|
|
|
Asker sivil otoritenin emrine girmeli |
Avrupa Komisyonunun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Olli Rehn, bir Avrupa ülkesinde, bir Avrupa Birliği üyesinde olduğu gibi, ordunun sivil demokratik bir denetimin altında olmasının önemli olduğuna işaret ederek, “Türkiye üye olmak istediğine göre, askerî güçler üzerinde tamamen demokratik, sivil bir denetim ve liderliğin mevcut olmasını da sağlaması gerekir” dedi.
Dünya gazetesinin sorularını cevaplandıran Rehn, ifade özgürlüğü alanında, hem olumlu, hem de olumsuz gelişmelerin yaşandığını hatırlatarak, “Hakimler, TCK’nın 301. maddesine dayanarak yargılanan kişileri suçlu bulmasa da, bu maddeyi siyasî bir araç olarak kullanan savcılar olduğunu görüyoruz. Yeni Türk Ceza Kanunundaki 301. maddede değişiklikler yapılmalı” dedi.
|
17.06.2006
|
|
|
Tasarı kanunlaşsın talimatı |
Adalet Alt Komisyonunun TMK ile ilgili görüşünü beklediği Terörle Mücadele Yüksek Kurulu hükümetten “TMK’nın Meclis tatile girmeden yasalaşması ve gerekli çalışmaları yapmak hususunda ilgili kurumlara talimat verilmesini” istedi. Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül Başkanlığında toplanan kurul ayrıca terörle mücadele için her türlü çalışmanın yapılması kararlaştırıldı.
Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül Başkanlığında toplanan Terörle Mücadele Yüksek Kurulu’nda, terörle mücadele için her türlü çalışmanın yapılması kararlaştırıldı. Toplantı sonunda yapılan açıklamaya göre, toplantıda, son üç ay içinde Türkiye’de yaşanan terör olayları ile bunlara ilişkin alınan güvenlik önlemleri ayrıntılı olarak görüşüldü. Terörle mücadelenin ekonomik ve sosyal boyutlarına ilişkin çalışma ve uygulamaların da değerlendirildiği toplantıda, mücadelenin tüm yönleriyle içte ve dışta tam bir koordinasyon içerisinde sürdürülmesi kararlılığı vurgulandı. Ayrıca, terör ve bölücülük faaliyetlerine zemin oluşturabilecek ve istismar konusu yapılacak bazı konularda gerekli çalışmaları yapmak hususunda, ilgili kurumlara talimat verilmesi kararlaştırıldı.
“Mini Milli Güvenlik Kurulu” olarak da anılan Terörle Mücadele Yüksek Kurulu’nda MGK Genel Sekreteri, Başbakanlık ve Dışişleri Bakanlığı müsteşarları ile MİT Müsteşarı, Jandarma Genel Komutanı ve Emniyet Genel Müdürü de yer alıyor. Bilindiği gibi milletvekilleri ile bir çok kesimin tepkisine neden olan TMK Tasarısı Adalet Alt Komisyonu’ndaki çalışmasını tamamlayarak Terörle Mücadele Yüksek Kurulu’nun görüşüne sunulmuştu. Alt Komisyondaki çalışmalarla ilgili AKP Kastamonu Milletvekili Hakkı Köylü, “Terörle Mücadele Yüksek Kurulu’nun başında Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül var, onunla birlikte istişare etmemiz gerekiyor. Biz oradan bir şey sormayacağız, ama onların isteyebileceği bilgi olabilir. Kafamızda karışık olan şeyler var” şeklinde konuşmuştu.
|
Kemal BENEK
/ ANKARA
17.06.2006
|
|
|
AB’ye giremezsek önümüz karanlık |
Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan, AB ile ilgili yapılan reformların uygulamasına geçilmesinin zamanının geldiğini söyleyerek, “düzenlemelerin gerçek hayatta uygulanması, bundan sonraki dönemin belki de en kritik unsuru olacaktır” dedi.
Meclis’te yaptığı konuşmada AB ilişkilerinin bundan sonraki dönemde iki önemli hatta yürüyeceğini ifade eden Babacan, şunları söyledi:
“Bunlardan bir tanesi, siyasî reformlardır. Siyasî reformlar, özellikle demokratikleşme, insan hakları, özgürlükler konusunda şimdiye kadar yapmış olduklarımızın bir bakıma derinleştirmesini içeren çalışmalar olacaktır. Aynı zamanda, uygulama, yine siyasî reformlar konusunda çok temel bir unsur olmaya devam edecektir. Siyasî reformlar konusunda pek çok yasal düzenleme yapılmıştır ancak bu düzenlemelerin gerçek hayatta uygulanması, bundan sonraki dönemin belki de en kritik unsuru olacaktır.”
AB müktesebatına uyumun ikinci önemli hat olduğunu belirten Babacan, fiilî müzakerelerle devam edecek çalışmaların yıllarca devam edeceğini hatırlatarak, “Kendi mevzuatımız ile AB arasındaki farkları ortaya koymuş olacağız ve daha sonra da, her bir fasıl için bu farkları nasıl kapatacağımızla ilgili çalışmaların startını vermiş olacağız” diye konuştu.
AB konusunda hiçbir zaman merkezî bir yapılanmayı öngörmediklerini vurgulayan Babacan, “Küçük bir ekibin Brüksel’e gidip, AB müktesebatını anlayıp, gelip kuruluşlarımıza anlatması, tanıtması, empoze etmesi şeklinde bir yapılanmayı kesinlikle tercih etmedik. Ne yaptık? Türkiye’de işin sorumlusu kimse, kimin eli taşın altındaysa, o kişiler bizzat gittiler Brüksel’e” dedi. Babacan, bundan sonraki fasıllarla ilgili yasal düzenlemelerin gündeme geleceğini ve 2006-2007 için gündemin daha da yoğunlaşacağını söyledi.
AB'YE GİREMEZSEK ÖNÜMÜZ KARANLIK
Başmüzakereci Babacan, Kanal 7’de yayınlanan Sözün Özü programında Nazlı Ilıcak’ın sorularını da cevaplandırdı. Ali Babacan, Türkiye’de sivil asker ilişkilerinde de çok önemli mesafeler kaydedildiğini ifade ederek, şunları söyledi:
“Türkiye zor dönemlerden geçti. Her dönemi kendi içinde değerlendirmek lazım. Ama Türkiye artık normal bir ülke haline geliyor. Bazen ülkelerin iç dinamikleriyle köklü değişiklikler yapmaları mümkün olmuyor. Bazen dışsal faktörler önem taşıyabiliyor. Bu süreç bizim için bir manivela. Türkiye gibi zor bir coğrafyadaki ülkenin, AB perspektifini geri çekin, Türkiye’nin bundan 10 yıl sonra nasıl bir ülke olacağının garantisi yok. AB perspektifini kesinlikle kaybetmemiz gerekiyor. AB’de zaten Türkiye’nin bu süreçten kopmasına izin vermez. 17 Aralık, 3 Ekim, 12 Haziran’da yaşanan süreçte Türkiye’nin AB için önemini kavrayan herkes Türkiye’nin büyük destekçisi oldu. Sürecin aksaması Tüm bölgeye derin etkileri olur. İslamiyet- Hıristiyanlık, doğu-batı ilişkileri sekteye uğrar. Dar ve basit konularda AB kilitlenirse, büyük vizyonunu kaybederse zaten kendi kendine yazık eder. Böyle küçük konulara takılıp da, Türkiye’nin üyeliği gibi önemli bir projeyi kaybedebiliyorlarsa, zaten AB’nin geleceğinden şüphe edilmeli, peşine de hiç düşmeyelim bu konunun.”
|
Kemal BENEK
/ ANKARA
17.06.2006
|
|
|
AB, düşünceden eyleme geçecek |
AB Dönem Başkanı Avusturya’nın Başbakanı Wolfgang Schüssel, anayasal reformlar konusunda ‘’düşünme sürecine’’ son verildiğini, somut kararlar hedefleyen ‘’planlama ve öneri sürecinin’’ başlatıldığını açıkladı.
Schüssel, AB zirvesinin ilk gününün sona ermesinin ardından düzenlediği basın toplantısında, AB Konseyinin belirlediği takvime ilişkin bilgiler verdi. Schüssel, 2007 yılında hazırlanacak raporun değerlendirileceğini ve somut kararların en geç 2008 sonuna kadar alınmasının hedeflendiğini, bu süreçte, Berlin Zirvesi’nde devlet ve hükümet başkanlarının bir ‘’siyasi deklarasyon’’ yapacaklarını söyledi. Schüssel, ‘’anayasal reformlar’’ yerine ‘’kurumsal reformlar’’dan söz ettiğine dikkat çekilmesi üzerine, bunda bir çelişki olmadığını, adlandırmanın önem taşımadığını, ‘’anayasanın ana hedefi teşkil etmediğini’’ söyledi.
Wolfgang Schüssel, bir soru üzerine, ‘’AB’nin hazım gücü’’ konusunun zirvenin ilk gününde ele alınmadığını söyledi.
|
/ BRÜKSEL
17.06.2006
|
|
|
Yasaklı ÖSS yarın |
Üniversitelerde okumak isteyen adayların katılacağı Öğrenci Seçme Sınavı (ÖSS), yarın yapılacak. ÖSS, Türkiye’de tüm il ve bazı ilçe merkezleri ile KKTC’nin başkenti Lefkoşa’da toplam 5 bin 23 binada, 78 bin 135 salonda gerçekleştirilecek.
Sınavda, 230 bin 505 kişi görev alacak. Sınava 1 milyon 537 bin 433 aday katılacak. Adayların, sınav günü, en geç saat 08.45’de sınav yerlerinde hazır bulunmaları gerekiyor. Adayların sınava gelirken yanlarında mutlaka sınav giriş ve kimlik belgesi fotoğraflı, resmi onaylı özel bir kimlik belgesi ile bir fotoğraflarını bulundurmaları gerekiyor.
Adayların yanlarında çağrı cihazı, cep telefonu ve benzer haberleşme araçlarıyla, cep bilgisayarı, saat fonksiyonu dışında fonksiyonu bulunan saat, sözlük işlevi olan elektronik aygıt, hesap makinesi bilgisayar özelliği bulunan cihazlarla, silah ve benzeri teçhizatla, müsvedde kağıdı, defter, kitap, sözlük, pergel, açıölçer, cetvel gibi araçlarla sınava gelmeleri yasak. Başları açık olmayan veya kılık kıyafetleri yürürlükteki mevzuata uygun bulunmayan adaylar sınava alınmayacak. ÖSS’de bu yıldan itibaren, adaylar tuvalet izni kullanabilecekler. Soru kitapçıkları kopyanın önlenmesi amacıyla 10 tür basıldı.
|
/ ANKARA
17.06.2006
|
|
|
ÖSYM öğrencileri tedirgin etti |
Yeni Eğitimciler Derneği Genel Başkanı Hasan Tanrıverdi, ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Ünal Yarımağan’ın ÖSS’deki soruların zor olduğu biçimindeki açıklamasına tepki göstererek, “Son derece gereksiz ve öğrencileri tedirgin eden bir açıklama” dedi.
ÖSS sisteminin değiştirilmesi gerektiğini söyleyen Tanrıverdi, “Pazar günü yine ülkemize yakışmayan, çağdaş hiçbir ülkede uygulanmayan üniversite seçme sınavı, 1 milyon 600 bin öğrencinin kaderini etkileyecek. Hele ÖSYM Başkanının yaptığı ‘Bu sene sınav zor olacak’ açıklaması son derece gereksiz bir açıklama olmuştur. Zaten sınav heyecanı ve stresi ile yaşayan gençler bu açıklamadan tedirgin oldular” şeklinde konuştu. Tanrıverdi, “YÖK artık üç saat gibi kısa bir süre içinde insanların geleceğini belirleyen bu çağdışı sınav sistemini kaldırmalı. Modern eğitim sistemleri uygulayan Avrupa’da olduğu gibi, öğrenciler orta ve lise öğretimi sonucu toplam başarı puanıyla istediği üniversiteye girebilmeli. Hem gençler, hem de aileleri bu işkenceden kurtulmalı” dedi.
|
YENİ ASYA
/ ANKARA
17.06.2006
|
|
|
Şiddete prim yok |
Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Başkan Vekili A. Vahap Darendeli, Vatan Gazetesi Yazarı Yavuz Semerci’nin çağrısının televizyon yayınlarının olumsuz etkileri konusunda kamuoyunda başlayan duyarlılığın bir göstergesi olarak kabul edildiğini kaydetti.
Darendeli, çağrıya destek veren Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Koç, Zorlu Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Nazif Zorlu, Eczacıbaşı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı, Sabancı Holding CEO’su Ahmet Dördüncü, Feniş Holding Yönetim Kurulu Başkanı Sedat Aloğlu, Anadolu Endüstri Holding Yönetim Kurulu Başkanı Tuncay Özilhan ile Procter and Gamble (P&G) Holding Türkiye Başkanı Saffet Karpat’a birer teşekkür yazısı gönderdi.
Darendeli, gönderdiği teşekkür yazısında Vatan Gazetesi Yazarı Semerci’nin 1 Haziran 2006 tarihli ‘’Reklam vermeyin, şiddet dizileri bitsin’’ başlıklı yazısıyla yaptığı şiddet içeren dizilere reklâm vermeme çağrısının Üst Kurul tarafından televizyon yayınlarının olumsuz etkileri konusunda kamuoyunda başlayan duyarlılığın bir göstergesi olarak kabul edildiğini belirtti.
Kuruluşların bu çağrıya destek vermesini memnuniyetle karşıladıklarına işaret eden Darendeli, yazısında, ‘’Bu tutumunuz çalışmalarınızda sosyal sorumluluk anlayışını ön planda tuttuğunuzu da bir kez daha kamuoyuna göstermiştir’’ dedi.
RTÜK tarafından yapılan araştırmaların Türkiye’de ortalama televizyon izleme süresinin günde 5 saat olduğunu gösterdiğine işaret eden Darendeli, 7 Haziran 2006 tarihinde sonuçları kamuoyuna açıklanan ‘’İlköğretim Çağındaki Çocukların Televizyon İzleme Alışkanlıkları’’ konulu kamuoyu araştırmasının da, 714 yaşlarındaki çocukların yüzde 74.5’inin televizyonda gördükleri kahramanlara benzemek istediklerini ortaya koyduğunu hatırlattı.
Kamuoyunda bu konuda hassasiyet oluştuğunu, çeşitli toplum kesimlerinin temsilcileri, üniversiteler, eğitimciler ve sivil toplum kuruluşları tarafından televizyondaki şiddet konusunu ele alan yaklaşımların sergilenmeye başlandığını ifade eden Darendeli, yazısında şunları kaydetti:
‘’Çünkü reytingleri yüksek diye bazı programlara göz yumulması hem toplumsal tahribata yol açacak hem de yayıncılığın etkinliğinin ve kalitesinin düşmesine neden olacaktır. RTÜK, medyanın salt eleştirilmesi değil, ama eleştirilerek geliştirilmesi yaklaşımına daima daha olumlu bakmaktadır. Çünkü, reytingleri yüksek diye bazı programlara göz yumulması hem toplumsal tahribata yol açacak hem de yayıncılığın etkinliğinin ve kalitesinin düşmesine neden olacaktır.
Bu bakımdan, Sayın Semerci’nin çağrısını desteklemekle aynı zamanda televizyon yayınlarının kalitesinin ve saygınlığının artırılmasına katkı sağlayacağınız düşünülmektedir. Aksi halde bugün yaşanan süreç devam ederse televizyon yayıncılığı sektörü, 1980 sonrasındaki magazin gazeteleri örneğinde olduğu gibi, reytingi yüksekama etkinliği, güvenilirliği ve saygınlığı olmayan bir sektör haline gelecektir."
|
/ ANKARA
17.06.2006
|
|
|
Müzakereler durursa durur |
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, AB ile müzakerelerde KKTC’deki limanlar ve havaalanlarıyla ilgili, “Asla ne havalimanlarında ne limanlarda izolasyon kalkmadıkça geri adım atmayız. Bunu herkes böyle bilsin. ‘Hayret birşey müzakereler durur...’ Bakın çok açık söylüyorum; durursa durur” dedi.
Erdoğan, İstanbul Sanayi Odası’nın (İSO) Cevahir Kongre Merkezi’ndeki “2. Meslek Komiteleri Ortak Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, AB müzakarelerine değindi. Başbakan, birinci fasılla ilgili müzakere noktasında birçok yorumlar yapıldığını, bunların hoş olmadığını söyledi. Türkiye’nin şu anda bir taraftan tarama sürecini yürütürken, bir taraftan da bilim araştırmada aç-kapayı gerçekleştirdiğine işaret eden Erdoğan, “Sağır duymaz uydurur kabilinden hemen ‘efendim bunlar Kıbrıs’ta limanları verecekler, havaalanlarını açacaklar, şunu yapacaklar, ek protokolü imzalayacaklar’ gibi çirkin muhalefetin içerisine girmek çok yanlış” diye konuştu.
İktidarı tanıyanların çok iyi tanıdığını, tanımayanların ise tanımamakta direndiğini ifade eden Erdoğan, şöyle konuştu:
“Biz AB’nin şu anki 25 üyesine bu noktada şunu çok açık net söyledik: Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne karşı uygulanan izolasyonlar kalkmadığı sürece bizden ne ek protokol konusunda, ne havaalanları, limanlar konusunda birşey beklemeyin. Çünkü biz garantör ülke olarak Kıbrıs’ta yapmamız gerekenleri yaptık. Bizden ne istediniz? Annan Planı’na destek istediniz, bu desteği verdik. Kuzey Kıbrıs, Annan Planı’na ‘evet’ dedi. Peki Güney Kıbrıs ne dedi? ‘Hayır’ dedi. Siz Annan Planı’na hayır diyeni ödüllendirdiniz. Ama evet diyeni cezalandırdınız, cezalandırmaya devam ediyorsunuz. Biz bu adalet anlayışınıza karşıyız dedik. Bunu hepsine tek tek söyledik. Biz bu noktada asla ne havalimanlarında ne limanlarda izolasyonlar kalkmadıkça geri adım atmayız. Bunu herkes böyle bilsin. Ek protokol konusu, aynı şey... ‘Hayret birşey müzakereler durur...’ Bakın çok açık söylüyorum; durursa durur. Çünkü bize karşı olumlu yaklaşana biz de olumlu yaklaşacağız.”
|
/ İSTANBUL
17.06.2006
|
|
|
İyi polis insan haklarına saygılı polistir |
Şükrü Balcı Polis Meslek Yüksekokulundaki eğitimlerini tamamlayan 330 aday polis memuru, törenle diplomalarını aldı. Florya’daki yüksekokul yerleşkesinde düzenlenen törende konuşan Okul Müdür Vekili Yüksel Çarhacıoğlu, yeni mezun polislere de seslenerek şunları söyledi:
‘’Genç meslektaşlarım; disiplinli çalışmalarınız ve yoğun uğraşlarınızın ödülünü aldığınız bu coşkulu gününüzde hepinizi yürekten kutluyorum. Polislik mesleğine ilk adım attığınız şu anda hiçbir zaman unutmayın ki iyi polis, halkın saygınlığını kazanan, görevine bağlı, yasaları eşit biçimde uygulayan, yetkilerini kötüye kullanmayan ve insan haklarına saygılı polistir. Sizlerle gurur duyuyoruz. Geleceğin yükünü omuzlarınızda taşımaktasınız. Mesleki gerekleri yerine getirirken, birazdan edeceğiniz yemini daima hatırlayacağınıza, karşılaşacağınız sorunlar karşısında yılmayacağınıza ve görevinizi en iyi şekilde yerine getireceğinize inanıyoruz.’’
|
/ İSTANBUL
17.06.2006
|
|
|
“Reformları ertelemek krizlere yol açar” |
Türk Sanayici ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Sabancı, günlük çözümlere konsantre olarak reformları ertelemenin, “Türkiye ekonomisini sürekli olarak krizlere açık halde bırakmak anlamına geldiğini” söyledi.
Sabancı, Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED) 10. Girişim ve İş Dünyası Başkanları Konseyi Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, ekonomideki dalgalanmalara teknik müdahale olanaklarının belli ve sınırlı olduğunu belirterek, “Ancak kalıcı çözüm bu teknik müdahalelerde yatmamaktadır. Günlük çözümlere konsantre olarak reformları ertelemek, Türkiye ekonomisini sürekli olarak krizlere açık halde bırakmak anlamına gelmektedir” diye konuştu.
Sabancı, Belli alanlarda hızlı ve kararlı adımlarla yeni politikaların devreye sokulması gerektiğini düşündüklerini dile getirdi.
|
/ TRABZON
17.06.2006
|
|
|
Sağlık Bakanlığından sınav |
Sağlık Bakanlığı ve yetkili sendika Türk Sağlık-Sen arasında yapılan Kurum İdari Kurul Toplantısı’nda görevde yükselme sınavının 2006 yılında yapılması karara bağlandı.
Kararın alınmasının ardından Sağlık Bakanlığı Görevde Yükselme Yönetmelik Taslağı’nı hazırlayarak görüş alınmak üzere Devlet Personel Başkanlığı’na gönderdi. Böylelikle 7 yıldır yapılmayan ve binlerce personelin mağdur edilmesine yol açan sınav belirsizliği sona erdirilmiş oldu.
|
Ahmet TERZİ
/ ANKARA
17.06.2006
|
|
|
Bunun adı savaş suçu |
MAZLUMDER Genel Başkan Yardımcısı Nurullah Sarıhan, İsrail katliamlarını kınayan bir açıklama yaptı. Açıklamasında “İsrail işgal yönetiminin son günlerde Filistin halkına yönelik insanlık dışı saldırılarını yeniden artırması endişe verici boyutlara ulaşmıştır” diye konuşan Sarıhan, işgal yönetiminin Gazze’de sivil halka yönelik saldırılarının açıkça terör olayı olduğunu kaydetti.
BM Genel Sekreteri’nin sadece endişe ve üzüntülerini dile getirmekle yetindiği saldırılar karşısında, hiçbir uluslar arası mekanizmanın caydırıcı rol oynamaması işgalci terörü desteklediğinin altını çizen Sarıhan, konuşmasının devamında “Her defasında demokrasiden dem vuranlar Filistin’de gerçekleştirilen seçimlerin sonuçlarından duydukları rahatsızlığın bedelini bütün Filistin halkına ödettirmeye çalışarak seyirci kaldıkları saldırı ve katliamların ortağı, sorumlusu konumundadırlar. Hamas’ı hükümet yapan iradeyi kabul etmeyenlerin olası bir referandumu gündeme getirmesi tam bir çifte standart ve iki yüzlülüktür. Özellikle o bölgenin tapularını ellerinde bulunduğunu söyleyenlere sesleniyoruz: ‘Bölgede işgalci terörün hedefi olan insanlara sahip çıkın. Unutmayın ki yeterince net tavır koymamanız İsrail yönetimini hukuk dışı uygulamaları konusunda cesaretlendirmektedir’ dedi.
Sarıhan, bu tür saldırıların çözümsüzlüge ortam hazırladığını dile getirerek, “Uluslar arası hukuku hiçe sayan, insan hakları örgütlerinin uyarılarını dikkate almayan İsrail yönetimi açıkça savaş suçu işlemektedir. Sadece Ortadoğu’nun değil, bütün dünya barışını tehdit eden söz konusu saldırgan politikalara bir an önce son verilmeli, Hamas ve El-Fetih ise terör yönetimine karşı birlikte hareket ederek hazırlanan oyuna düşmemeliler” uyarısında bulundu.
SORUMLULARA HATIRLATMA
“Mülteci kampları ve cezaevlerinde insanlık dışı uygulamaları devam ettiren İsrail yönetimi insanlığa karşı işlediği suçlar dolayısıyla mutlaka yargılanmalıdır” diyen Sarıhan, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı, hükümet ve Türkiye-İsrail dostluk grubu üyesi milletvekilleri başta olmak üzere ilgili bütün taraflar yaşanan olaylar dolayısıyla sorumluluk altında olduklarını hatırlattı.
İSRAİL’E SİYAH ÇELENK
Nurullah Sarıhan’ın açıklamasının ardından İnsan Hakları ve Mazlumlar için Dayanışma Derneği (MAZLUMDER) üyesi bir grup, İsrail’in Ankara Büyükelçiliği’ne siyah çelenk bıraktı. MAZLUMDER üyeleri, siyah çelengi İsrail Elçiliği’nin bulunduğu sokağın girişine bırakarak, ayrıldılar.
|
Ahmet TERZİ
/ ANKARA
17.06.2006
|
|
|
Zarfı veren cezasız kalmayacak |
Emniyet Genel Müdürlüğü Sözcüsü İsmail Çalışkan, ‘’Eryaman Operasyonu’’nun ardından gazetecilere operasyonun içeriğiyle ilgili zarf dağıtılması olayını ‘’çok ciddi bir şekilde’’ incelediklerini belirterek, henüz bir tespitte bulunamadıklarını söyledi.
Çalışkan, ‘’Bunu yapan polis olsun ya da olmasın gereken ceza verilecektir’’ dedi.
Çalışkan, haftalık bilgilendirme toplantısında, pazar günü yapılacak Öğrenci Seçme Sınavı (ÖSS) ile ilgili emniyet teşkilatının tüm önlemleri aldığını belirtti. Toplantının ardından gazetecilerin sorularını cevaplayan Çalışkan, bir gazetecinin, Eryaman operasyonuyla ilgili gazetecilere zarf dağıtılması olayıyla ilgili bugün bir gazetede haber yer aldığını belirterek, ‘’Polisin dağıttığı söyleniyor, ne diyorsunuz?’’ sorusu üzerine şunları söyledi:
‘’Bize ulaşan bir tespit yok. Arkadaşlarımız konuyu çok ciddi bir şekilde araştırıyor. Polis olduğuna dair elimizde bir tespit yok. Ancak, bir tespit olursa, polis olsun ya da olmasın söz konusu kişi hakkında gerekli ceza verilecektir. Böyle bir tespit olursa sonuçları kamuoyuyla paylaşılacaktır.’’
Zarf dağıtılması konusunda kendilerine verilen bir görüntü bulunmadığını vurgulayan Çalışkan, bir başka soru üzerine de, ‘’Bildiğimiz kadarıyla askeri makamlar da konuyu inceliyor, soruşturuyor. Gerek görürlerse eğer ellerindeki bulguları bize iletebilirler’’ dedi. Emniyet teşkilatının konunun aydınlanması için yoğun bir çalışma yaptığını tekrarlayan Çalışkan, ‘’Konuyu askeri makamlar da dahil tüm kurumlarla diyalog halinde, her türlü olasılığı değerlendirerek görüşüyoruz’’ diye konuştu.
|
/ ANKARA
17.06.2006
|
|
|
STK’lar: Tasarı darbe girişimi |
Şanlıurfa Ortak Girişimi tarafından yapılan açıklamada, Terörle Mücadele Kanunu (TMK) Tasarısı ve Polis Vazife ve Salahiyetleri Kanunu Taslağı’nın bir “darbe girişimi” olduğu bildirildi.
TMK Tasarısının geri çekilmesine destek istemek için Anadolu Gençlik Derneği, Mazlumder, Memur-Sen, İnsan Hakları Derneği, KESK, TMMOB, DİSK, Genel-İş, ESDER, HUK-DER, BAK BAY. OD. BŞK ve Şanlıurfa Gazeteciler Birliği Derneği’nin de aralarında bulunduğu Şanlıurfa Ortak Girişimi tarafından Karakoyun İş Merkezi önünde bir açıklama yapıldı. Açıklamayı okuyan Mazlumder Şanlıurfa Şube Başkanı Mustafa Arısüt, “Hükümetin terörle mücadeleyi kolaylaştıracağı iddiasıyla gündeme getirdiği TMK Tasarısı, TBMM alt komisyonunda görüşülürken, Şimdi de Polis Teşkilatı Yasası Taslağı çıktı ortaya. Yapılması planlanan değişiklikler Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne uyum çerçevesinde çıkardığı yasalardan geri adım atıyor” dedi.
YUMRUK ATANA SİLÂHLA KARŞILIK
Arısüt, TCK çıkarılırken ‘bu yasayla elimiz kolumuz bağlanıyor’ diye sitemde bulunan Emniyetin, kısmen kısıtlanan yetkilerini Polis Vazife ve Salahiyetleri Kanunu’nda yapılan değişiklikle geri almanın peşinde olduğununu görüldüğünü belirterek, “Adalet Bakanlığı tarafından oluşturulacak bir komisyonca inceledikten sonra TBMM’ne sunulacak olan tasarıda hakim ve savcı kararı olmadan polis üst arayabilecek ve suçun önlenmesi amacıyla kişileri muhafaza altına alabilecek. Polis DNA ve biyometrik bilgiler de dâhil olmak üzere kişisel bilgileri kişilerin rızası olmasa da toplayıp derleyebilecek. Güç kullanımında orantılık aranmayacak ve polis kendisine karşı yumruk kaldırana dahi silah kullanabilecek” diye konuştu.
Arısüt, bu tasarının uygulamaya konulması halinde temel hak ve özgürlüklere doğrudan müdahaleye açık bir alan meydana geleceğini, ayrıca hukuk önünde eşitlik ilkesi ihlal edilerek, suç işleyen güvenlik mensupları kimi yaptırımlardan muaf tutulduğunu ve savunma harcamalarının bile kurum bütçelerinden karşılanacağını söyledi.
Arısüt, “Güvenlik güçlerinin karışmış oldukları çeteleşme ve ülkenin özellikle bölgenin baş belası olan JİTEM’in faaliyetleri görmezden gelinmemeli neden oldukları olayların failleri cezasız kalmamalı. Biz Şanlıurfa Ortak Girişimi olarak TMK ve Polis Vazife ve Salahiyetleri Kanunu’nun bir ‘Darbe Girişimi’ olduğunu düşünüyoruz” dedi.
|
İbrahim DOĞRU
/ ŞANLIURFA
17.06.2006
|
|
|
Cumhurbaşkanını Erdoğan tarif etti |
Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül, cumhurbaşkanlığı seçimlerine ilişkin olarak önceki gün Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın çok güzel bir tarif yaptığını belirterek, ‘’Dolayısıyla bunun ötesinde konuşmanın iyi niyetli olmadığı kanaatindeyim’’ dedi.
Asya’da İşbirliği ve Güven Artırıcı Önlemler Konferansı İkinci Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesinde Türkiye’yi temsil etmek üzere Kazakistan’ın Almatı şehrine hareket eden Gül, Esenboğa Havaalanında gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını cevapladı. Gül, muhalefet partilerinin, cumhurbaşkanı adayını, AKP grubunun seçmemesi gerektiği yönündeki açıklamalarına ilişkin düşüncesinin sorulması üzerine, şöyle konuştu:
‘’Dün (önceki gün) sayın Başbakan’ın nasıl bir cumhurbaşkanı olmalı tarifine bakarsanız gayet güzel bir tariftir. Türkiye’de herkesin uzlaşacağı, Türkiye’de gerginlikleri körüklemeyecek, azaltacak ve Türkiye’ye liderlik yapacak. Sayın Başbakan gayet güzel, herhalde herkesin de üzerinde mutabık kalabileceği bir tarif yapmıştır. Dolayısıyla bunun ötesinde konuşmanın iyi niyetli olmadığı kanaatindeyim. TBMM seçeceğine göre oradaki gruplar karar verecektir bu işe. Buna daha çok var. Bunu bugünden konuşmanın da doğru olmadığı kanaatindeyim.’’
ABD ZİYARETİ KESİNLEŞTİ
Gül, bir soru üzerine, ABD ziyaretinin kesinleştiğini, 5 Temmuzda Washington’da görüşmeler yapacağını söyledi.
Bu ziyaret için 1-2 gün önce Türkiye’den ayrılacağını ifade eden Gül, bu ziyaret vesilesiyle Stratejik Vizyon Belgesi’ni de beraber duyurmayı ümit ettiğini, bu yönde çalışmaların yapıldığını kaydetti. Dışişleri Bakanı Gül, bu çalışmanın aynı zamanda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın ABD’ye öngörülen ziyaretinin de hazırlığı şeklinde düşünülebileceğini belirtti. Bir başka soru üzerine Gül, ABD ile Stratejik Vizyon Belgesi’nin hazırlanmasında herhangi bir sıkıntının söz konusu olmadığını söyledi.
|
/ ANKARA
17.06.2006
|
|
|
Danıştay’a x-ray cihazı alındı |
Danıştaya yapılan silahlı saldırının ardından artırılan güvenlik önlemleri kapsamında, giriş kapısına x-ray cihazı konuldu.
Saldırının ardından, Danıştay giriş kapısı, giriş ve çıkış olarak güvenlik bantlarıyla ayrıldı. Bir güvenlik şirketinden alınan x-ray cihazının giriş kapısına konulmasıyla, Danıştaya gelenler, çanta ve eşyaları x-ray cihazından geçirilerek içeriye alınıyor.
Danıştay giriş kapısında ziyaretçilerin ve avukatların geçmesi için dedektör kapı cihazı bulunuyordu. Girişte görevli polisler, avukatlar ve hakimler dışındaki vatandaşların çantalarını arıyordu.
|
/ ANKARA
17.06.2006
|
|
|
Grizu patlamasında başmühendis tutuklandı |
Balıkesir’in Dursunbey ilçesine bağlı Odaköy’de 1 Haziran akşamı bir kömür ocağında meydana gelen, 17 madencinin hayatını kaybettiği, 7 kişinin de yaralandığı grizu patlamasıyla ilgili başmühendis tutuklandı.
Grizu patlamasıyla ilgili soruşturmayı yürüten Dursunbey Cumhuriyet Savcısı İbrahim Köstekçi, yaptığı açıklamada, Şen Madencilik Sanayici ve Ticaret AŞ’ye ait kömür ocağındaki patlamayla ilgili soruşturmanın en kısa sürede tamamlanacağını bildirdi. Köstekçi, soruşturmada maden ocağının sahipleri ve yöneticilerinin de aralarında bulunduğu 6-7 kişinin kusurlu olup olmadığının araştırıldığını belirtti. Soruşturmada, patlamada yaralananlar arasında bulunan, olayda kusurlu olduğu iddiasıyla önceki gün gözaltına alınan ocağın başmühendisi M.A’nın sevk edildiği nöbetçi mahkemece tutuklandığını anlatan Köstekçi, ‘’raporlar doğrultusunda zanlının kusur durumunun yoğun olduğunu tespit ettik ve tutuklama talebinde bulunduk’’ dedi.
|
/ BURSA
17.06.2006
|
|
|
Ombudsmanlık geliyor |
TBMM Genel Kurulunda, kamuoyunda ‘’ombudsmanlık’’ olarak bilinen Kamu Denetçiliği Kurumu kurulmasını öngören tasarı, kabul edilerek yasalaştı.
Yasaya göre, kurum, idarenin işleyişiyle ilgili şikayetleri, idarenin her türlü eylem, işlem, tutum ve davranışlarını, insan haklarına saygı, hukuka ve hakkaniyete uygunluk yönlerinden inceleyecek, araştıracak ve idareye önerilerde bulunacak. Dilekçe Komisyonu ile İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu üyelerinden bir Karma Komisyon oluşturulacak. Kamu Denetçiliği Kurumu, TBMM Başkanlığına bağlı, kamu tüzel kişiliğine sahip, özel bütçeli ve merkezi Ankara’da bulunacak. Kurum, gerekli gördüğü yerlerde büro açabilecek.
Kuruma, gerçek ve tüzel kişiler dilekçeyle başvurabilecek, illerde valilikler, ilçelerde kaymakamlıklar aracılığıyla da başvuru yapılabilecek.
|
/ ANKARA
17.06.2006
|
|
|
Bursa’ya ikinci üniversite gerekli |
Yıldırım Sanayici ve İşadamları Derneği (YISİAD) Başkanı Kurban Yolcu, Bursa’nın Türkiye’nin önemli bir sanayi ve ticaret merkezi olduğunu belirterek şehre 2. bir üniversite açılması için harekete geçilmesini istedi.
YISİAD’ın haftalık Yönetim Kurulu toplantısında Bursa’ya ikinci üniversite açılması için yapılması gerekenlerin konuşulduğunu söyleyen Kurban Yolcu, toplantı sonrasında YISİAD Yönetim Kurulu adına yazılı bir açıklama yaptı. Yolcu, Türkiye ihracatının yaklaşık yüzde 10’nun Bursa’dan gerçekleştiğini, ekonomik büyüklük ve istihdama sağladığı katkı göz önüne alındığında da ülkenin üçüncü büyük şehri olduğunu söyledi.
Bursa sanayisinin gelişmesi için teknik bir Üniversite ihtiyacının had safhaya çıktığını belirten Yolcu, “Ulusal ve uluslar arası büyüklükte çok sayıda kuruluşa ev sahipliği yapan kentimizde ayrı ayrı fakülteler olması gereken, Çevre, Elektronik, Endüstri, Makine, Mimarlık, Tekstil gibi teknik bölümler Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi’nde bölüm olarak yer alıyor. Oysa bunların ayrı ayrı fakülteler olması durumunda daha büyük bütçeye sahip olacaklar, araştırma geliştirmeye daha iyi kaynak ve zaman ayırabilecekler. YISİAD olarak Uludağ Üniversitesi içinde ayrı ayrı teknik fakülteler kurulması yerine, Bursa’da 2. bir Üniversite kurulmasının bu üniversitenin de Teknik Üniversite olmasının daha doğru bir karar olacağını düşünüyoruz. Bu kadar büyük bir ekonomiye sahip olan Bursa’da 2. hatta 3. üniversite kurulması gereklidir” diye konuştu.
|
Hüseyin HİÇDURMAZ
/ BURSA
17.06.2006
|
|
|
Eğitimciler: Yasaklar kalksın |
Eğitimciler Birliği Sendikası (Eğitim-Bir-Sen) Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, eğitim çalışanlarının büyük çoğunluğunun yasakların kalmasını istediğini kaydetti.
Ahmet Gündoğdu, sendika genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, 2005-2006 eğitim-öğretim yılının sona ermesi vesilesiyle eğitimin ve eğitim çalışanlarının sorunları, beklentileri ve taleplerini ve önerlerini açıkladı. Gündoğdu, 100 bin adet dağıttıkları bir anket formuyla, eğitim çalışanlarına toplu görüşme taleplerinde önceliklerini sorduklarını belirterek, “Eğitim çalışanlarının birinci önceliği, ‘Grevli Toplu Sözleşmeli Sendika’dır. Kamu çalışanlarının büyük çoğunluğunun mutlaka çözümünü istediği bir sorun da özellikle kadınların, kılık kıyafetleri sebebiyle eğitim ve çalışma haklarının keyfi olarak engellenmesinin önüne geçilmesidir” diye konuştu.
Geçtiğimiz eğitim eğitim-öğretim yılının en önemli olaylardan birisinin okullardaki şiddet olduğunu söyledi.
Eğitimcilerin ilk 15 talebi
Yaptıkları anket çalışmalarını anlatan Ahmet Gündoğdu, bu ankette kamu çalışanlarının en çok önemsediği ilk 15 talebini sorduklarını söyledi. Eğitim çalışanlarının tartışmasız birinci önceliğinin, “Grevli Toplu Sözleşmeli Sendika” olduğu söyleyen Gündoğdu, “Kamu çalışanlarının büyük çoğunluğunun mutlaka çözümünü istediği bir sorun da özellikle kadınların, kılık kıyafetleri sebebiyle eğitim ve çalışma haklarının keyfi olarak engellenmesinin önüne geçilmesidir. Bu kanunsuz engelleme, yıllardır yüzbinlerce genç kızımızın eğitim hakkından ve binlerce kadının çalışma hakkından mahrum edilmesine yol açmıştır. Yapılan son araştırmalarda kadınların okulda veya çalışırken başörtülü olmalarının asla bir sorun oluşturmadığını gösterdiğini söyledi.
|
Fatih KARAGÖZ - İbrahim DOĞRU
/ ANKARA
17.06.2006
|
|
|
Türkçe Olimpiyadlarında final bugün |
Türkçe’yi yabancı dil olarak seçen 83 ülkeden 355 öğrencinin katıldığı “4. Uluslararası Türkçe Olimpiyatı” bugün yapılacak final gecesiyle sona eriyor.
Bugün yapılacak final gecesinin, olimpiyat konvoyuyla fuar alanına getirilen olimpiyat meşalesinin TBMM Başkanı Bülent Arınç tarafından yakılmasıyla başlayacağı bildirilen etkinlikte, dereceye girenlere madalya ve para ödülleri verilecek.
|
17.06.2006
|
|
|
Piknikte buluştular |
Yeni Asya gazetesi, Kayseri Temsilciliğinin organize ettiği geleneksel yıl sonu pikniği Kayseri Dadaloğlu kasabası piknik alanında gerçekleşleştirildi.
Pikniğe, üniversite ve lise gençliğinin yanısıra Yeni Asya okuycuları ve ailelerinden oluşan yaklaşık 250 kişi katıldı. Dadaloğlu Blediye Başkanı Mehmet Zobu, piknik alanına gelerek pikniğe katılanlar ile bir müddet sohpet etti. Dadaloğlu kasabası hakkında katılımcılara bilgi verdikten sonra memnuniyetlerini dile getirip piknik alanından ayrıldı. İkindi namazı kılındıktan sonra Sabri Yiğit, Risâle-i Nur Külliyatından bir sohbet yaptı.
|
Halil BULUT
/ KAYSERİ
17.06.2006
|
|
|
Sınava 1 gün kala |
Jinemed Sağlık Merkezleri Beslenme ve Diyet Uzmanı Suzan Elpe, öğrencilere öncelikli olarak mümkün olduğu kadar stresten uzak durmalarını, spor yapmalarını ve uyku düzenine dikkat etmelerini öneriyor.
Sınav öncesi yiyecek listelerini düzene sokmalarını isteyen Elpe, “Yeterli ve dengeli beslenme, bu dönemde stresle baş edebilmenin en önemli etmenlerinden biridir. Sabah mutlaka kahvaltı ederek güne başlamak gerekiyor. Araştırmalar sabahları düzenli olarak kahvaltı edenlerin dikkat düzeylerinin ve dolayısıyla başarı oranlarının da arttığını göstermektedir. İkinci en önemli adım ise öğün atlamadan az ve sık yemek yemektir. Uzun süren açlık dikkat dağınıklığına yol açar. Öğünlerde her besin grubundan yani et, süt, sebze-meyve, tahıl ve yağ grubundan mutlaka bulundurarak sağlıklı beslenme ilkelerine dikkat etmek gerekir” dedi.
Sınavdan bir gün önce de aynı şekilde beslenmek gerektiğini vurgulayan Elpe, dikkat edilmesi gereken en önemli noktanın alışılmadık ve emin olunmayan gıdalardan kaçınmak olduğunun altını çizdi. Elpe, “Herhangi bir nedenle gıda zehirlenmesine maruz kalmak ertesi günkü başarımızı olumsuz yönde etkileyecektir. Evde yemek en uygun seçenektir. Açıkta satılan besinlerden uzak durulmalıdır. Az yağlı ve gaz yapmayan yemekler tercih edilmelidir. Asla çok farklı bir beslenme tarzı uygulamayın. Akşam yemeğini geç saatlere bırakmayın ve ağır yiyeceklerden kaçının. İyi bir uyku için bitki çaylarından yararlanabilirsiniz” açıklamalarında bulundu.
Mutlaka kahvaltı yapın
Kahvaltının önemine değinen Diyet uzmanı Suzan Elpe, “Kahvaltıda alışık olmadığınız şeyler yemeyiniz. Her zaman yedikleriniz yani alışık olduğunuz şeyler çok daha garantilidir. Aşırı tuz ve şekerden kaçınmak gerekir. Bu gıdalar sınav sırasında sıvı ihtiyacınızı arttırırlar. Ayrıca fazla şekerli gıdalar kan şekerinde düşmeye neden olur ve uyku, konsantrasyon bozukluğuna yol açarlar. En iyisi ekmek, peynir, yumurta, domates, salatalık, birkaç zeytin ve sütten oluşan bir kahvaltıdır. İstenirse 1-2 ceviz de ilave edilebilir. Sınav öncesi çay, kahve, kola gibi kafeinli içeceklerden uzak durmayı da unutmayın” dedi.
Sınav sırasında su, taze meyve suyu, süt tercih edilmesi gerektiği kaydeden Elpe, yağlı ve tuzlu besinlerden kesinlikle uzak durulması gerektiğini, ufak bir parça çikolata yenebileceği gibi onun yerine kurutulmuş meyvelerin tercih edilmesi gerektiğini söyledi.
|
/ İSTANBUL
17.06.2006
|
|
|
|