Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 12 Eylül 2006

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Dünya

 

11 Eylül'ün acı bilançosu

11 Eylül saldırılarının 5. yıldönümünde “terörle savaş”ın geldiği noktayı değerlendiren İngiliz Independent gazetesi, saldırılar ve sonrasıyla ilgili bazı rakamlara yer verdi. Rakamların bazıları şöyle: “Eylemciler hariç saldırılarda ölenler 2973. Saldırılar sonrası Afganistan ve Irak’ta ölen Amerikalıların sayısı 2927. 11 Eylül 2001 sonrası ‘terörle savaş’ sonucu öldükleri sanılan sivillerin sayısı 72 bin.”

LONDRA - İngiltere’de yayınlanan The Independent gazetesi, 11 Eylül’den sonra başlatılan terörle mücadale kampanyasının bilançosunun 180 bin ölüye ulaştığını yazdı. Gazeteye göre bu meş’um savaşın görünmeyen bilânçosunu oluşturan yerinden sürülenler ise 4.5 milyon seviyesinde. Mali bilânçosu ise yeryüzündeki bütün fakir ülkelerin borçlarına eşit hatta daha fazla. Buna göre, terörle mücadeleye harcanan para onun kaynağını teşkil eden fakirlikle mücadeleye ayrılysaydı bugün dünyada fakir kalmamış olacaktı.

11 Eylül’ün acı mirası” başlığıyla Independent ilk sayfasında, saldırılar ve sonrasıyla ilgili bazı rakamlara yer verdi. Rakamların bazıları şöyle, “Eylemciler hariç saldırılarda ölenler: 2973. Saldırılar sonrası Afganistan ve Irak’ta ölen Amerikalılar’ın sayısı: 2927. 11 Eylül 2001 sonrası “terörle savaş” sonucu öldükleri sanılan sivillerin sayısı: 72 bin.” Independent yazarı Andreas Whittam Smith’e göre ise 11 Eylül’den 5 yıl sonra bu nafile “terörle savaşın” korkunç çelişkisi açık. Whittam Smith, savaşın ABD ve İngiltere’ye verdiği ahlâkî zararın, teröristlere verilen fiziksel zarardan fazla olduğu kanısında. Smith, “Tüm çatışmalarda siviller de cezalandırılır. Bu kaçınılmazdır. Ancak zarar gören sivillerin oranı daha önce hiç Irak ve Lübnan’daki kadar fazla olmamıştı. Lübnan’daki oranı hatırlayın. Her Hizbullah savaşçısıyla birlikte bin sivil öldü” diye kaydetti.

Daily Telegraph’a yazan Ahmed Rashid de yazısının başlığında, “Gönüller ve akıllar için verilen savaşı kaybetme” ifadelerini kullandı. Rashid yazısında, 11 Eylül saldırıları sonrası küresel düzeyde başlatılan daha önce eşi görülmemiş güvenlik ve istihbarat operasyonlarına dikkat çekti. Rashid, bu operasyonlarla Batılı ülkelerin topraklarında çok sayıda terör saldırısının önlendiğini vurgulayarak, “Ancak Irak’taki savaşla, Amerika ve İngiltere’nin Lübnan’daki savaşa desteği sonrası Müslüman dünyasında Amerikan karşıtlığı daha önce görülmemiş düzeye ulaştı. Bu da, gelecekte istihbarat operasyonlarını sınırlandırabilir. Bazı Amerikalı diplomatlar, Müslüman dünyasında, Amerika’nın imajını tersine çevirmenin bir ya da iki nesil alacağını kabul ediyor” diye belirtti.

Financial Times’ın yorum-analiz köşesinde Stephen Fidler, Usame Bin Ladin’in saldırıları yönlendirme yeteneğini büyük ölçüde kaybettiğini yazdı. Ancak Fidler’a göre gelinen noktada giderek daha fazla genç İslam adına ölmeye hazır. Fidler burada bir noktaya dikkat çekerek, son 2 yılda El Kaide’yle bağlantılı oldukları gerekçesiyle gözaltına alınanların ortalama yaşlarının 22 olduğunu, oysa bu rakamın birkaç yıl önce 26 olduğunu belirtti. Yine yorum-analiz köşesinde ise, yazısının başlığında “Kaygı çıkaran nafile 5 yıl” ifadelerini kullanan Edward Alden, bu beş yılı niçin nafile bulduğunu bazı karşılaştırmalar yaparak açıkladı. Alden, “Pearl Harbour’a yönelik Japon saldırısından 5 yıl sonra Amerika, Asya ve Avrupa’da düşmanlarını hem yenilgiye uğratmış, hem de işgal etmişti. Winston Churchill’in Soğuk Savaş’ın yaklaştığı uyarısında bulunmasından 5 yıl sonra da Amerika NATO ittifakını oluşturmuş ve Sovyetler Birliği’ni sınırlayıp mağlup etmeye yönelik bir strateji oluşturmuştu. Ancak İslamcılar’a yönelik savaşın başlamasından 5 yıl sonra Amerika, Afganistan ve Irak’ta batağa saplandı. Ayrıca Amerika her açıdan, büyüyor görünen bir düşmanla umutsuz bir savaşa girişti” yorumunu yaptı.

“TAHRAN’LA ANLAYIŞ BİRLİĞİ GEREK”

Financial Times’ın, “5 yıl geride kaldı. Amerika, zafer kazanmaktan çok uzakta” başlıklı başyazısında da, bu noktada Amerikan diplomasisinin harekete geçmesinin zamanı geldiği savunuluyor. Gazete, “Amerika, müttefiklerin de tam desteğiyle İran’la, her iki tarafın da güvenlik kaygılarını gideren bir detanta ulaşmanın mümkün olup olmadığını araştırmak için diplomasisini seferber etmelidir. Washington ayrıca Irak’ta istikrara kavuşulması için ve sonuçta Amerikan askerlerinin bu ülkeden çekilmesinin önünün açılması için Tahran ile bir anlayış birliğine varmalıdır. Gücün yanlış kullanımı, Araplar ve Müslümanlar nezdinde, Amerika ve Batı’nın itibarını yerle bir etti. Artık gerekirse caydırıcılık, gerekirse ödülle desteklenen diplomasiye gerçek bir şans vermenin zamanıdır” diye kaydetti.

Guardian yazarı Max Hastings ise Afganistan’daki son gelişmelere değindi. Hastings, NATO’nun Afganistan’daki müdahalesini “felâket” olarak nitelendirdi.

/ LONDRA

12.09.2006


 

Blair'e protesto

Ülkesinde siyasî olarak zor günler geçiren İngiltere Başbakanı Tony Blair, Ortadoğu turu çerçevesinde geldiği Lübnan’da protestolarla karşılandı. Protestocular, “Blair, Lübnan’a hoş gelmedin,’’ “Lübnan halkı adına söylüyoruz: Evlerimizi, mahallelerimizi ve hatıralarımızı yıktığın için teşekkür ederiz’’ yazılı pankartlar taşıdılar.

Lübnan Başbakanı Fuad Sinyora, Blair’i havalimanında karşılarken, göstericiler Blair’i protesto için şehir merkezinde toplanmaya başladı. Protestocular, ‘’Blair, Lübnan’a hoş gelmedin’’, ‘’Lübnan halkı adına söylüyoruz: Evlerimizi, mahallelerimizi ve hatıralarımızı yıktığın için teşekkür ederiz’’ yazılı pankartlar taşıdılar. Bu arada, zırhlı araçların desteğindeki yüzlerce asker ve polis, Beyrut’un merkezindeki ana meydanı kapattı ve göstericilerin meydana girişine engellemek için yollara barikatlar kurdu. Büyük Ayetullah Hüseyin Fadlallah, yaptığı açıklamada, Blair’in ‘’çocuk, kadın ve yaşlıların katili’’ olduğunu belirterek, kendisinin Beyrut’ta ‘’istenmeyen adam’’ ilân edilmesini istemişti.

/ BEYRUT

12.09.2006


 

Blair İran’ı Hitler’e benzetti

İngiltere Başbakanı Tony Blair, İran’ın, nükleer silah üretme niyetinin belirdiği bir dönemde, İsrail’i yok etme tehdidini görmezlikten gelmenin tarihi bir hata olacağını söyledi.

Blair, Haaretz gazetesinin dünkü sayısında yayımlanan röportajında, Batı ülkelerinin, Adolf Hitler’i 1930’lu yıllarda dizginlemekte başarısız olduğunu hatırlatarak, ‘“İran gibi güçlü bir ülkenin devlet başkanının konuştuklarını ciddiye almamak, nükleer silâh üretmeye çalıştığı da göz önüne alınırsa aptallık olur” dedi. Blair, durumu ciddiye almamaları durumunda, gelecekteki tarihçilerin, kendilerini ve yargılarını sorgulayacaklarını kaydetti.

İngiltere, ABD’nin, uranyum zenginleştirme çalışmalarını askıya almaması halinde İran’a BM yaptırımı uygulanmasına yönelik politikasına destek veriyor. İsrail’de temaslarda bulunan Blair’in, Beyrut’a geçerek, Lübnan Başbakanı Fuad Sinyora ve Meclis Başkanı Nebih Berri ile görüşmesi bekleniyor.

/ KUDÜS

12.09.2006


 

Sarkozy’den ABD’ye ilân-ı aşk

Fransa İçişleri Bakanı Nicolas Sarkozy, Amerikalıları, enerjilerini, Amerikan toplumunun akıcılığını sevdiğini açıkladı.

11 Eylül 2001 saldırılarının yıldönümü dolayısıyla düzenlenecek anma törenlerine katılmak üzere New York’ta bulunan Sarkozy, Amerikalıları ve enerjilerini sevdiğini açıkladığı konuşmasında, bu ülkede her şeyin mümkün olmasını, en aşağıdan en yukarılara tırmanın ya da en yukarıdan aşağıya düşmenin mümkün olduğu bu ülkedeki dinamiği beğeniyle karşıladığını belirtti ve buna, ağır cezalar alan dev Enron şirketi yöneticileri örnek gösterdi.

Büyük toplumsal sorunları olsa da ABD’deki ekonomik gelişmelerden de övgüyle söz eden Sakrozy, 2007’de yapılacak seçimlerde Cumhurbaşkanlığına aday olduğunu açıklamıştı. Muhalifleri tarafından fazla Amerikancı olmakla suçlanan Sarkozy, bu suçlamalara, ‘’Ne yapayım yani, Rus toplumunu mu beğeneyim?’’ diyerek cevap veriyor. Sarkozy, bununla birlikte ABD’ye bu hayranlığının ABD ile aynı çizgide gideceği anlamına gelmediğinin de altını çizerek, ‘’Fransa, ABD’den özerk bir siyaset yürütmeli, müttefik olmak, her şeye iştirak etmek anlamına gelmiyor.

Irak’a müdahale bir hataydı, bu konuda Cumhurbaşkanı Jacques Chirac ile aynı görüşü paylaşıyorum’’ ifadesini kullandı.

/ NEW YORK

12.09.2006


 

Zevahiri: Körfez ve Filistin’i kurtaracağız

El Kaide örgütünün 2 numaralı ismi Eymen El Zevahiri, Körfez ülkeleri ve İsrail’e saldırı tehdidinde bulundu. Zevahiri, El Cezire televizyonunda alıntılar yapılarak yayımlanan video kasetinde, Körfez ülkelerinin ve İsrail’in, örgütün yeni hedef olduğunu belirtti.

Zevahiri, kasetteki konuşmasında şunları söyledi: “Irak’ta ve Afganistan’daki birliklerinizi koruyarak kendinizi zahmete sokmayın. Savunmanızı iki bölgede güçlendirmelisiniz. Birincisi Allah’ın izniyle tahliye edileceğiniz Körfez, diğeri ise İsrail.’’

/ DUBAİ

12.09.2006


 

İsrail yine Filistinli bir çocuk öldürdü

Gazze’de İsrail askerleri ile Filistinliler arasında yaşanan çatışmada, 1 çocuğun vurularak hayatını kaybettiği, 1 kişinin de ağır yaralandığı bildirildi.

Filistin güvenlik güçleri ve hastane kaynaklarından edinilen bilgiye göre, İsrail askerleri ile Filistinliler arasında yaşanan çatışmanın ortasında kalan 14 yaşındaki Cihad Ebu Sneima’nın hayatını kaybettiği, 20 yaşındaki ağabeyinin de ağır yaralandığı öğrenildi.

/ GAZZE

12.09.2006


 

Kongre’ye ilk Müslüman aday

Amerika’da Kasım ayında gerçekleşecek Kongre seçimlerinde Demokratların güçlü olduğu Minnesota’dan katılacak olan Demokrat Keith Ellison, seçilmesi halinde Amerikan Kongresi’ndeki ilk Müslüman vekil olacak.

Ancak Ellison’un, daha önce Minnesota 5. Bölgeden Demokrat Parti aday adaylığını kazanması gerekiyor. Ellison ile birlikte dört aday daha bulunuyor. Ellison, şu ana kadarki kampanya sürecinde ise kendisine yöneltilen “anti-samitist” iddialarından dolayı hep “savunma pozisyonunda” kalmış.

Şu an 43 yaşında olan Keith Ellison, İslamiyeti 19 yaşında Detroit’teki Wayne Devlet Üniversitesi’nde eğitim görürken kabul etmiş. Washington Post’ta kendisi hakkında yer alan makalede Keith için “Günde 5 vakit Mekke’ye dönerek namaz kılıyor, içki içmiyor, domuz eti yemiyor. Camilerde veya Minnepolis’in daha çok Somalili vatandaşlarına hitaben yaptığı konuşmalara ‘Selamun Aleyküm’ diyerek başlıyor.” ifadesi kullanılıyor.

/ WASHİNGTON

12.09.2006


 

Talat, hükümetin istifasını kabul etti

KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, hükümetin istifasını kabul etti. KKTC Başbakanı ve Cumhuriyetçi Türk Partisi-Birleşik Güçler Genel Başkanı Ferdi Sabit Soyer, hükümetin istifasını Cumhurbaşkanı Talat’a sundu.

Talat, kabulde yaptığı açıklamada, ‘’Bu istifayı kabul etmeme gibi bir şansım yok. Olsaydı düşünürdüm’’ dedi. Hükümetin pek çok başarıya imza attığını ifade eden Talat, ‘’Bunu bir bayrak yarışı olarak değerlendirmek gerekir’’ diye konuştu.

/ LEFKOŞA

12.09.2006

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler

 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004