Merkez Bankası Başkanı Yılmaz, döviz geliri olmayan vatandaşların döviz cinsinden borçlanmaması gerektiğini belirtti. Yılmaz, firmaların yabancı para cinsinden borçlanmasının da bankaların kredi riskini arttırdığını kaydetti.
Ekonominin krizden uzak olduğunu belirten Merkez Bankası’ndan döviz uyarısı geldi. “Finansal İstikrar Raporu”nun 3. sayısını açıklayan Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, firmaların yabancı para cinsinden borçlanmasının bankaların kredi riskini artırdığını belirterek, “MB, firmaların kur risklerine ilişkin çalışma yapıyor. Banka dışı reel sektörün net yabancı para pozisyon açığı bu yılın Kasım ayında 29 milyar dolar düzeyinden 43 milyar dolara ulaştı” dedi. Döviz geliri olan büyük firmaların döviz borçlanmasının sağlıklı olduğunu kaydeden Yılmaz, Haziran ayından bu yana daha çok şirket bazında bir miktar dolarizasyonun başladığını ifade etti.
‘DÖVİZ GELİRİ OLMAYANLAR
DÖVİZLE BORÇLANMAMALI’
Hane halkının dövize endeksli borçlanmasının risk taşıdığının açık olduğunu belirten MB Başkanı, “Hane halklarının dövize endeksli kredileri 1.5 milyar YTL’ye ulaştı. Döviz geliri olmayan hane halkının döviz cinsinden borçlanması bu kesimin riskini artırıyor, bundan kaçınmalı” diye konuştu.
‘KREDİ ARTIŞ HIZINDA YAVAŞLAMA SÜRECEK’
Yılmaz, tüketicilerin kısa vadeli ihtiyaçlarını kredi kartı yerine tüketici kredisi ile karşılamalarının, kredi kartlarını bir ödeme aracı olarak kullanmaları mağduriyetlerini en aza indireceğini bildirdi. Kredi hacmindeki büyümenin daha çok bireysel kredilerden kaynaklandığını belirten Yılmaz, dalgalanmanın etkisiyle bireysel kredilerin artış hızında yavaşlama olduğunu, bu durumun önümüzdeki dönemde de devam etmesinin beklendiğini kaydetti.
CARİ AÇIK YAKINDAN İZLENMELİ
MB Başkanı Yılmaz, 2001 yılındaki gibi beklentilerin bozulduğu bir ortam görmediklerine dikkat çekerek, “Makroekonomik temeller sağlam, kriz diye birşey söz konusu değil. Topluma belirsizlik aşılayarak, işleyişi bozmak kimsenin çıkarına değildir” dedi. Başkan Yılmaz, küresel dalgalanmayı takip eden dönemde Yeni Türk Lirasının güçlü konumunu yeniden kazanması, artan sanayi üretiminin ara malı ithalatına olan bağımlılığı ve düşme eğiliminde olsa da enerji fiyatlarındaki yüksek seviyenin, 2005 yılı sonuna göre cari işlemler açığının Gayri Safi Yurtiçi Hasılaya oranında artış eğiliminin sürmesine yola açtığını vurgulayarak; ‘’Yüksek ekonomik büyümeye bağlı artan cari açığın, ekonomi ve dolayısıyla finansal istikrar açısından yakından izlenmesi gerekmektedir’’ diye konuştu.
|