İngiltere’de yayımlanan günlük ekonomi ve siyaset gazetesi Financial Times, Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac ile Almanya Başbakanı Angela Merkel’in, Türkiye’nin AB üyeliği konusunda ittifaka girdiğini yazdı.
Almanya ve Fransa’nın, yarın Türkiye’nin üyeliği konusunda daha zorlu taleplerde bulunmaya hazırlandığını öne süren gazete, bu durumun da AB zirvesi öncesinde Ankara ile AB arasındaki uçurumu derinleştirebileceğini savundu. Chirac’ın, Merkel’in Türkiye’ye liman ve havaalanlarını Rumlara açması konusunda 18 ay mühlet verilmesi önerisini desteklemeye hazırlandığını iddia eden gazete, böyle bir mühletin Avrupa Komisyonu tavsiyeleri arasında yer almadığına dikkat çekti. Gazete, Fransa ve Almanya’nın Türkiye üzerinde baskı kurmak için böyle bir mühletin zorunlu olduğuna inandığını yazdı. Ayrıca Fransa’da Chirac’a yakın çevrelerin, Fransa ve Almanya’nın Türkiye konusunda aynı görüşte olduğuna dikkat çektiğini de yazan gazete, Portekiz, Yunanistan ve Kıbrıs Rum yönetimi gibi Türkiye’nin üyeliğine kuşkulu bakan üyelerin Fransız-Alman ekseninde birleşmesi tehlikesinin bulunduğunu savundu. İngiltere ve İskandinav ülkelerinin ise Türkiye’ye mühlet verilmesine sıcak bakmadığını kaydeden Financial Times, Brüksel’deki yetkililerin ise Fransa ile Almanya’nın başlatmaya çalıştığı hareketi eleştirdiğini yazdı. The Times gazetesinde çıkan, AB’nin geleceğiyle ilgili bir makalede ise Almanya’nın AB dönem başkanlığı konusu analiz edildi. Makalede, Almanya’nın dönem başkanlığı sırasında büyümenin AB Anayasası konusunun önüne konulması gerektiği belirtilerek, dönem başkanlığının önündeki en büyük sorunlardan birini Türkiye’nin üyeliğiyle ilgili güçlüklerin oluşturduğu ifade edildi. Avrupa Komisyonunun Türkiye ile müzakerelerde 8 başlığın askıya alınması yolundaki tavsiyesine işaret edilen makalede, “Türkiye’nin başına gelen ‘tren kazasının’ Almanya için çok kötü bir döneme denk geldiği” yorumu yapıldı. “Aslında müzakerelerin yavaş da olsa yolunda gideceği ve Berlin’in bu konuda küçük müdahalelerde bulunmasının yeteceği umuluyordu” denilen makalede, “ancak bugün gelinen noktada Almanya’daki koalisyonun siyasi sorumluluk üstlenmek durumunda kalacağı” belirtildi.
|