|
|
|
Bayramda tatlılara mesafeli durun |
Uzmanlar uyarıyor. Her bayram ziyaretinde gidilen yerde ikram edilen tatlı tüketilirse bu süreç boyunda kilo alınabilinecek kadar fazladan enerjiyi tatlılardan alabiliriz.
Anadolu Sağlık Merkezi’nden Diyetisyen Hande Öngün ve Diyetisyen Cemal Aytaç Ak bayramda beslenme ile ilgili bilgi verdi. Ramazan boyunca beslenme alışkanlığının değişmesi nedeniyle bayramda aşırı yemek ve tatlı tüketiminin sağlığımızı olumsuz etkileyeceğini kaydeden uzmanlar şu uyarılarda bulundu: “Ramazan boyunca oruç tutulması sebebiyle günlük öğün sayısı azaltıldığı ve beslenme alışkanlıklarında değişiklikler meydana geldiği için bayramda normal yeme düzenine geçişte daha fazla yemek yeme eğilimi olabilir. Bu durumda sayıca az öğünler ile yüklemeler yapmak yerine az ve sık besin tüketmek daha doğrudur. Özellikle Ramazan boyunca yapılamayan meselâ kahvaltı öğünü tatili de düşünürsek epey yüklü olması konusuna özellikle dikkat etmeliyiz. Kahvaltıda tüketilen salam, sosis, sucuk, pastırma gibi şarküteri ürünlerini kahvaltı mönümüze almamalıyız.
Her ikram edilen tatlıyı yersek
Gelenek üzere bayramda tatlı tüketimi artacaktır. Buna özellikle dikkat etmeliyiz. Tatlılar hacim olarak küçük olup az doygunluk veren yiyecekler olmasına karşın kalori yükleri oldukça fazladır. İkram edilen her tatlıyı tüketmemek, hamur tatlıları, kızartılan tatlılar yerine daha hafif olan sütlü ve meyveli tatlıları tercih etmek daha doğrudur. Her bayram ziyaretinde gidilen yerde ikram edilen tatlı tüketilirse bu süreç boyunda kilo alınabilinecek kadar fazladan enerjiyi tatlılardan alabiliriz. Bu sebeple günde bir porsiyondan fazla tüketmemeye bayram boyunca özen göstermeliyiz. Tatlı yerine çay, kahve veya meyve ikramı daha sağlıklı olacaktır. Tabi özellikle tansiyon hastalarının içilecek çay ve kahveye karşı dikkatli olması gereklidir. Bayramın ilk günlerinde ana ve ara öğünlerin atlanılmaması vücudun eski düzenine dönmesi sağlanmalıdır. Meselâ hafif kahvaltı ile güne başlamak çok önemlidir ve sabah geç kalkılsa bile öğlen yemeği atlanılmamalıdır. Tatlı türü şeylerle öğle yemeğini atlayıp akşama kadar yemek yememek oldukça kötü, metabolizma hızımızı azaltarak şişmanlığa zemin hazırlayan bir alışkanlıktır. Biz meselâ saat 10:00 ‘da kalkıp bir kahvaltı etsek bile saat 13:30 gibi öğle yemeğini kesinlikle tüketmeliyiz. Saat 16:00 gibi tüketilecek bir meyve, saat 7:30 akşam yemeği yenirse biyoritmimize uygun fizyolojik ihtiyaçlarımızı karşılayan öğün oturmuş olacaktır.
Ramazan boyunca iftardan sonra kuruyemiş, cips türü şeyler veya çayın yanında bisküvi, kurabiye, pasta gibi tüketilen besin maddeleri hayatımıza girmişse, bu Ramazan alışkanlığından da vazgeçmeliyiz. Bu tür tüketilen zararlı yiyecekler yerine meyve ve yoğurt gibi besinler sağlığımıza en uygun besin maddeleridir.
|
Yeni Asya
/ İSTANBUL
23.10.2006
|
|
|
Ağar: Sorunlar seçimle aşılır |
DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar, Türkiye’nin karşı karşıya olduğu sorunların aşılması için seçime gidilmesinin zorunlu olduğunu söyledi. Ağar, “Bugünkü hükümetin aşınmış bir iradeyle yola devam etmesi mümkün değil” diye konuştu.
Ağar, Kahramanmaraş’ta gazetecilerin sorularını cevaplarken, ülkenin sorunlarının çözümsüz olmadığını, Türkiye’nin umutsuz olması için bir sebep bulunmadığını söyledi.
‘’Erken seçim istiyor musunuz’’ şeklindeki bir soru üzerine Ağar, DYP olarak millete güvendiklerini ve seçim yapılmasını istediklerini ifade etti. Ağar, şöyle konuştu: “Türkiye’nin karşı karşıya bulunduğu meselelerin aşılması için mutlaka seçime gidilmesi gerekir. Bugünkü hükümetin aşınmış bir iradeyle yola devam etmesi mümkün değil. 2002’de yapılan seçimlerin üzerinden 4 yıllık bir zaman geçti. Halkımızın bu zaman zarfında kanaatleri değişti. Dolayısıyla Avrupa Birliği süreci, ekonomik gelişmeler, dış politika ve Türkiye’nin iç güvenlik meseleleri konularında Türkiye’nin karşı karşıya olduğu meselelere kalıcı çözümler üretebilecek, millet iradesiyle yeni desteklenmiş güçlü bir hükümete ihtiyaç var.’’
Yapılacak genel seçimlerde milletin cumhurbaşkanlığı seçimi için de TBMM’ye bir istikamet göstereceğini kaydeden Ağar, milletin göstereceği istikamet dışında alınacak bir kararın halk nezdinde kabul görmeyeceğini söyledi.
|
/ KAHRAMANMARAŞ
23.10.2006
|
|
|
301 patlamaya hazır bomba gibi |
Türkiye’nin AB Daimi Temsilcisi Volkan Bozkır, 301. madde ve limanlar konusunun patlamaya hazır iki bomba olduğunu söyledi. Türkiye’nin “yapılamaz” denilen birçok şeyi yaptığını, ancak 301. maddeden açılan dâvâların sıkıntıya sebep olduğunu ifade eden Bozkır, ”Yazar-çizerler, düşüncesini rahat konuşamıyor ve yazamıyorsa, ortada bir sorun var demektir” dedi.
Türkiye’nin AB Daimi Temsilcisi Volkan Bozkır, 301. madde ve limanlar konusunun patlamaya hazır iki bomba olduğunu söyledi. Bozkır, Avrupa Komisyonu Türkiye Delegasyonu tarafından düzenlenen “Yerel gazetecilerin Brüksel ziyareti” kapsamında, bir grup Türk gazeteciyi kabul ederek açıklamalarda bulundu.
Türkiye’nin “yapılamaz” denilen birçok şeyi yaptığını, ancak 301. maddeden açılan dâvâların sıkıntıya sebep olduğunu ifade eden Bozkır, şunları kaydetti: “Yazar-çizerler, düşüncesini rahat konuşamıyor ve yazamıyorsa, ortada bir sorun var demektir. 100’ün üzerinde insan hakkında dâvâ açılmışsa, bir problem vardır. Türkiye, AB istiyor diye değil, kendi insanı için, demokrasiyi geliştirmek için düzenlemeler yapmalı. O düzeyi yakaladığımızda belki biz AB’ye girmek istemeyeceğiz. Türkiye’de idamdan işkenceye birçok şey değişti. Dolayısıyla fikrini söyleyen insanın devlete karşı isyanı yoksa, suça teşvik yoksa insanlar düşündüğünü söyleyebilmeli. Türkiye’nin bu konuda bir adım atması gerekiyor.”
İLERLEME RAPORU 8 KASIM’DA
AB Komisyonunun Türkiye ilerleme raporunu 8 Kasımda açıklayacağını ifade eden Bozkır, ne olacağının stratejik belgelerde yer alacağını, Türkiye’nin siyasî kriterler konusunda üzerine düşen görevi yerine getirmeyi sürdürüp sürdürmediğinin, ayrıca Ankara Antlaşması’nın tam olarak uygulanıp uygulanmadığının ele alınacağını belirtti. “8 Kasımda ne olacağını şimdiden söyleyecek durumda değiliz” diyen Bozkır, şöyle devam etti: “301. madde ve limanlar konusu patlamaya hazır iki bomba. İkisi de veya biri patlayabilir. Ya da hiçbiri patlamaz. Dolayısıyla ne olacağını bugünden kestirmek zor. Diplomaside çok kısa görünen zaman bazen uzundur. Bazen de uzun görünen zaman çok kısadır. Benim tecrübelerime göre önümüzde uzun bir zaman var. Türkiye’nin şu aşamada yapması gereken kendi inisiyatifiyle birinci aşamayı bitirmesi.”
“SAVUNMADAN VAZGEÇİLMELİ”
Tarama sürecenin bittiğini, 33 fasılda 66 toplantı düzenlendiğini, 200 güne yakın çalışma yapıldığını bildiren Bozkır, “Başarılı bir süreç oldu. Türkiye, normal şartlarda müzakerelere girse uzun sürmeyeceği görülürdü. Komisyon 33 rapor hazırladı” dedi.
Türkiye’nin kendini daha çok anlatması ve tanıtması için vurucu timlere ihtiyaç duyduğunu vurgulayan Büyükelçi Bozkır, şöyle konuştu: “Herkes kendi alanıyla ilgili lobi çalışması yapmalı. Biz hep savunmada kalıyoruz. Bir toplantıya gittiğimizde, hep Türkiye’yi anlatıyoruz. Avrupa’nın beklediği bu değil. Türkiye’den hiç bahsetmeden çevre, enerji ve işsizlik gibi konularda entelektüel fikirler yürütmeliyiz. O zaman çok daha etkili oluyoruz. Daha bir saygı gösteriyorlar.”
Büyükelçi Bozkır, bazı ülkelerin “Türkiye’nin de yer aldığı AB’nin”, bazı ülkelerin de “Türkiye’siz bir AB’nin” maliyet hesaplarını yaptığı yönündeki değerlendirmelerle ilgili soruya ise “2004’teki bir araştırmaya göre Türkiye’nin maliyeti 22 milyar avro olarak hesaplanmıştı. Bu çok artmadı. Kaldı ki Türkiye, son katılan 10 ülkeden kötü değil. Hatta son katılacak 2 ülkeden iyi” cevabını verdi.
|
/ BRÜKSEL
23.10.2006
|
|
|
Siirt'te üst düzey PKK'lı teslim oldu |
Siirt’in Pervari ilçesinde terör örgütü PKK’nın üst düzey sorumlusu olduğu bildirilen bir terörist, güvenlik güçlerine teslim oldu.
iirt Valiliği’nce yapılan açıklamada, 1994 yılından beri PKK örgütü içinde bulunan ve üst düzey lojistik yöneticiliğine ve grup liderliğine dek yükselen Fehmi Aslan’ın güvenlik güçlerine teslim olduğu kaydedildi. Aslan’ın, merkez Çöl köyünden olduğu ve 1994 yılında bölücü terör örgütü tarafından bu köye yapılan saldırıda örgüt tarafından kaçırılarak örgüte katıldığı belirtildi.
Valilik açıklamasında, güvenlik güçlerinin öncelikli hedefinin teröristleri öldürmek olmadığı belirtilerek, şunlar kaydedildi: “Asıl hedef, teröristleri öldürmek değil, dağdan indirmek ve topluma kazandırmaktır. Ancak elinde silâhıyla dağda dolaşan, bütün çağrılara rağmen silahı elinden bırakıp teslim olmayan teröristlere karşı etkisiz hale getirmekten başka çare de yoktur. “Valilik açıklamasının son bölümünde teröristlere çağrıda da bulunuldu.
Açıklamada, “Teröristlere çağrımız; örgütün propagandasına kanmadan ve kafalarınızda hiçbir tereddüt olmadan teslim olmanız, hem kendinize, hem ailelerinize ve hem de ülkemizin menfaatine olacaktır’’ denildi.
|
/ SİİRT
23.10.2006
|
|
|
Emniyet’in patronu FBI Başkanı ile görüştü |
ABD’yi ziyaret eden Emniyet Genel Müdürü Gökhan Aydıner, başkent Washington’da, Federal Soruşturma Bürosu (FBI) Başkanı Robert Mueller ve Uyuşturucuyla Mücadele Dairesi (DEA) Başkanı Karen Tandy ile görüştü.
13 Ekim’den bu yana ABD’de temaslarda bulunan Gökhan Aydıner ve beraberindeki heyetin, en son Washington’da FBI Başkanı Robert Mueller ile yaptığı görüşmede, terör ve suçlarla mücadelede işbirliği konularının ele alındığı bildirildi. Aydıner, Washington’da ABD İç Güvenlik Bakanlığı yetkilileriyle de biraraya geldi. Aydıner başkanlığındaki Türk heyeti, ABD’de önce Boston şehrinde düzenlenen Uluslararası Polis Müdürleri Kuruluşu’nun yıllık toplantısına katılmış ve sunuşlar yapmıştı. Heyet, daha sonra Ohio eyaletini ziyaret etti ve buradaki toplantılarda Aydıner, Ohio Polis Şefleri Birliği’nin onursal başkanı olarak ilân edildi. Türk emniyet Heyeti, Washington’daki temaslarını tamamladıktan sonra Türkiye’ye dönmek üzere ABD başşehrinden hareket etti. Heyette, Aydıner’in yanı sıra, Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Emin Aslan, İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah, İzmir Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın, istihbarat dairesi başkanı Ramazan Akyürek, kaçakçılık ve organize suçlarla mücadele dairesi başkanı Ahmet Pek ve dışilişkiler dairesi başkanı Recep Gültekin yer alıyor.
|
/ WASHINGTON
23.10.2006
|
|
|
Ziyaretçi bekliyorlar |
Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu yurtlarında kalan çocuklar, huzurevlerindeki yaşlılar ve hastahanelerdeki kimsesiz hastalar bayramı buruk karşılıyor. Kimsesizler, bayram şekerinin lezzetini paylaşmak için onları ziyaret edecek aileleri bekliyorlar. Gönüllü koruyucu aile uygulamasıyla yurtta barınan çocuklar, bayramı sıcak aile ortamında geçirebiliyor.
SHÇEK yetkilerinden alınan bilgiye göre, koruyucu aile uygulamasıyla kimsesiz ve korunmaya muhtaç çocukların toplumla bütünleşmesi hedefleniyor. Bu kapsamda, çeşitli sebeplerle öz ailesi yanında bakılamayan çocuklar, kısa veya uzun süreli olarak bakımlarını üstlenen aile ya da kişilerin yanında, devlet denetiminde yetiştiriliyor.
Tüm dünyada korunmaya muhtaç çocuklar için en çok tercih edilen koruyucu ailelik uygulaması, sağladığı aile ortamıyla çocuğun psiko-sosyal gelişiminin sağlıklı bir şekilde gerçekleştirilmesini sağlıyor.
KİMLER KORUYUCU AİLE OLABİLİR
Çocuğa kanunen bakmakla yükümlü öz anne, baba ya da vasi dışındaki, Türk vatandaşı, Türkiye’de sürekli ikamet eden okur-yazar kişiler, koruyucu aile olabiliyor. Koruyucu aile olmak isteyenler, SHÇEK il müdürlüklerine başvuruyor. Eşlerin birlikte başvuru yapmaları gerekiyor. Koruyucu aile olmak isteyen kişi bekâr ise yerleştirilecek çocuğa diğer ebeveynin yoksunluğunu hissettirmeyecek akraba ilişkilerine sahip olması dikkate alınıyor.
Koruyucu ailelere ve çocuğa sağlanan imkânlar
Koruyucu ailelere baktıkları her çocuk için bakım ücreti ödeniyor. Engelli çocuklar için yapılacak ödemeler 2 katına kadar arttırılıyor. Her öğretim yılı başında eğitim, Şubat ve Ağustos aylarında ise giyim masraflarının karşılanması için bakım ücreti 2 kat arttırılarak ödeniyor. Çocuklar, hastalandıklarında koruyucu ailesi tarafından hiçbir sevke tabi olmadan doğrudan sağlık karneleri ile devlet veya üniversite hastanesi, sağlık ocağı, hükümet tabipliklerine, ayaktan veya gerekiyorsa yatarak muayene, tedavi için götürülebiliyor. Muayene ve tedavi bedeli SHÇEK tarafından karşılanıyor.
Ayrıca çocukların okul servis aracı, meslek edinme kursu bedelleri ödeniyor. Okula giden veya bu yaştaki çocuklara her ay harçlık veriliyor. Bu hizmetlerden talepte bulundukları takdirde gönüllü statüdeki koruyucu aileler de yararlanıyor.
|
/ ANKARA
23.10.2006
|
|
|
Moskova’da başörtüsüne ilgi |
Rusya’nın başşehri Moskova’nın Müslümanlar için giysi satan ilk ve tek mağazası olan ‘Cemile’, çarşaf ve başörtüsü talebini karşılamakta zorluk çekiyor.
Tatar Camii içinde yer alan mağazanın müdürlüğünü yapan Elmira İdrisova, yaklaşık birbuçuk yıl önce açılan Cemile’nin tahminlerinin ötesinde bir ilgi gördüğünü söylüyor. Mağazada satılan giysilerin büyük bölümü Türkiye ile Suriye ve Lübnan gibi Arap ülkelerinden ithal ediliyor. Cemile’de başörtüsünden çarşafa, namaz ve Hac giysilerine, parfümden halıya kadar değişik ürünler satılıyor. En az 1-2 milyon Müslümanın yaşadığı Moskova’da Cemile’nin müşterileri arasında Tatarlar, Çeçenler ve İnguşlar da var. Elmira İdrisova, “Asıl müşterilerimiz yeni Müslüman olmuş Ruslar, Ukraynalılar ve Moldovalılar. Moskova’da İslâma büyük bir ilgi var” diyor.
|
23.10.2006
|
|
|
2 günde 36 deprem |
Türkiye genelinde son iki gün içinde 36 ayrı deprem kaydedildi. Balıkesir’de meydana gelen 5.2 şiddetindeki deprem dışında Bandırma’da 3.4 ve Erzurum Aşkale’de de 3.8 büyüklüğünde depremler kaydedildi.
22 Ekim sabah saatlerinde Kayseri’nin Kocasinan ilçesine bağlı Güneşli Kasabası merkezli 3 şiddetinde deprem meydana geldi. Balıkesir’de insanları sokağa dökün 5.2 şiddetindeki depremden sonra Türkiye genelinde 23 ayrı deprem oldu. Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Ulusal deprem İzleme Merkezi, iki gün içinde meydana gelen deprem sayasının 36 olduğunu açıkladı.
Ağrı da sallandı
Ağrı’nın Tutak İlçesi’nde, 3.6 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü’nden alınan bilgiye göre, gece saat 02.40 sıralarında merkez üssü Tutak İlçesi olan 3.6 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Depremde mal ve can kaybı olmazken, vatandaşlar arasında kısa süreli panik yaşandı.
|
/ KAYSERİ - AĞRI
23.10.2006
|
|
|
Deniz Fenerinden öğrencilere bayramlık |
Deniz Feneri maddi durumu iyi olmayan öğrencilere yardım elini uzatmaya devam ediyor. Deniz Feneri İzmir Şubesi ve İl Milli Eğitim Müdürlüğü işbirliği ile gerçekleştirilen proje ile 3 lise ve 25 ilköğretim okulundan toplam 2 bin öğrenciye giysi yardımı yapılıyor.
Bayramlık kıyafetler İzmir Milletvekili Prof. Dr. Nükhet Hotar Göksel’in de katıldığı programla çocuklara giydirildi. Çocukları mutlu etmenin çok güzel bir duygu olduğunu belirten Prof. Dr. Nükhet Hotar, Deniz Feneri’nin gerçekleştirdiği projelerde çok başarılı olduğunu söyledi.
|
Yeni Asya
23.10.2006
|
|
|
Cezaevindeki çocuklara eğitim |
Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğünün çocukların bulunduğu bütün ceza ve infaz kurumlarındaki eğitim-öğretim çalışmaları çerçevesinde isteyen çocuklara haftada en az iki saat din ve ahlak bilgisi dersi verilecek.
Adalet Bakanlığı, ‘’çocukların içinde bulunduğu gelişim döneminin özellikleri ve çağdaş eğitim anlayışı çerçevesinde; kurumda kaldıkları sürenin en iyi şekilde değerlendirilerek yapıcı, üretken ve sorumluluk sahibi bireyler olarak yetiştirilmeleri, toplum içinde hak ettikleri yeri almaları ve yeniden suça yönelmelerini önlemek’’ amacıyla, kurumlarda sürdürülen eğitim-öğretim, sosyal ve kültürel faaliyetlerin değerlendirilmesi amacıyla standartlar sistemine geçti. Genel Müdürlük internet sitesinde de yayımlanan ceza infaz kurumları eğitim-öğretim standartlarına göre, kurumda bulunan çocuklardan okuma yazma bilmeyenlerin tamamının okuma yazma kurslarına katılmaları sağlanacak. I. kademe okuma yazma belgesi alan çocukların tamamının, II. kademe okuma yazma kursuna katılmaları için çaba gösterilecek.
|
/ ANKARA
23.10.2006
|
|
|
Siyasî liderlerden bayram mesajları |
Yayınladıkları mesajlarda halkın Ramazan Bayramını kutlayan siyasi liderler bir birinden ilginç bayram mesajı verdiler.
İşte siyasi liderlerin bayram mesajlarından derlediklerimiz:
Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer şunları kaydetti: “Manevi yönden büyük değeri olan bayramlarda, iyiliklere ve güzelliklere yönelinmeli, yardımlaşmanın ve dayanışmanın önemi anımsanarak, gereksinim içinde bulunanlara yardım eli uzatılmalıdır. Dinimiz güzel ahlakı, doğruluğu, iyilik yapmayı, kötülüklerden uzaklaşmayı, dolayısıyla iyi insan olmayı öğütlemiştir. Bireyleri kaynaştıran, kitleleri bütünleştiren, üzüntüde ve kıvançta birleştiren bayramlar, bu değerlerin toplumsal yaşamda egemen kılınması için fırsat olarak değerlendirilmelidir.’’
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, bayramların, sevinç, yardımlaşma, huzur, mutluluk, birlik, dayanışma ve kardeşçe kucaklaşma olduğunu ifade etti.
Anavatan Partisi Genel Başkanı Erkan Mumcu, ‘’Ramazan Bayramı’nın yeni bir şevkle, inançla ve dinamizmle umutları tazelemeyi, kalpleri iyimserlikle donatarak geleceğe ümitle bakmayı sağlayacağını’’ söyledi.
Saadet Partisi (SP) Genel Başkanı Recai Kutan, toplumun en büyük ihtiyacının barış, kardeşlik ve dayanışmanın artması olduğunu belirterek, bu sağlandığı takdirde çözülemeyecek hiçbir sorunun olmadığını kaydetti.
ARINÇ VE ERDOĞANDAN İSTİKRAR VURGUSU
TBMM Başkanı Bülent Arınç, ‘’ülkedeki istikrarı, huzuru bozmak isteyenlere, anlamsız gerilimler üretme çabası içinde olanlara karşı herkesin sağduyulu olması gerektiğini’’ kaydetti. Arınç, Ramazan ayında dayanışmanın, yardımlaşmanın en güzel örneklerinin yaşandığını belirterek, Ramazanda zirveye çıkan yardım ve dayanışma tablosunun sürekli olmasını istedi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, da mesajında vatandaşların Ramazan Bayramı’nı kutladı. Başbakan Erdoğan, Türkiye’nin bugün artık parlak bir geleceğin eşiğinde olduğunu, muasır medeniyetler seviyesinin ötesine geçme hedefine doğru kararlı adımlarla ilerlediğini bildirdi. Erdoğan, ‘’Bu yolda ilerlerken ihtiyacımız olan en önemli unsur, toplumsal yapımızı zayıf düşürecek yapay gerilim ve tartışmalardan uzak durmak, ekonomik ve siyasi istikrar gibi, sosyal istikrarımızı da korumaktır’’ dedi.
İSLAM DÜNYASININ ACILARI
BİZİ ÜZMEYE DEVAM EDİYOR
DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar yayınladığı bayram mesajında, şunları kaydetti: “Ramazan ayı boyunca milletimizin şevk ile yardım etmeye koşması bizi millet yapan bağların ne kadar güçlü ve derin olduğuna dair inancımızı desteklemiştir. Bizim gönlümüzden geçen, herkesin yardım etmeye koşarken ülke içinde bu yardımlara ihtiyaç duyacak hiç kimsenin kalmadığı bir adalet toplumu oluşturmak, sefalet şartlarıyla boğuşan İslam dünyasına ve tüm insanlara milletçe daha fazla yardım edebilmektir. Öte yandan hala İslâm dünyasında büyük acıların yaşanıyor oluşu, Lübnan’da, Filistin’de, Irak’ta Müslümanların zor şartlara tahammül etmek durumunda kalmaları bizi üzmeye devam etmiştir. Bu çerçevede aziz milletimizin, tüm İslâm dünyasının mübarek Ramazan bayramını tebrik eder, Ramazan ayının ve bu güzel bayramımızın, rahmet ve bereketiyle dünyamızın hep üzerinde olmasını yüce Allah’tan niyaz ederim.”
|
/ ANKARA
23.10.2006
|
|
|
Tatil değil, beraberlik günü |
Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu, ‘’bayramların, her yıl gelip geçen sıradan tatil günü değil, insani ve dini güzelliklerin birlikte yaşandığı, birlik, beraberlik, sevgi ve saygının güzel örneklerinin sergilendiği, toplumun bütün kesimlerinin birbiriyle kaynaştığı paylaşma ve dayanışma günleri’’ olduğunu belirtti.
Bardakoğlu, Ramazan Bayramı dolasıyla yayınladığı mesajda, bayramların, iç dünyadan başlayarak sevgi ve huzuru dalga dalga topluma yaymanın, birbirini kardeş olarak bilerek daha çok gözetmenin ve hoş görmenin, öksüzleri sevindirmenin, yoksulları barındırmanın, yakınlardan başlayarak dargınları barıştırmanın, insan olma üst kimliğinin öne çıktığı kutlu zaman dilimleri olduğunu kaydetti.
Bardakoğlu, bayramların, her yıl gelip geçen sıradan tatil günü değil, insani ve dini güzelliklerin birlikte yaşandığı, birlik, beraberlik, sevgi ve saygının güzel örneklerinin sergilendiği, toplumun bütün kesimlerinin birbiriyle kaynaştığı paylaşma ve dayanışma günleri olduğunu ifade etti. Ali Bardakoğlu, bayram namazına mümkünse ailece iştirak edilmesini, çocukların, kuşatıcı bir sevgi ve kardeşliğin yaşandığı bu ibadetin coşkusuyla tanıştırılmasını, bayram coşkusunun evlere taşınmasını istedi.
|
/ ANKARA
23.10.2006
|
|
|
Doğalgazda kamu tekeli kırılmalı |
Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) Başkanı Yusuf Günay, ucuz doğal gaz için kamu tekelinin kırılması, özel sektörden kim nereden Türkiye’ye en ucuza doğal gazı getirecekse onun önünün açılması gerektiğini bildirdi.
Yaptığı açıklamada, özel şirketlerin 3 yılda 2 milyon konuta doğal gaz götürecek altyapıyı tamamladığını belirten Günay, son 2 yılda ise ülkede 1,5 milyon kişinin doğal gazla tanıştığını söyledi.
Kurum olarak son 3 yılda 45 doğal gaz dağıtım bölgesinin ihalesini yaptıklarını kaydeden Günay, şunları söyledi: “Son birkaç ayda Edirne, Kırklareli, Tekirdağ, İzmir ve Malatya’nın da doğal gaz kullanmaya başlaması ile birlikte son 3 yılda 25 dağıtım bölgesinde 30 şehrimizde vatandaşlarımız ve sanayicilerimiz doğal gaz kullanmaya başladı. Bizim ihalelerimizden önce gaz kullanmaya başlayan Ankara, İstanbul, Kocaeli gibi 6 şehrimizle birlikte ülkemiz genelinde doğal gaz kullanılan şehir sayısı 36’ya ulaştı. Sürmekte olan yatırımlarla bu kış bu rakamın 40’ı aşacağını düşünüyoruz.’’
|
/ ANKARA
23.10.2006
|
|
|
Afganistan’daki Türk askerinden örnek tavır |
Afganistan‘daki Türk Komutan Kurmay Albay Haydar Ateş, Afganistan’da yerel halkın değerlerine, kültürüne saygılı olduklarını ifade ederek, “Bizim Türk askerimiz burada gezerken çelik başlığını giymez, ona güven vermesi gerekiyor. Silâhını kimseye doğrultmaz, silâhı yeri gösterir” dedi.
Ramazan ayı boyunca TürkAfgan kardeşliğine yönelik imsakiye hazırladıklarını anlatan Ateş, dışarı çıktıklarında kendilerini yabancı ülkede değil de sanki Türkiye’de sokakta geziyor gibi hissettiklerini söyledi.
|
23.10.2006
|
|
|
|