Av. Turgut İnal: Diğer birçok kurum için böyle bir düzenleme yokken, asker başta olmak üzere bazı kurumlara hakaretin özel bir suç sayılması anayasaya aykırıdır. Gazetemizin, Danıştay saldırısı sonrasındaki gelişmeleri değerlendiren “Oyun geri tepti” manşeti sebebiyle Yazıişleri Müdürümüz Faruk Çakır’a TCK 301 ve 288. maddelerden açılan dâvâda savunma yapan Avukat Turgut İnal, devletin askerî organına hakaret suçlamasının anayasaya aykırı olduğunu belirterek, “Devletin diğer birçok kurumu için böyle bir düzenleme bulunmamaktadır. Örneğin Milli Eğitim Bakanlığı için” şeklinde konuştu.
Balıkesir Barosu eski Başkanı Av. Turgut İnal, 301. maddenin Anayasaya aykırı olduğunu belirterek, tümden kaldırılması gerektiğini söyledi. Avukat Alpaslan Arslan’ın Danıştay 2. Dairesi’ne yaptığı saldırı sonrasındaki gelişmelere dayanarak 23 Mayıs 2006 tarihli Yeni Asya’da yayınlanan, “Oyun geri tepti” başlıklı haber dolayısıyla TCK’nın 301/2 ve 288. maddesinden yargılanan Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Faruk Çakır’ın ilk duruşması dün gerçekleşti.
Çakır’ın avukatı Turgut İnal mahkemede yaptığı sözlü savunmasında, ‘yagıyı etkileme’ ve ‘devletin askeri organlarına hakaret’ suçlamalarını kabul etmediklerini belirterek, “Danıştay’a yapılan ciddî ve vahim saldırının sonrasında kurtlar, kuşlar dahil herkes bu konuyla ilgili konuşmuş, yazmış, beyanatta bulunmuştur. Müvekkilim de bu beyanat ve haberlere yer vermiştir” dedi. İnal, devletin askeri organına hakaret suçlamasıyla ilgili olarak da, “Bu suçlamanın da Anayasaya aykırı olduğu kanaatindeyim. Örneğin Milli Eğitim Bakanlığı için Devletin diğer kurumları için böyle bir düzenleme bulunmamaktadır” diye konuştu.
Adliye çıkışında duruşmayı takip eden gazetecilere açıklamalarda bulunan Avukat Turgut İnal şunları kaydetti: “Denizdeki balıktan, uçan kuşa kadar herkes yüksek mahkeme yargıcının öldürülmesini içine sindirmedi, affetmedi. Fikir bildirdi, beyanat bildirdi, açıklama yaptı. Teessüf etti, esef etti. ‘Sen mahkemeyi tesir altında bıraktın. Sen ordudan emekli subaylara çatarak, emekli subayları ortaya koyarak onların manevi şahsiyetine hakaret ettin’ diye dâvâ açılmaz. O zaman demokrasi olmaz. Mahkeme hakimi karar versin. Konuşsunlar, yazsınlar, mahkeme onu ayıklar. ‘Sen niye konuştun, niye cevap verdin, açıkladın? O bizim görevimiz’ diyemez mahkeme hakimi. Ayıklar.”
Devletin, meclisin, hükümetin, adliyenin mânevi şahsiyetine hakaret davasının kabul edilemeyeceğini söyleyen İnal, şöyle devam etti: “İnsanlar neden devletin manevi şahsına, hükümete hakaret etsinler? Bir sıkıntıları var, bir ızdırapları var, acıları var. Sen acıyı ortaya çıkar. O zaman hakaret etmez insanlar. Ama hala hakaret ediyorsa onun yeri sanık sandalyesi olmaz. Tabip sandalyesi olur. Oturduğu yerde adam adliyeye hakaret edecek, meclise hakaret edecek. Olacak şey mi canım? Onun işi gücü yok mu?”
İnal, TCK’nın 301. maddesinin tümden kaldırılması gerektiğini belirterek, “Hükümet kendisini korur, meclis kendisini korur. Adalet kendisini korur, ordu kendisini korur. Kanunlarla korunmaya ihtiyacı yok onun. Onu zaafiyet sayarım ben” ifadelerinde bulundu.
HABERDE YARGIYI ETKİLEME
VE TSK’YA HAKARET YOK
Bağcılar Adliyesi 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen dâvâda hazır bulunan Faruk Çakır, “Dava konusu yazı hiçbir şekilde Türk Silahlı Kuvvetlerini (TSK) kurum olarak ‘aşağılayacı’ bir ifade içermemektedir. Hiçbir şekilde suş işleme kasdıyla hareket edilmemiş, sadece olayla ilgili gelişmeler okuyucuya duyurulmuştur” dedi.
Haber sebebiyle “adil yargıyı etkilemek” ve “Türk Silahlı Kuvvetleri’ne hakaret”le suçlanarak hakkında TCK 301/2 ve 288. maddeden den dava açılan Faruk Çakır, dava konusu haberle gelişmelerin okuyucuya aktarıldığını ifade etti. Çakır duruşmada şunları kaydetti: “Yazı işleri müdürlüğünü deruhte ettiğim Yeni Asya Gazetesi, olayın gerçekleştiği andan itibaren son derece dikkatli bir üslup içerisinde kamuoyunu sükunete dâvet etmiştir” dedi.
Çakır, sözkonusu haberde ‘yargıyı etkileme’ gibi bir kasıtlarının bulunmadığını ifade ederek beraatini istedi. Savunma avukatlarının talebi doğrultusunda duruşma 13 Şubat 2007’ye ertelendi.
VAKİT YAZARLARI DA ADLİYEDEYDİ
Vakit Gazetesi yazarlarından Ali İhsan Karahasanoğlu ve Abdurrahman Dilipak da dün Bağcılar Adliyesi’ndeydi. Dilipak, “Sezer Hasta mı?” başlıklı yazısı sebebiyle TCK’nın 299. maddesi kapsamına giren “cumhurbaşkanına hakaret” suçlamasıyla 10 bin 500 YTL para cezası alırken, 158. maddeden yargılandığı “Sezer Kına Yaksın” başlıklı yazısından beraat etti. Karahasanoğlu’nun, gazetelerinde çıkan Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği hakkındaki haber ve yazılar sebebiyle TCK’nın 125. maddesinden yargılandığı dava ise ‘delillerin sunulması’ için süre verilerek 13 Şubat 2007’ye uzatıldı.
|