Türkiye dışında 1900’lü yılların başında sayısı yaklaşık 50 olan dünya mevlevihanelerinden geriye kalan 14’ünün bazılarının acil bakım ve restorasyon istediği bildirildi.
Kültür ve Turizm Bakanlığının destek olduğu proje kapsamında, 11 ülkede bulunan 14 mevlevihanenin belgeseli ile birlikte fotoğraf albümü hazırlanıyor.
Bu projede belgeselin yönetmenliğini yapan ve yaklaşık 1 yıldır mevlevihanelerde araştırmalarda bulunan İbrahim Dıvarcı, Suriye, Libya, Filistin, Mısır, KKTC, Bulgaristan, Yunanistan, Kosova, Kırım, Macaristan ve Bosna Hersek’teki 14 mevlevihanede görüntü ve fotoğraf çektiklerini söyledi.
1900’lü yılların başında Türkiye dışında bulunan yaklaşık 50 mevlevihaneden geriye 14’ünün kaldığını vurgulayan Dıvarcı, ‘’Diğerlerinden bazıları bakımsızlıktan yıkılıp kaybolmuş, bir bölümü de ülke yönetimleri tarafından sebepsiz yıkılmış. Şimdi Türkiye dışında sadece 14 mevlevihane var’’ dedi.
Bunlardan da bazılarının gerçekten zor durumda olduğunu, bakımsızlık yüzünden adeta harabeye döndüğünü dile getiren Dıvarcı, şunları kaydetti:
‘’Ortadoğu’dakilerin en eskisi olan Halep’teki mevlevihane çok önemli. Buranın mutfak bölümü tamam harap halde. Acil bakım istiyor. Saray-Bosna Mevlevihanesi’nin ise sadece temelleri kalmış. Buranın aslına uygun restorasyonu için projesi bile hazırlanmış ancak maddi destek olmadığı için yeniden ayağa kalkacak günlerini bekliyor. Bugüne kadar atılan adımlardan sonuç alınamadığı için sadece temelleri gezilebiliyor. Trablusgarp’taki mevlevihane de kötü durumda ancak burayı Türk Dilleri Kalkınma Ajansı’nın restore ettireceğini bu konuda çalışmaların başladığını öğrendik. Bu çok sevindirici bir haber.’’
Kırım’ın restorasyonu Konya’ya yakışır
Kırım’daki mevlevihanenin de oldukça kötü durumda olduğunu ifade eden Dıvarcı, ‘’Buna ayakta ancak bakımsızlık nedeniyle büyük zarar görmüş. Bütün bölümlerinin elden geçirilerek restorasyonunun yapılması gerekiyor. 1990’larda restorasyon yapılmış ancak çok kötü olmuş. Kırım Mevlevihanesi’nin restorasyonunun Konya’ya yakışacağını düşünüyorum. Bu konuda Konya’nın adım atması gerekiyor’’ dedi.
Dıvarcı, Suriye’deki Humus Mevlevihanesi’nin mescidinin bir kısmı ve bahçe duvarı kaldığını geri kalan bölümünün yıkıldığını belirterek, bu tarihi yere özellikle uluslar arası politikalarla sahip çıkılmasını teklif etti.
14 dünya mevlevihanesinden Kırım, Humus, Halep ve Saray Bosna’nın acil bakıma ihtiyacı olduğunu vurgulayan Dıvarcı, bu yerlerin Türk işadamları, dernek ve odaların restorasyon desteğini beklediğini bildirdi.
İyi durumda olanlar da var
Bunların dışında iyi durumda olan Kahire’deki mevlevihanenin İtalyanlar tarafından örnek şekilde restore edildiğini belirten Dıvarcı, bunun dışında Şam’dakinin de oldukça iyi göründüğünü söyledi.
İyi halde bulunan Girit Mevlevihanesi’nin çocuk yuvası, Bulgaristan’da iyi şekilde restore edilenin ise lokanta olarak kullanıldığını ve çok güzel korunduğunu dile getiren Dıvarcı, bu lokanta girişinde yerin daha önce mevlevihane olduğuna dair tabela bulunduğunu bildirdi.
Kıbrıs Lefkoşe’deki mevlevihanenin Mevlevi Müzesi olarak değerlendirildiğini ve çok iyi durumda olduğunu ifade eden Dıvarcı, Macaristan’da aslına uygun restore edilmiş mevlevihanenin bir kısmının cami, bir bölümünün de Türkler Müzesi olarak kullanıldığını kaydetti.
Kudüs’teki mevlevihaneye olan saygının kendilerini şaşırttığını belirten Dıvarcı, bu yerin bulunduğu sokağa bile Mevlevi Sokağı adı verildiğini ifade ettti.
Osmanlı coğrafyasının önemli tarihi yapılarından olan 14 mevlevihanenin sonunun diğerleri gibi olmaması için sahip çıkılmasını isteyen Dıvarcı, ‘’Buralar mevleviliğin merkezleriydi. En azından bu yerlerin girişlerine tanıtıcı bir levha asılmalı, tarihî yapı olduğu belirtilmelidir. Harap edilmesinler korunsunlar istiyoruz. Dünya mevlevihaneleri ilgisiz kalmasın’’ diye konuştu.
|