Tarih Vakfı, İstanbul Müzesi Projesi çerçevesinde düzenlediği Müzecilik Konferansları’nın dokuzuncusunu gerçekleştirdi. Yapı Kredi Kültür Merkezi’nde yapılan “Müzeler Krizde mi? Müzecilikteki Çağdaş Hamlenin Bir Değerlendirmesi” başlıklı konferansı, Kaliforniya Berkeley Üniversitesi Tarih Bölümü’nden müzecilik uzmanı ve tarihçi Prof. Randolph Starn verdi.
Konferansta Randolph Starn, karmaşık tarihleri ve farklı amaçları sebebiyle krizlerin müzeler için günlük hayatın bir parçası olduğunu belirtti. Müzecilikteki çağdaş gelişmelerin eski gerginlikleri yeniden gündeme getirdiğini ve küreselleşmenin bunun etkilerini artırdığını, “ideal müze”nin hiçbir zaman gerçekleşemeyecek bir kavram olduğunu ifade eden Starn, 20. yüzyıl başlarında Smithsonian’ın direktörünün “Bitmiş bir müze, ölü bir müzedir” deyişini hatırlattı.
Sunumunda İskenderiye Kütüphanesi’nden günümüze kadar çeşitli müzelerden örnekler vererek müzecilikteki gelişmeleri özetleyen Starn, artık müzelerin melez (hibrid) özellikler taşıdığını söyledi. Starn öte yandan sanal ortamın kullanımının; mimarî, acı ve politika unsurlarına yer verilmesinin; ticaret gibi bazı alanlarda aşırı öne çıkan özelliklerin müzeleri müze olmaktan çıkardığını belirtti. Starn sunumu sırasında müzelerin amaçlarını koleksiyon, tasnif, koruma, bilimsel araştırma, gösteri, sergileme, deneyim aktarma ve halkın eğitimi olarak sekiz ana başlıkta gruplayarak bunlardan herhangi birinden vazgeçilmesinin oluşturacağı sorunları örnekler vererek irdeledi.
Özellikle müzelere ayrılan kaynaklardaki azalmanın ve küreselleşmenin etkilerinin müzeleri ticarete yönlendirdiğini, bunun da müzelerin ana amaçlarından sapmalarına sebep olduğunu belirten Starn, sürdürülebilirlik adı altında yapılanları eleştirdi. Starn, müzayede pazarı ile müzeler ilişkisinin, turizm pazarına aşırı girişin, müzelerin içinde “kültür süpermarketleri” açılmasının ve tarihi mirasın korunmasını bir kenara atan sanal sergilemelerin bu çarpıklaşmanın tehlikeli örnekleri olduğunu söyledi.
Randolph Starn konferansın sonuç bölümünde, müzelerin bir iç değerlendirme yapıp amaç ve sorumluluklarını bir daha gözden geçirmeleri, parçalar ve genel arasında yeniden doğru ilişkiler kurmaları, politikleşmiş ve özelleşmiş bir dünyadaki pozisyonlarını dikkate almaları gerektiğini belirterek, müzelerin kamusal ve sivil misyonlarının önemine dikkat çekti.
|