Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 14 Ekim 2006

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Basından Seçmeler

Fransa’ya en iyi cevap

Fransız Parlamentosunda dün kabul edilen malum yasa sonunun nereye varacağı kestirilmesi güç bir süreç başlattı. İşin içinde sadece Türkiye-Fransa ilişkileri yok. AB-Türkiye ilişkileri, hatta Türkiye’nin ekonomisi ve demokrasisi de bu sürecin içinde olacak. Bu aptal yasaya isyan etmekte haklıyız. Ama aynı zamanda bu “musibetten” olumlu bir sonuç çıkarmak istiyorsak, nasıl ortaya çıktığını doğru tahlil etmek ve hareket tarzımızı da soğukkanlı bir şekilde akılcılığın süzgecinden geçirerek oluşturmak zorundayız.

Önce bilmemiz gereken bu aptal yasanın Türkiye’ye karşı tasarlanmış bir komplonun sonucu olmadığıdır. Yasanın ardında iki olgu var. Birincisi, yasayı hazırlayan ve destekleyen Fransız sosyalistlerin son başkanlık seçimlerinde yaşadıkları travmadır. Sosyalist aday ikinci turu aşırı sağcı Le Pen’e sadece 120 bin oyla kaptırmıştı. “Birkaç Ermeni oyu için değer mi?” söylemini temelsiz. Ermeni kökenli Fransızların bildiğim kadarıyla 200 binin üzerinde oyları var ve bu oylar çok değerli. Çünkü birinci turun sonucunu belirleyebilirler. Ondan sonra da birkaç yüz bin oy farkıyla başkanlık koltuğuna kimin oturacağını tayin edecek ikinci tur var. Bu olgu yasayı elbette haklı çıkarmaz. Sadece Fransa’da da muhalefetin bizdeki kadar dar ufuklu ve sorumsuz olabildiğini gösterir.

İkinci olgu Ermeni diyasporasının AKP Hükümeti’nin yaptığı öneriden duyduğu korkudur. Tüm tarafların arşivlerini açması diyasporayı müthiş telaşlandırdı. Çünkü diyaspora katiyen tartışma, araştırma istemiyor. Kendi tarihsel gerçekliğinin siyaseten tescil edilmesini istiyor. Bu stratejiyi de bugüne kadar başarıyla uyguladılar.

Türkiye’de demokrasinin yavaş da olsa derinleşmeye başlaması ile birlikte Türklerin şimdiye dek tabu kabul ettikleri kimi tarihsel olayları özgürce tartışmaya başlamaları diyasporayı müthiş rahatsız etti. Cinin şişeden çıkmasından korktular. Önce AKP Hükümeti’nin önerisini tartışmaya hazır Ermenileri korkutarak torpillediler. Cin şişeye sıkı sıkı hapsetmenin en iyi yolunun da tartışmalara son verecek “inkâr” yasaları çıkarmaktan geçtiğini düşündüler. Bu nedenle FSP ile ED arasındaki ittifak eşyanın doğasına çok uygun düştü.

Ekonomik boykotlarla, kültür ambargolarıyla Fransa ile total kavga, Fransa’ya zarar verdiği kadar bize de zarar verir. Bu kavgadan en kârlı çıkacak olan da Ermeni Diyasporası olur. Fransız basınını takip edemeyen çok sayıda okur farkında değiller. Fransız basınında son günlerde tasarının aleyhine pek çok yorum çıktı. Çok sayıda Fransız bu yasaya karşı. Gaza gelip tüm Fransızları karşımıza almak yerine, yasanın haksızlığını ve aptallığını anlatmaya israrla devam etmeliyiz. Ambargo büyük ihalelerde kullanılabilir. Fransız Hükümeti’ne bu işlerin bir maliyetinin olduğunu göstermenin bence bir sakıncası yok.

Ancak diyasporanın oyununu bozmak istiyorsak, kendi hesabımıza tartışmayı devam ettirmeliyiz. Dar kafalı Fransız siyasetçilere verilecek en iyi cevap, 301. maddeyi fikir özgürlüğünün sınırlarını genişletecek şekilde değiştirmektir. İnanın böyle bir hamle, yasanın savunucularını küçük düşürmekle kalmaz, yasaya karşı çok sayıda Avrupalı siyasetçinin de Türkiye’yi daha güçlü desteklemesini sağlar.

Vatan, 13 Ekim 200

Seyfettin GÜRSEL

14.10.2006

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler

Başlıklar

  Mehmet Ağar’a kulak vermek

  Başbakanın tarihi yanılgısı

  Fransa ve 301

  Fransa’ya en iyi cevap


 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004