|
|
|
Huzursuz bir nesil yetişiyor |
Bakırköy Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Hastahanesi 13. Psikiyatri Kliniği Şefi Doç. Dr. Kemal Sayar, ‘’umut seferberliği’’ önerdi. Doç. Dr. Sayar, yaptığı açıklamada, gerek hastahanede gerekse muayenehanede dinlediği hastaların yaşadıkları hikâyelerin çoğunun, ‘’adeta gazetelerin 3. sayfasından bir demet’’ gibi olduğunu belirtti.
Genç insanların yattığı klinikte, toplumun en diptekilerinin öykülerini dinlediğini, sadece dinlemekle kalmayıp onların trajedisinin bazen ruhunda çöreklenip kaldığını anlatan Doç. Dr. Sayar, şöyle devam etti: “Mülksüzlerin hikâyeleri, kurbanlığın en koyu kıvamlı kanından yazılıyordu. ‘Çürüyen bir şeyler var krallığımızda’ diye fısıldayan bir sesle, sessizliğin sesiyle... Yalnız psikiyatri kliniklerinde, karakollarda, yetiştirme yurtlarında, cezaevlerinde işitilen bir sesle. Onları, o gençleri dinlemek benim için bu ülkeye dokunmak demektir. Bu ülkede televizyon dizilerinden, şarkı kliplerinden, gelgeç şöhretlerden ötede başka bir hayat vardır. Bazen hüzünlü bitişler, bazen ümitli başlangıçlar, bazen de taşkın bir neşe gizleyen hikâyeler.’’
HUZURSUZ GENÇLİK
Sayar, bu gençlerden, İstanbul’un yoksul mahallelerinde büsbütün huzursuz bir yeni neslin yetişmekte olduğunu öğrendiğini ifade ederek, şunları söyledi: ‘’Hap kullanan, kendisini kesen, okula gitmek istemeyen, kısa yoldan hayata atılmak isteyen ve hayatla ilgili içinde bol kazanç ve iktidarın olduğu kocaman düşler kuran gençler. Kenarından bitişmeye çalıştığı topluma karşı hınç duygularıyla dolu, babalarının yoksulluğundan duydukları öfkeyi, bir ateş gibi içlerinde gezdiren çocuklar. ‘Beni kimse sevmeyecek’ korkusuyla her yere saldıran; her insandan, her topluluktan bir sevgi kırıntısı devşirmeye çalışan, yoksulluğun yırttığı ailelerin ele avuca sığmaz oğlan ve kızları.’’
Toplumsal seferberlik öneren Doç. Dr. Sayar, şöyle devam etti: ‘’Kanaat önderi sayılan kişilerin, medya şöhretlerinin, cemiyet sayfası gediklilerinin, kendilerini görünür kılan isimsiz kalabalığa ödemeleri gereken bir borç olduğunu düşünüyorum. Gençlerin olduğu her yere gitmeli, onları hapların koynundan almak için çaba harcamalı, ellerindeki jiletleri çekip almalı, onlara umut dolu mesajlar ulaştırmalılar. Devlet denen o büyük organizma, ‘gençleri hayattan soğutmak’ cürümüne karşı tetikte olmalı.’’ Doç. Dr. Sayar, toplumca bir umut seferberliğine ihtiyaç olduğunu belirterek, şunları kaydetti: ‘’Korku tacirleri yine işbaşında, durmadan korku ve kasvet havası yayıyorlar ortalığa. İstanbul’un ve diğer büyük şehirlerin ümitsizlikle zehirlenmiş yeni çocuklarına söyleyecek bir sözümüz, onlarla paylaşacak bir düşümüz olmalı. Diğerini görmezden gelerek, onun ıstırabını yok sayarak, daracık evine istinat duvarlarıyla saldırarak var olamayız. Eğlendiğimiz, yiyip içtiğimiz mekânlar, bindiğimiz arabalar, takındığımız mücevherler bizi soylu kılmaz. Soyluluk ötekini işitebilmekten yapılma bir mücevherdir. Soylular, kalplerini bir mücevher gibi taşıyan ve kalpleriyle düşünen insanlardır. Bu ülkenin en soylu insanları, diğerlerinin acısını en çok içinde hissedenlerdir.’’
‘Topluluk’ ruhun ihtiyacı
Ruhun en güçlü ihtiyaçlarından birisinin bir topluluk ihtiyacı olduğunu kaydeden Doç. Dr. Sayar, ‘’Ruh bağlanmak için can atar; farklı kişilikler, yakınlık ve biriciklik için can atar. Ruhun aradığı yekparelik ve benzerlik değil toplumda zaten var olan renklilik ve çeşitliliktir’’ dedi.
‘’Ruh, bir kelebek gibi hangi çiçeklerle buluşup hangi renkle baştan çıkacağını seçmek ister’’ diyen Doç. Dr. Sayar, ‘’Hayata maruz kalmak hepimiz için bir tehdit ve bir fırsattır. Çok incinebilir olduğumuzu hissettiğimiz anlar, hayatta yeni bir role geçebileceğimiz fırsat anlarıdır da. Çocuk en savunmasız göründüğü anlardan bir kuvvet duygusuyla sıyrılabilir’’ diye konuştu.
|
/ TRABZON
19.11.2006
|
|
|
ÇOCUKLAR UNUTULDU |
Son olarak 17. Millî Eğitim Şûrâsında alınan bazı kararlar üzerine gündem yeniden laiklik ve irtica tartışmalarına kaydırılmak istenirken, çocukların asıl konuşulması ve çözüm bulunması gereken sorunları yine gözardı ediliyor. Yarın kutlanacak olan Dünya Çocuklar Günü vesilesiyle yaptığı açıklamada Çocuk Vakfı Başkanı Mustafa Ruhi Şirin buna dikkat çekerek, “Çocuk alanı gündelik politikanın ağır baskısı altında kaldıkça, toplum çocuk gündeminden daha uzaklaşıyor” dedi.
HAKLARI ÇİĞNENİYOR
Vakfın yayınladığı raporda ihlâl edilen çocuk hakları sıralanırken, eğitimin her alanında kızlara uygulanan ayrımcılık, meslek liselerinin önündeki katsayı engeli, sokak çocuklarının sahipsiz bırakılması, çocuklar arası şiddetin ve silâh kullanımının artması, çocukları hedef alan suçlardaki artış, çocuğa yönelik cinsel istismar ve çocuk pornosu, çocuğun olumsuz medya etkileri karşsındaki korunmasızlığı, çocuk işgücünün istismarı, yoksulluk, kimsesizlik gibi maddelere yer verildi.
DEVAMI GÖRÜŞ SAYFASINDA
|
19.11.2006
|
|
|
Laiklik tartışması gereksiz |
Hizmet-İş Sendikası Genel Başkanı Mahmut Arslan, son günlerde yapay zorlamalarla gündeme getirilmeye çalışılan ‘’laiklik tartışmalarını’’ yersiz ve gereksiz bulduklarını söyledi.
Arslan, Akar İnternational Otel’de düzenlenen Hizmet-İş Sendikası 2. Genişletilmiş Başkanlar Kurulu Toplantısı’nda, merkezi yönetimlerin yıllardır sorunları gözaltına alma yerine göz ardı etmeyi tercih ettiğini savunarak, bunun sonucu olarak 2 büyük ekonomik kriz yaşadığını ifade etti.
Demokratikleşme, insan hakları, özgürlükler, gelir dağılımındaki adaletsizlik, sosyal güvenlik, sağlık, üretim, verimlilik gibi temel sorunların ülke gündeminin ana maddeleri olduğunu belirten Arslan, şöyle devam etti:
“Ancak, bu sorunlarla uğraşmak yerine hayalî tehditlerle uğraşanların varoluş şartlarını yeniden oluşturma girişimlerine de zaman zaman tanık olmaktayız. Bu bağlamda, son günlerde yapay zorlamalarla gündeme getirilmeye çalışılan laiklik tartışmalarını da yersiz ve gereksiz buluyoruz. Biz Cumhuriyetimizin Anayasa’da ifadesini bulan 4 temel niteliğin hiçbirinin diğerine tercih edilemeyeceğini düşünüyoruz. Halkımızın bu 4 temel ilke ile hiçbir problemi yoktur. Özellikle de laiklikle hiçbir problemi yoktur. Ancak, laikliğin uygulama biçimine yönelik eleştirilerimiz vardır.’’
“TAVSİYE KARARINI BİLE SİNDİREMİYORLAR”
Arslan, konuşmasında, önceki gün sona eren 17. Millî Eğitim Şûrâsı’na da değindi. Kamuoyunun, şûrâ sonuçlarıyla ilgili olarak ‘’ısrarla’’ meşgul edildiğini savunan Arslan, şunları kaydetti:
‘’17. Millî Eğitim Şûrâsı’nın abartılmasını ve karşı çıkanlarca manipülasyon edilerek ideolojik arenaya çekilmesini esefle karşılıyoruz. Bilindiği gibi Millî Eğitim Şûrâsı’nda alınan kararlar tavsiye niteliğindedir. Bu tavsiye kararlarını bile içine sindiremeyen bir takım çevrelerin, demokrasi ve özgürlük söylemlerine de kuşkuyla bakıyoruz. Ülkemizde, bir takım çevreler her fırsatta her şeyi suni laiklik ve irtica tartışmalarına malzeme yapmalarını da yadırgıyoruz.’’
|
/ ANKARA
19.11.2006
|
|
|
CHP’nin yeni malzemesi şûrâ |
TBMM Milli Eğitim Komisyonu Üyesi, CHP Denizli Milletvekili Mustafa Gazalcı, ‘’17. Milli Eğitim şûrâsı, Milli Eğitim Bakanı Sayın Hüseyin Çelik’in gölgesinde, yönlendirmesinde geçti’’ dedi.
Gazalcı, yaptığı yazılı açıklamada şu görüşleri dile getirdi: ‘’Şûrâ, belki de bilerek, kimi çevrelere göz kırpmak için katsayı tartışmasına, İmam Hatip Lisesi konusuna indirgendi. şûrâda, Talim Terbiye Kurulu başkan ve uzmanları yerine, Sayın Bakan ve danışmanları ile üst düzey bürokratlar öne çıktı. Önergeler, Bakan’ın etkisiyle oylandı, kimileri hiç dikkate alınmadı. Sayın Bakan’ın telkiniyle zorunlu ilköğretim düzeyinde bile özel okullardan hizmet satın alınmasına karar verilmesi de ayrı bir talihsizliktir.’’
“Üniversiteye giriş, alan belirleme konusunda şûrânın oldu bittiyle karar almasının doğru olmadığını”da idda eden Gazalcı, ‘’Sayın Bakan’ın gerçekleşmeyeceğini bildiği halde şûrâda böyle bir karar aldırması, seçim yılında kimi çevrelere göz kırpmak içindir. YÖK ile Milli Eğitim Bakanlığı’nın arası şûrâ kararıyla biraz daha bozulacaktır’’ dedi.
|
/ ANKARA
19.11.2006
|
|
|
Başörtüsüne özgürlük talebinde 83. hafta |
Kocaeli İnanç Özgürlüğü Platformu, İzmit Sabri Yalım Parkı İnsan Hakları Anıtı önünde dün 83. haftasına giren “Başörtüsüne Özgürlük” toplantısını gerçekleştirdi.
Toplantıda, platform adına basın açıklamasını
MAZLUMDER Kocaeli Şube Üyesi Cananosman Aran yaptı. Aran, “Zulüm alkışlanmaz, zalimlik asla sevilmez. Zalimlerle bir safta duranlara yazıklar olsun. Bu da bir zulümdür, bunu unutmayın” dedi.
|
19.11.2006
|
|
|
Afla çıktılar, yine suç işlediler |
Adalet Bakanı Cemil Çiçek, son 6 yılda 70 bin 804 kişinin şartla tahliye edildiğini, bunlardan 3 bin 337’si hakkında, yeniden suç işledikleri iddiasıyla soruşturma yapıldığını bildirdi.
Çiçek, DYP Hatay Milletvekili Mehmet Eraslan’ın soru önergesinde verdiği cevapta, Şartla Salıverilmeye, Dava ve Cezaların Ertelenmesine Dair Kanun ile diğer kanun hükümlerinden yararlandırılarak, son 6 yılda yapılan tahliyeler hakkında bilgi verdi. Buna göre, 2001 yılında 18 bin 640, 2002’de 16 bin 425, 2003’de 13 bin 387, 2004’de 10 bin 302, 2005’de 7 bin 294, 2006’da 4 bin 756 kişi olmak üzere toplam 70 bin 804 kişinin şartla tahliyelerine karar verildi. Çiçek, tahliyelerine karar verilenlerin, cinayet, dolandırıcılık, çete kurma, adam kaçırma, yaralama, fuhuş, kalpazanlık, ırza tasaddi, hırsızlık, gasp ve sahte çek vermenin de aralarında bulunduğu çok sayıda suçtan mahkûm olduğunu belirtti. Çiçek, tahliye edilenlerden 3 bin 337 kişi hakkında, yeniden suç işledikleri iddiasıyla soruşturma yapıldığını bildirdi. Çiçek’in verdiği bilgiye göre, bu kişilerin yeniden işledikleri suçların bazıları şöyle: ‘’Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanuna muhalefet, Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkında Kanuna muhalefet, Çıkar Amaçlı Suç Örgütleriyle Mücadele Kanununa muhalefet, Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununa muhalefet, hırsızlık, gasp, sahtecilik, uyuşturucu, tehdit, dolandırıcılık, adam öldürme, ırza geçme, kaçırma ve alıkoyma, fuhuş, piyasaya sahte para sürme, kaçakçılık, kumar oynama ve oynatma, zimmet, terör örgütüne yardım ve yataklık etme, ırza tasaddi, adam öldürmeye teşebbüs, cezaevi idaresine karşı ayaklanma, hürriyeti tahdit.’’
|
/ ANKARA
19.11.2006
|
|
|
Terör örgütüne ait sığınak bulundu |
Ağrı'nın Doğubayazıt ilçesinde terör örgütü PKK'ya ait iki adet sığınak bulundu. Sığınakta patlayıcı madde ele geçirildi.
Alınan bilgiye göre, arazi arama tarama çalışmalarını sürdüren jandarma ekipleri, ilçenin dağlık kesimlerinde, terör örgütü PKK'ya ait olduğu tespit edilen 2 sığınak buldu. Sığınaklarda yapılan aramada, 900 gram A-4 patlayıcı madde ile 5 kilogram dinamit ve 5 metre saniyeli fitil ele geçirildi. Patlayıcı maddelerin imha edildiği bldirildi.
|
/ AĞRI
19.11.2006
|
|
|
4 bin metrelik bayrağı kamyonetle taşıdılar |
Vatansever Kuvvetler Güçbirliği Hareketi Derneği (VKGB) Diyarbakır’da 300 bin kişi katılacak” dediği bayrak yürüyüşüne çoğu çocuk sadece 150 kişi katıldı.
Getirilen 4 bin metrelik Türk bayrağının yerde kalmaması için polis, bayrağın kamyonete konularak taşınmasını sağladı. VKGB adına günlerdir yapılan yayınlarda Diyarbakır’da 300 bin kişinin katılımı ile yapılması düşünülen bayrak yürüyüşüne aralarında çocukların da bulunduğu yaklaşık 150 kişi katıldı. Bayrak yürüyüşü sırasında açılması planlanan 4 bin metrelik Türk bayrağını taşıyacak kimse bulunamayınca ancak 250 metresi açıldı. Diyarbakır polisi yere düşmemesi için bayrağın kamyonetle taşınmasını istedi. Yaklaşık 1 kilometrelik uzaklıktaki İstasyon Meydanı’nda son bulan yürüyüşe katılması için bir çok çocuğa 10’ar YTL verilmesi vaad edildiği öne sürüldü.
|
/ DİYARBAKIR
19.11.2006
|
|
|
İKÖ, kadının kalkınmadaki rolünü görüşecek |
“İslam Konferansı Örgütü’ne (İKÖ) Üye Ülkelerde Kadının Kalkınmada Rolü’’ konulu İKÖ’ye Üye Ülkeler 1. Bakanlar Konferansı, 20-21 Kasım tarihlerinde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın da katılımıyla İstanbul’da gerçekleştirilecek.
Konuya ilişkin yazılı açıklamaya göre, Türkiye’nin ev sahipliğinde düzenlenen konferansın 20 Kasım Pazartesi günü yapılacak açılış oturumunda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Devlet Bakanı Nimet Çubukçu ve İKÖ Genel Sekreteri Prof. Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu konuşacak. İKÖ’ye üye ülkelerin “kadın” konusundan sorumlu bakanları ve resmi heyetlerinin katılacağı konferans 21 Kasım Salı günü gerçekleştirilecek oturumların ardından sona erecek. “Kadınların istihdamını artırmak ve kadınların yoksulluğunu ortadan kaldırmak için ulusal politikalar ve stratejiler’’, “Yerelden ulusala karar mekanizmalarına kadınların katılımı’’, “Eğitime erişimin ve katılımın artırılması yoluyla kadınlar için daha iyi gelecek yaratmak’’ ve “Kadına yönelik her türlü şiddetin ortadan kaldırılması’’ konularının ele alınacağı konferans, açılış ve kapanış oturumları dışında basına ve resmi heyetler dışındaki davetlilere kapalı olarak gerçekleştirilecek.
|
/ İSTANBUL
19.11.2006
|
|
|
Sorunların kaynağı 1982 Anayasası |
Mazlumder Genel Başkanı Ayhan Bilgen, Türkiye’de yaşanan sorunların çoğunun Anayasal temele dayandığını söyledi.
Mazlumder’in düzenlediği ‘’Hak ve Özgürlükler Açısından 1982 Anayasası’’ etkinliğinde 1982 Anayasası tartışıldı ve anayasanın taşıması gereken nitelikler ele alındı. Aldino Otel’de düzenlenen etkinliğin açılışında konuşan Mazlumder Genel Başkanı Bilgen, Türkiye’de yaşanan sorunların çoğunun Anayasal temele dayandığını söyledi. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde anayasaların siviller tarafından uzlaşmayla ve demokratik yollardan hazırlanmadığını anlatan Bilgen, 1982 Anayasası’nın da aynı şekilde toplumsal uzlaşma ve birlikteliği güçlendirmediğini ifade etti. Anayasada köklü değişiklikler yapılmasına ihtiyaç olduğunu belirten Bilgen, ‘’Bunları tartışmak yerine kişiler ve kıyafetler üzerinden yapılan tartışmalar Türkiye’nin önünü açmaz’’ dedi.
Faaliyet, 1982 Anayasası’nın tartışıldığı, anayasaların nitelikleri ve kapsamlarıyla ilgili konuların ele alındığı oturumlarla devam etti.
|
/ ANKARA
19.11.2006
|
|
|
“Solda ittifak” kavgası |
Antalya’nın Alanya ilçesindeki bir yemekte, SHP Genel Başkanı Murat Karayalçın ile CHP Antalya Milletvekili Atilla Emek arasında solda ittifak tartışması yaşandı.
Alanya Pir Sultan Abdal Kültür Derneği’nin yemeğine, SHP Genel Başkanı Karayalçın ve CHP Antalya Milletvekilleri Osman Özcan ile Atilla Emek katıldı. Yemekte konuşan Karayalçın, seçim öncesi solda ittifak mesajları verdi. SHP olarak solda ittifaktan yana olduklarını belirten Karayalçın, yapılan anketlerin sol partiler ittifak yaptıkları taktirde oylarının artığını, sağ partiler ittifak yaptıkları takdirde oylarının düştüğünü ortaya koyduğunu savundu. Karayalçın, “Sol seçmen ‘İktidar olmak istiyorsanız ittifak yapın’ mesajı veriyor. Solda ittifakı artık bizden çok vatandaş istiyor’’ diye konuştu.
EMEK: İTTİFAK YASAL OLARAK MÜMKÜN DEĞİL
CHP Antalya Milletvekili Atilla Emek, konuk oldukları yemekte böyle bir önerinin ortaya atılmasının doğru olmadığını belirterek, ittifakın yasal olarak mümkün olamayacağını kaydetti. Karayalçın’ın, 1 gün önce Alanya’da bir yerel kanalda yaptığı açıklamadan söz eden Emek, şunları söyledi: ‘’Sayın genel başkan Karayalçın, bir TV kanalında yaptığı açıklamada, birleşmeyi istemediğini, ittifak istediğini söyledi. Ancak ne seçim mevzuatı ne de Anayasa, ittifaklara el vermiyor. Bunu bilmenizi isterim.”
SEZER: SOLDA BİRLİK DAHA
ÖNCE BAŞARISIZ OLDU
DSP Genel Başkanı Zeki Sezer de Antalya’nın Manavgat ilçesinde, partisinin ilçe başkanlığını ziyareti sırasında solda birlik için daha önce başarılı olmamış deneyimlerin benzerini yinelemeye çalışmanın, topluma ve ülkeye haksızlık olacağını bildirdi. Sezer, ‘’(Solda birlik, bende birlik) demek Türkiye’ye haksızlık olur. Bu yüzden Baykal’a, ‘yola gel sola gel’ diyorum’’ diye konuştu.
|
/ ANTALYA
19.11.2006
|
|
|
Erdoğan: Elektriğe zam yok |
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, basın mensuplarının elektriğe zam yapılıp yapılmayacağına ilişkin sorusu üzerine ‘’Yok böyle bir şey. Olursa zaten biz bunu açıklarız. Kimseden de çekinmeyiz. Şu anda böyle bir şey yok’’ dedi.
Dünya Türk İş Adamları Altıncı Kurultayının açılışının ardından Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı Rumeli Salonunda düzenlenen kurultay fuarını gezen Başbakan Erdoğan, fuar çıkışında basın mensuplarının sorularını cevapladı. Erdoğan, bir gazetecinin ‘’Elektrik zammıyla ilgili yüzde 40’lık oranlardan bahsediliyor. Bu çok yüksek bir rakam değil mi?’’ şeklindeki sorusu üzerine, şunları söyledi:
‘’Kimden duydunuz? Bu işin kararını kim verecek? Benim bakanımdan duydunuz mu? Benden duydunuz mu? Şartlar oluşursa, böyle bir şey yapmamız gerekirse biz bunu açıklarız. Ama sağır duymaz uydurur. Durmadan uyduruyorsunuz. Önüne gelen bir şeyler söylüyor.’’ Başbakan Erdoğan, bir gazetecinin ‘’Elektriğe bu kadar yüksek zam olabilir mi?’’ şeklindeki bir başka sorusu üzerine de şöyle dedi:
‘’Gazetecilik yapıyorsunuz. Ben zamdan bahsettim mi? Böyle bir şey var mı? Ama gerekirse yaparız, o zaman da açıklarız. ‘Bakanımdan, benden duydunuz mu’ diyorum, ‘yok’ diyorsunuz. Filanca sanayi odası başkanı söylemiş. Filanca gazete yazmış... Halkı aldatmayın, halkta bir endişe yaratmayın. Niçin bunları söylüyorsunuz, aylardır bu konuyu konuşuyorsunuz? 4 yıl geçti elektriğe zam yaptık mı? Bu hükümeti bu yanıyla niye konuşmuyorsunuz? Şimdi seçimler yaklaşıyor, başladınız elektriğe zam gelecek diye konuşmaya... Yok böyle bir şey. Olursa zaten biz bunu açıklarız. Kimseden de çekinmeyiz. Şu anda böyle bir şey yok.’’
|
/ İSTANBUL
19.11.2006
|
|
|
Finlandiya, sorunu bilmiyor |
KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, AB Dönem Başkanı Finlandiya’nın Kıbrıs sorununu bilmediğini söyledi.
AB dönem başkanı Finlandiya’nın Kıbrıs sorununu bilmemesinden dolayı yanlış bir süreç başlattığına dikkat çeken Talat, “Kıbrıs’ta Kıbrıslı Türker’in muhatabı Kıbrıslı Rumlardır, Türkiye’nin Dışişleri Bakanını Kıbrıs Rum tarafının dışişleri bakanıyla Helsinki’de müzakere etmeye dâvet etmek, Kıbrıs Sorununu bilmemektir” diyerek, bunu iyi niyet yoksunluğu olarak nitelendirdi. Cumhurbaşkanı, tüm bunların, çözümün AB çatısı altında olamayacağını bir kez daha ispatladığına dikkat çekti. Talat, Kıbrıs Rum tarafının garantörü Yunanistan’ı da Türkiye’ye karşı kışkırttığını dile getirdi. Talat, Kıbrıs Türk tarafı olarak Birleşmiş Milletler çatısı altında müzakerelere başlamaya hazır olduklarını yineledi. Talat, “Birleşmiş milletler son girişimiyle ileriye doğru bir adım daha attı. Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Siyasi İşler Yardımcısı’ndan beklediğimiz mektup geldi. Müzakerelere başlamak için prosedürü tarif ediyor. Bu mektubu değerlendiriyoruz. Mektupla ilgili henüz olumlu olumsuz söyleyecek bir şeyimiz yok. Çünkü gerçekten ayrıntılı değerlendirmek gerekiyor” diye konuştu.
Kıbrıs konusunda hiçbir zaman kritik dönemlerin bitmediğini ancak, şu an için çok çetrefilli bir döneme gelindiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Talat, özellikle AB sarmalının Kıbrıs’ı ve Türkiye’yi içine almasıyla sorunun çok karmaşık bir hal aldığını ifade etti.
Rum tarafının AB üyeliğinin, Türkiye’nin önüne sorunlar çıkardığına işaret eden Talat, yeni durumun, son derece dikkatli politikalar yürütülmesini gerekli kıldığını belirtti.
“Bizim arzuladığımız, Birleşmiş Milletler çatısı altında, Kıbrıs Türk Halkı’nın çıkarlarını koruyan, iki kesimli, iki toplumlu, iki kurucu devletin siyasi eşitliğine dayanan, Türkiye’nin garantörlüğünün devam edeceği bir çözümdür” diyen Cumhurbaşkanı, çözümün ancak bu şekilde kalıcı olacağının altını çizdi.
TALAT’TAN BARROSO’YA MEKTUP
Bu arada, KKTC Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Hasan Erçakıca, Cumhurbaşkanı Talat’ın Avrupa Komisyonu Başkanı Jose Mannuel Barroso’ya gönderdiği mektupta, Türkiye İlerleme Raporu’nun Kıbrıs ile ilgili bölümündeki yanlışa dikkat çektiğini söyledi. Erçakıca, “Cumhurbaşkanımız mektubunda 8 Temmuz anlaşmasına atıfta bulunarak, sözkonusu sürecin raporda yer aldığı gibi Annan-Papadopulos görüşmesinin ardından değil, Kıbrıs Türk tarafının gündelik sorunların çözümü ile ilgili yapmış olduğu çağrıların ardından hayat bulduğunu vurguladı” dedi.
Erçakıca, KKTC’nin kuruluşunu kutlama törenleriyle ilgili mevzuatın yeniden gözden geçirilerek, günün ihtiyaçlarına göre yeniden biçimlendirilmesi amacıyla Başbakanlık’ta çalışma başlatıldığını söyledi. Erçakıca, “Amaç hem tartışmalara neden olan törenlerle ilgili hukuku gözden geçirmek, hem de törenleri siyasal iktidarların kamuoyuna vermek istediği mesajlara uygun şekillendirmek’’ dedi.
|
/ LEFKOŞA
19.11.2006
|
|
|
TBMM, çocuk hakları için devrede |
Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğü ile UNICEF tarafından yürütülecek olan Çocuk Hakları Tanıtım Kampanyası ile çocuk haklarının yaygınlaştırılması amaçlanıyor.
Hükümet ile UNICEF arasında imzalanan 2006-2010 Ana Uygulama Planı çerçevesinde Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğü ile UNICEF tarafından yürütülmekte olan Çocuk Hakları Tanıtım Kampanyası 20 Kasım 2006 Pazartesi günü TBMM’de başlatılacak. 81 ilden gelen 1 kız, 1 erkek olmak üzere toplam 162 çocuğun katılımıyla başlatılacak kampanyanın açılışı 18.00-19.00 saatleri arasında TBMM CHP Grup Toplantı Salonu’nda gerçekleştirilecek.
20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü’nde başlatılacak olan kampanya ile Çocuk Hakları’nın yaygınlaştırılması amaçlanıyor. “Çocuk Hakları Tanıtım Kampanyası”, kampanya için oluşturulan ve aralarında Adalet Bakanlığı, TRT, İçişleri Bakanlığı, Millî Eğitim Bakanlığı ve Jandarma Genel Komutanlığı gibi kurumların da bulunduğu 24 kurumdan oluşan komite ile kampanya konusunda bilgilendirilmiş 50’ye yakın çocuk tarafından 25 ilde yürütülecek.
|
/ ANKARA
19.11.2006
|
|
|
SP’den ‘Papa'ya hayır’ mitingi |
Saadet Partisi (SP), ay sonunda Türkiye’ye gelecek olan Papa 16. Benediktus’un ziyaretini protesto etmek amacıyla İstanbul’da geniş katılımlı bir miting düzenleyecek.
SP, Katolik dünyasının ruhani lideri Papa 16. Benediktus’un Türkiye ziyareti öncesinde İstanbul Çağlayan Meydanı’nda protesto mitingi düzenleyecek. Papa’nın Türkiye ziyaretinden iki gün önce 26 Kasım’da düzenlenecek ‘Papa’ya Hayır’ mitingine eski Başbakanlardan Necmettin Erbakan ve SP Genel Başkanı Recai Kutan da katılacak. Mitingde bir konuşma yapacak olan Erbakan ve Kutan, Papa’ya ‘Türkiye’ye gelme’ çağrısı yapacak.
|
/ ANKARA
19.11.2006
|
|
|
Ege’de deprem korkuttu |
Ege Denizi’nde, 3.7 büyüklüğünde deprem meydana geldi.
Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü yetkililerinden alınan bilgiye göre, Ege Denizi’ndeki deprem dün saat 08.04’de yerin 13.9 kilometre derinliğinde meydana geldi. Gökçeada ile Bozcaada arasındaki bölgede meydana gelen 3.7 büyüklüğündeki depremi hisseden ada halkı ise paniğe kapılıp bir süre evlerinden dışarıya çıkmak zorunda kaldı. Depremde can ve mal kaybının yaşanmadığı bildirildi.
|
/ ÇANAKKALE
19.11.2006
|
|
|
Medyaya kuşku duyuluyor |
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Başkanı Orhan Erinç, medyanın güvenirliği konusunda kuşku duyulduğunu söyledi.
Erciyes Üniversitesi İletişim Fakültesi’nin TGC ve İletişim Araştırmaları Derneği ile birlikte düzenlediği “Demokrasi Sürecinde Yerel Medya” adlı panel, Sabancı Kültür Merkezi’nde yapıldı. Panelde konuşan TGC Başkanı Erinç, yerel medyanın çok büyük bir güç olduğunu, halkı bilgilendirmede önemli rolü olduğunu söyledi. Gazetelerin uymaları gerektiği birçok yasanın olduğunu dile getiren Erinç, şunları kaydetti: “Dünyadaki meslek kuralları taranarak hazırlayacağımız Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ni ilk önce yerel medya üzerinde uygulayacağız. Bu bildirge ile Türkiye Cumhuriyeti’nde demokrasi sürecinin tam anlamıyla sağlanılmaya çalışılacaktır. Toplumda bu dönemde medyanın güvenilirliği konusunda kuşku bulunuyor. Promosyon süreci bunu da iyice göstermektedir. 1950’li yıllarda artmaya başlayan yerel medya kuruluşları gazetecilik meslek ilkelerine uymaları ile bir yerlere geleceğine inanıyorum.”
|
/ KAYSERİ
19.11.2006
|
|
|
Şiddet kontrol edilsin |
17. Millî Eğitim Şûrâsı’nın son Genel Kurul toplantısında, ‘’şiddet ve cinsel içerikli yayınların kontrolünün artırılması’’ önerisi benimsendi. Şûrâ’nın 13 Kasım’da başlayan çalışmaları Cuma günkü Genel Kurul çalışmasıyla tamamlandı.
‘’Küreselleşme ve AB Sürecinde Türk Eğitim Sistemi’’ konu başlığıyla toplanan komisyonun raporunun ele alındığı oturumda, önergelerin fazlalığından kaynaklanan tartışmalar yaşandı.
Genel Kurul’un dün çalışmalarında oturumlara başkanlık eden Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, önergelerden Şûrâ’nın konusuyla ilgili olmayanların elenmesi önerisinde bulunarak, oylamaya sundu. Şûrâ üyelerinin çoğunluğu öneriyi kabul etti.
Şûrâda, ‘’cinsel ve şiddet içerikli yayınların daha fazla kontrol edilmesi’’ önerisi de benimsendi. Çelik, bu kararın ‘’RTÜK’e uyarı’’ anlamını taşıdığını belirtti. Türkçe eğitiminin yurt dışında yaygınlaşması ve bu amaçla yapılan çalışmaların tek elde toplanmasına yönelik ‘’Yunus Emre Enstitüsü’’ kurulması önerisi de kabul edildi.
91 YAŞINDAKİ ŞûRÂ ÜYESİ
Şûrâya, Cumhuriyet’in ilk öğretmenlerinden olan 91 yaşındaki Millî Eğitim Bakanlığı özel danışması emekli tarih öğretmeni Refet Angın da katıldı.
Şûrâ’nın ön çalışmalarına da katıldığını ifade eden Angın, ‘’Eğitim Şûrâları bir başka Şûrâya, toplantıya benzemez. Şûrâ demek fikirlerin, düşüncelerin birleşmesinden meydana gelir. Ben insan yetiştiriyorum. Benim hamurum insan, ben ona şekil veriyorum. Ben isterim ki eğitim bakanları eğitimden gelsin. Cumhuriyet kurulalı 83 yıl oldu, kimler geldi, kimler gitti...’’ diye konuştu.
|
/ ANKARA
19.11.2006
|
|
|
Doğalgaz kullanırken havayı değil, evinizi ısıtın |
Konutlarda doğalgazın daha verimli kullanılabilmesi için çatı izolasyonunun yapılması, kapı ve pencerelerin sünger ile kaplanması, oda sıcaklığının 19 derecede tutulması ve odanın belli aralıklarla nemlendirilmesi gerektiği bildirildi.
Son günlerde sıkça zam tartışmalarının yapıldığı doğalgazın, daha verimli ve ekonomik kullanılması alınacak bazı tedbirlerle mümkün olabiliyor.
Özellikle konutlarda çatı ve pencerelerin yetersiz ısı yalıtımının fazla gaz harcamasına yol açması sebebiyle, alınacak tedbirlerin başında çatı, kapı ve pencerelerin izolasyonunun sağlanması geliyor. Gerekli izolasyonun yapılmasıyla çatıdan yüzde 20, sünger kullanılarak kapı ve pencerelerden ise yüzde 15’e kadar ısı tasarrufu sağlanabiliyor.
Kışın en soğuk günlerinde evin iç sıcaklığını en çok 19 dereceye ayarlanması da enerji tasarrufu için önemli tedbirler arasında yer alıyor. Çünkü 19 dereceden sonra 1 derecelik her bir sıcaklık artışı yüzde 5 civarında enerji kaybına sebep oluyor.
Nemli havanın sıcaklığı daha iyi tuttuğu ve odada buharlaşmayı azalttığı için gece gündüz ısıtılan odaların belirli aralıklarla nemlendirilmesi önem taşıyor.
|
/ KONYA
19.11.2006
|
|
|
|