|
|
|
Tepkileri umursamadılar, top hükümette |
Fransa Meclisi Genel Kurulu, Sosyalist Partinin sunduğu, “Ermeni soykırımı”nı reddetmenin suç sayılmasını öngören kanun teklifini kabul etti. Kanun teklifi 19’a karşı 106 oyla kabul edildi. Teklifin kanunlaşması için Senato’nun da onayı gerekiyor. Kanun teklifini Senato’ya götürme kararı ise hükümetin elinde bulunuyor.
Meclis Genel Kurulunda dün yapılan tartışmalarda hükümet adına konuşan Avrupa İşlerinden sorumlu Bakan Catherine Colona, teklife karşı çıkmıştı. Kanun teklifi, “soykırım”ı reddedenlere, bir yıla kadar hapis ve 45 bin euro para cezası verilmesini öngörüyor.
|
13.10.2006
|
|
|
301 anayasaya aykırı |
Av. Turgut İnal: Diğer birçok kurum için böyle bir düzenleme yokken, asker başta olmak üzere bazı kurumlara hakaretin özel bir suç sayılması anayasaya aykırıdır. Gazetemizin, Danıştay saldırısı sonrasındaki gelişmeleri değerlendiren “Oyun geri tepti” manşeti sebebiyle Yazıişleri Müdürümüz Faruk Çakır’a TCK 301 ve 288. maddelerden açılan dâvâda savunma yapan Avukat Turgut İnal, devletin askerî organına hakaret suçlamasının anayasaya aykırı olduğunu belirterek, “Devletin diğer birçok kurumu için böyle bir düzenleme bulunmamaktadır. Örneğin Milli Eğitim Bakanlığı için” şeklinde konuştu.
Balıkesir Barosu eski Başkanı Av. Turgut İnal, 301. maddenin Anayasaya aykırı olduğunu belirterek, tümden kaldırılması gerektiğini söyledi. Avukat Alpaslan Arslan’ın Danıştay 2. Dairesi’ne yaptığı saldırı sonrasındaki gelişmelere dayanarak 23 Mayıs 2006 tarihli Yeni Asya’da yayınlanan, “Oyun geri tepti” başlıklı haber dolayısıyla TCK’nın 301/2 ve 288. maddesinden yargılanan Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Faruk Çakır’ın ilk duruşması dün gerçekleşti.
Çakır’ın avukatı Turgut İnal mahkemede yaptığı sözlü savunmasında, ‘yagıyı etkileme’ ve ‘devletin askeri organlarına hakaret’ suçlamalarını kabul etmediklerini belirterek, “Danıştay’a yapılan ciddî ve vahim saldırının sonrasında kurtlar, kuşlar dahil herkes bu konuyla ilgili konuşmuş, yazmış, beyanatta bulunmuştur. Müvekkilim de bu beyanat ve haberlere yer vermiştir” dedi. İnal, devletin askeri organına hakaret suçlamasıyla ilgili olarak da, “Bu suçlamanın da Anayasaya aykırı olduğu kanaatindeyim. Örneğin Milli Eğitim Bakanlığı için Devletin diğer kurumları için böyle bir düzenleme bulunmamaktadır” diye konuştu.
Adliye çıkışında duruşmayı takip eden gazetecilere açıklamalarda bulunan Avukat Turgut İnal şunları kaydetti: “Denizdeki balıktan, uçan kuşa kadar herkes yüksek mahkeme yargıcının öldürülmesini içine sindirmedi, affetmedi. Fikir bildirdi, beyanat bildirdi, açıklama yaptı. Teessüf etti, esef etti. ‘Sen mahkemeyi tesir altında bıraktın. Sen ordudan emekli subaylara çatarak, emekli subayları ortaya koyarak onların manevi şahsiyetine hakaret ettin’ diye dâvâ açılmaz. O zaman demokrasi olmaz. Mahkeme hakimi karar versin. Konuşsunlar, yazsınlar, mahkeme onu ayıklar. ‘Sen niye konuştun, niye cevap verdin, açıkladın? O bizim görevimiz’ diyemez mahkeme hakimi. Ayıklar.”
Devletin, meclisin, hükümetin, adliyenin mânevi şahsiyetine hakaret davasının kabul edilemeyeceğini söyleyen İnal, şöyle devam etti: “İnsanlar neden devletin manevi şahsına, hükümete hakaret etsinler? Bir sıkıntıları var, bir ızdırapları var, acıları var. Sen acıyı ortaya çıkar. O zaman hakaret etmez insanlar. Ama hala hakaret ediyorsa onun yeri sanık sandalyesi olmaz. Tabip sandalyesi olur. Oturduğu yerde adam adliyeye hakaret edecek, meclise hakaret edecek. Olacak şey mi canım? Onun işi gücü yok mu?”
İnal, TCK’nın 301. maddesinin tümden kaldırılması gerektiğini belirterek, “Hükümet kendisini korur, meclis kendisini korur. Adalet kendisini korur, ordu kendisini korur. Kanunlarla korunmaya ihtiyacı yok onun. Onu zaafiyet sayarım ben” ifadelerinde bulundu.
HABERDE YARGIYI ETKİLEME
VE TSK’YA HAKARET YOK
Bağcılar Adliyesi 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen dâvâda hazır bulunan Faruk Çakır, “Dava konusu yazı hiçbir şekilde Türk Silahlı Kuvvetlerini (TSK) kurum olarak ‘aşağılayacı’ bir ifade içermemektedir. Hiçbir şekilde suş işleme kasdıyla hareket edilmemiş, sadece olayla ilgili gelişmeler okuyucuya duyurulmuştur” dedi.
Haber sebebiyle “adil yargıyı etkilemek” ve “Türk Silahlı Kuvvetleri’ne hakaret”le suçlanarak hakkında TCK 301/2 ve 288. maddeden den dava açılan Faruk Çakır, dava konusu haberle gelişmelerin okuyucuya aktarıldığını ifade etti. Çakır duruşmada şunları kaydetti: “Yazı işleri müdürlüğünü deruhte ettiğim Yeni Asya Gazetesi, olayın gerçekleştiği andan itibaren son derece dikkatli bir üslup içerisinde kamuoyunu sükunete dâvet etmiştir” dedi.
Çakır, sözkonusu haberde ‘yargıyı etkileme’ gibi bir kasıtlarının bulunmadığını ifade ederek beraatini istedi. Savunma avukatlarının talebi doğrultusunda duruşma 13 Şubat 2007’ye ertelendi.
VAKİT YAZARLARI DA ADLİYEDEYDİ
Vakit Gazetesi yazarlarından Ali İhsan Karahasanoğlu ve Abdurrahman Dilipak da dün Bağcılar Adliyesi’ndeydi. Dilipak, “Sezer Hasta mı?” başlıklı yazısı sebebiyle TCK’nın 299. maddesi kapsamına giren “cumhurbaşkanına hakaret” suçlamasıyla 10 bin 500 YTL para cezası alırken, 158. maddeden yargılandığı “Sezer Kına Yaksın” başlıklı yazısından beraat etti. Karahasanoğlu’nun, gazetelerinde çıkan Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği hakkındaki haber ve yazılar sebebiyle TCK’nın 125. maddesinden yargılandığı dava ise ‘delillerin sunulması’ için süre verilerek 13 Şubat 2007’ye uzatıldı.
|
Naciye KAYNAK
/ İSTANBUL
13.10.2006
|
|
|
Ramazan huzuru |
Trabzon’da, Ramazan ayında suç oranlarında yüzde 70 civarında düşüş yaşanıyor. Trabzon Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı Asayiş Şube Müdürlüğü ekipleri, Ramazan ayında ilin güvenliği için ek tedbirlerini sürdürürken, 01.00-00.05 genel uygulama, 08.00-10.00 arası da dışarıdan şehre gelenler üzerinde genel uygulama yapıyor.
Ekipler ayrıca her akşam 22.00-06.00 saatleri arasında şehrin muhtelif yerlerinde sivil ekiplerle hırsızlara karşı pusu kurarak muhtemel hırsızlık olaylarının önüne geçmeye çalışıyor. Asayiş ekipleri yaklaşık 100 kadar polisle Trabzon’da asayiş görevini yerine getirmeye çalışırken, Ramazan’da en fazla hakaret ve darp olaylarının yaşandığı bildirildi. Yetkililer, suç oranlarında Ramazan ayı başından bu yana yüzde 70 civarında düşüş yaşandığını bildirdi.
Öte yandan, Trabzon Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Ruh ve Sinir Hastalıkları Uzmanı Dr. Mehmet İrfan Coşkun, Ramazan’da insanların diğer günlere oranla daha hassas davrandığını belirterek, suç oranının azalmasını dinî öğretilere bağladı. Dr. Coşkun, Ramazan’da dinî öğretiler neticesinde yoğunlaşan dinî duyguların insanları dizginlendiğini ifade ederek, “Ramazan dolayısıyla bireylerin kendilerini toplumsal denetleme altında hissetmeleri, oruç nedeniyle yasaklı sayılan alkol ve madde tüketimi suç oranlarındaki düşüşü etkilemektedir. Dinî duygular sonucu azalan saldırgan duygu ve düşüncelere karşı artan hoşgörü, insan ruhuna egemen oluyor” dedi.
|
/ TRABZON
13.10.2006
|
|
|
Ezberlerin bozulması, tabuları yıkacak |
Mazlum-Der Genel Başkanı Ayhan Bilgen, DYP lideri Ağar'ın son açıklamalarına bazı partilerin gösterdiği tepkiyi Yeni Asya'ya değerlendirirken, “Ezberlerin bozulmasının tabuları yıkacağı endişesi yaşanıyor. Partilerin kendi fanatik tabanlarına dayalı siyaset üretmeleri ülke barışına hizmet etmeyecektir” dedi.
DEVAMI RÖPORTAJ SAYFASINDA
|
Mehmet KARA
/ ANKARA
13.10.2006
|
|
|
Kimse eline silâh almasın, alan bıraksın |
Doğru Yol Partisi (DYP) Genel Başkanı Mehmet Ağar, DYP’nin, hiçbir zaman Türkiye’nin belli bölgelerinde siyaset yapamayan, ama oturduğu yerden ahkâm kesen bir parti olmadığını, meselelere korkmadan, milletin hassasiyetlerini paylaşarak sahip çıktıklarını belirterek, “Siyaset yan gelip yatma yeri değildir” dedi.
Partisinin İstanbul İl Başkanlığı tarafından Ümraniye Princess Salonunda düzenlenen iftar yemeğine katılan DYP Genel Başkanı Ağar, salona gelişinde partililer tarafından alkışlarla ve sevgi gösterileriyle karşılandı. İftar yemeğinin ardından kürsüye çıkan Ağar, hayatı boyunca ihtiyaç olan her noktada milleti ve görevi adına risk almaktan çekinmediğini söyledi. Ağar, “Yüreği vatan sevgisiyle dolu bir ana ‘vatan sağ olsun diyemiyorum’ derse buna siyasetçi kulak kapatamaz. Ama bu bir feryattır. Bu feryadını anlamayan bir adamın siyasette ne işi var” diye sordu.
TÜRKİYE’NİN YOL HARİTASI
ANADOLU’DA ÇİZİLMELİ
Türkiye’nin yol haritalarının Washington’dan, Brüksel’den değil Menderes, Kızılırmak, Fırat ve Dicle’den çizileceğini dile getiren Ağar, şunları kaydetti: “Gün, Türkiye’nin hiçbir yerinde silâhların konuşmadığı, huzursuzluğun olmadığı, birlikteliğin, kardeşliğin, Türkiye Cumhuriyeti’nin değişmez ilkeleri etrafında yeni baştan kardeşçe buluşmanın zamanıdır. Bunun öncülüğünü yapacak siyasete ihtiyaç vardır. Onun içindir ki DYP Türkiye’nin her noktasında muhabbetin, sevginin, şefkatin, kardeşliğin temsilcisi olarak bu yolları yürümeye devam etmiştir. Türkiye’de insanların zorluğu varsa siyaset orada devreye girmelidir. Türkiye’nin iradesinin olmadığı yerde işte bugün olduğu gibi Türkiye’nin dışında icat edilen koordinatörlük müesseseleri yoluyla en hayatî konuları dışa ihale edilir.’’
“Hükümetin yürüyecek mecali kalmamıştır. Sandığı geciktirmek Türkiye’ye en büyük kötülüktür. Siyasette, ekonomide Türkiye’yi ileri götürmeye hazırız” diyen Ağar şöyle devam etti: “Milletimizi sahipsizlikten, çaresizlikten ve fukaralıktan kurtarmak hedefimizdir. bizim geçmiş iktidarlarımızın başlattığı GAP gibi büyük projeler durma noktasına gelmiştir. Bu projeleri tamamlamak istiyoruz. Millet yegâne güçtür. Milletin dışında hiçbir gücün önünde boyun eğmeyen bir gelenekten geliyoruz.”
ANNELERİN FERYADI BANA ÇOK ŞEY ÖĞRETTİ
“Dağda silâhlı çatışma yapacaklarına, ovada siyaset yapsınlar” sözlerine de açıklık getiren DYP Lideri Ağar, “Konu küçük siyasete alet edilmek isteniyor. Annelerin feryatları bana çok şey öğretti. Bizim meselemiz ülkemizde terör olmasın. Bir kere terörist varsa mutlaka teröriste karşı mücadele olacaktır. Bizim amacımız ülkede yeni teröristler olmaması. Teröristler terörden vazgeçsin. Elinde silâh almış bir adam varsa buna karşı elbette ki devlet mücadelesini yapacaktır. Bunun aksini kim söyleyecek. Ama bizim istediğimiz Türkiye’de eline kimse silâh almasın. Türkiye’de eline silâh almışlar varsa bunlar silâhlarını bıraksınlar. Yoksa eline silâh almış olanla nasıl mücadele edileceği yasada belli” diye konuştu.
Mehmet Ağar, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Dağda kimse kalmasın, herkes ovada olsun. Siyaset yapmak isteyen siyaset yapsın, okumak isteyen okusun, çalışmak isteyen çalışsın. Kimse oralara gitmesin. Bunları hallettikten sonra Türkiye kendi yolunda büyük bir hızlı devam edecektir. Herkesin korkup kaçtığı meselede bunları millet adına birinin söylemesi lâzım. Türkiye’nin her yerindeki insanlar çocuklarının geleceğinden endişe içinde. Bizim meselemiz bu çocukların geleceği. Tümüyle bu gençlerin geleceğini düşünüyoruz. Yetimlerin eğitim hakkını geçim hakkını düşünüyoruz.”
|
Mustafa GÖKMEN
/ İSTANBUL
13.10.2006
|
|
|
Nobel Pamuk’un |
Nobel Edebiyat ödülü Orhan Pamuk’a verildi. İsveç Akademisi, “kültürlerin çatışma sembolleriyle ilgili çalışmaları sebebiyle” bu ödülün Pamuk’a verildiğini duyurdu.
Akademinin açıklamasında, “yaşadığı kentin melankolik ruhunu arayışında Pamuk’un, kültürlerin çatışması ve birleşmesinde yeni semboller bulduğu” ifade edildi.
|
13.10.2006
|
|
|
“PKK’ya operasyon” ihtilâfı aşılamıyor |
ABD’li mevkidaşı Orgeneral Joseph W. Ralston ile görüşen Terörle Mücadele Koordinatörü emekli Orgeneral Edip Başer, PKK’ya yönelik askeri operasyonun her zaman masada olduğunu belirtti.
Ralston ise terör örgütünün sözde ateşkes ilanıyla ilgili olarak, “PKK’nın sadece silah bırakması değil, şiddeti ve vahşeti de durdurması lazım” dedi. Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül, Ralston’ı Dışişleri Bakanlığı Konutu’nda kabul etti. Başer’ni de katıldığı görüşme sonrasında, Ralston ve Başer, görüşmenin ardından ortak basın toplantısı düzenledi.
Başer, “Tartışmalı olan hiçbir noktanın kalmamasını sağladık. Bu çerçevede Türk kamuoyunun hassasiyetleri üzerinde çok önemle durduk. Bundan sonra atılacak adımlar üzerinde daha somut önerileri ortaya koyduk” diye konuştu. Başer, askeri operasyonun gündemde olup olmadığına ilişkin bir soruya, “Askeri seçenek de seçeneklerden biri olarak sürekli masamızda” dedi.
Ralston ise göreve geldikten sonra ikinci toplantılarını yaptıklarını, ama süre zarfında telefon ve e-mail ile irtibat kurduklarını ifade etti. Ralston, ABD’nin, Kürt yetkililerle terör örgütü PKK’nın silah bırakması yönünde ikna edilmesi için Irak’a gittiğini ve orada yetkililerle görüştüğünü hatırlattı. Ralston, terör örgütünün “sözde ateşkes ilan ettiğinin” hatırlatılması üzerine, “Ateşkes sözünün dikkatli kullanılması gerekiyor. İlk adım olarak bu, bizi memnun etti. Ancak bu, sorunun çözümü için yeterli değil” diye konuştu. Ralston,”Güç kullanımı önemli bir konudur ve hafife alınmaması gerekiyor. Eğer tüm seçenekler ortadan kalkarsa, güç kullanımını öneririm” açıklamasında bulundu.
|
/ ANKARA
13.10.2006
|
|
|
Danıştay’dan red, Köşk’ten veto |
Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, Milli Güvenlik Siyaset Belgesi’nin yürütmesinin durdurulması isteminin, ‘’belgenin tavsiye niteliğinde’’ olduğuna işaret edilerek, incelenmeksizin reddine yapılan itirazı reddetti.
İnsan Hakları Derneği ile Türkiye İnsan Hakları Vakfının, Milli Güvenlik Kurulunca hazırlanan, ‘’Milli Güvenlik siyaset Belgesi’nin kabul ve onayını ilişkin Bakanlar Kurulu Kararının ve Milli Güvenlik Siyaset Belgesi’’nin iptali ve yürütmenin durdurulması istemiyle dava açmıştı.
Adli tatil nedeniyle Danıştay 10. Dairesi yerine davaya bakan Danıştay Nöbetçi Dairesi, dava konusu Milli Güvenlik Siyaset Belgesi’nin ‘’tavsiye niteliğinde bir karar olması nedeniyle’’ bu işlem yönünden yürütmenin durdurulması isteminin incelenmeksizin reddine karar vermişti. Davacılar, İnsan Hakları Derneği ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı, bu karara itiraz ederek, yürütmesinin durdurulmasını istemişlerdi. Alınan bilgiye göre, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, itirazı dün görüştü. Kurul, davacıların itiraz gerekçelerini yerinde görmedi ve reddetti.
KÖŞTEN BİR VETA DAHA
Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, 5545 sayılı ‘’Özel Öğretim Kurumları Kanunu’’nu, 12. maddesinin bir kez daha görüşülmesi için TBMM Başkanlığına geri gönderdi. Cumhurbaşkanlığı Basın Merkezinden yapılan yazılı açıklamada, Cumhurbaşkanı Sezer tarafından yayımlanması uygun bulunmayan 5545 sayılı ‘’Özel Öğretim Kurumları Kanunu’’nun, 12. maddesinin bir kez daha görüşülmesi için Anayasa’nın değişik 89. ve 104. maddeleri uyarınca TBMM Başkanlığına geri gönderildiği bildirildi.
|
/ ANKARA
13.10.2006
|
|
|
Çevik Bir: Lübnan’ı neden bana sormadılar? |
Emekli Orgeneral Çevik Bir, Somali’de 13 ay görev yaptığını belirterek, Lübnan’a Barış Gücü gönderilirken kendisine sorulmamasını eleştirdi.
|
13.10.2006
|
|
|
İstanbul Barosunda seçim heyecanı |
‘’Dünyanın en büyük barolarından biri’’ olarak nitelendirilen 21 bin 271 üyeli İstanbul Barosu, 15 Ekim pazar günü yapılacak seçimle yeni başkanını ve yönetimini belirleyecek.
Alınan bilgiye göre, 2 yılda bir yapılan İstanbul Barosu Genel Kurulu, 7-8 Ekim tarihlerinde Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı Anadolu Salonu’nda gerçekleştirildi. Ancak üye sayısının yarısından bir fazla katılım gereken genel kurul, bu çoğunluk sağlanamadığı için 14-15 Ekim tarihlerinde üye sayısının yüzde 10’unun katılımı ile yapılacak.
İstanbul Barosu Başkanı Kazım Kolcuoğlu’nun konuşmasıyla başlayacak genel kurulda, ilk gün Başkanlık Divanı oluşturulacak, ayrıca Yönetim Kurulunun 2004-2006 dönemi çalışma raporu okunarak görüşülecek. Avukatlık Yasası’nın 81. maddesinin 4. fıkrası uyarınca 2006-2008 dönemi bütçe tasarısının görüşülmesi ve karara bağlanması beklenen ilk günkü çalışma, yargı ve meslek sorunlarının görüşülmesi ile tamamlanacak.
Genel kurulun ikinci günü olan 15 Ekim pazar günü ise Baro Başkanı, Yönetim Kurulu, Disiplin Kurulu ve Denetleme Kurulu üyeleri ile Türkiye Barolar Birliği Genel Kurulu asil ve yedek delege seçimleri için oy kullanılacak. Bu seçimde, 2 dönemdir İstanbul Barosu Başkanlığını yürüten ‘’Önce İlke Çağdaş Avukatlar Grubu’’ adayı Kazım Kolcuoğlu, daha önce 3 dönem bu görevde bulunan ‘’Çağdaş Avukatlar Grubu’’ adayı Yücel Sayman, ‘’Hukukun Üstünlüğü Platformu’’ adayı Satılmış Şahin ile ‘’Hukuk Grubu’’ adayı Ferit Hakan Baykal başkanlık için yarışacak.
|
/ İSTANBUL
13.10.2006
|
|
|
Terör zararı tanziminde uzatma yetkisi |
TBMM İçişleri Komisyonunda, terörle mücadeleden doğan zararların karşılanmasına ilişkin kanunda değişiklik öngören teklif kabul edildi.
AKP Tekirdağ Milletvekili Ziyaeddin Akbulut başkanlığında toplanan komisyon, AKP Diyarbakır Milletvekili Osman Aslan’ın kanun teklifini ele aldı. Kabul edilen teklife göre, terörle mücadeleden doğan zararların karşılanması için yapılan başvuruların terör tazmin komisyonunca sonuçlandırılmasının süresi 1 yıl uzatıldı. Bu süre sonunda da işlemi sonuçlandırılmayan başvuruların işlem süresi, Bakanlar Kurulu kararıyla en fazla birer yıllığına uzatılabilecek.
Başvuruların sonuçlandırılmaması üzerine, Bakanlar Kurulu bu süreyi yeniden uzatabilecek. 27 Temmuz 2004’te terörle mücadele kapsamında zarar gören gerçek kişilerle özel hukuk ve tüzel kişilerin faydalanmaları için yapılan başvuruların sonuçlandırılması için 2007 Ocak ayına kadar tanınan süre 1 yıl uzatılmış olacak. Bu süre, Bakanlar Kurulu kararıyla da her yıl yeniden uzatılabilecek.
|
/ ANKARA
13.10.2006
|
|
|
TESEV raporu Meclis’te |
Türk Silahlı Kuvvetleri’ne yaptığı eleştirilerle Genelkurmay Başkanlığı’nın tepkisini çeken TESEV-Almanak raporu, Meclis gündemine geldi.
CHP Konya Milletvekili Atilla Kart, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a, Emniyet Genel Müdürlüğü’nden ve Polis Akademisi Başkanlığı’ndan izin almadan böyle bir çalışma yapan emniyet çalışları hakkında soruşturma açılıp açılmayacağını sordu.
CHP Konya Milletvekili Atilla Kart, TESEV Raporu ve emniyetteki cemaat yapılanması hakkında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın cevaplaması istemiyle TBMM Başkanlığı’na yazılı soru önergesi verdi. Kart, TESEV’in hazırlamış olduğu, askerî kurumları hedef alan, Anayasal kurumlar arasında ihtilâfa yol açan raporda çalışma yapan ve Polis Akademisi’ne mensup olduğu bilinen öğretim üyeleri için herhangi bir inceleme ve soruşturma sürecinin başlatılıp başlatılmadığını sordu. Kart, bu raporun hazırlanmasına katkı sağlayan öğretim üyeleri ve öğretim-araştırma görevlilerinin kimle olduğunun açıklanmasını istedi.
Soru önergesinde Atabeyler Operasyonu’na da değinen Kart, Atabeyler operasyonunda sahte olduğu ortaya çıkan suikast krokilerinin kimler tarafından hazırlandığını ve bu kişilerin konumlarının ne olduğunun açıklanmasını talep etti.
|
/ ANKARA
13.10.2006
|
|
|
Esenboğa’nın yeni terminali açılıyor |
Esenboğa Havalimanının yeni terminali bugün açılacak. TAV Havalimanları Holding tarafından, taahhüt edilenden 1 yıl 1 gün önce bitirilerek 2 yılda tamamlanan terminalin resmi açılışı, Ankara’nın başkent oluşunun yıldönümü olan 13 Ekim’de, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın katılacağı törenle yapılacak.
TAV İcra Kurulu Başkanı Sani Şener, yaptığı açıklamada, ‘’(10 yılda 10 terminal) hedefiyle çıktığımız yolda, önemli bir çalışmayı daha başarıyla noktaladık’’ dedi. İnşaatın 250 milyon Avro yatırımla tamamlandığını, yapım aşamasında 17 bin 500 kişinin görev aldığını anlatan Şener, Esenboğa Havalimanının Avrupa Birliğine aday Türkiye’nin başşehrine ve ulaşımına yepyeni bir soluk getireceğini ifade etti. Yeni terminal, 182 bin metrekare alan üzerinde hizmet verecek. Esenboğa Havalimanının halen yıllık 2 milyon kişi olan yolcu kapasitesi, yeni terminal binasının hizmete girmesiyle 10 milyona çıkacak. Kapasite artışının, Ankara’ya olan direkt uçuşları da artırması bekleniyor. Terminal binasında operasyonel hizmetlere 16 Ekim Pazartesi günü başlanacak.
|
/ ANKARA
13.10.2006
|
|
|
Herkes aslî görevini yerine getirsin |
Eğitimciler Birliği Sendikası’nın Başkent Öğretmenevi’nde verdiği iftar yemeğine katılan Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, eğitim kadrolarının idealist ve misyon sahibi olması gerektiğini söyledi.
TBMM Eğitim ve Kültür Komisyonu Başkanı Tayyar Altıkulaç’ın yanı sıra çok sayıda siyasetçi ve bürokratın da katıldığı iftar yemeğinin açılış konuşmasını yapan Eğitim-Bir-Sen Genel Başkan Ahmet Gündoğdu, güncel konulara temas ederken, Fransa’nın sözde Ermeni Soykırımı yasa tasarısını onaylama girişimini kınadı.
Gündoğdu, nasıl bir dünya ve Türkiye istediğini şu taleplerle sıralayarak açıkladı: “Papanın ve Batının Hz. İsa ve Hz. Muhammed (a.s.m) kardeşliğini hazmetmesini istiyoruz. Papanın Türkiye’ye gelmesini istemiyoruz. 9 Eylül Üniversitesi Rektörü Alıcı’nın istifa etmesini istiyoruz. Yediği ekmeğe ve gördüğü hoşgörüye ihanet etmesini istemiyoruz. Sayın Cumhurbaşkanının laikliği sosyal hukuk devleti ve demokrasi anlayışıyla birlikte ele almasını istiyoruz. Özgürlüklerin kısıtlanmasını istemiyoruz. YÖK’ün bilimi ve özgürlükleri önemsemesini istiyoruz. Milletin değerleriyle kavga etmesini istemiyoruz.”
|
Fatih KARAGÖZ
/ ANKARA
13.10.2006
|
|
|
Ahilik, ticaret ve ahlâkı birleştirdi |
Ekim ayının 2. Pazartesinden itibaren kutlanan “Ahilik Haftası” Ümraniye Belediyesi’nin ev sahipliği yaptığı bir faaliyetle kutlandı.
Ümraniye Belediyesi, Ümraniye İlçe Millî Eğitim Müdürlüğü ve Ümraniye Esnaf ve Sanatkârlar Odası’nın ortaklaşa düzenlediği faaliyette, Ahilik geleneği ve bu geleneğin temsil ettiği düşünce biçimi anlatıldı. Programa Ümraniye Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürü Faysal Şansi, Ümraniye İlçe Millî Eğitim Müdürü Zeki Gürsul, Ümraniye Esnaf ve Sanatkârlar Odası Başkanı Bayram Çavuşoğlu, Ulubatlı Hasan Mesleki Eğitim Merkezi Müdürü Osman Gören, ilçedeki bazı okul müdürleri, öğretmenler ve öğrenciler katıldı.
Programda konuşan Ulubatlı Hasan Meslekî Eğitim Merkezi Müdürü Osman Gören, Ahilik geleneğinin sosyal ve kültürel kökenleri ile ilgili bilgiler verdi. Ahilik geleneğini ‘birbirini seven, birbirine saygı duyan, yardım eden, fakiri gözeten, yoksulu barındıran, işi kutsal, çalışmayı ibadet sayan, din ve ahlak kurallarına sıkı sıkıya bağlı esnaf ve sanatkârların iş teşkilâtı’ olarak tanımlayan Gören, bu geleneğin hem sosyal hem kültürel bir olgu olduğunu vurguladı. Daha sonra kürsüye çıkan Ümraniye İlçe Millî eğitim Müdürü Zeki Gürsul, Ahilik geleneğinin ticaret ile ahlâkı özdeşleştiren bir kavram olduğunun altını çizerek, Ahiliğin bu sağlam temelle günümüze kadar ulaştığını belirtti. Esnaf ve Sanatkârlar odası Başkanı Bayram Çavuşoğlu ise, Ahilik anlayışının eskimeyen bir temele dayandığını söyleyerek, gençleri bu anlayışla hareket etmeye ve bu anlayışa sahip çıkmaya çağırdı.
|
YENİ ASYA
/ İSTANBUL
13.10.2006
|
|
|
Hafta sonu yağışlı geçecek |
Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü’nden yapılan meteorolojik uyarıya göre, önümüzdeki 3 gün boyunca yurdun büyük bir bölümünde sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışların devam edeceği tahmin ediliyor.
Buna göre, bugün Marmara’nın doğusu, İç Ege, Batı Akdeniz, İç Anadolu’nun kuzey ve doğusu, Karadeniz, Doğu Anadolu’nun kuzeyi ile Van, Bitlis ve Muş çevrelerinde sağanak ve gök gürültülü sağanak şeklinde beklenen yağışların Doğu Karadeniz kıyıları ile Kars ve Ardahan çevrelerinde etkili olması bekleniyor. Marmara, Ege, Batı Akdeniz, Doğu Akdeniz kıyıları, İç Anadolu, Karadeniz ile Doğu Anadolu’nun kuzeyinde yarın sağanak ve gök gürültülü sağanak yağış bekleniyor. Yağışların, Doğu Karadeniz ile Doğu Anadolu’nun kuzeyinde etkili olacağı tahmin ediliyor. Etkili yağış beklenen bölgelerde oluşabilecek sel, su baskını, taşkın gibi olumsuzluklara karşı ilgililerin ve vatandaşların tedbirli olması gerekiyor.
|
/ ANKARA
13.10.2006
|
|
|
İHH’ya Pakistan’dan anlamlı ödül |
Pakistan ve Keşmir’de meydana gelen büyük depremin birinci yıl dönümü olan 8 Ekim’de düzenlenen programda, İHH İnsani Yardım Vakfı’na bölgede yaptığı yardım çalışmalarından dolayı Pakistan Başbakanı Şevket Aziz tarafından bir plaket verildi.
Pakistan ve Keşmir halkının yaşadığı acıları ilk dakikalardan itibaren paylaşan İHH İnsani Yardım Vakfı depremin birinci yıldönümünde de bölgedeki kardeşlerini yalnız bırakmadı. İHH yetkilileri, geçen bir yıllık süreç içerisinde İHH aracılığı ile bölgeye yardım eden STK temsilcileri ve Adıyaman Milletvekili Faruk Unsal, depremin yıldönümü dolayısıyla Pakistan ve Keşmir’e gitti. Heyet önce İslamabat Belediyesi’nin anma programına katıldı.
|
YENİ ASYA
13.10.2006
|
|
|
Kur’ân-ı Kerim Fuarı’na büyük ilgi |
Kırgızistan’ın başşehri Bişkek’te açılan Kur’an-ı Kerim fuarına gençler büyük ilgi gösteriyor.
Millî Kütüphane salonundaki fuarda el sanatları ile işlenmiş mushaflar dikkatle incelenirken, ziyaretçiler de söylenen ilâhileri ilgiyle dinliyor. Fuar organizatörlerinden Rasul Davlet, amaçlarının Müslüman Kırgız halkının Kur’ân-ı Kerim’le tanıştırarak kutsal kitaba ilgiyi arttırmak olduğunu ifade etti. Bu yıl üçüncüsü açılan Kur’ân’ı Kerim tanıtma fuarı 15 Ekim’e kadar açık kalacak.
|
/ BİŞKEK
13.10.2006
|
|
|
Tokyo’da iftar |
Japon Prensi Takeda, Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen ile birlikte bir Türk şirketinin verdiği iftar yemeğine katıldı.
Tokyo Imperial Otelde verilen iftar yemeği, Tokyo Camii İmamı Ensari Yücetürk ile Japon Din Konseyi Başkanı Shishina’nın barış duâları ile başladı. Yemeğe çok sayıda Japon davetli ile Tokyo Moda fuarı sebebiyle gelen Türk tekstil ve konfeksiyon ihracatçıları katıldı. Devlet Bakanı Tüzmen, yemekte yaptığı kısa konuşmada, 2010 yılının Türkiye’de Japonya yılı olacağını bildirirken, ‘’2010’a kadar Türkiye ile Japonya arasındaki ticaret hacmini en az 3-4 kat artırmayı hedefliyoruz. diye konuştu.
|
/ TOKYO
13.10.2006
|
|
|
|