Birkaç gün önce Financial Times Tunus’taki başörtüsü avını yazdı…Gazetenin haberinde, Tunus polisinin yolda türbanlı kadınları durdurarak “Başınızı açacaksınız!” dediği anlatılıyor…
Özel bir hukuk bürosunda çalışan bir kadın markette durdurularak polis merkezine götürülmüş, mesela…
(Bir süre önce bu sütunda ‘Sezer Markete Gittiğinde İçerideki Türbanlılar Kırmızı Kartla Oyundan Atılmalı’ yollu bir önerim olmuştu: Tunus’taki zorbalar duymuş olmalı!)
Bakınız, Sevgili Financial Times Tunus’ta yaşananları “Türk Tarzı Yasak” olarak nitelendiriyor!
Ecnebi meslektaşlarımız yasak malın orijinali hangi mağazada bulunur gayet iyi biliyorlar…
Laikçilerimiz böyle bir fırsatı kaçırmamalılar…
“Artık ihraç malı laikliğimiz var” diye övünebilirler, pekala…
Ardından da İran’a “en iyi savunma hücumdur” babından sallayarak “Ey Molla/ Kendini Kolla/ Rejim İhracı Dediğin/ Olur Böyle” gibi bir sloganla takaza yapmak fevkalade iyi gelir laikliğimize…
Her ne kadar Türkiye’de meydanlarda/sokaklarda/ marketlerde/ vesairede türban yasağı olmasa da -bu yasağın patenti bizdedir!
YÖK Komutanı Teziç’in iki yıl kadar önce “Polis türbanlı bir kadına yolda kimlik sorduğunda orası bir anda kamusal alana dönüşür” dediğini daha önce vurgulamıştık, hatırlarsanız…
Bu durum sadece Teziç’in niyeti ile sınırlı değildi…
Yine iki yıl önce emekli bir orgeneral -ki yeterince meşhur bir isimdi; ama artık onun ve malum çizgisinin devri geçmiştir- etrafındakilere “başını bağlayan kadınların sayısındaki artıştan” yakınırken şöyle diyordu:
“-Aslında sokaktaki türbana, hatta evdekilere de karışmak lazım! Ancak, şu anki şartlarla bunu yapmamız mümkün olmuyor.” (Bir duyumdan söz ediyor değilim, bu sahne aynen yaşanmıştır.)
Dünyadaki tek uygulama olan Tunus Modeli çeyrek yüzyılı geride bırakmış olsa da, Financial Times gibi bir gazete dahi teyit etti ki, patenti bizdedir!
Bizim laikliğimiz ise Fransız kökenlidir. Bununla birlikte türban yasakçılığında Fransa’ya bile toz yutturmayı başardık!
***
Türban yasakçısı bir kısım medyamız “Tunus’ta sokakta türban yasaklandı” diye manşet attı…
Oysa, Tunus’ta kamusal alan dogmatizminin sokağa taşması yeni bir hadise değil; ta 1981’den beri var…
Zorbalığın şahikası iktidarının son kısmını “Ey ruh geldinse üç defa vur” kıvamında geçiren unutulmaz diktatör Habib Burgiba döneminde başlamış bir uygulama, bu…
Onun ardından gelen ve halen iktidarda olan Zeynel Abidin Bin Ali, elindeki demirden beyzbol sopasıyla “laikçi” rejimini yüzde 95’i Müslüman olan Tunus halkına karşı korumaya devam ediyor!
Bin Ali’nin polisleri sokaklarda, marketlerde türbanlı kadın avına çıkıyorlar. Başı bağlı kadınları polis merkezine götürüp “Bir daha başını bağlamayacağına dair kağıt imzala!” diyerek baskı altında tutuyorlar…
Laikçi medyamız, FT’nin Tunus’la ilgili haberinden sonra “sevinçli bir telaş” içerisinde…
Örneğin, Hürriyet “Tunus’taki yasağı FT’den çok daha önce biz duyurmuştuk. (Yaşasın!) İşte Hürriyet Farkı” diye haber dahi yaptı…
Hani “Türkiye için de sokakta, parkta, markette yasak isteriz” diyecekler de… Diyemiyorlar bir türlü!
Zaman, 21 Ekim 2006
|