Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 25 Kasım 2006

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Kültür-Sanat

 

Arınç: Tarihî eserleri bir çatı altında toplayalım

TBMM Başkanı Bülent Arınç, bazı kültür mirası yapıların oldukça zor durumda olduğunu belirterek, Türkiye’deki tüm tarihî eserlerin bir çatı altında toplanmasını tavsiye etti.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Bülent Arınç, bazı kültür mirası yapıların oldukça zor durumda olduğunu belirterek, Türkiye’deki tüm tarihî eserlerin bir çatı altında toplanmasını tavsiye etti.

Dolmabahçe Sarayı’nın 150. yıl kutlamaları çerçevesinde gerçekleştirilen ve üç gün sürecek olan “150. yılında Dolmabahçe Sarayı” başlıklı sempozyum başladı. Yüzden fazla yerli ve yabancı bilim adamının, müzecinin katıldığı sempozyumun açılışında konuşan TBMM Başkanı Bülent Arınç, Dolmabahçe Sarayı gibi bir sarayın 150. yılını kutlamanın kendileri için bir gurur vesilesi olduğunu söyledi. İstanbul’un Avrupa’nın yeni gözdesi olduğunu ve yeni kültür başşehri seçildiğini kaydeden Arınç, “Özellikle medeniyetler arası diyalog çalışmalarının merkezi olması şehrimizin gücünü arttırmaktadır. Sempozyumun sadece Dolmabahçe Sarayı’nın teknik ve tarihi yapısı için yapılmış bir toplantı olmadığını bilmenizi isterim. Biz aynı zamanda bir medeniyet perspektifi ve birarada yaşama tecrübesinin yansımalarının da bu sempozyumda tartışılmasını arzu ediyoruz” diye konuştu.

İKİ TEKLİF

Konuşmasının sonunda iki konuda somut teklifde bulunan TBMM Başkanı Bülent Arınç, “İlk teklifim uluslar arası bir organizasyon kurulması önerisidir. Dünyada bildiğiniz gibi müze sarayların sayısı oldukça azdır ama etkisi çok büyüktür. Bu sebeple tüm dünyadaki müze sarayların bir araya gelip tecrübelerini paylaşmasını ve ihtisaslaşmasını öneriyoruz. Diğer teklifimiz ise Türkiye’deki tüm tarihi eserlerin bir çatı altında toplanması olacak. Bazı kültür mirası yapılarımız, gerek yetersiz bütçe, gerekse yönetim kargaşası sorunlarından dolayı oldukça zor durumda. Kurulacak çatının özerk, bağımsız bir bütçeye sahip olması tarihi eserlere yeterli ilgiyi sağlayacak diye düşünüyoruz” şeklinde konuştu.

TBMM çatısı altında istikrarlı bir yapıya kavuşan Millî Saraylar Daire Başkanlığı’nın dünyadaki çağdaş müzecilik uygulamalarının Türkiye’deki öncüsü olduğunu kaydeden TBMM Millî Saraylar Daire Başkanı Dr. Cemal Öztaş ise, “Dolmabahçe Sarayı başta olmak üzere dünya kültürel mirasının her bir öğesi yerel olmaktan öte hepimize aittir. Bu yüzden de bu mirası korumak ve yaşatmak her birimizin kolektif sorumluluğudur” dedi.

DOLMABAHÇE’DE 19. YÜZYILA

UYUM SÖZKONUSU

Sempozyumun ilk oturumunda konuşan Prof. Dr. İlber Ortaylı ise, sarayların Osmanlı’nın cihan devleti olduğu zamanlarda kendine özgür protokollerin cereyan ettiği yerler olduğunu belirterek, Dolmabahçe Sarayı’nın yapılmasında, devletin 19. yüzyıla intibakının sözkonusu olduğunu söyledi.

Dolmabahçe Sarayı’nın yapıldığı 19. yüzyılda sarayda dış değişikliklerin önemli olduğunu da konuşmasında dile getiren Ortaylı, Sultan Reşat’ın saray halkıyla bulgur yemekten bitap düştüğünü ifade ettiğini, saray çocuklarının eğitiminde fazla masraf yapılmadığını, sadece erkek çocukların Galatasaray Lisesi gibi okullara gidebildiğini anlattı.

HİÇBİR AYIRIM VE ÇEKİŞME YOK

Saray korumalarının da İmparatorluğu temsil eden Arnavut, Boşnak, Abhaz asker ve subaylardan ve bir kısmının da Söğütlü Alayı’ndan oluştuğunu söyleyen Ortaylı, Avrupadaki durumun aksine, Osmanlıda o dönemde Müslüman unsurlar arasında hiçbir ayırım ve çekişme olmadığına dikkat çekti.

Prof. Dr. Günsel Renda ise Dolmabahçe Sarayı’nın, Osmanlı idaresinde olduğu gibi san’atında da dönüşümün simgesi olduğunu anlattı. 1856’da tamamlanan Dolmabahçe Sarayı ile birlikte Osmanlıya yeni bir saray kavramının yerleştiğini söyleyen Renda, sarayın duvarlarında bulunan resimlerin resim sanatının gelişimi açısından önem taşıdığını ifade etti. Renda, Dolmabahçe Sarayı ile siyasal güç gösterisinin amaçlandığını ifade ettiği konuşmasında, modern saray mimarisinden nasıl etkilenildiğinin Dolmabahçe Sarayı’nda ortaya koyulduğunu belirtti.

Naciye KAYNAK

25.11.2006


 

Kapadokya dünya kültür merkezi olacak

Nevşehir Belediye Başkanı Hasan Ünver, kültür turizmi alanında en önemli merkezlerden biri olan Kapadokya bölgesini gelecek yüzyıllara taşımak amacıyla çaba harcadıklarını belirtti.

Ünver, “Tüm dünya insanlığının temelde ihtiyaç duyduğu kültürel, doğal ve tarihsel zenginlikleri günümüze kadar yaşatmayı başaran Kapadokya’yı gelecek yüzyıllara aktarabilmek en temel çalışma sistemimizdir” dedi.

Nevşehir Belediye Başkanı Hasan Ünver yaptığı açıklamada, dünya turizm hareketliliğinde özellikle son yıllarda kültürel anlamdaki turizm olgusunun oldukça dikkat çekici bir şekilde yoğunlaştığını dile getirdi. Kültür turizminin ülkesel çapta önemli bir potansiyeline cevap verebilecek düzeyde bulunan Kapadokya bölgesinin bu noktada önemli bir fonksiyonel güç kazandığını dile getiren Ünver, “Turizm denilince ilk akla geçtiğimiz yıllarda güneş, kum ve deniz gelirdi. Ancak 1980’li yıllardan sonra insanda var olan doğallığı olduğu gibi yaşama ve geçmiş insanların tarihsel süreçte ortaya koyduğu kültürel değişimleri öğrenme, algılama arzusu, turizm aktivasyonunu ciddi oranda kültür turizmine endeksledi. Bu noktada Türkiye’de Kapadokya bitip tükenmek bilmeyen zengin doğal, tarihsel ve kültürel birikimleriyle Türkiye’nin dünyaya açılan ciddi bir penceresi haline geldi. Nevşehir Belediyesi olarak önemli bir çalışma sistemimizi tamamen kültürel turizmin temel alt yapı sorunlarının karşılanmasına yönelik olarak ele alıyoruz. Kültür turizmi ekseninde kongre turizminin kültür turizmine ciddi bir ivme kazandıracağı öteden beri ele alınan ve ortaya konulduğunda da ciddi bir ikili oluşturabilecek düzeyde olduğunu gözlemledik. Bu kapsamda kültür turizminin biraraya yoğunlaşabileceği ve birlikte hareket etme konumundaki kongre turizmine temelde destek olabilmek için kongre merkezi ihtiyacı bölgemizde önemli bir sorundu. Bunun için ilk etapta 800’ü aşkın kişinin aynı anda yararlanabileceği Antalya’daki Antik Açık Hava Tiyatrosu’ndan esinlenerek Kapadokya Kültür ve Sanat Merkezi’ni hizmete kazandırdık. Şimdi de 5 bin kişinin yararlanabileceği Türkiye’nin en önemli kongre merkezlerinden birini Kapadokya bölgesine kazandırabilmek için kolları sıvadık” şeklinde konuştu.

Kongre turizmi

Ünver, Aksaray yolu üzerinde 10 bin metrekareyi aşkın kapalı alan üzerinde, değişik mimari görünümüyle kongre turizmi için bölgede bulunacak turistlerin kültürel değer özlemlerini de yerine getirebilecek Kapadokya kültürünün otantik değerlerini barındıran bir büyük müzenin de aynı alanda oluşturulacağını ifade etti. Ünver, “Kültürel yönde turizmin gelişmesinde bilinçli olarak alt yapıyı oluşturmak, yapılacak çalışmalardan elde edilecek toplam faydanın ciddi mânâda ortaya çıkmasında oldukça önemli bir nokta. Bu bilinç içerisinde kongre turizminin de gelişmesi için belediye olarak her türlü imkanı sonuna kadar kullanma kararlılığı içerisindeyiz. Türk turizmi açısından da kongre turizmi ciddi bir çıkış olacaktır. Örneğin geçtiğimiz günlerde İstanbul’da muhasebecilerin düzenlediği kongre, elde edilen 20 milyon dolarlık getiriyle, bu alandaki turizmin ne gibi artısının olabileceğini ortaya koymaktadır. Bu nitelikleri doğal, tarihi ve kültürel zenginlikleriyle bezenmiş Kapadokya bölgesinde ortaya koyabilmek, oluşturulacak istihdam, reel ekonomiye katkı ve ülkeye kazandıracağımız katma değer ile ölçüldüğünde ne denli önemli bir çalışma için elimizi neden taşın altına soktuğumuzu göstermesi açısından oldukça anlamlıdır. Kapadokya, yakın bir gelecekte öyle inanıyorum ki sadece Türkiye’nin değil, dünyanın önemli kültür merkezlerinden biri haline gelecektir” diye konuştu.

25.11.2006

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler


 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004