Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 25 Eylül 2006

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Dünya

 

Filistin, millî hükümetle iç savaş çıkmazında

Filistin’de, kurulacak ulusal birlik hükümetinin İsrail’i tanıması konusunun gündeme gelmesiyle gerginlik yeniden tırmanmaya başladı. Hamas ve El Fetih örgütünün silâhlı militanları arasında sokak çatışmaları yaygınlaşırken, Gazze Şeridi’nde iç savaş endişesi, yeniden en yüksek ağızlardan dillendirilmeye başlandı. İktidardaki Hamas’ın Dışişleri Bakanı Mahmud Zahar, İsrail’in tanınması konusunun, iç savaşı körükleyeceğini söylerken, Filistin Halk Kurtuluş Cephesi’nden Cemil El Mecdelavi, Filistinlilerin büyük siyasî krizle karşı karşıya olduğunu vurguladı.

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas’ın, Başbakan İsmail Haniye ile El Fetih ve Hamas’ın da içinde bulunacağı yeni koalisyon için anlaşmaya varmasından sonra gittiği New York’ta yaptığı, “Yeni hükümetin İsrail’i tanıyacağı” açıklamaları, Hamas hükümetinin kuruluşuyla birlikte ekonomik kriz içindeki Filistin’de, taraflar arasındaki görüş ayrılıklarını iyice su yüzüne çıkardı.

Zahar, Gazze’de basın mensuplarına yaptığı açıklamada, kurulacak hükümetin İsrail’i tanımayacağını belirtirken, Hamas’ın, İsrail’i tanıyacak hiçbir hükümetin parçası olmayacağını vurguladı. Zahar, bu konunun ülkede iç savaş çıkarmak isteyenlerin etkin bir yöntemi olduğunu da belirtti.

Koalisyonda yer alacağını açıklayan Filistin Halk Kurtuluş Cephesi milletvekillerinden El Mecdelavi de yerel bir radyoya yaptığı açıklamada, Filistinlilerin ciddi iç siyasi krizlerle karşı karşıya olduğunu kaydederken, Filistinli tüm gruplara, yapılan ulusal diyalog anlaşmasına uyma çağrısında bulundu. Filistin lideri Mahmud Abbas da Kahire’de yaptığı açıklamada, ulusal birlik hükümeti kurma çalışmalarının, Hamas’ın yaptığı açıklamalarla sıfır noktasına döndüğünü söyledi. Abbas’ın, bugün ya da Salı günü Gazze Şeridi’ne gelerek, Hamaslı yetkililerle bir araya gelmesi bekleniyor.

Hamaslı Fetihçi çatışması

Son haftalarda Hamas ve El Fetih yanlıları, maaşların verilmesi ya da hükümete destek amacıyla her gün sokaklara dökülürken, sokak aralarında da gerginlik karşılıklı şiddete dönüşüyor. Ramazan’ın ilk sahuru öncesi saatlerde, Hamaslı militanlar Cebaliye Mülteci Kampı’nda, Kemal Advan Hastanesi yakınında El Fetih’in silâhlı kanadı El Aksa Şehitleri Tugaylarının 4 militanını kaçırdı. Ancak olayın duyulmasıyla yüzlerce El Aksa Şehitleri Tugayları militanının bölgeye gitmesi üzerine, Hamaslılar, ellerinde kaçırdıkları militanlarla hastaneye saklandı. Hastane, El Fetihlilerce kuşatıldı, rehinelerin verilmesi istendi.

Hamaslıların bu çağrılara uymaması üzerine, hoparlörlerle hastahanede bulunan hastaların, refakatçilerin ve çalışanların hastaneyi boşaltmaları, hastaneye baskın düzenleneceği duyuruldu. Bunun üzerine Hamaslılar, ellerindeki 4 El Fetihliyi serbest bırakırken, hastahanedeki Hamaslılara destek için gelen militanlarla El Fetihliler arasında yaklaşık 4 saat süren çatışmalar oldu. Çatışmalarda 4 Hamaslı yaralandı. Gazze Şeridi’nde yaşayan Filistinliler, silahlı militanlar arasındaki çatışmalardan rahatsızlıklarını dile getirirken, bölgede durumun çok gergin olduğunu belirtiyorlar. Yerel kaynaklardan alınan bilgiye göre, Gazze Şeridi, mahalleler halinde militanlarca bölünmüş durumda. Geceleri Hamas’ın silahlı kanadı İzzeddin El Kassam Tugayları, El Fetih’in El Aksa Şehitleri Tugayları militanları, kendi mahallelerinde, herhangi bir saldırı ihtimaline karşı sabahlara kadar silahlarıyla nöbet tutuyor.

El Fetih taraftarları, geçen günlerde, Filistin İstihbaratı’nın Uluslararası Koordinasyon Sorumlusu Ced Tayeh ve beraberindeki 4 kişinin, İsmail Haniye’nin Şati Kampındaki evinin yakınlarında uğradığı suikastta ölümünden Hamaslıları sorumlu tutuyor. El Fetih’in sözcülerinden Mahir Mikdat, olayların tırmanması üzerine Gazze’de yaptığı açıklamada, militanlarına bir zarar gelmesi halinde, bunun kendilerini nereye götürürse götürsün, misilleme yapacakları uyarısında bulundu.

Erekat, Abbas’ın Hamas’a, bir birlik hükümeti kurmak istiyorlarsa uluslar arası talepleri yerine getirmeleri gerektiğini ve bunun birlik hükümeti için tek yol olduğunu anlatacağını kaydetti. Abbas, dün Mısır Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek ile görüşmesinde, El Fetih ile Hamas arasındaki ulusal birlik hükümeti kurma çalışmalarının sıfır noktasına döndüğünü söylemişti.

Hamas, Birleşmiş Milletler ile ABD, Rusya ve AB’nin oluşturduğu Orta Doğu barış dörtlüsünün “İsrail’i tanıması, şiddeti bırakması ve daha önce İsrail ile varılan anlaşmaları kabul etmesi” taleplerini reddediyor.

/ KUDÜS

25.09.2006


 

Beşşar Esad: Umudumu yitirirsem savaş çıkar

Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad, Hizbullah’ın bir direniş hareketi olduğunu ve silâhlanma hakkı bulunduğunu söyledi.

Esad, Alman ‘’Der Spiegel’’ dergisine verdiği demeçte, Almanya’nın Hizbullah örgütüne silâh sevkıyatını önleme görevini üstlendiğinin belirtilmesi üzerine, ‘’Tarih bize, halkın desteğine sahip olduğu sürece hiçbir direniş hareketinin silahlanmasının önlenemeyeceğini göstermiştir’’ dedi. Arap ülkelerinde halkın çoğunun İsrail’e karşı mücadeleyi meşrû gördüğünü ve Hizbullah’ı desteklediğini, bu sebeple Avrupalıların sorunun köklerine inmeleri gerektiğini ifade eden Esad, ‘’Suriye Hizbullah’ı ne şekilde destekliyor, silâhlarla mı?’’ sorusuna karşılık şunları söyledi: ‘’Hizbullah’ın bir direniş hareketi olarak silâhlanmaya hakkı vardır ve yeteri kadar da silâha sahiptir. Biz bu tür silâh sevkıyatlarıyla İsrail’in hedefi haline gelmek istemiyoruz. Biz Hizbullah’ı, Lübnan’ın imarına katkı sağlayarak ya da gençlere üniversitelerimizin kapılarını açarak destekliyoruz.’’ İsrail’in düşmanları olduğunu, ancak kendisinin bu ülkeyle barış istediğini ve ‘’haritadan silinmesini istemediğini’’ kaydeden Esad, bu konuda İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad ile farklı görüşlere sahip olup olmadığı sorusu üzerine, ‘’Bu konuyu kendisiyle hiç konuşmadım. Ancak günün birinde benim barış umudum da kaybolabilir. Ümit kaybolduğu takdirde belki savaş gerçekten de tek çözüm’’ şeklinde konuştu. Esad, ABD’yi de Orta Doğu’da yanlış politikalar izlemekle eleştirerek, bölgedeki insanların bazılarının hem bilgisizlikten, hem de siyasi durumdan kaynaklanan hoşnutsuzluklardan dolayı terörizmi tek çare olarak gördüklerini, Amerika’nın da yanlış politikalarla bu tür düşünceleri teşvik ettiğini savundu.

ABD’nin diğer ülkelerin ne gibi çıkarları olduğunu dinlemesi gerektiğini ifade eden Esad, 11 Eylül saldırılarından sonra ABD Başkanı George W. Bush’a bir mektup yazarak güvenlik konularında işbirliği teklifinde bulunduğunu, bunun bir süre çok iyi bir şekilde işlediğini, ancak Amerika’nın Irak savaşını başlatması ve “bir dizi hata” yapmasından sonra bu işbirliğinin sona erdiğini söyledi.

Esad ayrıca, eski Lübnan Başbakanı Refik El Hariri’nin öldürülmesi olayında da ülkesinin suçlandığını, ancak bu konuda hiçbir delil bulunmadığını belirterek, bu suikastın, Şam’daki ABD Büyükelçiliği’ne karşı girişilen saldırı gibi bir terör olayı olduğunu kaydetti.

/ BERLİN

25.09.2006


 

Irak’ın işgali terörü azdırdı

ABD’de yayımlanan New York Times gazetesi, Irak savaşının başından bu yana uluslararası terörizmle ilgili ilk Amerikan istihbarat değerlendirmesinde, Irak savaşının terörizmi körüklediği ve “yeni bir İslâmcı radikaller kuşağı” doğurduğu bilgisinin yer aldığını yazdı.

Gazete, adı açıklanmayan bir yetkiliye dayandırdığı haberinde, “Ulusal İstihbarat Değerlendirmesi” raporunun nisan ayında tamamlandığını ve raporda “İslâmî radikalizmin dünya çapında hızla arttığı, Irak savaşının cihad ideolojisinin yayılmasında bir neden olduğu” görüşünün yer aldığı kaydedildi. Raporda, örgütlerin, El Kaide liderliğinden esinlenen, ancak Usame bin Ladin ya da yardımcılarıyla doğrudan bağlantısı olmayan yeni bir “kendi kendini yenileyen ademi merkeziyetçi hücre” yapısını içerdiği bilgisi bulunduğunu belirtti.

Raporda, “cihad ideolojisinin” yayılmasında internetin nasıl kullanıldığı, sanal alemin teröristler için nasıl bir cennete döndüğü gibi unsurların da yer aldığı kaydedildi. Değerlendirme sonuçlarının bir kısmının, Ulusal İstihbarat Konseyi’nin Ocak 2003 yılında yayımlanan raporundaki “Irak’ta olası bir savaşın dünya çapında siyasal İslâma desteği artırabileceği” öngörülerini doğruladığına dikkat çekildi.

New York Times’ın, hükümet içinde ve dışında bir grup yetkilinin bilgisi olduğunu belirttiği “Ulusal İstihbarat Değerlendirmesi” raporu, Mart 2003’te başlayan Irak savaşının ardından Amerikan istihbarat birimlerinin küresel terörizme ilişkin ilk resmi tahminlerini oluşturuyor ve 16 Amerikan casus biriminin ortak görüşünü temsil ediyor.

/ NEW YORK

25.09.2006


 

1920 Devrimcileri lideri de yakalandı

Iraklı askerlerin, ülkedeki birçok saldırı ve kaçırma eyleminin sorumluluğunu üstelenen “1920 Devrim Tugayları” örgütünün liderini yakaladığı belirtildi.

Irak devlet televizyonu Irakiye’nin haberine göre, mezhep çatışmasına karışmayan ve milliyetçi yapısıyla bilinen örgütün lideri ile 7 militanı, Bakuba yakınlarındaki Harnabat’ta Irak askerleri tarafından yakalandı.

1920 Devrim Tugayları örgütünün adı, 1. Dünya Savaşından sonra Irak’ta İngilizlere karşı 1920’de başlatılan ayaklanmaya atıfta bulunuyor. İslâmî Tepki adında askeri kanadı bulunan örgüt, başta Irak Ulusal İslami Direnişi olarak da biliniyordu. Önceki gün de Ensar üs sünne liderinin yakalandığı duyurulmuştu. Ancak, Irak’taki El Kaide bağlantılı Ensar El Sünnet örgütü, Irak güvenlik güçlerinin liderlerini yakaladığı haberini yalanladı.

Örgütün bir internet sitesine gönderdiği açıklamada, güvenlik güçlerinin örgütün liderini ve iki yardımcısını yakaladığı haberinin doğru olmadığı, bu haberin “Irak hükümetinin zayıflığını ve iflasını ispatladığı’’ öne sürüldü. Irak devlet televizyonu, Ensar El Sünnet örgütü lideri Muntasir El Ciburi ve iki yardımcısının Bağdat’ın kuzeyinde yakalandıklarını haber vermişti.

/ BAĞDAT

25.09.2006


 

Önce hakaret, sonra özür

Venezuela Dışişleri Bakanı Nicolas Maduro, BM Genel Kurul toplantıları için geldiği ABD’den ayrılırken, New York John F. Kennedy Havalimanı’nda kısa süreli gözaltına alındı.

Devlet Başkanı Hugo Chavez, televizyonda yaptığı açıklamada, Maduro’nun 1 saatten fazla gözaltında tutulduğunu söyledi. Chavez, gözaltının, Venezuela’da 4 Şubat 1992’de, dönemin devlet başkanı Carlos Andres Perez’e karşı kendisinin liderliğinde düzenlenen başarısız darbe girişimiyle ilgili olduğunu söyledi. Chavez, Amerikalıların Maduro hakkında, “4 Şubattaki terörist eylemlere katılmak’’ suçlamasında bulunduklarını belirtti. Chavez, Maduro’nun 1992’deki darbe girişiminde yer almadığını kaydetti.

ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Tom Casey, yaptığı açıklamada, ‘’ABD hükümeti, John F. Kennedy Havalimanı’nda meydana gelen bu üzücü olaydan ötürü Dışişleri Bakanı Maduro’dan ve Venezuela Hükümetinden özür diledi’’ dedi.

BM toplantılarında Chavez başkanlığındaki heyette bulunan bakan Maduro, Chavez’in ülkesine dönmesinden sonra iki gün daha ABD’de kalarak, Venezuela’nın BM Güvenlik Konseyi üyeliği için kulis yaptı.

/ CARACAS

25.09.2006


 

Savaşa öfke

İngiltere’nin Manchester kentinde binlerce kişi, Afganistan ve Irak’taki savaşları protesto yürüyüşü düzenledi.

İşçi Partisi kurultayı öncesinde kent merkezindeki Albert Meydanında düzenlenen eyleme 30 bin civarında savaş karşıtı katıldı. Eylemciler, “Savaşa Hayır,” “Şiddet Döngüsünü Kırın,” “Bush-Blair, Kan Kardeşler” yazılı pankartlar taşıdı.

25.09.2006


 

ABD’den AB desteği

ABD’nin Avrupa ve Avrasya’dan sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcılığında üst düzey yetkili Matt Bryza, “Türkiye’nin AB’ye üyelik sürecinin devam etmesi gerektiğini’’ söyledi.

Bryza, Atina’da yayımlanan Elefterotipia gazetesindeki demecinde, Türkiye’nin AB üyeliği ile Kıbrıs konusuna değindi. AB ile Türkiye arasındaki gümrük birliği ek protokolünün uygulanmasıyla ilgili anlaşmazlığın “yapıcı yaklaşımlarla aşılabilecek bir sorun olduğunu” ifade eden Bryza, “Böyle bir yaklaşımın her iki tarafta da mevcut olduğunu” söyledi.

Bryza, “Bölgedeki temaslarım sırasında bu konuda hem Ankara’da ve hem de Kıbrıs (Rum) ile AB ülkeleri başşehirlerinde çok olumlu atmosfer bulunduğunu tesbit ettim. Bu konuda Türkiye ile AB arasında bir uzlaşmaya varılacağına inanıyorum. Türkiye’nin üyelik treninin raydan çıkmasını kimse arzu etmiyor” dedi.

ABD hükümetinin bu konunun çözümü çerçevesinde “Türkiye’nin limanlarını belli bir zaman içinde açması gerektiğine inanmakla birlikte, taraflar arasında kabul gören ve Türkiye’nin AB’ye karşı olan yükümlülüklerini yerine getirmesine yardımcı olabilecek her türlü görüşü de desteklediğini” belirten Bryza, “Bu konuda ilke olarak, Kıbrıslı Türklere uygulanan ekonomik izolasyonun hafifletilmesi amacıyla, ticari konulardaki kısıtlamaların kaldırılmasına yönelik çabaları destekliyoruz. Bu görüş AB tarafından da benimsenmektedir” diye konuştu.

Bryza, Washington’un, Kıbrıs sorununun çözümü konusunda BM ile AB’nin çabalarını desteklediğini, ancak ortada bununla ilgili herhangi bir “Amerikan planı” bulunmadığını söyledi. Kıbrıs’ta teknik komitelerin hâlâ bir araya gelememesinin “sorun” oluşturduğunu da söyleyen Bryza, “Bu heyetler bir an önce oluşturularak çalışmalara başlamalıdır. Ayrıca, iki toplumun liderleri kısa zamanda bir araya gelmeliler” diye konuştu.

/ ATİNA

25.09.2006

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler

 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004