|
|
|
Başörtülülerin insan hakları çiğneniyor |
Başörtüsü yasaklarına karşı protestolar artarak devam ediyor. Geçtiğimiz hafta sonu da Ankara, Sakarya ve İzmit’te ‘Başörtüsüne Özgürlük’ eylemleri yapıldı. Yasağın başörtülülere karşı işlenen bir insan hakkı ihlâli olduğunun vurgulandı.
Ankara İnanç Özgürlüğü Platformunun Abdi İpekçi Parkı’nda düzenlediği “Başörtüsüne Özgürlük” eylemlerinin 39. haftasında konuşan Mazlumder Ankara Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Serpil Kayaer, devletin bireyin hak ve hukukunu koruyan, güçsüzün güçlüye karşı garantisi ve dayanağı olan kurumlardan şekillendiğini belirterek, “Bu yönüyle devlet kişi haklarına saygılı olmak zorundadır” dedi. Hayata bakış açıları aynı olmadığı için başörtülü kişilerin insan haklarının ihlâl edildiğini söyleyen Kayaer, “Dünya siyaset arenasında egemen ve özgür olarak kalmak isteyen bir ülke şiddeti içermeyen, vatandaşının bütün düşüncelerine saygı göstermek zorundadır. Biz de aynı saygıyı kendi coğrafyamızda istiyor, tarihi tekrar hatırlamalarını istiyoruz; Zulüm asla payidar olmaz!” şeklinde konuştu.
TÜRKİYE YASAKÇILIKTA MODEL
Sakarya Başörtüsü Platformu da önceki gün 59. eylemini gerçekleştirdi. AKM önünde yapılan basın açıklamasında, başörtüsü yasağının birçok ülkede uygulanmaya başladığı ve Türkiye’deki düzenin yasakçılara model olduğu belirtildi. Fransa ile Türkiye’nin başörtüsü yasağı ve ifade özgürlüğü noktasında paralel hareket ettiğine dikkat çekilen açıklamada, Kuzey Irak’ta Mesut Barzani’nin başörtülü fotoğrafları yasaklaması ise, “Türkiye’nin Büyük Ortadoğu Projesi’nde kendisine biçilen model olma rolünü, baskıcı militarist egemenlik anlayışını ihraç ederek yerine getireceğinin işaretçisi” şeklinde değerlendirildi. Açıklamada, küreselleşen başörtüsü yasağına karşı, daha çok mücadele edilmesi çağrısı da yapıldı.
Çabamız, hakların geri alınması
Kocaeli İnanç Özgürlüğü Platformu ise İzmit Sabri Yalım Parkı İnsan Hakları Anıtı önünde hafta sonları yaptıkları protesto gösterilerinin seksenincisini gerçekleştirdi. Gösteride platform adına basın açıklamasını yapan MAZLUMDER Kocaeli Şube Başkan Yardımcısı Nigar Gümrükçüoğlu, “Bizlerin çabası inancımıza ve onu ifade şeklimize müdahil olan güçlere karşı hakların geri alınması mücadelesidir. Adil ve hak olanın üstün kılındığı bir dünyaya ulaşana dek, bu uğurda tek mazlum yurt kalana dek sesimizi yükselteceğiz. Bu gayrimeşru yasak kalkmadıkça, bu direniş filizleri daima sürgün verecek ve nesilden nesile aktarılacaktır” şeklinde konuştu.
|
Mehmet KARA
/ ANKARA
30.10.2006
|
|
|
Gül: Türkiye oyuna gelmeyecek |
Dışişleri Bakanı Abdullah Gül ve Avrupa Parlamentosu Liberal Grup Başkanı Graham Watson, AB içinde Türkiye ile müzakerelerin askıya alınmasını isteyen ülkeler ve liderler olduğunu söylediler. Gül, Radikal’de Murat Yetkin’e, Avrupa'da bazı ülke liderlerinin Kıbrıs konusunun arkasına sığınarak Türkiye’yi engellemeye çalıştıklarını kaydetti. Gül, “Türkiye kendi ayrılsın niyetini bazı Avrupalı liderlerde görüyoruz. Bunu arzu edenler var. Ama Türkiye bu oyuna gelmeyecek” dedi.
Watson: Üç ülke bahane arıyor
Watson da Zaman’a “AB’nin üç üyesi müzakerelerin askıya alınması için bahane arıyor. Fransa ve Avusturya ortada zaten. Almanya’yı da bu kategoriye koyabiliriz” dedi. Müzakerelerin durmasının iki tarafın başarısızlığı olacağını belirten Watson, “AB, geçen yıl bu zamanlarda Ankara ile müzakereler başladığında Türkiye’ye verdiği taahhütleri gerçekten yerine getirmediği için başarısız olacak. Türkiye ise, söz verdiği reform sürecini tam olarak gerçekleştirmediği için...” diye konuştu.
|
30.10.2006
|
|
|
AB: Reformlarda ilerleme yok |
AB Komisyonu, 8 Kasım’da yayınlayacağı ilerleme raporunda yer alan 33 başlığın birçoğunda Türkiye’nin ilerleme kaydetmediği veya beklenenden yavaş gelişme gösterdiği vurgulanıyor.
NTV’nin haberine göre, AB Komisyonu’nun yayınlayacağı Türkiye ile ilgili ilerleme raporu taslağında reformların yavaşladığına dikkat çekiliyor. Birçok müktesebat başlığında ilerleme sağlanamadığını belirten rapor taslağı, TCK 301. madde, ordunun siyasete ve yargıya etkisi ve yargı sistemindeki aksaklıklara yönelik eleştiriler getiriyor.
Avrupa Komisyonu’nun hazırladığı taslakta 33 müzakere başlığıyla ilgili değerlendirmeler yer alıyor. Raporun ‘Yargı ve Temel Haklar’ bölümünde, yargı bağımsızlığı ve hukukun etkinliği gibi konularda istenen gelişmenin kaydedilmediği belirtiliyor. Yargının, hükümetin ve ordunun etkisinde kaldığı yönündeki kaygılar dile getiriliyor.
AB: TUTUKLULUK SÜRELERİ UZATILIYOR
Yargılama öncesi ve sırasındaki tutukluluk süresinin uzun olması, bazen yıllar sürmesi eleştiriliyor. Yeni terör yasasının da mahkeme öncesi tutukluluk süresinin uzatılmasına imkân tanıdığı belirtiliyor.
DİNİ AZINLIKLARIN HAKLARI
Başbakanlık’a bağlı insan hakları izleme mekanizmalarının düzgün çalışmadığı ve azalıyor olsa da işkence iddialarının sürdüğü savunuluyor. Dini özgürlükler ve azınlık haklarıyla ilgili olarak rapor taslağı, azınlık vakıflarının yasal ve mülkiyet haklarının verilmediği, ruhban okulunun açılmadığı, Alevilerin haklarının tanınmadığını vurguluyor.
TCK VE 301’İNCİ MADDE
Yeni Türk Ceza Kanunu, özellikle de Türklüğe hakarete ilişkin 301. madde, ilerleme raporunun gündeminde. Yeni TCK’nın 301’inci maddesinin birçok yazar, gazeteci, yayıncı ve insan hakları savunucusunun yargılanmasına sebep olduğu, bu maddenin hakimler tarafından ifade özgürlüğünü sınırlayan bir şekilde yorumlandığı hatırlatılıyor. Ayrıca, vicdanî ret hakkının tanınmadığına ve polisin gösterilerde orantısız güç kullandığına da vurgu yapılıyor.
GÜNEYDOĞU’DAKİ GELİŞMELER
Avrupa Komisyonu raporunda, PKK’nın ateşkes ilânından ve Güneydoğu’nun kalkınmasına yönelik olarak kurulan Kalkınma Ajansı’ndan da bahsediliyor. Türkçe dışındaki dillerde yayınlar başlamış olsa da, içerik ve süre ile ilgili kısıtlamaların devam ettiği belirtiliyor. Raporda ayrıca Ermenistan’la sınırın kapalı olması sebebiyle iki ülke ilişkilerinde tıkanmanın sürdüğü dile getiriliyor.
İLERLEME RAPORUNDA KIBRIS ENGELİ
80 sayfalık AB ilerleme raporunda Kıbrıs konusunda, Türkiye’nin limanlarını Rum gemi ve uçaklarına açmamasından duyulan rahatsızlık birçok bölümde tekrarlanıyor.
İlerleme raporunda Kıbrıs konusundaki ana değerlendirme, “Bölgesel Konular ve Dış İlişkiler” başlığının altında yer alıyor. Bu bölümde, Türkiye’nin ‘Kıbrıs Cumhuriyeti’ne karşı yükümlülüklerini yerine getirmediği ve ilişkileri normalleştirme yönünde adım atmadığı belirtiliyor. AB Komisyonu, Türkiye’nin ‘Kıbrıs Cumhuriyeti’nin uluslar arası kuruluşlara üyeliğini veto etmeyi sürdürdüğünü de hatırlatıyor. Raporda, “Türkiye’nin sözlerini yerine getirmemesi halinde müzakerelerin tamamı olumsuz etkilenebilir” şeklinde ifadelerin yer aldığı 21 Eylül 2005 tarihli karşı deklarasyona dikkat çekiliyor. Türkiye’nin ‘Kıbrıs Cumhuriyeti’ni tanımasının üyelik sürecinin temel unsurlarından olduğu da vurgulanıyor.
İZOLASYONUN KALDIRILMASI
Ankara’nın Kıbrıs sorunun çözümüne yönelik çabaları da olumlu olarak rapora yansıdı. Dışişleri Bakanı Abdullah Gül’ün Ocak ayında açıkladığı ve Ada’daki tarafların kısıtlamaları karşılıklı olarak kaldırmasını teklif eden ‘eylem planı’ hatırlatıldı. Rum lobisinin itirazlarına karşın raporda yer alan bir diğer unsur ise, AB’nin Kuzey Kıbrıs’ın izolasyonunun kaldırılmasına yönelik taahhüdü oldu.
RAPORDA YER ALAN 5 BAŞLIK
Türkiye’nin limanlarını Rum gemi ve uçaklarına açmamasından kaynaklanan sıkıntılar, 5 müktesebat başlığı altında detaylandırılıyor.
Gümrük birliği
“Rum bayraklı gemi ve uçakların Türk limanlarını kullanmasına yöenlik kısıtlamalarda hiçbir gelişme yaşanmadı. Türkiye’nin Gümrük Birliği anlaşmasını tüm AB üyelerine tam olarak uygulaması gerekiyor.”
Malların serbest dolaşımı
“Rum uçak ve gemilerine uygulanan kısıtlamalar nedeniyle malların serbest dolaşımına getirilen engeller kaldırılmalı.”
Ulaştırma
“Rum uçak ve gemilerinin Türk hava sahasını ve limanlarını kullanmasına yönelik engellerin kaldırılmasında gelişme kaydedilmedi. AB üyeleri ile ikili anlaşmaları gereği Türkiye, tüm AB hava taşımacılığı şirketlerine milliyet temelinde ayrımcılık yapmadan izin vermelidir.”
Ortak dış, savunma ve güvenlik politikası
“Türkiye, ‘Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Berlin-Plus anlaşması temelinde, AB-NATO stratejik ortaklığına katılımı ile Wassenaar Anlaşması’na üyeliğini bloke temeyi sürdürüyor.”
Dış ilişkiler
“Türkiye, tüm üye ülkeler için malların serbest dolaşımına izin vermekle yükümlüdür.”
KRİTİK ‘STRATEJİ KÂĞIDI’
Kıbrıs konusundaki asıl kritik belge ise, 8 Kasım’da ilerleme raporu ile birlikte yayınlanacak olan ‘strateji kağıdı’. Ancak bu belgede yer alacak ifadeler henüz netlik kazanmadı. Strateji kağıdının, gelecek günlerde dönem başkanı Finlandiya’nın önerisiyle şekilleneceği açık olduğu belirtiliyor. AB Komisyonu, strateji kağıdında müzakerelerin askıya alınmasına ilişkin herhangi bir tavsiye eklemeyerek kararı tümüyle liderlere bırakacak.
|
/ BRÜKSEL / İSTANBUL
30.10.2006
|
|
|
Borrell: Türkiye ile müzakereler sürdürülmeli |
Avrupa Parlamentosu Başkanı Josep Borrell, Türkiye ile üyelik müzakerelerinin sürdürülmesi gerektiğini vurguladı.
Borrell, Yunanistan’ın To Vima gazetesindeki demecinde, Türkiye ile AB arasında aralık ayında bir ‘tren kazası’nın önlenmesi amacıyla dönem başkanı Finlandiya’nın teklifinin yanı sıra, Avrupa Komisyonu’nun desteklediği ‘gizli bir öneri’ bulunduğunu belirtti. Ancak bu önerinin içeriği hakkında bilgi vermeyen Borrell, “Müzakerelerin çıkmaza girmesini istemiyoruz. Kaza istemiyoruz. Batmak istemiyoruz” dedi.
“Kutuplaşma ve uzlaşmazlığın herkese sadece zararı dokunur” uyarısı yapan Borrell, şunları söyledi:
“Olabildiğince bizim yaşam tarzımız ve bizim yönetim şeklimize yakın bir Türkiye istiyoruz. Türkiye, dev bir tarihi olan stratejik önem taşıyan büyük bir ülke. Türkiye’nin nüfus dinamizmini, kalkınma dinamizmini görmezlikten gelemeyiz. Dolayısıyla Türkiye’nin laik her devlet gibi demokratik reformlarda ilerlemesini, azınlıklara, insan haklarına saygı göstermesini istiyoruz. Bu hem Türklerin hem bizim çıkarımızadır.”
Türkiye’nin AB adayı olup olmaması tartışmaları için geç, AB üyesi olup olmaması tartışmaları için de çok erken olduğunu savunan Borrell, Kıbrıs için “Elbette Türkiye yükümlülüklerini yerine getirmelidir” ifadesini kullandı.
|
/ ATİNA
30.10.2006
|
|
|
Erdoğan: Paradan altı sıfır atılması en büyük devrimlerden biri |
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Cumhuriyet döneminin en büyük devrimlerinden birisinin Türk lirasından 6 sıfır atılması olayı olduğunu söyledi.
Erdoğan, Pamukkale’de yapılan toplantıda partililere seslendi. AKP olarak yola çıkmaya karar verdiklerinde önlerine çok net bir hedef koyduklarını ifade eden Erdoğan, bunun Türkiye’yi refah ve huzura kavuşturmak olduğunu kaydetti. Erdoğan, insan endeksli bir kalkınmanın hedeflendiğini, ‘’önce devlet, sonra insan’’ değil, ‘’önce insan, sonra devlet’’ anlayışını benimsediklerini vurguladı. Partililerden yapılanları herkese anlatmalarını isteyen Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu: ‘’Milletin sırtından 6 sıfırı koparıp attık. Bu sıradan bir olay değil. Cumhuriyet döneminin en büyük devrimi paradan altı sıfır atılması olayıdır. Bu millet 6 sıfırı milletin sırtına yükleyenleri sandığa gömdü. Altı sıfır gitti, o günden bu güne paramız dolar karşısında değerlendi. Efendim TL’nin değeri Dolar karşısında çok fazla, peki o zaman ne yapalım. Türk Lirasını Koruma Kanunu’nu neden çıkardık. Bu kanun varsa ‘Türk lirasının dolar karşısında değeri fazladır’ diye konuşmak anlamsızdır. Bırakalım da su yatağında aksın, yeri geldiğinde akacağı yeri bulur. Ekonomimiz güçlendikçe de ithalatçı ve ihracatçı nasibini alacaktır.’’
Türkiye’nin sabit kuru geçmişte denediğini ve çok ağır bedeller ödediğini kaydeden Erdoğan, ‘’Sabit kur garantisiyle fakir fukara milletin cebinden parayı çekip alıp, birilerinin korunması için kullanamayız. Dalgalı kurdayız, bununla yolumuzu bulduk, gayette iyi gidiyor. Bu kadar kriz oldu, endişe edildiği gibi bir şey olmadı. 2000-2001 krizlerinde ne oldu gördünüz, şu anda böyle bir şey var mı? Bunlara dayanmasını bilen bir ekonomimiz var’’ diye konuştu.
|
/ DENİZLİ
30.10.2006
|
|
|
Gazi maaşlarına zam geliyor |
Aralarında 3 İstiklal Savaşı gazisinin de bulunduğu gazilerin maaşları yeni yılda yüzde 12,77, muhtaç, güçsüz ve kimsesizlere ödenen 65 yaş aylığı da yüzde 8,30 oranında artacak.
2007 Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Tasarısı ile Emekli Sandığı verilerine göre, gaziler ile vatani hizmet tertibinden aylık alanların halen 5.400 olan gösterge rakamı, Ocak ayında 5.600’e, Temmuz ayında ise 5.750’ye yükselecek.
Bu şekilde yüzde 2,32’lik enflasyon farkı ile birlikte halen 241,62 YTL olan gazi maaşı, Ocak ayında 16,26 YTL artarak, 257,88 YTL’ye çıkacak.
Emekli Sandığı, günümüzde halen 51 bin 368 gazi, dul ve yetimine maaş ödemesinde bulunuyor. Bu sayı, vatani hizmet tertibinden aylık bağlanan 244 kişi ile birlikte 51 bin 612’ye yükseliyor.
İstiklal Savaşı Gazilerinin günümüzde hayatta olan bin 155 dul eşine de ayda 193,52 YTL dul maaşı ödeniyor. Kayıtlarda Kore Gazilerinin sayısı 8 bin 19, dullarının sayısı 7 bin 379, Kıbrıs Gazilerinin sayısı 32 bin 97, dullarının sayısı da 2 bin 872 olarak belirleniyor.
Yeni gösterge ve yeni katsayılarla 1 milyon 244 bin 730 muhtaç, güçsüz ve kimsesize ödenmekte olan 69,35 YTL tutarındaki 65 yaş aylığı, Ocak’da 2,72 YTL, Temmuz’da ise 3 YTL artacak. Böylece 65 yaş aylığı alanlara yılbaşından itibaren 72,07 YTL, Temmuz’dan itibaren de 75,11 YTL maaş ödenecek.
|
/ ANKARA
30.10.2006
|
|
|
Yağışlı hava geliyor |
Türkiye, bugünden itibaren yeni bir yağışlı havanın etkisine giriyor. Meteoroloji, sağanak yağışların oluşturacağı sel, su baskını gibi durumlara karşı ilgililerin ve vatandaşların tedbirli olmasını istedi.
Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü’nden yapılan açıklamaya göre, halen yurdun doğu kesimlerinde etkili olan yağışlı hava, yurdun güney ve batı kesimlerini de etkileyecek. Meteoroloji yetkilileri, Pazartesi günü güney ve batı, Salı günü güney, iç ve batı, Çarşamba günü doğu bölgelerde kuvvetli rüzgârla birlikte etkili ve sürekli olması beklenen sağanak yağışların oluşturacağı sel, su baskını gibi durumlara karşı ilgililerin ve vatandaşların tedbirli olmasını istedi.
|
/ ANKARA
30.10.2006
|
|
|
Doğu ve Güneydoğu sele kapıldı |
Doğu ve Güneydoğu illerinde önceki gün başlayan sağanak yağışla gelen sel birçok yerde can ve mal kaybına sebep oldu.
Şanlıurfa’nın Ceylanpınar ilçesinde etkili olan sağanak yağışın ardından yaşanan su baskını ve sel sebebiyle 2 kişi öldü, 2 kişi kayboldu. İlçe emniyet müdürlüğüne ait lojmanın bodrum katında, Hayrettin Yılmaz’a ait evde bulunan Alaattin Anık (19), daireyi suyun basması sonucu boğularak vefat etti. İlçeye bağlı Yukarı Karataş köyünde ise altı kişinin bulunduğu bir otomobilin sele kapıldığı, üç kişinin köylülerce kurtarıldığı, bir kişinin cesedine ulaşıldığı, diğer iki kişinin ise bulunamadığı öğrenildi. İlçede hasar tespiti için komisyon oluşturuldu. Diyarbakır’da da aralıklarla devam eden sağanak yağış sebebiyle 100 ev ve iş yerini su bastı. Sağanak yağış, Van’ın Özalp İlçesinde de bir evin çatısının çökmesine sebep oldu. Alınan bilgiye göre, ilçenin Yukarı Oymaklı köyünde yağış sebebiyle toprak bir evin çatısı çöktü ve evdeki Meral Naylon adlı çocuk hayatını kaybetti. Siirt’te de yağış dolayısıyla bazı okul ve evleri su bastı. Bitlis’in Tatvan ilçesinde ise yine yağış sebebiyle birçok ev sular altında kaldı. Yoğun yağmur sonucu Tatvan’ın Şirinevler, Kültür ve Bahçelievler mahallelerini su basarken çok sayıda ev sular altında kaldı.
|
/ ŞANLIURFA
30.10.2006
|
|
|
Tehlikeli madde taşımaya yeni yönetmelik |
Ulaştırma Bakanlığı, karayollarında tehlikeli madde taşınmasına ilişkin yeni bir yönetmeliği, yıl sonuna kadar yürürlüğe koymaya hazırlanıyor.
Yönetmelik pek çok yenilik getiriyor. Hollandalı ve Alman uzmanlarca da incelenen ve Avrupa Birliği mevzuatına uygun bulunan yönetmeliğe göre, karayollarında yetki belgesi alınmadan tehlikeli madde ve atık taşımacılığı yapılamayacak. Ayrıca, tehlikeli madde taşıyan sürücüler ‘mesleki yeterlik belgesi’ alacak. Yönetmelik, boğaz köprülerinden geçişe de sınırlama getiriyor.
Radyoaktif maddeler dışında, tehlike sınıfına giren her türlü madde yüklü taşıtların, boğaz köprülerinden geçişlerinin gece yapılması öngörülüyor. Yeni yönetmeliğe göre, patlayıcı madde ve radyoaktif madde taşıyanlar ile sıkıştırılmış gaz yüklü taşıtlar, uzunluğu 200 metreden fazla tünel bulunan karayolunu kullanamayacak.
AYRICA EHLİYET TALEBİ
Türkiye Trafik Eğitimini Geliştirme ve Kazaları Önleme Vakfı (TÜTEV) İcra Kurulu Başkanı Hasan Özgen, sürücü kurslarını düzenleyen kanun yapıldığında, tehlikeli madde taşımacılığında çalışan sürücülere ilişkin konunun ihmal edildiğini savundu. Özgen, tehlikeli madde taşımacılığı yapan sürücülere bu konuda ayrıca eğitim ve ehliyet verilmesi gerektiğini bildirdi.
|
/ ANKARA
30.10.2006
|
|
|
Uzun tatilin ardından yoğun mesai |
Uzun süren bayram tatilinin ardından Meclis, yoğun bir çalışma haftasına girecek. TBMM Genel Kurulunda yarın Vakıflar Kanunu Tasarısı görüşülecek. Plan ve Bütçe Komisyonu ise 2007 bütçesinin tümü üzerindeki görüşmelere 2 Kasım Perşembe günü başlayacak.
Alınan bilgiye göre Genel Kurul, bu hafta yarın 15.00-23.00, Çarşamba günü 14.00-23.00, Perşembe günü ise 14.00-22.00 saatleri arasında çalışacak. Genel Kurulda Salı günü kamuoyunda özellikle azınlık vakıfları konusunda çeşitli tartışmalara yol açan Vakıflar Kanunu Tasarısı görüşülecek. Tasarı, temel kanun olarak 4 bölümde ele alınacak. 1 Kasım Çarşamba günü Vakıflar Kanunu Tasarısının görüşmeleri tamamlanırsa, 2 Kasım Perşembe günü görüşmeleri daha önce yarım kalan Tohumculuk Kanunu Tasarısı ele alınacak.
KOMİSYONLAR
TBMM Adalet Komisyonu, Türk Ceza Kanunu’na uyum amacıyla hazırlanan ve çeşitli kanunlarda değişiklik öngören kanun teklifinin görüşmelerine yarın devam edecek.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu, aynı gün Kamu Sermayeli Bankalar Tarafından Yürütülen Faiz Destekli Kredi Kullanılmasına Dair Kanun Teklifini görüşecek. Komisyon, 2 Kasım Perşembe günü ise 2007 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısının tümü üzerindeki görüşmelere başlayacak. TBMM AB Uyum Komisyonu da aynı gün Su Ürünleri Kanununda değişiklik yapılmasını öngören kanun tasarısını ele alacak.
|
/ ANKARA
30.10.2006
|
|
|
Kur’ân-ı Kerim CD’si dağıtılacak |
Diyanet İşleri Başkanlığı, Kur’ân-ı Kerim’in Türkçe mealini CD’ye okutup yarısına yakınını halka ücretsiz dağıtacak.
Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Görmez, Türkiye’de okuma alışkanlığının gelişmiş ülkelere oranla çok düşük olduğunu söyledi. Bu düşünceden hareketle Kur’ân’ın Türkçe mealinin CD’ye okunması konusunda çalışma başlattıklarını bildirdi.
Kur’ân-ı Kerim’in Türkçesini CD’ye kimin okuyacağı konusundaki görüşmelerin sürdüğünü belirten Prof. Dr. Görmez, şöyle konuştu: ‘’İsteyen Kur’ân-ı Kerim’i, Türkçesini dinleyerek öğrenecek. Bugüne kadar Kur’ân-ı Kerim ile ilgili yayınlarımızın yüzde 50’sine yakını ücretsiz dağıtıldı. Türkçe CD’lerin de aynı şekilde yarısına yakını ücretsiz dağıtılabilir.’’
Prof. Dr. Görmez, Kur’ân-ı Kerim’in yanı sıra Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından çıkarılan ‘’Peygamberimi Öğreniyorum’’ gibi bazı kitapların da CD’ye okunup dağıtımının yapılmasının planlandığını sözlerine ekledi.
|
/ KONYA
30.10.2006
|
|
|
Ameliyathaneler risk taşıyor |
Türkiye’deki ameliyathane personelinin yarıdan fazlasının çalışma şartları hakkında eğitim almadığını söyleyen Türk Cerrahi ve Ameliyathane Hemşireleri Derneği Başkanı Prof. Dr. Alev Dramalı, ameliyathanelerin de personel ve hasta güvenliği açısından risk taşıdığını vurguladı.
Ameliyathanelerin, ameliyat sırasında enfeksiyon riskini en aza indirmek, hem hastaya hem de cerrahi ekibe güvenli çevre sağlamak için tasarlanmış ortamlar olduğunu belirten Türk Cerrahi ve Ameliyathane Hemşireleri Derneği Başkanı Prof. Dr. Alev Dramalı, yaptıkları araştırma sonucunda Türkiye’deki hastahanelerde enfeksiyon riskinin yüksek olduğunun belirlendiğini söyledi.
MERKEZİ STERİLİZASYONSUZ
AMELİYATHANELER VAR
“Türkiye’de Ameliyathanelerin Mevcut Durumları ve Uygulamalarının İncelenmesi” adıyla bir araştırma yaptıklarını ve araştırmaya 81 il ve ilçelerdeki 468 resmî hastahanenin dahil edildiğini ifade eden Dramalı, “Hastahanelerin yüzde 84.6’sında merkezi ameliyathane bulunduğunu, ancak bunların sadece yüzde 34.7’sinde merkezi sterilizasyon ünitesinin yer aldığını saptadık” dedi. Ameliyathane havalandırmasında mutlaka kullanılması gereken “Hepa Filtrasyonu”nun hastahanelerin sadece yüzde 13.6’sında bulunduğunu belirten Dramalı, ameliyathanelerde splitklima kullanıldığını, bunun ise enfeksiyona sebep olduğunu vurguladı.
“Araştırmada dikkatimizi çeken, hasta ve personelin sağlığı açısından son derece riskli olan anestezi gazlarının yüzde 73.2’sinin havalandırma sisteminden uzaklaştırıldığı, yüzde 19.9’unun ise serbest bırakıldığıdır” diyen Dramalı, araştırmada, çalışan personelin yüzde 38’inin hamilelik süresince geri hizmete alınmadığı, anjio/skopi odalarının yüzde 58.1’inde radyasyon ölçerinin bulunmadığı ve bu odaların yüzde 40.4’ünde koruyucu olmadığının belirlendiğini de aktardı.
PERSONEL BİLİNÇLİ DEĞİL
Ameliyathane personelinin ise riskler konusunda yeterince bilinçli olmadığını ifade eden Dramalı, personelin yüzde 54.6’sının ameliyathanede çalışma koşulları, hastalar ve kendilerinin karşılaştığı riskler, korunma yöntemleri hakkında hizmet içi eğitim almadığının tespit edildiğini söyledi. Dramalı, “Hepatit riskine karşı personelin yüzde 53.3’ünün aşı yaptırdığını saptadık” dedi.
Araştırma sonunda, ameliyathanelerin personel ve hasta güvenliği açısından risk taşıdığı ve gerekli koruyucu önlemlerin alınmadığının belirlendiğini ifade eden Dramalı, “Ameliyathane koşullarının istenilen düzeye getirilmesi için gerekli eğitim programlarının düzenlenmesi, standardizasyonun sağlanması gerekliliği ortaya konmuştur” şeklinde konuştu.
|
/ İZMİR
30.10.2006
|
|
|
Cumhuriyetin 83. yıldönümü törenlerle kutlandı |
Türkiye Cumhuriyeti’nin 83. kuruluş yıl dönümü, tüm yurtta, KKTC’de ve dış temsilciliklerde törenlerle kutlandı. Cumhuriyet Bayramı kutlamaları kapsamında Ankara’daki ilk tören Anıtkabir’de düzenlendi.
Saat 08.45’te devlet protokolünün yerlerini almasıyla başlayan törene, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in yanı sıra, TBMM Başkanı Bülent Arınç, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, ana muhalefet lideri CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Bakanlar Kurulu üyeleri, yüksek yargı organlarının başkanları, Kuvvet Komutanları, TBMM üyeleri, Anavatan Partisi Genel Başkanı Erkan Mumcu, DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar, bazı siyasi parti temsilcileri ile diğer askeri ve mülki erkan katıldı.
Anıtkabir’de düzenlenen törenin ardından TBMM’ye gelen Cumhurbaşkanı Sezer, kutlamaları kabul etti. Sezer’e, siyasiler, yüksek yargı organlarının başkanları, kuvvet komutanları, bürokrat ve Ankara’da bulunan üniversitelerin rektörleri başta olmak üzere askeri ve mülki idare amirleri tebriklerini iletti. Sezer, yaklaşık 10 dakika dinlendikten sonra aralarında KKTC, ABD, Irak, İsrail, Fransa büyükelçilerinin de bulunduğu yabancı misyon şeflerinin tebriklerini kabul etti. Tören öncesi Erdoğan ile Orgeneral Büyükanıt kendilerine ayrılan bölümde tokalaştılar ve yaklaşık 10 dakika sohbet ettiler. Erdoğan, Sezer’in, TBMM’de kutlamaları kabul etmesinin ardından Meclisteki odasına geçti. Burada Erdoğan, aralarında Başbakan Yardımcıları Abdullah Gül, Abdüllatif Şener ile Mehmet Ali Şahin ve çok sayıda bakanla birlikte yaklaşık bir saat görüştü. Cumhuriyetin 83. kuruluş yıl dönümü,yurdun diğer yerlerinde KKTC’de ve dış temsilciliklerde törenlerle kutlandı. Etkinlikler kapsamında İstanbul Valisi Muammer Güler, 1. Ordu Komutanı Orgeneral Fethi Tuncel ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, valilikte düzenlenen törende tebrikleri kabul etti. Törene, yabancı misyon şefleri, dini cemaatlerin temsilcileri ile askeri ve mülki erkan katıldı.
|
/ ANKARA
30.10.2006
|
|
|
Depreme ciddî bakıyoruz |
Bayındırlık ve İskan Bakanı Faruk Özak, 1999 Marmara depreminden sonra Türkiye’nin deprem konusuna ciddi baktığını belirterek, ‘’Hızlı çalışıyoruz ama yeterli değil. Daha hızlı çalışmamız lazım’’ dedi.
Avrupa ve Akdeniz Büyük Afetler Anlaşması’nın 11. toplantısına katılmak üzere THY uçağıyla Fas’a giden Faruk Özak, hareketinden önce Atatürk Havalimanı’nda ‘’Marmara Denizi’nde meydana gelen son depremler ve depreme hazırlık konusundaki çalışmalara’’ ilişkin bir soru üzerine şunları kaydetti: ‘’1999 depreminden sonra Türkiye deprem konusuna çok ciddi bakıyor. Gerek hükümetlerimiz, gerek sivil toplum örgütlerimiz, gerek Türk Silahlı Kuvvetlerimiz büyük bir hazırlık içinde. 7-8-9 Kasım günlerinde İstanbul’da 7.2 şiddetindeki bir depreme göre senaryo düzenlenerek ona göre hazırlıklar yapılacak. İstanbul’da bakanlığımızın önemli çalışmaları var. Kara yollarıyla ilgili yönetmelikler tamamlandı. Boğaz köprüleri ve 11 viyadüğün güçlendirilmesi için çalışmalara başlandı. Ayrıca 200 köprü ve viyadüğün güçlendirilmesi için bir kısmının ihaleleri tamamlandı, bir kısmında çalışmalar devam ediyor. Hastaneler ve okullardaki güçlendirme çalışmalarına da hızla devam ediliyor.’’ Bu çalışmaların büyük bir parasal boyutu bulunduğuna da dikkat çeken Özak, depremle ilgili mevzuattaki eksiklikleri gidermek amacıyla yasal hazırlıkları sürdürdüklerini belirtti. Özak, çıkarılacak Kat Mülkiyeti Yasası’yla binalardaki güçlendirme çalışmalarını kolaylaştıracaklarını belirterek, Kentsel Dönüşüm Yasası’nı çıkararak depreme hazırlık konusundaki çalışmaları hızlandıracaklarını bildirdi. Özak, ‘’Hızlı çalışıyoruz ama yeterli değil. Daha hızlı çalışmamız lazım. Deprem konusunda bir bilinç oluştu. Bu konuda hepimize büyük görevler düşüyor. Türkiye’nin bir afet ülkesi olduğunu kabul edip, buna göre yaşamamız lazım’’ diye konuştu.
|
/ İSTANBUL
30.10.2006
|
|
|
Deniz suyu 50 metre yükseldi |
İskenderun Körfezi’nde 4 ayrı hortum oluştu. Körfez ortalarında oluşan hortumlardan 2’si zayıf geliştikleri için çabuk kayboldu. Diğer 2 hortumun 1’i yaklaşık yarım saat, diğeri ise 20 dakika süreyle deniz suyunu yaklaşık 50 metre kadar kaldırdı.
Denizde bulunan balıkçı kayıkları hortum nedeniyle süratle kıyıya çıktı. Bu arada, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlamaları nedeniyle sahilde bulunan öğrenciler ve vatandaşlar hortumu ilgiyle izledi.pekiştiğini, geliştiğini, güçlü bir hale geldiğini belirtti.
|
/ İSKENDERUN
30.10.2006
|
|
|
|