Yeni komuta kadememiz işe başlar başlamaz büyük hatalarla başladılar.
1- Konuşmak için çok ama çok “acele” ettiler.
2- İrtica nutukları atmak için “Ramazan ayını seçtiler.”
3- Özellikle Deniz Kuvvetleri Komutanı, konuşmasında geçen “Karşı devrim” “Ezan’ın Türkçe okunması” gibi Türkiye’de pek de kabul görmeyecek sözlerle konuya girdi...
4- Başbakan yurt dışında önemli bir ülkenin devlet başkanı ile görüşürken ülkede asker-sivil gerilimine yol açacak konuşmalar yaptılar.
5- Bu konuşmaların içeriği hakkında Amerikan Büyükelçisi Wilson’un “kakafoni” sözlerini sineye çektiler.
6- Hükümet Başkanı, Meclis Başkanı hakkında aleyhte konuşan askerler, Amerikan elçisine cevap vermeyerek kendilerini zor duruma düşürdüler.
7- Özellikle Genelkurmay Başkanı Büyükanıt’ın konuşmasında TESEV’i hedef alması ve hakkında kapsamlı araştırma başlatıldığına dair sözler Türkiye’deki güç odaklarını rahatsız etti. TESEV deyince akla gelen kurum ve kişiler dikkate alındığında... TÜSİAD, Can Paker, Eczacıbaşı vs...
8- DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar’ın PKK terörünün önlenmesine dair yaptığı bir konuşmaya gazetecileri karargâha çağırıp cevap verdiler. Böylece iktidardan başka muhalefete de tahammül etmeyen ve onlara da cevap yetiştiren bir konuma düştüler.
9- Avrupa Birliği temsilcilerinden isimler vererek söz ettiler ve onları kınadılar. Onlar da bunun üzerine “Türkiye’de asker AB reformlarını engelliyor” açıklamaları yaptılar ve ordunun Türkiye’de siyasete nasıl yön verdiğini ve nasıl etkilediğini ortaya koydular.
10- Bütün bunlardan sonra “Biz konuşunca ülke geriliyor” diyerek 29 Ekim resepsiyonunda konuşmayarak hatalarını kabul durumuna düştüler. Daha... Daha ne olsun, bunlar yetmez mi? Bunlar sizce hata değilse nedir?
Bugün, 2.11.2006
|