G.Saray itibarını kurtarma adına çıktığı PSV maçında maalesef, daha fazla itibar kaybetti. Seyircinin sahaya girmesi o kadar çirkin ve aptalcaydı ki, söylenecek söz yok. Maç kaybedilir. Bu aptallıklar bize maçın dışında çok başka şeyler de kaybettirir. Demek tel örgülerin kalkması bizim için hala lüks.
Futbol gerçekten çok nankör. Seyircinin "Gerets istifa" diye bağırması büyük ayıp ve haksızlık. Bu yönetim ve G.Saray onun gibisini nereden bulacak. Yanlış anlaşılmasın çok üst düzey teknik direktör anlamında söylemiyorum. G.Saray'ın ekonomik sıkıntılarını göğüsleyecek Gerets gibi ikinci birini bulması çok zor. Böylesine zorluklar varken takım şampiyon olmadı mı?
Bir de transferler. Alınan adamlara bakıldığında Gerets'in eli kolu bağlı. İnamoto diye bir oyuncu. Hiç bir riske girmeden, hücuma hiç katkısı olmayan bir oyuncu. Diğerleri Mehmet Topal ve Carrusca G.Saray'a ilaç olacak cinsten oyuncular değil. Şimdi bu kadronun Şampiyonlar Liginde başarılı olmasını beklemek ne kadar doğru. Teknik direktörü istifaya davet etmek ne kadar hakkaniyetli. Bu nedenle burada istifa edecekse önce yönetim etmelidir. Ama parasal zorluklar onları da haklı kılabilir. Yönetim şunu asla yapmamalıdır. Teknik direktörünü bu çatlak seslere yem etmemelidir. Bu saatten sonra bütünlük sağlamak adına yönetime çok büyük görev düşüyor.
Her şey çok çok iyi giderken 60. dakikada Mondragon'un bariz hatalı yediği gol, iyi giden maçı tersine döndürdü. Şimdi Mondragon bu golü yedi diye kötü kaleci mi oldu denilecek. Bu da haksızlık olur.
İlk 45 dakikada Gerets ve takımına kimsenin diyecek bir lafı olamaz. Bu futbol 90 dakikaya yayılmalı. Gerets, G.Saray için bu futbolun, silkinişin kilometre taşı olacağını söyledi. İçinde bulunulan durumun en kötüsü olduğunu, ama çıkışın gerçekleşeceğini söyledi.
G.Saray Olimpiyat Stadına mahkum edilmemeli. Rüzgar bir yandan, yol problemi bir yandan hiç bir takımın istemeyeceği şartlar. Yönetim bu stadın sıkıntısını Fatih Terim zamanında çekmişken neden aynı hataya düşülüyor anlamak mümkün değil.
|