Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 13 Haziran 2006

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Haberler

 

Pazarlıklar son âna kadar sürdü

Türkiye’nin AB ile müzakerelere fiilen başlayacağı hükümetlerarası konferansta pazarlıklar son âna kadar sürdü. Uzlaşma önündeki en büyük engel, Türkiye’nin, Rum kesimine limanlarını açması konusuydu. Rumlar, bu konunun yıl sonundaki AB zirvesine kadar ertelenmesi yönündeki teklifi son dakikada kabul ettiler.

AB Dönem Başkanı Avusturya'nın Dışişleri Bakanı Ursula Plassnik'in, Pazar akşamından itibaren aralıklarla görüştüğü Rum Dışişleri Bakanı Yakovu’yu Türkiye ile müzakerelerin açılması konusunda ikna etme çabalarına sonradan Yunanistan Dışişleri Bakanı Bakoyanni'nin de katıldığı belirtildi.

/ LÜKSEMBURG

13.06.2006


 

SON TEKLİFE “EVET”

AB ile fiilî müzakerelerin başlamasına Rumların çıkardığı engel AB Genel İşler ve Dış İlişkiler Konseyinde aşıldı. Dönem başkanı Avusturya’nın Rum yönetimine sunduğu son öneri kabul edildi. Bunun üzerine AB Genel İşler ve Dış İlişkiler Konseyi toplantısında AB’nin müzakerelere ilişkin ortak tutum belgesine onay verildi. Böylece, Türkiye ile müzakerelerin ilk başlık olan “bilim ve araştırma” faslıyla başlamasının önü açılmış oldu.

AB Genel İşler ve Dış İlişkiler Konseyi toplantısında, AB'nin müzakerelerle ilgili ortak tutum belgesine eklenen bazı ifadelerle fiili müzakerelerin yolu açıldı. Belgede, Gümrük Birliği ve Ek Protokol içinde olmak üzere Ortaklık Anlaşması gereklerinin yerine getirilmesinin önemi vurgulandı. Bu konuda sorumlulukların yerine getirilmemesi halinde bütün müzakere sürecinin etkileneceği kaydedilen belgede, ''AB, bu çerçevede 21 Eylül 2005 tarihinde Kıbrıs ile ilgili yayınladığı deklarasyona atıfta bulunuyor'' denildi.

Belgede, gelişmeler çerçevesinde gerektiği takdirde fiili müzakerelerin başlatılacağı bilim ve araştırma faslına geri dönebileceği belirtiliyor.

Belgenin Türk yetkililerin bilgisine sunulduğu öğrenildi. Böylece, Türkiye ile müzakerelerin ilk başlık olan “bilim ve araştırma” faslıyla başlamasının önü açılmış oldu.

Avusturya, AB’nin müzakerelere ilişkin ortak tutum belgesinde sorun çıkaran Kıbrıslı Rumlara yerel saatle 13’e (TSİ 14.00) kadar süre vermişti.

AB Dönem Başkanı Avusturya’nın Pazar akşamından beri Rumları iknaya çalıştığı, bu çabalara Yunanistan’ın da katıldı, Rumların ise uzun süre direndiği belirtildi.

Medya tarama masasında

Bu arada, Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne (AB) katılım müzakerelerinde 10. başlık olan bilgi toplumu ve medyayla ilgili tanıtıcı tarama toplantısı başladı. AB Komisyonu’nda iki gün sürecek toplantıda elektronik haberleşme, elektronik ticaret, elektronik imza, medyaya yönelik AB programları, televizyon yayıncılığı, internet hızı ve güvenliği, internet telefonu ve telekomünikasyon sektöründe rekabet gibi konularda topluluk müktesebatı anlatılacak. Aynı başlıkta Türkiye’deki ilgili yasal düzenlemelerin ve müktesebata uyumun ele alınacağı ayrıntılı tarama toplantısı 13-14 Temmuzda yapılacak.

AB Komisyonu, bilgi toplumu ve medya konusunda son yıllarda yaptığı reformlarla Türkiye’nin müktesebata önemli ölçüde uyum sağladığını kabul ederken, telekomünikasyon piyasasının daha fazla rekabete açılmasını, telekomünikasyon kurumunun güçlendirilmesini, farklı dil ve lehçelerdeki televizyon yayınlarının daha özgür olmasını, Avrupa Konseyi’nin Siber Suç Konvansiyonunun imzalanmasını ve elektronik ticaretle ilgili yasal düzenlemeler yapılmasını istiyor.

/ LÜKSEMBURG

13.06.2006


 

Zihniyet değişimi takvimle olmaz

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, AB Komisyonunun hazırladığı takvimin, şu anda aynen çalıştığını ifade ederek, “Bu takvimde herhangi bir aksama yok. Zihniyet değişimi bir takvim ile gerçekleşmez” dedi.

Erdoğan, Hırvatistan’a hareketinden önce bir gazetecinin, AB’nin Genişlemeden Sorumlu Komiseri Olli Rehn’in de reformlarda yavaşlama olduğu şeklinde açıklamasını değerlendirmesini istemesi üzerine şunları kaydetti:

‘’Bu soruya iki yaklaşımla yanıt vereceğim. Bunlardan bir tanesi Sayın Rehn bunları neye dayanarak söylüyor? Bunu anlamakta zorlanıyorum. AB Komisyonu olarak kendilerinin hazırlamış oldukları takvim, şu anda aynen çalışmaktadır. Bu takvimde herhangi bir aksama yok. Bunu takvim noktasında söylüyorlarsa burada ciddi bir yanlış var. Uygulamayla ilgili böyle bir düşünceleri varsa, bu bir zihniyet değişimidir. Bunu baştan bu yana söyledik. Bu zihniyet değişimi bir takvim ile gerçekleşmez. Dünyanın hiçbir ülkesinde böyle bir şey olmadı. AB’nin hangi şu anda üye olmuş ülkesinde, uyum yasaları ile uygulama belirlenen takvim içerisinde olmuş? Mümkün değil. Şu anda uyum yasasıyla ilgili bizim herhangi bir takvimde aksamamız var mı? Yok... Şu anda müzakere süreci öncesi taramayı yapıyoruz, taramayla alâkalı olarak takvimde bir aksama var mı? Yok. Şu anda bir defa tanıtıcı tarama gerçekleşti. 18 tane ayrıntılı tarama gerçekleşti. Bunların hepsi belirlenen takvim ne ise aynen bu şekilde sürüyor. Uygulama denince, uygulamada zaten belirlenmiş bir takvim yok. Bizim öyle verilmiş bir sözümüz de yok. Bu bir zihniyet değişimidir. Tabii ki bu zaman alacaktır. Ama biz samimiyetle bütün gayretimizi ortaya koymak suretiyle bu süreci de işletiyoruz’’

Sürecin tıkanması halinde ne yapılacağı sorusuna da Erdoğan, ‘’Yeni politikalar üretiriz’’ karşılığını verirken, aynı gazetecinin, ‘’AB’den vaz mı geçiyorsunuz?’’ sözleri üzerine de, ‘’Bakın o çok farklı bir şey, bu farklı bir şey. İngiltere’nin AB üyeliğine girişi sürecini inceleme zahmetinde bulunursanız, orada buna benzer olayları çok göreceksiniz’’ dedi.

/ ANKARA

13.06.2006


 

Kaynak’ın iddiası: Bush’la çatışan Soros, Erdoğan’ın yanında

Vatan gazetesine konuşan Mahir Kaynak, iki ABD olduğunu kaydederek, “Birisi Bush’un temsil ettiği Pentagon ABD’si, diğeri de Soros’un temsil ettiği küresel sermaye ABD’si.

Erdoğan ekibi, küresel sermayenin desteğini almış durumda, ama öbür tarafla da çatışma halinde” dedi.

13.06.2006


 

Yetimler coşturdu

İHH İnsanî Yardım Vakfı’nın dâvetlisi olarak Türkiye’de bulunan yetim çocuklar, önceki gün eski adı My Showland olan İstanbul Gösteri Merkezi’nde düzenledikleri programla büyük küçük herkesi duygulandırdılar.

Kimi savaşta, kimi depremde, kimi imkânsızlıklar içinde babasını yitiren on beş ülkenin yetimleri İstanbul’da buluştu. Bosna, Pakistan, Endonezya, Burkina Faso, Etiyopya, Filistin, Irak, Çeçenistan, Sudan, Makedonya gibi ülkelerden gelen yetimleri biraraya getiren 2. Ulusulararası Çocuk Buluşması önceki gün İstanbul Gösteri Merkezi’nde gerçekleşti. Programın açılışında konuşan İHH İnsanî Yardım Vakfı Başkanı Bülent Yıldırım, geçen yıl Türkiye’ye gelen yetim çocuklardan birinin, Türkiye hakkında ‘Türkiye’yi annem gibi buldum’ sözünü hatırlatarak, “Biz herkese anne ve baba şefkatini gösterecek potansiyeli taşıyoruz. Onlar Türkiye’den aldığı şefkati kendi ülkelerine taşıyacaklar. Onun için bu sempozyuma çok önem veriyoruz. Buradan çıkacak sonuçlar dünyadaki yetim çalışmaları için değil, Türkiye için de çok önemli. Yetimlerin velisi Allah’tır. Eğer bir evde yetim gözyaşı varsa o eve rahmet en az iner ya da hiç inmez” dedi.

“Türkiye’yi annem gibi buldum”

Bu programda yetim Peygamberin ümmetini, ümmetin yetimleriyle buluşturduklarını vurgulayan Bülent Yıldırım konuşmasına şöyle devam etti, “Tüm yetimler bizim. Bu nedenle böyle bir program yaptık. Amacımız yetimlere yardımda Türkiye’nin merkez ülke olarak kabul görmesi. Peygamber Efendimizin de üç yetimi büyüten kişi sabaha kadar namaz kılan, oruç tutan kişi gibi sevap alır. Cennette iki parmağın birbirine yakınlığı gibi bana kardeş olur diyor. Bu nedenle Peygamberin kardeşi olmak isteyenler yetimleri düşünmek zorundadır”

Filistinli Hüda da İHH’nin himayesinde

Dünyanın birçok yerinde yetimlerin sayısının artmakta olduğunun da altını çizen Yıldırım, “Doğal afetlerden daha çok emperyalizmin bombaları veya katliâmları bu yetimleri çoğaltmıştır. Biz yetimlerimize sahip çıkmazsak organ mafyaları, diğer art niyetli insanlar, misyonerlik çalışması yapanlar onlara el atacaktır. Herkesi vicdanıyla başbaşa bırakıyoruz” dedi. Konuşmasında, ailesi Gazze’de İsrail askerleri tarafından öldürülen Hüda adlı kızı gözetim altına aldıklarını ve 18 yaşına kadar himaye edeceklerini de belirten Yıldırım, Türkiye’deki bütün sivil toplum kuruluşlarını da yetimler için birlikte çalışmaya dâvet etti.

Yıldırım’ın konuşmasının ardından sırayla sahneye gelen çocuklardan bazıları ülkelerine has danslardan, şiirlerden, ilâhilerden örnekler sundu. Sanatçı Ömer Karaoğlu’nun da bir konser verdiği program, çocukların hep birlikte sahnede yaptıkları duâ ile son buldu.

Naciye KAYNAK / İSTANBUL

13.06.2006


 

Yeni bir yağışlı hava geliyor

Yurdun kuzeybatı kesimlerinin bugünden itibaren yeni bir yağışlı havanın etkisine gireceği bildirildi.

Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğünden yapılan açıklamada, Marmara, Kuzey ve İç Ege, Batı Karadeniz ile akşam saatlerinden sonra İç Anadolu’nun kuzeybatısı ve Göller yöresinde görülecek sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışların, özellikle öğle saatlerinden itibaren Marmara, Kuzey Ege ve Batı Karadeniz’de etkili olmasının beklendiği kaydedildi. Yarın sabah saatlerinde Batı aradeniz’de etkili olmak üzere kuzey bölgelerde, Perşembe günü de kuzeydoğu kesimlerde aralıklarla devam edecek olan sağanak yağışların, Cuma günü yurdu terk etmesi bekleniyor.

Hava sıcaklığı da bugün başlayacak yağışla birlikte kuzeybatı kesimlerde, Çarşamba günü kuzey ve iç bölgelerde azalacak, diğer yerlerde önemli bir değişiklik olmayacak. Perşembe gününden itibaren hava sıcaklığı batı bölgelerden başlayarak tekrar artacak. Batı Karadeniz bölgesi başta olmak üzere, Marmara ve Kuzey Ege’de beklenen etkili sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışların oluşturacağı olumsuz şartlara karşı (su baskını, yıldırım düşmesi ve dolu olayı vb.) ilgililerin ve vatandaşların tedbirli olmaları, analiz ve tahmin merkezinden radar verilerine göre yapılacak anlık meteorolojik uyarıları dikkatle takip etmeleri gerekiyor.

/ ANKARA

13.06.2006


 

ÖNDER gazetecileri dâvâ ediyor

ÖNDER (İmam Hatip Liseleri Mezunları ve Mensupları Derneği), Cumhuriyet gazetesi yazarı Mustafa Balbay ve Hürriyet gazetesi yazarı Tufan Türenç’i Basın Konseyine şikâyet etmeye ve haklarında tazminat dâvâsı açmaya hazırlanıyor.

ÖNDER’den yapılan yazılı açıklamada, 4 Haziran 2006 tarihinde Ankara’da yapılan İkinci İmam Hatipliler Kurultayı ile ilgili eksik ve yanlış bilgilere dayalı yorum yaparak okuyucuları yanlış yönlendirdikleri ve toplumda İmam Hatip camiasına karşı hoşgörüsüzlük oluşturdukları için Balbay ve Türenç için yargı süreci başlatılacağı belirtildi. Açıklamada, Cumhuriyet yazarı Balbay’ın, içinde kan, nefret, ölüm, irtica, mezhep çatışması gibi kelimelerin geçtiği “İmam Hatip Kurultayında İrticanın Adı Kondu!”, Hürriyet yazarı Türenç’in de yanlış bilgiler üzerine kurduğu yorumu ile kurultayı karalayıcı ve “imam hatipten yetişen kafa bu...” gibi ifadelerin geçtiği “İçimizi yakan o fetva” başlıkla yazılara imza attıkları belirtildi. Her iki yazının da, toplumun zihninde İmam Hatiplilere karşı ayrımcılık ve düşmanca hisler oluşturmaya dönük içeriğe sahip olduğu vurgulanan açıklamada, şöyle denildi: “Bu sebeple; İnsan Hakları örgütlerini bu konuda göreve davet ediyoruz. Basın Konseyi’ni göreve davet ediyoruz. Yargıyı göreve davet ediyoruz. Biz ÖNDER olarak her iki yazarla ilgili bu üç süreci de ayrıca başlatıyoruz. Sonraki günlerde, başlatacağımız bu üç süreçle ilgili ayrıca bilgilendirme yapılacaktır.”

YENİ ASYA / İSTANBUL

13.06.2006


 

Zamma ek ders yok

Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), öğretmenlere verilen ek ders ücretlerine zam yapılmasına karşın, maaşla girilen ders saati sayısının artırılmayacağını bildirdi.

MEB’den yapılan yazılı açıklamada, dün bir gazetede, “36 YTL zam verdi, 120 YTL geri alacak’’ başlıklı haber yayınlandığı, haberde ‘’ek ders ücretlerine saat başına 1.5 YTL zam yapan Bakanlığın, maaşla girilen ders saati sayısını 15’den 21’e çıkaracağının’’ iddia edildiği belirtildi. Haberle ilgili olarak açıklama yapılması gereği duyulduğu ifade edilen açıklamada, ‘’Haber tümüyle asparagas, baştan aşağı hayal mahsulü ve yalandır’’ denildi.

/ ANKARA

13.06.2006


 

DİSK’ten hükümete zincirli protesto

Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) Türkiye Temsilciliği önünde toplanan DİSK üyeleri, kendilerini kapıya zincirleyerek, sendikal örgütlenmenin önündeki engellerin kaldırılmasını talep etti.

ILO’nun Oran’daki Türkiye Temsilciliği binası önünde toplanan DİSK üyeleri, ‘’İşten atılmalar sosyal cinayettir’’ ve ‘’Sendikal hakkımız engellenemez’’ yazılı pankartlar açtılar. Hükümet aleyhinde sloganlar atan grup, eyleme alkışlı protestoyla devam etti. DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi, burada yaptığı açıklamada, işten atılmaları protesto etmek, sendika ve temsilcilerinin önündeki engelleri açıklamak için eylem yaptıklarını söyledi. ILO’nun yıllık konferansının Cenevre’de yapıldığını hatırlatan Çelebi, 16 Haziranda sona erecek konferansa bu yıl katılmadıklarını kaydetti. Çelebi, ‘’hedeflerinin ILO olmadığını, ILO kararlarını uygulamayan, bilerek yok sayan, önceki hükümetler gibi bu konuda verdiği sözleri tutmayan AKP iktidarı olduğunu’’ ifade etti. Açıklamanın ardından Süleyman Çelebi ve beraberindeki heyet, yetkililerle görüşmek üzere ILO Türkiye Temsilciliğine girerken, dışarıda bekleyen DİSK üyeleri de oturma eylemi başlattı. Eylemcilerden bazıları da kendilerini temsilciliğin demir kapısına el bileklerinden zincirledi. Öte yandan çevik kuvvet ekipleri, ILO’nun Türkiye Temsilciliği önünde geniş güvenlik önlemleri aldı.

/ ANKARA

13.06.2006


 

Meclis 30 Haziran’da tatile giriyor

AKP Grup Başkanvekili İrfan Gündüz, Meclis çalışmalarının 30 Haziranda sonuçlandırılmasının öngörüldüğünü bildirerek, ‘’Meclis çalışmalarında finişe girmiş bulunuyoruz’’ dedi.

Gündüz, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında, Genel Kurulun gündemine ilişkin bilgi verdi. Gündüz’ün verdiği bilgiye göre, Genel Kurulda bu hafta ‘’9. AB Uyum Paketi’’nin görüşülmesi planlanıyor. Gazetecilerin soruları üzerine Gündüz, 9. Beş yıllık Kalkınma Planı’nın gelecek hafta TBMM’ye gelmesini beklediklerini ifade ederek, ‘’Gündemdeki konuları bitiremezsek Meclis çalışmaları Temmuz ayına da sarkabilir’’ diye konuştu. Memurların disiplin affıyla ilgili kanun tasarısının ne zaman görüşüleceğinin sorulması üzerine Gündüz, ‘’Genel Kurul gündemine geldi ama her defasında muhalefetin grup önerisi yüzünden 2 saat kaybedildi ve görüşülemedi. Muhalefetle de anlaşarak nitelikli çoğunlukla bu tasarıyı çıkarmak istiyoruz’’ dedi. Gündüz, 9. Uyum Paketinde de muhalefetle uzlaşacaklarını umduğunu söyledi. Gündüz, gazetecilerin, ‘’Meclisin gündemindeki konuların 30 Hazirana kadar görüşülüp tamamlanmasının zor olduğunu’’ hatırlatması üzerine de ‘’Finişe girmiş bulunuyoruz. Atletler gibi milletvekillerinin de nefesini iyi kullanması lazım. 30 Hazirana kadar bitiririz. Belki haftaya, çalışmalara Pazartesi gününden başlarız. Olmazsa Temmuz ayına uzar zaten...’’ diye konuştu. denildi.

/ ANKARA

13.06.2006


 

CHP’li Değer: Türkiye’de metrekareye 1 çete düşüyor

TBMM İnsan Hakları Komisyonu Başkanvekili CHP Diyarbakır Milletvekili Mesut Değer, Türkiye’de son aylarda yapılan çete baskınlarına ilişkin olarak, “Türkiye’de metrekareye nerdeyse bir çete düşmeye başladı” dedi.

Van 3. Ağır Ceza mahkemesi’nde bugün yapılacak olan Şemdinli davası karar duruşmasına katılmak için Van’a gelen CHP’li Değer, partisinin il başkanlığında basına açıklamalarda bulundu. Değer, Şemdinli davasının bittiğini iddia ederek, “Biz bunu Ocak ayında söylemiştik. Bizim geçmiş aylarda söylediklerimiz ortaya çıktı. Bize göre bu dava bitmiştir” dedi. Şemdinli ile başlayan bu süreçte AKP’nin çıkan çete olaylarında hep sonuna kadar gidileceğini söylemlerini ortaya attığını aktaran Değer, “‘Meydana gelen olaylarda derin devlet bağlantıları varsa, ucu nereye gidiyorsa, olayla ilgili adı, makamı, vasfı ne olursa olsun, ucu nereye dayanırsa dayansın biz bu işin üzerine gideceğiz’ dediler. Biz bu işin üstesinde geliriz diyerek kararlı açıklama yaptılar. Bakın gelinin süreçte ne oldu. Türkiye’de metrekareye çeteler oluşmaya başladı. Atabeyler, eryaman, Sauna ve Alibor çetesi. Her bir metre karede çeteler oluşmaya başladı. Her çetenin ortaya çıkmasından sonra verilen kararlı mesajlara rağmen sonuç bir şey yok. Yarın ki Şemindi davası öyle olacak.” şeklinde konuştu.

/ VAN

13.06.2006


 

Hastaneler depreme karşı güçlendiriliyor

Sağlık Bakanı Recep Akdağ, bugüne kadar 200 hastanenin ‘’Deprem Güvenlik Tahkiki ve Deprem Güçlendirme’’ projelerinin hazırlandığını bildirdi.

Akdağ, DYP Hatay Milletvekili Mehmet Eraslan’ın konuya ilişkin soru önergesinde verdiği yazılı cevapta, Bakanlığa bağlı merkez ve taşra teşkilâtında, toplam 783 hastane olduğunu belirtti. Sağlık Bakanlığı olarak 2002 yılında ‘’Depreme Karşı Güçlendirme Projesi’’ başlatıldığını ve bu amaçla Türkiye genelindeki tüm hastahane binalarının, güçlendirme projelerinin hazırlanması için bütçe imkânları dahilinde bir planlamaya tabi tutulduğunu kaydeden Akdağ, şöyle devam etti:

‘’Bu kapsamda bugüne kadar 200 hastanehamizin ‘Deprem Güvenlik Tahkiki ve Deprem Güçlendirme’ projeleri hazırlatılmıştır. Sağlık Bakanlığına bağlı hastane binaları için 2004 yılında, 23 ildeki 73 hastahaneye 7 milyon 625 bin 564 YTL, 2005 yılında 15 ildeki 16 hastaneye 3 milyon 920 bin 424 YTL, 2006 yılında ise 9 ildeki 9 hastahaneye 3 milyon 896 bin YTL ödenek gönderilmiştir. Ayrıca deprem güçlendirme projeleri hazırlanacak yeni hastahanelerimiz için 2006 yılında, genel bütçeden 11 milyon 247 bin YTL ödenek ayrılmış olup, ihtiyaca göre merkez döner sermaye bütçesinden de gerekli ödenek ayrılacaktır.’’

Sağlık Bakanı Akdağ, depreme dayanıklılık raporu bulunmayan binalarda depreme dayanıklılık testleri yapıldığını ve gerekli tedbirlerin alındığını ifade etti.

/ ANKARA

13.06.2006


 

Zabıtalar da trafik cezası kesebilecek

Trafikte AB’ye uyum için hazırlanan Karayolları Trafik Kanunu Tasarısı, 15 Haziran Perşembe günü TBMM Genel Kurulunda görüşülecek.

Tasarı aynen yasalaşırsa, trafik cezaları kredi kartı ile ödenebilecek. Kaza yapanlar kendi tutanaklarını hazırlayabilecek. Belediye zabıtaları da trafik cezası kesebilecek. İlk kez trafiğe çıkacaklara ‘’stajyer sürücü belgesi’’ verilecek. Korsan otoparkçılara da hapis ve para cezası ile cezalandırılacak.

Tasarıya göre, okul taşıtlarında her öğrenci için emniyet kemeri bulundurulması zorunlu olacak. Okul taşıtlarının ‘’DUR’’ işaretini yaktıkları hallerde bütün araçların durması, bu işaretin sadece öğrencilerin binmeleri ve inmeleri sırasında yakılması zorunlu hale getirilecek. Trafik tescil plakaları için belirlenecek fiyatın üzerinde ücret, bedel, hizmet bedeli, katkı payı, kar payı, bağış adı altında şoförler odalarınca herhangi bir tahsilat yapılamayacak. Yetkili olmadığı halde araçlarda ayırım işaretleri bulunduranlara 379 YTL para cezası verilecek ve araçlar 15 gün trafikten men edilecek. Park yeri adı altında, yönetmeliklere aykırı olarak ‘’otopark’’ ücreti alan kişiler, 3 aydan 6 aya kadar hapis ile 379 YTL’den 760 YTL’ye kadar para cezası ile cezalandırılacak.

/ ANKARA

13.06.2006


 

Koçak: Disipline sevk edilmem sürpriz oldu

AKP Afyonkarahisar Milletvekili Mahmut Koçak, kesin ihraç talebiyle Müşterek Disiplin Kuruluna sevk edilmesinin kendisi için ‘’sürpriz’’ olduğunu belirterek, ‘’Ben AK Parti’liyim. Partide çok terim, maddî manevî emeğim var’’ dedi.

Koçak, Parlamentoda düzenlediği basın toplantısında, MYK kararıyla tedbirli olarak partiden ve gruptan kesin ihraç talebiyle Müşterek Disiplin Kurulu’na sevk edilmesinin, kendisi için sürpriz olduğunu söyledi. ‘’Çünkü genel başkanım, düşünce suçu nedeniyle hapiste yatmış, hak mağduriyetine uğramıştır’’ diyen Koçak, şöyle konuştu: ‘’Kaldı ki biz bunun sıkıntılarını, acılarını seçim öncesi ve iktidarımızın ilk aylarında genel başkanımızın şahsında yaşadık ve birlikte mücadelesini verdik. Bu parti de böyle bir sebeple disiplin mekanizması işletileceğine kesinlikle ihtimal vermiyordum. Bugüne kadar siyasi ikbal peşinde koşmadım. Parti yönetici kadrosunun sadece hoşuna gitsin diye söylem ve davranış içinde bulunmadım. Partimizin her platformunda, doğruluğuna inandığım düşüncelerimi, siyasî geleceğimi riske atma pahasına cesaretle dile getirdim.’’

Koçak, bir gazetecinin, ‘’İstifa edecek misiniz?’’ sorusuna, ‘’Partideki çalışmalarıma hiç ara vermeden devam ediyorum’’ karşılığını verdi. Gazetecilere Disiplin Kuruluna sevk edilme yazısını gösteren Koçak, yazıda sevk edilme gerekçesinin yer almadığını belirtti. ‘’Bekleyelim, görelim. ‘Görelim Mevlâm neyler, neylerse güzel eyler...’’’ diyen Koçak, siyasetin demokratikleştirilmesi gerektiğini kaydetti.

/ ANKARA

13.06.2006


 

Ecevit’in durumunda gelişme yok

Eski Başbakan Bülent Ecevit’in sağlık durumunda değişiklik olmadığı bildirildi.

GATA yetkililerinden alınan bilgiye göre, Ecevit’in sağlık durumu ‘’daha önce yapılan açıklamalarda olduğu gibi’’ devam ediyor. GATA’dan yapılan en son açıklamada, koma durumunun devam ettiği, hayati tehlikenin sürdüğü belirtilmişti.

/ ANKARA

13.06.2006


 

Başesgioğlu: En önemli önceliğimiz yoksulluk

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Murat Başesgioğlu, 1999’dan beri yürütülen çalışmalar sonucunda Türkiye’de çocuk işçiliğinin yüzde 50 oranında azaltıldığını bildirdi.

UNICEF tarafından Swissotel’de düzenlenen “Çocuk İşçiliğinin Önlenmesi’’ konulu konferansta konuşan Başesgioğlu, Hükümet’in en önemli önceliklerinden birisinin, yoksulluğun önlenmesi olduğunu belirtti. Yoksulluğun çocuklar için de en büyük tehlikelerden biri olduğunu vurgulayan Başesgioğlu, dünya çapında 600 milyon çocuğun mutlak yoksullukla karşı karşıya bulunduğunu bildirdi. Dünyanın diğer bölgelerinde olduğu gibi Türkiye’de de tüm nüfus grupları içinde yoksulluk riskiyle karşı karşıya kalan dezavantajlı gruplardan birisinin çocuklar olduğunu ifade eden Başesgioğlu, Türkiye’de yoksulluğun hane halkının büyüklüğüne göre arttığını bildirdi. Erken evlilik, ebeveynlerin gelir ve eğitim düzeyi, ailedeki çocuk sayısı, göç, işsizlik, eğitim ve sağlık hizmetlerine erişim ve gelir dağılımındaki eşitsizliğin çocukların durumunu ciddi biçimde etkilediğini anlatan Başesgioğlu, hane halkı reisinin kadın olduğu ailelerde çocukların yoksulluk riskine daha fazla maruz kaldığını söyledi. Çocuk işçiliği konusuna da değinen Bakan Başesgioğlu, bu konunun hem çocuk sağlığı ve eğitimi, hem de kayıt dışı istihdam açısından çalışma hayatının sorunlu alanlarından biri olduğunu belirtti. Türkiye İstatistik Kurumunun 2003’de yaptığı bir anketle 12-17 yaş arasında 770 bin çocuğun istihdam edildiğinin belirlendiğini söyleyen Başesgioğlu, 1999’da başlatılan çocuk işçiliğinin azaltılmasına yönelik ILO-IPEC Projesine katılan ilk 6 ülkeden biri olduğuna dikkati çekti. Başesgioğlu, ‘’1999’dan beri yürütülen çalışmalarla Türkiye’de çocuk işçiliği yüzde 50 oranında azaltıldı’’ dedi.

/ ANKARA

13.06.2006


 

Küçük ressam yetimler için atölye açacak

Küçüklüğünden beri resim yapmayı çok sevdiğini anlatan sekiz yaşındaki Fatma Esra Güler, “Babamlarla konuştuk, yetim arkadaşlarım için ne yapabiliriz diye düşündük ve yaptığım resimleri satarak onlara yardım etmeye karar verdik” dedi.

Resimlerinden birisiyle Öz-Kur Bir’in düzenlediği yarışmada 1.’lik ödülü, bir başka resmiyle de Gonca Dergisi’nden Mansiyon ödülü alan Esra adını “Minikler Atölyesi” koymayı düşündüğü bir yer açmak istediklerini de aktardı. Burada yapacağı resimlerin gelirlerini yetimlere göndereceğini söyleyen Esra, “Resimlerden kazandığımız para Irak’taki bir Müslüman kardeşime ulaştırıldığında ben çok mutlu olacağım” dedi. Büyüyünce anaokulu ve resim öğretmeni olmak istediğini söyleyen Esra’nın resimleri İHH adına gerçekleştirilen kermeslerde sergilenebilecek ve satılabilecek.

İHH, Türkiye’nin liderliğini hatırlattı

Sergi öncesinde yetimler onuruna Feshane Kültür Merkezi’nin bahçesinde bir kahvaltı da verildi. İHH İnsani Yardım Vakfı’nın misafiri olarak İstanbul’da bulunan on beş ülkenin yetimlerinin yanısıra Türkiye’den işadamları ve sivil toplum kuruluşu temsilcilerinin katıldığı kahvaltıda konuşan, Filistin Beit-Hanoun Belediye Başkanı Dr. Muhammed Nazek El Kafarna, “İHH böyle bir programla Müslüman yetimlere kucak açmış, Türkiye’nin bir zamanlar hem İslâm âlemi hem de Arab âleminin liderliğini yaptığını hatırlatmıştır. İnşallah tekrar aynı liderlik konumuna gelecektir” dedi.

Irak Ulusal Meclis Üyesi Dr. Ömer Abdüssettar da İslam’da yetimlere yardıma verilen önemi hatırlatarak, “Peygamberimiz de yetimdi, yetimlerin babasıydı ve yetimlere bakanların Cennette kendisine komşu olacağını buyurmaktadır. Yetimlerimize yaptığı bu yardımlar ve güzel işler için İHH İnsanî Yardım Vakfı’na çok teşekkür ediyorum. Bütün ümmetten önce böyle bir şenlik yaptılar, biz de ahirette onlara şahitlik edeceğiz” dedi. 2. Uluslararası Çocuk Buluşması’nı ‘Küçük İslâm Konferansı’ olarak isimlendiren Abdüssettar, “İnşallah bu çocuklarımız gelecekte büyük konferanslar yapacak” şeklinde konuştu.

/ İSTANBUL

13.06.2006


 

Sessizlerin yeni dili Tanrıverdi

Türkiye İşitme Engelliler Milli Federasyonluğu Başkanlığına Ercüment Tanrıverdi seçildi.

İstanbul Sanayi Odası’nın (İSO) Odakule Meclis Salonu’nda yapılan olağanüstü Türkiye İşitme Engelliler Milli Federasyonluğu Başkanlığı kongresinde Ercüment Tanrıverdi, Yunus Bayraktar ve Bahattin Demir arasındaki seçimde adaylar işitme engellilere daha iyi hizmet etmek için yarıştılar. Yunus Bayraktar ve Bahattin Demir’in genç başkan adayına karşı aldığı birleşme kararı sonucunda 20 oya karşı 56 oy alan Ercüment Tanrıverdi (30) başkan seçildi.

YENİ ASYA / İSTANBUL

13.06.2006


 

‘Sağlıklı süt için’

Sağlık Bakanlığı ve Tetra Pak Türkiye, toplumun daha fazla ve sağlıklı şartlarda süt tüketimi konusunda bilinçlenmesi amacıyla “Sağlık İçin Sağlıklı Süt İçin” projesini hayata geçirdi.

Projenin tanıtımı için düzenlenen toplantıda konuşan Sağlık Bakanlığı Müsteşarı Prof. Dr. Necdet Ünüvar sağlıklı süt tüketiminin toplum sağlığı açısından önemine dikkat çekti. Ünüvar, “Başta Brusella olmak üzere, tüberküloz, tifo, paratifo, şap, şarbon, sarılık gibi hastalık etkenleri çiğ sütlerden kolaylıkla insana geçebilmekte ve çok ciddi sağlık sorunlarına neden olabilmektedir. Bu nedenle sütlerin mutlaka uygun şekilde ısıl işlemden geçirilmesi gerekmektedir” dedi.

İbrahim DOĞRU / ANKARA

13.06.2006


 

Sigaradan uzak durun

Yaz aylarında; hayvansal kaynaklı gıdaların yoğun olarak tüketimi, yemeklerin aşırı yağlı pişirilmesi, meyve ve sebze tüketiminin yeterli düzeyde olmaması, fizikî aktivitelerin yetersizliği, yüksek tansiyon ve sigara kullanımı, şişmanlık ve diyabet, kalp-damar hastalıklarına yakalanma riskini artıran faktörlerin başında yer alıyor.

Sağlık Bakanlığı’ndan edinilen bilgiye göre, Türkiye’de gerçekleşen tüm ölümlerin ilk sırasında, kalp-damar hastalıkları yer alıyor. Dünyada her yıl yaklaşık 17 milyon kişinin hayatını kaybetmesine yol açan kalp damar hastalıkları, Türkiye’de en önemli halk sağlığı problemi olarak varlığını sürdürüyor. Türkiye’de yaklaşık 2 milyon koroner kalp hastası bulunuyor ve bu hastaların yılda 130 bini hayatını kaybediyor. Türkiye’de koroner kalp hastalıklarından ölüm oranı, tüm ölümler içinde yüzde 43 oranıyla ilk sırada yer alıyor. Bu ölümlerin önemli bir bölümü 41-58 yaş grubunda gerçekleşiyor.

Vatandaşların özellikle yaz aylarında daha da dikkatli olması gerekiyor. Yaz aylarında; hayvansal kaynaklı gıdaların yoğun olarak tüketimi, yemeklerin aşırı yağlı pişirilmesi, meyve ve sebze tüketiminin yeterli düzeyde olmaması, fiziksel aktivitelerin yetersizliği, yüksek tansiyon, sigara kullanımı, şişmanlık ve diyabet, kalp-damar hastalıklarına yakalanma riskini artıran faktörlerin başında yer alıyor.

/ ANKARA

13.06.2006

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler

 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004