AB ülkelerinde ortak bir asgarî ücret mevzuatı ve ortak bir asgarî ücret uygulaması olmadığı, dolasıyla Türkiye’nin AB’ye girişte asgarî ücret konusuda herhangi bir mevzuat değişikliğine gitme zorunluluğu bulunmadığı bildirildi.
Karadeniz Teknik Üniversitesi İktisadi ve İdarî Bilimler Fakültesi’nden Prof. Dr. Harun Terzi ve araştırma görevlisi Burçin Yılmaz tarafından hazırlanan ‘’Türkiye ve Avrupa Birliği Ülkelerinde asgarî ücretin karşılaştırmalı analizi’’ başlıklı makalede, Türkiye’deki asgarî ücret uygulamasının AB’ye girişte engel oluşturmayacağı ifade edildi.
Makalede, AB üyesi ülkelerden Almanya, Avusturya, Danimarka, Finlandiya, İsveç, İtalya ve Güney Kıbrıs’ta asgarî ücretin toplu sözleşmelerle, diğer 18’inde de ulusal seviyede yasayla tesbit edildiğine dikkat çekildi.
AB ülkelerinde asgarî ücret konusundaki farklılıkların sadece belirleniş yöntemiyle sınırlı kalmadığı, çeşitli uygulama farklılıkları da olduğu vurgulandı. Asgari ücretin yasayla ulusal olarak belirlendiği 18 AB ülkesinde asgari ücretin kapsamı, uygulanış tipi, tesbit ve güncelleştirme metodu gibi unsurlar açısından farklılıklar olduğu ifade edildi.
Asgarî ücretin AB ülkeleri ve
Türkiye arasında karşılaştırılması
Makaleye göre ilk asgarî ücreti 1936 yılında uygulamaya koyan ülke Türkiye olurken, Hollanda’da 1969, Fransa’da 1970’de bu uygulamaya geçildi. Diğer ülkelerde yasal asgarî ücret uygulamasına geçiş daha çok 1990’larda görülürken, Polonya’da yasal asgarî ücret uygulaması 2003 yılından itibaren devreye girdi.
Bu arada 2005 yılı için belirlenen en yüksek asgarî ücret, bin 467 Avro ile Lüksemburg’ta. Hollanda, Belçika, Fransa, İngiltere ve İrlanda’da ise asgarî ücretin bin Avro’nun üzerinde. Yunanistan, İspanya, Malta, Slovenya ve Portekiz’de asgarî ücret 668 ila 437 Avro arasında iken, Çek Cumhuriyeti, Macaristan, Polonya, Estonya, Slovakya, Letonya ve Litvanya’da ise 235 ila 116 Avro arasında. Türkiye ise 2005 yılında, 306 Avro olan asgarî ücret ile sondan 8. sırada yer aldı.
Makalede, asgarî ücretten yapılan kesintilerin ülkelere göre farklılık gösterdiği, 2001 yılı rakamlarına göre Türkiye’de yapılan ve 66 Avro’yu bulan kesintinin diğer AB ülkelerine göre çok yüksek miktarda olmadığı, fakat bu ülkelerde asgarî ücretten çalışan işçilere aile ve çocuk yardımı, işsizlik sigortası, negatif gelir vergisi, gelir vergisi kredileri gibi başka mekanizmalarla korunduğu ifade edildi.
|