenlendi. Konferansta konuşan İçişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Şarbak, 1990’lı yıllarda yaşanan göç olaylarına değindi. 1997 yılında TBMM’de boşaltılan köylerle ilgili olarak kurulan Araştırma Komisyonunda görev aldığını anlatan Şarbak, “O zaman güvenlik nedeniyle yerlerini terkedenlere zamanında hızlı ve sağlıklı bir yerleşim sağlanamamasının asıl nedeninin yasal eksiklik olduğu tespit edilmiştir. Bu insanların güvenlikli bir yerde iskan edilmesi için devlete sorumluluk yükleyen yetki ve kaynak sağlayan bir mevzuat yoktu” ifadelerini kullandı. TBMM Araştırma Komisyonu tarafından konunun çok iyi araştırıldığını belirten Şarbak, “Olayın vehameti bütün çıplaklığıyla ortaya konmuş, ve öneriler getirilmişti” dedi. Şarbak o yıllarda bu konunun çözümü yönünde parlementoda mütabakat ve siyase irade sağlanamadığından köklü bir çözümün mümkün olmadığına dikkat çekti. O günkü terör ve terörle mücadele ortamında göçün engellemediğini söyleyen Şarbak, “Fakat göçü, hem bu insanların hemde toplumun yararına yönlendirmek mümkün olabilirdi. Bu bir kriz durumuydu. Fakat devlet ve toplum olarak bu krizi yönetemedik” diye konuştu.

/ İSTANBUL

05.12.2006


 

Rumlar elinden geleni ardına koymuyor

Kıbrıs Rum yönetimi lideri Tasos Papadopulos, AB Komisyonunun Türkiye ile ilgili tutumunda gerekli değişiklikleri yapması için, Rum hükümetinin elindeki tüm imkânları her düzeyde kullanacağını açıkladı.

Rum radyosunun haberine göre Papadopulos, önceki gün Çin’e hareketinden önce yaptığı açıklamada, bu tür çabaların haftalardır ortaya konduğunu ifade ederek, “25 ülkenin nihaî tutumunun ‘Kıbrıs’a (Rum yönetimine) zararlı olmaması için en büyük uzlaşmanın sağlanmasına çalışıldığını” söyledi. AB’deki her bir ülkenin kendine has beklenti, çıkarı ve tutumu olduğunu ifade eden Papadopulos, Kıbrıs sorununun çözümünü Türkiye’nin AB sürecine bağlamanın sonuçlarının ağır olacağını kaydetti.

/ LEFKOŞA

05.12.2006


 

Bakan Aydın: Birliğimizi unutmamalıyız

Devlet Bakanı Mehmet Aydın, “Dünya küçüldü, küreselleşen dünyada farklılıklarımızı anlamakta ve yönetmekte zorluklarımız var. Bu çokluk içinde birliğimizi unutmamalıyız” dedi.

DORTMUND - Devlet Bakanı Mehmet Aydın, Almanya’nın Dortmund şehrinde Avrupa Cem Vakfı Koordinatörlüğü”nün düzenlediği “Söyleşi ve Kültür Şöleni”ne katıldı.

Bakan Aydın burada yaptığı konuşmada, insanlığın zor bir dönemden geçmekte olduğunu belirterek, “Dünya küçüldü, küreselleşen dünyada farklılıklarımızı anlamakta ve yönetmekte zorluklarımız var. Bu çokluk içinde birliğimizi unutmamalıyız” dedi.

İnsanın kendi içinde özü ile barışık olmasının önemli olduğunu anlatan Aydın, “ana zeminde buluşmamız lâzım. Allah ile başlıyorsanız orada Hz. Ali ve Hz Muhammed’i art niyetle bulandırmaya kimsenin hakkı yoktur. Merkezi elimizde tutmamız lâzım, farklılıkları kimsenin yok etmeye gücü yetmez. Farklılıklarımız temel değerlerle çatışıyorsa hep birlikte zenginleştirmemiz gerekir” dedi.

AB Projesinin bir çokluk projesi olduğunu kaydeden Aydın, konuşmasında Türkiye ile AB arasında kültür sorunu probleminin ortaya çıktığını söyledi. Aydın, Türkiye’nin farklı bir kültürden geldiğini belirterek “Osmanlı İmparatorluğu bir Avrupa İmparatorluğudur. Bizim kültürümüzün dünyaya vereceği çok şeyler vardır. Hazine bizde. Merkez etrafında birlik olmalıyız, hem kendimize hem de çocuklarımıza faydalı oluruz” dedi.

/ DORTMUND

05.12.2006


 

Umut yolculuğu denizde bitti

Yunanistan’a kaçak olarak geçmek istedikleri belirlenen yabancı uyruklu kişileri taşıyan tekne, Edremit açıklarında battı. 29 kişi kurtarılırken, 3 kişi kayıp.

Alınan bilgiye göre, Yunanistan’a yasa dışı yollardan geçiş yapmak isteyen yabancı uyruklu kişileri taşıyan tekne, Balıkesir’in Edremit İlçesine bağlı Altınoluk açıklarında önceki akşam saat 22.00 sıralarında battı. Balıkçı teknesinde bulunan 29 Afgan ve Moritanya uyruklu kaçak göçmenlerden 26’sı çevredeki balıkçıların haber vermesi üzerine olay yerine gelen sahil güvenlik ekipleri, jandarma ve vatandaşların yardımlarıyla kurtarılırken, 3 kişinin de kayıp olduğu bildirildi. Kayıp olan 3 kişiyi arama çalışmalarının devam ettiği belirtildi. Kurtarılan kaçak göçmenler Edremit Jandarma Komutanlığına götürüldüler.

/ ANKARA

05.12.2006


 

4 üniversite daha kuruluyor

“İstanbul Aydın’’, ‘’Acıbadem’’, ‘’İstanbul Arel’’ ve “İzmir’’ adlarıyla 4 vakıf üniversitesi kurulmasına ilişkin tasarı, TBMM Başkanlığına sunuldu.

Yükseköğretim Kurumları Teşkilâtı Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Tasarısı, Anadolu Eğitim ve Kültür Vakfı tarafından “İstanbul Aydın’’, Acıbadem Eğitim ve Sağlık Vakfı’nca “Acıbadem’’, Doğanata Eğitim ve Kültür Vakfı tarafından “İzmir’’ ve Kemal Gözükara Eğitim ve Kültür Vakfınca da “İstanbul Arel’’ isimleriyle vakıf üniversitesi kurulmasını öngörüyor.

/ ANKARA

05.12.2006


 

Türk ve Tuğluk’un 2 yıl hapsi istendi

Demokratik Toplum Partisi (DTP) Genel Başkanı Ahmet Türk ve Genel Başkan Yardımcısı Aysel Tuğluk’un, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü sebebiyle parti tarafından bastırılan bildirilerde, terör örgütü PKK ve elebaşı Abdullah Öcalan’ı öven ifadelere yer verdikleri iddiasıyla 2 yıla kadar hapisle cezalandırılmaları istendi.

Ankara 9. Ağır Ceza Mahkemesindeki dâvânın dünkü duruşmasına, sanıklar Türk ve Tuğluk’un avukatı Mehmet Nuri Özmen katıldı. Cumhuriyet Savcısı Osman Nuri Yeğenoğlu, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü sebebiyle DTP Genel Merkezince bastırılarak il teşkilâtlarına dağıtılmak üzere gönderilen “Savaşa ve kadın katliamına dur demek için alanlarda olalım” başlıklı bildiride, terör örgütü PKK’yı ve elebaşını öven ve destek veren ifadelere yer verildiğini kaydetti. Savcı Yeğenoğlu, Kürtçe sloganların da bulunduğu bildirinin 2820 sayılı Siyasî Partiler Kanunu’nun 81/c maddesinde belirtilen “Siyasî partiler tüzük ve programlarının yazımı ve yayınlanmasında, kongrelerinde, açık veya kapalı salon toplantılarında, mitinglerinde, propagandalarında Türkçe’den başka dil kullanamazlar” hükmüne açıkça aykırı olduğunu belirtti. Sanıklar Ahmet Türk ve Aysel Tuğluk’un avukatı Mehmet Nuri Özmen, yazılı savunma yapacağını belirterek, mahkemeden süre talep etti. Mahkeme Başkanı İbrahim Kozan da avukatın talebi doğrultusunda duruşmayı erteledi.

/ ANKARA

05.12.2006


 

Erdoğan'ın Romanya ziyareti ertelendi

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, 6-7 Aralık’ta Romanya’ya yapacağı resmi ziyaret, ‘’bu ülkedeki son iç siyasi gelişmeler’’ sebebiyle ertelendi.

Başbakanlık Basın Merkezinin konuya ilişkin açıklaması şöyle: ‘’Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, 6-7 Aralık tarihlerinde Romanya’ya yapması öngörülen resmi ziyaretinin, bu ülkedeki son iç siyasi gelişmeler nedeniyle ileri bir tarihe ertelenmesi konusunda Romanya makamları ile mutabık kalınmıştır.’’

/ ANKARA

05.12.2006


 

Türk diplomata Bağdat’ta kurşun

Türkiye’nin Bağdat Büyükelçiliği Üçüncü Katibi Özcan Şahin’in 2 Aralık Cumartesi günü elçilik bahçesinde beline isabet eden mermiyle yaralandığı, Ankara’ya getirilerek ameliyat edilen Türk diplomatın sağlık durumunun iyi olduğu bildirildi.

Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada, Türkiye’nin Bağdat Büyükelçiliği Üçüncü Katibi Özcan Şahin’in 2 Aralık günü saat 16.00 sularında elçilik bahçesinde beline isabet eden bir mermiyle yaralandığı belirtildi. Bağdat’ta derhal hastaneye kaldırılan Şahin’in durumu konusunda yapılan tetkikler neticesinde “belinin sağ tarafından ve böbrek hizasından giren bir merminin organlarına, omuriliğine ve kemiklerine zarar vermeksizin 10 santimetre ilerleyerek belinin sağ tarafında durduğunun” belirlendiği kaydedildi. Açıklamaya göre, hastane yetkililerinin söz konusu mermi çekirdeğinin Bağdat’taki mevcut imkanlarla çıkartılmasının mümkün olmadığını kaydetmeleri üzerine Dışişleri Bakanlığı, Şahin’in Ankara’ya naklini kararlaştırdı. Şahin’in Sağlık Bakanlığınca alınan tertipler çerçevesinde ambulansla Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne nakledildiği bildirildi. Şahin’in önceki gün akşam ameliyat edildiği, sağlık durumunun iyi olduğu ve taburcu edilmesi için işlemlerin başlatıldığı da kaydedildi.

/ ANKARA

05.12.2006


 

Gökçeada’daki cami ilgi bekliyor

Çanakkale’nin Gökçeada İlçesi’ne bağlı Şirinköy’de bulunan ve mimari tarzını Vedat Dalokay’dan alan tek mescidin içler acısı hali vatandaşları üzüyor.

Gökçeada’nın en güzel mabetlerinden biri olan ve her türlü teknik donanımı mevcut olmasına rağmen kullanılmayan mescidin camlarının kırıldığını belirten vatandaşlar, “Bu mescidimiz ilgisizlik sebebiyle adeta harabeye döndü. Şimdi mescidin içinde koyunlar yatıyor. Gökçeada’da bulunan onlarca manastır ve kiliseye karşılık bir tane olan mescidimize gereken ilginin gösterilmesini ve buranın yeniden güzel bir hale kavuşturularak ibadete açık hale getirilmesini istiyoruz” dedi.

/ ÇANAKKALE

05.12.2006


 

Bilgisayar oyunlarına dikkat

İlköğretim okulu öğrencilerinin velileri arasında yapılan araştırmada, evinde bilgisayar olup da okulda başarısız olan öğrencilerin velilerin tamamına yakınının, çocuklarının başarısızlığında ‘’bilgisayar oyunları’’nın önemli rolü olduğunu düşündüğü belirlendi.

Atatürk Üniversitesi Kâzım Karabekir Eğitim Fakültesi İlköğretim Bölümü öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Osman Samancı, Erzurum şehir merkezinde 4 ilköğretim okulundaki evinde bilgisayar bulunan öğrenci ve velileri arasında ‘’şiddet içerikli bilgisayar oyunlarının ilköğretim öğrencileri üzerindeki etkileri’’ konulu araştırma yaptı.

Öğrenci ve velilerin bu konudaki görüşlerini içeren araştırmada, öğrencilerin genellikle bilgisayar oyunlarını güzel zaman geçirme, zevk ve eğlence aracı olarak gördükleri belirlendi. Öğrencilerin zamanlarının büyük kısmını bilgisayar oyunlarına ayırdıklarının tesbit edildiği araştırmada, bu oyunların algılanma farklılıklarının ailede anne-baba ve çocukları arasında, okulda, öğretmen ve öğrencileri arasında çatışma yaşanmasına yol açtığı belirlendi. Araştırmada, velilerin bilgisayar oyunlarının çocukların ruh sağlıklarını, ders başarılarını, bedensel gelişimlerini, sosyal gelişimlerini, göz sağlıklarını ve anne babalarıyla olan iletişimlerini olumsuz yönde etkilediğini düşündükleri ortaya çıktı.

Çocukların şiddet muhtevalı oyunlar oynamamaları için okulda, evde ve çevrede gerekli tedbirlerin alınması gerektiğini vurgulayan velilerin, bilgisayar oyunlarının olumsuz yönlerinden öğrencilerin korunması için, okul ve ailede sınırlayıcı ve yasaklayıcı tedbirler almanın sorunun çözümü için yeterli olmadığı görüşünde oldukları belirlendi. Araştırmasının sonuçlarını değerlendiren Samancı, araştırma bulgularının çocukların bilgisayar oyunlarından olumsuz yönde etkilenmelerinin okul, aile ve çevre faktörleri ile de yakından ilişkili olduğunu ortaya koyduğunu kaydetti. Geleceğin yetişkin bireylerini oluşturacak çocukların ruhsal, bedensel ve sosyal yönden dengeli ve uyumlu olmalarının büyük önem taşıdığını kaydeden Samancı, şöyle konuştu: “Bu nedenle bilgi teknolojilerinin bir ürünü olan bilgisayar ve bilgisayar oyunlarının çocukları bu açılardan olumsuz yönde etkilememesi için evde anne babalar, okulda eğitimciler ve toplumun diğer kuruluşlarına önemli görev ve sorumluluklar düşmektedir.’’ Araştırmaya göre, evinde bilgisayar olup da okulda başarısız olan öğrenci velilerinin tamamına yakınının çocuklarının başarısızlığında bilgisayar oyunlarının önemli rolü olduğunu düşündüğü belirlendi.

/ SİVAS

05.12.2006


 

Çanakkale’ye uçak seferleri başladı

Çanakkale’den İstanbul bağlantılı uçak seferleri başladı. Atlas Jet Havayolları’nın Çanakkale-İstanbul-Ankara bağlantılı ilk uçuşuna, Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım da katıldı.

Yıldırım, uçakta dahili anons sistemiyle yaptığı konuşmada, Çanakkalelilerin bugün başlayan tarifeli uçak seferlerine sahip çıkmalarını beklediklerini belirtti. Yıldırım, Çanakkale’den Ankara bağlantılı uçuşların bugün resmen başladığını bildirdi.

/ ANKARA

05.12.2006


 

Kahvehaneler zimmetlenecek

Rize Valisi Kasım Esen, insanların daha bilgili ve bilinçli olmalarını sağlamak amacıyla ildeki kahvehaneleri öğretmen ve doktorlara zimmetleyecek.

Vali Kasım Esen, yaptığı açıklamada, sürekli hayat boyu eğitim ve ilim öğrenilmesi gerektiğini belirterek, ‘’21. asır bilgi çağı ve bilgi toplumudur. Ama bunu hayata geçirmeli ve içini doldurmalıyız’’ dedi.

Türk insanının vaktini genellikle kahvehanelerde geçirdiğini ifade eden Esen, ‘’Bu nedenle geçmişte kahvehanelere kitap konularak insanların bilgilendirilmesi amaçlandı. Ama maalesef bu çalışmalar başarılı olamadı. Çünkü, Türk milleti okumak yerine sözel işlerden daha çok haz alıyor ve daha çok anlıyor’’ diye konuştu. Vali Esen, kahvehanedekilere kitap okumayı aşılamak yerine, buradakilere sözel bilgiler vermenin daha mantıklı olacağını savundu.

/ RİZE

05.12.2006


 

Sigara kansere dost, insana düşman

Gaziantep Üniversitesi (GAZÜ) Tıp Fakültesi Onkoloji Bölüm Başkanı Doç. Dr. Celaleddin Camcı, sigara içen kişilerin, kansere dâvetiye çıkardıklarını belirterek, bu kişilerin kansere yakalanma risklerinin daha daha fazla olduğunu bildirdi.

Doç. Dr. Camcı, yaptığı açıklamada, sigaranın, başta akciğer kanseri olmak üzere, ağız, boğaz, gırtlak kanseri gibi birçok kanserin ana sebebi olduğunu, bunun yanında, pankreas, meme, böbrek ve mesane kanseri gibi hastalıklara yakalanma riskini arttırdığını belirtti. Gelecek nesiller için sigaranın zararlarını çok iyi ve net bir şekilde ortaya koymak gerektiğine dikkati çeken Camcı, şöyle konuştu: “Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre özellikle 2020 yıllarında dünyada birinci hastalık kanser olacak. Kanser gerçekten sür’atle artıyor ve geleceğin en büyük sağlık problemi olacak gibi görünüyor. Bu nedenle bunun önlemi gerek bireysel, gerekse de toplumsal olarak sigarayla mücadele etmek olacak.’’

/ GAZİANTEP

05.12.2006


 

Engelliler fark edilmek istiyor

Türkiye Sakatlar Konfederasyonu Başkanı Zülfikar Akar, ‘’Engelliler topluma dahil olmak istiyorlar, ama imkânsızlıklar ve fiziki engeller, bunu engelliyor’’ dedi.

Zülfikar Akar, yaptığı açıklamada, Türkiye’de bedensel engellilerin en büyük sorununun, fiziki yapılar ve sosyal alanlar ile eğitim ve sağlık kurumlarının engellilere uygun yapılmamasının olduğunu söyledi. Engellilerin sorunlarının çözümünün, tüm toplumun bu sorunları benimsemesiyle mümkün olabileceğini ifade eden Zülfikar Akar, şöyle konuştu: “Özürlüler İdaresi Başkanlığının Türkiye Özürlüler Araştırması’na göre, Türkiye nüfusunun yüzde 12’si engelli, ama 3 kişilik bir aile içinde yaşadıklarını varsayarsak, toplumun yüzde 25-30’luk bölümü, bu durumdan etkileniyor.’’ Akar, engellilerin normal insanlar gibi hayatlarını sürdürmelerinin, vatandaşlık hakları olduğunu belirtti.

/ BURSA

05.12.2006


 

Yemekte barıştılar

Van’ın Muradiye ilçesinde aralarında husûmet olan iki aile, düzenlenen yemekte barıştı.

Yaklaşık 2 ay önce alacak dâvâsı sebebiyle 8 çocuk babası Mücahit Çoban’ın, Biçer ailesine mensup bir kişi tarafından öldürülmesinin ardından, iki aile arasında husûmet meydana gelmişti. Bunun üzerine, Çoban ve Biçer aileleri, ilçenin ileri gelenlerinin araya girmesiyle Babacan köyünde geniş güvenlik tedbirleri altında verilen yemekte bir araya getirilerek barıştırıldı.

/ MURADİYE

05.12.2006

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler


 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004